Jump to content

Simulasyon olasılığının bilimsel kanıtları


Recommended Posts

Madem biliyoruz biraz da kanıt alalım sizden.

Fiziksel etkileşimlerin, beyinde veya başka bir yerde, fiziksel olmayan düşünce, algı ve hafızayı nasıl oluşturduğunu açıklayan mekanizmaları öğrenelim.

Harbi bu dusunce algi ve hafizanin fiziksel olmadigini nerden biliyorsun?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 562
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

fiziksel olmayan düşünce, algı ve hafızayı nasıl oluşturduğunu açıklayan mekanizmaları öğrenelim.

Düşünce ve hafızanın fiziksel olmadığını nereden çıkardın ki? Biraz biyoloji biliyor olsaydın bu cümleyi kurmazdın. Kanıt her yerde. Google dan arayabilirsin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kainat gibi bir simülasyon yapılabilir mi? İki kez bitirdiğim ve hem yazılım, hem donanım olarak ayrı ayrı mühendisliğine sahip olduğum bilişim adına rahatça derim ki, evet, bu mümkündür. Kainat gibi bir yapıyı simüle edecek bir sistem teorik olarak mümkündür.

Peki nasıl? Mümkündür demekle olmuyor. Benim bin sene yaşamam da mümkün ama işin sırrı nasılda?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Defalarca neyi anlattın. Mümkün mümkün mümkün deyip durdun. Ben de nasıl olacak diye soruyorum. Bu sorunun cevabını veremediğin takdirde mümkün değildir.

En basitinden insan beyninin sinyalleri yorumlayarak gerceklik olusturdugunu, bu sinyallerin mutlak gerceklikten mi yoksa bir simulasyondan mi geldigini bilemeyecegini soylemedik mi?

Sen zihninin disina cikip sinyallerin nereden geldigini kontrol edebilir misin?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mutlak gerceklik ile ondan uretilen sanal gerceklik arasinda nasil fark olmaz?

Konuyu anlamadığın buradan belli işte. Gerçekliğin tanımını yapabiliyor musun ki, o gerçekliği bilgisayarın içine evren yaratacak şekilde koyacaksın? Bilgisayarda bulut simulasyonu yarattığın zaman o bir bulut oluyor mu? Bulut olabilmesi için daha çok özellik gerekiyor değil mi? Diyelim ki onları da simülasyona ekledin. Ama gene bitmiyor.

Sonunda gerçekliğin kendisine takılıp kalıyorsun. Gerçeklik tanımlanamaz, matematiksel olarak sadece sayılara indirgenemez varlıklardan oluşuyor. Bu varlıkları tanımlayamadığın sürece ki bu sanırım imkansız, bilgisayar ortamında bir evren yaratamazsın.

Simülasyon ile gerçek arasında bir fark olduğu için evrenin simülasyonu yapılamaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

En basitinden insan beyninin sinyalleri yorumlayarak gerceklik olusturdugunu, bu sinyallerin mutlak gerceklikten mi yoksa bir simulasyondan mi geldigini bilemeyecegini soylemedik mi?

Sen zihninin disina cikip sinyallerin nereden geldigini kontrol edebilir misin?

İnsan beyninin kendisi bir simülasyon makinesi. Gördüğünü gerçek sanan bir makine. Bulut ha havada olmuş ha bilgisayar ekranında. Yeter ki görsün. İkisini de gerçek sanır. Ancak biri gerçek diğeri simülasyondur. Bu farkı insan beyni bilmez ama evrenin yapısı bilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konuyu anlamadığın buradan belli işte. Gerçekliğin tanımını yapabiliyor musun ki, o gerçekliği bilgisayarın içine evren yaratacak şekilde koyacaksın? Bilgisayarda bulut simulasyonu yarattığın zaman o bir bulut oluyor mu? Bulut olabilmesi için daha çok özellik gerekiyor değil mi? Diyelim ki onları da simülasyona ekledin. Ama gene bitmiyor.

Sonunda gerçekliğin kendisine takılıp kalıyorsun. Gerçeklik tanımlanamaz, matematiksel olarak sadece sayılara indirgenemez varlıklardan oluşuyor. Bu varlıkları tanımlayamadığın sürece ki bu sanırım imkansız, bilgisayar ortamında bir evren yaratamazsın.

Simülasyon ile gerçek arasında bir fark olduğu için evrenin simülasyonu yapılamaz.

