Jump to content

Vatanseverlik ve/veya Milliyetçilik


Recommended Posts

Sizce vatanseverlik aslında kendini vatanın tek sahibi olarak görme imtiyazcılığının bir görünüşü mü?

Son zamanlarda aklıma takılan şey milliyetçilik daha doğrusu kendi milliyetçiliğim,aslında kişisel tercihimi sorguluyorum . Tescilli,mühürlü ve numaralandırılmış kimliğinde yazanlar beni hoooooop imtiyaz sahibi yapıyor. Erkek,sünni hanefi,kütük başkentte.Edinilmiş kimliğim ise direk beni iş hayatımda ön safaya itiyor. Acaba bu yüzden mi kendi mi bu vatanın sahibi ilan ettim? Şırnak askerlik yaptığım bir il değildi,öğretmen olup soba da yakmadım sınıfta,doktor olup karnıma bıçak da saplanmadı...Bunlar başıma gelseydi vatanseverliğimin içinde şiddet barındırmayı olağan sayar mıydım acaba? Sevilen vatan için ölünebilir demek kolay olsa da ölüm anını düşününce vazgeçiyorum vatan için ölmekten. Ailem var benim,tıpkı sizin gibi,

Peki,o zaman ,alt tarafı ailemle olan bağımda bile faydası olmayan bu kavramlar uğruna yaratılan ideolojilerden medet ummak sizce ne kadar doğru? Bu kavramları yaşam biçimi haline getirmek sizce bireye ne kazandırır?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 188
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Milliyetçilik ulusalcılık gibi saçma politik idelojiler ulusları birbiriyle savaştırmak için uydurulmuş politik ideolojilerdir.

Önemli olan insan ırkı olmalı. İnsanlar daha rahat yaşamak için insan hakları için mücadele etmeli.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hepimiz hayvanız ve hayvanların hemen hepsinin yaşam alanları olur..Bizim yaşam alanımızı da sınırlar belirler..''Sınırlar kalksın,herkes kafasına göre takılsın'' demek gerçekçi değil..Bu sınırlar hep var olacak..Bu sınırları korumak uğruna savaşılabilir ama sınırların içindeki insanlar için savaşılır mı?Bu tartışılır işte..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mark of cain , sendeki milliyetçiliğin nedeni minnettarlıktan kaynaklanıyor anladığım kadarıyla.Her minnettar olduğumuz şey için ölemeyiz. Sendeki duygular lisede bende de vardı, o zamanlar ben Türkiye'yi süper güç devletler arasında görüyordum ve böyle güçlü devletin ana unsuru olmak göğüs kabartıcı, artı şanlı tarihimiz falan filan ne gurur verici.Tabi gurur duymak ile şımarıklık duygusunu da iyi ayırt etmek gerekir. İtiraf etmeliyim ki ben de ki şımarıklık boyutunun sınırlarını zorlayabiliyordu ama insan kendinin pek farkında olmuyor bil hassa o yaşlarda. Olgun olmayan bir karakterle milliyetçilik algısı insanı çok saçma durumlara sokabiliyor. Tabi hayat demek görmek demek ve bazende istemeden de olsa sorgulamak demek.

Bu bende ki milliyetçiliğin bir benzerini izlediğim bazı Amerikan filmlerinde de görmüşümdür, çok ayrıcalık bekleyen bir tavırla başka bir ülkede olmasına rağmen "Hey Amerkalıyız biz" söylemleri meşhurdur.O Amerikalı o cümleyi bir Afrikalıya ya da Tayland lıya söylemek yerine bana söyleseydi "Bizde Türküz, amerikalı" derdim çok kendimden emin bir şekilde. O zamanlarda ben de, her milletin ayrı yaratıldığına dair bir düşünce vardı.Bir Amerikalı karşısında Afrikalı gibi ezik değilsem bu Türk olmamdan kaynaklanıyor, Halbuki gerçek hiçte böyle değil,o dönemlerdeki ekonomik durumumuzun iyi olması, hayatta hiç ezilmemiş olmak, aslında en ana nedeni bunlardır.Neyi neden yaptığını, yaptığın şeyin ya da olduğun karakterin Türk olmandan kaynaklandığına inanmak gerçeklikten uzaklaştırıyor. Yaşam koşullarından o yaşların olumlu koşullarından kaynaklanan duygular ve düşünceler aslında ama yaratılışın bu sanıyorsun. Bu anlamda ki bir milliyetçilik başka milletleri ötekileştirmekten başka bir işe yaramaz. Şu an düşünüyorum da ne kadar saçmaymış diyorum. İnsan dünyanın her yerinde aynı insan sadece koşulları farklı ,beynine yüklenenler farklı. Aynı koşullarda olan insanlar hangi milletten olursa aynı duygulara sahip olabiliyor.

