Jump to content

Bu kainat sonsuz kere var olur sonsuz ker yok olur


Recommended Posts

Muhyiddini arabi! günümüz bilim insanların henüz anladığı gerçeği osmanlı imparatorluğu kurulmadan önce söylemiştir.

Muhyidini arabi der ki:

Allahın bir ismi Muhyidir (hayat verir var eder) bir ismide Mumittir (öldürür yok eder)

(şimdi soruyor kendi kendine Muyidini arabi) Allah muhyi ismi ile tecellide iken Mumit ismi ne oluyor. tatilde midir sonra mi tecelli edecektir..

eğer öyle olursa Muattal (atıl boş tatilde bir) isimde Allah allah olmaz!

demek ki Allah bütün Esma-i ilahiye birden tecelli ediyor diyor

Fakat vucud, ademe (yokluğa) galip geldiğinden

nur, zulmete galip geldiğinden biz bu alemi daima var görüyoruz diyor

yani şu gördüğünüz kainat bölünemiycek bir an da sonsuz kere yok oldu sonsoz kere var oldu..

ben bunları size yazarken sonsuz kere yok oldum ve sonsuz kere var oldum fakat siz benim yokluğumu değilde varlığı görüyorsunuz çünkü vucud, ademe (yokluğa) galip geldiğinden

"efendim bu hissi bir söz, ben işte buradayım yok mok olmadım"

bok olmadın :D bak simdi bunu atom dünyasından değil de herkesin rahatlıkla anlayacağı bir örnek getireyim

Odaya girip düğmeye bastığınız zaman, Ampül saniyede 70 küsür yada 80 kez hem yanıyor hem sönüyor

fakat biz hep onun yandığını aydınlığını görüyoruz da karanlığını görmüyoruz habuki ne kadar aydınsa o kadar karanlığı var..

neden aydınlığını görüyoruz, karanlığını görmüyoruz? çünkü nur zulmete galip geldiğinden vucud ademe galip geldiğinden

cemal celale galip geldiğinden devamlı var görüyoruz

teşekkür ederim saygılar

tarihinde Dindarr tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sizin için doğruluğun kaynağı: Bolca bir nohut filan alacak işkembe ve kocaman bir göt.

Yeter ki adam, bol bol, zort zort osurabilsin, her osuruğunda, bir osuruktan teyyare hesabı bir zırvalık uçurabilsin.

Ha, bu muhyiddin arabi denen ziyaülişkembe, belki bir şekilde doğru da söylüyor olabilir. Mesele bu değil...

Mesele sizin bu osuruktan teyyareyi inkar edilemez bir hakikat gibi gören güdük ve kadük doğru anlayışınız.

Gelelim kainat sonsuz kere zart zurt osuruğuna.. Cevabı basit: Müneccim şeyi mi yediniz, nerden biliyorsunuz?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ülen a. k. participle ampül de evren de mi ampül? Yetmiş keredir o, seksen değildir. Yedi ışık saçıyor, yedide keramet vardır! Seksen olur mu, insanın aklına neler getiriyor tövbe tövbe... Seks and gibi o ne öyle! Günah! Zina! Hafazanallah! Ampül zina yapar mı hiç! Ampül dediğin hırsızlık yapar, cinayet işler. Zina asla yapmaz! Çok günah!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ülen a. k. participle ampül de evren de mi ampül? Yetmiş keredir o, seksen değildir. Yedi ışık saçıyor, yedide keramet vardır! Seksen olur mu, insanın aklına neler getiriyor tövbe tövbe... Seks and gibi o ne öyle! Günah! Zina! Hafazanallah! Ampül zina yapar mı hiç! Ampül dediğin hırsızlık yapar, cinayet işler. Zina asla yapmaz! Çok günah!

kendine çok iyi bak olur mu? vah vah :D

tarihinde Dindarr tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

:D müslülerin uyduruk teorilerini, nedenini anlamadıkları durumları örnek vererek desteklemeleri ne de tatlı.