Mutlak gercekligin evrenimiz oldugunu yada evrenimizin mutlak gercekligin birebir simulasyonu oldugunu nerden biliyorusun?

Senin gerceklik dedigin tanimin, bilgisayar ortamina kopyalanamayacak hangi ozelligi var?

Ya da bu tanimlar nasil mutlak dogrulukta olabilir?

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsan beyninin kendisi bir simülasyon makinesi. Gördüğünü gerçek sanan bir makine. Bulut ha havada olmuş ha bilgisayar ekranında. Yeter ki görsün. İkisini de gerçek sanır. Ancak biri gerçek diğeri simülasyondur. Bu farkı insan beyni bilmez ama evrenin yapısı bilir.

Bu kadar guvenilir olmayan bir beyinle, mutlak gerceklik hakkinda nasil kesin cikarimlar yapabiliyorsun?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu kadar guvenilir olmayan bir beyinle, mutlak gerceklik hakkinda nasil kesin cikarimlar yapabiliyorsun?

Güvenilir olmayan derken? Beynime neden güvenmeyeyim?

Mutlak gercekligin evrenimiz oldugunu yada evrenimizin mutlak gercekligin birebir simulasyonu oldugunu nerden biliyorusun?

Senin gerceklik dedigin tanimin, bilgisayar ortamina kopyalanamayacak hangi ozelligi var?

Ya da bu tanimlar nasil mutlak dogrulukta olabilir?

En azından evrenin bir bilgisayarın içinde yaratılmış bir simülasyon olduğu fikrinin aptalca olduğunu biliyorum. Kocaman ve bomboş bir evrenin hangi aptal simülasyonunu yapar ki? Böyle bir şey mümkün olabilseydi eğer.

Simülasyon dediğin olay, insan beynini kandırmanın başka bir yoludur. Gerçekten düşünen bir makine yapabilirsin. Hatta onu simülasyon bir evrende tutarak kandırabilirsin. Ya da bir insanın beynini bir makineye bağlarsın ve onu gerçekliğin içinde olduğu fikrine inandırırsın. Bunların hepsi aynı yola çıkar.

Ancak gerçeklik olayı farklı. Gerçekliği tanımladığın ve başka bir ortamda yarattığın zaman işte o simülasyon olmuyor. Adı üstünde gerçek oluyor. Bunu ne insan beyni, ne de bilgisayarların yapabileceğini sanmıyorum.

tarihinde CharlesDarwin tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Harbi bu dusunce algi ve hafizanin fiziksel olmadigini nerden biliyorsun?

Benim bilincim başka bir yere kopyalanabilirse ve aynı şekilde var olmaya devam edebilirse ve tekrar bana geri kopyalanabilirse ve o yeni tecrübeleri bilebilirsem kabul ederim.

Eğer maddesel bir şeyse bu yapılabilir. Değilse de olmadığı kanıtlanmış olur. Bana göre maddesel değil.

Hydrocephalus denen, beyin dokusunun yok olduğu bir hastalık var.

Aşağıdaki görüntü John Lorber adındaki bir profesörün 1980'de yazdığı bir makaleden.

Bu görüntüde solda yer alan beyin normal bir beyin, sağdaki beyin ise beyin dokusunu kaybetmiş, 50-150g civarında beyni kalan bir insanın beyni.

Normal beyin 1.5kg ise deneye konu olan kişi yaklaşık olarak beyninin %90-95'ini kaybetmiş biri olmaktadır.

Bu kişi Cambridge Üniversitesi, Matematik Bölümü'nde öğrenciymiş ve 126 IQ'su olan biriymiş.

Normalde beyinsiz olan birinin 126 IQ'su olması ve hayatını normal devam ettirmesi beklenemez ancak bu ve bunun gibi durumlar var.

Bu durumların varlığı beynin bilinci oluşturduğu ile ilgili görüşe terstir.

brain1.jpg

Link to post
Sitelerde Paylaş

Söyler misin ilaçlar kişilerin bilincini neden kapatıyor? Dediğin türden beyin plakları, MS hastaları gibi hastalığı olanlarda sıklıkla görülür. Beyin hasarı ilerledikçe kişinin hareket ve de algılarında da zorluklar ortaya çıkar. Nörolog falan değilsin. Biyolojiden de anlamıyormuşsun. İstersen fazla yorum yapma bu tip konularda.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...