Jump to content

Allah'ın Yokluğunun Bilimsel Bir Nedeni Var mıdır?


Recommended Posts

Bu forumda Allah'a atıfta bulunmanın yasak olduğunu biliyorum ama, konu salt bilimsel olduğu için başlığın bir istisna olarak kabul edileceğini düşünüyorum.

Teistler sıklıkla madem Allah yok, olmadığını kanıtlayın derler.

Ateistler de önce siz Allah'ın olduğunu kanıtlamaya çalışın. Kanıtlayamazsanız Allah yoktur, dolaysıyla bizim Allah'ın yokluğunu kanıtlamamıza gerek yoktur derler.

Ateistforum'da yapılan tartışmaların hemen hepsinde tartışma motifleri bu argümanlardan oluşmuştur.

Ben bunlara üçüncü bir motif eklemek ve onunla Allah'ın neden var olmadığını kanıtlamak istiyorum.

Bence Allah'ın yokluğunun bilimsel bir kanıtı vardır. Bu başlık altında ona değineceğiz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 88
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Allah Mekke'nin tanrısıdır..Haliyle yerel bir tanrıdır..Yerel olduğunu kendisi söyleyen(?)Allah,aslında var olmadığını ifade etmektedir.

Bunun haricinde,baldırını göstereceğini söyleyen bir tanrının gerçekte var olması imkansızdır..Çünkü bu ifadeler,gerçekliği değil de mitolojiyi işaret eder..

Daha da uzatırız ama gerek olduğunu sanmıyorum..Hakaret eden,beddua eden veya yemin eden bir yaratıcıya;anca gerizekalılar inanır..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allah Mekke'nin tanrısıdır..Haliyle yerel bir tanrıdır..Yerel olduğunu kendisi söyleyen(?)Allah,aslında var olmadığını ifade etmektedir.

Bunun haricinde,baldırını göstereceğini söyleyen bir tanrının gerçekte var olması imkansızdır..Çünkü bu ifadeler,gerçekliği değil de mitolojiyi işaret eder..

Daha da uzatırız ama gerek olduğunu sanmıyorum..Hakaret eden,beddua eden veya yemin eden bir yaratıcıya;anca gerizekalılar inanır..

İyi de bunlar bilimsel çıkarımlar değil. Mantıklı ve sağduyuya hitabediyor olabilirler. Ama onlar yeterli dleğil.

Bilimsel gerçekler insan mantık ve sağduyusu ile bağdaşmayabilirler. Bilim forumunda bu konunun bilimsel olarak tartışılması gerekiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İyi de bunlar bilimsel çıkarımlar değil. Mantıklı ve sağduyuya hitabediyor olabilirler. Ama onlar yeterli dleğil.

Bilimsel gerçekler insan mantık ve sağduyusu ile bağdaşmayabilirler. Bilim forumunda bu konunun bilimsel olarak tartışılması gerekiyor.

Bilim,maddenin KENDİLİĞİNDEN var olduğunu,canlıların KENDİLİĞİNDEN evrim geçirdiğini söylüyor..

(Bu cümlem,tartışmaya açık değildir..Herkes subjektif yorumlarını kendine saklasın..Bu %100 gerçeğin ta kendisidir..Gerçek tartışılmaz..Ya kabul edilir,ya da reddedilir..)

Allah ise,kainatı 6 günde yarattığını ve bu esnada yorulmadığını da söylüyor..

Şimdi bu iki argümanı,kıyas edecek olanların ulaşacağı sonuç;Allah'ın bir mitolojik karakter olduğu olmalıdır..Bunun haricindeki her türlü sonuç,bilimsel değildir..

Yani bilim,yaratma(yani bir anda başlayıp,başka bir anda bit(ir)me) diye birşeyin sözkonusu olmadığını bize işaret ediyor..Bu işareti de,aklı başında olanlar anlar zaten..

Bunun haricinde,inanç denilen şey;yokluğa(bilinmeyene) olan inançtır..İnsanlar yokluğa inanırlar,yok olana inanırlar..Var olana inanmanın bir gerekçesi/mantığı yoktur..Allah'a insanlar YOK(bilinemediği) olduğu için inanıyorlar..Var olmasını temenni ediyorlar sadece..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilim,maddenin KENDİLİĞİNDEN var olduğunu,canlıların KENDİLİĞİNDEN evrim geçirdiğini söylüyor..

