Jump to content

Hayat Anlamsız Ve İğrenç Bir Yerdir


Recommended Posts

19 dakika önce, Buzul yazdı:

Yaşamın,acı veren döngüsü,alaycı kahkahası.Seni varoluşa zorlayanlar,seni acı ve ızdırap içinde bırakanlar,seni ölüme kurban olarak sunanlar,sonra senden de aynısı beklerler,bu kanlı çarkı döndürmeni,başkalarını varoluşa zorlamanı,acı çekecek canlılar var etmeni ve ölüme yeni kurbanlar vermeni.Yaşam ve doğum saf kötülüktür.


İyiyi de kötüyü de bildiğin için ızdırap çekiyorsun. İyiyi tanımasan kendini onunla kıyaslayıp halinden ıstırap duymazsın. Bilakis olan biteni hiç sorgulamazsın. Memnun olursun. O zaman iyinin varlığı ve hakikati kesin. Sen de iyilik var ama varoluş saf kötülüktür diyorsun. Varoluş saf kötülük olsaydı, iyilik, ya da arayıp bulamadığın şey nasıl ortaya çıkacaktı?

 

Aslında olan şu: inandığın şeyi duyumsuyor, görüyor ve yaşıyorsun. Yani neye inanıyorsan o oluyorsun.

O halde neden sevgiye, güzelliğe, iyiliğe ve rahmete ve bunların gücüne inanmayı denemiyorsun? 

tarihinde Yeni Üye tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 180
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

9 dakika önce, Yeni Üye yazdı:


İyiyi de kötüyü de bildiğin için ızdırap çekiyorsun. İyiyi tanımasan kendini onunla kıyaslayıp halinden ıstırap duymazsın. Bilakis olan biteni hiç sorgulamazsın. Memnun olursun. O zaman iyinin varlığı ve hakikati kesin. Sen de iyilik var ama varoluş saf kötülüktür diyorsun. Varoluş saf kötülük olsaydı, iyilik, ya da arayıp bulamadığın şey nasıl ortaya çıkacaktı?

 

Aslında olan şu: inandığın şeyi duyumsuyor, görüyor ve yaşıyorsun. Yani neye inanıyorsan o oluyorsun.

O halde neden sevgiye, güzelliğe, iyiliğe ve rahmete inanmayı denemiyorsun? 

Yaşam tüm acı,ızdırap,kötülük ve ölümlerin kaynağı,bunları başlatandır.Yaşamın sürmesi,daha fazla acı,kötülük ve ölüm demek.Varoluşa zorladığı kişiye,allah seni sınamak için yarattı diyen tiplersiniz siz tabi.Nasıl oluyorsa,sizin o allahınız insan yaratması insanların üremesine bağlı.Rabbiniz insanlar üremeyi durdursa tek bir insan yaratamaz.Yoksa rabbiniz,üreme özelliği verdiği insanlara acıyı,ızdırabı,kötülüğü ve ölümü mü çoğalttırıyor?Bu arada sen adem ile havvayı tuzağa düşüren şeytana karşıyken,adem ile havvaların tuzağa düşürülüp,yeryüzüne sürülmesi anlamına gelen doğumu yüceltiyor,kutsuyorsun.Neden rabbin insanı adem ile havvaları tuzağa düşürecek bir şekilde tasarladı,insanın yapısına bu şeytanlığı yerleştirdi?Senin rabbin şeytan mı?Tabi konu yalnız insan da değil.Üreme özelliği olan canlılar çoğalarak acıyı ve ölümü çoğaltıyorlar.Sizin tanrınız yaşam.O yaşamın varlığını yücelten dinleriniz de,o yaşamı yarattığı için övgü bekleyen tanrılarınız da bu yaşam yanlısı zihninizin bir eseri.Ortada bir Allah ve Şeytan varsa,o da sizsiniz.

tarihinde Buzul tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
3 hours ago, Yeni Üye said:

Aslında olan şu: inandığın şeyi duyumsuyor, görüyor ve yaşıyorsun. Yani neye inanıyorsan o oluyorsun.

O halde neden sevgiye, güzelliğe, iyiliğe ve rahmete ve bunların gücüne inanmayı denemiyorsun? 

 

Sen neden denemiyorsun?

Link to post
Sitelerde Paylaş
14 saat önce, Buzul yazdı:

Yaşam tüm acı,ızdırap,kötülük ve ölümlerin kaynağı,bunları başlatandır.Yaşamın sürmesi,daha fazla acı,kötülük ve ölüm demek.

