Jump to content

Erkek Uyanış Hareketi


Recommended Posts

  • 3 weeks later...
  • İleti 508
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

Kızın birine 19umda bir çicek aldıydım çiçeği aldı bir gün sonra başkasıyla çıktı nezaketen aldım dedi.Yalan söylediği besbelliydi çıktığı çocuğu sevmiyordu yalnızca arabası vardı ve zengindi kız da zengindi. Bir daha da kimseye aşık olmayı denemedim.

tarihinde aykırıteolog tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 28.08.2015 at 20:18, BrainDamage yazdı:

Ekonomik koşullar yüzünden, doğal halimizde yaşayamıyoruz. Kadınlar da aynı şekilde. Bu, içimizde birçok bastırılmış duyguya neden oluyor ve ilişkiler bozuluyor. Erkekler, erkek gibi davranmıyor örneğin. Birçoğu kadınsılaşmış. Kadınlar tarafından büyütüldüğümüz için. Aynı şekilde kadınların da bazı sıkıntıları var. Hoşlandıkları erkekler genelde piç olarak tabir edilen ancak onlara kendilerini onlardan daha değersiz hissettirdiği için sevilen erkekler oluyor. Etkileyicilik ve insan ilişkileri tamamen karışmış durumda. Erkekler ve kadınlar bu tuzağa düşmüşler.

 

İngilizcemi geliştirmek amaçlı bir süre Reddit'te gezindim. Red Pill'i keşfettim. Red pill, Matrix'te Morpheus'un tuttuğu kırmızı haptan alıntı. Burası bana bu hareket hakkında daha çok bilgi verdi. İngilizce bilen arkadaşlar için birkaç bağlantı paylaşayım:

 

https://www.reddit.com/r/TheRedPill/

http://therationalmale.com/

 

Ben, burada bu konuyla ilgili Türkçe olarak tartışmak istiyorum. En azından bir kaynak olsun. Düşünce paylaşımı yapalım. O yüzden konuyu bir soruyla başlatıyorum, sizce bir kadın kendisinden daha "aşağı" bir erkeği sevebilir mi? Bahsettiğim aşağı olma durumu görüntü, statü gibi birçok etkenin birleşimidir.

Not: Bu konuda atıp tutanların bir çoğu ekran karşısında mastürbasyon yapan tiplerdir. Kadınlara kinleri vardır.

 

Öncelikle şunu bir bilmen önemli. Kadınlar, daha doğrusu kızlar, piçlerde ne bulur? Bu anlaşılamamış bir olgudur ve tüm kızlara mal edilerek hata edilir. Bu tür kızlar, ki özellikle yeni yetmelerin pek çoğu, aşırı romantik tiplerdir. Bunların mantalitesi, sevgi o kadar büyük bir şeydir ki, dağları deler şeklindedir. Ve kendilerinde o büyük sevginin var olduğunu düşünürler. Dahası, o piçleri de sevgileriyle adam edeceklerini sanırlar. Bu tipler hayallerde yaşamayı sever. O erkeği adam etmiş, piç olmaktan kurtarmış olmayı hayal etmek onlar için büyük mutluluk kaynağıdır. Dikkat edin, bu kızların derdi adamı adam etmek değil, bunun hayaliyle yaşayabilmektir. Genel anlamda ise, bu kızlar hayallerde yaşamayı sever. Hayale ulaştığı anda artık kurulacak hayal yoktur, tat vermez, işe yaramaz.

Ama her kız böyle hayalperest değildir.

 

Genel olarak bakarsanız, kızların aradığı şey nedir? Para mı? Değil tabi. Birilerinin bahsettiği gibi yakışıklı, kaslı filan olmak mı? O da değil emin olun. Kadınların aradığı şey, kendini anlayan, kendisi gibi düşünen, hisseden bir erkektir. Burada erkek olayına dikkat edin, birisi demiyorum, erkek diyorum. Önce erkek olacak, dominant, koruyucu vs. vs.

 

Pek çokları tecrübelerine bakarak, yok öyle değil diyeceklerdir. Ama olay o kadar basit değil. Yukarda bir kız tipindne bahsettik, hayalperest, piçi adam etmek için uğraşacak, didinecek filan. Ve bunların özellikle genç kızlar arasında çok olduğunu söyledik. Şimdi böyle bir kız, o serseriyi adam edeceğim diye uğraşır, bir sürü zahmet çeker, ödün verir vs. vs. Bunlar bir yatırımdır aslen, böylece kendine lazım olan ideal erkeğe sahip olacaktır. Ama adam serseri, olacağı nedir, bir gün elbet bu kıza kazığı atar. Kızın hayal kaynağı bitmiştir, yatırımları boşa gitmiştir. Hemen o hayal makinesi çalışmaya başlar. O acısını giderecek birformül arar. Bu "ben elimi sallasam ellisi" olarak başlar, ama devamında artık hiç bir erkeğe yatırım yapmayı göze alamaz. Fakat hala bir erkeğe ihtiyacı vardır. O erkeği kendi yapmak istedi, kazığı yedi. O zaman, yapılacak olan, olan erkeklerden kendine göre olanı bulmaktır, öyle mi?

