Jump to content

Var yok, yok da var edilemez mi?


Recommended Posts

Fizik ve kimya derslerinde sık sık karşılaştığımız bir söz vardır: "Var olan şey yok, yok olan da var edilemez". "Maddenin veya kütlenin korunumu kanunu" olarak bilinen bu ifade, Fransız kimyacısı A. L. de Lavoisier'e aittir.

Sorunun cevabına geçmeden önce, bir hususu açıklamakta fayda görüyoruz. Bazı kimseler, bu kanun üzerinde demagoji yapmakta ve kanunu yanlış yorumlayarak meseleyi ideolojik bir atmosfere çekmek istemektedirler. Bunların düşünce yapılarını şöyle bir misalle açıklayabiliriz:

Karşımızda sanatkarane yazılmış güzel bir hat bulunsun. Bu hattın elbette bir hattatı olacağı, az bir düşünce ile hemen anlaşılır. O yazının hattatını inkar gayesi güden bir kimse, kalkıyor, nazarları o hattan, ondaki ince sanattan ve ifade ettiği manadan uzaklaştırmak için, dikkatleri yazının mürekkebine çekiyor. "Bu yazı, yoktan mı yazıldı, yoksa mevcut mürekkepten mi?" diye bir soru ortaya atıyor. Ve mürekkep üzerinde yapılan bu münakaşayı yayarak ve derinleştirerek, hattatı bütün nazarlardan gizlemeye çalışıyor.

Lavoisier kanununu sık sık gündeme getirenler de buna benzer bir demagoji yapıyorlar. Sanki bu kainattaki harika eserlerin yaratıcısı olduğunun kabul edilmesi için, o eserin mevcut elementlerden değil de yoktan yaratılmaları şartmış gibi. Halbuki, kanunun mahiyeti ve kapsamını incelediğimiz zaman bu kanunun hiç de inkara kapı açmadığını, bilakis kainattaki düzeni netice veren İlahi kanunlardan birisi olduğunu açıkça görürüz.

Hepimiz biliriz ki, devletin çıkardığı kanunların uygulandığı ve geçerli olduğu bir saha vardır. Muhatabı bazen suç işleyenler, bazen vergi mükellefleri, bazen de mirasçılar teşkil eder. Bunun gibi, kütlenin korunumu kanununun da geçerli olduğu ve olmadığı sahalar vardır. Özellikle fizik ve kimya deneyleri ile, bunların problemlerini çözmede maddenin korunumu kullanılmaktadır. Şimdi bunu bir misalle daha anlaşılır hale getirelim:

Karbon ve oksijenden karbondioksidin teşekkülünü gösteren;

C + O2 = CO2

reaksiyon denklemine kütlenin korunumu kanununu uygulayalım. Daha işin başında, bu denklemi yazmakla sistemimizi tespit etmiş oluyoruz. Diyoruz ki, "bizi yalnız karbon, oksijen ve karbondioksit ilgilendirir. Sadece onların ağırlıkları arasında bir hesaplama yaparız." Eğer karbon ve oksijen ağırlıkları uygun oranda ise, meydana gelecek olan karbondioksit ağırlığı, karbon ve oksijen ağırlıkları toplamına eşit olacaktır. Yani, kütle korunacaktır. Çünkü, daha başlangıçta sistemimizi çerçevelemiş, başka madde çeşitlerinin giriş ve çıkışını yok farz etmiştik.

Şimdi her tarafı kapalı bir kap düşünelim. İçinde yüzlerce çeşit bileşik bulunsun. Kabımızı tartalım ve ateşin üzerine koyalım. Bunun sonucu olarak da, kabın içinde çok sayıda reaksiyon olduğunu ve bir çok yeni bileşiklerin de teşekkül ettiğini farz edelim. Deney sonunda kabımızı tekrar tarttığımız zaman, ağırlığının aynı kaldığını görürüz. Çünkü, kabımız kapalı olduğundan dışarı madde çıkışı olmamış, yani, mevcut kütle kaybolmamıştır. Dışarıdan da herhangi bir madde girişi olmadığından, yoktan yeni bir kütle meydana gelmemiştir. Dışarıdan içeriye bir şey koysaydık veya içinden bir şeyler alsaydık, kutunun ağırlığında mutlaka bir değişme olacaktı.

