Jump to content

EYYYYYYYYYYYYYYYYYYY SARAYIN IMAMI , TEZ BULASIN BELANI:-)))


Recommended Posts

İşte böyleee,Freunde finden

 

 
 
Titelbild
 
Ξ̲̅ REHBER KURAN HEDEF TURAN AMACIMIZ İSLAM Ξ̲̅s Profilbild

Ξ̲̅ REHBER KURAN HEDEF TURAN AMACIMIZ İSLAM Ξ̲̅

@cCcHedefTurancCc
Gefällt mir
Nachricht senden
ÖffentlichAbbrechenÄnderungen speichern
 
 
Gemeinschaft
 
 
 
Info
 
Bana en yakın olan, bana en çok salavat getirenlerdir.
Hadis-i Şerif
 
Du hast nach Ξ̲̅ REHBER KURAN HEDEF TURAN AMACIMIZ İSLAM Ξ̲̅s Webseite gefragt
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Fotos
„İşte o yazı !  Türk Bayrağını alan gelmiş dediler meydanlara... Türk Bayrağı. Şehitlerimizin kanı göl oldu da yayıldı ya etrafa, göklerde ki Hilal ve Yıldız yansıdı ya , işte o da bizim bayrağımız oldu ya. İşte onu kastediyorum ben... İnsanlar, insanlarımız bu kadar iktidarın yanlısı, gözlerinin kör olduğunu, deccaliyet olan bir zihne bu kadar körpe göz görmeksizin ne derse yapacağını, aklı olmayan ama fikirlerinin bol olduğu bir topluluk olabilir miymiş? Evet , gördük olabilirmiş... Hükümet devrilmesin diye 20 yıl geriye gideriz diye her şeyi yapabilirlermiş. Ama o sivil halkın hepsinin sivil olmadığını, içlerinde natonun siyonizmin ajanları olduğunu unutmuyoruz tabi ki..  Şimdi ülke geriye gidecekmiş değil mi, daha ne kadar geriye gideceğiz, Osmanlıydı en son, Selçuklular? Yabancı ülkeler bir şeyler yapıyor mesela. Duydunuz mu bilmiyorum, en son DNA ya 20 mb lık (Megabyte) veri yükledi... Hani bu Usb belleğinize fotoğraf felan atıyorsunuz ya , öyle düşün işte.  Biz ne yaptık biliyor musun? Zemzem suyu ile papaz eriğini imam eriğine çevirdik. Hayır dalga felan geçmiyorum, tübitak bu projeyi 1. yaptı. Daha önce ki projemiz de fasülye ye Kur-an okununca daha hızlı büyüyormuş. Ben dinsiz felan değilim, keşke o Kur-an ı bir kez de Türkçe okusak, okusak da anlasak... Ve ülkemiz de proje yok diye mi bunlar birinci oluyor hep? Tabiki de var, sadece eskilerden bir örnek vereceğim , muz kabuğu ile biyoplastik ürün oluşturan bir öğrencimiz var. Üstelik hiç bir destek verilmiyor öğrencilere olağan üstü fırsatlar oluşturulmuyor bu icatları keşifleri yapsınlar diye. Devlet okullarında imkan yok.. Araba üretemiyoruz, kol gibi vergiler var. Dünya teknolojinde bir numara olacak bir teknoloji firmamız yok Samsung Apple gibi. Gıda sektörü bitmiş durumda, dünyanın en verimli topraklarında ürün yetiştiremiyoruz. En pahalı eti halen biz yiyor, en pahalı yakıtı biz kullanıyoruz.  Yani uzatmayım yukarıdakini, çok da ileride sayılmayız. Baya bir geriyiz üstelik... Belki gerçek bir darbe olsaydı böyle yöneten bir hükümeti devirmek için, ülke daha iyiye gidebilirdi... Ammmaaaa, en iyi darbe, en kötü demokrasiden iyidir demiş Alparslan Türkeş.Tabi bu koşullara göre değişiklik gösterir mi tartışılır. ve dün şeriatçıların demokrasiyi savunması da taktire şayandı.  Dün olanlar için en iyi sorularımdan birisi de; Din ile devlet işlerinin neden ayrılması gerektiğini anladınız mı? Laik olmamızın önemini yani. Bu cihatcılar şeriatçılar tıpkı arap baharlarındaki veya ışid gibi kafa kesti. Eeee sorsak, -Müslümanın müslüman kanı dökmesi haramdır. Derler... veya Bir insan öldüren tüm insanları öldürmüş gibi günah alır derler.  Ama dini zaaflarıyla oynandığı için, onlar o askeri öldürdüklerinde cihat yaptıklarını zannettiler.  Akıl vaaar mantık var, yönetildiğinin farkında değil misin ? Neden bir çok kanal kapandı sadece havuz medyası kaldı, çünkü seni yönetmeleri için. Bütün ülke de eş zamanlı selaların ardından anonslar da geçildi. Ve sabah bir uyandım TC Devletinden benim telefonuma da mesaj gelmişti, halkı meydanlara davet ediyoruz diye.  Döktüler hemşerim; Önce askeri döktüler, sonra halkı. Kardeş kardeşe nasıl kırıldı, gördün mü ?  Diyorlar ki asker uçakla polis karakolunu bombaladı sonra bizde kafa kestik haklıyız.. İşte medya bu kadar etkili. Orada ki , o uçakta ki kim? Ne amaçla bombaladı? İnsanları coşturdukça coşturdular, sakinleştirmek yerine daha da etkilediler yönettiler... O uçakta ki adam bombaladı da diğer askerler neden halka zarar vermedi, kemerlerle vurdular da mermi manyağı yapmadı. İnsanlar askere tükürmeye başlayınca, asker ne oluyor? dedi.. Tankın üzerine çıkmaya kendilerini linç ettirmelerine izin verdiler. Sen elin boş gelip tankı tüfeği olan insanları linç edebiliyorsan, o askerlerin amaçlarına halen darbe mi diyeceksin be gafil.  Darbeden çok çektik, diyorlar bir de.. Ulan hemşerim bak, darbe olsa meclis elemanları şuanda öldürülür, ulan bu halk orduyu püskürttü ordu geri çekildi o zaman demek ki suriye savaş açsa feth edecek topraklarımızı... Darbe olsa sen bunu işte nah yaparsın. O vurduğun kemeri bi tarafına sokarlar...  