Yaşam iyi mi kötü mü şimdi?

 

Eğer kötüyse, yaşamın bitmesi ve sona ermesi iyidir. Ama sen yaşam sona erdiği için ya da daha fazla acı meydana getirdiği için ona kızıyor ve itham ediyorsun. Yani yaşam kötüyse onu sonlandıran şey, acı ya da ölüm iyi olmalı. Ama onu da beğenmiyorsun. Aslında yaşamı beğeniyor ama onun içindeki acı ve ölümü beğenmiyorsun. O zaman yaşam iyi ama acılar ve ölüm kötü demelisin. Peki acılardan, ızdıraptan ve ölümden kurtulmanın bir yolu yok mudur acaba? Bence vardır.

 

Ben sana kitaptan ya da Tanrıdan bahsetmiyorum. En yakınına bak. Mesela anne ya da annelik dediğin şey aslında çok büyük, çok yüce bir şey. Anne rahmetin, anne fedakarlığın, anne bir başkası için kendi nefsinden vazgeçmenin adıdır. Anne Rahmanın rahmet, sevgi ve  şefkat elidir. Ama sen daha bu eli bile tutmayı kabul etmiyorsun. Sürekli anneyi suçluyorsun. Nasıl olacak şimdi? Rahmeti reddederek, sevgiyi reddederek mi iyiliğe ya da mutluluğa ulaşacağız?

Link to post
Sitelerde Paylaş

@KutsalDemlik ve @Buzul

 

Şahsi saldırı değil, gerçekten merak ediyorum.

 

Çocukken çok şımartıldınız mı? 

"Hayat anlamsız, mutluluk insan yapısı gerçek değil" tarzı düşünen arkadaşlarla çocukken şımartılan, bir dediği iki edilmemiş insanlar arasında ilişki var mı, merak ediyorum. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 saat önce, Buzul yazdı:

Bu arada sen adem ile havvayı tuzağa düşüren şeytana karşıyken,adem ile havvaların tuzağa düşürülüp,yeryüzüne sürülmesi anlamına gelen doğumu yüceltiyor,kutsuyorsun.Neden rabbin insanı adem ile havvaları tuzağa düşürecek bir şekilde tasarladı,insanın yapısına bu şeytanlığı yerleştirdi?Senin rabbin şeytan mı?

 

Benim şeytana karşıtlığım onu yok etmeye yönelik bir karşıtlık değil. Ya da varlığını gereksiz görmeye bir karşıtlık değil. Bilakis Şeytan bana lazım. Çünkü benim yükselmem ve olgunlaşmamın sırrı onda gizlenmiş.

 

Şeytan ilahi huzurdan kovulmuştur. Bu ne demektir? Tanrı'nın katında şeytanın temsil ettiği değerlerin yeri yoktur. Kibir, bencillik, kötülük vb. İnsan da Tanrı katına ancak bu duygular ve olgulardan arınarak ulaşabilir. Bunlardan arınmak için de bunları tatmam, tanımam, onların kendim için kötü ve zararlı olduğunu tecrübe etmem lazım. Dolayısıyla Şeytan ve onun temsil ettiği değerler benim için elzem olan şeyler. Gündüzü bilmek için geceyi de bilmek lazım.  

 

İyilikle kötülük arasındaki gerilimi kullanarak yükselir insan. Yanılarak ve hata ederek, sonra pişman olarak ve tevbe ederek öğrenir ve yükselir. Ama her şeyin başında ve her şeyden önce Tanrıya inanarak ve güvenerek yükselir. 

tarihinde Yeni Üye tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Yeni Üye said:

 

Benim şeytana karşıtlığım onu yok etmeye yönelik bir karşıtlık değil. Ya da varlığını gereksiz görmeye bir karşıtlık değil. Bilakis Şeytan bana lazım. Çünkü benim yükselmem ve olgunlaşmamın sırrı onda gizlenmiş.

 

Şeytan ilahi huzurdan kovulmuştur. Bu ne demektir? Tanrı'nın katında şeytanın temsil ettiği değerlerin yeri yoktur. Kibir, bencillik, kötülük vb. İnsan da Tanrı katına ancak bu duygular ve olgulardan arınarak ulaşabilir. Bunlardan arınmak için de bunları tatmam, tanımam, onların kendim için kötü ve zararlı olduğunu tecrübe etmem lazım. Dolayısıyla Şeytan ve onun temsil ettiği değerler benim için elzem olan şeyler. Gündüzü bilmek için geceyi de bilmek lazım.  

