Jump to content

Oruç tutmayanı dövmekte dinen sakınca yoktur


Recommended Posts

oruc-tutmayani-dovmekte-dinen-sakinca-yo

Yayıncı ve şair Hakan Arslanbenzer oruç tutmayanları dövmekte dinen bir sakınca olmadığını iddia etti.

Twitter'dan "Oruç tutmayanı dövmekte şer'en bir sakınca yoktur" diye yazan Arslanbenzer'e büyük tepki geldi.

Bir Twitter kullanıcısının "Peygamber efendimiz dövmüş müdür? Ya da onun döneminde böyle bir uygulama olmuş mudur?" diye sorması üzerine Arslanbenzer "Peygamber zamanında oruç tutmayanı dövüyorlar mıydı diye soruyor. Peygamber zamanında orucu açıktan yiyen o yiğit münafığı göster önce." diye cevap verdi.

IŞİD'e destek tweetleriyle de dikkat çeken Arslanbenzer'in daha önce de "Kürtlerin ABD'si varsa IŞİD'in Allah'ı var" diye yazdığı görüldü.

http://odatv.com/n.php?n=oruc-tutmayani-dovmekte-dinen-sakinca-yoktur-2306151200

Hocalar,erkeklerin kadınları nasıl döveceğini açıklıyor..Sonrasında kadın cinayetlerinin %1400 arttığı,haberlerde aktarılıyor..

Bu it,şimdi böyle bir açıklama yapmış..Yakında oruç tutmadı diye öldürüldü haberi görürseniz,şaşırmayın..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 65
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bak sen!.. İslam hoşgörü dinidir derler birde! O değilde ya kisinin hastaliği varsa ya da tutamiyorsa, dayanamiyorsa? Ama yok vicdani kurumus bunlarin empati kuramiyorlar.

Oruç; sağlıklı olan müslümanlara farz bir ibadettir, aksini hiçbir din adamı iddia etmez...

Mesela Cübbeli de sağlık sorunları nedeniyle oruç tutamıyor, bu durum yani herkesin oruç tutamayacağı, müslümanların -en azından çoğunun- anlamadığı, kabul etmediği bir şey değil, zırcahil değillerse elbette...

Oruç tutmayanlara kızanlar, onlara genelde oruç tutmadıkları için kızmıyorlar; Ramazan ayına, oruç tutan insanlara saygı gösterilmediğini düşündükleri için tepki gösteriyorlar. İstiyorlar ki, oruç tutmasan bile bunu etrafına belli etme ve oruç tutan birinin karşısına geçip asla atıştırma... Saygı duymanı bekliyorlar...

Saygıdan kasıt, oruçlu olmasan bile oruç tutuyor gibi davranacaksın. Bunun oruç tutmayana saygısızlık olduğunun ise farkında değiller.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

Arkadaşlar,Türk Dünye Formunda bazan tartıştığım Haluk Gümüştabağın internette aranırkan bir yazısını buldum.Gelin bu din adamının bu yazısına bir göz atalım.

Kendisini bazan takdır ve bazanda tenkit ederdim ama bu yazısını dahada başka gördüm.

Bu yazı hakkında düşünceleriniz nelerdir?.

Mart212014

Namaz Kılmayana Kur'anın Öngördüğü Bir Ceza Var mıdır?

haluk.jpg İnternette gezinirken bir yazı dikkatimi çekti. Yazının konusu, namazı terkin dini cezası konusu ile ilgiliydi.

Merak ettim ve okudum.

Doğrusu okuduklarıma hiç şaşırmadım, çünkü bizler İslam'ı, Kur'andan o kadar uzak yaşıyoruz ki, bu konuda da Kur'anın onay vereceği bir bilgiyle karşılaşmayı zaten beklemiyordum.

Konuyla ilgili yazıdan alıntılar yapalım önce, daha sonra üzerinde Kur'an ışığında birlikte düşünelim.

Namazı terkin dini cezası:

Namazı inkâr eden kâfir olur.

Çünkü kat'i delille sabittir.

Umursamayarak yani tembelliğinden dolayı kasten namazı terk eden fasık olur. (İbni Abidin, Reddü'l Muhtar, c. 2, s.7).

Farz olduğunu inkâr etmemekle birlikte beraber tembellikle namazı kılmaya uygulanacak dünyevi cezanın ne olacağı mezhepler arasında itilaflıdır.

Hanefîlere Göre; namazı kılmayan fasıktır. Namaz kılıncaya veya ölünceye kadar hapsedilir ve dövülür.

Mâlikîlere Göre; vaktin sonuna kadar beklenir, bu müddet zarfında kılarsa serbest bırakılır, kılmazsa ceza olarak (kâfir sayarak) öldürülür.

Şâfiîlere Göre; vaktin sonuna kadar beklenir, sonra tövbeye davet edilir. Tövbe edip namazını kılarsa, serbest bırakılır. Aksi halde ceza olarak öldürülür. Öğleyi ve ikindiyi terkten dolayı güneş batıncaya kadar, akşam ve yatsıyı terkten fecir, sabahı terkten dolayı da güneş doğuncaya kadar ceza tatbik edilmez. Ancak kendisinden namazı vaktinde eda etmesini istemek şarttır.