Asker vatandaşa kurşun sıkmaktan aciz, komutanı sıkın diyor, asker silah atıyor, iki arada kalan askere polis sarılıyor herkesin içinde ve videoda adam arkadan polise at aşağı diyor.  Çok büyük bir kandırılmanın örneğiydi bu. Sözde dinciler, sözde vatan perverler tıpkı ergenekon olayına çevrilerek kullanıldı. Deseydi iktidar o köprüden aşağı atlayın diye, ne olurdu acaba... Darbe yapacak olan askerin köprüde ne işi var onu da bilmiyorum ya.  Olay oyundan ibaret, Asker ne olduğunu bilmeden geldi oraya ve ülkemizin her yerinde asker olanlara ulaşmaya çalıştım bana, birşeyden haberimiz yok dediler. Acile kaldırılan askerler bile biz oraya gittiğimizde bişe anlamadık halk bize küfür ediyordu diyor...  Tek suçlu bu millet mi? Hayır, Tek suçlu bu millete emri veren, ve o askerlere emri veren kişilerdir!  Bunların hepsi bir düzenin parçası, bir anlaşmanın hediyesidir! Bunların hepsi olacak yeni bir olayın manipülesidir!  O millete yazıklar olsun ! Orada kahramanlık yapan polise helal olsun.. Orada aciz duruma düşürülen askerlerimize Allah cennet kapılarını açsın.  -Komutanım bize sivillere sıkmamızı söylediler, biz sıkmayınca komutanımız bize ateş etti ! 16.17.2016 Sözde darbe girişiminde olay yerinde bulunan bir asker.  Balyoz davasında ENGİN ALAN gibi paşaları içeri atıp, Ordunun içine kendi adamlarını yerleştiren de AKP değil miydi?  Saygılarımla Sayfa Yönetimi“
Ξ̲̅ REHBER KURAN HEDEF TURAN AMACIMIZ İSLAM Ξ̲̅s Foto.
„Bir tane "Er" düşünün. Ankara gibi bir yerde askerlik yapıyor. Etrafında oksijenden çok rütbeli asker mevcut. Yat diyorlar yatıyor, kalk diyorlar kalkıyor. Gece 2'de uyanıp 4'e kadar nöbet tutuyor. Nöbet çıkışı geri uyuyup 6'da kalkıyor. Soğuk su ile traşını oluyor. Kibrit kutusu kadar 3 tane kahvaltılık ile karnını doyuruyor. Aklında annesi, babası, belki 300 gündür görmediği, yüzünü bile unuttuğu sevdikleri. Tanka bin diyorlar birden biniyor. Sür diyorlar sürüyor. Dur diyorlar duruyor. Karşısında, sözde elinde şerefini koruduğu millete mensup bir kitle. Su şişesi atıyor, taş atıyor, sopa sallıyor, araçtan indirilip linç edilmeye çalışılıyor. Elinde askerliği boyunca en fazla 21 kez mermi attığı silahı var, yine onu kullanmıyor. Korkulu ve şaşkın gözlerle etrafına bakıyor. Gözü dönmüş, sözde milletin iradesi de kafire saldırır gibi salyalarını en fazla 20 yaşında olan Er'in üzerine akıtıyor. Şimdi bunları geçelim. O Er'in televizyon izleyen annesine gelelim. 20 yaşına kadar gözünden bile sakındığı, vatana kurban olsun diye eline kına yakıp yolladığı oğlunu bu şekilde görüyor. Bütün dinler toplansa, dünyadaki tüm inançlar birleşse, bu ananın hakkını verin dese, bütün insanlar toplansa, hem bu dünyadaki, hem öbür taraftaki hayatını bu ananın hakkını ödemeye çalışsa, yine ödeyemez. Benim gözümde, ailem dahil, bilerek veya bilmeyere, kim bu meydana inmişse, kim bu oyuna ortak olmuşsa, o insanda şeref namına bir zerre bile yoktur.  @[843669939038288:274:Bir Millet Uyanacak] tarafından“
„Paylaşacak çok şey var bilmeniz gereken , o yüzden sayfamıza girip beğendin yazısının üzerine gelip açılan ufak pencere de  HABER KAYNAĞINDA Başta Gör  e tıklarsanız seviniriz... Tek amacımız size bir şeyler ulaştırmak... Havuz medyasına kanmamanız...“
Ξ̲̅ REHBER KURAN HEDEF TURAN AMACIMIZ İSLAM Ξ̲̅s Foto.
„Birileri Askerle Halkı karşı karşıya getirmek için elinden geleni yaptı... Kardeşi kardeşe düşüremeyeceksiniz diyorduk ya hani ? İşte kardeş kardeşe nasıl düşüyor, Görelim ...“
„Hayırlı sahurlar gönüldaşlarım“
„Bizler , bizler ülkücüler , ah be beyim işimiz çok zor çok, kovboy dediler, kafatasçı dediler beyim, ülkücünün yanın da sadece gerçek ülkücüler durdu, fatiha bile bilmez dediler beyim, din ile alakası olmayıp da kendilerini aşırı dinci kesim olarak gösterenler güldü bize, kendileri bakara makara dediğinde kimse sesini çıkarmıyordu bile, mafya olduk biz, mafya yaptılar bizi, kendileri devleti ele geçirdi çamuru bize attılar, ahh beyim ah, bize chp nin yandaşı dediler de bizi terörist ilan ettiler , oysa ki bu ülkede barış ve huzur ortamını oluşturmaya çalıştık, kendileri o zıt chp ve akp görüşlü insanları bir birine düşürdüler, halbuki her iki taraf da bu vatanın evlatları , beyim şimdide bize akp nin yanında diyorlar, diyorlar ya desinler de benim aklım onlarda değil biz kendimizi biliyoruz. Benim aklım Yüce Rabbim bu halkı helak edecek ya, bir musibet verecek ya işte benim aklım orada. Çünkü bu kadar olmamışlardı cahil kalacak kadar. Çünkü deniyor ya beyim, gün gelecek kötüye biat edecekler iyiye doğruya kulak asmayacaklar diye, Biz bize yeteriz be Türkmen Beyim...“
Ξ̲̅ REHBER KURAN HEDEF TURAN AMACIMIZ İSLAM Ξ̲̅s Foto.
Videos
10549484_867522763275438_867521436608904
 