Aynen öyle de, içinde yaşadığımız ve kapalı bir kutuyu andıran madde aleminde çeşitli değişim ve dönüşümlere ya bizzat şahit oluyor veya ilmen vakıf bulunuyoruz. Yine çok iyi biliyoruz ki, bu alemin kütlesi ne artıyor, ne de azalıyor. Çünkü dışarıdan bir müdahale olmadıkça ne varlıktan yokluğa, yani, kutunun dışına bir kaçış, ne de yokluktan bir madde yağışı vuku bulmamaktadır. Bu müdahale de ancak ve ancak, madde ile kayıtlı olmayan ve mekandan münezzeh olan Cenab-ı Allah tarafından yapılabilir. Kudret ve iradesiyle yaratır ve alemimize sokar veya yok eder ve alemimizi eksiltir.

Kısaca, kütlenin korunumu, çerçevesi tespit edilmiş bir kapalı sisteme uygulanan ve maddenin dönüşümleri esnasındaki ağırlıkla ilgili münasebetleri gösteren bir kanundur. Ansiklopedilerden Lavoisier'in biyografisini okuduğumuz zaman, O'nun, kimyada teraziyi ilk kullanan ilim adamı olduğu görülür. Buradan da o kimyacının, söz konusu ifade ile maksadının ne olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Yoksa, hiç bir zaman Allah (c.c.)'ın kudret ve iradesine ters düşen bir düşünce tarzının başlatıcısı olmamıştır. Hatta Avrupa ve Amerika'da ders kitabı olarak okutulan bazı kimya kitaplarında, kütlenin korunumu ifadesinin hemen ardından; "...but the God" sözleri yer almaktadır. Kısacası, ancak Allah (c.c.) bu hükmün dışındadır" denilmektedir. Böylece, zihinlerde ortaya çıkması muhtemel şüpheler de başlangıçta hemen izale edilmektedir.

Sohbetimizin başında, kanunların belirli bir alanda geçerli olduğunu söylemiştik. Kütlenin korunumu prensibinin geçerli olmadığı bazı gerçek fiziki olaylar da mevcuttur. Mesela, bu gün maddenin enerjiye dönüştüğü bilinmektedir. Einstein'ın en önemli buluşu olan E = mc2 formülünden, m kütlesi kadar azalmanın enerji karşılığı, c ışık hızının karesiyle çarpılması sonucu bulunmaktadır. Bu uygulamaya misal olarak bir atomun çekirdeğini teşkil etmek üzere bir araya gelen nötron ve protonların toplam kütlelerinin azalmasını verebiliriz. 35/17 CI şeklinde gösterilen klor atomu çekirdeği kütlesinin, 18 nötron ve 17 protonun toplam kütlesine, yani 17X1.007277+ 18X1.008665 = 35.289005 atomik kütle birimine eşit olması gerekir. Burada 1.007277 bir protunun, 1.008665 de bir nötronun kütlesidir. Fakat çok hassas deneyler sonucunda bir klor atomu çekirdeğinin 34.96885 atomik kütle birimi olarak, yani, 0.32016 daha az bulunmuştur. Aradaki kütle farkı, enerjiye dönüşmüş, madde aleminden yok olmuştur.

Maddenin yok olabildiğine dair bir başka gerçek hadiseyi de astronomi alimleri gözlemişlerdir. Son yıllarda yapılan araştırmalar, her birinin kütlesi dünyanınkinden defalarca büyük olan bazı yıldızların "kara delik" adı verilen ve mahiyeti bilinmeyen yerlere girerek kaybolduğunu göstermiştir.