İki çeşit akım vardır. Alternatif ve doğru akım. İkisi ile de elektrik taşınır. Alternatif akımda, saniyede 50-60 kere akımın yönü tam ters olark değişir. Doğru akımda bu olmaz. Alternatif akımda, elekriği daha ucuza, daha uzaklara, daha kayıpsız taşımak mümkündür. Doğru akım, araçların ve kabloların ısınmasına, büyük enerji kayıplarına neden olur, kısa aralıklarla enerji istasyonları gerektirir. Alternatif akım ile bunlar daha azdır. Bu yüzden, neredeyse her yerde alternatif akım kullanılır. Doğru akım ise piller ve bağlantılı alanlarda kullanılır.

Lambanın yanmaya devam etmesinin nedeni, lambanın sönme hızı ile akımın değişme hızı arasındaki çok büyük farktır. Biz bu yüzden ışıkta bir titreme farketmiyoruz. Benzer durum, kullandığımız ekranlarda da vardır. Saniyede en az 60 kere yenilendiği için, görüntüde bir titreme algılayamıyoruz, fakat ekrana, daha farklı frekansta görüntü alan bir aygıt aracılığı ile baktığımızda, titreşimleri görmek mümkündür.

Uyduruk teoriye göre, allah bu evreni her an yok edip var ediyormuş. Niye?

- evren fazla mı ısınıyor?

- evreni sürekli ayakta tutmak maliyetli mi?

- evreni bu şekilde fazla uzaklara eriştiremiyor mu?

- bir şey kanıtlamak falan mı istiyor? allahınız ergen mi?

Gene allahınızı överken, yatırıp bir güzel düzmüşsünüz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Lambanın yanmaya devam etmesinin nedeni, lambanın sönme hızı ile akımın değişme hızı arasındaki çok büyük farktır. Biz bu yüzden ışıkta bir titreme farketmiyoruz.

:D insanları kandırmak için okuduğun ilmede hainlik yapıyorsun

60hz saniyede 60 kez elektirik gidip gelir.... lamba yanar söner... ama sönerken ışığın sönme hızı yavaşmış hahahahahah gerizekalı

kime kandırıyorsun ya sen.. bu ne curet yaa..

sen forumdaki insanları cidden aptal mı sanıyorsun

yemin ederim tüm atesit arkadaşlarına sen hakaret ettin şu cümlenle, siz hepniz aptalsınız şu dediğimi yutarsınız diyerek "Lambanın yanmaya devam etmesinin nedeni, lambanın sönme hızı ile akımın değişme hızı arasındaki çok büyük farktır" Dedin!

yani lamba sönerken, ışığın sönme hızı yavaşmış iışık hızında sönmüyormuş, ısık hızında yanarklen. ısık hızında sönmüyor vay vayy hahahahahahahah gerizaklı

bilmeyenler için söylüyorum bu herif sizi kandırmasın: titremenin nedeni: lamba saniyede 60 kez değilde 40-30kez yanıp sönmeye bir an düşerse: yani düşer çıkar, düşer çıkarsa, lambada titreme görürsün ama istikrarlı yani saniyede 60 kez yanıp sönerse lambada titreme görmezsin insan gözü görmez yani

60 kez yanar söner ama sen hep aydınlığı görürsün karanlığını görmezsin

neden görürsün? çünkü nur zulmete galip geldiğinden vucud ademe galip geldiğinden devamlı yandığını görürsün

halbuki labma ne kadar yanıyorsa o kadar sönüyor... fark yok

tarihinde Dindarr tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

bilmeyenler için söylüyorum bu herif sizi kandırmasın: titremenin nedeni: lamba saniyede 60 kez değilde 40-30kez yanıp sönmeye bir an düşerse: yani düşer çıkar, düşer çıkarsa, lambada titreme görürsün ama istikrarlı yani saniyede 60 kez yanıp sönerse lambada titreme görmezsin insan gözü görmez yani

Vay deli dindar. bilimsel açıklamanız harika imiş: öyle yani, öyle oluyor işte, ondan yani, kamon.

Bir araştırın gelin.

Siz uyduruk tanrınızın meselesine gelin. Allahınız ergen midir bir şeyleri ispatlamak için mi , yoksa gücü yetmiyor, evren çok ısınıyor falan diye mi kapatıp açıyor evreni?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Vay deli dindar. bilimsel açıklamanız harika imiş: öyle yani, öyle oluyor işte, ondan yani, kamon.