(Bu cümlem,tartışmaya açık değildir..Herkes subjektif yorumlarını kendine saklasın..Bu %100 gerçeğin ta kendisidir..Gerçek tartışılmaz..Ya kabul edilir,ya da reddedilir..)

Allah ise,kainatı 6 günde yarattığını ve bu esnada yorulmadığını da söylüyor..

Şimdi bu iki argümanı,kıyas edecek olanların ulaşacağı sonuç;Allah'ın bir mitolojik karakter olduğu olmalıdır..Bunun haricindeki her türlü sonuç,bilimsel değildir..

Yani bilim,yaratma(yani bir anda başlayıp,başka bir anda bit(ir)me) diye birşeyin sözkonusu olmadığını bize işaret ediyor..Bu işareti de,aklı başında olanlar anlar zaten..

Bunun haricinde,inanç denilen şey;yokluğa(bilinmeyene) olan inançtır..İnsanlar yokluğa inanırlar,yok olana inanırlar..Var olana inanmanın bir gerekçesi/mantığı yoktur..Allah'a insanlar YOK(bilinemediği) olduğu için inanıyorlar..Var olmasını temenni ediyorlar sadece..

Katılıyorum buna ve Allah diye bir varlığın 6 günde kainatı yarattığı iddia ediliyorsa ve Allah'ın zaman dilimi için 1 gün=1000 yıl gibiyse(Hacc 47) bu evrenin yaşıyla Dünya'nın yaşı arasında en fazla 6000 yıl fark olmalıdır anlamına gelmektedir ama Dünya ile evren arasındaki yaş farkı 9 milyardır(Dünya 4.5 milyar, evren 13.5 milyar yaşında.). Aslında bu da Allah diye bir varlığın olmadığının kanıtıdır.

tarihinde D-kun tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Allaha yer yok.

Enerji ve maddeden oluşan tüm varlık birbirine aralarında boşluk kalmayacak şekilde sarıp sarmalanmış.

Allah diye tanımlanan bir şeye yer yok.

Sınıfta bir öğrenci varsa onun kapladığı bir varlık alanı olur.

Kütleli veya kütlesiz fark etmez.

Bir yer kaplar.

Allah (ya da genel anlamıyla Tanrı) yeri olmayan bir tasarım, kurgu, uydurma.

Anlatılan bir hikayenin gerçek sanılan bir kahramanı.

Peter Pan gibi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Katılıyorum buna ve Allah diye bir varlığın 6 günde kainatı yarattığı iddia ediliyorsa ve Allah'ın zaman dilimi için 1 gün=1000 yıl gibiyse(Hacc 47) bu evrenin yaşıyla Dünya'nın yaşı arasında en fazla 6000 yıl fark olmalıdır anlamına gelmektedir ama Dünya ile evren arasındaki yaş farkı 9 milyardır(Dünya 4.5 milyar, evren 13.5 milyar yaşında.). Aslında bu da Allah diye bir varlığın olmadığının kanıtıdır.

Detaya girersek,Allah'a inananlar tamamen çaresiz kalırlar..Aslında zaten söyleyecek birşeyleri yok :)

Allah biryerde 6 günde diyor,bir yerde ol dedim mi oldururum diyor..Bilim,böyle çelişkileri kabul etmez..Tamamen bilim karşıtı söylemler bunlar..

Allah,Dünya'yı düz sanıyor..Bilimle çakışan bir başka argüman..

Geçtik..

Allah,hamileliği 6 ay sanıyor..Tatlı ve tuzlu su olayı..Ölülerin diriltilmesi meselesi..Bir sürü bilim dışı söylemler,Allah'ın bir ZIRVA olduğunun kanıtlarıdır..

Allah'ın yokluğunun bilimsel kanıtları,Kuran'ın içinde yazar..Yeter ki,idrak/algı durumunuz normal olsun..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ateistforum'un konseptine uygun olduğu için buraya gelen bir müslüman buna tepki göstermeyeceğini kabul ederek gelmiştir.

veya öyle olmalıdır, diyelim.