 
 
13
1976190_785603068134075_785600958134286_
 
 
 
20
244631_379706688830241_379706435496933_2
 
 
 
38
 
1
 
 
 
 
 
 
Wurde von dieser Seite mit „Gefällt mir“ markiert
 
 
 
 
 
 

İşte o yazı !

Türk Bayrağını alan gelmiş dediler meydanlara...
Türk Bayrağı. Şehitlerimizin kanı göl oldu da yayıldı ya etrafa, göklerde ki Hilal ve Yıldız yansıdı ya , işte o da bizim bayrağımız oldu ya. İşte onu kastediyorum ben...
İnsanlar, insanlarımız bu kadar iktidarın yanlısı, gözlerinin kör olduğunu, deccaliyet olan bir zihne bu kadar körpe göz görmeksizin ne derse yapacağını, aklı olmayan ama fikirlerinin bol olduğu bir topluluk olabilir miymiş? Evet , gördük olabili...

Weiterlesen
 
Ξ̲̅ REHBER KURAN HEDEF TURAN AMACIMIZ İSLAM Ξ̲̅s Foto.
Gefällt mirWeitere Reaktionen anzeigen
KommentierenTeilen
 
Kommentare
Mustafa Aksoy
Kommentieren ...
 
 
 
 
11737929_1078162062211506_18732400627151
 
 
 
Ξ̲̅ REHBER KURAN HEDEF TURAN AMACIMIZ İSLAM Ξ̲̅s Foto.
Gefällt mirWeitere Reaktionen anzeigen
KommentierenTeilen
1 Kommentar
Kommentare
Mustafa Aksoy
Kommentieren ...
 
Selman Kara
Entfernen
Selman Kara Kanunsuz emir diye bir şey var o tankı çekici olmadan merkeze sürmek ne demek eğer kamyondaki erler çevrede polisin önünde olmadığı kovaya ne işi var
 
 
 
 
safe_image.php?d=AQC9RFk4Ff-78_j0&w=158&
Proje Parti Bölüm 1 Ülkemiz içerisinde dönen dönme dolapların bir kolu... Dünyanın Türkiye içerisinde çevirdiği senaryo. Ülkemizin dünya politikası ve şuan…
youtube.com
 
Gefällt mirWeitere Reaktionen anzeigen
KommentierenTeilen
 
 
 
 

Bir tane "Er" düşünün.
Ankara gibi bir yerde askerlik yapıyor.
Etrafında oksijenden çok rütbeli asker mevcut.
Yat diyorlar yatıyor, kalk diyorlar kalkıyor.
Gece 2'de uyanıp 4'e kadar nöbet tutuyor....
Nöbet çıkışı geri uyuyup 6'da kalkıyor.
Soğuk su ile traşını oluyor.
Kibrit kutusu kadar 3 tane kahvaltılık ile karnını doyuruyor.
Aklında annesi, babası, belki 300 gündür görmediği, yüzünü bile unuttuğu sevdikleri.
Tanka bin diyorlar birden biniyor.
Sür diyorlar sürüyor.
Dur diyorlar duruyor.
Karşısında, sözde elinde şerefini koruduğu millete mensup bir kitle.
Su şişesi atıyor, taş atıyor, sopa sallıyor, araçtan indirilip linç edilmeye çalışılıyor.
Elinde askerliği boyunca en fazla 21 kez mermi attığı silahı var, yine onu kullanmıyor.
Korkulu ve şaşkın gözlerle etrafına bakıyor.
Gözü dönmüş, sözde milletin iradesi de kafire saldırır gibi salyalarını en fazla 20 yaşında olan Er'in üzerine akıtıyor.
Şimdi bunları geçelim.
O Er'in televizyon izleyen annesine gelelim.
20 yaşına kadar gözünden bile sakındığı, vatana kurban olsun diye eline kına yakıp yolladığı oğlunu bu şekilde görüyor.
Bütün dinler toplansa, dünyadaki tüm inançlar birleşse, bu ananın hakkını verin dese, bütün insanlar toplansa, hem bu dünyadaki, hem öbür taraftaki hayatını bu ananın hakkını ödemeye çalışsa, yine ödeyemez.
Benim gözümde, ailem dahil, bilerek veya bilmeyere, kim bu meydana inmişse, kim bu oyuna ortak olmuşsa, o insanda şeref namına bir zerre bile yoktur.

Bir Millet Uyanacak tarafından

Mehr anzeigen
 
Ξ̲̅ REHBER KURAN HEDEF TURAN AMACIMIZ İSLAM Ξ̲̅s Foto.
Gefällt mirWeitere Reaktionen anzeigen
KommentierenTeilen
5 Kommentare
Kommentare
Mustafa Aksoy
Kommentieren ...
 
Osman Yüksel
Entfernen
Osman Yüksel Bu yalan haberdir .eskiden buisi cihan medya yapardi
 
Ismail Üstündağ
Entfernen
Ismail Üstündağ Şerefsizlik sizde moda olmuş ben kendimi onun yerine gayet iyi koyabiliyorum öyle bir emirde kesinlikle halkima milletime silah dogrultup sıkmam, o tankla milletimi ezmem o silahla o emri veren orospu çocuklarını vurmaya çalışırım en azından o sekilde ölürsem vatan için ölür şehit olurum ama halka silah sıkarak leş olmam.
 
 
 
 

Paylaşacak çok şey var bilmeniz gereken , o yüzden sayfamıza girip beğendin yazısının üzerine gelip açılan ufak pencere de
HABER KAYNAĞINDA
Başta Gör

e tıklarsanız seviniriz... Tek amacımız size bir şeyler ulaştırmak... Havuz medyasına kanmamanız...

 
Ξ̲̅ REHBER KURAN HEDEF TURAN AMACIMIZ İSLAM Ξ̲̅s Foto.
Gefällt mirWeitere Reaktionen anzeigen
Kommentieren
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 655
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

1 minute ago, tolonbey said:

İşte böyleee,Freunde finden

 

 

 
 
Titelbild
 
Ξ̲̅ REHBER KURAN HEDEF TURAN AMACIMIZ İSLAM Ξ̲̅s Profilbild

Ξ̲̅ REHBER KURAN HEDEF TURAN AMACIMIZ İSLAM Ξ̲̅

@cCcHedefTurancCc
Gefällt mir
Nachricht senden
ÖffentlichAbbrechenÄnderungen speichern
 
 
Gemeinschaft
 
 
 
