Jump to content

Yeni Türkiye Okulları nasıl İslamlaşır, Öğrenciler Dindarlaşır


Recommended Posts

madem dindar nesiller yetiştirmek istiyoruz! yeni eğitim öğretim yılında tüm türkiye okullarında bu maddeler uygulanarak okullarımız islamlaşmalı buyurmuş arapsever dinci gazete vahdet ve habervaktim;

--------------------------------------------------------
her öğrenci geleneksel türk ve islam sanatlarından birini öğrenecek, eser ve ürün verecektir.

okulda kesinlikle karma eğitim yapılmayacaktır.

okulda kadın öğretmen hizmet görmeyecektir.

okulda cebir, geometri, fizik, kimya gibi ilimlere fazla ağırlık verilmeyecek; edebi, islami, tarihi, felsefi, sanatla ilgili sosyal kültüre ağırlık verilecektir.

okulun bütün öğrencileri içine alacak büyüklükte camii bulunacak, vakit namazları cemaatle eda olunacaktır.

erkek idarecilerin, erkek öğrencilerin hiç biri baş açık namaz kılmayacaktır. kadınlar camilere gelebilir ve kendilerine ayrılmış kafesli bölümlerde ibadet edebilir, kur’an tilaveti ve vaaz dinleyebilir ama efdal olan, namazları evlerinde kılmalarıdır.

okul camiinde, hoparlör tesisatı bulunması gerekiyorsa cihazlar altmış beş desibelin üzerinde açılmayacaktır.

arapça, osmanlıca dışında, iyi öğreneceği her yabancı dil için öğrencilere yüklü ödüller verilir.

okulda cemaat, tarikat, parti, fırka, hizip, meşreb propagandası yapılamaz. yapan öğretmenlerin işine son verilir, öğrenci ise okuldan atılır.

okulda, 19’uncu asırda şeyh şamil’in kafkasya’da yaptığı gibi mücahid dervişler müridizm eğitimi verilecektir.

öğrenciler zaruret olmadıkça ben kelimesini kullanmayacaklardır.

hafta tatili perşembe günü saat 13’te başlar, cumartesi sabahına kadar sürer.

ramazan ve kurban bayramları, bir de yıl ortası tatilinden başka tatil yapılmaz.

öğrencilerin lise tahsili esnasında küçük de olsa, kendi çaplarında da olsa risaleler, kitapçıklar, albümler hazırlamaları teşvik edilir, bunlar yayınlanır.

açılışından beş sene sonra bu mektep dünyanın en vasıflı on koleji listesinde yer alır.

okulda kahkaha ile gülmek, haykırmak, şamata yapmak, bir takım hafiflikler sergilemek yasaktır. yapanlara önce ihtar verilir, ıslah olmazlarsa okuldan uzaklaştırılır.

erkek öğrenciler okulda aldığı ilim ve bilgileri evde yemek yapan, çocuk büyüten annelerine, kızkardeş ve kız akrabalarına öğreteceklerdir, bu eğitimle kızların sokağa çıkarak okulda eğitim almaları engelenecektir.

erkek öğrenciler aldığı eğitimle sokakta gördüğü açık kapanmamış kızlara neden kapanmaları gerektiği güzel bir uslubla anlatılacak, gerekirse uyarılacaklardır. kadınların tesettürü doğrudur, haktır iyidir; açıklık saçıklık fuhuş zina azgınlık yanlıştır, kötüdür. tesettür, hicab ve başörtüsü iffetin bayrakları ve sembolleridir.
türkiye müslümanları kadın ve kızlarını, hayâsız ve iffetsiz sapık medeniyetin kötülüklerinden koruyamazlarsa yıkılmaya, esarete, rezalete, zillete, sürünmeye mahkûmdur. müslüman bir kadın veya kızın, başına renkli bir bez geçirerek sözde tesettüre bürünmesi ile mesele halledilmez. islam kadın ve kızları kur’anî ve şer’î tesettüre girmelidir.

kâfirlerin, münafıkların, kriptoların, yarı mühtedilerin, arivistlerin; okulu ve öğrencileri bozmaları ihtimaline karşı sıkı tedbir alınır.