Ancak diğer taraftan mesela ben, çevremde herhangi bir müslümana karşı, "Allah yok" ifadesini kullanmayı doğru bulmuyorum.

Tam laik bir ortamda olsak da bu tavrım aynı olur. (sebeplerine gerekirse gireriz)

Allah'ın olmadığı konusunda ise, bilimsel nedenlerden çok, vicdani nedenler var, gibime geliyor;

Allah adına yapılanlara, islam ülkelerine, kuran ve hadislere bakınca bunu anlayabiliyoruz

Herşeye gücü yetip, kendisi adına yapılan savaş ve katliamları önlemeye gücü yetmemesi de ayrı bir sorun.

Bilimsel açıdan, yoktan varetme olayı en ciddi sorunlardan biri olsa gerek.

Allah'a inanmak zaten büyük bir riskdir; onlarca, belki de yüzlerce tanrı var. ya sonra karşına Zeus çıkarsa :)

tarihinde Mindsurfer tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Allah tan kasıt yaratıcı bir Tanrı mıdır yoksa Arapların özelinden hareketle insanlar arasındaki sosyokültürel ilişkileri düzenleyen bir kural koyucu mudur?

Veya her ikisi de mi?

Daha açık bir ifade ile deistik bir Tanrı da teistik bir Tanrı da yoktur, demek için mi bilimsel nedenler bulacağız?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allah'ın varlığı santral bir otoritenin varlığı demektir.

Doğal süreçlerin doğasını incelersek, onlardan santral bir otoritenin sorumlu olmadığını görürüz.

Canlılar dahil, madde ve enerjinin her davranışı geri tepmeli döngülerle açıklanabilir.

Bu konunun anlaşılabilmesi için aşağıdaki iletiye ve diğerlerine göz atmak gerekiyor.

http://haci-haci.typepad.com/maddenin_canli_davrani_se/30-santral-otori%CC%87te-sorunu-evren/

Evrende santral bir otoritenin olmasının neden mümkün olmadığını da aşağıdaki ileti ile açıklamak mümkündür.

http://haci-haci.typepad.com/maddenin_canli_davrani_se/43-evrende-santral-kontrol-si%CC%87stemi%CC%87-neden-yoktur/

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allah'ın varlığı santral bir otoritenin varlığı demektir.

Doğal süreçlerin doğasını incelersek, onlardan santral bir otoritenin sorumlu olmadığını görürüz.

Canlılar dahil, madde ve enerjinin her davranışı geri tepmeli döngülerle açıklanabilir.

Bu konunun anlaşılabilmesi için aşağıdaki iletiye ve diğerlerine göz atmak gerekiyor.

http://haci-haci.typepad.com/maddenin_canli_davrani_se/30-santral-otori%CC%87te-sorunu-evren/

Evrende santral bir otoritenin olmasının neden mümkün olmadığını da aşağıdaki ileti ile açıklamak mümkündür.

http://haci-haci.typepad.com/maddenin_canli_davrani_se/43-evrende-santral-kontrol-si%CC%87stemi%CC%87-neden-yoktur/

Biyolojik sistemler ilgilendiğim bir konu değil ancak canlılardaki merkezi yönetim birimi olmaması yazınızdan anladıklarımı yazacağım.

Canlıların merkezi yönetim birimlerine sahip olmamalarının, merkezi yönetim birimlerinin 2 nedenden dolayı dezavantajlı olabileceğini düşündürüyor.

1) Entropiyi düşürmede düşük başarı göstermeleri,

2) Dış tehlikelere çok düşük direnç göstermeleri.

Bir ağacı düşünürsek, yüzlerce yapraktan ve trilyonlarca hücreden oluşmuştur. Eğer tüm DNA'sı tek bir yaprakta olsaydı, bir tırtıl o yaprağı yediği zaman tüm ağaç yok olacaktı.

Varlığın devamı için oldukça tehlikeli bir durum.

Merkezi yönetim biriminin yüksek enerji ihtiyacı ve bilgi iletiminde zaman, enerji israfı da sizin belirttiğiniz gibi diğer bir engel olduğundan merkezi olmayan yönetim birimlerine geçişi sağlamış olmalı.