İşte izah etmeye çalıştığımız bu iki hadisenin, kütlenin korunumu prensibiyle açıklanması mümkün değildir. Yani, söz konusu prensip, mutlak bir değer taşımamaktadır. Uygulandığı belirli şartlar ve durumlar vardır.

Sonuç olarak; bu kütlenin korunumu prensibinin, Allah'ın yaratma ve yok etme fiilleriyle çatışan ve o fiillere ters düşen hiç bir yönü yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
İşte izah etmeye çalıştığımız bu iki hadisenin, kütlenin korunumu prensibiyle açıklanması mümkün değildir. Yani, söz konusu prensip, mutlak bir değer taşımamaktadır. Uygulandığı belirli şartlar ve durumlar vardır.

Sonuç olarak; bu kütlenin korunumu prensibinin, Allah'ın yaratma ve yok etme fiilleriyle çatışan ve o fiillere ters düşen hiç bir yönü yoktur.

Kütlenin korunumu diye bir yasa yok. Kütle enerjiye, enerji kütleye dönüşebilir.

Enerjinin korunumu yasası var..

Enerji yoktan var olamaz.... Varsa yok olamaz. Bir diğer enerji türüne veya kütleye dönüşür.

Allah'ın yasaları denen şey aslında fizik yasalarıdır.

Quantum fiziğine göre boş uzayda bir enerji vardır.

Evren işte o enerjinin devinimi sırasında ortaya çıkan bir gerçektir.

Allah yoktur. Çünkü O'na gereksinim yoktur..

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu arada bazı bilimsel gerçeklerden yararlanarak bir yaratıcının varlığını kanıtlamaya çalışmak bilimsellikten uzaklaşmak ve bilimi kirletmektir.

Çünkü bunu bilimsel gerçekleri çarpıtmadan yapamazsınız..

Burada bunun tipik bir örneğini sergiliyorsunuz.

Bir takım bilimsel gözlemler, sayılar, formüller ve hesaplarla Allah'ı kanıtlayabileceğinizi sanıyorsunuz..

Sizi düş kırıklığına uğrattığım için üzgünüm...

Bence Allah'ı bilimde aramamalısınız.

Kur'an ne güne duruyor..

Siz Müslüman'lara yetmemeye başladı galiba ki onda bile bilimi arıyor ve ilginç olarak buluyorsunuz...

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş

sen istedğini söyle bilim sonsuz kudret ve ilim sahibi bir Zat'ı kabul ediyor.sen kabul etmesen de

demek HAŞA VE KELLA Allah'ın olmasına gerek yok öyle mi.

bunu diyebilen insanlara şaşırıyorum.ya evren, kainat, vs vs her şey bir düzen şeklinde görevlerini yapıyor.bir gün güneş in doğmadığını gördün mü.hayır.ya da bir insandan inek doğduğunu gördün mü sen hayatın boyunca.hayır.peki tesadüfler neden hep olumlu olurlar.neden büyük tesadüflere rastlamıyoruz.yukarıda söylediklerime neden rasttlamıyoruz.bir gün tesadüfen güneş batıdan doğsun olmaz mı.madem bunu kontrol eden yok kendi kendine yapıyor o zaman bir gün tersten de doğabilir.

ya da insanların hep gözünün yerinde göz çıkıyor.neden göz yuvasının içinden kulak çıkmıyor.HAŞA nasıl olsa bunları kontrol eden HAŞA bunların olmasını sağlayan bir Zat yok HAŞA VE KELLA.

neden atmosfer sadece canlıların olduğu gezengende mevcut.ve neden bu atmosfer insanların zararına olan ışınları emiyor yararına olan ışınları geçiriyor.bir gün de ultraviyole ışınlarını geçirsin ne olacak ki .HAŞA VE KELLA atmosferi kontrol eden bir Zat yok HAŞA VE KELLA.

böyle şeyler neden hep biz insanların ya da canlılığın yararına.hepsi şuursuz bir enerji tarafından mı kontrol ediliyor.güldürme beni

Link to post
Sitelerde Paylaş
neden atmosfer sadece canlıların olduğu gezengende mevcut.ve neden bu atmosfer insanların zararına olan ışınları emiyor yararına olan ışınları geçiriyor.bir gün de ultraviyole ışınlarını geçirsin ne olacak ki .HAŞA VE KELLA atmosferi kontrol eden bir Zat yok HAŞA VE KELLA.