 

O da erkekleri denemeye başlar. Ve kendini anlayan erkek bulması olası değil, emin olun. Hangi erkekten ne alsam kardır moduna girer. Bu noktada sosyal erkek ihtiyacı için, statü sahibi, işte evi, arabası falan olan, doktor, mühendis vs. zengin mengin falan, ama ezik birini bulmaya çalışır. Ezik derken, bildiğiniz ezik işte. Yani erkeksi özellikleri zayıf, beceriksiz, basık bir tip. VE daha korkuncu, döl ihtiyacını, yani seks ihityacını karşılamak içinse, daha sağlam genlere sahip olduğu görülebilen, kaslı, uzun boylu, erkeksi, baskın vs. birilerini tercih eder. Sonuçta, o zengin, statü sahibi erkekle evlenir, ama büyük ihitmalle çocuğunu eve gelen tüpçüden peydahlar. Bugün Türkiye sokaklarında göreceğiniz kızların, kadınların yarısı böyledir.

 

Peki, lafımızı yedik mi? Hani kızlar parası olanı aramazdı. açıkca zengin, statü sahibi birini arar demedik mi? Evet, öyle. Ama olayın diğer tarafı var birde. Eğer siz, ben seni anlayan, senin gibi düşünen bir erkeğim diyebilirseniz, sizin zengin mi, fakir mi, kaslı mı, bücür mü filan olduğunuza pek bakmaz, sizi elde etmek için uğraşır. Bu nokta önemlidir, onun sizinle uğraşması lazım. O yüzden, asla bir kıza ben tam senin aradığın şeyim iması vermemelisiniz. Sizi birr potansiyel olarka görmeli, sizi elde etmek için o uğraşmalı.

 

Ama hayatta sadece bu iki çeşit kız yok. Bilhassa yüksek okul okuyan, yaşı yirmisini aşmış kızlar, çok çok daha farklı olurlar. Onlar da başka hikaye.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir yandan kızların aradığı şey yakışıklı kaslı değil, kendi gibi düşünen diyorsunuz. Diğer yandan ezik bir tiple evlenince döl ihtiyacını onlardan karşılar diyorsunuz.

Kızların içgüdüsel olarak hoşlandığı erkek tipi bellidir. Bizler, erkekler olarak yalnızca yönlendirebiliriz onları. Örneğin onların bizim ilgimiz için savaşmasını sağlarsak, onlar gerçekten de bizi istediklerini düşünürler.

İstekte bulunan olmak bir malı kolay elde edilebilir, değersiz yapar. Hayatta böyle mallara değer vermiyoruz. Bir erkek için de durum böyle.

Rahat ve özgüvenli olan bir erkek, kendini biraz da ağırdan satarsa başarıya ulaşır. Hiçbir kız için kendini eğip bükmeye değmez.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yukarda iki farklı kız çeşidinden bahsettik. Birisi bildiğin romantik, diğeri usturuplusundan kaşarın teki. Burada şunu hemen belirtelim. Erkeklerin gözündeki, aklındaki kız tipi, şu romantik olandır. Genelde pek çok acemi erkek, kızlara böyle yaklaşır. Yukarda var bir örneği gidip kıza çiçek vermek filan. Bu gibi komplimanlardan hoşlanan kızlar, biraz eski moda olanlardır. 1900'lerin ortalarından itibaren, kadının çalışma hayatında yer almaya başlaması ile bu tür kadınların sayısı hızla azalıp gitmiştir. Böyle romantiklerin özellikle yeni yetme kızlar arasında çokca olmasının sebebi, henüz tolum, iş hayatı gibi şeylere çok karışmamış olmalarıdır. Bilhassa başarılı bir babanın yanında, koruyuculuğunda büyüyen kızlar bu halde olmaya son derece meyillidir.

 

Ve şu da kesin bir gerçektir: Kızın sizin için uğraşması, sizin için bir şeyler yapmasını sağlamalısınız. Yani, size yatırım yapmalı. Yatırım nedir, harcama değildir. Yatırım daha büyük bir karşılık, bir kar elde etmek için yapılan harcamadır. Kız size yatırım yapmalı, sizden daha büyük bir karşılık beklemeli. Yoksa neden sizden bir şey beklesin?

 

Kızın yatırım yapması da, elbette sizden hisse senedi alması filan değil. Sizin için hesabı ödemesi, sizin için beklemesi, sizinle vakit harcaması, sizin için kontör harcaması, sizin için makyaj yapması, sizin sevdiğiniz elbiseyi giymesi filan hep birer yatırımdır kızlar için. Bu noktada can alıcı husus şudur, kızın sizin yatırım yapmaya değer olduğunuzu görmesi lazım.

 

Bu göstermenin yoluda, önce erkek olduğunuzu, sonra da onu gibi olduğunuzu, onu anladığınızı göstermenizdir. Bu noktaya dikkat edin, eğer sizin "erkek" olduğunuzu görmezse, sizi kanka kümesine atar, bir daha da çıkamazsınız. Bunun yolu ise, tensel temastır. Ufak, korumacı dokunuşlar ile bunu hissetirmeniz lazım.

Onun gibi olduğunuzu, onu anladığınızı ne kadar söyleseniz boş olur. Hiç böyle şeyler demeyin. Onun önce içini görmeli ve gördüm demelisiniz. Sonra da onun beklediği gibi davranmalı, konular hakkında onun düşündüğü gibi düşündüğünüzü söylemelisiniz.

 

Romantik kızlar için bir yere kadar neyse ama, genel olarak kızların asla vücudu, güzelliği falan üzerine laf etmeyin. İltifat edecekseniz, elbisen çok yakışmış filan gibi iltifatlar edin. Birde kızın vücuduna, güzelliğine vs. değil, içine, ruhuna, zekasına vs. hitap edecek şekilde durun. Yani, ben senin içini görüyorum modunda olun. Bazı kızlar için, güzelsin demek abes, itici olur, ama seksisin demek aksine çekici olur. Ama dikkat, sadece bazı kızlar için. Olayı ilerletince, güzel olduğunu söylemek, seksi olduğunu söylemek vs. icap edebilir, ama o artık ilerleyince elbette.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 23.09.2015 at 11:16, BrainDamage yazdı:

Bir yandan kızların aradığı şey yakışıklı kaslı değil, kendi gibi düşünen diyorsunuz. Diğer yandan ezik bir tiple evlenince döl ihtiyacını onlardan karşılar diyorsunuz.