Bir araştırın gelin.

Siz uyduruk tanrınızın meselesine gelin. Allahınız ergen midir bir şeyleri ispatlamak için mi , yoksa gücü yetmiyor, evren çok ısınıyor falan diye mi kapatıp açıyor evreni?

Allahın bir ismi muhyidir (hayat veren, var edendir) bir ismide Mümittir (hayat alan, öldüren yok edendir)

şimdi muhyidini arabi soruyor kendi kendine diyor ki: Allah Muhyi ismi ile tecellide iken, Mumit ismi ile tecellide değilse, mumit isminde Allah Allah olmaz

o halde her iki isme de birden tecelli ediyor Cenabı hak diyor, yani bu alem var oluyor yok oluyor

Fakat vucud ademe galip geldiğinden

Cemal celale galip geldiğinden

Nur zulmete galip geldiğinden biz bu alemi yok olduğunu değilde devamlı var olduğunu görüyoruz

bunu okuduğun zaman söylemezsin çünkü muhattabını şaşırtırsın anlayamaz

eğer misalini bulursan söylersin

işte herkesin anlayacağı misali ampül olayını yazdık yani ampülde ışık var yok oluyor ama sen hep var olarak görüyorsun dedik

şimdi Allah insana kızınca onu aptal yaparmış. yapmışta ve bir akil veya bir aptal insan şöyle bir soru sorabilir

evren çok ısınıyor mu ki allah açıp kapıyor.. evreni bakır tel yada çok telli kablo elyaf kablo sanıyor herhalde bu akil kişi

bu soruya muhattap kalındığı zaman bu kişiyi incir ağaçına çıkmaya üzüm yemeye davet ediniz :D alakası yok ama onun söylediği de hiçde alakalı değildi. teşekkür ederim saygılar sayalım 17 21 44 56 :D 83 ve 48 Allahım yardım et kendini akıllı sanan tam manyak, manyak kelimesin tam karşılığı rumuzlarla uğraaşıyorum

tarihinde Dindarr tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Nerde yaşıyorsunuz ne bileyim?

Öncelikle, uzağa taşıma noktasında alternatif akım aslen dezavantajlıdır. Şöyle bir şey, hatta şeyler var zira.

Bir iletken her zaman bir indüktansa sahiptir. Yani bir tür bobin gibi davranır. Bu nedenle de alternatif akıma daha yüksek direnç gösterir. Aynı zamanda tüm izolatörler, yani yanyana giden iki kablonun yalıtımı, kablonun direğe bağlandığı yer vs. vs. birer kapasite olarak görev yapar. Bu durumda, alternatif akım o kondansatörler üzerinden bir reaktif akım akmasına sebep olur. Yani, gereksiz bir güç harcanır.

Ama doğru akımın ne indüktans (bobin), ne de kapasite (kondansatör) ile bir meselesi yoktur.

Alternatif akımda deri etkisi denen bir mesele vardır. Akım iletkenin dış yüzeyinden akmaya çalışır, içine giremez.

Alternatif akım bir telden geçerken o bobin, kapasite vs. etkileri öyle bir hal alır ki, teldeki enerjinin bir kısmı radyo dalgası olarak uzaya yayımlanır. Basitçe, alternatif akımda her iletken bir anten gibi davranır.

Peki neden uzak yerlere alternatif akım ile güç taşınır? Sebebi basittir. Alternatif akımın o bobinlerle olan hasbihali, kolayca voltajının yükseltilip alçaltılabilmesini sağlar. Aynı gücü taşımak için, voltajı çok yükseltebilirsiniz. Bu durumda gereken gücü taşımak için, çok daha az akım kafi gelir. Akım az olunca, o bobinlerin etkisi vs. azalır. Daha iyisi, gücü taşıyan iletkeni çok çok daha ince yapabilirsiniz. Zira iletkenin taşıyacağı akım, kesitiyle orantılıdır.