Hanbelîler Göre; namazı tembellik göstererek terk eden kimseyi devlet başkanı veya naibi namazı kılmaya davet eder. Eğer sonra ki namazın vakti daralıncaya kadar kılmazsa katli vaciptir. Fakat üç gün kendisi tövbeye davet edilmedikçe ceza infaz edilmez. Mezheplerin her birinin görüşlerini dayandırdıkları akli nakli deliller vardır. Ancak sözü uzatmamak için bu kadarıyla yetindik. (Necati Yeni el, Hüseyin Kaya pınar, Sünen-i Ebû Davud Terceme ve Şerhi c. 2, s. 112)

Değerli din kardeşlerim. Yazılanları okudunuz, siz böyle bir hükmün, Kur'anda Allah tarafından bahsedildiğini hiç okudunuz mu? Çok ilginçtir Allah'asla böyle bir hüküm vermediği için, mezheplerde kendi arasında anlaşamadıkları, ihtilafa düştükleri anlaşılıyor,

ama yine de kendi nefisleri doğrultusunda karar vermeden de yapamıyorlar.

Mezheplerin namazını kılmayanlara takdir ettikleri cezalar ise, çok düşündürücüdür.

Namaz kılmayanlar kılana kadar hapsedilir ve dövülür denebiliyor. Daha da düşündürücü olanı, namaz kılmayanların bu konuda ısrar etmeleri durumunda, öldürüleceği hükmünün verilmesidir.

Allah boşuna Kur'anın ipine sarılın demiyor.

Hüküm Allah'ın dır,

ondan başka din ve iman adına hüküm verecek kimsenin olmadığını,

Allah hükmüne hiç kimseyi ortak etmediğini açıkça söylüyor bizlere.

Ama Kur'an İslam toplumunun genelinde, din ve iman adına rehber olmaktan çıkartılmış, beşerin rivayet ve sanı bilgileri ile iman edince sonuç ortada.

Bu konuyu gelin şimdi de, Kur'an öğretisi doğrultusunda düşünelim.

Allah Kur'anda inancımızı yaşarken, çok kesin kurallar koymuştur.

Toplumun huzuru ve adaletli bir düzenin kurulması için,

halkın uyması gereken kanunlarını,

çok açık bir şekilde belirtmiştir ve uymayanlarında nasıl cezalandırılacağı konusunda örneklerini de vermiştir.

Tekrar hatırlatmak istiyorum bu hükümler, toplumun düzenini kurmak adına verilmiş hükümlerdir.

Kur'anın genel çoğunluğunu kapsayan konular ise, bizlerin bizzat kişisel olarak sorumlu olduğumuz ibadetler ve bizlere yaşantımızda rehberlik eden bilgilerdir.

Namaz kılmak,

oruç tutmak,

zekât vermek

hacca gitmek,

adaletli olmak,

yardım sever olmak.

Bu ve buna benzer birçok konular ise, bir Müslüman ın kendi imtihanı ile ilgilidir.

Hiç kimse bunlara müdahale edemez, zorlayamaz.

Allah zaten Kur'anda bizleri imtihan ettiğini söylemiyor muydu?

Nasıl olurda bir insanın imtihanına müdahale ederiz de

sen namaz kılmıyorsun,

oruç tutmuyorsun diye ceza veririz.

Birde namaz kılmayan öldürülür diyenler bile çıkıyorsa, bizler hala namazın özünde yatan gerçeği anlayamamışız demektir.


İbadetler Allah ile kul arasındadır,

hiç kimse müdahale edemez.

Yalnız namaz değil,

diğer konularda da aynıdır.

Allah SALÂT yani dilimize çevirdiğimiz ismiyle, namaz konusunu anlatırken, namazın Allah ile irtibat kapısı olduğunu söyler.

Çünkü Rabbimizden namazla istekte bulunacağımızı, ondan yardım isteyeceğimizi, ona dualarımızla namazla, niyazda bulanacağımızı anlatır bizlere.

Namaz kılmıyor mu bir din kardeşimiz.

Onun sorunudur bu,

onun kaybıdır.

Allah tan yardım istemek niyetinde,

zikrinde yoksa bize ne.

Zora düştüğümüzde Allah'a açılacak ellerin cevap bulmasını istiyorsak eğer, gerektiği zaman onun huzuruna durup,

ona şükretmeli onu tespih etmeliyiz ki, dualarımız karşılık bulsun.

Yardım istemeyene, zorla yardım edilmez.

Kur'an a bu konu hakkında baktığımızda, bırakın namazını kılmayanı eziyet edip,

öldürmeyi,

kılınmayan namazların daha sonra kılınmasından dahi bahsetmez.

Ama oruç konusunda tutamadığımız orucu daha sonra tutmamızı öğütler.

Peki neden?

ÇÜNKÜ NAMAZ, YAŞADIĞIMIZ O ANIN SİGORTASIDIR, YAŞANTIMIZIN KONTROL DÜMENİDİR.

Geçmişte yaşadıklarımız, yaptıklarımız kayda alınmıştır.

Değiştirmekte mümkün değildir.

Bizlere düşen şuandan sonra ki hayatımızda yapacaklarımızı en güzel, en doğru bir şekilde yapmak olmalıdır.

Doğruyu yaşayabilmek içinde, Kur'anın gösterdiği yolu hayatımıza geçirmeliyiz.

Namaz la bizler Yaradan a bir söz veriyoruz ve diyoruz ki, yalnız senden yardım dileriz, yalnız sana kulluk ederiz. Bizi doğru yola ilet.


Oruç konusunda Allah, tutamadıklarımızı tutmamızı istemesinin nedeni, bir yıl içinde hiç durmadan çalışan organlarımızın ve ruhumuzun adeta bu zaman zarfında bakıma, dinlenmeye, adeta terapiye alınmaya ihtiyacı olduğu içindir.


Eğer bizler bu yakarışlarımızda-dualarımızda samimi ve içten isek, bu sözlerimizde duruyorsak, Allah da bizlerin gönül gözlerini açarak, toplumda doğru bir insan olmamızın yolunu açacaktır.