Kızların içgüdüsel olarak hoşlandığı erkek tipi bellidir. Bizler, erkekler olarak yalnızca yönlendirebiliriz onları. Örneğin onların bizim ilgimiz için savaşmasını sağlarsak, onlar gerçekten de bizi istediklerini düşünürler.

İstekte bulunan olmak bir malı kolay elde edilebilir, değersiz yapar. Hayatta böyle mallara değer vermiyoruz. Bir erkek için de durum böyle.

Rahat ve özgüvenli olan bir erkek, kendini biraz da ağırdan satarsa başarıya ulaşır. Hiçbir kız için kendini eğip bükmeye değmez.

 

Şu ağırdan satma falan tarafı elbette çok doğru.

Sırada bunu yazmayı düşünüyordum, iyi denk geldi:

Bir yandan kızların aradığı şey yakışıklı kaslı değil, kendi gibi düşünen diyorsunuz. Diğer yandan ezik bir tiple evlenince döl ihtiyacını onlardan karşılar diyorsunuz.

Şimdi şu hususu anlaman önemli. Bu kız, kendi gibi düşünen, kendini anlayan birini bulamayan kız. Ama bir kız. Toplum içinde var olmak için bir erkeğe ihtiyacı var. Ve bir dişi, doğurmak için sperme, onunla birlikte her dişi gibi sağlam genlere de ihtiyacı var.

 

Şimdi bu kız, oturup "Amanda kendime zengin bir ezik bulup evlenmeliyim. Sonra nasılsa kasıl, güçlü kuvvetli bir tüpçü gelir eve" diye düşünmez, aklından bile geçirmez. Ama öyle statü sahibi, eziğin biri denk gelirse, onu "işte beni sosyal hayatta var edecek, parmağımda oynatabileceğim biri" diyerek kapmaya çıkar hemen. Zira bütün erkekler kötüdür, bütün hepsi onu anlamıyordur. Bütün erkekler kötüyse, en azından parası olan, oynatabileceği birini seçmesi gayet mantıklı olmaz mı?

Ama seçtiği adam bir ezik. Kızın dişi tarafını tatmin edemiyor olacak o eziklikle. buna dikkat edin, kaç kere yazdım: "Erkek" olacak. Eziğin teki olmayacak. Dominant, alfa birey olmaya meyilli olacak erkek. Bu erkek, yani ezik olan, kızın genetik programındaki o erkek tanımına uymayacak. O da bu tanıma uyacak bir şey arayacak. Nasıl, artık evli, gidip tanıma şansı yok öyle. Ne kalıyor elinde, ancak gözleriyle seçmek. Unutmayın, bizim türümüzde, pek çok tür gibi seçici olan dişilerdir. Eh, nasıl seçer gözüyle, boyu posu yerinde, güçlü kuvvetli, kaslı, uzun boylu vs. ise, gözler der ki, aha bu adamın genleri iyi. Ve oracıkta, daha başka kolayca imkan bulamayacağı için, o erkeğin spermlerini almak için gerekeni yapar.

 

Bu süreçte şu hususa dikkat edin. Bu kız hiç çıkıp, ezik ve zengin birini bulayım düşüncesinde olmadı. Böyle birini bulayım, nasılsa eve kaslı biri gelir diye de düşünmedi. O sadece kendine göre bir erkek arıyordu. Ama bütün erkekler aynı. Bütün erkekler kötü. Belki biri kötünün iyisidir. O böyle düşünerek yaşıyordu. Daha hatta, evlenmiş, nişanlı filan olsa bile hala böyle düşünüyor ve bir erkek arıyor olacak. Yukardan tekrar okuyun, bu kadın hangi erkekten ne alırsam kardır modunda olan, erkeğini deneyerek bulma güdüsünde olan bir kadın. Birini alıp deniyor, işini görecek bir şey varsa alıyor. Evlendiği içinde böyle durum, değişmiyor. O hala denemeye devam edecek. O erkeği bulana kadar böyle denemeye devam edecek. Bu arada ihtiyaçlarını da bir veya birden fazla erkekle karşılamaya da devam edecek. Ama kendini hiç "erkeğimi buldum, ben ona aitim" olarak hissetmeyecek.

 

Peki bu kızı nasıl etkilersiniz? Öyle gizemli davranmaya çıkarak mı? Umrunda olmaz. Zengin olarak mı? Unutmayın, zengin ve ezik olarak bu kızı karınız yapabilirsiniz, ama kadınınız olmaz, size ait olmaz. Hayatınız rezil olur gider sadece.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi bu örneklerden sonra, bir kaç şeye daha dikkatli bakmak gerekiyor. Yani biraz işin teorisini anlatmaya.

 

Önceliklei evrimsel gelişimimizden kalan, apandist, kulağımızın şekli, korkunca kabaran tüylerimiz gibi bir husus söz konusu. Kadınlar, genetik olarak sürünün liderinden çocuk sahibi olmaya programlıdır. Ha, aldtam vs. gibi şeylerde o programda var elbette. Ama bir kadın, üremek üzere, sürüdeki en dominant erkeği bulup onunla birleşmeye programlıdır, temel kodunda.