Sonuçta alternatif akımın bilhassa düşük frekanslarda o kötü tarafları ihmal edilebilecek çok düşük kayıplar ve sorunları, işte bu kolayca istenen voltaja çevrilebilme marifeti nedeniyle gözardı edilir. Öyle ki, uzak bir yere enerji taşırken ne yaparsanız yapın, alternatif akımda aldığınız verimi doğru akımla alamazsınız. Hatta öyle ki, alternatif akım kullanıp, iletkeni bile iptal edebilirsiniz, bkz: Kablosuz şarj aletleri..

Ve gelelim. Avrupa'da filan evdeki cereyan 60 Hz değil, 50 Hz'dir.

Ve istenen değer olarak, alternatif akım öyle birden ters yöne dönmez. Bir sinüs fonksiyonu çizecek şekilde, yavaş yavaş yükselir, sonra gene yavaşça azalır, sıfıra düşer ve ters yönde aynı işlem devam eder.

Bu akımı eğer "instant", yani gerilim/akım değerine eş ışık üreten bir şeye (LED lamba mesela, öyle diyelim) verirseniz, o lamba saniyede 50 kez yanıp sönecek, parlaklığı buna orantılı olarak değişecektir. Ama evlerde kullanılan eski fitilli lambalar vs. "instant" değildir. Fitil ısınır parlar, voltaj düşünce, aniden soğumaz, bir süre daha, zayıfta olsa ışık vermeye devam eder.

Ve bu olay saniyede 50 kez ortaya çıkar. Ki insan gözüde bunu hiç bir şekilde farkedemez. Ha, kediler edebilir bak, hatta lüferlerde. Ama insanı aşar bu.

Ve şebekede o 50 Hz veya 60 Hz garantilenmiş değerlerdir. Gidip 30-40 Hz'e düşerse tonla zarar açar ortalıkta.

Ve dahası, insan gözü lamba için o 30-40 Hz'i de göremez.

Peki lamba neden titrer? Duyu bozuktur, ısınınca direnci artar, voltajı düşürür, voltaj düşünce soğur, soğuyunca voltaj gene artar vs. bir tür cızırtılı ışığa sahip olur. Bunun gibi tali mevzulardan dolayı lamba titrer. Yada lamba uzaktadır, aradaki havadaki düzensizlikler lambayı titrek gösterir vs. vs.

Kısaca, bilir bilmez ve boş konuşuyorsunuz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allahın bir ismi muhyidir (hayat veren, var edendir) bir ismide Mümittir (hayat alan, öldüren yok edendir)

şimdi muhyidini arabi soruyor kendi kendine diyor ki: Allah Muhyi ismi ile tecellide iken, Mumit ismi ile tecellide değilse, mumit isminde Allah Allah olmaz

o halde her iki isme de birden tecelli ediyor Cenabı hak diyor, yani bu alem var oluyor yok oluyor

Fakat vucud ademe galip geldiğinden

Cemal celale galip geldiğinden

Nur zulmete galip geldiğinden biz bu alemi yok olduğunu değilde devamlı var olduğunu görüyoruz

bunu okuduğun zaman söylemezsin çünkü muhattabını şaşırtırsın anlayamaz

eğer misalini bulursan söylersin

işte herkesin anlayacağı misali ampül olayını yazdık yani ampülde ışık var yok oluyor ama sen hep var olarak görüyorsun dedik

şimdi Allah insana kızınca onu aptal yaparmış. yapmışta ve bir akil veya bir aptal insan şöyle bir soru sorabilir

evren çok ısınıyor mu ki allah açıp kapıyor.. evreni bakır tel yada çok telli kablo elyaf kablo sanıyor herhalde bu akil kişi

bu soruya muhattap kalındığı zaman bu kişiyi incir ağaçına çıkmaya üzüm yemeye davet ediniz :D alakası yok ama onun söylediği de hiçde alakalı değildi. teşekkür ederim saygılar sayalım 17 21 44 56 :D 83 ve 48 Allahım yardım et kendini akıllı sanan tam manyak, manyak kelimesin tam karşılığı rumuzlarla uğraaşıyorum

Manyak? Kendi sıfatını millete sıvamaya çıkma.

Neymiş, evren bir var oluyormuş, bir yok oluyormuş... MEsnedi ne bu iddianın: Muhyiddini arabinin götü...

