Jump to content

Kuran'ın türkçe ve diğer diller ile alakası olmadığının ve onlara inmediğinin kanıtı


Recommended Posts

Gerçekten Biz onu, belki aklınızı kullanırsınız diye(anlayasınız diye çevirenlerde mevcut) Arapça bir Kur'an kıldık.
ZUHRUF-3
Biz hiç bir elçiyi, kendi kavminin dilinden başkasıyla göndermedik ki, onlara apaçık anlatsın. Böylece Allah, dilediğini şaşırtıp saptırır, dilediğini hidayete erdirir. O, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
İBRAHİM-4
Eğer biz onu A'cemi (Arapça olmayan bir dilde) olan bir Kur'an kılsaydık, herhalde derlerdi ki: "Onun ayetleri açıklanmalı değil miydi? Arap olana, A'cemi (Arapça olmayan bir dil) mi?" De ki: "O, iman edenler için bir hidayet ve bir şifadır. İman etmeyenlerin ise kulaklarında bir ağırlık vardır ve o (Kur'an), onlara karşı bir körlüktür. İşte onlara (sanki) uzak bir yerden seslenilir."
FUSSİLET-44
Ayetlerden de anlaşıldığı üzere kuran'ı anlamak için arapça bilmek gerekli.
Fussilet suresinin 44. ayetine göre ''Türk olana, Türkçe olmayan bir dil mi?'' dememiz gerekiyor, kuran türkçe bilenlere inmemiştir ve türkçe bilenlerin aklını kullansın diye kuran okuması imkansızdır.
Allah burada ayrımcılık yapıyor, araplara aklını kullansınlar diye arapça bir kitap gönderiyor fakat başka dil bilen kullarına kendi diline göre kitap indirmiyor.
Bu ayetlere göre arapça bilmeyenlerin kuranı okuyup benimsemeye ve aklını kullanmaya çalışması çok acınası bir durumdur.
Her şeyi bilen allah, arapça bilmeyen insanlar bu kitabı nasıl okuyacak, her dil'e bir kitap indirmeliyim diye ne yazık ki düşünememiş...
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu ayetlere göre allah gerçekten var olsa bile araplar dışında kimseyi kuran'dan sorumlu tutamaz.
Tutarsa zaten ruh hastasıdır. Ona da yapıcak bişey yok.

tarihinde tupac tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuran bidayette Arapça değildir. Arapçaya çevrilerek indirilmiştir.

Levh-i Mahfuz'daki haliyle Kuran'ın hangi dilde yazıldığını bilmiyoruz. Bizim anladığımız manada bir dil değil muhtemelen. Bir insan dili değil. İnsan dili, insanın kendisinin oluşturduğu metaforik bir yapısal. Dilin mantığı, bu yapısalın dışındaki diğer durumları açıklamakta yetersiz: kuantum gibi, rüyalar gibi, mistik deneyimler gibi.

Ama dillerin kendi aralarındaki ilişki konusuna gelince, bu ölçüde engeller yoktur. Yüzde yüz karşılamasa da diller arası çeviriler mümkündür. Yani bir rüyayı bir insan dilinde tam anlatamazsınız ama, Çince yazılmış bir durumu İspanyolca anlatabilirsiniz.

Ama yukarıdaki mantığa göre Arapça indirilmiş bir Kuran sadece Araplara hitap eder. Eğer Türkleri de ilgilendirecekse Türkçe, antik İrlandalıları ilgilendirecekse Keltçe, Dersimlileri ilgilendirecekse Zazaca, Nijeryalıları ilgilendirecekse Hausa lehçesinde inmelidir. Bu mantığa göre Allah Kuran'ı Arapça indirerek diğer milletlerin onurunu da kırmış olabilir. Bu mantığa göre Batı dillerinde yazılan binlerce hukuk, bilim, edebiyat kitapları bizi ilgilendirmemelidir. Bu mantığa göre dilleri Arapça olan milletler İslam'ı diğerlerinden daha iyi bilmektedirler. Bu mantığa göre din öğretmenleri Arap olmalıdır. Bu mantığa göre din kitaplarını hep Araplar yazmış, diğerleri okumuştur.