Ama öyle namaz kılanlar var ki,

tüm bu gerçeklerden uzak,

gösteriş ve menfaatleri adına namaz kılarak,

toplumda bozgunculuk yaparlar.

İşte Allah bu türlü namaz kılanlara da, MAUN suresinde ne diyordu hatırlayalım.

YAZIKLAR OLSUN O NAMAZ KILANLARA Kİ, onlar namazlarını ciddiye almazlar.

Sizce böyle namaz kılanlara bile Allah, bizlerin bir ceza vermesinden bahsetmeyip, gerekeni kendisi yapacağını söylüyorsa, hiç namaz kılmayanlar hakkında verdikleri beşeri hükümler, ne kadar Kur'andan onay alır?

Salâtın bir anlamı da duadır.

Allah'a dua etmeyen,

onun huzurunda rükû edip secde ederek onu yüceltmeyen,

gereken saygıyı Rahmana göstermeyen, elbette ihtiyacı olduğunda da Yüce Mevla mızı yanında bulamayacaktır.

Rabbin huzuruna durmak istemiyorsa bir insan, kendi sorunudur zorla saygı olmaz.

Dinde zorlama yoktur diyen Yaradanı lütfen anlamaya çalışalım.

Bir anne baba, evlatlarından nasıl saygı, hürmet bekliyor da, saygısız, hayırsız evlada karşı tavır sergiliyorsa, bizleri Yaradan Allah'a karşıda gereken saygıyı, hürmeti göstermeliyiz ki karşılık bulalım.

Tüm bu düşünceler ışığında size bir soru sorsam ve desem ki, İslam dininde asıl olan,

öncelik,

amaç İBADET midir,

iyi AHLAK mıdır?

Ne dersiniz?

Belki ilk baktığınızda, bu sorduğum tuzak bir soru gibi gelebilir. Bunu özellikle sordum ki, konu daha iyi anlaşılabilsin.

Kur'anın bizlere rehber olarak indirilmesinin amacı, bizleri iyi ahlaklı bir insan olarak yetiştirebilmek adınadır.

Demek ki asıl amaç iyi ahlaklı olmakmış.

Peki, ibadetlerin amacı nedir dersek,

elbette onlarında amacı, bizleri iyi ahlaklı olmaya yönlendiren ARAÇLARDIR.

Eğer yapılan ibadetler bir insanı iyi ahlaklı yapmıyorsa,

yapılan ibadetlerin,

Allah'ın istediği kıstasta yapılmadığı içindir.

Namazı kılmak elbette çok önemlidir,

ama namazı gösteriş ve çıkarlarımıza alet etmemek şartıyla.

Böyle yapanlar namazın gerçekleri ile asla yüzleşemez ve ondan gereken faydayı sağlayamazlar.

İBADETLER NİYETLERE, AMELLERE GÖRE DEĞER KAZANIR VE BİZLERE FAYDA SAĞLAR.

Namaz kılmayarak, Yaradanı her an nefsinde hissetmeyen bir insan, bakın neler kaybediyor.

Ankebut 45: Sana kitaptan vahyedileni oku, namazı dosdoğru kıl! ÇÜNKÜ NAMAZ, YÜZ KIZARTICI ŞEYLERDEN VE KÖTÜLÜKLERDEN ALIKOYAR. Allah'ı anmak en büyük ibadettir. Allah ne yaptığınızı bilir.

Buradan da anlaşılıyor ki, namaz kılmayarak Allah'ı zikretmeyen, anmayan, onu yüceltmeyen, onun huzur ve mutluluğundan uzak kalan, namazın getirisinden onun faydalarından da yararlanamayacaktır.

Bunu istemeyene, zorla yaptıramazsınız.

İbadetleri yapmayana,

Allah'ın hükmetmediği bir cezayı vermek,

Allah'ın bizleri yaratma amacına ters düşer.

Çünkü Allah özgür iradesiyle yarattığı insana,

din ve iman konusunda,

hiç kimsenin müdahale etmesine izin vermez.

Hatta elçisine, TEBLİĞ ETMEK SANA,

HESAP SORMAK BİZE DÜŞER diyerek, konuya da açıklık getirir.

Allah kullarını bakın neden yarattığını söylüyor.

Mülk 2: O ki, HANGİNİZİN DAHA GÜZEL DAVRANACAĞINI SINAMAK İÇİN ölümü ve hayatı yaratmıştır.

O, mutlak galiptir, çok bağışlayıcıdır

Bakın ayet ne kadar açık söylüyor.

Kimin daha güzel amel sahibi olacağını,

kimlerin güzel şeyler yapıp yapmayacağını görmek için,

sizleri imtihan ediyorum diyor bu dünyada.

Yine bir başka ayetinde kendisine kulluk edilmesi yani kendisine karşı ibadet edilmesi konusunda ne söylüyor.

Mümin 60: Rabbiniz şöyle dedi: “BANA DUA EDİN, DUANIZA CEVAP VEREYİM. Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler aşağılanmış bir hâlde cehenneme gireceklerdir.”

Aslında yukarıdaki ayet konumuza çok güzel açıklık getiriyor ve diyor ki, bana dua edin. Biliyorsunuz bir başka ayetinde de, benden salâtla/namazla yardım isteyin diyordu. Böyle yapanların yardımlarına koşar, dualarına cevap veririm açıklamasını yapıyor.

Ayetin devamında da, bana kulluk etme konusunda özençsiz, isteksiz olanlar kaybedeceklerdir diyor.

Şimdi sizlere hatırlatacağım ayet ise, aslında namazın asıl ne maksatla kılınması gerektiğini ve önemini çok güzel anlatıyor.