Eh, böyle kıçtan çıkan her şeye atlamak, manyaklık değilse nedir?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Nerde yaşıyorsunuz ne bileyim?

Öncelikle, uzağa taşıma noktasında alternatif akım aslen dezavantajlıdır. Şöyle bir şey, hatta şeyler var zira.

Bir iletken her zaman bir indüktansa sahiptir. Yani bir tür bobin gibi davranır. Bu nedenle de alternatif akıma daha yüksek direnç gösterir. Aynı zamanda tüm izolatörler, yani yanyana giden iki kablonun yalıtımı, kablonun direğe bağlandığı yer vs. vs. birer kapasite olarak görev yapar. Bu durumda, alternatif akım o kondansatörler üzerinden bir reaktif akım akmasına sebep olur. Yani, gereksiz bir güç harcanır.

Ama doğru akımın ne indüktans (bobin), ne de kapasite (kondansatör) ile bir meselesi yoktur.

Alternatif akımda deri etkisi denen bir mesele vardır. Akım iletkenin dış yüzeyinden akmaya çalışır, içine giremez.

Alternatif akım bir telden geçerken o bobin, kapasite vs. etkileri öyle bir hal alır ki, teldeki enerjinin bir kısmı radyo dalgası olarak uzaya yayımlanır. Basitçe, alternatif akımda her iletken bir anten gibi davranır.

Peki neden uzak yerlere alternatif akım ile güç taşınır? Sebebi basittir. Alternatif akımın o bobinlerle olan hasbihali, kolayca voltajının yükseltilip alçaltılabilmesini sağlar. Aynı gücü taşımak için, voltajı çok yükseltebilirsiniz. Bu durumda gereken gücü taşımak için, çok daha az akım kafi gelir. Akım az olunca, o bobinlerin etkisi vs. azalır. Daha iyisi, gücü taşıyan iletkeni çok çok daha ince yapabilirsiniz. Zira iletkenin taşıyacağı akım, kesitiyle orantılıdır.

Sonuçta alternatif akımın bilhassa düşük frekanslarda o kötü tarafları ihmal edilebilecek çok düşük kayıplar ve sorunları, işte bu kolayca istenen voltaja çevrilebilme marifeti nedeniyle gözardı edilir. Öyle ki, uzak bir yere enerji taşırken ne yaparsanız yapın, alternatif akımda aldığınız verimi doğru akımla alamazsınız. Hatta öyle ki, alternatif akım kullanıp, iletkeni bile iptal edebilirsiniz, bkz: Kablosuz şarj aletleri..

Ve gelelim. Avrupa'da filan evdeki cereyan 60 Hz değil, 50 Hz'dir.

Ve istenen değer olarak, alternatif akım öyle birden ters yöne dönmez. Bir sinüs fonksiyonu çizecek şekilde, yavaş yavaş yükselir, sonra gene yavaşça azalır, sıfıra düşer ve ters yönde aynı işlem devam eder.

Bu akımı eğer "instant", yani gerilim/akım değerine eş ışık üreten bir şeye (LED lamba mesela, öyle diyelim) verirseniz, o lamba saniyede 50 kez yanıp sönecek, parlaklığı buna orantılı olarak değişecektir. Ama evlerde kullanılan eski fitilli lambalar vs. "instant" değildir. Fitil ısınır parlar, voltaj düşünce, aniden soğumaz, bir süre daha, zayıfta olsa ışık vermeye devam eder.

Ve bu olay saniyede 50 kez ortaya çıkar. Ki insan gözüde bunu hiç bir şekilde farkedemez. Ha, kediler edebilir bak, hatta lüferlerde. Ama insanı aşar bu.

Ve şebekede o 50 Hz veya 60 Hz garantilenmiş değerlerdir. Gidip 30-40 Hz'e düşerse tonla zarar açar ortalıkta.

Ve dahası, insan gözü lamba için o 30-40 Hz'i de göremez.

Peki lamba neden titrer? Duyu bozuktur, ısınınca direnci artar, voltajı düşürür, voltaj düşünce soğur, soğuyunca voltaj gene artar vs. bir tür cızırtılı ışığa sahip olur. Bunun gibi tali mevzulardan dolayı lamba titrer. Yada lamba uzaktadır, aradaki havadaki düzensizlikler lambayı titrek gösterir vs. vs.

