Jump to content

Beynimize ne kadar güvenebiliriz?


Recommended Posts

Evet arkadaşlar soru basit. Beynimize, dolayısıyla duyu organlarımıza vs. ne kadar güvenebiliriz?

Küçüklüğünüzden bu yana bu gibi göz yamuşmalarını görmüşsünüzdür mutlaka. Siz ne kadar doğru düşünmeye çalışsanız da

beyniniz istemsiz bir şekilde bu aldatmacalara kanar ve yanlış algılamanıza çok rahat bir şekilde olanak sağlar. Görmüş oldukarınız altı üstü basit bir resim ama beyin bunu yanlış algılıyor. Bu derece aciz bir beyne ne kadar güvenirsiniz? Aynı beynin bir atomu parçalayabilecek seviyede olması umrumda bile değil. Belki daha üstün bir ırk vardır evrende ve şuan bizi puzzle çözen bir maymun olarak görüyorlardır. Sadede gelecek olursam bence şuan felsefede olsun bilimde olsun yapılan tüm tartışmalar buluşlar bir maymunun puzzle çözebilmesinden öte değil. Elbette araştırmaya ve bilime önem vermeye devam edeceğim sadece çok ezik bir beynimiz olduğu için hayıflanıyorum.

sicrayan-optik-yanilsama.jpg

donen_spiral_tunel_goz_yanilmasi.jpg

kayan_oklar_goz_yanilmasi.jpg

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsan diğer canlılara kıyasla bilişsel fonksiyon olarak en gelişmiş beyine sahiptir. Bu beyin sayesinde şu an bu forumda internet üzerinden tartışma yapabiliyoruz. Görsel illüzyonlar insanın "puzzle çözen maymun" olduğunu nasıl kanıtlıyor anlamadım? "Aynı beynin bir atomu parçalayabilecek seviyede olması umrumda bile değil" bu sözünüz olaya ne kadar taraflı bakmak istediğinizi gösteriyor.

Evet kabul ediyorum, insan beyini ne kadar gelişmiş de olsa kusursuz değil. Ayrıca dünya cahil ve ahmak insanlarla dolu. Ama kendimizi teorik gelişmiş uzaylı ırklarıyla karşılaştırıp küçük görmek ne işe yarıyor anlayabilmiş değilim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
İnsan diğer canlılara kıyasla bilişsel fonksiyon olarak en gelişmiş beyine sahiptir

Zannetmiyorum. İspermeçet balinaların beyninin bu konuda insandan daha başarılı olduğunu tahmin ediyorum.

Ortalama olarak insan beyni diğer hayvanların beyninden çok daha üstün. Ama bazı yetilerde hayvanların çok daha ilerde olduğu kesin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İlginç bir soru.

Beynimizin bize gönderdiği bilgilere güvenmekten başka bir seçeneğimiz var mı ?

Fakat diğer taraftan beynimizin kapasitesini küçümsememek gerek, bence.

Şu anda elimizdeki en güçlü/hızlı bilgisayarlarla kıyasladığımızda, beynimiz açık ara öndedir.

Yakın zamanda bunun değişeceğini zannetmiyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İlginç bir soru.

Beynimizin bize gönderdiği bilgilere güvenmekten başka bir seçeneğimiz var mı ?

Fakat diğer taraftan beynimizin kapasitesini küçümsememek gerek, bence.

Şu anda elimizdeki en güçlü/hızlı bilgisayarlarla kıyasladığımızda, beynimiz açık ara öndedir.

Yakın zamanda bunun değişeceğini zannetmiyorum.

Şunu belirtmek isterim, şu an elimizdeki bilgisayarlar ile karşılaştırınca, beynimiz açık ara geriden geliyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şunu belirtmek isterim, şu an elimizdeki bilgisayarlar ile karşılaştırınca, beynimiz açık ara geriden geliyor.

beynimizi okadar hafife almayın. Beynimiz şuanki bilgisayarlardan kat kat ileridir.