Taha 14: Muhakkak ki ben, yalnızca ben Allah'ım.

Benden başka ilah yoktur.

Bana kulluk et; BENİ ANMAK İÇİN NAMAZ KIL.

Bu ayetten de açıkça anlaşılıyor ki NAMAZ, Allah'ı anmak, onu zikretmek, ondan yardım istemekten başka bir şey değil.

Bu durumda Allah'ı anmak, ondan yardım almak istemeyene, nasıl olurda müdahale ederde, Allah'ın hüküm vermediği bir cezayı bizler vermeye çalışırız.

ÇÜNKÜ MUHATAP BİZLER DEĞİLİZ. İbadet/kulluk yalnız Allah'a yapılır ve muhatabı da yalnız Allah tır.

Zorla kılınan bir namazdan,

hiçbir fayda sağlanamaz.

Ne söylediğimizi bilmeden,

ayetleri bilinçsizce tekrar ederek,

kıldığımız namazdan da gereken faydayı sağlayamayız.

Bizler önce namazın özünü doğru anlamalıyız ki, gereken faydayı sağlayabilelim.

Onun için namaz kılmayanı,

namaz kılmak için zorlamak, namazın ne olduğunu hiç anlamamak demektir.

Ne yazık ki bu acı gerçek,

İslam toplumları tarafından anlaşılamadığı için, MAUN suresinde Allah'ın şiddetle eleştirdiği namaz kılanlar, genel çoğunluğumuzu oluşturuyor.

Allah yarattığı kullarının kendisine karşı, çok önemli bir görevi olduğunu hatırlatıyor bizlere ve bakın ne diyor.

Hicr 99: Ve sana ölüm gelinceye kadar, RABBİNE İBADET ET.

Bunca güzellikleri bizlere bahşeden, önümüze seren Rabbimiz in bizlerden istediği, kendisine gereken saygıyı, h

ürmeti yine onun istediği yöntemle yerine getirmemizdir.

Kural Allah tarafından konmuştur.

İsteyen uyar karşılığını görür,

isteyen uymaz sonucuna katlanır.

Ama asla hiç kimse, bir diğerinin din ve iman adına imtihanına karışamaz.

Bu durumda kimin haddine,

bilmem kim namaz kılmıyor,

oruç tutmuyor diye kendi nefsimizce cezalar vermek.

Kimin haddine,

Allah'ın imtihan ettiği kulunun imtihanına karışmak,

müdahale etmek.

Elbette kimsenin haddine değil,

ama bizler Kur'an ı rehber almadığımız sürece, böyle konularla kendimizi avutup, Allah'ın yetkisine karıştığımızın farkında bile olamıyoruz.


Bizler toplum olarak önce Kur'anın ipine sarılmalıyız,

emin olmadığımız bilgilere değil.

Daha sonrada topluma namazın ne olduğunu doğru anlatmalıyız ki dualarımız karşılık bulsun.

Bunu yapmadığımız sürece, MAUN suresinde bahsedilen, bazı Müslümanların kıldığı namazın durumuna düşeriz. Allah bizleri böyle olmaktan korusun.

Dilerim Yüce Rabbimden, Allah'ın huzuruna huşu ile duran, ona kıyam, rükû, secde eden, onu gereği gibi zikreden, ondan yardım isteyen, batılın ve hurafenin değil, Kur'anın ipine sıkı sıkıya sarılan, doğrunun ve güzelliğin arayışında olan, Allah'ın halis kullarından oluruz.

Saygılarımla... Haluk GÜMÜŞTABAK

Evet,Haluk hocaya % 100 katılmama rağmen çok önemli açıklamalarıda var.Bunlardan biri dini kuralları yerine getirmeyenlere değil diğer ınsanlar peygamber bile müdehele edemez açıklamasıdır en başdaki önemli uyarılarından biri bu.Neyse ,şimdi sizlerinyorumlarınızı bekleyelim.

Tolonbeg

Link to post
Sitelerde Paylaş

İstiyorlar ki, oruç tutmasan bile bunu etrafına belli etme ve oruç tutan birinin karşısına geçip asla atıştırma... Saygı duymanı bekliyorlar...

Bu namussuz alçaklar,hem ''ya olduğun gibi görün,ya da göründüğün gibi ol'' derler;hem de oruç tutmayanların oruç tutuyormuş gibi yapmalarını isterler..Çünkü namussuz alçaklar bunlar..

Bu namussuz alçaklar,sokakta dondurma yalayarak gezen çocuklara neden ses çıkarmıyorlar?

Bunların derdi,kendileri gibi olmayanları bir şekilde baskı altında tutmak..Bunlar uygun ortamı bulsa,yakarlar bizi..Yakmadılar mı?!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Adam haklı. İslam zaten şiddet ve terör dinidir. İslamda namaz kılmayan adama bile dayak var. Aslında böyle gerçeklerden bahseden insanların olması iyi. Salak tatlı su müslümanları islamın nasıl bir din olduğunu görsünler. İslam insanlığa kan ve göz yaşıdan başka birşey getirmedi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Adam haklı. İslam zaten şiddet ve terör dinidir. İslamda namaz kılmayan adama bile dayak var. Aslında böyle gerçeklerden bahseden insanların olması iyi. Salak tatlı su müslümanları islamın nasıl bir din olduğunu görsünler. İslam insanlığa kan ve göz yaşıdan başka birşey getirmedi.

Namazı terkeden öldürülür..Bu konuda görüş birliği var..Oruç için her türlü pisliği kusan şerefsizler,namazı terkedeni öldürelim derler mi?Demezler..Çünkü,dedim ya,namus/ahlak/şeref yoksunu bunlar..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu namussuz alçaklar,hem ''ya olduğun gibi görün,ya da göründüğün gibi ol'' derler;hem de oruç tutmayanların oruç tutuyormuş gibi yapmalarını isterler..Çünkü namussuz alçaklar bunlar..