 
Info
 
Bana en yakın olan, bana en çok salavat getirenlerdir.
Hadis-i Şerif
 
Du hast nach Ξ̲̅ REHBER KURAN HEDEF TURAN AMACIMIZ İSLAM Ξ̲̅s Webseite gefragt
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Fotos
„İşte o yazı !  Türk Bayrağını alan gelmiş dediler meydanlara... Türk Bayrağı. Şehitlerimizin kanı göl oldu da yayıldı ya etrafa, göklerde ki Hilal ve Yıldız yansıdı ya , işte o da bizim bayrağımız oldu ya. İşte onu kastediyorum ben... İnsanlar, insanlarımız bu kadar iktidarın yanlısı, gözlerinin kör olduğunu, deccaliyet olan bir zihne bu kadar körpe göz görmeksizin ne derse yapacağını, aklı olmayan ama fikirlerinin bol olduğu bir topluluk olabilir miymiş? Evet , gördük olabilirmiş... Hükümet devrilmesin diye 20 yıl geriye gideriz diye her şeyi yapabilirlermiş. Ama o sivil halkın hepsinin sivil olmadığını, içlerinde natonun siyonizmin ajanları olduğunu unutmuyoruz tabi ki..  Şimdi ülke geriye gidecekmiş değil mi, daha ne kadar geriye gideceğiz, Osmanlıydı en son, Selçuklular? Yabancı ülkeler bir şeyler yapıyor mesela. Duydunuz mu bilmiyorum, en son DNA ya 20 mb lık (Megabyte) veri yükledi... Hani bu Usb belleğinize fotoğraf felan atıyorsunuz ya , öyle düşün işte.  Biz ne yaptık biliyor musun? Zemzem suyu ile papaz eriğini imam eriğine çevirdik. Hayır dalga felan geçmiyorum, tübitak bu projeyi 1. yaptı. Daha önce ki projemiz de fasülye ye Kur-an okununca daha hızlı büyüyormuş. Ben dinsiz felan değilim, keşke o Kur-an ı bir kez de Türkçe okusak, okusak da anlasak... Ve ülkemiz de proje yok diye mi bunlar birinci oluyor hep? Tabiki de var, sadece eskilerden bir örnek vereceğim , muz kabuğu ile biyoplastik ürün oluşturan bir öğrencimiz var. Üstelik hiç bir destek verilmiyor öğrencilere olağan üstü fırsatlar oluşturulmuyor bu icatları keşifleri yapsınlar diye. Devlet okullarında imkan yok.. Araba üretemiyoruz, kol gibi vergiler var. Dünya teknolojinde bir numara olacak bir teknoloji firmamız yok Samsung Apple gibi. Gıda sektörü bitmiş durumda, dünyanın en verimli topraklarında ürün yetiştiremiyoruz. En pahalı eti halen biz yiyor, en pahalı yakıtı biz kullanıyoruz.  Yani uzatmayım yukarıdakini, çok da ileride sayılmayız. Baya bir geriyiz üstelik... Belki gerçek bir darbe olsaydı böyle yöneten bir hükümeti devirmek için, ülke daha iyiye gidebilirdi... Ammmaaaa, en iyi darbe, en kötü demokrasiden iyidir demiş Alparslan Türkeş.Tabi bu koşullara göre değişiklik gösterir mi tartışılır. ve dün şeriatçıların demokrasiyi savunması da taktire şayandı.  Dün olanlar için en iyi sorularımdan birisi de; Din ile devlet işlerinin neden ayrılması gerektiğini anladınız mı? Laik olmamızın önemini yani. Bu cihatcılar şeriatçılar tıpkı arap baharlarındaki veya ışid gibi kafa kesti. Eeee sorsak, -Müslümanın müslüman kanı dökmesi haramdır. Derler... veya Bir insan öldüren tüm insanları öldürmüş gibi günah alır derler.  Ama dini zaaflarıyla oynandığı için, onlar o askeri öldürdüklerinde cihat yaptıklarını zannettiler.  Akıl vaaar mantık var, yönetildiğinin farkında değil misin ? Neden bir çok kanal kapandı sadece havuz medyası kaldı, çünkü seni yönetmeleri için. Bütün ülke de eş zamanlı selaların ardından anonslar da geçildi. Ve sabah bir uyandım TC Devletinden benim telefonuma da mesaj gelmişti, halkı meydanlara davet ediyoruz diye.  Döktüler hemşerim; Önce askeri döktüler, sonra halkı. Kardeş kardeşe nasıl kırıldı, gördün mü ?  Diyorlar ki asker uçakla polis karakolunu bombaladı sonra bizde kafa kestik haklıyız.. İşte medya bu kadar etkili. Orada ki , o uçakta ki kim? Ne amaçla bombaladı? İnsanları coşturdukça coşturdular, sakinleştirmek yerine daha da etkilediler yönettiler... O uçakta ki adam bombaladı da diğer askerler neden halka zarar vermedi, kemerlerle vurdular da mermi manyağı yapmadı. İnsanlar askere tükürmeye başlayınca, asker ne oluyor? dedi.. Tankın üzerine çıkmaya kendilerini linç ettirmelerine izin verdiler. Sen elin boş gelip tankı tüfeği olan insanları linç edebiliyorsan, o askerlerin amaçlarına halen darbe mi diyeceksin be gafil.  Darbeden çok çektik, diyorlar bir de.. Ulan hemşerim bak, darbe olsa meclis elemanları şuanda öldürülür, ulan bu halk orduyu püskürttü ordu geri çekildi o zaman demek ki suriye savaş açsa feth edecek topraklarımızı... Darbe olsa sen bunu işte nah yaparsın. O vurduğun kemeri bi tarafına sokarlar...  Asker vatandaşa kurşun sıkmaktan aciz, komutanı sıkın diyor, asker silah atıyor, iki arada kalan askere polis sarılıyor herkesin içinde ve videoda adam arkadan polise at aşağı diyor.  Çok büyük bir kandırılmanın örneğiydi bu. Sözde dinciler, sözde vatan perverler tıpkı ergenekon olayına çevrilerek kullanıldı. Deseydi iktidar o köprüden aşağı atlayın diye, ne olurdu acaba... Darbe yapacak olan askerin köprüde ne işi var onu da bilmiyorum ya.  Olay oyundan ibaret, Asker ne olduğunu bilmeden geldi oraya ve ülkemizin her yerinde asker olanlara ulaşmaya çalıştım bana, birşeyden haberimiz yok dediler. Acile kaldırılan askerler bile biz oraya gittiğimizde bişe anlamadık halk bize küfür ediyordu diyor...  Tek suçlu bu millet mi? Hayır, Tek suçlu bu millete emri veren, ve o askerlere emri veren kişilerdir!  Bunların hepsi bir düzenin parçası, bir anlaşmanın hediyesidir! Bunların hepsi olacak yeni bir olayın manipülesidir!  O millete yazıklar olsun ! Orada kahramanlık yapan polise helal olsun.. Orada aciz duruma düşürülen askerlerimize Allah cennet kapılarını açsın.  -Komutanım bize sivillere sıkmamızı söylediler, biz sıkmayınca komutanımız bize ateş etti ! 16.17.2016 Sözde darbe girişiminde olay yerinde bulunan bir asker.  Balyoz davasında ENGİN ALAN gibi paşaları içeri atıp, Ordunun içine kendi adamlarını yerleştiren de AKP değil miydi?  Saygılarımla Sayfa Yönetimi“
Ξ̲̅ REHBER KURAN HEDEF TURAN AMACIMIZ İSLAM Ξ̲̅s Foto.
„Bir tane "Er" düşünün. Ankara gibi bir yerde askerlik yapıyor. Etrafında oksijenden çok rütbeli asker mevcut. Yat diyorlar yatıyor, kalk diyorlar kalkıyor. Gece 2'de uyanıp 4'e kadar nöbet tutuyor. Nöbet çıkışı geri uyuyup 6'da kalkıyor. Soğuk su ile traşını oluyor. Kibrit kutusu kadar 3 tane kahvaltılık ile karnını doyuruyor. Aklında annesi, babası, belki 300 gündür görmediği, yüzünü bile unuttuğu sevdikleri. Tanka bin diyorlar birden biniyor. Sür diyorlar sürüyor. Dur diyorlar duruyor. Karşısında, sözde elinde şerefini koruduğu millete mensup bir kitle. Su şişesi atıyor, taş atıyor, sopa sallıyor, araçtan indirilip linç edilmeye çalışılıyor. Elinde askerliği boyunca en fazla 21 kez mermi attığı silahı var, yine onu kullanmıyor. Korkulu ve şaşkın gözlerle etrafına bakıyor. Gözü dönmüş, sözde milletin iradesi de kafire saldırır gibi salyalarını en fazla 20 yaşında olan Er'in üzerine akıtıyor. Şimdi bunları geçelim. O Er'in televizyon izleyen annesine gelelim. 20 yaşına kadar gözünden bile sakındığı, vatana kurban olsun diye eline kına yakıp yolladığı oğlunu bu şekilde görüyor. Bütün dinler toplansa, dünyadaki tüm inançlar birleşse, bu ananın hakkını verin dese, bütün insanlar toplansa, hem bu dünyadaki, hem öbür taraftaki hayatını bu ananın hakkını ödemeye çalışsa, yine ödeyemez. Benim gözümde, ailem dahil, bilerek veya bilmeyere, kim bu meydana inmişse, kim bu oyuna ortak olmuşsa, o insanda şeref namına bir zerre bile yoktur.  @[843669939038288:274:Bir Millet Uyanacak] tarafından“
„Paylaşacak çok şey var bilmeniz gereken , o yüzden sayfamıza girip beğendin yazısının üzerine gelip açılan ufak pencere de  HABER KAYNAĞINDA Başta Gör  e tıklarsanız seviniriz... Tek amacımız size bir şeyler ulaştırmak... Havuz medyasına kanmamanız...“
Ξ̲̅ REHBER KURAN HEDEF TURAN AMACIMIZ İSLAM Ξ̲̅s Foto.
„Birileri Askerle Halkı karşı karşıya getirmek için elinden geleni yaptı... Kardeşi kardeşe düşüremeyeceksiniz diyorduk ya hani ? İşte kardeş kardeşe nasıl düşüyor, Görelim ...“
„Hayırlı sahurlar gönüldaşlarım“
„Bizler , bizler ülkücüler , ah be beyim işimiz çok zor çok, kovboy dediler, kafatasçı dediler beyim, ülkücünün yanın da sadece gerçek ülkücüler durdu, fatiha bile bilmez dediler beyim, din ile alakası olmayıp da kendilerini aşırı dinci kesim olarak gösterenler güldü bize, kendileri bakara makara dediğinde kimse sesini çıkarmıyordu bile, mafya olduk biz, mafya yaptılar bizi, kendileri devleti ele geçirdi çamuru bize attılar, ahh beyim ah, bize chp nin yandaşı dediler de bizi terörist ilan ettiler , oysa ki bu ülkede barış ve huzur ortamını oluşturmaya çalıştık, kendileri o zıt chp ve akp görüşlü insanları bir birine düşürdüler, halbuki her iki taraf da bu vatanın evlatları , beyim şimdide bize akp nin yanında diyorlar, diyorlar ya desinler de benim aklım onlarda değil biz kendimizi biliyoruz. Benim aklım Yüce Rabbim bu halkı helak edecek ya, bir musibet verecek ya işte benim aklım orada. Çünkü bu kadar olmamışlardı cahil kalacak kadar. Çünkü deniyor ya beyim, gün gelecek kötüye biat edecekler iyiye doğruya kulak asmayacaklar diye, Biz bize yeteriz be Türkmen Beyim...“
Ξ̲̅ REHBER KURAN HEDEF TURAN AMACIMIZ İSLAM Ξ̲̅s Foto.
Videos
10549484_867522763275438_867521436608904
 