Bu nedenler antropik ilkeler olarak da bilinir..

İnsanlar ve canlılarla atmosfer arasındaki ilişkiler karmaşıktır.

Atmosfer bazı mikropların yan ürünüdür.

Atmosfer ortaya çıktıkdan sonra ona uygun canlılar türemişlerdir.

Ozon tabakası oluşmasaydı, dünyada bugün bildiğimiz canlılar var olamazlardı.

Bunun ilahi bir yaratılış ve tasarımla hiç alakası yok.

Bunları bilimsel olarak açıklayabiliyoruz..

Kendinizi fazla yıpratmayın...

Malesef Allah yoktur. Çünkü O'na gereksinim yoktur..

Ne acı..

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş
sen istedğini söyle bilim sonsuz kudret ve ilim sahibi bir Zat'ı kabul ediyor.sen kabul etmesen de

demek HAŞA VE KELLA Allah'ın olmasına gerek yok öyle mi.

bunu diyebilen insanlara şaşırıyorum.ya evren, kainat, vs vs her şey bir düzen şeklinde görevlerini yapıyor.bir gün güneş in doğmadığını gördün mü.hayır.ya da bir insandan inek doğduğunu gördün mü sen hayatın boyunca.hayır.peki tesadüfler neden hep olumlu olurlar.neden büyük tesadüflere rastlamıyoruz.yukarıda söylediklerime neden rasttlamıyoruz.bir gün tesadüfen güneş batıdan doğsun olmaz mı.madem bunu kontrol eden yok kendi kendine yapıyor o zaman bir gün tersten de doğabilir.

ya da insanların hep gözünün yerinde göz çıkıyor.neden göz yuvasının içinden kulak çıkmıyor.HAŞA nasıl olsa bunları kontrol eden HAŞA bunların olmasını sağlayan bir Zat yok HAŞA VE KELLA.

neden atmosfer sadece canlıların olduğu gezengende mevcut.ve neden bu atmosfer insanların zararına olan ışınları emiyor yararına olan ışınları geçiriyor.bir gün de ultraviyole ışınlarını geçirsin ne olacak ki .HAŞA VE KELLA atmosferi kontrol eden bir Zat yok HAŞA VE KELLA.

böyle şeyler neden hep biz insanların ya da canlılığın yararına.hepsi şuursuz bir enerji tarafından mı kontrol ediliyor.güldürme beni

demek HAŞA VE KELLA Allah'ın olmasına gerek yok öyle mi. Evet yok. Eğer var olmak zorunda diyorsan bir iğne bile yaratıcısız olamaz diyorsan o zaman kos koca allah nasıl var olmuş bunu açıklaman gerekiyor... Allah o kadar gücü ile ekndi kendine avr olabiliyorda evren nasıl olamıyor bunlarıda bir anlat bize.

bunu diyebilen insanlara şaşırıyorum.ya evren, kainat, vs vs her şey bir düzen şeklinde görevlerini yapıyor.bir gün güneş in doğmadığını gördün mü.hayır. Evet görmedik görsek zaten bir tanrının varlığı konuşulabilirdi. söyle şu herşeye gücü yeten allahınada birdün batıdan doğdursun güneşi. Şu aşağıdaki resimlere iyice bak ve beceriksiz allahına dua ve yağcılık et.

