Jump to content

Müslüman Olmaya İkna Edici Cümleler Nelerdir?


Recommended Posts

islam ahittir. verilen sölerin tutulduğu dindir. Kainat yaratılmadan ve Rabbimizle biz var iken ve bizim Rabbimizle ilk konuşmamız ve ilk ahitimiz olan fatiha suresini yeniden hatırlayın tavsiyem budur. mealini okuyun demiyorum. orada verdiğiniz sözü ve sözleri hatırlayın. Bir ayette de bir manada Rabbim bizi hiç unutmayın, biz seni unutmayacağız dedik seni ne kadar çok sevdiğimizi hatırlayacağız. Ama sonraki bir ayette hatta bir çok ayette onlar sözlerini tutmadı diyor. veya onlar sözlerinden çaydı diyor.

Akıl etmiyor musunuz? Hatırlamıyor musunuz? İnsan yaşamadığını nasıl hatırlasın? Araf suresi 172 de yaşadığımız hali hatırlamamızı istiyor bizden gerçek insan olalım diye.

hangi sözlerinden çağdı? Yaratılmışlık alemine gelmeden önce vermiş oldukları sözlerinden caydılar.

vermiş oldukları sözleri unutan insanlara kitap ve peygamberleri ile, veya bir bilen ile insanlara vermiş oldukları sözleri hatırlatan bir dindir. Travma geçirip hafızasını kaybetmiş insana anılarını hatırlaması için geçmişinden kesitler gösterirsiniz ya işte peygamberde insana geçmişinden bir manada kesitler gösterip insanın gerçek benliğini asıl hafızasını ve tekrar insan olma şerefini o insana kazandırmak içindir bütün uğraşı ve çabası.

İnsan vermiş olduğu sözü hatırladığında ancak insan olur. Bugünkü adı ile islam; varlık alemi yatırmadan önceki halini hatırlatmak için vardır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 45
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

islam ahittir. verilen sölerin tutulduğu dindir. Kainat yaratılmadan ve Rabbimizle biz var iken ve bizim Rabbimizle ilk konuşmamız ve ilk ahitimiz olan fatiha suresini yeniden hatırlayın tavsiyem budur. mealini okuyun demiyorum. orada verdiğiniz sözü ve sözleri hatırlayın. Bir ayette de bir manada Rabbim bizi hiç unutmayın, biz seni unutmayacağız dedik seni ne kadar çok sevdiğimizi hatırlayacağız. Ama sonraki bir ayette hatta bir çok ayette onlar sözlerini tutmadı diyor. veya onlar sözlerinden çaydı diyor.

Akıl etmiyor musunuz? Hatırlamıyor musunuz? İnsan yaşamadığını nasıl hatırlasın? Araf suresi 172 de yaşadığımız hali hatırlamamızı istiyor bizden gerçek insan olalım diye.

hangi sözlerinden çağdı? Yaratılmışlık alemine gelmeden önce vermiş oldukları sözlerinden caydılar.

vermiş oldukları sözleri unutan insanlara kitap ve peygamberleri ile, veya bir bilen ile insanlara vermiş oldukları sözleri hatırlatan bir dindir. Travma geçirip hafızasını kaybetmiş insana anılarını hatırlaması için geçmişinden kesitler gösterirsiniz ya işte peygamberde insana geçmişinden bir manada kesitler gösterip insanın gerçek benliğini asıl hafızasını ve tekrar insan olma şerefini o insana kazandırmak içindir bütün uğraşı ve çabası.

İnsan vermiş olduğu sözü hatırladığında ancak insan olur. Bugünkü adı ile islam; varlık alemi yatırmadan önceki halini hatırlatmak için vardır.

Merak ediyorum;

Şu yazdıklarındaki muazzam akıl dışılığın farkında değil misin? Hiçbir sezinleme dahi yok mu? Ben ne yazdım diye dönüp hiç bakıyor musun?

Bu inanç denen şey insanın usunu bu derece dumura uğratıyor muydu gerçekten?

Ne bekliyorsun milletten? "Vay babam biz bunu nasıl farkedemedik, durumumuz yoktu unutmuşuz şimdi hatırladık, evreka!" falan demesini mi?

Bunlar hakikaten rasyonel bir zihnin cümleleri olamaz. İnsanı dehşete düşürüyor..bu yazdığından varlık alemi değil, olsa olsa mallık alemi çıkar. Mallığın alemi yok.

Masal ve efsane desek onlara bile hakaret olur..inan o derece,

naifliği bile taşıyamıyor..

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

"70 huri" yeterli aslanım bana bunu dedilermi... nutkum duruyor ve her şey olasım geliyor.

Ayrıca belirteyim

Kendini akıllı düşünen ilan edenlerin düzeylerine bayıldım. İyi ki varsınız. Bu cümleler yığınını her iki kesim için de söylüyorum. B.k böcüğünün b.k aşkı gibi olmasa olamıyor.

İşte yol alınamayışının "tık" noktasıdır burası. Kendini ispat karşıdakini yalanlamaktan mı geçer? Oysa yapılması gereken "nasıl daha mükemmel olurumdur" mudur acaba. Haydi övündüğünüz beyinlerinizle başbaşa.

NOT: Cümleler bilerek ve isteyerek böyle kuruldu. Forumu gezerseniz değneğin iki ucunda duranların birbirlerinden farklı olmadığı açıktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ



Rabbimizi bize tarif eden üç büyük, küllî muarrif var. (başka yerde 4 büyük tarif edici denmiş)


1-Birisi: Şu kitab-ı kâinattır ki, bir nebze şehadetini onüç lem'a ile Nur Risalesinden Onüçüncü Ders'ten işittik.


2-Birisi: Şu kitab-ı kebirin âyet-i kübrası olan Hâtem-ül Enbiya Aleyhissalâtü Vesselâm'dır.