Böyle bir milliyetçilik algısından kurtulmak ta ilerleyen süreçlerde olgunlaşmakla geldi. İnsan kendindeki yanlışlarla yüzleşmediği müddetçe olgunlaşamaz. Yüzleşmek se sancılı bir süreçtir. Bende ki din algısıyla bu sitede yüzleşmiştim. Sonra sorgulama başladı tabi diğer taraftan hayatta başıma gelen negatif şeyler ve daha neler neler. Kısaca çok mağdur olduğum,ciddi sıkıntılara düştüğüm dönemler de oldu. O zaman boyut değiştiriyor insan çok daha farklı açılardan görüyor. Her şeyi geçtim gerçekten mağdur olmuş birini anlayabiliyorsun. Milliyetçilik falan hikayeymiş diyorsun. Aslında hikaye olan milliyetçilik değil tabi benim algıladığım manadaki milliyetçilik hikaye. Yıkılan şey milliyetçilik değildi , olgun olmayan yanlışlarla dolu bir karakterdi yıkılan. Bir insan hangi milletten olursa olsun ama önce onu insan olan tarafıyla görmeye çalışıyorum. Tabi karşıma insan yerine bir ideoloji çıkınca, işte bir cahil daha diyorum. İdeoloji insanın tamamı değil sadece gereksinim gereği küçük bir parçası olmalı.Bu yüzden hayatımın odak noktası, Türk olduğumu düşünerek değilde İnsan olduğumu düşünerek yaşamaktır.Bir insana "sen müslümansın ve bir müslüman şöyle düşünmeli,şöyle sevişmeli,şöyle olmalı" demek o kişiyi kendi insani tarafından ayırmak demektir.O insanın tamamını ideoloji yapmak demektir. "Sen insan değilsin, sen şu sun(buna x te diyebiliriz) şunlar ise şu (y) ve sizler farklısınız" demekle aynıdır.Tabi dinlerin farklılaştırması inanç yönünde yani milliyetçiliğin farklılaştırması gibi "farklı yaratılmış onlar" algısı yerine "farklı inandırılmış onlar" algısını getiriyor. Bu yüzden dinlerin ırkçı yönü zayıftır oluşturduğu bilinç altı algı ya da bilinçli algı nedeniyle artık ne derseniz bunun adına.Ama kısaca din de milliyetçik te, insanları birbirinden ayrıştırır.Tüm bu düşüncelerime rağmen ben yine milliyetçiyim ama eski algılarımla değil, olmak zorunda olunan kadar milliyetçiyim, . Bu şu demek : Ben bu toplumun içinde yaşıyorum, bunu da değiştiremem. Herkes ortamının iyi olmasını ister, içinde yaşadığın ortam ne kadar gelişmiş olursa o kadar insan olarak yaşarız. Ben 60-70 arası bir IQ ya sahip idiot bir milletin içinde ne yaşamak isterim ne de böyle bir ortama çocuğumu da sokmak isterim.

Milliyetçilikte zaten bu boyutta kaldığı müddetçe maküldür komple bir bütün olarak hayatımızın insanlığımızın tamamı olmamalıdır. En gelişmiş ülkelerde bile optimum düzeyde milliyetçilik vardır. Hatta bazıları benim biraz önce anlattığım olgun olmayan boyutlarda milliyetçiliğe sahipler. Mesela Fransa buna en iyi örnektir adamların hayatı, insanlığı milliyetçilik olmuş. Dediğim gibi benim lise de ki milliyetçilk algım gibi bunların ki. Benim lisede ki karakteristiğim sistem tarafından ödüllendirilseydi, düşüncelerimin ve algılarımın doğruluğuna mutlak inanacak ve hiç bir şeyi sorgulama gereği duymayacaktım. En büyük mutluluk cahilliktir ve cahillik tatlı bir uykudur. Tekerime taş değmeseydi ben bu tatlı uykudan hiç uyanmayacaktım.

Sözün özü milliyetçilik makul miktarda da olsa gereklidir ancan benim hayalimde olan millliyetçilik anlayışı Mustafa Kemal Atatürk'ün bize gösterdiği,tarifini ettiği fakat bizim anlayamadığımız milliyetçilik anlayışıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

Bakalım kim kimi çıkaracak.