ya da bir insandan inek doğduğunu gördün mü sen hayatın boyunca.hayır.peki tesadüfler neden hep olumlu olurlar.neden büyük tesadüflere rastlamıyoruz. Evren diye birşey duydunmu hiç hayatında sen.

yukarıda söylediklerime neden rasttlamıyoruz.bir gün tesadüfen güneş batıdan doğsun olmaz mı.madem bunu kontrol eden yok kendi kendine yapıyor o zaman bir gün tersten de doğabilir. Asıl kontrol eden varsa bu olmalı onlar boşlukta bir müdehale olmadığı için öğlesine dönüyorlar şu herşeye gücü yeten allah şöyle bir dokunsada güneş tersten doğsa.

ya da insanların hep gözünün yerinde göz çıkıyor.neden göz yuvasının içinden kulak çıkmıyor.HAŞA nasıl olsa bunları kontrol eden HAŞA bunların olmasını sağlayan bir Zat yok HAŞA VE KELLA. Sen baya bir cahilsin bu söylediklerin sürekli oluyor dunyada birsürü sakat doğumlar oluyor bu senin anlattıklarından çok daha kötü insanlar geliyor dünyaya.

Sen şimdi bu aşağıdaki resimleri biliçli bir allahmı yaptı diyorsun?

Bu allahın o kadar gücü var ama hala böyle sakatlar doğuyor. Birde utanmadan bunlar kontrol altında yapılıyor demişsin gerçektende islamın şu insanları ne hala getirdiğini görünce miğdem bulanıyor.

post-57-1211125546_thumb.jpg

post-57-1211125638_thumb.jpg

post-57-1211125663_thumb.jpg

post-57-1211125708_thumb.jpg

post-57-1211125955_thumb.jpg

post-57-1211125980_thumb.jpg

post-57-1211125999_thumb.jpg

post-57-1211126021_thumb.jpg

post-57-1211126057_thumb.jpg

Link to post
Sitelerde Paylaş

arkadaşım ben sana yanlış doğumlar eksik doğumlar olmaz dedim mi.ben ne dedim bir insandan inek doğdu mu dedim.mutasyon diye bir şey var değil mi.

hem doğan insanların eksik organlı veya resimlerdeki ki gibi doğması da yine insanlar için insanların şükür etmesi için.teşekkür ederim ki bana şükür etmem gerektiğini hatırlattın.ben öyle doğan insanları görürüm ve kendi halime bol bol şükür ederim.sen de bunun HAŞA VE KELLA Allah'ın olmaması gibi saçam bir sebebe bağlarsın.sen de bir organın eksik doğabilirdin ben de.ama seni bilmiyorum da ben tam tamına doğdum.bunun şükrü benden istenir.şükür etmem de gerekir.

daha açıklamak isterdim ama vaktim yok.vakit bulunca yine açıklamay devam edeceğim

Link to post
Sitelerde Paylaş
arkadaşım ben sana yanlış doğumlar eksik doğumlar olmaz dedim mi.ben ne dedim bir insandan inek doğdu mu dedim.mutasyon diye bir şey var değil mi.

hem doğan insanların eksik organlı veya resimlerdeki ki gibi doğması da yine insanlar için insanların şükür etmesi için.teşekkür ederim ki bana şükür etmem gerektiğini hatırlattın.ben öyle doğan insanları görürüm ve kendi halime bol bol şükür ederim.sen de bunun HAŞA VE KELLA Allah'ın olmaması gibi saçam bir sebebe bağlarsın.sen de bir organın eksik doğabilirdin ben de.ama seni bilmiyorum da ben tam tamına doğdum.bunun şükrü benden istenir.şükür etmem de gerekir.

daha açıklamak isterdim ama vaktim yok.vakit bulunca yine açıklamay devam edeceğim

arkadaşım ben sana yanlış doğumlar eksik doğumlar olmaz dedim mi. Bunlar kontrol altında kendi kendine olamaz dedin. Bu söylediğin ötekinde dahada vahim.