3-Birisi de Kur'an-ı Azîmüşşan'dır.


(4- olarak insanın vicdanı ve fıtratı da Cenabı Hakkı isbat eder)



(2-ikinci Külli delil Peygamber sav dir ki ateistler böyle bir delili inkar edemedikleri için

varlığını inkar etmek gibi uçuk kaçık deli saçması bir iddiaya bel bağlamışlar traji komik)


Şimdi şu ikinci bürhan-ı nâtıkî olan Hâtem-ül Enbiya Aleyhissalâtü Vesselâm'ı tanımalıyız, dinlemeliyiz.


Evet o bürhanın şahs-ı manevîsine bak:

Sath-ı Arz bir mescid, Mekke bir mihrab, Medine bir minber...

O bürhan-ı bahir olan Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm bütün ehl-i imana imam,

bütün insanlara hatib, bütün enbiyaya reis, bütün evliyaya seyyid, bütün enbiya ve evliyadan mürekkeb bir halka-i zikrin serzakiri..

bütün enbiya hayattar kökleri, bütün evliya taravettar semereleri bir şecere-i nuraniyedir ki;

herbir davasını, mu'cizatlarına istinad eden bütün enbiya ve kerametlerine itimad eden bütün evliya tasdik edip imza ediyorlar.

Zira o, "Lâ ilahe illallah" der, dava eder.

Bütün sağ ve sol, yani mazi ve müstakbel taraflarında saf tutan o nuranî zakirler aynı kelimeyi tekrar ederek,

icma ederek manen "Sadakte ve bilhakkı natakte" derler.

Hangi vehmin haddi var ki, böyle hesabsız imzalarla teyid edilen bir müddeaya parmak karıştırsın? Mektubat ( 197 - 198 )

-----


şimdi Cenabı Hakkın varlığına ve birliğine binler belki canlılar adedince milyonlar delil var

ama akılda kalması açısından bir sınıflandırma yapmak gerekirse

binlerle alt başlıkları olan deliller >>


1-KAİNAT EVREN


2-KURANI KERİM


3-PEYGAMBER sav VE HAYATI SÜNNETİ SENİYYESİ


4-İNSANIN FITRATI > (belki binlerce yıldır insanın yaratıcısını araması ona ihtiyaç duyması)


-------

BU 4 ana başlık altında 100 lerce alt başlık açılabilir
Link to post
Sitelerde Paylaş
1-esbab-ı âlem onu icad ediyor; yani esbabın içtimaında o mevcud vücud buluyor..
2-veyahud o kendi kendine teşekkül ediyor..
3-veyahud tabiat muktezası olarak, tabiatın tesiriyle vücuda geliyor..
4-veyahud bir Kadîr-i Zülcelal'in kudretiyle icad edilir.
Madem aklen bu dört yoldan başka yol yoktur,
evvelki üç yol muhal, battal, mümteni', gayr-ı kabil oldukları kat'î isbat edilse;
bizzarure ve bilbedahe dördüncü yol olan tarîk-i vahdaniyet, şeksiz şübhesiz sabit olur.

Buraya yapıştırdığınız kısımda basit bir yalancı ikilem var. "Ya bu üç olasılık ya da yaratıcı" söyleminin ardından risalenin geri kalanı boşlukların tanrısı argümanlarıyla göz boyamaya çalışıyor. İslamiyetin en ikna edici cümleleri buysa maalesef hayal kırıklığı.

Bu arada herkes yabancı dil okuyabilmek zorunda değil.
Link to post
Sitelerde Paylaş

Buraya yapıştırdığınız kısımda basit bir yalancı ikilem var. "Ya bu üç olasılık ya da yaratıcı" söyleminin ardından risalenin geri kalanı boşlukların tanrısı argümanlarıyla göz boyamaya çalışıyor. İslamiyetin en ikna edici cümleleri buysa maalesef hayal kırıklığı.

Bu arada herkes yabancı dil okuyabilmek zorunda değil.

1-ikilem kafanızda

hakikatte boşluk diye yokluk diye bir şey yok herşey var (1 şey dışında :şirk)

madem mevcudat var elbette yapan icad eden irade eden olacak

seçenekler sınırlı

tıpkı zamanımızın sınırlı olması gibi

2-ebedi cenneti kazandırıp cehennemden kurtaracaksa

1-2 kelime arapça farsça bilmeye çalışmaya değer diye düşünüyorum

Link to post
Sitelerde Paylaş
A-KAİNAT EVREN SANATI-I İLAHİ


B-KURANI KERİM MUCİZELERİ


C-PEYGAMBER sav VE HAYATI MUCİZELERİ


D-İNSANIN FITRATI-VİCDANI

------------------------------------

Olarak maddeledim yani A1 dediğim zaman anlayınki kainat delillerinden bir madde söyleceğim

-----

A-1:

Evet, bir fende ve bir san‘atta mütehassıs bir iki zâtın,

o fen ve o san‘ata âit hükümleri ve fikirleri, onda ihtisâsı olmayan bin adamın,

hatta başka fenlerde âlim ve ehl-i ihtisâs da olsalar,

muhâlif fikirlerini hükümden iskāt ettikleri gibi; bir mes’elede,

meselâ Ramazan hilâlini yevm-i şekte isbat etmek

ve “Süt konservelerine benzeyen ceviz-i hindî bahçesi, rûy-u zemînde var” diye da‘vâ etmekte

iki isbat edici, bin inkâr ve nefyedicilere galebe edip da‘vâyı kazanıyorlar.

Çünki isbat eden, yalnız bir ceviz-i hindîyi veyahud bahçesinigösterse, kolayca da‘vâyı kazanır.