Kısaca, bilir bilmez ve boş konuşuyorsunuz.

hiç bir şey garanti değildir.. birden çok aşırı yüklenme şu bu ana şebekede dalgalanma yapabilir belki hz düşüyordur o anda

lamba değil!!!! lambalar hepsi aynında titriyorsa ve bozulduğundan bunu yapıyorsa neden günlerce yapmıyorda sadece o gün yapmıştı..

bilmem artık ben elektirkci değilim...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allahın bir ismi muhyidir (hayat veren, var edendir) bir ismide Mümittir (hayat alan, öldüren yok edendir)

şimdi muhyidini arabi soruyor kendi kendine diyor ki: Allah Muhyi ismi ile tecellide iken, Mumit ismi ile tecellide değilse, mumit isminde Allah Allah olmaz

o halde her iki isme de birden tecelli ediyor Cenabı hak diyor, yani bu alem var oluyor yok oluyor

Fakat vucud ademe galip geldiğinden

Cemal celale galip geldiğinden

Nur zulmete galip geldiğinden biz bu alemi yok olduğunu değilde devamlı var olduğunu görüyoruz

bunu okuduğun zaman söylemezsin çünkü muhattabını şaşırtırsın anlayamaz

eğer misalini bulursan söylersin

işte herkesin anlayacağı misali ampül olayını yazdık yani ampülde ışık var yok oluyor ama sen hep var olarak görüyorsun dedik

şimdi Allah insana kızınca onu aptal yaparmış. yapmışta ve bir akil veya bir aptal insan şöyle bir soru sorabilir

evren çok ısınıyor mu ki allah açıp kapıyor.. evreni bakır tel yada çok telli kablo elyaf kablo sanıyor herhalde bu akil kişi

bu soruya muhattap kalındığı zaman bu kişiyi incir ağaçına çıkmaya üzüm yemeye davet ediniz :D alakası yok ama onun söylediği de hiçde alakalı değildi. teşekkür ederim saygılar sayalım 17 21 44 56 :D 83 ve 48 Allahım yardım et kendini akıllı sanan tam manyak, manyak kelimesin tam karşılığı rumuzlarla uğraaşıyorum

Be deli dindar; muhyiddin-i enayi, sanıyor ki: allah diye bir şey var.

Bu kabulden yola çıkarak, uydurdukça uyduruyor.

Be deli dindar! allah diye bir şey yok, muhyiddin-i kerizi de, siz de dübürden sallayıp sallayıp kendi kendinize şekle giriyorsunuz. Yaratma imiş de, yok etme imiş de...

Allah dediğiniz hayaliyi kendi uyduruk örneklerinizde itin dibine sokup sokup çıkartıyorsunuz, size kaç kere gösterdik. Kafanız bir türlü basmıyor da: haa ya örneğim yanlışsa zaten savunduğum önermenin de doğru veya yanlış olduğunu anlayabilecek durumda değilimdir demiyorsunuz.

Sizi, bu yarım yamalak halinizle azad eden marangoza yazıklar olsun be deli dindar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Be deli dindar; muhyiddin-i enayi, sanıyor ki: allah diye bir şey var.

Bu kabulden yola çıkarak, uydurdukça uyduruyor.

Be deli dindar! allah diye bir şey yok, muhyiddin-i kerizi de, siz de dübürden sallayıp sallayıp kendi kendinize şekle giriyorsunuz. Yaratma imiş de, yok etme imiş de...

Allah dediğiniz hayaliyi kendi uyduruk örneklerinizde itin dibine sokup sokup çıkartıyorsunuz, size kaç kere gösterdik. Kafanız bir türlü basmıyor da: haa ya örneğim yanlışsa zaten savunduğum önermenin de doğru veya yanlış olduğunu anlayabilecek durumda değilimdir demiyorsunuz.

Sizi, bu yarım yamalak halinizle azad eden marangoza yazıklar olsun be deli dindar.