ben ne dedim bir insandan inek doğdu mu dedim.mutasyon diye bir şey var değil mi. İnsanlardan neler doğduğunu anlamak için senin yazılarına bakmak yeterli olur.

hem doğan insanların eksik organlı veya resimlerdeki ki gibi doğması da yine insanlar için insanların şükür etmesi için.teşekkür ederim ki bana şükür etmem gerektiğini hatırlattın. Şimdi bu söylediklerin ile inandığın allahın beceriksiz bir sadsit olduğunuda kabulenmiş oldun. Evet bu senin sadist allahının o kadar gücü olduğu halde senin gibi cahiler kendisine teşekkür etsinler diye böyle acı çeken insanlar yaratıyor. sadece o doğan insanlar değil onların aileleride acılar çekiyor ve sen bütün bunların bilinçli olduğunu düşünüyorsun vah vah vah.

ben öyle doğan insanları görürüm ve kendi halime bol bol şükür ederim.sen de bunun HAŞA VE KELLA Allah'ın olmaması gibi saçam bir sebebe bağlarsın. ne bileyim ben bunların biliçli bir varlık tarafından yapılamayacağını sanıyorum cahil olduğum için. Ama sen bunları biliçli olarak hemde herşeye gücü yettiği halde bir arap allahının yaptığını söylüyorsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş

xislam.

bu dünya bir hikmet ve imtihan dünyasıdır.Allah ın taktiri gereği olaylar meydana gelir.kainat ve kainatın içindeki hayat herşeyiyle mükemmel bir tarzda yaratılmıştır.yani Hayrı ve şerriyle, hastalık ve sıhhatiyle, çirkinlik ve güzellikleriyle en güzel bir şekilde.

Her şey imtihan sırrı prensibince perdeli ve sebepler dairesinde meydana gelir. Kudret ve Rahmet yurdu ahirettir. Gerçi bu dünyada bile Kudretin ve Rahmetin tecellisindeki mükemmellik çok net gözükür. Ancak imtihan sırrı olduğu için yine bazı zihinler bunu net göremeyebilir.

yani sözün özü çirkin olmasaydı güzel diye bi kavram olurmuydu?

hani güzel bi kız görürüzde Allah özenerek yaratmış derizya.olay bu yani.

bu kızı kim yarattı? <örnekler çoğaltılabilir> bu kızı yaratan Allah senin gösteriklerinide güzel yaratamazmıydı? aciz olsaydı hiçbi güzelliği yaratamazdı.herşey zıddıyla güçlüdür derler.

post-4461-1211130284_thumb.jpg

post-4461-1211130307_thumb.jpg

Link to post
Sitelerde Paylaş
xislam.

bu dünya bir hikmet ve imtihan dünyasıdır.Allah ın taktiri gereği olaylar meydana gelir.kainat ve kainatın içindeki hayat herşeyiyle mükemmel bir tarzda yaratılmıştır.yani Hayrı ve şerriyle, hastalık ve sıhhatiyle, çirkinlik ve güzellikleriyle en güzel bir şekilde.

Her şey imtihan sırrı prensibince perdeli ve sebepler dairesinde meydana gelir. Kudret ve Rahmet yurdu ahirettir. Gerçi bu dünyada bile Kudretin ve Rahmetin tecellisindeki mükemmellik çok net gözükür. Ancak imtihan sırrı olduğu için yine bazı zihinler bunu net göremeyebilir.

yani sözün özü çirkin olmasaydı güzel diye bi kavram olurmuydu?

Beşinci sınıf köy imamları gibi konuşuyorsun..

Sunduğun deliller seni bile ikna etmiyordur..

Böyle şükürcü takımı görünce insanın çıldırası geliyor..

Allah birini güzel diğerini çirkin yaratmışsa, çirkine haksızlık yapmıştır..