Onu nefiy ve inkâr eden, bütün zemini aramak taramakla

ve hiçbir yerde bulunmadığını göstermekle da‘vâsını isbat edebildiği gibi;

cenneti ve dâr-ı saadeti ihbâr ve isbat eden, yalnız sinemadaki gibi bir izini

ve keşfen bir gölgesini ve bir tereşşu­hunu göstermekle da‘vâyı kazandığı halde;

onu nefiy ve inkâr eden, bütün kâinâtı ve ezelden ebede kadar olan zamanları görmek

ve göstermekle ancak inkârını ve nefyini isbat ile da‘vâyı kazanabilir.

Ve bu ehemmiyetli sırdandır ki,

“Hususî bir yere bakmayan ve îmânî hakîkatler gibi umum kâinâta bakan nefiyler ve inkârlar,

-zâtında muhâl olmamak şartıyla- isbat edilmezler” diye,

ehl-i tahkîk ittifâk edip bir düstûr-u esâsî kabul etmişler.


------

YANİ tartışmalı mevzularda işin uzmanları söz sahibidir

yokluk iddia etmek isbat edilemez yani:

“Hususî bir yere bakmayan ve îmânî hakîkatler gibi umum kâinâta bakan nefiyler ve inkârlar,

-zâtında muhâl olmamak şartıyla- isbat edilmezler”

sonuç ATEİST OLMAK İMKANSIZDIR

buradaki arkadaşlar imkansızı başardıkları için tebrik etmek lazım

iyigünler çalışmalarınızda başarılar :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

İNCİL ZEBUR VE TEVRATTA Peygamber sav ın evsafına ve geleceğine dair ayetler

tahrif edilmiş olmasına rağmen bu kitaplarda 114 yerde Peygamber sav e işaret vardır

bir kaç örnek

C-1

Türkçe Yuhanna İncilinin On Dördüncü Bab ve otuzuncu âyeti şudur:

"Artık sizinle çok söyleşmem. Zira bu Âlemin Reisi geliyor.

Ve bende onun nesnesi asla yoktur."

İşte, "Âlemin Reisi" tabiri, "Fahr-i Âlem" demektir. "Fahr-i Âlem" ünvanı ise,

Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâmın en meşhur ünvanıdır.

C-2

Yine İncil-i Yuhanna, On Altıncı Bab ve yedinci âyeti şudur:

"Amma ben size hakkı söylüyorum. Benim gittiğim, size faydalıdır. Zira ben gitmeyince Tesellici size gelmez."

İşte, bakınız: Reis-i Âlem ve insanlara hakikî teselli veren, Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâmdan başka kimdir?

Evet, Fahr-i Âlem odur ve fâni insanları idam-ı ebedîden kurtarıp teselli veren odur.

C-3

Hem İncil-i Yuhanna, On Altıncı Bab, on birinci âyet:

"Zira bu Âlemin Reisinin gelmesinin hükmü gelmiştir."24

İşte, "Âlemin Reisi" ( Evet, o zat öyle bir reis ve sultandır ki, bin üç yüz elli senede ve ekser asırlardan herbir asırda,

lâakal üç yüz elli milyon tebaası ve raiyeti var; kemâl-i teslim ve inkıyadla evâmirine itaat ederler,

hergün ona selâm etmekle tecdid-i biat ederler.)

elbette Seyyidü'l-Beşer olan Ahmed-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmdır.

tarihinde dr.Kemal tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İNCİL ZEBUR VE TEVRATTA Peygamber sav ın evsafına ve geleceğine dair ayetler

tahrif edilmiş olmasına rağmen bu kitaplarda 114 yerde Peygamber sav e işaret vardır

bir kaç örnek

C-1

Türkçe Yuhanna İncilinin On Dördüncü Bab ve otuzuncu âyeti şudur:

"Artık sizinle çok söyleşmem. Zira bu Âlemin Reisi geliyor.

Ve bende onun nesnesi asla yoktur."

İşte, "Âlemin Reisi" tabiri, "Fahr-i Âlem" demektir. "Fahr-i Âlem" ünvanı ise,

Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâmın en meşhur ünvanıdır.

C-2

Yine İncil-i Yuhanna, On Altıncı Bab ve yedinci âyeti şudur:

"Amma ben size hakkı söylüyorum. Benim gittiğim, size faydalıdır. Zira ben gitmeyince Tesellici size gelmez."

İşte, bakınız: Reis-i Âlem ve insanlara hakikî teselli veren, Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâmdan başka kimdir?

Evet, Fahr-i Âlem odur ve fâni insanları idam-ı ebedîden kurtarıp teselli veren odur.

C-3

Hem İncil-i Yuhanna, On Altıncı Bab, on birinci âyet:

"Zira bu Âlemin Reisinin gelmesinin hükmü gelmiştir."24

İşte, "Âlemin Reisi" ( Evet, o zat öyle bir reis ve sultandır ki, bin üç yüz elli senede ve ekser asırlardan herbir asırda,

lâakal üç yüz elli milyon tebaası ve raiyeti var; kemâl-i teslim ve inkıyadla evâmirine itaat ederler,

hergün ona selâm etmekle tecdid-i biat ederler.)

elbette Seyyidü'l-Beşer olan Ahmed-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmdır.

yuhanna 14

Yüreğiniz sıkılmasın. Tanrıya iman edin, bana da iman edin. 2 Babamın evinde kalacak çok yer var. Öyle olmasa size söylerdim. Çünkü size yer hazırlamaya gidiyorum. 3 Gider ve size yer hazırlarsam, siz de benim bulunduğum yerde olasınız diye yine gelip sizi yanıma alacağım. 4 Benim gideceğim yerin yolunu biliyorsunuz.