 
 
13
1976190_785603068134075_785600958134286_
 
 
 
20
244631_379706688830241_379706435496933_2
 
 
 
38
 
1
 
 
 
 
 
 
Wurde von dieser Seite mit „Gefällt mir“ markiert
 
 
 
 
 
 

İşte o yazı !

Türk Bayrağını alan gelmiş dediler meydanlara...
Türk Bayrağı. Şehitlerimizin kanı göl oldu da yayıldı ya etrafa, göklerde ki Hilal ve Yıldız yansıdı ya , işte o da bizim bayrağımız oldu ya. İşte onu kastediyorum ben...
İnsanlar, insanlarımız bu kadar iktidarın yanlısı, gözlerinin kör olduğunu, deccaliyet olan bir zihne bu kadar körpe göz görmeksizin ne derse yapacağını, aklı olmayan ama fikirlerinin bol olduğu bir topluluk olabilir miymiş? Evet , gördük olabili...

Weiterlesen
 
Ξ̲̅ REHBER KURAN HEDEF TURAN AMACIMIZ İSLAM Ξ̲̅s Foto.
Gefällt mirWeitere Reaktionen anzeigen
KommentierenTeilen
 
Kommentare
Mustafa Aksoy
Kommentieren ...
 
 
 
 
 
11737929_1078162062211506_18732400627151
 
 
 
Ξ̲̅ REHBER KURAN HEDEF TURAN AMACIMIZ İSLAM Ξ̲̅s Foto.
Gefällt mirWeitere Reaktionen anzeigen
KommentierenTeilen
1 Kommentar
Kommentare
Mustafa Aksoy
Kommentieren ...
 