 

İyilikle kötülük arasındaki gerilimi kullanarak yükselir insan. Yanılarak ve hata ederek, sonra pişman olarak ve tevbe ederek öğrenir ve yükselir. Ama her şeyin başında ve her şeyden önce Tanrıya inanarak ve güvenerek yükselir. 

 

Tanrı'nın katında şeytanın temsil ettiği değerlerin yeri yokmuş. Sanki şeytan başka bir tanrı, masala göre bu şeytanı yaratan da arap putu değil mi? Arınmak istediğin bu şeylerin tümünün kaynağı da aslında arap putu değil mi? Bütün bu olumsuz özellikleri şeytana veren de aslında arap putu değil mi? Bu kadar basit bir mantığı kurmak neden mümkün olmuyor bu dincilerde?

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Yeni Üye said:

 

Benim şeytana karşıtlığım onu yok etmeye yönelik bir karşıtlık değil. Ya da varlığını gereksiz görmeye bir karşıtlık değil. Bilakis Şeytan bana lazım. Çünkü benim yükselmem ve olgunlaşmamın sırrı onda gizlenmiş.

 

Şeytan ilahi huzurdan kovulmuştur. Bu ne demektir? Tanrı'nın katında şeytanın temsil ettiği değerlerin yeri yoktur. Kibir, bencillik, kötülük vb. İnsan da Tanrı katına ancak bu duygular ve olgulardan arınarak ulaşabilir. Bunlardan arınmak için de bunları tatmam, tanımam, onların kendim için kötü ve zararlı olduğunu tecrübe etmem lazım. Dolayısıyla Şeytan ve onun temsil ettiği değerler benim için elzem olan şeyler. Gündüzü bilmek için geceyi de bilmek lazım.  

 

İyilikle kötülük arasındaki gerilimi kullanarak yükselir insan. Yanılarak ve hata ederek, sonra pişman olarak ve tevbe ederek öğrenir ve yükselir. Ama her şeyin başında ve her şeyden önce Tanrıya inanarak ve güvenerek yükselir. 

 

Bir de bir insan neden kötülük olsun ister, anlamak mümkün değil. Neymiş, olgunlaşacakmış, yükselecekmiş, arınacakmış, bilecekmiş, orada bir bebek açlıktan ölürken, bir çocuk bir sapık tarafından tecavüz edilip öldürülürken sen yükselsen ne olur, yükselmesen ne olur? Asıl bencilllik, kibir, kötülük işte budur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, Yeni Üye yazdı:

Yaşam iyi mi kötü mü şimdi?

 

Eğer kötüyse, yaşamın bitmesi ve sona ermesi iyidir. Ama sen yaşam sona erdiği için ya da daha fazla acı meydana getirdiği için ona kızıyor ve itham ediyorsun. Yani yaşam kötüyse onu sonlandıran şey, acı ya da ölüm iyi olmalı. Ama onu da beğenmiyorsun. Aslında yaşamı beğeniyor ama onun içindeki acı ve ölümü beğenmiyorsun. O zaman yaşam iyi ama acılar ve ölüm kötü demelisin. Peki acılardan, ızdıraptan ve ölümden kurtulmanın bir yolu yok mudur acaba? Bence vardır.

 

Ben sana kitaptan ya da Tanrıdan bahsetmiyorum. En yakınına bak. Mesela anne ya da annelik dediğin şey aslında çok büyük, çok yüce bir şey. Anne rahmetin, anne fedakarlığın, anne bir başkası için kendi nefsinden vazgeçmenin adıdır. Anne Rahmanın rahmet, sevgi ve  şefkat elidir. Ama sen daha bu eli bile tutmayı kabul etmiyorsun. Sürekli anneyi suçluyorsun. Nasıl olacak şimdi? Rahmeti reddederek, sevgiyi reddederek mi iyiliğe ya da mutluluğa ulaşacağız?

Yaşama içgüdüsü olan,ölümden korkan bir canlıya,ölüm sürecini ve korkusunu yaşatmak da işkencedir.Yaşamın sürmesi de,bunu çoğaltacaktır.Daha bunu anlamaktan yoksunsun.Yaşam hiç var olmasaydı,bunlar da yaşanmamış olurdu.Ben o yüzden yaşamın başlamasına ve sürekliliğine karşıyım.Yaşamın aniden yok olmasını isterdim.