5 Tomas, Ya Rab, senin nereye gideceğini bilmiyoruz, yolu nasıl bilebiliriz? dedi.

6 İsa, Yol, gerçek ve yaşam Benim dedi. Benim aracılığım olmadan Babaya kimse gelemez. 7 Beni tanısaydınız, Babamı da tanırdınız. Artık Onu tanıyorsunuz, Onu gördünüz.

8 Filipus, Ya Rab, bize Babayı göster, bu bize yeter dedi.

9 İsa, Filipus dedi, Bunca zamandır sizinle birlikteyim. Beni daha tanımadın mı? Beni görmüş olan, Babayı görmüştür. Sen nasıl, Bize Babayı göster diyorsun? 10 Benim Babada, Babanın da bende olduğuna inanmıyor musun? Size söylediğim sözleri kendiliğimden söylemiyorum, ama bende yaşayan Baba kendi işlerini yapıyor. 11 Bana iman edin; ben Babadayım, Baba da bendedir. Hiç değilse bu işlerden dolayı iman edin. 12 Size doğrusunu söyleyeyim, benim yaptığım işleri, bana iman eden de yapacak; hatta daha büyüklerini yapacaktır. Çünkü ben Babaya gidiyorum. 13 Baba Oğulda yüceltilsin diye, benim adımla dilediğiniz her şeyi yapacağım. 14 Benim adımla benden ne dilerseniz yapacağım

http://incil.info/YC2009/arama/Yuhanna%2014

Yuhanna 14 dünyanın egemeni incile göre şeytandır

tarihinde ateistdusunce tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...

cisri_1.jpg

cisri_2.jpg

cisri_3.jpg

cisri_4.jpg

İNCİL-ZEBUR-TEVRATTA Peygamber sav ın geleceğine dair deliller yukarıda bendeki kitaptan alındı

Risale i Hamidiye isimli bu kitap 1900 yıllarda mısırlı Hüseyni Cisri tarafından yazılmış

türkçe çevirisinin resimleri yukarıdadır

bu alim 1844 londra basımı incil ve tevratların arapça çevirilerini incelemiş 114 yerde Peygamber sav den bahsedildiğini görmüş

bu çalışması (risale i Hamidiye ) nedeniyle Abdulhamit onu saraya davet edip ödüllendirmiş çeşitli hediyeler vermiş ve istanbulda da bir kitap telif etmiş

herneyse incil ve tevrat tahrif edilmiş olduğu halde bu kadar çok işaret varken orjinalinde nekadar vardı elbette daha fazla

bu olay 1900 lü yıllardan beri vatikan tarafından bilindiği için yeni basılan incillerde hüseyni cisrinin dayandığı kelimeler cümleler değiştirlmeye çalışılmış

hasılı kelam merak edenler için uzun uzun yukarıdaki kitapta mevzu anlatılmaktadır

aşağıda Mucizatı Ahmediye risalesinde (221.mucize-232.mucize şeklinde gidiyor) peygamberliğin deili ve mucizelerinden bir kaçı olarak yeralmış

toplamda 287 adet mucizeden bahis var rivayet eden görenlerin isimleriyle beraber

PEYGAMBERİN MUCİZELERİ:
Gaybe dair Mucizeler
Bereket-i Taam Mucizeleri
Su mucizeleri
Ağaçların Emr-i Nebevîye itaat etmesi
Kuru direğin ağlaması mucizesi
Cemadat, Taş ve Dağ Taifesine ait mucizeler
Hasta ve Yaralıların şifa bulması
Resulullahın Duasıyla zâhir olan harikalardır
Hayvanlar, ölüler, cinler ve meleklerin şehadetleri
İrhasat Nevinden Mucizeler
toplamda 287 adet kaynaklı mucize vardır bazı yazarlara göre 1000 kadardır
neticede ince ince sicimler tek başına çok sağlam olmasa da
100 tanesi 1000 tanesi bir araya geldiklerinde kopmaz koparılmaz derecede sağlam oulr
mucize meselsi de böyle bir kaçına inanmasanız bile çok ve değişik alanlarda
o olayı görecek şahitlerinde olduğu mucizeler yaşanmış
mesela bir savaşta su bittiği halde bir ordu peygamberin parmaklarından su içmiş
yani nerdeyse bir ordu olaya şahit olmuş
herkes nakletmese de kimse inkar etmemiş

------------------------------------------------------

[221] Birincisi: Zebur’da şöyle bir âyet var:

1 اَللّٰهُمَّ ابْعَثْ لَنَا مُقِيمَ السُّنَّةِ بَعْدَ الْفَتْرَةِ

“Mukîmü’s-Sünne” ise, ism-i Ahmedîdir.

[222] İncil’in âyeti:

قاَلَ الْمَسِيحُ اِنِّى ذَاهِبٌ اِلٰى اَبِى وَاَبِيكُمْ لِيَبْعَثَ لَكُمُ الْفاَرَقْلِيطَا

Yani, “Ben gidiyorum, tâ size Faraklit gelsin.” Yani, Ahmed gelsin.

[223] İncil’in ikinci bir âyeti:

اِنِّى اَطْلُبُ مِنْ رَبِّى فَارَقْلِيطًا يَكُونَ مَعَكُمْ اِلَى اْلاَبَدِ

Yani, “Ben Rabbimden, hakkı bâtıldan fark eden bir Peygamberi istiyorum ki, ebede kadar beraberinizde bulunsun.” Faraklit, 2 اَلْفَارِقُ بَيْنَ الْحَقِّ وَالْبَاطِلِ mânâsında, Peygamberin o kitaplarda ismidir.