okulda her sabah bir saat sarıklı ve cüppeli, icazetli ve ehliyetli hocalar tarafından kur’an din ahlak dersleri verilir.

okul duvarına şu yazı asılacaktır; allahın sınırları vardır, onları çiğneyenler tokat yer, sille yer, azaba uğrar ve yıkılır.

okulda sakın sakın sakın sadece abdülhamid demeyiniz. en azından sultan abdülhamid deyiniz. daha efendi olmak istiyorsanız, sultan abdülhamid han deyiniz. bendeniz bazen sultan abdülhamidi sânî efendimiz şeklinde yazıyorum. o muhterem zat, her fâni gibi ölmüştür ama dinimize, halkımıza, ülkemize, devletimize yaptığı hizmetler unutulmaz. o yıkıldıktan sonra ne hallere düştük. bizim kültürümüze uymayan lider ve onun batıcı uygulamaları devreye girdi.

islam şeriatının kaynakları dörttür: allah’ın kitabı, resulullah’ın sünneti, icmâ, kıyas. bunlar hakkında ayrıntılı dersler öğrencilere verilir.

evrim teorisi, uzay, galaksi, mars gibi sapık uçuk şeyler öğrencilere anlatılmaz. darvinizm bir teoridir, bilimsel bir gerçek değildir. okullarda, bu teorinin dine, allah inancına, islama karşı bir silah olarak kullanılması zulümdür, sapıklıktır. kaldı ki, darvinizm iflas etmiş bir teoridir, onun yerine neodarvinizm çıkarılıştır, o da boştur, koftur, bilim ve bilgelik dışıdır. bu konuda ısrar etmek gerçek ilim adamına yakışmaz. okullarda hem sözde din dersi okutuyorlar, hem de darvinizmi ilmî bir gerçek gibi gösteriyorlar. bu ne yaman bir çelişkidir.

tarih dersleri konusunda da durumumuz hiç iç açıcı değildir. tarih diye birtakım ideolojik hurafeler, mitolojiler okutuluyor. türk demek islam demektir, türk'ün lideri selanik den değil medine den çıkmıştır. selanik dönmesi zihniyet ve kültürünün, müslüman çocuklara ideolojik ve mitolojik tarih okutması hem gerçeklere aykırıdır, hem de zulümdür.

ne büyük eksiklik! türkiye’de islami kriterlere göre adam gibi adamlar yetiştirecek medreseler, okullar, eğitim sistemi, irfan kurumlar mevcut değil.

türkiyede çoğunluğu oluşturan müslümanlar, kendi islam mekteplerini açıp, genç nesillere, islama ve millî kimliğimize uygun bir eğitim vermedikçe hür, aziz ve üstün olamayacaklar; kendi vatanlarında ikinci sınıf vatandaş, sömürge yerlisi statüsünde sürünmeye mahkum vaziyette yaşayacaklardır.

on binlerce cami binası yapan ama bir tek islam mektebi açmayı düşünmeyen, açamayan bir kavmin acıklı hikayesi…

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunlar senin gerçek düşüncelerin mi yoksa islamı kötü göstermek isteyen birisi misin? Gerçek düşüncelerinse bu kadar uç düşüncelere nasıl sahip olabiliyorsun?

Bunlar benim düşüncelerim değil dinci gazete habervaktim'in yazı dizisi...bugünde bunlar var;

---------------------------------------

İktidardaki parti de dahil hiçbir partinin seçim vaatleri iç açıcı, yürek soğutucu değil. Hepsi “ekonomik imkânları” artıracağını, yol, su, elektrik ve para dağıtacağını vaat etmiş.

İktidardaki parti de dahil hiçbir partinin seçim vaatleri iç açıcı, yürek soğutucu değil. Hepsi “ekonomik imkânları” artıracağını, yol, su, elektrik ve para dağıtacağını vaat etmiş.