 

Şimdi burada gene anlaşılmayan bir ifade olduğuna eminim. Dikkatli okuyun yukarda yazanı: "sürüdeki en dominant erkeği bulup"... Dikkat edin, erkeği bulması gerekiyor. Yani genetik kodu, onu bir erkek aramaya itiyor. Yaninin yanisi, bütün kadınlar, harıl harıl kendilerine bir erkek ararlar. Doğru erkeği bulduklarını düşündüklerinde de, o erkeğe ait olmak için her bir şeyi yaparlar.

 

Bu genetik olgu bir adaptasyondur. Öyleyse bunun bir avantaj sağlamış olması gerekir. Evrimimizin daha erken dönemlerinde, doğacak çocuğun sürünün gözetimi ve korumasından daha çok faydalanabilmesi için, çocuğun sürünü en güçlü bireyinden peydahlanması zorunluluktu. Ama evrimimiz orada durmadı, kafalarımız kocaman olmaya başladı. O koca kafayı karnında büyütmek, doğurmak çok zordu. Evrim bunun çözümünü, bebekleri prematüre doğrutmakta buldu. Ama bu da, o bebeğe yıllarca bakmak derdi ortaya çıkardı. Öyle ki, kadınların gebelik ile birlikte 2-3 yıl kadar ek bakıma, korumaya ihtiyaçları oluyordur. Bu da, tek eşli bir modele yürümemize yol açtı.

 

Bu tek eşli süreçte, kadın kendisini yıllarca terk etmeyecek, onu koruyacak, besleyecek, kollayacak bir erkek bulmak zorundaydı. İyi de erkek niye bunu yapsın? Ama seksüel seleksiyon malumdur, nelere kadirdir (bkz: zürafa veya tavus kuşu). Onlarda sevip, aşık olup, kendilerine bağlanacak erkekleri var ettiler. Erkeğin genlerine, aşkı yazdılar.

 

Ve dikkat edin, yıllarca diyoruz ve henüz o genler iice seçilmeden yaşanan bir nesiller var ortada. Bu süreçte, erkek hemen kaçıp gitmeye meraklı olacak elbette. O zaman kadının bundan emin olması lazım. Öyle ki, erkeği hayat stiliyle bıktırmayacak, erkekle aynı hayat düzeni içinde yaşayacak, böylece erkek sıkılıp, bunlaıp onu terk etmeyecek. Ve kadınlar, seçicilik özelliklerine işte bu yüzden "kendileri gibi olan, kendileri gibi düşünen, kendilerini anlayan" erkekleri eklediler. Çünkü öyle erkekler, kucağında veya karnında bebekle kadını terk edip gitme ihtimali en düşük olan erkeklerdi.

 

Peki, en başta söyledik. Kadının erken evrimsel dönemden gelen, dominant erkeğe yönelme güdüleri. Evet, bu hala kalmış DNA'da. Fakat bunun bir diğer etkisi var. Sürünün dominatı değişir, yeni bir dominant çıkarsa? Amanda ben aşıktım eski alfa bireye diyerek, öyle kalacaklar mı? Basitçe, kadınlar aşık olmaz, sevmez. Onlarda bağlanma denen, aşk denen şey yoktur. Alfa birey giderse, yaşasın yeni alfa birey... Elbette bu özellik, tek eşlilik sürecinde de faydalıydı. Erkek her an bir leoparın akşam yemeği olabilirdi. Üreme sorumluluğuna sahip kadın, bu durumda ne yapsın?

 

Özet geçersek, erkekler aşık olur, bağlanır, deli gibi sever. Kadını için ölür, öldürür, her şeyi yapar. Ama kadın aşık filan olmaz, sevmez. Bu gerçeği önce bir kabul edin, maalesef. Eh, peki, bu meşhur aşklar falan... Unutmayın, bazı kadınlar, mesela yukarda anlattığımız romantikler, erkeğe tonla yatırım yapmıştır. Hatta sermayesini ona yüklemiştir toptan. Mesele, başka sermayesinin kalmaması yada bu yatırımından vazgeçememektir. Elbette, ahada bu erkeği seçtim dediğinde devreye giren bir sürü hormon, o erkekle seks yapınca salgıladığı bir sürü hormon vs. o kadını mutlu, çok mutlu eder. Bu da haliyle o hormonlara bir bağımlılık getirir. Sonuçta, erkeğe aşk değil, onun tetiklediği hormonlar yoluyla gelen mutluluğa bir bağımlılık söz konusudur.

 

Ve sonuç olarak, siz o kadına o hormonlarını salgılatabildiğiniz, size sürekli yatırım yapmasını sağlayabildiğiniz sürece, kadın sizindir. Sizi mutlu da eder, size bakar, sizi adam eder. Yoksa, her şeyi bekleyebilirsiniz. Ve "amanda şöyle seviyorum, böyle aşığım" derken, sizin kendi sevginiz, aşkınız gibi bir şey düşünmeyin. Yalan söylemiyor, ama onun aşk ve sevgi dediği şeyler, sizin aşkınız filan değil. Bir anda hepsi bitebilir, aşkı filan yalan oluverir, sorun sende değil bende diyerek sizi suda şeyedilmiş sıpaya çevirip orta yerde bırakıp gidebilir. Unutmayın, seçici olan o. Ve bu seçme hakkı baki, yaşadığı sürece dilediği erkeği "erkek" olarak seçmekte özgür. Ahlaken, kanunen vs. vs. tarafı boş laf, biyolojik olarak gerçek bu. Dilediği erkeği seçebilir, seçtiği erkekten dilediği anda vazgeçebilir, gidip başkasını seçebilir. Dilediği derken, merak etmeyin, onlarda erkeğin iyisini seçecek bir ton mekanizma var elbette.