[224] Tevrat’ın âyeti:

اِنَّ اللهَ قَالَ ِلاِبْرَاهِيمَ اِنَّ هَاجَرَ تَلِدُ وَيَكُونُ مِنْ وَلَدِهَا مَنْ يَدُهُ فَوْقَ الْجَمِيعِ وَيَدُ الْجَمِيعِ مَبْسُوطَةٌ اِلَيْهِ بِالْخُشُوعِ

Yani, “Hazret-i İsmail’in validesi olan Hâcer, evlât sahibesi olacak. Ve onun evlâdından öyle birisi çıkacak ki, o veledin eli, umumun fevkinde olacak ve umumun eli huşû ve itaatle ona açılacak.”

[225] Tevrat’ın ikinci bir âyeti:

وَقاَلَ ياَ مُوسٰى اِنِّى مُقِيمٌ لَهُمْ نَبِيًّا مِنْ بَنِى اِخْوَتِهِمْ مِثْلَكَ وَاُجْرِى قَوْلِى فِى فَمِهِ وَالرَّجُلُ الَّذِى لاَ يَقْبَلُ قَوْلَ النَّبِىِّ الَّذِى يَتَكَلَّمُ بِاِسْمِى فَاَنَا اَنْتَقِمُ مِنْهُ

Yani, “Benî İsrail’in kardeşleri olan Benî İsmail’den, senin gibi birini göndereceğim. Ben sözümü onun ağzına koyacağım; Benim vahyimle konuşacak. Onu kabul etmeyene azap vereceğim.”

[226] Tevrat’ın üçüncü bir âyeti:

3 قاَلَ مُوسٰى رَبِّ اِنِّى اَجِدُ فِى التَّوْرَيةِ اُمَّةً هُمْ خَيْرُ اُمَّةٍ اُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ يَاْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَيُؤْمِنُونَ بِاللهِ فَاجْعَلْهُمْ اُمَّتِى قاَلَ تِلْكَ اُمَّةُ مُحَمَّدٍ

İhtar: “Muhammed” ismi, o kitaplarda «Müşeffah» ve «el-Münhamennâ» ve «Himyâtâ» gibi Süryânî isimler suretinde, “Muhammed” mânâsındaki İbrânî isimleriyle gelmiş. Yoksa sarih “Muhammed” ismi az vardı. Sarih miktarını dahi hasûd Yahudiler tahrif etmişler.

[227] Zebur’un âyeti:

4 ياَ دَاوُدُ يَاْتِى بَعْدَكَ نَبِىٌّ يُسَمّٰى اَحْمَدَ وَمُحَمَّدًا صَادِقًا سَيِّدًا اُمَّتُهُ مَرْحُومَةٌ

[228] Hem Abâdile-i Seb’adan ve kütüb-ü sabıkada çok tetkikat yapan Abdullah ibni Amr ibni’l-Âs ve meşhur ulema-i Yehuddan en evvel İslâma gelen Abdullah ibni Selâm ve meşhur Kâ’bü’l-Ahbar denilen Benî İsrail’in allâmelerinden, o zamanda daha çok tahrifata uğramayan Tevrat’ta aynen şu gelecek âyeti ilân ederek göstermişler. Âyetin bir parçası şudur ki: Hz. Mûsâ ile hitaptan sonra, gelecek Peygambere hitaben şöyle diyor:

5 ياَ اَيُّهاَ النَّبِىُّ اِنَّاۤ اَرْسَلْناَكَ شَاهِدًا وَمُبَشِّرًا وَنَذِيرًا وَحِرْزًا لِْلاُمِّيِّينَ اَنْتَ عَبْدِى وَرَسُولِى سَمَّيْتُكَ الْمُتَوَكِّلَ لَيْسَ بِفَظٍّ وَلاَ غَلِيظٍ وَلاَ صَخَّابٍ فِى اْلاَسْواَقِ وَلاَ يَدْفَعُ باِلسَّيِّئَةِ السَّيِّئَةَ بَلْ يَعْفوُ وَيَغْفِرُ وَلَنْ يَقْبِضَهُ اللهُ حَتّٰى يُقِيمَ بِهِ الْمِلَّةَ الْعَوْجَاۤءَ بِاَنْ يَقُولُوا لاَۤ اِلٰهَ اِلاَّ اللهُ

[229] Tevrat’ın bir âyeti daha:

6 مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللهِ مَوْلِدُهُ بِمَكَّةَ وَهِجْرَتُهُ بِطَيْبَةَ وَمُلْكُهُ باِلشَّامِ وَاُمَّتُهُ الْحَمَّادُونَ

İşte şu âyette Muhammed lâfzı, “Muhammed” mânâsında Süryânî bir isimde gelmiştir.

[230] Tevrat’ın diğer bir âyeti daha:

7 اَنْتَ عَبْدِى وَرَسُولِى سَمَّيْتُكَ الْمُتَوَكِّلَ

İşte şu âyette, Benî İshak’ın kardeşleri olan Benî İsmail’den ve Hazret-i Mûsâ’dan sonra gelen Peygambere hitap ediyor.

[231] Tevrat’ın diğer bir âyeti daha:

8 عَبْدِىَ الْمُخْتاَرُ لَيْسَ بِفَظٍّ وَلاَ غَلِيظٍ

İşte, “Muhtar”ın mânâsı “Mustafa”dır, hem ism-i Nebevîdir.

