Jump to content

Simulasyon olasılığının bilimsel kanıtları


Recommended Posts

Söyler misin ilaçlar kişilerin bilincini neden kapatıyor? Dediğin türden beyin plakları, MS hastaları gibi hastalığı olanlarda sıklıkla görülür. Beyin hasarı ilerledikçe kişinin hareket ve de algılarında da zorluklar ortaya çıkar. Nörolog falan değilsin. Biyolojiden de anlamıyormuşsun. İstersen fazla yorum yapma bu tip konularda.

Konuya sonradan dalıp sorulan soruları tekrar sorup, önceden verdiğim cevapları tekrar etmemi bekleme. Geçmiş yazdıklarımı oku.

Konuyla ilgili otorite de olmadığına göre ve daha az bilgin olduğu da görüldüğü üzere istersen kime ne konuda yorum yapıp yapamayacağını söylemeyi bırak.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 562
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Benim bilincim başka bir yere kopyalanabilirse ve aynı şekilde var olmaya devam edebilirse ve tekrar bana geri kopyalanabilirse ve o yeni tecrübeleri bilebilirsem kabul ederim.

Eğer maddesel bir şeyse bu yapılabilir. Değilse de olmadığı kanıtlanmış olur. Bana göre maddesel değil.

Hydrocephalus denen, beyin dokusunun yok olduğu bir hastalık var.

Aşağıdaki görüntü John Lorber adındaki bir profesörün 1980'de yazdığı bir makaleden.

Bu görüntüde solda yer alan beyin normal bir beyin, sağdaki beyin ise beyin dokusunu kaybetmiş, 50-150g civarında beyni kalan bir insanın beyni.

Normal beyin 1.5kg ise deneye konu olan kişi yaklaşık olarak beyninin %90-95'ini kaybetmiş biri olmaktadır.

Bu kişi Cambridge Üniversitesi, Matematik Bölümü'nde öğrenciymiş ve 126 IQ'su olan biriymiş.

Normalde beyinsiz olan birinin 126 IQ'su olması ve hayatını normal devam ettirmesi beklenemez ancak bu ve bunun gibi durumlar var.

Bu durumların varlığı beynin bilinci oluşturduğu ile ilgili görüşe terstir.

brain1.jpg

Burada önemli olan kalan kısmın sağlıklı olması ve bu kişi beyinsiz falan değil, sadece beyninin büyük bir kısmını kaybetmiş. Sen en iyisi hiç beyni olmayıp da düşünebilen, algılayabilen ve hatırlayabilen bir insan göster. Kendini gösterme, sen sayılmazsın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konuya sonradan dalıp sorulan soruları tekrar sorup, önceden verdiğim cevapları tekrar etmemi bekleme. Geçmiş yazdıklarımı oku.

Konuyla ilgili otorite de olmadığına göre ve daha az bilgin olduğu da görüldüğü üzere istersen kime ne konuda yorum yapıp yapamayacağını söylemeyi bırak.

Konu hakkında bilgimin olmadığını nereden çıkardın? Belki bir doktorum. Kim olduğumu biliyor musun?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konu hakkında bilgimin olmadığını nereden çıkardın? Belki bir doktorum. Kim olduğumu biliyor musun?

Bilmeme gerek yok, bilgini belli edersin.

Konu ile ilgili bir bölümden mezun olsan bile bu tarz konuları bilmen gerekmiyor. Bilmemen de eksiklik değil.

Bu konular ve sorular okuldan mezun olmak için bilmen gereken şeylerden de değil.

Bunlar uzmanlık alanları. İnsanlar bu alanlarda ömürlerini harcayarak bir takım sonuçlara ulaşabiliyor.

Biz, ilgili olanlar da onları takip edip kısa yoldan olup biteni öğrenebiliyoruz.

Keşke herkes öğrendikten sonra yazabilse.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir de bu atomlarin yok olup evrenin herhangi bir yerinde varolmalari mevzusunu merak ediyorum.

Simdi biz yok olup baska bir mekanda varolabilir miyiz?