Şu resimde gordugunuz şey bir odaklanma yanilsamasi. Beyin herşeyi fiziğin temeli olan nedenlere oturtmaya çalışır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Herkesin yorumunu harmanlayıp cevaplıyorum. Tabii ki de beynimizden başka güvenecek bir şeyimiz yok ve gelişmiş bir ırkın olmasını düşünmek bize bir şey kazandırmaz. Bunları düşünerek bir şeyler kazanabiliriz demek istemedim. Beynimizin sınırları var ve bunu bir şekilde aşmamız gerektiğini düşünüyorum. Çok akla yatkın olmayacak ama fikir vermesi için söylüyorum. Bir bilgisayar işlemcisini ele alalım burada işlemcinin düşünme yetisi olsun onun için evren kasanın bir bölümünden ibarettir. Acaba kasa ilk ne zaman ne şekilde var oldu diye düşünmeye çalışsa işin içinden nasıl çıkabilir? Bir yaratıcı olduğuna inansa acaba beni yaratan kaç ghz ile çalışıyodur diye düşünürdü. İşlemci sonsuz sayıda program işleyecek yeteneğe sahip insan gibi. Sürekli yeni programlar işleyebilir ilk defa gördüğü bir programı işleyebilir. Yüklenecek bir yazılımla öğrenebilme yetisine sahip olabilir. Yeni bir ram'e yeni bir ekran kartına uyum sağlayabilir. Evreninde bulunan ram'in kaç gb olduğunu keşfedebilir, ısısının kaç derece olduğunu öğrenebilir kaç transistörden oluştuğunu bilir ama gel gör ki tüm bunları neden yapabildiğini bilemez. Var olmasının sebebini bilemez. Çünkü sınırları vardır. İnsan beyninin bilgisayardan üstün olduğu bir gerçek. Bir kere bilgisayarı yapan insan beynidir. Tam olarak böyle bir sınıra sahibiz demiyorum bu mümkün de olamaz zaten. Ama beynimizin buna benzer bir sınırı olduğuna ve bunu bir şekilde aşabileceğimize inanıyorum. Aşarsak ne olur hiç bir fikrim yok. Sadece portakala vitamin olarak dönmeyi pek istemiyorum sanırım

Link to post
Sitelerde Paylaş

Herkesin yorumunu harmanlayıp cevaplıyorum. Tabii ki de beynimizden başka güvenecek bir şeyimiz yok ve gelişmiş bir ırkın olmasını düşünmek bize bir şey kazandırmaz. Bunları düşünerek bir şeyler kazanabiliriz demek istemedim. Beynimizin sınırları var ve bunu bir şekilde aşmamız gerektiğini düşünüyorum. Çok akla yatkın olmayacak ama fikir vermesi için söylüyorum. Bir bilgisayar işlemcisini ele alalım burada işlemcinin düşünme yetisi olsun onun için evren kasanın bir bölümünden ibarettir. Acaba kasa ilk ne zaman ne şekilde var oldu diye düşünmeye çalışsa işin içinden nasıl çıkabilir? Bir yaratıcı olduğuna inansa acaba beni yaratan kaç ghz ile çalışıyodur diye düşünürdü. İşlemci sonsuz sayıda program işleyecek yeteneğe sahip insan gibi. Sürekli yeni programlar işleyebilir ilk defa gördüğü bir programı işleyebilir. Yüklenecek bir yazılımla öğrenebilme yetisine sahip olabilir. Yeni bir ram'e yeni bir ekran kartına uyum sağlayabilir. Evreninde bulunan ram'in kaç gb olduğunu keşfedebilir, ısısının kaç derece olduğunu öğrenebilir kaç transistörden oluştuğunu bilir ama gel gör ki tüm bunları neden yapabildiğini bilemez. Var olmasının sebebini bilemez. Çünkü sınırları vardır. İnsan beyninin bilgisayardan üstün olduğu bir gerçek. Bir kere bilgisayarı yapan insan beynidir. Tam olarak böyle bir sınıra sahibiz demiyorum bu mümkün de olamaz zaten. Ama beynimizin buna benzer bir sınırı olduğuna ve bunu bir şekilde aşabileceğimize inanıyorum. Aşarsak ne olur hiç bir fikrim yok. Sadece portakala vitamin olarak dönmeyi pek istemiyorum sanırım

Simdi nereden baslasam bilemedim...

Ilk olarak felsefe de kiyas argumani diye bir arguman vardir. Bu argumana gore, kiyaslanan seylerden cikarilan sonuclarin dogurulugu, kiyaslanan seyler arasindaki benzerlik derecesine baglidir. Bu yuzden insan beyni ile bir bilgisayari kiyaslamak ne derecce dogru? Bu kiyaslamadan cikan sonuclar tutarli mi?

"Neden biz variz?" sorusu sacma bir soru. "Neden varim, var olma sebebim ne" dincilerin, teist perspektifin ortaya attigi sorulardir. Neden varsin cunku ilk sperm sendin. Nedeni bu. Baska bir neden aramana, neden yaratmana gerek yok. Cunku yarattigin hersey senin idealist algilarin sonucu cikaracagin sonuclar olacaktir. Bunlar teist argumanlardir. Neden yapabiliyoruz tum bunlari, cunku bu sekilde evrimlestik. Amac, anlam, mana, sebep yukleme sebebimiz idealist dusunmemizden geliyor. Bizi ozel kilan hic bir sey yok, biz yani homo sapiensler siradan canlilardan baska bir sey degiliz. Bizi bu canlilardan ayiran sey ise beynimiz ve dusunce kabiliyetimiz.