Bu namussuz alçaklar,sokakta dondurma yalayarak gezen çocuklara neden ses çıkarmıyorlar?

Bunların derdi,kendileri gibi olmayanları bir şekilde baskı altında tutmak..Bunlar uygun ortamı bulsa,yakarlar bizi..Yakmadılar mı?!

Bir de "Yaratılanı severiz yaratandan ötürü" var. Mutasavvıfların özdeyişlerini yalandan ağızlarına alırlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir de "Yaratılanı severiz yaratandan ötürü" var. Mutasavvıfların özdeyişlerini yalandan ağızlarına alırlar.

Tabi canım..Lafa geldi mi,oooo..

Gezideki çocukları öldüren polislere ikramiye veren kimdi?

Reyhanlı'da 50 sünni vatandaşımızı kaybettik diyendi..!

Bu müslümanlar,kendileri gibi olmayanların yok olmasından son derece memnun olurlar..Bakmayın bunların laflarına..

Boko harama THY ile silah yollayanlar arasındaki konuşmayı hatırlayın..Ne diyordu?

''Bu silahlar bizimkileri mi öldürecek,yoksa karşı taraftakileri mi?''

Yani,karşı taraf ölürse sorun yok ama kendi saflarındakiler ölürse çok üzülür bunlar..

tarihinde NOLAN tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

Arkadaşlar,Türk Dünye Formunda bazan tartıştığım Haluk Gümüştabağın internette aranırkan bir yazısını buldum.Gelin bu din adamının bu yazısına bir göz atalım.

Kendisini bazan takdır ve bazanda tenkit ederdim ama bu yazısını dahada başka gördüm.

Bu yazı hakkında düşünceleriniz nelerdir?.

Mart212014

Namaz Kılmayana Kur'anın Öngördüğü Bir Ceza Var mıdır?

haluk.jpg İnternette gezinirken bir yazı dikkatimi çekti. Yazının konusu, namazı terkin dini cezası konusu ile ilgiliydi.

Merak ettim ve okudum.

Doğrusu okuduklarıma hiç şaşırmadım, çünkü bizler İslam'ı, Kur'andan o kadar uzak yaşıyoruz ki, bu konuda da Kur'anın onay vereceği bir bilgiyle karşılaşmayı zaten beklemiyordum.

Konuyla ilgili yazıdan alıntılar yapalım önce, daha sonra üzerinde Kur'an ışığında birlikte düşünelim.

Namazı terkin dini cezası:

Namazı inkâr eden kâfir olur.

Çünkü kat'i delille sabittir.

Umursamayarak yani tembelliğinden dolayı kasten namazı terk eden fasık olur. (İbni Abidin, Reddü'l Muhtar, c. 2, s.7).

Farz olduğunu inkâr etmemekle birlikte beraber tembellikle namazı kılmaya uygulanacak dünyevi cezanın ne olacağı mezhepler arasında itilaflıdır.

Hanefîlere Göre; namazı kılmayan fasıktır. Namaz kılıncaya veya ölünceye kadar hapsedilir ve dövülür.

Mâlikîlere Göre; vaktin sonuna kadar beklenir, bu müddet zarfında kılarsa serbest bırakılır, kılmazsa ceza olarak (kâfir sayarak) öldürülür.

Şâfiîlere Göre; vaktin sonuna kadar beklenir, sonra tövbeye davet edilir. Tövbe edip namazını kılarsa, serbest bırakılır. Aksi halde ceza olarak öldürülür. Öğleyi ve ikindiyi terkten dolayı güneş batıncaya kadar, akşam ve yatsıyı terkten fecir, sabahı terkten dolayı da güneş doğuncaya kadar ceza tatbik edilmez. Ancak kendisinden namazı vaktinde eda etmesini istemek şarttır.

Hanbelîler Göre; namazı tembellik göstererek terk eden kimseyi devlet başkanı veya naibi namazı kılmaya davet eder. Eğer sonra ki namazın vakti daralıncaya kadar kılmazsa katli vaciptir. Fakat üç gün kendisi tövbeye davet edilmedikçe ceza infaz edilmez. Mezheplerin her birinin görüşlerini dayandırdıkları akli nakli deliller vardır. Ancak sözü uzatmamak için bu kadarıyla yetindik. (Necati Yeni el, Hüseyin Kaya pınar, Sünen-i Ebû Davud Terceme ve Şerhi c. 2, s. 112)

Değerli din kardeşlerim. Yazılanları okudunuz, siz böyle bir hükmün, Kur'anda Allah tarafından bahsedildiğini hiç okudunuz mu? Çok ilginçtir Allah'asla böyle bir hüküm vermediği için, mezheplerde kendi arasında anlaşamadıkları, ihtilafa düştükleri anlaşılıyor,

ama yine de kendi nefisleri doğrultusunda karar vermeden de yapamıyorlar.

Mezheplerin namazını kılmayanlara takdir ettikleri cezalar ise, çok düşündürücüdür.

Namaz kılmayanlar kılana kadar hapsedilir ve dövülür denebiliyor. Daha da düşündürücü olanı, namaz kılmayanların bu konuda ısrar etmeleri durumunda, öldürüleceği hükmünün verilmesidir.

Allah boşuna Kur'anın ipine sarılın demiyor.

Hüküm Allah'ın dır,

ondan başka din ve iman adına hüküm verecek kimsenin olmadığını,

Allah hükmüne hiç kimseyi ortak etmediğini açıkça söylüyor bizlere.