Böylece bir ağacın büyük bir parçasını kesip atsak bile ağaç tekrar büyümeye devam edebilmektedir.

Ancak ana amaç entropiyi düşürmektir. Bu da canlıların birbiriyle etkileşerek daha fazla seçeneği deneyebilmesi ile mümkündür.

Artık bu aşamada merkezi bir yönetim yapısının oluştuğunu da görüyoruz. Sinir sistemi ve beyin.

Bu da canlının seçim yapabileceği durum sayısının artmasının, daha fazla etkileşime daha farklı organizasyonlara gidebilmesinin önünü açması demek.

Entropisini sürekli düşürebilmesi için ne kadar çok durum arasında etkileşim sağlayabilirse o kadar netice alabilir.

Bilinçli, seçim yapabilecek seviyeye ulaşan canlıların etkileşebilmesi, entropilerini daha da düşürebilmeleri için yeni kurallar, iletişim mekanizmaları yani protokoller gereklidir. Dil, yazı, internet vs. gibi.

Bu iletişim protokolleri ortaya çıktığında zaten insanlık inanılmaz bir ilerleme kaydetmiştir.

Merkezi yönetim birimlerinin olmaması organizasyon kabiliyeti düşük canlılarda avantajken, ilerleyen aşamalarda zorunludur.

Peki, gelecek nereye götürecektir? Evrim sürecindeki trende baktığımızda devasa organizasyonların oluşacağını söylemek mümkün.

Acaba evren böyle bir organizasyon olabilir mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Peki, gelecek nereye götürecektir? Evrim sürecindeki trende baktığımızda devasa organizasyonların oluşacağını söylemek mümkün.

Acaba evren böyle bir organizasyon olabilir mi?

Bunun da ötesinde düşünürsek; etkileşim protokollerinin artması, etkileşim biçimlerinin değişmesine de neden olacaktır.

Bu da, varsa ki evrimin kurgusu açısından olması çok olası olan diğer evrenlerdeki bilinçli varlıklarla etkileşime girmeyi olanaklı ve zorunlu hale de getirecektir.

Bu da, sanal gerçeklik demek. Alternatif bir var oluş biçimi.

Sanal gerçeklikleri kapsayan başka sanal gerçeklikler...

Sistemin yöneticisi kim? Teistler haklı olabilir mi? :huh::blink:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Biyolojik sistemler ilgilendiğim bir konu değil ancak canlılardaki merkezi yönetim birimi olmaması yazınızdan anladıklarımı yazacağım.

Canlıların merkezi yönetim birimlerine sahip olmamalarının, merkezi yönetim birimlerinin 2 nedenden dolayı dezavantajlı olabileceğini düşündürüyor.

1) Entropiyi düşürmede düşük başarı göstermeleri,

2) Dış tehlikelere çok düşük direnç göstermeleri.

Bir ağacı düşünürsek, yüzlerce yapraktan ve trilyonlarca hücreden oluşmuştur. Eğer tüm DNA'sı tek bir yaprakta olsaydı, bir tırtıl o yaprağı yediği zaman tüm ağaç yok olacaktı.

Varlığın devamı için oldukça tehlikeli bir durum.

Merkezi yönetim biriminin yüksek enerji ihtiyacı ve bilgi iletiminde zaman, enerji israfı da sizin belirttiğiniz gibi diğer bir engel olduğundan merkezi olmayan yönetim birimlerine geçişi sağlamış olmalı.

Böylece bir ağacın büyük bir parçasını kesip atsak bile ağaç tekrar büyümeye devam edebilmektedir.

Ancak ana amaç entropiyi düşürmektir. Bu da canlıların birbiriyle etkileşerek daha fazla seçeneği deneyebilmesi ile mümkündür.

Artık bu aşamada merkezi bir yönetim yapısının oluştuğunu da görüyoruz. Sinir sistemi ve beyin.

Bu da canlının seçim yapabileceği durum sayısının artmasının, daha fazla etkileşime daha farklı organizasyonlara gidebilmesinin önünü açması demek.

Entropisini sürekli düşürebilmesi için ne kadar çok durum arasında etkileşim sağlayabilirse o kadar netice alabilir.