Paralel evrenler doğruysa bu mümkün.Bazı kuramlara göre ise boyut değiştirme olasılıkları var.Şu an sittin sene 4 boyutlu bir canlıyı göremeyiz.Beynin 3 boyuta göre çalışıyor.Mesela tek gözünü kapat sana cisimler daha uzak gözüküyor.Sonra aç birden zoom yapıyor görüntüyü beyin.Yani 2.gözümüz 3 boyut ve derinlik açısından önemli.Birileri bizim 3 boyutun dışına çıkmamamız için elinden geleni yapmışa benziyor :D

Hatta rüyalarda bile farklı boyutlarda olduğumuzu düşünen insanlar var.Kısa bir paralel evren yolculuğu diyenlerde var.Yani öldükten sonra boyut değiştirme olasılığı çok cazip durmasa da mümkün.Seneye öğrenicem bu soruların cevaplarını.Ama sonuçlardan sizleri pek haberdar edemeyeceğim gibi gözüküyor. :D :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim bilincim başka bir yere kopyalanabilirse ve aynı şekilde var olmaya devam edebilirse ve tekrar bana geri kopyalanabilirse ve o yeni tecrübeleri bilebilirsem kabul ederim.

Eğer maddesel bir şeyse bu yapılabilir. Değilse de olmadığı kanıtlanmış olur. Bana göre maddesel değil.

Hydrocephalus denen, beyin dokusunun yok olduğu bir hastalık var.

Aşağıdaki görüntü John Lorber adındaki bir profesörün 1980'de yazdığı bir makaleden.

Bu görüntüde solda yer alan beyin normal bir beyin, sağdaki beyin ise beyin dokusunu kaybetmiş, 50-150g civarında beyni kalan bir insanın beyni.

Normal beyin 1.5kg ise deneye konu olan kişi yaklaşık olarak beyninin %90-95'ini kaybetmiş biri olmaktadır.

Bu kişi Cambridge Üniversitesi, Matematik Bölümü'nde öğrenciymiş ve 126 IQ'su olan biriymiş.

Normalde beyinsiz olan birinin 126 IQ'su olması ve hayatını normal devam ettirmesi beklenemez ancak bu ve bunun gibi durumlar var.

Bu durumların varlığı beynin bilinci oluşturduğu ile ilgili görüşe terstir.

brain1.jpg

Beyin profesörü iş başında. Hidrosefali nedir? Beyin omurilik sıvısının beyin dokusunda birikmesidir. Bu sıvı biriktikçe beyin dokusuna baskı yapar ve beyin hasarları oluşturur. Hasar beynin hangi bölgesini etkiliyorsa kişi o bölgeleri ilgilendiren işleri yapamaz. Yukarıda verdiğin örnek tıbbi bir istisna ve kişinin mental yapısını çok fazla etkilemediği yazıyor. Ancak bu kişinin çok sağlıklı, senin benim gibi bir birey olduğu yazıyor mu?

Sızıntı dergisinden arakladığın link ile neyi iddia etmeye çalışıyorsun bilmiyorum. Ancak iş makalelere gelince bilmediğin konularda konuşmaya devam edersen bu sayfada makaleler altında boğulursun.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Paralel evrenler doğruysa bu mümkün.Bazı kuramlara göre ise boyut değiştirme olasılıkları var.Şu an sittin sene 4 boyutlu bir canlıyı göremeyiz.Beynin 3 boyuta göre çalışıyor.Mesela tek gözünü kapat sana cisimler daha uzak gözüküyor.Sonra aç birden zoom yapıyor görüntüyü beyin.Yani 2.gözümüz 3 boyut ve derinlik açısından önemli.Birileri bizim 3 boyutun dışına çıkmamamız için elinden geleni yapmışa benziyor :D