Bunlarin disinda, insna tarafindan yaratilan bir goz illuzyonuna bakarak, beynimize guvenebilir miyiz seklinde bir soru dogru mu? Bu illuzyonu da yaratan insan beyni degil mi? Beynin farkli alanlarini karsilastirmak biraz yanlis oluyor. Bu tarz illuzyonlari algilayamiyoruz, cunku beynimizin ilgili bolumu bu bilgileri isleyemiyor. Ayrica, gorsel iletiyi isleyen beynin kismi ile dusuncelerin olusup uretildigi beynin kismi ayni midir? Bu tarz illuzyonlar, bizim evrimlesen beynimize ters. Burada amaca yonelik dusunce sekli var. Farkli bir sekilde evrimlesmis olsaydik (diyelim kat kat daha zekiyiz) bu seferde daha karmasik bir illuzyon yaratip, beynimize guvenebilir miyiz diye sorabilirdik. Bilmem anlatabildim mi?

Evet insan beyninin sinirlari var ama zaman icerisinde mikro evrimler geciriyoruz, bu mikro evrimlerde makro evrime yol acacaktir. Beynimiz gelisiyor, beyin hacmimiz artiyor. Unutma ki evrim duragan bir surec degildir... Hic bir sey su anki bulundugu haliyle kalmayacaktir, degisim kacinilmazdir.

Her soruyu sorabiliyor olmamiz, sorunun dogru oldugu anlamina gelmez. Evet, beynimiz idealist ve duz mantik ile calisiyor. Ancak bu dusunme prosesini egitebilir, olaylara ve durumlara daha objektif ve gercekci bir gozden inceleyebilip degerlendirebiliriz. Bunu gerceklestirebilen kisi beynine ve dusuncelerine guvenmelidir ve guvenir de.

Bunlarin hepsini bir kenara birakirsak, yazdigin ileti caktirmadan bir bilinmezlige kapi araliyor. Bu tarz bilinmezcilik ister istemez metafizik bir algi dogurur. Cunku insan beyni buna oldukca musaittir. Bu yuzden, yazdiklarin idealist bir cerceveden yazilip isin icine kisisel duygu ve algilar karistirilmistir.

Umarim aciklayici olmustur...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tamamen hatalı ve yanlış bir önesürüm. Önce bir gelişmiş uzaylı uygarlık varsayılıyor, sonra bu kanıtsız temelsiz uydurma varsayıma dayalı bir sonuç üretiliyor, sonra o gelişmiş uzaylı kendinmiş gibi insanlara yukardan bakıp puzzle çözen maymunlar olarak görüyorsun.

Bu kadar temelsiz asılsız astarsız yaklaşım üretmenin nedeni ne? Senden üstün bir güç olmasını arzulaman. Bu arzunun nedeni ne? O gücün seni yok olmaktan kurtarması.

Çok net ve acımasız deşifre ettim ve içyüzün, bilinçaltın iyot gibi açığa çıktı ama üzgünüm, gerçek bu...

Bu içgüdüsel ve bilinçaltı dürtünün ise hiç bir gerçeğe dayalı temeli yok. Tamamen yanılsama. Bizi var eden bir yaratıcı olmadığı için yok olmaktan kurtarılmaya da ihtiyacımız yok. Zaten yok olmayacağız. İstesek de olamayız. Var olmaktan kurtulmanın bir yolu yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet arkadaşlar soru basit. Beynimize, dolayısıyla duyu organlarımıza vs. ne kadar güvenebiliriz?

Küçüklüğünüzden bu yana bu gibi göz yamuşmalarını görmüşsünüzdür mutlaka. Siz ne kadar doğru düşünmeye çalışsanız da

beyniniz istemsiz bir şekilde bu aldatmacalara kanar ve yanlış algılamanıza çok rahat bir şekilde olanak sağlar. Görmüş oldukarınız altı üstü basit bir resim ama beyin bunu yanlış algılıyor. Bu derece aciz bir beyne ne kadar güvenirsiniz? Aynı beynin bir atomu parçalayabilecek seviyede olması umrumda bile değil. Belki daha üstün bir ırk vardır evrende ve şuan bizi puzzle çözen bir maymun olarak görüyorlardır. Sadede gelecek olursam bence şuan felsefede olsun bilimde olsun yapılan tüm tartışmalar buluşlar bir maymunun puzzle çözebilmesinden öte değil. Elbette araştırmaya ve bilime önem vermeye devam edeceğim sadece çok ezik bir beynimiz olduğu için hayıflanıyorum.