Allah için, millet için, partilerden biri de kalkıp “Bu ülkede meşrûiyet ve hâkimiyetin kaynağı doğrudan doğruya İslâm’dır diyerek şeriat anayasasını ve hilafeti getireceğim, Türkiye İslâm Cumhuriyetini ilân edeceğim, hilafeti ve Meclis’i temsil edecek olan Başkanlık sistemi altında partiler meşrûiyet çizgisini aşmadan seçimlere girebilir, temsil haklarını kullanabilirler” dememiş.

“Azınlıklar dini görevlerini ve adetlerini belirlenmiş mekânlarda yerine getirebilirler, Türkiye İslâm Cumhuriyeti’nin meşrûiyet ve hâkimiyet esaslarını ihlal etmeyecek şekilde ticaretle uğraşabilirler” şeklinde yürek soğutacak bir söz yok.

“Kemalizm’in tesirleri hâlâ süren Ankara’yı greyderin önüne katıp en yakın Karadeniz’e kadar küreleyip dökeceğim ve İstanbul’u başşehir yapacağım, Anıtmezar’ı yıktırıp orta yerine Ayasofya’ya benzer bir câmi, fakirler için toplu konut ve kimsesiz çocuklar için yurt yaptıracağım” babında, aydınları ve generalleri tarafından bir asırdır ezilmiş ve aldatılmış mazlum milletin yüreğini kabartacak bir müjde yok.

“İdam cezasını getireceğim, Avrupa Birliği’ne rest çekip, bu ülkedeki müeyyidelerini ilga edeceğim, dinimize mugayir olan her türlü dernek ve kulüpleri, plaj ve içkili yerleri, kumarhane ve umumevlerini kapatacağım, Ahlâka aykırı lâdini kadın hakları dernek ve hareketlerinin faaliyetlerini tamamen durduracağım, kâfirler gibi evlerde köpek beslemeyi yasaklatacağım…” diyen, gururumuzu şahlandıracak bir vaat yok.

“Opera, bale, tiyatro gibi laik sanat merkezlerini fes edeceğim, Laikler kendi mekânlarında kendi seyircileri için sanatlarını dışarı taşırmadan icra edebilirler, İslâm ahlâkına aykırı her türlü ses ve sinema sanatçılığı, pavyon gibi eğlence yerleri yasaklanacak” diye haykıran bir parti çıkmadı.

“Ülkenin en ücra köşesi de dahil bütün heykeller yıktırılacak. İlkokuldan üniversiteye kadar bütün mekteplerin eğitim ve öğretim müfredatı toptan değişecek, ders kitaplarından la-dini Cumhuriyetin ve Batılılaşmanın izini taşıyan her tür konu, edebi metin, okuma parçası, şiir ve Kemalizm’in önderlerine dair yazılarla resimler kaldırılacak” tarzında bir seçim beyannamesine henüz rastlamadık.

“Azınlıkların, yâni zimmilerin ve laiklerin hususi hayatına müdahale edilmeyecek, fakat hayat tarzlarını ülke geneline taşırmadan, reklamını yapmadan ve göstermeden kendilerine tahsis edilmiş mekânlarda icra edecekler, din ve vicdan hürriyetleri ve hukukları devletin meşrûiyet ve hâkimiyetini ihlâl etmeden emniyet altında olacak” diye gür ve sarsıcı bir ses duyulmadı partilerden.

“Pkk ve Bdp benzeri bölücü örgütlerin varlığı derhal sona erdirilecek, Kürtler resmî dil Türkçe’yle birlikte ana dillerini kullanacak, siyasî ve medenî cihetten Müslüman Türklerin ilân ettiği Türkiye İslâm Cumhuriyetinde birlikte olacak ve olmak mecburiyetindedir. Alevi vatandaşlarımız da kendi anâne ve kültürlerinde serbest olacak ve Türkiye İslâm Cumhuriyeti bünyesinde Müslüman Türklerin siyasî ve medenî idaresinde kardeş bir unsur olacak ve olmak mecburiyetindedir” tarzında millet kavramını tarihteki gibi dillendiren bir parti beyannâmesi okumadık daha.

Veyl, bütün partilere! Vaatleriniz fikirli olsun, öyle gelin karşımıza.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...