Hatta rüyalarda bile farklı boyutlarda olduğumuzu düşünen insanlar var.Kısa bir paralel evren yolculuğu diyenlerde var.Yani öldükten sonra boyut değiştirme olasılığı çok cazip durmasa da mümkün.Seneye öğrenicem bu soruların cevaplarını.Ama sonuçlardan sizleri pek haberdar edemeyeceğim gibi gözüküyor. :D :D

arkadasim sen hayal alemindesin. Sen hayal urunu ile gercegi ayirt edemiyorsun. Oldukten sonra boyut degistirmek ne demek? Oteki dunya anlayisini simdide bu sekilde mi yorumlamaya basladiniz. Boyut degistiren ne? Ruh mu demeye calisiyorsun? Iste boyle yasatiliyor ilkel fikirler. Dincilerde aynen boyle kiviriyor. Yazik, gercekten yazik... Sen dindar kafasindasin. Sen ne dini ne de tanriyi asabilmissin...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Beyin profesörü iş başında. Hidrosefali nedir? Beyin omurilik sıvısının beyin dokusunda birikmesidir. Bu sıvı biriktikçe beyin dokusuna baskı yapar ve beyin hasarları oluşturur. Hasar beynin hangi bölgesini etkiliyorsa kişi o bölgeleri ilgilendiren işleri yapamaz. Yukarıda verdiğin örnek tıbbi bir istisna ve kişinin mental yapısını çok fazla etkilemediği yazıyor. Ancak bu kişinin çok sağlıklı, senin benim gibi bir birey olduğu yazıyor mu?

Sızıntı dergisinden arakladığın link ile neyi iddia etmeye çalışıyorsun bilmiyorum. Ancak iş makalelere gelince bilmediğin konularda konuşmaya devam edersen bu sayfada makaleler altında boğulursun.

Referans veriyorum ancak okumaya gerek bile duymuyorsun. Sonra da kalkmış, benim ne mezunu olduğumu biliyor musun savunmalarıyla durumu kurtarmaya, haklı görünmeye çalışıyorsun.

Makaleyi okumadan direk kafandaki soruları yazıyorsun.

Sorduğun sorunun cevabı zaten var makalede. Beyin dokusunun %95'i yok. Kişi %5 ile 126 IQ'ya ulaşmış.

Sızıntı, mızıntı ne konuştuğunuzun farkında bile değilsiniz artık. İnkar etmek için ne şaklabanlıklar yapacağınızı şaşırdınız.

Makalenin başlığı sizin için gerekli teşisi koyar nitelikte.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Referans veriyorum ancak okumaya gerek bile duymuyorsun. Sonra da kalkmış, benim ne mezunu olduğumu biliyor musun savunmalarıyla durumu kurtarmaya, haklı görünmeye çalışıyorsun.

Makaleyi okumadan direk kafandaki soruları yazıyorsun.

Sorduğun sorunun cevabı zaten var makalede. Beyin dokusunun %95'i yok. Kişi %5 ile 126 IQ'ya ulaşmış.

Sızıntı, mızıntı ne konuştuğunuzun farkında bile değilsiniz artık. İnkar etmek için ne şaklabanlıklar yapacağınızı şaşırdınız.

Makalenin başlığı sizin için gerekli teşisi koyar nitelikte.

Sen okuduğunu anlayabiliyor musun ki? Doktor musun böyle bir makale elinin altında olacak? Elbette bu linki, ya Sızıntı dergisinden ya da başka bir ne idüğü belirsiz dergiden alacaksın.

Okuduğundan anladığın nedir senin? Bu makalede beyinin iq üzerinde bir etkisi yok mu diyor? Ruh vardır mı diyor? Ne saçmaladığının farkında değilsin.

Beynin çoğu zarar görmüş ama beyin bunu kompanse etmiş diyor. Cerebral Kortex e zarar gelmedi ise neden IQ su düşsün ki?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sen okuduğunu anlayabiliyor musun ki? Doktor musun böyle bir makale elinin altında olacak? Elbette bu linki, ya Sızıntı dergisinden ya da başka bir ne idüğü belirsiz dergiden alacaksın.

Okuduğundan anladığın nedir senin? Bu makalede beyinin iq üzerinde bir etkisi yok mu diyor? Ruh vardır mı diyor? Ne saçmaladığının farkında değilsin.

Beynin çoğu zarar görmüş ama beyin bunu kompanse etmiş diyor. Cerebral Kortex e zarar gelmedi ise neden IQ su düşsün ki?