Ama Kur'an İslam toplumunun genelinde, din ve iman adına rehber olmaktan çıkartılmış, beşerin rivayet ve sanı bilgileri ile iman edince sonuç ortada.

Bu konuyu gelin şimdi de, Kur'an öğretisi doğrultusunda düşünelim.

Allah Kur'anda inancımızı yaşarken, çok kesin kurallar koymuştur.

Toplumun huzuru ve adaletli bir düzenin kurulması için,

halkın uyması gereken kanunlarını,

çok açık bir şekilde belirtmiştir ve uymayanlarında nasıl cezalandırılacağı konusunda örneklerini de vermiştir.

Tekrar hatırlatmak istiyorum bu hükümler, toplumun düzenini kurmak adına verilmiş hükümlerdir.

Kur'anın genel çoğunluğunu kapsayan konular ise, bizlerin bizzat kişisel olarak sorumlu olduğumuz ibadetler ve bizlere yaşantımızda rehberlik eden bilgilerdir.

Namaz kılmak,

oruç tutmak,

zekât vermek

hacca gitmek,

adaletli olmak,

yardım sever olmak.

Bu ve buna benzer birçok konular ise, bir Müslüman ın kendi imtihanı ile ilgilidir.

Hiç kimse bunlara müdahale edemez, zorlayamaz.

Allah zaten Kur'anda bizleri imtihan ettiğini söylemiyor muydu?

Nasıl olurda bir insanın imtihanına müdahale ederiz de

sen namaz kılmıyorsun,

oruç tutmuyorsun diye ceza veririz.

Birde namaz kılmayan öldürülür diyenler bile çıkıyorsa, bizler hala namazın özünde yatan gerçeği anlayamamışız demektir.

İbadetler Allah ile kul arasındadır,

hiç kimse müdahale edemez.

Yalnız namaz değil,

diğer konularda da aynıdır.

Allah SALÂT yani dilimize çevirdiğimiz ismiyle, namaz konusunu anlatırken, namazın Allah ile irtibat kapısı olduğunu söyler.

Çünkü Rabbimizden namazla istekte bulunacağımızı, ondan yardım isteyeceğimizi, ona dualarımızla namazla, niyazda bulanacağımızı anlatır bizlere.

Namaz kılmıyor mu bir din kardeşimiz.

Onun sorunudur bu,

onun kaybıdır.

Allah tan yardım istemek niyetinde,

zikrinde yoksa bize ne.

Zora düştüğümüzde Allah'a açılacak ellerin cevap bulmasını istiyorsak eğer, gerektiği zaman onun huzuruna durup,

ona şükretmeli onu tespih etmeliyiz ki, dualarımız karşılık bulsun.

Yardım istemeyene, zorla yardım edilmez.

Kur'an a bu konu hakkında baktığımızda, bırakın namazını kılmayanı eziyet edip,

öldürmeyi,

kılınmayan namazların daha sonra kılınmasından dahi bahsetmez.

Ama oruç konusunda tutamadığımız orucu daha sonra tutmamızı öğütler.

Peki neden?

ÇÜNKÜ NAMAZ, YAŞADIĞIMIZ O ANIN SİGORTASIDIR, YAŞANTIMIZIN KONTROL DÜMENİDİR.

Geçmişte yaşadıklarımız, yaptıklarımız kayda alınmıştır.

Değiştirmekte mümkün değildir.

Bizlere düşen şuandan sonra ki hayatımızda yapacaklarımızı en güzel, en doğru bir şekilde yapmak olmalıdır.

Doğruyu yaşayabilmek içinde, Kur'anın gösterdiği yolu hayatımıza geçirmeliyiz.

Namaz la bizler Yaradan a bir söz veriyoruz ve diyoruz ki, yalnız senden yardım dileriz, yalnız sana kulluk ederiz. Bizi doğru yola ilet.

Oruç konusunda Allah, tutamadıklarımızı tutmamızı istemesinin nedeni, bir yıl içinde hiç durmadan çalışan organlarımızın ve ruhumuzun adeta bu zaman zarfında bakıma, dinlenmeye, adeta terapiye alınmaya ihtiyacı olduğu içindir.

Eğer bizler bu yakarışlarımızda-dualarımızda samimi ve içten isek, bu sözlerimizde duruyorsak, Allah da bizlerin gönül gözlerini açarak, toplumda doğru bir insan olmamızın yolunu açacaktır.

Ama öyle namaz kılanlar var ki,

tüm bu gerçeklerden uzak,

gösteriş ve menfaatleri adına namaz kılarak,

toplumda bozgunculuk yaparlar.

İşte Allah bu türlü namaz kılanlara da, MAUN suresinde ne diyordu hatırlayalım.

YAZIKLAR OLSUN O NAMAZ KILANLARA Kİ, onlar namazlarını ciddiye almazlar.

Sizce böyle namaz kılanlara bile Allah, bizlerin bir ceza vermesinden bahsetmeyip, gerekeni kendisi yapacağını söylüyorsa, hiç namaz kılmayanlar hakkında verdikleri beşeri hükümler, ne kadar Kur'andan onay alır?

Salâtın bir anlamı da duadır.

Allah'a dua etmeyen,

onun huzurunda rükû edip secde ederek onu yüceltmeyen,

gereken saygıyı Rahmana göstermeyen, elbette ihtiyacı olduğunda da Yüce Mevla mızı yanında bulamayacaktır.

Rabbin huzuruna durmak istemiyorsa bir insan, kendi sorunudur zorla saygı olmaz.

Dinde zorlama yoktur diyen Yaradanı lütfen anlamaya çalışalım.