 

Ama gidip piçleri seçiyor bunlar... Elbette.. Çünkü maalesef toplumsal örgümüz, dinler vs. tarafından öyle iğfal edilmiş haldeki, kadının o seçme hakkını kullanmayı öğrenebileceği ve ortaya koyabileceği bir ortam pek yok ortada. Kısaca, yanlış seçim yapıyor olsalarda, seçme hakkı onların.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 23.09.2015 at 12:31, anibal yazdı:

Şimdi bu örneklerden sonra, bir kaç şeye daha dikkatli bakmak gerekiyor. Yani biraz işin teorisini anlatmaya.

 

Önceliklei evrimsel gelişimimizden kalan, apandist, kulağımızın şekli, korkunca kabaran tüylerimiz gibi bir husus söz konusu. Kadınlar, genetik olarak sürünün liderinden çocuk sahibi olmaya programlıdır. Ha, aldtam vs. gibi şeylerde o programda var elbette. Ama bir kadın, üremek üzere, sürüdeki en dominant erkeği bulup onunla birleşmeye programlıdır, temel kodunda.

 

Şimdi burada gene anlaşılmayan bir ifade olduğuna eminim. Dikkatli okuyun yukarda yazanı: "sürüdeki en dominant erkeği bulup"... Dikkat edin, erkeği bulması gerekiyor. Yani genetik kodu, onu bir erkek aramaya itiyor. Yaninin yanisi, bütün kadınlar, harıl harıl kendilerine bir erkek ararlar. Doğru erkeği bulduklarını düşündüklerinde de, o erkeğe ait olmak için her bir şeyi yaparlar.

 

Bu genetik olgu bir adaptasyondur. Öyleyse bunun bir avantaj sağlamış olması gerekir. Evrimimizin daha erken dönemlerinde, doğacak çocuğun sürünün gözetimi ve korumasından daha çok faydalanabilmesi için, çocuğun sürünü en güçlü bireyinden peydahlanması zorunluluktu. Ama evrimimiz orada durmadı, kafalarımız kocaman olmaya başladı. O koca kafayı karnında büyütmek, doğurmak çok zordu. Evrim bunun çözümünü, bebekleri prematüre doğrutmakta buldu. Ama bu da, o bebeğe yıllarca bakmak derdi ortaya çıkardı. Öyle ki, kadınların gebelik ile birlikte 2-3 yıl kadar ek bakıma, korumaya ihtiyaçları oluyordur. Bu da, tek eşli bir modele yürümemize yol açtı.

 

Bu tek eşli süreçte, kadın kendisini yıllarca terk etmeyecek, onu koruyacak, besleyecek, kollayacak bir erkek bulmak zorundaydı. İyi de erkek niye bunu yapsın? Ama seksüel seleksiyon malumdur, nelere kadirdir (bkz: zürafa veya tavus kuşu). Onlarda sevip, aşık olup, kendilerine bağlanacak erkekleri var ettiler. Erkeğin genlerine, aşkı yazdılar.

 

Ve dikkat edin, yıllarca diyoruz ve henüz o genler iice seçilmeden yaşanan bir nesiller var ortada. Bu süreçte, erkek hemen kaçıp gitmeye meraklı olacak elbette. O zaman kadının bundan emin olması lazım. Öyle ki, erkeği hayat stiliyle bıktırmayacak, erkekle aynı hayat düzeni içinde yaşayacak, böylece erkek sıkılıp, bunlaıp onu terk etmeyecek. Ve kadınlar, seçicilik özelliklerine işte bu yüzden "kendileri gibi olan, kendileri gibi düşünen, kendilerini anlayan" erkekleri eklediler. Çünkü öyle erkekler, kucağında veya karnında bebekle kadını terk edip gitme ihtimali en düşük olan erkeklerdi.

 

Peki, en başta söyledik. Kadının erken evrimsel dönemden gelen, dominant erkeğe yönelme güdüleri. Evet, bu hala kalmış DNA'da. Fakat bunun bir diğer etkisi var. Sürünün dominatı değişir, yeni bir dominant çıkarsa? Amanda ben aşıktım eski alfa bireye diyerek, öyle kalacaklar mı? Basitçe, kadınlar aşık olmaz, sevmez. Onlarda bağlanma denen, aşk denen şey yoktur. Alfa birey giderse, yaşasın yeni alfa birey... Elbette bu özellik, tek eşlilik sürecinde de faydalıydı. Erkek her an bir leoparın akşam yemeği olabilirdi. Üreme sorumluluğuna sahip kadın, bu durumda ne yapsın?

 

Özet geçersek, erkekler aşık olur, bağlanır, deli gibi sever. Kadını için ölür, öldürür, her şeyi yapar. Ama kadın aşık filan olmaz, sevmez. Bu gerçeği önce bir kabul edin, maalesef. Eh, peki, bu meşhur aşklar falan... Unutmayın, bazı kadınlar, mesela yukarda anlattığımız romantikler, erkeğe tonla yatırım yapmıştır. Hatta sermayesini ona yüklemiştir toptan. Mesele, başka sermayesinin kalmaması yada bu yatırımından vazgeçememektir. Elbette, ahada bu erkeği seçtim dediğinde devreye giren bir sürü hormon, o erkekle seks yapınca salgıladığı bir sürü hormon vs. o kadını mutlu, çok mutlu eder. Bu da haliyle o hormonlara bir bağımlılık getirir. Sonuçta, erkeğe aşk değil, onun tetiklediği hormonlar yoluyla gelen mutluluğa bir bağımlılık söz konusudur.