Yorum yapabilmek için, kafanın çalışabilmesi için doktor olmana gerek yok.

Olsan da anladığının garantisi yok.

Senin savın beynin bilinci ürettiği. Ancak bunu ispat etmiyorsun sadece kabul ediyorsun. Bana bir kanıt sunacak mısın?

Ben de sana %5 beyni olan bir insanın normalin üstünde IQ'ya sahip olabildiğini gösteriyorum. Bu da bilincin nöronlardaki sinapslerde üretildiği kabulünün doğru olmadığını gösteriyor.

1 nöron tek başına bilinç üretemiyor, ancak birden fazla nöronun bunu başardığı savunuluyor. Nasıl? Kaç nöron gerekiyor?

Normal bir beyin için bu doğru ise peki %5'lik beyne sahip bir kişide bu nasıl gerçekleşiyor? %5'lik hacimde yeterli nöron var mı bunu başaracak?

Normal insanda 4.5cm kadar beyin dokusu varken bu kişide 1 mm kadar kalınlıkta gri madde olduğu saptanmış. Yani bilinci sıkıştırabileceğin yer oldukça dar.

Ya, beyni ve sinir sistemi olmayan bir tek hücrelinin öğrenebiliyor olması?

Cerebral cortex'in bilinci ürettiğini ortaya attığına göre bunu kanıtlayabilecek kanıtların da olmalı. Bunu yapabilir misin?
Ben de sana bunun doğru olmadığını gösteren kanıtlar sunabilirim.
Link to post
Sitelerde Paylaş

Yorum yapabilmek için, kafanın çalışabilmesi için doktor olmana gerek yok.

Olsan da anladığının garantisi yok.

Senin savın beynin bilinci ürettiği. Ancak bunu ispat etmiyorsun sadece kabul ediyorsun. Bana bir kanıt sunacak mısın?

Ben de sana %5 beyni olan bir insanın normalin üstünde IQ'ya sahip olabildiğini gösteriyorum. Bu da bilincin nöronlardaki sinapslerde üretildiği kabulünün doğru olmadığını gösteriyor.

1 nöron tek başına bilinç üretemiyor, ancak birden fazla nöronun bunu başardığı savunuluyor. Nasıl? Kaç nöron gerekiyor?

Normal bir beyin için bu doğru ise peki %5'lik beyne sahip bir kişide bu nasıl gerçekleşiyor? %5'lik hacimde yeterli nöron var mı bunu başaracak?

Normal insanda 4.5cm kadar beyin dokusu varken bu kişide 1 mm kadar kalınlıkta gri madde olduğu saptanmış. Yani bilinci sıkıştırabileceğin yer oldukça dar.

Ya, beyni ve sinir sistemi olmayan bir tek hücrelinin öğrenebiliyor olması?

Cerebral cortex'in bilinci ürettiğini ortaya attığına göre bunu kanıtlayabilecek kanıtların da olmalı. Bunu yapabilir misin?
Ben de sana bunun doğru olmadığını gösteren kanıtlar sunabilirim.

Bilim diyor ki bilinç beyinde oluşur, peki sana göre nerede oluşuyor veya nereden geliyor? Senin iddianı ve iddianı desteklemek için sunacağın kanıtları görelim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sen okuduğunu anlayabiliyor musun ki? Doktor musun böyle bir makale elinin altında olacak? Elbette bu linki, ya Sızıntı dergisinden ya da başka bir ne idüğü belirsiz dergiden alacaksın.

Okuduğundan anladığın nedir senin? Bu makalede beyinin iq üzerinde bir etkisi yok mu diyor? Ruh vardır mı diyor? Ne saçmaladığının farkında değilsin.

Beynin çoğu zarar görmüş ama beyin bunu kompanse etmiş diyor. Cerebral Kortex e zarar gelmedi ise neden IQ su düşsün ki?

Keklemişler seni..

%5 beyin dokusuyla insan yaşayamaz. Ahanda yaşıyor filan diye sayıklıyorsun sadece.