Ve bu mantığa göre "iffetli cariyelerinizi fuhşa zorlamayın" diyen Allah, iffetsiz cariyelerimizi fuhşa zorlamamıza da izin vermektedir.

Bu yorum mantığı tipiktir, ama sırf Allah olmasın diye bu kadar da aklı-mantığı zorlamanın alemi yok. Bu mantık zorlamasını insanlar "sorgulama", hem de bu zamana kadar kimsenin yapmayı akıl edemediği bir sorgulama zannediyor. Sonuçları her zaman dogmatik bir söz dağarcığıyla ifade edilen garip bir sorgulama: kesinlikle, ispatlanmıştır, bitmiştir, aksi iddia edilemez...

İnsanlar Tanrı'yı inkar etmeden önce O'nu kendi seviyelerine indirirler.

Kuran'da sık geçen onun Arapça olduğu, Arapça indirildiği vurgusu, insan dilinin dışında yazılmış bir durumun (bilginin, Kelam'ın, Logos'un, Levh-i Mahfuzun, varlığın master planının, zamanın ve maddenin özetinin vs), yer yüzündeki insan dillerinden birine çevrilerek, insan bir peygamberin ağzında gönderilmiş olma vurgusudur. Muhammed bir Arap'tır, Arap ulusuna mensuptur.

Yani şöyle diyeyim: Kuran bilgisi önce insan diline çevrilimiştir. Sonra da Arapça kılığında yeryüzüne indirilmiştir. Buradaki can alıcı değişiklik, Kuran'ın insan diline çevrilmesidir. Bu dilin Arapça, Türkçe, İbranice olması, son derece önemsiz bir alt ayrımdır. O, milliyetçilik çağında yaşayan insanların bir kuruntusudur, Tanrı'nın değil.

Ama kasap et derdinde, koyun can. Milliyetçilik ve batılılaşma çağında bu dil (Arapça), hiç olumlu çağrışımlar uyandırmıyor.

Her biri kendi önderinin gösterdiği çağdaş uygarlık yolunda Arab'ı bir negatif kimlik referansı olarak tanımlayan üçüncü dünya beyazlarına göre İslam-Araplık ilişkisi, niçin Müslüman olmamamız gerektiği konusunda bize güzel gerekçeler sunmaktadır: Hiç olmazsa Arap referanslarından dolayı İslam'ı terk etmeli, medeniyetin hangi tarafında olduğumuzu göstermeliyiz.

İnanç ve ateizm sorunu çoğu durumda bir kimlik kategorisidir.

Türklerin arasındaki Arap kompleksine benzer durumlar, İslam'ı Türklerden öğrenmiş uluslar arasında da Türk kompleksi olarak vardır. Mesela Balkan uluslarının da beyaz, laik ve ateistleri, Türklerle olan ortak çağrışımlarını törpülemek için gayret sarf ederler: dillerindeki Türkçe sözcükleri ayıklayan dil devrimleri yaparlar, eski binalarını yıkarlar, alfabe değiştirirler, kıyafet değiştirirler, Avrupalı köklerini vurgularlar, kendilerine yeni tarihler yazarlar, din değiştirirler vs...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 months later...

Bu kadar şey yazmışsınız fakat yukarıda değinmek istediğim basit noktayı anlayamamışsınız.. Anlatmak istediğim çevirilerin, yapan ve okuyana göre farklı anlamlara çıkması aynı zamanda kuranda kelime, anlam tartışmalarının yıllardır devam etmesi.

2. Olarak zaten kuran kendisi diyor anlayasınız diye arapça indirdik diye bunu ben demiyorum ben çevirilere karşı çıkan bir insan değilim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Momentum güzel laf kalabalığı yapmışsın ama konuyla alakası yok. Konu anlayasınız diye Arapça indirdik. Mantıklı olan o devirde yeni bir din gelecekse devrin franka linguası yani roma dilinde gelmesiydi. Evet arapça indirilmiş bir din sadece Arap'lara hitap eder ve açık açıkta yazmış yazarı anlayasınız diye arapça indirdik diye. Tahminim Arap'ların ne mal bir millet olduğunu iyi bilen içlerinden uyanık biri yazdı bunu ve kalanını.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu kadar şey yazmışsınız fakat yukarıda değinmek istediğim basit noktayı anlayamamışsınız.. Anlatmak istediğim çevirilerin, yapan ve okuyana göre farklı anlamlara çıkması aynı zamanda kuranda kelime, anlam tartışmalarının yıllardır devam etmesi.