Sana göre şimdi şu fotoda,allah tarafından etçil bir canlı olarak tasarlanan ve yoktan var edilen aslan,kendisi için rızık olarak yaratılan,yoktan var edilen bufaloyu avlıyor.Yani şu acımasızlığın,acının,vahşetin nedeni inandığın rab.Şu fotodan,sonsuz merhamet ve şefkat sahibi allah çıkmaz.Ama sen oksimoron bir şekilde,yaşamı başlatan ve yaşamın sürekliliğini sağlayan sonsuz merhamet ve şefkat sahibi allah var diyeceksin.

v6Wo5R.jpg

 

Algını ve bakış açısını değiştir.Anne sevgisi dediğin şey büyük bir bencillik ve kötülük içerir.Sana yaşamdaki acıları ve ızdırabı dayatan da,seni hastalıklarla dolu bir yere süren de,seni gereksinimleri olan bir bedenin içine tutsak edip,baskı ve stres altında yarıştıran,geçim derdine düşürüp kapıştıran da,sana ölüme kurban olarak sunan da o sevgidir.Bir sevgi düşünün ki,acıyı,ızdırabı,kötülüğü ve ölümü çoğaltsın.Ölmeni istemeyen,seni çok sevdiği söyleyen annen ve baban,aynı zamanda senin ölümüne neden olan kişiler.Yaşama içgüdüsü olan bir canlıya ölümü dayatmakta dediğim gibi bir işkencedir.

tarihinde Buzul tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Yeni Üye yazdı:

 

Benim şeytana karşıtlığım onu yok etmeye yönelik bir karşıtlık değil. Ya da varlığını gereksiz görmeye bir karşıtlık değil. Bilakis Şeytan bana lazım. Çünkü benim yükselmem ve olgunlaşmamın sırrı onda gizlenmiş.

 

Şeytan ilahi huzurdan kovulmuştur. Bu ne demektir? Tanrı'nın katında şeytanın temsil ettiği değerlerin yeri yoktur. Kibir, bencillik, kötülük vb. İnsan da Tanrı katına ancak bu duygular ve olgulardan arınarak ulaşabilir. Bunlardan arınmak için de bunları tatmam, tanımam, onların kendim için kötü ve zararlı olduğunu tecrübe etmem lazım. Dolayısıyla Şeytan ve onun temsil ettiği değerler benim için elzem olan şeyler. Gündüzü bilmek için geceyi de bilmek lazım.  

 

İyilikle kötülük arasındaki gerilimi kullanarak yükselir insan. Yanılarak ve hata ederek, sonra pişman olarak ve tevbe ederek öğrenir ve yükselir. Ama her şeyin başında ve her şeyden önce Tanrıya inanarak ve güvenerek yükselir. 

Şeytana karşıysan,neden doğuma karşı değilsin.Adem ile havvaların tuzağa düşürülmesi,yeryüzüne sürülmesi anlamına gelmiyor mu doğum?Rabbin insanı,neden adem ile havvaları tuzağa düşürüp,yeryüzüne sürdürecek bir şekilde tasarladı?Şeytan yeryüzüne sürdürecek ki,allah yeryüzünde yaratabilsin.Allah yaratsın ki,şeytan yeryüzüne sürdürmüş olsun.Tabi buradaki yaratan allahta,yeryüzüne sürdüren şeytan da sizsiniz.Yedi katlı göğün üstüne çıkıp yaratan allah oldunuz,yeryüzüne sürdürüp şeytan oldunuz.Ama tabi çocuk yapıyor,doğuma bakıp şunu diyorsunuz.Allah yarattı.Ama şeytan da yeryüzüne sürdürdü diyen yok.

 

Sana göre,şimdi etçil bir şekilde tasarlanıp,yoktan var edilen aslan,kendinin yemesi için yaratılan bufaloyu avlıyor.Sonra bu aslan çoğalacak,onun yavruları da,başka bufaloları yiyecek.İyilik,kötülükten söz ediyorsun.Şunun neresinde iyilik,merhamet ve şefkat var.Bak bunu yaratan şeytan değil.Senin rabbin,sana göre.Şeytanın şunda en ufak bir payı yok.Şeytanı kötüleyen sen şuna tek bir söz edemezsin.Çünkü sizin rabbiniz yaşam.Allah yaşam yanlısı,yaşamı yücelten bir zihnin ürünü.O nedenle yaşamın varlığına karşı çıktığın an,islamdan da çıkarsın.