Resim bir tomoğrafi çıktısı. Buna bakınca, %5 beyin dokusu falanda görülmüyor. Burada en az %80-%90 beyin dokusu mevcut. Dikkatli bak, ortadaki yoğun sıvı, beyin dokusunu yok etmiyor, onları sıkıştırmş, fiberler iyice yaslanmış.

Ve sana bir başka resim göstereyim:

Hydrocephalus-Title-Page.jpg

O yarım aklın, bir hidrosefali hastasının kafatasının zaten böyle olacağını, böyle bir kafatasının da, mevcut beyin dokusu yanında, sıvıyı da tutmaya yeteceğini bilirdi.

E peki nasıl oluyorda diyorsan, ne dedik, beyin dokusunun %5'i kalan insan, ölür, yaşamaz. Eğer yaşıyorsa, beyin dokusu ile sıvıyı tutacak kadar kafası kocaman olur, öyle yaşar. Eğer bu adam yaşıyorsa, demekki kocaman bir kafası var, bu muhakkak.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Peki nasıl? Mümkündür demekle olmuyor. Benim bin sene yaşamam da mümkün ama işin sırrı nasılda?

Bu kaz ve içi bok dolu kafalı dangalakların anlamadığı bir şey söz konusu.

Eğer, kainattaki atom sayının kabaca 1000 katı kadar kapasitede RAM'ın olursa, onu işlemek üzere, atıyorum Bir kaç milyar THz (GHz'nini bin katı) hızında bir işlemcin, o kadar datayı o hızla aktarmak üzere bilmem kaç milyar pantabit/sn hızında veriyolun filan olursa, böyle bir simülasyon yapılabilir elbette.

Ha, bu kapasitede bir ram için, sana kainattaki, yani mevcudiyetini bildiğin maddenin tümünden daha fazla sayıda atom gerekir. Kainatta olan dışında öyle bir atom kaynağının varlığı bilinmediğine göre, demekki bu simülatörü yapmak olası değildir.

Bu beynini eşek şeyetmiş gerzeklerin anlamadıkları şey bu.

Bin kere söylemişimdir. Sekiz ayaklı, pembe, uçan ve uçarken birde piyano çalan bir filin olabilmesi mümkündür, olabilirdir. Ama bu fili varedecek hiç bir evrimsel mekanizma olmadığına göre, bu filin varolması olası değildir, imkansızdır.

Bunların arasındaki farkı anlamayacak kadar embesil, anası tarafından doğrulmak yerine osurulmuş bir takım mahluklar bunlar, anlamaktan acz içindeler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Keklemişler seni..

%5 beyin dokusuyla insan yaşayamaz. Ahanda yaşıyor filan diye sayıklıyorsun sadece.

Resim bir tomoğrafi çıktısı. Buna bakınca, %5 beyin dokusu falanda görülmüyor. Burada en az %80-%90 beyin dokusu mevcut. Dikkatli bak, ortadaki yoğun sıvı, beyin dokusunu yok etmiyor, onları sıkıştırmş, fiberler iyice yaslanmış.

Ve sana bir başka resim göstereyim:

Hydrocephalus-Title-Page.jpg

O yarım aklın, bir hidrosefali hastasının kafatasının zaten böyle olacağını, böyle bir kafatasının da, mevcut beyin dokusu yanında, sıvıyı da tutmaya yeteceğini bilirdi.

E peki nasıl oluyorda diyorsan, ne dedik, beyin dokusunun %5'i kalan insan, ölür, yaşamaz. Eğer yaşıyorsa, beyin dokusu ile sıvıyı tutacak kadar kafası kocaman olur, öyle yaşar. Eğer bu adam yaşıyorsa, demekki kocaman bir kafası var, bu muhakkak.

Doğru söylüyorsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş
.............

Senin savın beynin bilinci ürettiği. Ancak bunu ispat etmiyorsun sadece kabul ediyorsun. Bana bir kanıt sunacak mısın?

Ben de sana %5 beyni olan bir insanın normalin üstünde IQ'ya sahip olabildiğini gösteriyorum. Bu da bilincin nöronlardaki sinapslerde üretildiği kabulünün doğru olmadığını gösteriyor.