[232] İncil’de, İsâ’dan sonra gelen ve İncil’in birkaç âyetinde “Âlem Reisi” ünvanıyla müjde verdiği Nebînin tarifine dair:

9 مَعَهُ قَضِيبٌ مِنْ حَدِيدٍ يُقاَتِلُ بِهِ وَاُمَّتُهُ كَذٰلِكَ

-----

1.) Allahım! Fetretten sonra bize Sünneti ihyâ edecek olan zâtı gönder. (Yusuf Nebhânî, Hüccetullah ale’l-Âlemîn, 104, 115)
2.) Hak ile bâtılın arasını ayıran.
3.) Mûsâ dedi ki: ‘Ey Rabbim, ben Tevrat’ta, insanlara iyiliği emredip onları kötülükten sakındırmak için çıkarılmış, Allah’a iman eden hayırlı bir ümmetin vasıflarını gördüm. Onu benim ümmetim yap.’ Allah buyurdu ki: ‘O, Muhammed ümmetidir.’ (Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:746; Yusuf Nebhânî, Hüccetüllah ale’l-Âlemîn, 107-118; Tevrat, Eş’ıyâ, Ishah, 42)
4.) Yâ Davud! Senden sonra, Ahmed, Muhammed, Sâdık ve Seyyid olarak anılacak bir peygamber gelecek. Onun ümmeti Allah’ın rahmetine mazhar olacak. (Halebî, es-Sîretü’l-Halebiye, 1:353; Kandehlevî, Hayâtü’s-Sahâbe, 1:18; İbni Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye, 2:326; Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:739; Nebhânî, Hüccetüllah ale’l-Âlemîn, 122)
5.) Ey Peygamber! Muhakkak ki Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici, bir sakındırıcı ve ümmîler için bir dayanak olarak gönderdik. Sen Benim kulumsun ve sana Mütevekkil ismini verdim. Sen ne katı kalbli, ne huysuz ve ne de sokaklarda böbürlenerek yürüyen biri değilsin. Sen kötülüğe kötülükle de karşılık vermezsin. Sen affeden ve bağışlayan bir peygambersin. Eğriliğe girmiş olan halk onunla yolunu doğrultuncaya ve ‘Lâilâhe İllallâh’ deyinceye kadar Allah o peygamberin ruhunu almaz. (Buharî, Büyû’: 5; Burhâneddin Halebî, es-Sîretü’l-Halebiye, 1:346; Dârîmî, Mukaddime: 2; Kandehlevî, Hayâtü’s-Sahâbe, 1:17; İbni Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye, 2:326; Nebhânî, Hüccetüllah ale’l-Âlemîn, 105, 135; el-Acurrî, eş-Şerî’a, 444, 452; Kastalânî, el-Mevâhibü’l-Ledünniye, 6:192)
6.) Muhammed, Allah’ın Resulüdür. Mekke onun doğum yeri, Medine hicret yeri, Şam onun mülküdür. Ümmeti ise hamd edici kimselerdir. (Dârîmî, Mukaddime: 2; Halebî, es-Sîretü’l-Halebiye, 1:346-351; Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:739; Nebhânî, Hüccetüllah ale’l-Âlemîn, 116; Ebû Nuaym, Delâilü’n-Nübüvve, 1:72
7.) Sen benim kulum ve Resûlümsün. Sana Mütevekkil ismini verdim. (Buharî, Büyû’: 5; Burhâneddin Halebî, es-Sîretü’l-Halebiye, 1:346; Dârîmî, Mukaddime: 2; Kandehlevî, Hayâtü’s-Sahâbe, 1:17; İbni Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye, 2:326; Nebhânî, Hüccetüllah ale’l-Âlemîn, 105, 135; el-Acurrî, eş-Şerî’a, 444, 452; Kastalânî, el-Mevâhibü’l-Ledünniye, 6:192)
8.) Seçkin kulum, ne katı kalpli ne de huysuz değildir. (Dârîmî, Mukaddime: 2; Nebhânî, Hüccetüllah ale’l-Âlemîn, 105, 119; Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:739)
9.) Onun demirden bir asâsı, yani kılıcı olacak ve onunla savaşacak. Ümmeti de onun gibi olacak. (Nebhânî, Hüccetüllah ale’l-Âlemîn, 99, 114)

yuhanna 14

Yüreğiniz sıkılmasın. Tanrıya iman edin, bana da iman edin. 2 Babamın evinde kalacak çok yer var. Öyle olmasa size söylerdim. Çünkü size yer hazırlamaya gidiyorum. 3 Gider ve size yer hazırlarsam, siz de benim bulunduğum yerde olasınız diye yine gelip sizi yanıma alacağım. 4 Benim gideceğim yerin yolunu biliyorsunuz.
5 Tomas, Ya Rab, senin nereye gideceğini bilmiyoruz, yolu nasıl bilebiliriz? dedi.
6 İsa, Yol, gerçek ve yaşam Benim dedi. Benim aracılığım olmadan Babaya kimse gelemez. 7 Beni tanısaydınız, Babamı da tanırdınız. Artık Onu tanıyorsunuz, Onu gördünüz.
8 Filipus, Ya Rab, bize Babayı göster, bu bize yeter dedi.
9 İsa, Filipus dedi, Bunca zamandır sizinle birlikteyim. Beni daha tanımadın mı? Beni görmüş olan, Babayı görmüştür. Sen nasıl, Bize Babayı göster diyorsun? 10 Benim Babada, Babanın da bende olduğuna inanmıyor musun? Size söylediğim sözleri kendiliğimden söylemiyorum, ama bende yaşayan Baba kendi işlerini yapıyor. 11 Bana iman edin; ben Babadayım, Baba da bendedir. Hiç değilse bu işlerden dolayı iman edin. 12 Size doğrusunu söyleyeyim, benim yaptığım işleri, bana iman eden de yapacak; hatta daha büyüklerini yapacaktır. Çünkü ben Babaya gidiyorum. 13 Baba Oğulda yüceltilsin diye, benim adımla dilediğiniz her şeyi yapacağım. 14 Benim adımla benden ne dilerseniz yapacağım


http://incil.info/YC2009/arama/Yuhanna%2014


Yuhanna 14 dünyanın egemeni incile göre şeytandır

Link to post
Sitelerde Paylaş
PEYGAMBERİN MUCİZELERİ:
Gaybe dair Mucizeler
Bereket-i Taam Mucizeleri
Su mucizeleri
Ağaçların Emr-i Nebevîye itaat etmesi
Kuru direğin ağlaması mucizesi
Cemadat, Taş ve Dağ Taifesine ait mucizeler
Hasta ve Yaralıların şifa bulması
Resulullahın Duasıyla zâhir olan harikalardır
Hayvanlar, ölüler, cinler ve meleklerin şehadetleri
İrhasat Nevinden Mucizeler

+ ayın yarılması ve iki yarı parçanın mekkeye düşmesi mucizesi...

unutmuşsun ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yok bi de bu herifin sıçradığı bot da şehadet getirip zikir edeydi oldu olacak! Ne geri zekalılar yahu...