 

Ve sonuç olarak, siz o kadına o hormonlarını salgılatabildiğiniz, size sürekli yatırım yapmasını sağlayabildiğiniz sürece, kadın sizindir. Sizi mutlu da eder, size bakar, sizi adam eder. Yoksa, her şeyi bekleyebilirsiniz. Ve "amanda şöyle seviyorum, böyle aşığım" derken, sizin kendi sevginiz, aşkınız gibi bir şey düşünmeyin. Yalan söylemiyor, ama onun aşk ve sevgi dediği şeyler, sizin aşkınız filan değil. Bir anda hepsi bitebilir, aşkı filan yalan oluverir, sorun sende değil bende diyerek sizi suda şeyedilmiş sıpaya çevirip orta yerde bırakıp gidebilir. Unutmayın, seçici olan o. Ve bu seçme hakkı baki, yaşadığı sürece dilediği erkeği "erkek" olarak seçmekte özgür. Ahlaken, kanunen vs. vs. tarafı boş laf, biyolojik olarak gerçek bu. Dilediği erkeği seçebilir, seçtiği erkekten dilediği anda vazgeçebilir, gidip başkasını seçebilir. Dilediği derken, merak etmeyin, onlarda erkeğin iyisini seçecek bir ton mekanizma var elbette.

 

Ama gidip piçleri seçiyor bunlar... Elbette.. Çünkü maalesef toplumsal örgümüz, dinler vs. tarafından öyle iğfal edilmiş haldeki, kadının o seçme hakkını kullanmayı öğrenebileceği ve ortaya koyabileceği bir ortam pek yok ortada. Kısaca, yanlış seçim yapıyor olsalarda, seçme hakkı onların.

 

Sonuç olarak son paragrafın ilk cümlesi hocam.

Bunları okudum ama çok zor be hocam hiç bulaşmayıp görücü usulü mü yapsak.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 23.09.2015 at 14:10, aykırıteolog yazdı:

Sonuç olarak son paragrafın ilk cümlesi hocam.

Bunları okudum ama çok zor be hocam hiç bulaşmayıp görücü usulü mü yapsak.

 

Yap, sence o seni mutlu edecek mi? Ben hiç sanmıyorum. Zira etrafımda gerçekten mutlu erkekte pek görmüyorum.

Olayın güzel tarafı şu. Bak, ne dedik, en baskın erkeği seçmeye güdülüdür kadın genetik olarak. Şunu demedik ama, yakışıklı, boylu poslu, kaslı vs. vs.

 

Yani, dilediğin kadını elde etmek için sana tek gereken, onun gibi görünmen, onu anladığını göstermen, hepsi bu.

Ama tüm kadınlar için gereken şey: Erkek olmak.

 

Bu noktada gerçekten en önemli olan husus ise, özgüven. Kendine güvenen bir erkek, her zaman meseleye bir kaç adım önde başlar. Dahası, güven vermeyen birine, neden güvensin kız? Bu noktada, özgüveni olmayan birinin güven verebilmek için çok çok daha zorda olacağı bariz değil mi?

Ve gelelim olayın asıl can alıcı noktasına. Bu kızlar böyle acayip acayip, çeşit çeşit oluyor ya. Hani kendilerini anlamak, onlar gibi olmak vs. Aslında bu kızların öyle basit bir hayat sistemi var ki, onlar gibi görünmekte, olmakta gayet basit bir şey.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 23.09.2015 at 14:41, anibal yazdı:

Yap, sence o seni mutlu edecek mi? Ben hiç sanmıyorum. Zira etrafımda gerçekten mutlu erkekte pek görmüyorum.

Olayın güzel tarafı şu. Bak, ne dedik, en baskın erkeği seçmeye güdülüdür kadın genetik olarak. Şunu demedik ama, yakışıklı, boylu poslu, kaslı vs. vs.

 

Yani, dilediğin kadını elde etmek için sana tek gereken, onun gibi görünmen, onu anladığını göstermen, hepsi bu.

Ama tüm kadınlar için gereken şey: Erkek olmak.

 

Bu noktada gerçekten en önemli olan husus ise, özgüven. Kendine güvenen bir erkek, her zaman meseleye bir kaç adım önde başlar. Dahası, güven vermeyen birine, neden güvensin kız? Bu noktada, özgüveni olmayan birinin güven verebilmek için çok çok daha zorda olacağı bariz değil mi?

 

Ve gelelim olayın asıl can alıcı noktasına. Bu kızlar böyle acayip acayip, çeşit çeşit oluyor ya. Hani kendilerini anlamak, onlar gibi olmak vs. Aslında bu kızların öyle basit bir hayat sistemi var ki, onlar gibi görünmekte, olmakta gayet basit bir şey.

 

Nedir bu basit sistem. Benim kız arkadaşım vardı hoşlandığı çocukta ilk anlattığı şeyler çocuğun yaptığı spor ne biliyim mesleğiydi.Hiç o beni anlıyor o yüzden hoşlanıyorum demedi.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 23.09.2015 at 14:43, aykırıteolog yazdı:

Nedir bu basit sistem. Benim kız arkadaşım vardı hoşlandığı çocukta ilk anlattığı şeyler çocuğun yaptığı spor ne biliyim mesleğiydi.Hiç o beni anlıyor o yüzden hoşlanıyorum demedi.

 

İşin de güzel tarafı bu ya. O da ne istediğini bilmiyor. O yüzden, ona kendini bir potansiyel olarak gösterirsen, seninle uğraşmaya başlayacaktır. O kızda, oğlanın sporunda, mesleğinde filan bir potansiyel görmüş, uğraşıyor işte. Sen ona "ben seni iyi anlarım" dersen, olayın rengi birden değişir gider.