Şu kendi yazını ilk üç pasajını oku! sonra ben mi deliyim, sen mi enayisin bir düşün bakalım?! inşallah kendine çeki düzen verirsin, senin bu halin yakında tırlatcağını işaret ediyor gibi geldi bana :o:D

sonralarda biraz çeki düzen veriyorsun ama bir gidiyor bir geliyor gibisin :mellow::huh::lol:

tarihinde Dindarr tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Şu kendi yazını ilk üç pasajını oku! sonra ben mi deliyim, sen mi enayisin bir düşün bakalım?! inşallah kendine çeki düzen verirsin, senin bu halin yakında tırlatcağını işaret ediyor gibi geldi bana :o:D

sonralarda biraz çeki düzen veriyorsun ama bir gidiyor bir geliyor gibisin :mellow::huh::lol:

Tırlatsa tırlatsa, en fazla sen filan gibi olur.

Şu ettiğiniz laflara bir baksana, hiç bir deli zırvasından daha fazla bir şey var mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arap Muhittin de ne saçmalasam bugün diye epey bir düşünmüş anlaşılan. Kuran'ı yaratan bedevi adamların evren bir var oluyor bir yok oluyor filan diye düşünmedikleri o kadar kesin ki, saçmalamanın hiç bir anlamı yok. Adamlar işte insanlar doğuyor, ölüyor, ağaçlar kuruyor, yeşeriyor, demek muhyi ve mümit demişler yani, bunda hiç bir olağan dışı keramet yok. Ot bitti, muhyi! Ot kurudu mümit! Bu yani, bu bu kadar açık!

Bunda keramet aramak için hem arap, hem de muhittin olmak lazımmış anlaşılan. Adam iyi sallamış.

Bu arada, bilgi olsun madem, hep zırva üzerine konuşmayalım. 50 hz frekans, iletim hatlarının hesaba alınacak bir reaktansı olabilmesi için çok düşük bir frekanstır. Keza iletkenlerdeki deri olayı da öyle. Üstelik zaten iletim hatlarının ortası iletim için değil, hattın dayanımı için kullanılır. Yani deri olayı önem taşımaz. Merkezi çelik halatın etrafına alüminyum teller sarılarak iletim hatları imal edilir.

50 hz gibi bir frekansta değil düz iletken, iletkeni kangal yapıp sekiz on tur sarsanız bile ciddi bir indüktif reaktans oluşmaz. Kapasitif reaktans da öyle. İletkenlerin birbirlerine bakan yüzeyleri küçük ve mesafe fazla. Yüksek gerilim hatları kollarını iyice açar bilirsiniz.

Zaten reaktanstan dolayı harcanan güç reaktif bir güçtür. Gerçek güç değildir. Ama tabii hattın direncinden dolayı reaktif akımlar da gerilim düşümü yapar da, dediğim gibi dikkate almaya değmeyecek miktarda.

Aslında yüksek frekansta iletim reaktans sorunu olmasa bayağı iyi olurdu. Trafoların hem tur sayıları, hem nüve kesitleri azalırdı. Örnek, swiçmod adaptör trafoları. Ama işte frekansı belli bir değere yükselttin mi reaktanslar kendini hissettirmeye başlıyor ve olmuyor. 50 - 60 hz değerlerin aşılmayışı bu nedenden. Bu değerler reaktansların zarar vermeyeceği sınırda seçilmiş değerler.

İletim hatlarında aşılamayan tek sorun, hattın direnci. Buna bir çare yok. İletkenleri iyice bayağı bir soğutsan direnç bayağı azalır ama tabii yapamazsın. Ürettiğimiz gücün bir kısmını daima hatlarda iletirken harcıyoruz. Bu az buz bir güç de değildir. Santralin birisi aslında bu kayıplara çalışır.

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...

neden aydınlığını görüyoruz, karanlığını görmüyoruz? çünkü nur zulmete galip geldiğinden vucud ademe galip geldiğinden cemal celale galip geldiğinden devamlı var görüyoruz

Çı... esmiyor! Sıcak değil de, nem çok nem!

Dindarr, ışığın bulunmadığı ortamlar karanlıktır. nurla zulumatla ilgisi yok.

Nesneleri görebilmemiz için nesnelerden gözümüze ışığın gelmesi lazım hepsi bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...