Üstünlüğün ne ile tarif ettiğin de önemli. Üstünlüğü, üreme ve yayılma başarısı ile ölçüyorsan amipler bizden daha üstün canlılar. İnsanın üstünlüğü bireysel olarak bir insanın akıllı olmasından gelmiyor. Bilgileri biriktirebilmesi ve onu sonraki nesillere aktarabilmesinden geliyor. Bu bilimsel bilgi birikiminde de, insan nüfusunun çoğunluğunun hemen hemen hiç bir katkısı yok.

İnsanın umutsuz bir çabası var. Salt gerçekliği arama çabası. Salt gerçeklik, çaba ile, zeka ile, biyolojik ya da elektronik bağlantılar ile algılanabilir mi? Bana göre böyle bir gerçekliğe hiçbir canlı/cansız yapı ulaşamaz. Buna ulaşabilecek düşünce sistemi mümkün olamaz. O yüzden bizden üstün uzaylıların bile evrenin ve varlığın salt gerçekliğine ulaşabileceğini sanmıyorum.

tarihinde CharlesDarwin tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Beyin sensin. Beynine guvenip guvenmeyecegin dusuncesi bile beyninde olusuyor.

Beyne guvenmemek diye bir sey olamaz. Beyne guvenmiyorsan beyninin urettigi guvenmeme fikrine de guvenemezsin.

Ayrica paylastigin goz yanilsamalari, beynin bir hatasi degil, isleyis seklinin yan urunudur. Daha iyisi var diye uzulmek, her zaman uzulmeyi getirir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsanın umutsuz bir çabası var. Salt gerçekliği arama çabası. Salt gerçeklik, çaba ile, zeka ile, biyolojik ya da elektronik bağlantılar ile algılanabilir mi? Bana göre böyle bir gerçekliğe hiçbir canlı/cansız yapı ulaşamaz. Buna ulaşabilecek düşünce sistemi mümkün olamaz. O yüzden bizden üstün uzaylıların bile evrenin ve varlığın salt gerçekliğine ulaşabileceğini sanmıyorum.

Buradaki herkes bu yoruma katılıyor mu? Özellikle son 3 cümle.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Buradaki herkes bu yoruma katılıyor mu? Özellikle son 3 cümle.

Bu yazdıklarımdan ne anladın? Acaba doğru anladın mı? Anlatmak istediğim şu:

Evreni kökenini, basit bir varlığa indirgeyebilsek acaba bu ne olabilir? Bunun enerji olduğunu varsayalım. Hatta maddeyi enerjiye dönüştürdüğümüz gibi uzay-zamanın da aslında enerjinin bir türevi olduğunu da varsayalım. Her varlığı, bir başka varlık ile açıklarken, bu işin sonuna nasıl ulaşacağız?

Bu durumda enerji nedir? Bunu ne ile açıklayacağız? Uzaylılar, robotlar ya da insanlar, düşünce şekilleri birbirlerinden çok farklı olsa bile; kaynağın kendisini idrak edebilecek, kaynağın kendisini akıllarında kurgulayabilecek bir açıklamaya ulaşamayacaklar. Nedeni ise evrenin, yarattıklarına koyduğu sınırlar olacaktır. Tıpkı ışık hızına bir sınır koyması gibi.

tarihinde CharlesDarwin tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsanın beyni güvenilir bir organ değildir.

Bunu bir olaya şahit olanların anlattıklarından biliyoruz.

Hiç birinin ifadesi diğerleri ile bağdaşmıyor.

Hangi olay?

100 kere boyle bir durum olsa 99 tanesinde taniklar ayni olayi ayni sekilde anlatirlar.

Olaya yorum katiliyorsa yorumlar farklilik gosterebilir bunun sebebi beynin guvenilir olmamasi degil, tecrubelerin kisiden kisiye degismesidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hangi olay?

100 kere boyle bir durum olsa 99 tanesinde taniklar ayni olayi ayni sekilde anlatirlar.

Olaya yorum katiliyorsa yorumlar farklilik gosterebilir bunun sebebi beynin guvenilir olmamasi degil, tecrubelerin kisiden kisiye degismesidir.

Hayır. Yanılıyorsun. Uyduruyorsun. Tanıklar hemen hiç bir zaman gözlemledikleri bir olayda hemfikir olmazlar.

Şahitlik bu nedenden her zaman güvenilmezdir. Şahitler ayrıntılarda kaybolurlar..

Tek şahitle adam asılmaz. Şahit sayısı ne kadar çoksa o kadar iyidir. Çünkü ancak o zaman ortak paydalar ortaya çıkar.

Bu bağlamda beyin güvenilir bir organ değildir. Kolaylıkla manüple edilebilir. Beyne sahte bir anı kolaylıkla eklenebilir.

Bir yalanı birçok kereler tekrarlayan ilerde o yalanına kendisi bile inanır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...