Selman Kara
Entfernen
Selman Kara Kanunsuz emir diye bir şey var o tankı çekici olmadan merkeze sürmek ne demek eğer kamyondaki erler çevrede polisin önünde olmadığı kovaya ne işi var
 
 
 
 
safe_image.php?d=AQC9RFk4Ff-78_j0&w=158&
Proje Parti Bölüm 1 Ülkemiz içerisinde dönen dönme dolapların bir kolu... Dünyanın Türkiye içerisinde çevirdiği senaryo. Ülkemizin dünya politikası ve şuan…
youtube.com
 
Gefällt mirWeitere Reaktionen anzeigen
KommentierenTeilen
 
 
 
 

Bir tane "Er" düşünün.
Ankara gibi bir yerde askerlik yapıyor.
Etrafında oksijenden çok rütbeli asker mevcut.
Yat diyorlar yatıyor, kalk diyorlar kalkıyor.
Gece 2'de uyanıp 4'e kadar nöbet tutuyor....
Nöbet çıkışı geri uyuyup 6'da kalkıyor.
Soğuk su ile traşını oluyor.
Kibrit kutusu kadar 3 tane kahvaltılık ile karnını doyuruyor.
Aklında annesi, babası, belki 300 gündür görmediği, yüzünü bile unuttuğu sevdikleri.
Tanka bin diyorlar birden biniyor.
Sür diyorlar sürüyor.
Dur diyorlar duruyor.
Karşısında, sözde elinde şerefini koruduğu millete mensup bir kitle.
Su şişesi atıyor, taş atıyor, sopa sallıyor, araçtan indirilip linç edilmeye çalışılıyor.
Elinde askerliği boyunca en fazla 21 kez mermi attığı silahı var, yine onu kullanmıyor.
Korkulu ve şaşkın gözlerle etrafına bakıyor.
Gözü dönmüş, sözde milletin iradesi de kafire saldırır gibi salyalarını en fazla 20 yaşında olan Er'in üzerine akıtıyor.
Şimdi bunları geçelim.
O Er'in televizyon izleyen annesine gelelim.
20 yaşına kadar gözünden bile sakındığı, vatana kurban olsun diye eline kına yakıp yolladığı oğlunu bu şekilde görüyor.
Bütün dinler toplansa, dünyadaki tüm inançlar birleşse, bu ananın hakkını verin dese, bütün insanlar toplansa, hem bu dünyadaki, hem öbür taraftaki hayatını bu ananın hakkını ödemeye çalışsa, yine ödeyemez.
Benim gözümde, ailem dahil, bilerek veya bilmeyere, kim bu meydana inmişse, kim bu oyuna ortak olmuşsa, o insanda şeref namına bir zerre bile yoktur.

Bir Millet Uyanacak tarafından

Mehr anzeigen
 
Ξ̲̅ REHBER KURAN HEDEF TURAN AMACIMIZ İSLAM Ξ̲̅s Foto.
Gefällt mirWeitere Reaktionen anzeigen
KommentierenTeilen
5 Kommentare
Kommentare
Mustafa Aksoy
Kommentieren ...
 
Osman Yüksel
Entfernen
Osman Yüksel Bu yalan haberdir .eskiden buisi cihan medya yapardi
 
Ismail Üstündağ
Entfernen
Ismail Üstündağ Şerefsizlik sizde moda olmuş ben kendimi onun yerine gayet iyi koyabiliyorum öyle bir emirde kesinlikle halkima milletime silah dogrultup sıkmam, o tankla milletimi ezmem o silahla o emri veren orospu çocuklarını vurmaya çalışırım en azından o sekilde ölürsem vatan için ölür şehit olurum ama halka silah sıkarak leş olmam.
 
11737929_1078162062211506_18732400627151
 
 
 

Paylaşacak çok şey var bilmeniz gereken , o yüzden sayfamıza girip beğendin yazısının üzerine gelip açılan ufak pencere de
HABER KAYNAĞINDA
Başta Gör

e tıklarsanız seviniriz... Tek amacımız size bir şeyler ulaştırmak... Havuz medyasına kanmamanız...

 
Ξ̲̅ REHBER KURAN HEDEF TURAN AMACIMIZ İSLAM Ξ̲̅s Foto.
Dedeniz

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

Gefällt mirWeitere Reaktionen anzeigen
KommentierenTeilen
 
 
AUS DEN BENACHRICHTIGUNGEN
 
 
 

C.BAŞKANI, BAŞBAKAN, MİT, EMN.GEN.MÜD.

Bunların Sokağa Çağırdığı Caniler Tarafından Başı Kesilerek Katledilen 20 li Yaşlardaki Gencin Babasının Dayanılmaz Acıları...

"RTE BAŞKAN OLSUN... GERİSİ ÖNEMLİ DEĞİL" Diyenlerin Vicdanları Sızlıyor mu?

Suriyeli Müslüman teröristler tarafından başı kesilen Suriyeli genç asker.İslam ACIYAN  ve  ESİRGEYEN  bir muazzam dindir.
Devrim Ozturks Foto.SSu
Devrim Ozturks Foto.AKP (işitci)ler tarafından başı kesilen MEHMETCİK
Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,Hep Arapları düşünen Erdoğan Türkü neden düşünmez dersiniz?

NRW Gencliks Foto.
 

Eyy kahramlıklarına övünen Cumhurbaşkanı,
Suriye politikanı unuttuk sanma, bu toz duman içinde...

(Sayfamız iki gündür yoğun şikayetler ile boğuşuyor, destek am...açlı lütfen Sayfamızı beğenin, ve arkadaşlarınızı davet

Dedeniz

 
Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

 
 
 
 
 
 
 
-PAXP-deijE.gif
 
 
 
-1:38
 
 
Klicke hier, um weitere Videos zu sehen
Gepostet von Her telden
21.601 Aufrufe
 

 

 

 
 
21.601 Aufrufe
 
Her teldenSeite gefällt mir

Milletini
Her on dakikada bir
Selah okutup
Saldılar
Tecrübesiz Mehmetçikler üzerine

 

                     

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

 
GsNJNwuI-UM.gifJuli 2016
Keine Beiträge
Gestern
Türkiye tarihinde çok çok ender rastlanan bir FELEKETİ yaşamaktadır.
 
„HULUSİ AKAR'I KİM KELEPÇELEDİ  http://www.bidoluhaber.tv/hulusi-akari-kim-kelepceledi.html“
Sizin şu Erdoğan dostu Baykalınızın adını okumaktanda USANDIK.Sizin başka işiniz yokmu YAHUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUU.?
 
16. Juli
safe_image.php?d=AQCFrThaswhspFNA&w=30&h
Bing News
bing.com
Türkiyenin Suriye Hakkında U Dönüşü hakkı…

bing.com/news

Rusya, İsrail, Mısır derken, asıl U dönüşü sırada

Rusya, İsrail, Mısır derken, asıl U dönüşü sırada...

Odatv · 1 gün önce

Komşularla sıfır sorun siyaseti, sıfır komşu ve değerli yalnızlık ile sonlanınca, Türkiye dış politikada hızla U dönüşü yaptı. …
.
Arap basını Türkiye'nin Suriye açıklamalarını nasıl yorumladı?