Bir anne baba, evlatlarından nasıl saygı, hürmet bekliyor da, saygısız, hayırsız evlada karşı tavır sergiliyorsa, bizleri Yaradan Allah'a karşıda gereken saygıyı, hürmeti göstermeliyiz ki karşılık bulalım.

Tüm bu düşünceler ışığında size bir soru sorsam ve desem ki, İslam dininde asıl olan,

öncelik,

amaç İBADET midir,

iyi AHLAK mıdır?

Ne dersiniz?

Belki ilk baktığınızda, bu sorduğum tuzak bir soru gibi gelebilir. Bunu özellikle sordum ki, konu daha iyi anlaşılabilsin.

Kur'anın bizlere rehber olarak indirilmesinin amacı, bizleri iyi ahlaklı bir insan olarak yetiştirebilmek adınadır.

Demek ki asıl amaç iyi ahlaklı olmakmış.

Peki, ibadetlerin amacı nedir dersek,

elbette onlarında amacı, bizleri iyi ahlaklı olmaya yönlendiren ARAÇLARDIR.

Eğer yapılan ibadetler bir insanı iyi ahlaklı yapmıyorsa,

yapılan ibadetlerin,

Allah'ın istediği kıstasta yapılmadığı içindir.

Namazı kılmak elbette çok önemlidir,

ama namazı gösteriş ve çıkarlarımıza alet etmemek şartıyla.

Böyle yapanlar namazın gerçekleri ile asla yüzleşemez ve ondan gereken faydayı sağlayamazlar.

İBADETLER NİYETLERE, AMELLERE GÖRE DEĞER KAZANIR VE BİZLERE FAYDA SAĞLAR.

Namaz kılmayarak, Yaradanı her an nefsinde hissetmeyen bir insan, bakın neler kaybediyor.

Ankebut 45: Sana kitaptan vahyedileni oku, namazı dosdoğru kıl! ÇÜNKÜ NAMAZ, YÜZ KIZARTICI ŞEYLERDEN VE KÖTÜLÜKLERDEN ALIKOYAR. Allah'ı anmak en büyük ibadettir. Allah ne yaptığınızı bilir.

Buradan da anlaşılıyor ki, namaz kılmayarak Allah'ı zikretmeyen, anmayan, onu yüceltmeyen, onun huzur ve mutluluğundan uzak kalan, namazın getirisinden onun faydalarından da yararlanamayacaktır.

Bunu istemeyene, zorla yaptıramazsınız.

İbadetleri yapmayana,

Allah'ın hükmetmediği bir cezayı vermek,

Allah'ın bizleri yaratma amacına ters düşer.

Çünkü Allah özgür iradesiyle yarattığı insana,

din ve iman konusunda,

hiç kimsenin müdahale etmesine izin vermez.

Hatta elçisine, TEBLİĞ ETMEK SANA,

HESAP SORMAK BİZE DÜŞER diyerek, konuya da açıklık getirir.

Allah kullarını bakın neden yarattığını söylüyor.

Mülk 2: O ki, HANGİNİZİN DAHA GÜZEL DAVRANACAĞINI SINAMAK İÇİN ölümü ve hayatı yaratmıştır.

O, mutlak galiptir, çok bağışlayıcıdır

Bakın ayet ne kadar açık söylüyor.

Kimin daha güzel amel sahibi olacağını,

kimlerin güzel şeyler yapıp yapmayacağını görmek için,

sizleri imtihan ediyorum diyor bu dünyada.

Yine bir başka ayetinde kendisine kulluk edilmesi yani kendisine karşı ibadet edilmesi konusunda ne söylüyor.

Mümin 60: Rabbiniz şöyle dedi: “BANA DUA EDİN, DUANIZA CEVAP VEREYİM. Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler aşağılanmış bir hâlde cehenneme gireceklerdir.”

Aslında yukarıdaki ayet konumuza çok güzel açıklık getiriyor ve diyor ki, bana dua edin. Biliyorsunuz bir başka ayetinde de, benden salâtla/namazla yardım isteyin diyordu. Böyle yapanların yardımlarına koşar, dualarına cevap veririm açıklamasını yapıyor.

Ayetin devamında da, bana kulluk etme konusunda özençsiz, isteksiz olanlar kaybedeceklerdir diyor.

Şimdi sizlere hatırlatacağım ayet ise, aslında namazın asıl ne maksatla kılınması gerektiğini ve önemini çok güzel anlatıyor.

Taha 14: Muhakkak ki ben, yalnızca ben Allah'ım.

Benden başka ilah yoktur.

Bana kulluk et; BENİ ANMAK İÇİN NAMAZ KIL.

Bu ayetten de açıkça anlaşılıyor ki NAMAZ, Allah'ı anmak, onu zikretmek, ondan yardım istemekten başka bir şey değil.

Bu durumda Allah'ı anmak, ondan yardım almak istemeyene, nasıl olurda müdahale ederde, Allah'ın hüküm vermediği bir cezayı bizler vermeye çalışırız.

ÇÜNKÜ MUHATAP BİZLER DEĞİLİZ. İbadet/kulluk yalnız Allah'a yapılır ve muhatabı da yalnız Allah tır.

Zorla kılınan bir namazdan,

hiçbir fayda sağlanamaz.

Ne söylediğimizi bilmeden,

ayetleri bilinçsizce tekrar ederek,

kıldığımız namazdan da gereken faydayı sağlayamayız.

Bizler önce namazın özünü doğru anlamalıyız ki, gereken faydayı sağlayabilelim.

Onun için namaz kılmayanı,

namaz kılmak için zorlamak, namazın ne olduğunu hiç anlamamak demektir.