 

v6Wo5R.jpg

tarihinde Buzul tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, Yeni Üye yazdı:

Kibir, bencillik, kötülük vb.  

Masaldaki şeytan, özgür iradesini kullanan bir karakterdir, bu onu kötü yapmaz, ki öncesinde de kötü bir sicili yok. Masalda her daim bahsedilen Tanrı’dan başkasına secde etmeme ilkesine uyarak duruşunu göstermiştir.

Ben ondan daha üstünüm demesi sadece durum tespitidir. Özgür irade varsa bu durum normaldir, masaldaki melek şürekası da daha insan yaratılmadan önce bozguncu ve kan dökecek olduğunu biliyor, heralde şeytan da bunu biliyor. Sen şeytan olsan ileride kan dökeceğini bildiğin birine secde edermisin? Şeytan o ana kadar kimseye kötülük yapmamış ki? kendini bu durum karşısında nasıl gizlesin?

(Bence masalın bu kısımlarında kurgu hatası yapılmış.Daha iyi kurgulanabilirdi.)

 

Kibir, kötülük, bencillik Tanrı’nın özellikleridir. Bana tapmayanı her ne olursa olsun  sonsuza kadar yakacağım demekten daha büyük kibir ve bencillik olabilir mi? Kimseye zarar vermedikten sonra bırak istediğine tapsın, rakibinde yok, bu ne anlamsız, hırs, ego kibir!

Üstelik kötülüğü engelleyebilecek gücün varken bunu engellemiyorsan kötülüğün asıl kaynağı sensin demektir. Bir canlıya haksız yere çektirilen acının hiçbir etik, ahlaki, felsefi tanımı olamaz.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Herhangi bir sebeple hayattan zevk almayı başaramıyor olan kişiler yaşamaktan vazgeçiyorlar sıklıkla. 

 

İniş çıkışlar sayesinde, sahip olduğumuz iyi şeylere alışmamış oluyoruz. Bu sayede hayat sürüp gidiyor.

 

Ama bazen stresten kaçmaya programlanmış kafamız, hayattan kaçarak strese son veriyor. 

 

Zevk almaçları, bu kavramı şuan uydurdum, körelmediği ya da mevcut duruma adapte olmadığı sürece işler yaşamaya tutunma yolunda gidiyor. 

 

Ben hayatı sıradan görmüyorum, benim için hala ilgi çekici. Umarım hiçbir zaman karamsarlığınızı içimde hissetmem.

 

Alışmamak güzel, hep bir değişim içinde kalmak, yenilenmek ya da eskimek.. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 22.03.2019 at 12:33, Buzul yazdı:

Sana göre şimdi şu fotoda,allah tarafından etçil bir canlı olarak tasarlanan ve yoktan var edilen aslan,kendisi için rızık olarak yaratılan,yoktan var edilen bufaloyu avlıyor.Yani şu acımasızlığın,acının,vahşetin nedeni inandığın rab.Şu fotodan,sonsuz merhamet ve şefkat sahibi allah çıkmaz.Ama sen oksimoron bir şekilde,yaşamı başlatan ve yaşamın sürekliliğini sağlayan sonsuz merhamet ve şefkat sahibi allah var diyeceksin.

 

Sen diyorsun ki hayat ta işkencedir, ölüm de işkence.

Ben de diyorum ki hayat ta güzellik ve rahmettir, ölüm de.

Hayatta sadece iki şey yapıyoruz. Yaşıyoruz ve ölüyoruz. Hal böyleyken hayatı bütünüyle işkence görmek mi daha iyidir, yoksa rahmet parantezinde görmek mi?

 