İyice baksan o da vardır, şaşırmam varsa! Yoksa bile cupbeli, güpgodu cuk bilmem neresi gibi salağın birileri kesin söylemiştir böyle bir zırva...

Hayır herif sıçradı mı mis gibi kokardı diyen salak bunu niye demesin ki?

Link to post
Sitelerde Paylaş

1-ikilem kafanızda

hakikatte boşluk diye yokluk diye bir şey yok herşey var (1 şey dışında :şirk)

madem mevcudat var elbette yapan icad eden irade eden olacak

seçenekler sınırlı

tıpkı zamanımızın sınırlı olması gibi

2-ebedi cenneti kazandırıp cehennemden kurtaracaksa

1-2 kelime arapça farsça bilmeye çalışmaya değer diye düşünüyorum

Okuduğunuzu anlamadan, konuyu bile bilmeden cevap vermeyin.

"Boşlukların tanrısı" argümanını araştırın.

"Yalancı ikilem" ne demek araştırın.

Ortak bir dilimiz olmazsa sizin düştüğünüz duruma düşeriz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 weeks later...

Varın ispatı, yokun ispatından her zaman daha kolaydır. Bir elma cinsinin yeryüzünde bulunduğunu, bir tek elmayı göstermekle ispat edebiliriz. Halbuki yokluğunu iddia eden kimse bütün yeryüzünü, hatta kainatı dolaşıp, ancak ondan sonra onun yokluğunu ispat edebilir. Bu ise, imkansızlık çapında bir zorluk demektir. Öyleyse diyebiliriz ki; yok, hiçbir zaman ispat edilemez...

Bir sarayın kapılarından 999'u açık, biri kapalı olsa, kimse o saraya girilemeyeceğini iddia edemez. İşte inkarcı, devamlı surette kapalı olan o bir tek kapıyı nazara verip onu göstermek ister. Aslında o kapı da, o inkarcı ve onun gibi olanların gözlerine çekilmiş perde sebebiyle onların ruh dünyalarına kapalıdır. Mümin için kapalı kapı yoktur. Yeter ki gözlerini yummasın!... Zaten 999'u herkese açıktır. Hem de ardına kadar...

İşte o kapı ve delillerden birkaçı :

İmkân Delili: İmkân, birşeyin olması ile olmamasının eşit ihtimale sahip olması demektir. Günlük konuşmalarımızda da mümkün derken olabilir de olmayabilir de manasını kast ederiz. Yaratılmış olan her varlık bize şu gerçeği haykırır: Benim olmamla olmamam eşit idi. Şu an ben varsam, var olmamı yoklukta kalmama tercih eden biri var demektir. O ise ancak Allahtır.

Hudus delili: Hudus, sonradan olma demektir. Hudusun en büyük delili değişmedir. Bir varlıkta değişme varsa, bu hareketin bir ilk noktası olacaktır. İşte o noktadan önce o şey varlık sahasına çıkmamıştı. Henüz yoklukta iken var olmayı kendi kendine irade edemeyeceğine ve buna güç yetiremeyeceğine göre bu var oluş Allah’ın yaratmasıyla gerçekleşmiş demektir. Maddenin termodinamik kanununa göre sürekli yokluğa doğru kayması, kainatın durmadan genişlemesi, güneşin süratle tükenişe doğru yol alması gibi hadiseler, bu varlık aleminin bir başlangıcı olduğunu gösteriyor.

San'at: Atomdan insana, hücreden galaksilere kadar bütün kainatta, ince ve baş döndürücü bir sanat göze çarpmaktadır. Evet, bir baştan bir başa kainattaki her eser şu özelliklere sahiptir:
• Büyük sanat değeri taşır.
• Çok kıymetlidir.
• Çok kısa zamanda ve çok kolay yapılmaktadır.
• Çok sayıda olmaktadır.
• Karışık ve çeşit çeşittir.
• Devamlıdır.

Halbuki, kısa zamanda, çok sayıda, kolay ve karışık yapılan işlerde san'at ve kıymet olmaması gerekir. Ancak yapan Allah (c.c.) olursa, o zaman her şey değişir ve zıtlar bir araya gelebilir!..

Devir ve Teselsülün Muhal olması: Devrin muhal olduğu şu misalle açıklanıyor. Bir yumurtayı tavuğun yaptığını iddia eden adama soruyorsunuz. Tavuğu kim yaptı? Buna karşılık onun çıktığı yumurtayı gösteriyor. Buna göre tavuğu aradan çıkardığımızda yumurta yumurtayı yapmış oluyor. Bu ise muhaldir. Teselsül ise bir şeyin silsile halinde ta ilk noktasına kadar gidip o ilk varlığı kimin yaptığını sormak suretiyle Allah’ın varlığını ispat metodudur. Yani bu meyveyi şu ağaç yaptı, o bir önceki meyveden oldu, o da bir önceki ağaçtan. Böylece ilk ağaca yahut ilk meyveye kadar varıyor ve soruyoruz : Bunu kim yarattı diye .