2. Olarak zaten kuran kendisi diyor anlayasınız diye arapça indirdik diye bunu ben demiyorum ben çevirilere karşı çıkan bir insan değilim.

Eğer sorun buysa, o kadar önemli bir sorun değil.

Kişiler farklı anlamlar çıkarabilirler, bunu engelleyemezsiniz. Sadece çeviri ve anlam farklılıklarından değil, her türlü algılama farklılığından kaynaklanır bunlar.

İslam dünyasında ilk farklılıklar oluşurken (Şia, Mutezile, Haricilik vs.) hepsi Arapça konuşan insanlardı bunlar.

Dil farklılığından dolayı öyle büyük sapmalar da olmaz, merak etmeyin. Kuala Lumpur'da, Kabil'de, Ankara'da, Saraybosna'da, Cidde'de aynı şeye inanır insanlar, birbirlerine katılıp aynı ibadeti yaparlar. Aralarında büyük farklılıklar yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eğer biz onu A'cemi (Arapça olmayan bir dilde) olan bir Kur'an kılsaydık, herhalde derlerdi ki: "Onun ayetleri açıklanmalı değil miydi? Arap olana, A'cemi (Arapça olmayan bir dil) mi?"


-FUSSİLET-44



Türk olana türkçe olmayan bir dil mi?



Kuranda yazıyor zaten, türk olana neden türkçe olmayan bir dil?


Link to post
Sitelerde Paylaş

Eğer sorun buysa, o kadar önemli bir sorun değil.

Kişiler farklı anlamlar çıkarabilirler, bunu engelleyemezsiniz. Sadece çeviri ve anlam farklılıklarından değil, her türlü algılama farklılığından kaynaklanır bunlar.

İslam dünyasında ilk farklılıklar oluşurken (Şia, Mutezile, Haricilik vs.) hepsi Arapça konuşan insanlardı bunlar.

Dil farklılığından dolayı öyle büyük sapmalar da olmaz, merak etmeyin. Kuala Lumpur'da, Kabil'de, Ankara'da, Saraybosna'da, Cidde'de aynı şeye inanır insanlar, birbirlerine katılıp aynı ibadeti yaparlar. Aralarında büyük farklılıklar yoktur.

Arapların da ayrımcılığa düşmesi bizi ilgilendirmez.

Ayrıca dil farklılığından dolayı sapma yaşamayan müslümanlar hikayelere inanıyorlar, kuran okumuyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayir Muhammed gelmeyecekti Romali bir peygamber gelecekti.

E, gelmiştir mutlaka. Nereden biliyoruz bir Hazreti Flavius Alayhisselam olmadığını? Veya Okinawa kavmine gönderimiş bir Hazreti Suzuki?

224 bin peygamber gelip geçtiği ve her kavme peygamber geldiği söyleniyor. Kuranda adı geçen, bunların çok azı. Onlar da, Hz.Muhammed'in yer aldığı sürekliliğin içindeki Ortadoğu peygamberleri sadece. Kafamızı karışmasın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayir Muhammed gelmeyecekti Romali bir peygamber gelecekti.

E, gelmiştir mutlaka. Nereden biliyoruz bir Hazreti Flavius Alayhisselam olmadığını? Veya Okinawa kavmine gönderimiş bir Hazreti Suzuki?

224 bin peygamber gelip geçtiği ve her kavme peygamber geldiği söyleniyor. Kuranda adı geçen, bunların çok azı. Onlar da, Hz.Muhammed'in yer aldığı sürekliliğin içindeki Ortadoğu peygamberleri sadece. Kafamızı karışmasın.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...