Arap basını Türkiye'nin Suriye açıklamalarını nasıl yorumladı?

haber.sol.org.tr · 2 gün önce

Ama eminim ki Suriye ile de biz normal ilişkilere döneceğiz" demişti. Arap basını, bu ve benzeri açıklamaları, 'sürpriz' ve …
Mehr anzeigen
 
 
woD-JZlavCY.gif
Mustafa Aksoy hat seinen Status aktualisiert.
16. Juli 2016 22:39
Yunus Emre Ben Dervişim Diyene Bir Ün ... - Söz ve Şiir

www.sozvesiir.com/siir/ben-dervisim-diyene-bir-un-edesim-gelir

Anasayfa; Edebiyat; Şiir; Ünlü Şairler; Yunus Emre Ben Dervişim Diyene Bir Ün Edesim Gelir; Sırat kıldan ince kılıçtan keskin bir köprüdür
 
 
Aman gözünüzü SEVİYİM TABİKİ POLİS ,ASKER TEK YUMRUKTUR,ÖYLE OLMALI,ÖYLE KALMALI:
 
Anhang nicht verfügbar
Bir komsum vardı,Bir gün karısının yanında oğluna şöyle küfretti.Ulan anasını siktigimin oğlu.Bana danışmadan nereye gidiysen dedi.Karısıda ordan ULEN Mustaabeg utanmıymısında komşunun yanında bana sögiysen demişti kadın.-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------Bayburtlularda konuşurkan he...p sikerler.Bir bayburtlu arkadaşım vardı Almanyada.Konuşurkan hep kordu.Örnegin:Istanbula gittim amına koyıyım.Ordan bir ev aldimki bir görsen, Amına koyıyım.Hemen bekletmeden 1500 lıraya kıraya verdim amına koyıyım.------------------------------------------------------------------------------Yahu dedim sen koymadan komuşamıyormusun?Demekki bu birazda kültür meseleri.-------------------------------------------------------------------------------------Bizim doğu karadeniz kadınlarıda bir kadına veya kıza kızarsa şöyle derler.HAO AMİNUN TUTAKLARİNİ HAÖYLE ÇEKER YİRTARSAM KORURSUN.:-)))))----------------------------------------------------------------------------------Buda çok ayıp ama söylüyürler.Anamda doğu karadenizli olduğundan bu sözü kızdığı kadınlara çok söylerdi.Çokda güçlü olduğundan birkaç erkegide Tokatlamıştır.Okul müdürünü bile dövmüstü.Ama mahkemede hakim anamı haklı bulduydu. Mehr anzeigen
 
Anhang nicht verfügbar
Yahu adamın sakalından ne istiyürsün:-))Küfür etmeden duramıyormusunuz?Küfür edecegine arkadaş sen şurada yanlışsın desene.Bu adam BAKIR KABMIKI KALAYLAYIP DURUYORSUN :-)))))
 
15. Juli
Kime deyon?Adını sormadık.Sorarsak söylersin.Şunu unutmayın KÖTÜSÖZ SAHABININDIR.Anlayacanız SÖYLEYENİN.
 
12. Juli
Hassssssssssss,götlerini yalıyorsun.Birde cart curt dimi.
 
10. Juli
Evettt,bu hayvanları,hayvan düşmanları AŞAĞILIKLARI, Tanıyanlar Takip etsinler,bu sıpaların yaptıkları düşmanlıgın nedenini sorsunlar.Köpege yaptığının aynısınıda ona yapsınlar.Yapsınlarki hayvanlara nasıl davranacağını ögrensin.
 
KILIÇDAROĞLU ve BAHÇALI HİÇ ZAMAN KAYBETMEDEN İNDİFA EDİP DEFOLUP GİTMELİLERKİ,YERLERİNE.ERDOĞANIN KARŞISINDA DİMDİK DİKİLEBİLECEK BİRİLERİ GELSİN.BUNLAR KOYUNLARI BİLE GÜDEMEZLER.BAYKALDA BU İKİLİNİN İÇİNDEDİR.
 
7. Juli
www.haberiumturk.com
haberiumturk.com
Son Yüzyılın En Büyük İtirafları

ABD'li Yahudi bankacı iş adamı David Rockefeller den son yüzyılın en büyük itirafları.....

19 Aralık 2013 Perşembe 02:40

...
Haberiumturk haber sitesi/19.12.2013

ABD’li Yahudi bankacı işadamı David Rockefeller, son yüzyılın en büyük itiraflarını yaptı. Rockefeller’e atfedilen bu itiraflar, aslında hepimizin bildiği tarihi gerçekler..
İşte David Rockefeller’in söyledikleri:

TÜRKİYE’YE ADNAN MENDERES ZAMANINDA “MARSHALL YARDIMI” İLE EL ATTIK

Mesela Türkiye’yi ele alalım. Türkler de yıllar boyu komünizme karşı savaşmıştır. 1950’lerde ülke yönetimine bize desteğimizle Adnan Menderes gelmişti. Aslında Menderes bizimle başta gayet güzel bir diyalog kurmuştu. Bizden seçimde aldığı destek karşılığında, Marshall yardımı adı altında devamlı borç alıyor ve ülkesinde yatırımlar yaparak sanayi yapısını geliştiriyordu. Fakat o kadar plansız ve programsız harcama yapıyordu ki ödeme günleri geldiğinde, bizden, borç ödemek için tekrar tekrar borç istemeye başladı. Biz de kendisinden ülkesini yabancı sermayeye açmasını ve bizim şirketlerimize özel imtiyazlar tanımasını, diğer bir deyişle Osmanlı İmparatorluğu’na dayatılan kapitülasyonlar benzeri şeyler talep ettik Menderes bize bunu hiçbir zaman kabul etmeyeceğini söyledi ve bizden uzaklaşamaya başladı. __________________________________________________________________________________Ülke insanı ilk defa asfalt yollarla tanışıyor, fabrikalar arka arkaya dikiliyordu. Ülkenin çoğunluğu Müslüman olduğu için ülkenin her yerine camiler yaptırıyordu. Menderes bu şartlarda iktidarda ki yerini uzunca bir süre için, sağlamlaştırdığını sanıyordu. Bir darbe ile bu işe bir son verildi ve sonunun öyle bitmesini istemediğimiz halde, çalışma arkadaşlarıyla beraber idam edildi. Sadece CELAL BAYAR kurtuldu, çünkü bir MASONDU ve yakın arkadaşı Papa Roncalli ya da diğer adıyla 23. John, Vatikan’ın baskısıyla onu idamdan kurtardı.

1980 DARBESİ BİZİM İSTEKLERİMİZ DOĞRULTUSUNDA YAPILDI

Aynı ülkede gerçekleşen 1980 darbesi de bizim isteklerimiz doğrultusunda yapıldı. O zamanlar ülkede bir solcular, bir sağcılar iktidara geliyor ve bizim isteklerimiz doğrultusunda ülke ekonomisini yönlendiriyorlardı. Fakat Amerika ve Avrupa’da gelişmiş ülkelerin piyasaları doyuma ulaşmışlar ve biz yeteri kadar mal satamaz olmuştuk. Bunun üzerine diğer az gelişmiş ülkelere uyguladığımız planı onları da uygulamak istedik ve serbest piyasa ekonomisine geçmelerini ve ithalatın serbest bırakılmasını talep ettik. Bu istediğimizi kabul etmiş görünüyorlar, fakat işi uzatıyorlardı.

