Jump to content

Can Dündar ateist mi?


Recommended Posts

Can Dündar yetmez ama evetçidir. Cemaate Atatürkten daha yakındır. Rüzgarın estiğine dönen bir adamdır.

Tıpkı liboşlar, aptal solcular vb gibi AKPyi özgürlükçü bir parti sanmış, AKPye yaranmak adına Mustafa adlı belgeselde Atatürkü aşağılamaktan çekinmemiştir. AKP kendisini sayısız yerden kovdurunca önce sessizliğe gömülmüş, cemaat-akp savaşı başlayıp cemaat muhalif cepheye yanlayınca o da birden muhalif kesilmiştir. Kendisi şu an yarısını cemaate kaptırmış Cumhuriyet gazetesinde tetikçilik yapmaktadır.

Savunulmaya değmez yani. Dini görüşünü de açıkçası bilmiyorum, pek beni ilgilendirmiyor. Geçmişine bakarsak para dinindendir diyebiliriz belki.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ateisttir, sanırım, karşılaştığımızda bu izlenimi almıştım. Atatürk'ün de ateist olduğunu anlatmaya çalıştığı için afaroz edildi zaten.

Sanırım sorunu artık bir Aziz Nesin sendromuna girmiş olması, kimsenin sevmediği biri olmak zor zenaat.

Yine de kaybedilecek bir liman yok artık, at izi it izine karışmış bir kere

Link to post
Sitelerde Paylaş

Can Dündar yetmez ama evetçidir. Cemaate Atatürkten daha yakındır. Rüzgarın estiğine dönen bir adamdır.

Tıpkı liboşlar, aptal solcular vb gibi AKPyi özgürlükçü bir parti sanmış, AKPye yaranmak adına Mustafa adlı belgeselde Atatürkü aşağılamaktan çekinmemiştir. AKP kendisini sayısız yerden kovdurunca önce sessizliğe gömülmüş, cemaat-akp savaşı başlayıp cemaat muhalif cepheye yanlayınca o da birden muhalif kesilmiştir. Kendisi şu an yarısını cemaate kaptırmış Cumhuriyet gazetesinde tetikçilik yapmaktadır.

Savunulmaya değmez yani. Dini görüşünü de açıkçası bilmiyorum, pek beni ilgilendirmiyor. Geçmişine bakarsak para dinindendir diyebiliriz belki.

Haklısın.

+1

tarihinde Yurt tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Can Dündar yetmez ama evetçidir. Cemaate Atatürkten daha yakındır. Rüzgarın estiğine dönen bir adamdır.

Tıpkı liboşlar, aptal solcular vb gibi AKPyi özgürlükçü bir parti sanmış, AKPye yaranmak adına Mustafa adlı belgeselde Atatürkü aşağılamaktan çekinmemiştir. AKP kendisini sayısız yerden kovdurunca önce sessizliğe gömülmüş, cemaat-akp savaşı başlayıp cemaat muhalif cepheye yanlayınca o da birden muhalif kesilmiştir. Kendisi şu an yarısını cemaate kaptırmış Cumhuriyet gazetesinde tetikçilik yapmaktadır.

Savunulmaya değmez yani. Dini görüşünü de açıkçası bilmiyorum, pek beni ilgilendirmiyor. Geçmişine bakarsak para dinindendir diyebiliriz belki.

izlemedim o filmi nasıl aşağılıyor mesela örnek verir misin?
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben filmi izledim, Atatürk karga kovalıyor diye aşağıladığını söylüyor Atatürkü putlaştıranlar. Çok güzel bir belgesel, Atatürkü hem bir insan, hem bir lider olarak ele almış, en sonunda da noktayı koymuş "iktidarı gökyüzünden yeryüzüne indirdi" demiştir.

Uzun bir süre yazılarını okumuş birisi olarak deist olduğunu söyleyebilirim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben filmi izledim, Atatürk karga kovalıyor diye aşağıladığını söylüyor Atatürkü putlaştıranlar. Çok güzel bir belgesel, Atatürkü hem bir insan, hem bir lider olarak ele almış, en sonunda da noktayı koymuş "iktidarı gökyüzünden yeryüzüne indirdi" demiştir.

Uzun bir süre yazılarını okumuş birisi olarak deist olduğunu söyleyebilirim.

Evet o sahneyi izlemiştim çok güzel bir söz.
Link to post
Sitelerde Paylaş

Anasayfa > Yazarlar

Meriç Velidedeoğlu

Mübarek ola anayasa mahkemesi!

05 Haziran 2015 Cuma

Yurttaşlar Yasasının (Medeni Kanun), resmi nikâh yapılmadan imam nikâhına izin vermeyen kuralını kaldıran Anayasa Mahkemesi (AYM) böylece -şu günlere uygun- mübarek(!) bir karar vermiş oluyor.

Nikâh, İslam hukukunda, aile kurumuyla ilgili hükümler arasında yer alır ve bunlar inanç kuralları gibi değişmesi söz konusu olmayan dogmalardır; 1400 yıl önce nasılsa bugün de şeriat ile yönetilen ülkelerde öylece yürürlüktedirler; oysa yaşamın kaçınılmaz baş özelliğinin değişim olduğu yadsınamaz...

Ayrıca çağdaş uygarlık hukukunun temeli olan adaletin anlamı eşitliktir; oysa şeriatın -hemen hemen- eşitsizlik üzerine kurulu olduğu bilinir; bu eşitsizlikten en çok, en açık biçimde aile kurumunu düzenleyen hükümlerde görülür ki, dayanağı cinsel eşitsizliktir ve dolaysiyle bu durum kadını, ikinci sınıf kul düzeyine indirgemiş olmaktadır.

Bu ikinci sınıflık, erkeğin dört eş almasına, Boşol!la eşini boşamasına cevaz vermesi bir yana, eşlerini dövmesini mubah kılınmasına dek götürür.

Ve burada da yine ayraç açarsak bir konuya daha değinelim derim; faizi yasaklayan ayetin yorumlana yorumlana -yani değişen ekonomik yaşama uyularak- kâr payı adıyla ortaya konup; eksiksiz bir şeriatla yönetilen ülkelerde bile bankaların açılmasının Müslüman dünyaca kabulüne karşın, kadınla ilgili ayetlere bu tür bir yaklaşım, 1400 yıldır görülmediği gibi, bunların -dört dörtlük uygun- sağlam ayetler olduğu, dolaysiyle böyle bir yoruma gerek olmadığı görüşü adeta inançlaştırılmıştır...

Şeriatın bütün bu olumsuzlukları içererek aile kurumunu düzenleyen kuralları, 1923 Atatürk Devriminin ürünü dolaysiyle bir Devrim Yasası olan Türk Yurttaşlar Yasasının (Medeni Kanun) kabulü ile 1926 yılında ortadan kalktı, daha sonra da 27 Mayıs Devriminin ürünü olan 1961 Anayasasında, öteki devrim yasalarıyla birlikte yer verilip korumaya alındı. Ve yasa, bilindiği gibi, Evlilik belgesi gösterilmeden evlenmenin dinsel töreni yapılamaz kuralını içeren 110. maddesiyle Anayasada temsil edildi.

...

CUMHURİYET/Meric Velideoglu

Bence sanıldığından çok yazar müslüman değil

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...