Bilinçli, seçim yapabilecek seviyeye ulaşan canlıların etkileşebilmesi, entropilerini daha da düşürebilmeleri için yeni kurallar, iletişim mekanizmaları yani protokoller gereklidir. Dil, yazı, internet vs. gibi.

Bu iletişim protokolleri ortaya çıktığında zaten insanlık inanılmaz bir ilerleme kaydetmiştir.

Merkezi yönetim birimlerinin olmaması organizasyon kabiliyeti düşük canlılarda avantajken, ilerleyen aşamalarda zorunludur.

Peki, gelecek nereye götürecektir? Evrim sürecindeki trende baktığımızda devasa organizasyonların oluşacağını söylemek mümkün.

Acaba evren böyle bir organizasyon olabilir mi?

Şu kadarını hemen belirmeliyim ki adının santral olmasına rağmen santral sinir sistemi santral bir otorite değildir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bizse; salt sonuç odaklı düşünmeyiz. Biz her fiilin bir faili olduğunu düşünürüz. Şuursuz varlıklar tesadüfler eseri sistematik bir yapı kuramazlar. Akıllı ve bilinçli bir tasarımcıya ihtiyaç duyarlar.

İyi de siz olayları bilimsel olarak açıklayamıyorsunuz. Herşey oldu bitti ile açıklanıyor.

Kendiliğinden örgütlenme önemli bir bilimsel gözlemdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İyi de siz olayları bilimsel olarak açıklayamıyorsunuz. Herşey oldu bitti ile açıklanıyor.

Kendiliğinden örgütlenme önemli bir bilimsel gözlemdir.

işte güzel bir konu ve tespitin doğru bilimsellikten çok olaylara millet duygusal yaklaşıyor burda yorum yapılacaksa tamamen bilimsel verilerle yapılmalı.

Arkadaşlar burda hala şunu görüyorum olaylara dinler üzerinden yoğunlaşıyorsunuz ancak bu yol hatalı öncelikle burda Allah olur Tanrı olur veya bir yaratıcı olur sonuç itibariyle bu evreni yaratan bir varlık veya varlıklar olabilirmi olamazmı ilk adım bu olmalı yaratıcıyı teğet geçip dinlere girerseniz bu işin içinden çıkamazsınız.

Bu konuda hacı dinleri kastetmeden doğru olanı yapmış ve direk bir yaratıcı güce değinmiş yapmak istediği buyken muhtemelen gözden kaçırmış Allah olarak konu başlığını açmış burda mesele Allah değil önce bir yaratıcı varmı onun olup veya olmadığını bilimsel olarak kanıtlamaya çalışmak.

neden ve sonuçlarla alakalı olarak.

bana göre yaratıcı veya yaratıcıların yokluğunu ispat edemeyiz çünki sizin tezlerinizden yola çıkarsak herşeyi geçelim madde canlı yaratmaya ihtiyaç duymuş olsa bile bu ihtiyacı sadece dünya içinmi duydu bunu sorarım.

madde kendine hizmet için canlı oluşumuna zorladıysa o zaman marsta neden canlı oluşmadı veya evrene bütün olarak baktığımızda sadece evrenin kendine hizmet etmesi için dünyayı oluşmaya zorladığını iddia etmek yetersiz değilmi?

sınırlarının belli olmadığı kadar büyük bir evrende dünya neyin dengesini veya neyin hizmetini verecek?

eğerki madde kendisi için canlı oluşumunu sağlamaya zorlasaydı o zaman iddia ediyorum hemen hemen her galakside en az farklı türden 2-3 canlı ve 2-3 hareket dolu gezegen olması lazımdı.

ancak bakıyoruz sınırların kestirilemediği bir evrende sadece 1 tane dünya ve sadece o dünyanın içinde canlılar var bu kesinlikle tesadüfü veya maddenin kendinden harekete geçişini açıklayamaz.

ne taraftan bakarsak bakalım canlılar bir sebep için oluşturulmuşlar ve bu sebep üstte saydığım nedenlere göre kesinlike maddenin kendi zorlamasıyla oluşturulacak bir sebep değil eğerki öyle olsaydı gezegenlerin her yerinden kendine göre bir canlı türü fışkırırdı.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...