Bu fotoğrafta da rahmet var. Şu öldürmede rahmet ve estetik gizli. İhtiyaç duyduğu için ve ihtiyaç duyduğu kadar yemek için, belki çocuklarını beslemek için, en az acı verecek şekilde, ustaca ve bilgece bir öldürme. Rahmet var dediysek, şiddet yok demedik. Hayat ve ölüm beraber işler, böylece yeni nesiller varlığa gelir, yeni şahsiyetler ortaya çıkar. Ortaya çıkan her şey kapalı bir kutu gibidir. Hayat sürdükçe bu kutu açılır, değişimler, gelişmeler, ilerlemeler yaşanır. Sonunda her şey bu dünyadaki menziline ve nihai haline kavuşur ve ölür. Hiç bir şey, hiç bir hal baki değildir. Baki olan sadece O'dur. Meydan O'nundur. Sahne O'nun. Biz yokuz, O var. O istediği ve lütfettiği için geçici bir sürü var olmayı tecrübe ediyoruz sadece. Şımarmaya gerek yok. Kendini naza çekmeye ya da bir şey sanmaya da. İnsanın nefsinin mazereti ve isteği bilmez. Ebedi hayat var desen, birisi çıkıp der ki "ebedi hayat mı? ayy, çok sıkıcı!". Çözüm iplerimizi nefsimizden elinden almak. Onu rabblik iddiasından kulluk iddiasına indirmek.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aslan Buffalo kıyaslaması bizi rahatsız ediyor ama Buffalo mutsuz mu değil mi bilmiyoruz.

 

İnsanı ilgilendiren kısım kendi sosyal düzenindeki bozukluklardan kaynaklanıyor. İnsanlar egolariyla savaşıyor. Hava atmak , özenti , küçümsemek, büyüklenme gibi tamamen ego tatmini davranışlar sosyal düzeni bozuyor. Hayvanlarda bu yok. Bir aslan sadece aciktigi zaman avlanır. Bu avdan disisine de kur yapar  ama asıl amaç beslenmektir. Buffalo da aşağılık hissetmez kendini. Aslanlar da kirallik kompleksine girmez. Bunları biz yakistiriyoruz onlara çünkü egomuz öyle görmemizi emrediyor. Kâfir Freud un gölge dediği şey çok derinlerden geliyor ve bize emrediyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Yeni Üye yazdı:

 

Sen diyorsun ki hayat ta işkencedir, ölüm de işkence.

Ben de diyorum ki hayat ta güzellik ve rahmettir, ölüm de.

Hayatta sadece iki şey yapıyoruz. Yaşıyoruz ve ölüyoruz. Hal böyleyken hayatı bütünüyle işkence görmek mi daha iyidir, yoksa rahmet parantezinde görmek mi?

 

Bu fotoğrafta da rahmet var. Şu öldürmede rahmet ve estetik gizli. İhtiyaç duyduğu için ve ihtiyaç duyduğu kadar yemek için, belki çocuklarını beslemek için, en az acı verecek şekilde, ustaca ve bilgece bir öldürme. Rahmet var dediysek, şiddet yok demedik. Hayat ve ölüm beraber işler, böylece yeni nesiller varlığa gelir, yeni şahsiyetler ortaya çıkar. Ortaya çıkan her şey kapalı bir kutu gibidir. Hayat sürdükçe bu kutu açılır, değişimler, gelişmeler, ilerlemeler yaşanır. Sonunda her şey bu dünyadaki menziline ve nihai haline kavuşur ve ölür. Hiç bir şey, hiç bir hal baki değildir. Baki olan sadece O'dur. Meydan O'nundur. Sahne O'nun. Biz yokuz, O var. O istediği ve lütfettiği için geçici bir sürü var olmayı tecrübe ediyoruz sadece. Şımarmaya gerek yok. Kendini naza çekmeye ya da bir şey sanmaya da. İnsanın nefsinin mazereti ve isteği bilmez. Ebedi hayat var desen, birisi çıkıp der ki "ebedi hayat mı? ayy, çok sıkıcı!". Çözüm iplerimizi nefsimizden elinden almak. Onu rabblik iddiasından kulluk iddiasına indirmek.

Sen ataları tarafından islama inanmaya programlanmış,atalarının inanç ve öğretilerinin tutsağı olmuş,iman putuna tutsak edilmiş,kuranın içeriğinde ne yazıyorsa katılmak,gerçek ve doğru olarak görmek zorunda bırakılmış bir zombisin.İslamda kalabilmek için de her türlü yalanı,yanlışı,tutarsızlığı savunmak durumundasın.İman putuna tutsak edilirsen,şunları bile bir güzellemek zorunda kalır,sonsuz merhamet ve şefkat sahibi bir allahın olduğunu söylersin oksimoronca.Sizin allahınız yaşam.Allah sizin gibi yaşam yanlısı,yaşamın varlığını övüp,yüceltenlerce uyduruldu işte.O nedenle sen bu yaşam döngüsüne tek söz edemezsin,eleştiri getiremezsin.Yaşama karşı çıktığın an,allah yok der,islamdan çıkarsın.Dediğim gibi sen iman putuna tutsaksın.O tutsaklığın nedeniyle saçmalayacak,yalanlar uyduracak,yalanları gerçek gibi sunacak ve pişkince yorumlar atacaksın.