Ne yazık ki bu acı gerçek,

İslam toplumları tarafından anlaşılamadığı için, MAUN suresinde Allah'ın şiddetle eleştirdiği namaz kılanlar, genel çoğunluğumuzu oluşturuyor.

Allah yarattığı kullarının kendisine karşı, çok önemli bir görevi olduğunu hatırlatıyor bizlere ve bakın ne diyor.

Hicr 99: Ve sana ölüm gelinceye kadar, RABBİNE İBADET ET.

Bunca güzellikleri bizlere bahşeden, önümüze seren Rabbimiz in bizlerden istediği, kendisine gereken saygıyı, h

ürmeti yine onun istediği yöntemle yerine getirmemizdir.

Kural Allah tarafından konmuştur.

İsteyen uyar karşılığını görür,

isteyen uymaz sonucuna katlanır.

Ama asla hiç kimse, bir diğerinin din ve iman adına imtihanına karışamaz.

Bu durumda kimin haddine,

bilmem kim namaz kılmıyor,

oruç tutmuyor diye kendi nefsimizce cezalar vermek.

Kimin haddine,

Allah'ın imtihan ettiği kulunun imtihanına karışmak,

müdahale etmek.

Elbette kimsenin haddine değil,

ama bizler Kur'an ı rehber almadığımız sürece, böyle konularla kendimizi avutup, Allah'ın yetkisine karıştığımızın farkında bile olamıyoruz.

Bizler toplum olarak önce Kur'anın ipine sarılmalıyız,

emin olmadığımız bilgilere değil.

Daha sonrada topluma namazın ne olduğunu doğru anlatmalıyız ki dualarımız karşılık bulsun.

Bunu yapmadığımız sürece, MAUN suresinde bahsedilen, bazı Müslümanların kıldığı namazın durumuna düşeriz. Allah bizleri böyle olmaktan korusun.

Dilerim Yüce Rabbimden, Allah'ın huzuruna huşu ile duran, ona kıyam, rükû, secde eden, onu gereği gibi zikreden, ondan yardım isteyen, batılın ve hurafenin değil, Kur'anın ipine sıkı sıkıya sarılan, doğrunun ve güzelliğin arayışında olan, Allah'ın halis kullarından oluruz.

Saygılarımla... Haluk GÜMÜŞTABAK

Evet,Haluk hocaya % 100 katılmama rağmen çok önemli açıklamalarıda var.Bunlardan biri dini kuralları yerine getirmeyenlere değil diğer ınsanlar peygamber bile müdehele edemez açıklamasıdır en başdaki önemli uyarılarından biri bu.Neyse ,şimdi sizlerinyorumlarınızı bekleyelim.

Tolonbeg

bak şimdi tolonbey bu yazı süper olmuş tam olarak durumu açıklayan bir yazı ayrıca müslüman olmayan birisine hiç birşekilde dokunamazsın yani öyle döv öldür yok malesef islam diye yapıyorlar güzel ve aydınlatıcı bir yazı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

müslüman olmayan birisine hiç birşekilde dokunamazsın yani öyle döv öldür yok malesef islam diye yapıyorlar güzel ve aydınlatıcı bir yazı.

Hadi oradan..Yazıyı okumadım..Okutturma bana şimdi..

İmzamdaki ayetler ne oluyor bön herif?

kardeş bunların sizle alakası yok sen neden üstüne alınıyon bu hükümler müslümanlar için geçerlidir siz korkmayın sizlik değil bunlar :)

Biz ölü olduğumuz için,haklısın tabi..Ölü niye üstüne alınsın ki?!

tarihinde NOLAN tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Hadi oradan..Yazıyı okumadım..Okutturma bana şimdi..

İmzamdaki ayetler ne oluyor bön herif?

Biz ölü olduğumuz için,haklısın tabi..Ölü niye üstüne alınsın ki?!

bak şimdi sana şöyle anlatayım bu çinde müslümanlara yapılan uygulamalar var öldürüyorlar ibadet etmelerini yasaklıyorlar ve işkenceler yapıyorlar değilmi?

hah işte aslında şuan her müslümanın yapması gereken orda savaşmak çünki şuan o bölge 100% olarak söylüyorum darülharb.

çünki ayete göre bizi yerimizden etmeye çalışmak ve ibadetlerimizi yapmamızı engellemek islama göre savaş sebebidir ve böyle bir yer darül harbtır artık.

ama mesela amerikayı ele alalım orda siyaseti önemli değil ibadetine karışıyorlarmı?

hayır

seni yerinden etmeye çalışıyorlarmı seni sürüyorlarmı?

oda hayır

o zaman amerika bile şuan darül islamdır ve kimseyi öldüremezsin orda

yani farkı gör bak çine saldırmak farza yakın belki kesinlikle savaş açılması lazım ancak ne amerika ne batı hepsi darül islam onlara savaş açamazsın aslında ayrım bu kadar basit.

aynı şey zamanında yugoslavya savaşı içinde geçerliydi o dönemde sırp zulmüne uğrayan boşnaklarla birlikte ne kadar savaşan varsa Allahın cihat emrini yerine getirmiştir çünki o zaman orası net olarak darül harptı

ama şimdi orası düzelmişse savaş bitmişte düzen kurulmuşsa ve artık müslümanlara birşey yapılmıyorsa arık savaşmak caiz değildir çünki ayete göre savaşılması gerekli şartlar artık kalmamıştır.

olay bukadar basit yaw :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

o zaman amerika bile şuan darül islamdır ve kimseyi öldüremezsin orda

Bönsün diyorum,ANINDA beni teyit ediyor :D

Gariban derviş söylüyor;Amerika darül islammış,ahali :D

Yok böyle deli :D

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...