1 nöron tek başına bilinç üretemiyor, ancak birden fazla nöronun bunu başardığı savunuluyor. Nasıl? Kaç nöron gerekiyor?

Normal bir beyin için bu doğru ise peki %5'lik beyne sahip bir kişide bu nasıl gerçekleşiyor? %5'lik hacimde yeterli nöron var mı bunu başaracak?

Normal insanda 4.5cm kadar beyin dokusu varken bu kişide 1 mm kadar kalınlıkta gri madde olduğu saptanmış. Yani bilinci sıkıştırabileceğin yer oldukça dar.

Ya, beyni ve sinir sistemi olmayan bir tek hücrelinin öğrenebiliyor olması?

Cerebral cortex'in bilinci ürettiğini ortaya attığına göre bunu kanıtlayabilecek kanıtların da olmalı. Bunu yapabilir misin?
Ben de sana bunun doğru olmadığını gösteren kanıtlar sunabilirim.

Beyin varsa bilinç var, beyin yoksa bilinç yok. Beynin olmadığı(herhangi bir düzeyde) bir bilinci bugüne kadar gösterebilen var mı? Yok. Öyleyse bu savdan öte bir şey olsa gerek. Bu arada bizim anladığımız anlamda bilinçten bahsediyorum. Öteki türlü bilincin ne olduğunu bilmiyorum.

O örnek kabulun doğru olmadığını göstermek için yeterli mi sence? Neden değil? İçi seni dışı beni yakar cinsinden yetersiz bir örnek. Doğruluğu da şüphe götürür.

Neden götürür?

Mesela o çalışma hangi journal'da yayınlanmış? O journal'ın impact seviyesi ne? Pubmed de mevcut mu? Science Citation İndex'e grmiş mi? Eğer öyle ise ne kadar atıfta bulunulmuş? Bilimin er meydanındaki izi, cürmü nedir? Çünkü ancak o kadar yer yakacak. Yoksa gerisi laf-ı güzaf..

https://en.wikipedia.org/wiki/John_Lorber

Bak senin Lorber'dan alıntı:

The article led to the broadcast of a Yorkshire Television documentary of the same title, though it was about a different patient who had normal brain mass distributed strangely in a very large skull.[6] Some skeptics believe that mathematics student having "hardly any discernible brain matter at all" was due to an error that Lorber made when he interpreted the brain scan. (Who?) David Bowsher, professor of neurophysiology at Liverpool said "Lorber's work doesn't demonstrate that we don't need a brain", and neurosurgeon Kenneth Till said that Lorber is "overdramatic when he says that someone has 'virtually no brain.'" During a TV program about the student, Lorber later stated that he "was only half serious", but "I can't say whether the mathematics student has a brain weighing 50 grams or 150 grams, but it is clear that it is nowhere near the normal 1.5 kilograms." Part of the reason for the slow response by the academic community was due to Lorber not publishing his work in any peer reviewed journal

Şöyle ki;

Bu başlık Yorkshire Televizyonun'da bir dökümanter olarak yayınlanmış. Ama normal beyin kütlesine sahip olup da çok büyük kafatası içerisine dağıtılmış versiyonu. bir kaç kişi Lorber'ın bu olayı abarttığını belirtmiş. Lorber'ın kendisi de daha sonra; aslında yarı ciddi olduğunu, deneğin beyninin 50 gram mı yoksa 150 gram mı çektiğinin bilinmediğini, sadece normal ~1,5 kg'lik bir beyinin yakınından geçmediğini buyurmuş. Akademik caminanın buna gösterdiği ağırkanlı tepkinin bir nedeninin de, bu çalışmanın hiçbir zaman hakem denetimli bir journal da yayınlanmamasıymış. (Bak şu tesadüfe!)

Yani demek oluyor ki, verdiğin örnek kabaca "spekülasyon" mertebesini geçememiş. Roger Lewin de zaten sadece bir "bilim yazarı".