 

Bak bakalım şuna da,en az acı verecek şekilde,ustaca ve bilgece öldürmeyi gör.Gördün mü,işte iman putuna tutsak edilirsen ya da olursan bu palavrayı uydurmak zorunda kalırsın.Bir yalana inandırılırsan,o yalana inanmayı sürdürmek için başka yalanlar uydurursun.

 

 

tarihinde Buzul tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Yeni Üye said:

 

Sen diyorsun ki hayat ta işkencedir, ölüm de işkence.

Ben de diyorum ki hayat ta güzellik ve rahmettir, ölüm de.

Hayatta sadece iki şey yapıyoruz. Yaşıyoruz ve ölüyoruz. Hal böyleyken hayatı bütünüyle işkence görmek mi daha iyidir, yoksa rahmet parantezinde görmek mi?

 

Bu fotoğrafta da rahmet var. Şu öldürmede rahmet ve estetik gizli. İhtiyaç duyduğu için ve ihtiyaç duyduğu kadar yemek için, belki çocuklarını beslemek için, en az acı verecek şekilde, ustaca ve bilgece bir öldürme. Rahmet var dediysek, şiddet yok demedik. Hayat ve ölüm beraber işler, böylece yeni nesiller varlığa gelir, yeni şahsiyetler ortaya çıkar. Ortaya çıkan her şey kapalı bir kutu gibidir. Hayat sürdükçe bu kutu açılır, değişimler, gelişmeler, ilerlemeler yaşanır. Sonunda her şey bu dünyadaki menziline ve nihai haline kavuşur ve ölür. Hiç bir şey, hiç bir hal baki değildir. Baki olan sadece O'dur. Meydan O'nundur. Sahne O'nun. Biz yokuz, O var. O istediği ve lütfettiği için geçici bir sürü var olmayı tecrübe ediyoruz sadece. Şımarmaya gerek yok. Kendini naza çekmeye ya da bir şey sanmaya da. İnsanın nefsinin mazereti ve isteği bilmez. Ebedi hayat var desen, birisi çıkıp der ki "ebedi hayat mı? ayy, çok sıkıcı!". Çözüm iplerimizi nefsimizden elinden almak. Onu rabblik iddiasından kulluk iddiasına indirmek.

 

Psikopat mısın?

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Buzul yazdı:

Sen ataları tarafından islama inanmaya programlanmış,atalarının inanç ve öğretilerinin tutsağı olmuş,iman putuna tutsak edilmiş,kuranın içeriğinde ne yazıyorsa katılmak,gerçek ve doğru olarak görmek zorunda bırakılmış bir zombisin.İslamda kalabilmek için de her türlü yalanı,yanlışı,tutarsızlığı savunmak durumundasın.İman putuna tutsak edilirsen,şunları bile bir güzellemek zorunda kalır,sonsuz merhamet ve şefkat sahibi bir allahın olduğunu söylersin oksimoronca.Sizin allahınız yaşam.Allah sizin gibi yaşam yanlısı,yaşamın varlığını övüp,yüceltenlerce uyduruldu işte.O nedenle sen bu yaşam döngüsüne tek söz edemezsin,eleştiri getiremezsin.Yaşama karşı çıktığın an,allah yok der,islamdan çıkarsın.Dediğim gibi sen iman putuna tutsaksın.O tutsaklığın nedeniyle saçmalayacak,yalanlar uyduracak,yalanları gerçek gibi sunacak ve pişkince yorumlar atacaksın.

 

Bak bakalım şuna da,en az acı verecek şekilde,ustaca ve bilgece öldürmeyi gör.Gördün mü,işte iman putuna tutsak edilirsen ya da olursan bu palavrayı uydurmak zorunda kalırsın.Bir yalana inandırılırsan,o yalana inanmayı sürdürmek için başka yalanlar uydurursun.

 

 

 

Yaşamak en büyük hediyedir.Ben hayatıda ölümüde kabul ediyorum.Annem ve babam belki sadece çocuk sevmek belki yaşlandıklarında onlara bakması için beni var ettiler bu önemli değil.Hissetmek,nefes almak,mutlu olmak,sevmek ve sevilmek  en güzel şey.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...