Bu ülkeyi kazanırkan benimle olana sözüm yok.

Ama ülkesini düşmana terk edip kaçıp gelenlere çokmu çok söyleyeceklerim var.

Milliyetciligi, ulusalcılığı kötüleyen çok bilmişler bunlardandır.

Bunları götürüp

Irakta

Surıyada

Libyada

Yemende

Afganistanda

Pakistanda yaşamaya zorlıyacankı görsün dünyenin kaç köşe olduğunu.
Vatan için ölmenin nekadar önemli olduğunu.

Irakta 1 milyona yakın ınsan öldürüldü.

Halada öldürülüyür.

Amarıkalı eskerler 1 milyona yakın kadını , kızı becerdiler.

Neden oldu bunlar dersiniz 1500 yıl önceki bir liderin aklına uymaktan, vatan için ölmeyi bilmemekten,kaçmadan,saklanmaktan,korkmaktan.

İsreil 500 milyon düşmanın arasında yaşayabilirmiydi senin gibi vatan için ölmemeyi fuzulu bulsaydı.Araplar fuzulu buluyor vatan için ölmeyi.

Bu nedenle 7 milyonluk İsreile 3 gün içinde terlim oldular 1976 savasında.

Daha geçenlerde Isreil Filistini nerdeyse baştan aşağı yıktı 2000 kişiyide öldürdü.

Ne oldu?

Vatan için ölmek istemeyenlerden,vatan için ölemek isteyenlerden çok daha fazla nüfus kaybı olur bir savaşda.

Tabıatta her ÇEŞİDİN deyişik türleri vardır.

Taşların bir çok türü vardır.

Kuşların birçok türü vardır.

Otlar değişik türdedir.

İtlerde öyle

Atlarda öyle

Agaçlarda

Yalnız çam ağaçlarının 37 türü vardır.

Tabiatta Türsüz hiçbirşey yoktur.

İnsanında TÜRÜ vardır.

Arap Türke benzermi

Çinli Rusa bemzermi.

Arjantinli İngilize benzermi

Eskimo Habeşliye benzermi,benzemez illeki.

Neden benzemez?

Kullanılan malzeme ayrı,fabrika ayrı çünkü.

Bir örnek veriyim.

Arap atlarıyla İngiliz atları kısa mesefeli koşuda hızlı.

Orta asyalı atlarsa ,kısa mesefede Arap İngiliz atları kadar hızlı değiller emmeee uzun yolda diğer atlardan çok çok daha dayanıklıdır.

Insanlarında türleri vardır.

Bu türlerinde çok değişik özellikleri vardır.

Herşeyde olduğu gibi.

İnsanları tek soy olarak görenler ya CAHALLIKLARINDAN yada çok bildikli olduklarındandır.

Tolonbeg

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tayyip Erdoğan da aynı şeyi söylüyor.

Allah'ın izniyle AKP anayasadan o lanetli Türk kelimesini çıkaracak.

Allah'ın izin verdiğini nereden biliyorsunuz?Aranızdan birine izin kağıdı mı verecek?Mesela Bülent Arınç'a ''alın size izin'' mi diyecek?

Türk kelimesi niye lanetliymiş?

Ne yaptı Türkler sana?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Askerlerin söylediği bir söz vardır; coğrafya kaderdir derler. Türkiye, bu coğrafyada kurulmuş. Bu coğrafyadaki avantajlar ve handikaplardan, hayır ben bu coğrafyayı ret ediyorum diyerek kurtulamaz. Ya varlığını fesh edecek, ya da bu kaderle yüzleşecek. Üçüncü bir yol yok.

Benim anladığım anlamda milliyetçilik biraz böyle birşey. Bu ülkede doğdum. Bu ülke kültürü ile yoğruldum ve varoldum. Bu ülkeyi, bu ülke insanını seviyorum. Radikal İslamcı hareketler, bu düşüncemi değiştiremiyor. İslam'ı bir tekamül olarak yaşayıp oldukça zarif bir kişiliğe sahip birçok insanla tanıştım. Bu anlamda İslam ile bir bütün olarak çatışma halinde değilim. İslamcı hareketi, İslamı referans alan bir siyasi hareket olarak görüyorum. Bu hareket ile rakip saftayım. İslam'ı düşünsel olarak ret etmiş olsam da İslam ile düşman değilim.