 

Madem oturup konuşabildiğin bir kız. Hadi gel onunla talim yapalım, ne dersin?

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 23.09.2015 at 14:51, BrainDamage yazdı:

Bunları anlatması toplumdan onay beklediğini gösteriyor, çocuğu sevdiğini değil. Böyle kızlar etrafa da sık sık yeşil ışık çakar aynı zamanda.

 

Bir noktada. Ama işin aslı, anlaşılmayı bekliyor. Bu ince noktalara bir dikkat edin. Onay almak demek, aslen, anlaşılmak demek değil mi?

Yukarda da pehlivan tefrikası gibi yazdım. Bazı kızlar, erkekleri dener, ne alabilecekse alır. Onlar için böyle yeşil ışık çakmak gayet doğal bir olgudur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 23.09.2015 at 14:57, anibal yazdı:

Bir noktada. Ama işin aslı, anlaşılmayı bekliyor. Bu ince noktalara bir dikkat edin. Onay almak demek, aslen, anlaşılmak demek değil mi?

Yukarda da pehlivan tefrikası gibi yazdım. Bazı kızlar, erkekleri dener, ne alabilecekse alır. Onlar için böyle yeşil ışık çakmak gayet doğal bir olgudur.

 

Beni hoşlandığım kız var okuldandı eskiden şimdi okul bitti tabi vatsaptan konuşuyoruz kıza bir hata yapıp senden hoşlanıyorum dedim kız tabi hemen arkadaş olaak görüyorum dedi bu olayı kurtarabilir miyiz yüz yüze görüşemiyorum yüz yüze görüşmek için nasıl ikna edebilirim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kızların piç erkek seçmesi tamamen alfa erkek arama mantığından geliyor. Kadınlar güçlü ya da güçlü olma potansiyeli olan erkekleri tercih ederler. Bu potansiyelin olduğunu nasıl anlarlar? Ağzı iyi laf yapıyorsa, özgüveni yüksekse bu kişi ileride güçlenebilir ki genç bir kız için erkeğin gelecekte ne olacağı şimdiki durumu kadar önemlidir. Anibal'ın söylediği gibi emek harcayarak bu potansiyelli erkeği kendi istediği şekle sokabileceklerini düşünürler.

tarihinde 1234 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 23.09.2015 at 15:05, aykırıteolog yazdı:

Beni hoşlandığım kız var okuldandı eskiden şimdi okul bitti tabi vatsaptan konuşuyoruz kıza bir hata yapıp senden hoşlanıyorum dedim kız tabi hemen arkadaş olaak görüyorum dedi bu olayı kurtarabilir miyiz yüz yüze görüşemiyorum yüz yüze görüşmek için nasıl ikna edebilirim.

 

Zor.. Gerçekten zor... Önce bir başka kzı bulabilirsen, onu da o tanırsa filan belki.

Kızı etkilemenin ilk yolu, sana kapılarını kapatmamasını sağlamaktır. Yani, senin onunla uğraştığını bilmemeli.

 

Ama bir şansın şu olabilir. Kızlar garip mahluklardır. Kovalamayı severler genelde. Ve birde, şansına ülkemizde kızlara hitap edebilecek erkek çok fazla yok. Hala arayış içinde olması ve senin ona sağlam bir vuruş yapman gayet olası.

 

Bu kadarcık bilgiyle, olmaz ama bu işler. Daha fazlası lazım, dikkat et, onun nasıl olduğunu, ki o bile bilmiyor bunu, anlaman gerekiyor.

Bu o kadar kolay değil. Hele gözüne içine bakarak bir şeyler söyleyemeyeceksen, hiç kolay değil. Ama eğer mesajların onu anladığına ikan edici olursa, belki bir şans yakalarsın.

 

Öncelikle bir kaç soruya cevap vermen lazım. Bu kız, hayaller kurar mı? Planlı bir şekilde süreçlere, geleceğe mi bakar, yoksa hedeflere mi odaklanır? Küçük bebeklerle bilhassa arası nasıldır, çok mu sever, nefret mi eder, yoksa öylesine bakar mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 23.09.2015 at 14:41, anibal yazdı:

Ama tüm kadınlar için gereken şey: Erkek olmak.

Bu noktada gerçekten en önemli olan husus ise, özgüven. Kendine güvenen bir erkek, her zaman meseleye bir kaç adım önde başlar. Dahası, güven vermeyen birine, neden güvensin kız? Bu noktada, özgüveni olmayan birinin güven verebilmek için çok çok daha zorda olacağı bariz değil mi?

 

Özgüven sonradan kazanılabilir mi? Bu özgüven denilen şeyi tam olarak anlamıyorum... Ben mesela mesleğimde kendimi geliştirdim, mesleki sorunların çözümünde kendime güvenim tamdır... Ama atıyorum birisiyle irtibata geçip iş bağlayabilme konusunda çekingenimdir, işin o kısmını başkalarına havale ederim..

 

Bu kız mevzuunda özgüven meselesi nasıl olacakta belli edecek adam? Erkek kişisinde bu potansiyel yoksa rol yapabilir mi?? Özgüven taklit edilebilir mi ?? Mesela özgüveni tam olan tanıdığınız birilerinin hareketlerini taklit etmek bu konuda yeterli midir?

 

Kendisinde doğuştan gelen özgüven potansiyeli olan birisi demek ki bu yeteneğinin farkında olmadan bu işleri çekip çevirecektir...

Nedir özgüven? Nasıl kazanılır? Her işi hallederim potansiyeli midir?