Kur'an yolu devir ve teselsülden çok farklıdır. Yumurtayı kim yaptı? Yahut meyveyi kim yaptı? sorusunun cevabı, doğrudan doğruya, “Allah yarattı” diye cevap verilir. İlim, irade, şefkat, merhamet kavramlarından bir nasibi olmayan, insanı tanımayan, hikmetten, sanattan anlamayan bu sebeplerin (tavuğun ve ağacın) sonucun yaratılmasında hiçbir tesirleri olmadığı ispat edilir. Böylece devir yahut teselsül deliline gerek duyulmaz.


Hikmet ve gaye delili: Her varlıkta kendisine mahsus bir gaye, bir maksat, bir fayda takip edildiği göze çarpmakta ve hiçbir şeyde gayesizlik, manasızlık ve israf sayılacak herhangi bir durum müşahede edilmemektedir. Hâlbuki, ne madde aleminde, ne bitki ve hayvanat dünyasında, ne de eşya ve hadiselerde şuur ve idrak mevcut değildir ki, bu gayeler silsilesi takip edilebilsin. Öyle ise, kainattaki bu şuurlu işleyişi ve bu hikmet ve gayeleri ancak Allaha isnat etmekle makul bir yol tutmuş olabiliriz.

Yardımlaşma delili: Yağmurun toprağın imdadına, güneşin gözlerin yardımına koşmalarından, ta havanın kanı temizlemesine kadar, bu alem bir yardımlaşma hareketiyle adeta dolup taşmaktadır. Bu yardımlaşmayı yapan taraflar birbirlerini tanımamakta, bilmemektedirler Öyle ise bu merhametli icraatı sebeplere vermek mümkün değildir.

Temizlik: Kainattaki nezafet ve temizlik, başlı başına bir delil olarak, bize Kuddüs ismiyle müsemma bir Zat'ı (c.c.) anlatmaktadır. Toprağı temizleyen bakteriler, böcekler, karıncalar ve nice yırtıcı kuşlar; rüzgar, yağmur ve kar; denizlerde buzullar ve balıklar; gezegenimizde atmosfer, uzayda kara delikler; bünyemizde kanımızı temizleyen oksijen ve ruhumuzu sıkıntılardan kurtaran manevi esintiler, hep Kuddüs isminden haber vermekte ve o ismin verasındaki Zat-ı Mukaddes'i göstermektedir.

Simalar: Herhangi bir insanın siması, en ince teferruatına kadar kendisinden evvel geçmiş milyarlarca insandan hiçbirisine birebir benzememektedir. Bu kaide, kendisinden sonra gelecekler için de aynen geçerlidir. Bir cihette birbirinin aynı, diğer cihette birbirinden ayrı milyarlarca resmi küçücük bir alanda çizip, sonra da kendileri gibi olması mümkün, milyarlarca resimden ayırmak ve her şeyi sonsuz ihtimal yolları içinde bir yola ve bir şekle sokmak, elbette ve elbette yarattığı her varlığı, hem de hiç kapalı bir yanı kalmamak üzere bilen ve o varlığa istediği şekli vermeye gücü ve ilmi yeten Cenab-ı Hakk'ı en sağır kulaklara dahi duyuracak kuvvette bir ilandır.

Fıtrat ve Vicdan Delili: Allahı tanımanın sayılamayacak kadar çok delil ve işaretleri insanın yaratılışında, fıtratında mevcuttur. Bunlardan birkaç örnek: İnsan fıtratı ve vicdanı her nimetin mutlaka şükür istediğini bilir. Bir peygambere kavuşmuş ve hidayete ermişse şükrünü Allaha yapar. Aksi halde batıl mâbutlara tapar. Bu tapma insan vicdanın insanı zorlamasıyla gerçekleşir. Güzelliği takdir hissi de insan fıtratında mevcuttur. Sergiler, fuarlar bu his ile gerçekleşir. İnsan bu yaratılışının gereği olarak, şu sema yüzünde sergilenen yıldızları, zemin yüzünde boy gösteren çiçekleri, ağaçları, ormanları dolduran ceylanları, aslanları, denizlerde kaynaşan balıkları seyretmek ve onlardaki İlâhî sanatın mükemmelliğini takdir etmek durumundadır.

Tarih: Dinler tarihi şahittir ki, insanlık hiçbir devrini dinsiz geçirmemiştir. Batıl, hatta gülünç dahi olsa, hemen her devirde bir dine inanmış ve bir manevi sistemi takip etmiştir. İnsan fıtratına inanma duygusunu Allah koymuştur ve insan O’na (Allah’a) inanmakla mükelleftir.

Kur'an: Kur'an-ı Kerim'in Kelamullah olduğunu ispat eden bütün deliller, aynı zamanda Cenab-ı Hakk'ın varlığını da ispat eder durumdadır. Kur'an'ın Allah kelamı olduğuna dair yüzlerce delil vardır. Bunlar, Kur’an ile alakalı İslam kaynaklarında en ince teferruatına kadar mevcuttur. Bütün bu deliller, kendilerine mahsus dilleriyle "Allah vardır" derler.

Peygamberler: Peygamberlerin ve bilhassa Peygamberler Efendisi İki Cihan Serveri'nin (a.s.m) peygamberliğini ispat eden bütün deliller de, yine Cenab-ı Hakk'ı anlatan delillere dahil edilmelidir. Zira Peygamberlerin varlıklarının gayesi, Tevhid; yani Allah'ın varlık ve birliğini ilan etmektir. Öyleyse, her peygamberin kendi peygamberliğini ispat eden bütün delilleri, aynı zamanda, Cenab-ı Hakk'ın varlığına da delil olmaktadır. Bir peygamberin hak nebi olduğunu ifade eden bütün deliller, aynı kuvvetle, hatta daha da öte bir kuvvetle "Allah vardır ve birdir" demektedir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...