Milliyetçiliğe dönecek olursak, tabii ki negatif bir milliyetçilik var. Kendini üstün görme, diğer halkların topraklarını işgal etme falan. Bu tip bir milliyetçiliğe karşıyım. Ama, üstünde yaşadığın toprağın kültürü içine karışma, onunla yoğrulma, onunla bir olma anlamında milliyetçiyim.

Milliyetçilik bir de ötekine göre tanımlanır. Mesela bir Yunan'a göre ben Türküm. Kaçınılmaz olarak öyleyim. Ben Yunan'dan üstte ya da altta değilim. Benim Yunan ile bir hiyerarşik pozisyonum yok. Ama bir pozisyonum var, Türk'üm. Bunu irdelemek saçma ve garip geliyor. Evet, Türk'üm. Neşet Ertaş türküsü dinleyince ruhumun bütün telleri titriyor. Yunanca bir şarkı beni bu kadar etkileyemez. Tamam, severim eğlenirim ama Neşet Ertaş ruhumda fırtına koparır. Çok iyi anlaştığımı düşündüğüm, yediğim içtiğim ayrı gitmeyen bir Yunan'lı arkadaşım olduğunu düşünelim. Oturup rakı içsek, Neşet Ertaş çalıp söylense, benim kalbim sökülür. Yunanlı arkadaşım bu duyguyu yaşayamaz. Ama yanda, normalde hiç sevmediğim bir Türk oturuyor olsa, o duyguları paylaşır. İşte böyle objektif bir durum vardır. Ben sevmediğim bir Türk'le ortak bir zemini paylaşabilirim. Çünkü istesem de istemesem de ben Türk'üm.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Vatanseverlik kavramı, milliyetçilikten daha olumlu gibi.
neticede içinde bir sevgi kavramı var. milliyetçilikde ise, bir taraftarlık sözkonusudur.
insanların, sadece kendi milletinin tarafı olması, genelde iyi sonuçlar vermiyor.

İyi insanlar her zaman daha değerlidir, milleti önemli değil.

Diğer taraftan, ülkesinin özgürlüğünü ve aydınlanmasını isteyen insanların, ülkesi için fedakar bir tavrı olması da takdire değer.
Bu açıdan saygı duyuyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 months later...

Birleşik dünya devleti gibi masallara ancak küçük çocukları inandırabilirsiniz.

"Boşver ne yapacaksın Türklüğü, türküm deme pis adi ırkçı faşist atalarınla tarihinle övünme artık sonra övünülecek tarihi olmayanlar ağlıyor"

İnsanlık var olduğu sürece milliyetçilik her zaman olacak. Milliyetçilik kendi aileni/ırkını sevmektir. Milliyetçiliğe karşıysan aile kavramına karşı olmak zorundasın o zaman. Önceliğin kendi karın/kocan kendi çocukların olmayacak.

Milli bilinci olmayanın hayvandan ne farkı var? Hayvanların kimliği, milliyeti olmaz.

Ben Atatürkçüyüm. Atatürk de bize "benim ilkelerimden ayrılmayın, benim yolumdan gidin" demiş. Atatürk türk milliyetçisi olduğunu göre ve ben de Atatürkçü olduğuma göre türk milliyetçisi de olmak zorundayım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Vatanseverlik avcı toplayıcıların yerleşik hayata geçmesi ile oluşan bir olgudur. Feodalizmle büyümüştür ve kapitalizmle yaşamına devam etmektedir. Dünyanın neresine giderseniz gidin bütün vatanseverler ergenlik çağlarında sistem tarafından seçilir ve kayırılır. İki uçlu olan bir çizgi üzerine monte edilir. Bir uçta öfke kontrol sorunları yaşayan gelenekçi grup diğer uçta öfke kontrol sorunları olanlara saygı duyan çekingen grup. Bu çizgi temelde iktidar tarafından bilinçli olarak oluşturulan ve korununan bir çizgidir. İktidarla halk arasındaki sınırı oluşturur. İktidarla baş edebilmek için önce bu sınırın ortadan kaldırılması gerekir. İktidar bunu bildiği için bu sınıra yatırım yapar. Arkeoloji der ki; tarım toplumuna geçildiğinde ölen insanların mezarlarını inceledik ve şu sonuca vardık. Azınlık grubuna ait insanlar daha uzun ve sağlıklı yaşamışlar Hala öyle değil mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

MiLLiYETCiLiK BiR HASTALIKTIR ❗️

SiZE HiC TANIMADIGINIZ iNSANLARDAN NEFRET ETMEYi ; HiC BiR ROLUNUZ OLMAYAN SOZDE BASARILARLA OVUNMEYI OGRETiR

Link to post
Sitelerde Paylaş

Vatanseverlik avcı toplayıcıların yerleşik hayata geçmesi ile oluşan bir olgudur.