Velahsılı, olayın seceresi buymuş. Herkes kendi hissesine düşeni alsın.

Cerebral cortex'in bilinci ürettiği çıkarsaması gözlemin, deneyimlerin neticesi. Evrimsel dizge bunun şahidi ve kanıtı. Daha önce de örnek verdiğim darwin ve kalıtım örneğine tam olarak benzer bir şekilde. Darwin genlerle, kalıtımla ilgili hiçbirşey bilmiyordu, kalıtım modeli konusunda yanıldı. Ama bu onu hiçbir şekilde rahatsız etmedi. Çünkü ampirik olarak bunun doğru olduğunu, kalıtım mekanizmasının oralarda bir yerlerde olduğunu biliyordu. Hatta bilmekten de öte, emindi. Mendel "beklenen" noktayı koydu.

.....................

Aksi kanıtlar nerede ve gerçekten ne kadar "kanıt" merak ediyorum doğrusu. Ortalıkta kendi kendine dolaşan bir bilinç mi gözlenmiş?

Bu konuda sabit fikirli değilim. Ama gereksiz heyecanlara da mahal yok. :)

Evrimsel dizge, bilinci taca gönderiyor. Daha önce evrim ve amaç... http://www.ateistforum.org/index.php/topic/61671-evrim-amac-yoen-ve-tasarym/isimli başlıkta detaylı dökümü vermiştim. O başlığa da bir ara geri döneyim fırsat bulursam. Bilincin yumuşak karnı, evrim.

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu tipler ,modası geçmiş tanrıları reddedip,sahte bilimden** destek alarak, kendilerine yeni tanrı arayan ahmaklardır...

Çoğu agnostiğim diyor ama,agnostisizmle uzaktan yakından alakaları yok..

Bunlara dense dense,ahmaknostik denir.

Sahte bilim..**bilimsel argümanlar kullanılarak ileri sürülen, ancak bilimsel çalışmaların gerektirdiği materyal, metot, test edilebilirlik (doğrulanabilirlik) gibi standartları taşımayan veya yeterli bilimsel araştırma ile desteklenmeyen iddia, inanç, bilgi ve uygulamalar bütününe verilen addır. Sözde bilim genellikle belirsiz, çelişkili, eleştirilere yönelik aşırı tepki ve kişiselleştirmeler, destekleyici verilerin abartılması, sonuçlara yönelik doğrulanması imkansız abartılı iddialar ile karakterize, kullanıcıları açısından da sosyal, maddi-manevi kazançlar sağladığı düşünülebilecek konular üzerinden yürütülür.

https://tr.wikipedia.org/wiki/S%C3%B6zdebilim

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mesela bilinç ve beyin ilişkisine dair rastgele bir pubmed dökümü:(her birinin bu konuyla ne kadar ilişkili olduğuna tek tek bakmak gerekir ama neticede bi döküm var, isabetli yayınlar da mutlaka çıkacaktır.)

http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/?term=consciousness+and+brain+connection

Aksi yönde yayınlar nerededir? Varsa hakikaten bakalım. İlgi çekici olabilir..

Mesela ne bileyim "consciousness without brain" benzeri içerikli bir şeyler..

Link to post
Sitelerde Paylaş

vitamin'in niyeti belli, her şeyi benim putum yarattı ve bize ruh verdi, o yüzden varız ve bilinçliyiz demek istiyor. Bana bilinci göster, neresinde beynin diye sayıklaması bu yüzden. Bir de eski insanların masallarına gözü kapalı inanıp bir de ateistleri dogmatiklikle suçlaması ise tam komedi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

vitamin'in niyeti belli, her şeyi benim putum yarattı ve bize ruh verdi, o yüzden varız ve bilinçliyiz demek istiyor. Bana bilinci göster, neresinde beynin diye sayıklaması bu yüzden. Bir de eski insanların masallarına gözü kapalı inanıp bir de ateistleri dogmatiklikle suçlaması ise tam komedi.

Olayı basit aslında.. Gidip basit bri hastanede, beyninin yarısını aldırsın. Bakalım bilinci ne olacak, hep beraber görelim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...