Bir imtihan varsa, eşit şartlarda olmalıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

evet selülit manyağı merve sevi, yaradılışa güzel bir kanıt..

barış akarsu denen adamın da evrime kanıt olduğunu buradan hareketle söyleyebilirim..

bazı yobazların hareketlerinden hareketle artık bilim forumunda ""gısela bundchen..miranda kerr"" tartışacağız bu gidişle..

yaradılışa ispat ya artık..nokta..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Beşinci sınıf köy imamları gibi konuşuyorsun..

Sunduğun deliller seni bile ikna etmiyordur..

Böyle şükürcü takımı görünce insanın çıldırası geliyor..

Allah birini güzel diğerini çirkin yaratmışsa, çirkine haksızlık yapmıştır..

Bir imtihan varsa, eşit şartlarda olmalıdır.

siz haksızlığımı savunuyorsunuz yoksa Allah ın aciz olduğunumu?

öyle diyoruz yok haksızlık.

böyle diyoruz yok Allah aciz.

çelişkiler içindesiniz

Link to post
Sitelerde Paylaş
arkadaşım ben sana yanlış doğumlar eksik doğumlar olmaz dedim mi. Bunlar kontrol altında kendi kendine olamaz dedin. Bu söylediğin ötekinde dahada vahim.

ben ne dedim bir insandan inek doğdu mu dedim.mutasyon diye bir şey var değil mi. İnsanlardan neler doğduğunu anlamak için senin yazılarına bakmak yeterli olur.

hem doğan insanların eksik organlı veya resimlerdeki ki gibi doğması da yine insanlar için insanların şükür etmesi için.teşekkür ederim ki bana şükür etmem gerektiğini hatırlattın. Şimdi bu söylediklerin ile inandığın allahın beceriksiz bir sadsit olduğunuda kabulenmiş oldun. Evet bu senin sadist allahının o kadar gücü olduğu halde senin gibi cahiler kendisine teşekkür etsinler diye böyle acı çeken insanlar yaratıyor. sadece o doğan insanlar değil onların aileleride acılar çekiyor ve sen bütün bunların bilinçli olduğunu düşünüyorsun vah vah vah.

ben öyle doğan insanları görürüm ve kendi halime bol bol şükür ederim.sen de bunun HAŞA VE KELLA Allah'ın olmaması gibi saçam bir sebebe bağlarsın. ne bileyim ben bunların biliçli bir varlık tarafından yapılamayacağını sanıyorum cahil olduğum için. Ama sen bunları biliçli olarak hemde herşeye gücü yettiği halde bir arap allahının yaptığını söylüyorsun.

arkadaşım tabiki konrtol altında sen neden bunu kabullenemiyorsun.

insanlar sürekli bir sınav içindedir.biz böyle sakat doğan insanları görürüz ve bunlardan dolayı Allah'a bizi böyle yaratmadığı için şükrederiz.o çocukarlın aileleri de sakat çocukları doğduğu için Allah'tan affedilme dilerler.çünkü Allah'ın adaleti sizin yalan yanlış bildikleriniz gibi değildir.çocuklar öyle doğuyorsa insanlara önceki hataları hatırlatılır insandan af dilemesi ve şükrü istenilir.sen bunları o küçük beynine bir soksan her şey hallolacak.

Allah sadist felan değildir tamam mı.saçma sapan konuşma.Allah eziyet etmek için kullarını sakat yaratmaz.senin akıl edemediğin bir adalet vardır işin içinde.

Allah HAŞA sadece arapların yaratıcısı değildir.O alemlerin Rabbi'dir.sen kabullenmesen de.

müslümanlara hakaretlerle bir yere varamazsınız.ve hakaret ettiğiniz halde size saygı gösterilmesini isteyemezsiniz.

bana hakaret etmen; senin düşünceleriniz sadece safsatalardan ibaret olduğunuve bu safsatalarının doğruluğunu insanların inandığı değerlere hakaretle onlara empoze etmeye çalıştığının bir göstergesidir.bundan ileriye de gitmez.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...