Avcı topalyıcılar asalak yaşamdan yerleşik hayata yani üretim sürecine geçerken bir kısım avcı toplayıcılarda asalak yaşamlarına devam etmişlerdir. Bu süreçte yerleşik yaşama geçen topluluklara yağma süreci başlamıştır. Bu çift taraflı bir boyut taşır. Bu sebeple yurtseverlik meşrudur

Link to post
Sitelerde Paylaş

Avcı topalyıcılar asalak yaşamdan yerleşik hayata yani üretim sürecine geçerken bir kısım avcı toplayıcılarda asalak yaşamlarına devam etmişlerdir. Bu süreçte yerleşik yaşama geçen topluluklara yağma süreci başlamıştır. Bu çift taraflı bir boyut taşır. Bu sebeple yurtseverlik meşrudur

"Asalak yaşam" da ne oluyor? Her yer meyve, her yer av. Kristof Colomb, Atlantık'de bazı adalardaki kominal toplumları görünce aptallaşmış. Tayfaları zaten aptalmış. Adalılarda para yok, silah yok, huzur var. Küçücük adada yaşıyorlarmış. Vatanseverlik fikri olmadığı için savunamamışlar.

Jared Diamond'dan okuyun biraz. Birileri daha uzun ve sağlıklı yaşayacaksa vatanseverlik kavramını yeniden gözden geçirin. Vatanseverlik meşru değildir. Kalahari'de, Yağmur Ormanları'nda vs. vatanseverlik yoktur.

Bu insanların yanına "gitmek" bile onlar için ölümcül olabilir. Bu insanların dışarıdan gelecek hiç bir virüse, bakteriye tahammülleri yok. Bu insanları vatan(!)'larından sürmek için Hernan Cortes'in iki atlısı yeter de artar bile. Bu insanlar evlerini yakıp başka yerlere göç ederler. Bu insanları anlamadığımız sürece ne kendimizi ne de dünyayı anlayamayacağız.

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Asalak yaşam" da ne oluyor? Her yer meyve, her yer av. Kristof Colomb, Atlantık'de bazı adalardaki kominal toplumları görünce aptallaşmış. Tayfaları zaten aptalmış. Adalılarda para yok, silah yok, huzur var. Küçücük adada yaşıyorlarmış. Vatanseverlik fikri olmadığı için savunamamışlar.

Jared Diamond'dan okuyun biraz. Birileri daha uzun ve sağlıklı yaşayacaksa vatanseverlik kavramını yeniden gözden geçirin. Vatanseverlik meşru değildir. Kalahari'de, Yağmur Ormanları'nda vs. vatanseverlik yoktur.

Bu insanların yanına "gitmek" bile onlar için ölümcül olabilir. Bu insanların dışarıdan gelecek hiç bir virüse, bakteriye tahammülleri yok. Bu insanları vatan(!)'larından sürmek için Hernan Cortes'in iki atlısı yeter de artar bile. Bu insanlar evlerini yakıp başka yerlere göç ederler. Bu insanları anlamadığımız sürece ne kendimizi ne de dünyayı anlayamayacağız.

Sert oldu ancak yerleşik hayata geçmeden önce insan asalak olarak yaşar. Ve araç gereç yapımıyla beraber birçok yerde yıkıcı bir varlık haline gelmiştir. Doğa da ne bulursa talan eden araç gereç yapımıyla da diğer hayvanlar a karşı üsünlük sağlayan insanoğlu hızla üremiş ve dünyanın her bir köşesine yayılmıştır. Eğer yerleşik hayata geçip üretim süreci tetiklenmeseydi bu yıkıp daha büyük olabilirdi.

Siz ve birçok kişi suçu medeniyetin ve yurtseverliğin gelişmesine atar. Yanlış bir çok uygulamalar olsa bile medeni yurt aynı zamanda yaşanılabilir bir yer olabilmesi sebebiyle üstüne titrenen bir yerdirde. Bugün ve dün bir çok topluluk yurtlarının yaşanılabilir bir yer olması amacınındadırda.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...