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 23.09.2015 at 15:30, anibal yazdı:

Zor.. Gerçekten zor... Önce bir başka kzı bulabilirsen, onu da o tanırsa filan belki.

Kızı etkilemenin ilk yolu, sana kapılarını kapatmamasını sağlamaktır. Yani, senin onunla uğraştığını bilmemeli.

 

Ama bir şansın şu olabilir. Kızlar garip mahluklardır. Kovalamayı severler genelde. Ve birde, şansına ülkemizde kızlara hitap edebilecek erkek çok fazla yok. Hala arayış içinde olması ve senin ona sağlam bir vuruş yapman gayet olası.

 

Bu kadarcık bilgiyle, olmaz ama bu işler. Daha fazlası lazım, dikkat et, onun nasıl olduğunu, ki o bile bilmiyor bunu, anlaman gerekiyor.

Bu o kadar kolay değil. Hele gözüne içine bakarak bir şeyler söyleyemeyeceksen, hiç kolay değil. Ama eğer mesajların onu anladığına ikan edici olursa, belki bir şans yakalarsın.

 

Öncelikle bir kaç soruya cevap vermen lazım. Bu kız, hayaller kurar mı? Planlı bir şekilde süreçlere, geleceğe mi bakar, yoksa hedeflere mi odaklanır? Küçük bebeklerle bilhassa arası nasıldır, çok mu sever, nefret mi eder, yoksa öylesine bakar mı?

 

Kız çok sık Wattpadte yabancı dizi özentisi aşk hikayeleri yazıyor yok jane pişişik bir kızmış michael ona aşık olmuş. faalan fistan.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 23.09.2015 at 15:46, shef yazdı:

Özgüven sonradan kazanılabilir mi? Bu özgüven denilen şeyi tam olarak anlamıyorum... Ben mesela mesleğimde kendimi geliştirdim, mesleki sorunların çözümünde kendime güvenim tamdır... Ama atıyorum birisiyle irtibata geçip iş bağlayabilme konusunda çekingenimdir, işin o kısmını başkalarına havale ederim..

 

Bu kız mevzuunda özgüven meselesi nasıl olacakta belli edecek adam? Erkek kişisinde bu potansiyel yoksa rol yapabilir mi?? Özgüven taklit edilebilir mi ?? Mesela özgüveni tam olan tanıdığınız birilerinin hareketlerini taklit etmek bu konuda yeterli midir?

 

Kendisinde doğuştan gelen özgüven potansiyeli olan birisi demek ki bu yeteneğinin farkında olmadan bu işleri çekip çevirecektir...

Nedir özgüven? Nasıl kazanılır? Her işi hallederim potansiyeli midir?

 

Özgüven kendine güvenmek demektir. Yani, ben şu işi hallederim, başıma ne gelirse gelsin sıyrılır çıkarım demektir bir yerde.

Bu meselede özgüven, kızın karşısında ezilip bükülmemek, onunla konuşmaktan, karşısına çıkmaktan vs. çekinmemek demektir.

 

Bu güveni bu hususta kazanmanın yolu, kadınları tanımaktan geçer. Onlar gözünüzde ne kadar ulaşılmaz, ne kadar zor görürseniz, güveniniz o kadar düşük olur. Şunları aklınızda tutun, altı üstü kız bunlar. Fırıl fırıl erkek arayan onlar. Bir erkek olmadan bir halta yaramayan onlar. Onların ynaında rahat olun, ama tacizci, askıntı filan olmayın. Gidip saati sormayın, şarzınız bitmiş ve otobüse yetişmeniz gerekmiyorsa. Doğrudan merhaba deyin.

 

Bir markette olduğunuzu farzedelim. Rafın önündeki kız ilginizi mi çekti? Gidip kıza doğrudan, "Kızkardeşime ped alacağımda, unuttum markasını, sizce hangisini alayım" diye sorun. Kız ya rafı kafanıza geçirir, ya da size yardımcı olur, sizin için seçer hemen bir tane. İşte bu noktada, özgüveniniz var ve duruşunuz, ses tonunuz, bakışınızla bunu gösterebilmişseniz, bir ped almak zorunda kalırken, gösterememişseniz, rafı başınıza yersiniz. Bu kadar ciddi bir fark yaratır bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 23.09.2015 at 16:03, aykırıteolog yazdı:

Kız çok sık Wattpadte yabancı dizi özentisi aşk hikayeleri yazıyor yok jane pişişik bir kızmış michael ona aşık olmuş. faalan fistan.

 

Ben sana bunu sormadım, ama sanırım hayalperest biri.

Sen bu kızdan faydalan. Nasıl mı dersen, sen bir kızı beğenmiş ol. Onunla tanıştın vs. ama ne yapacağını bilmiyorsun. Senin için romantik bir şeyler yazsın. Yani o romantik sözler yazsın, sana göndersin, sen o hayali kıza gönder. Bırak senin için bir şeyler yapsın. Bir kaç gün sonra, hayali kız seni terketsin. Sende çok üzgün olduğunu, hiç kimsenin seni sevmeyeceğini, hüngür hüngür ağlayarak söyle buna.

 

Sanırım kız romantik biri. Umarım yanılmıyoruzdur, yoksa pek bir madara hale düşersin.

O yüzden, daha fazla bilgi vermen lazım. Özellikle, biriyle konuşurken, otururken filan sağa sola bakınır durur mu, yoksa karşısındakine, konuştuğuna mı bakar sürekli? Seks hakkında konuşmayı sever mi? S..tir et, şu or....u falan gibi laflar eder mi? Genelde kızlarla mı, erkeklerle (karışıkta olabilir) mi takılır?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...