BİNLERCE TÜRK GENCİ UYDURMA İDEOJİLER UĞRUNA CAN VERDİ

En sonunda bu ikilem yine bildiğimiz yollarla, Ordo Ab Chaos ile çözüldü. Yani önce kaos, sonra düzen. Provokatörlerimiz aracılığıyla sağ ve sol ideoloji kavgaları başlatıldı. Aslında başında onay vermiş gibi göründüğümüz Kıbrıs Savaşı’ndan sonra ülkeye uygulanan ambargo sayesinde halk canından bezmiş, ülkede yağ ve tuz bile bulunamaz olmuştu. Karaborsacılar zenginleşirken halk iyice sefalete düşmüştü. Ülkeye gönderilen provokatörlerimiz için bu halkı kışkırtmak hiç zor olmadı. Ülke halkı sağcı ve solcu olarak iyiye bölündü ve çatışmaya başladılar. Olaylar öyle bir dereceye geldi ki, hergün elli-altmış kişi sokak çatışmalarında ölmeye başlamıştı. _________________________________________________________________________________Bütün ülke terör korkusu altında eziliyordu. İnsanlar akşamları sokağa çıkamaz olmuştu. Her an bir serseri kurşuna hedef olmak vardı. Binlerce Türk genci uydurma ideolojiler uğruna can vermişti. Hükümetler birbiri arkasına iktidara geliyor fakat olayları önleyemiyorlardı. Sonra darbe geldi ve bütün olaylar bıçak gibi kesiliverdi. Zavallı ülke halkı bu sözde başarıyı darbenin bir neticesi olarak gördüler. Çünkü nihayet terörizm sona ermiş, ülkeye huzur gelmişti. Aslında provokatörlerin görevi bitmiş, sahneden çekilmişlerdi. Burada oynanan oyun, halkı umutsuz ve çaresiz bir duruma düşürmek ve onlara bir “kurtarıcı” sunmaktır; ondan sonra bu kurtarıcı ne yaparsan yapsın hemen kabullenecektir.

ÖZAL, İSTEKLERİMİZ DOĞRULTUSUNDA KAPILARI SONUNA KADAR AÇTI

Askeri hükümet bir süre devlet yöneticiliği yaptı ve bizim belirlediğimiz bir kişiye yönetimi devretti. Bu Turgut Özal’dı. Özal, tam da bizim isteklerimiz doğrultusunda ülkenin kapılarını bize sonuna kadar açtı. Bizim şirketlerimiz bu bakir piyasaya kurtlar gibi saldırdılar. İlk önceleri fiyatları çok düşük tutarak yerli sanayinin rekabet gücünü düşürdüler. Ülke artık Amerikan ve Avrupa yapımı mallarla dolmuştu. __________________________________________________________________________________Sanayi şirketlerimiz stoklarını eritirken finans şirketlerimiz de ülkeyi artan ithalatı karşılayabilmeleri için yüksek faizlerle borç yatağına sürüklüyorlardı. Böylece, gelişmekte olan ülkeler olarak adlandırdığımız bu ülkelerin hemen hemen hepsinde uygulanan ve 80’li yıllarda başlatılan bu proje ile, bütün ülkeler, hem bizlerden aldıkları mallarla sanayi şirketlerimizi zenginleştirmeye devam ediyorlar, hem de bu malların karşılığı olan ödemelerini yapabilmek için bizim finans şirketlerimizden aldıkları yüksek faizli kredilerle, her sene artan bir borç batağına sürükleniyorlar.

TÜRKİYE’DE PARA İTİBAR GÖRDÜ, ARKADAŞ, DOST, AİLE GİBİ KAVRAMLAR UNUTULDU

Bu arada, Özal bütün bunların yapılabilmesi için gereken kanunları yavaş yavaş çıkarmıştı. Bu ülke vahşi kapitalist sistemle o kadar çabuk uyum sağladı ki, bizim bile düşünemediğimiz hayali ihracat gibi vurgun yöntemleri keşfettiler. İnsanlar artık en kısa ve en kolay yönden servet yapmanın peşine düştüler. Rüşvet, devlet bankalarının çeşitli entrikalarla soyulmaları, banker skandalları birkaç örnek. Arkadaş, dost, aile gibi kavramlar unutuldu ve sadece parası olanlar itibar görmeye başladı. Bu arada, yerli sanayi can çekişiyor, küçük işletmelerden başlayarak yavaş yavaş büyük işletmelere doğru bir iflas dalgası yayılıyordu. Devlet işletmeleri ise bizim istediğimiz yöneticilerin atanmaları sağlanarak zarar ettiriliyordu. Sonunda bu işletmeler ya kapatılıyor, ya da özelleştirme hikayesiyle, ucuz fiyatlarla şirketlerimiz tarafından ele geçiriliyordu.

“KÜRT DEVLETİ PROJESİNİ” HAYATA GEÇİRMEK İÇİN ÖNCE ÖRGÜT YARATTIK

Beyni yıkandığı için temiz hayallerle işe başlayan Özal, sonunda bu sistemin gerçeklerini görerek kendisini de kapitalizmin çarklarına kaptırdı. Ailesini ve yakın çevresini zengin etmeye başladı. Öyle bir duruma geldiler ki Özal’ın çevresinde prens ve prensesler ortaya çıkmaya başlamış, biz ülke monarşizme dönüyor diyerek kaygılanmaya başlamıştık. Aslında tam bir komedi oynanıyormuş. Her neyse, ülke insanının tepkisini ölçmek için kendisinden Kürt devleti fikirlerinden bahsetmesini istedik. _______________________________________________________________________________Fakat bu düşünceler kendisine pahalıya maloldu. Biz de Kürt devleti projemizi hayata geçirmek için *** denilen bir örgüt yaratıldı. Bu örgütle uğraşmak ülke ekonomisine çok büyük zarar verdi ve şu anda koskoca Osmanlı İmparatorluğu’ndan geriye kalan bir avuç toprakta varlığını sürdüren Türkiye, bizim hiçbir istediğimiz geri çevirecek durumda değil. Sanırım yakın gelecekte topraklarından biraz daha, bir süre sonra da bizim için hala geçerli olan Sevr Antlaşması uyarınca hemen hemen tamamından fedakarlık etmek zorunda kalacak.

TÜRKİYE BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ… SU KAYNAKLARININ ÖNEMLİ BİR KISMI BURADA

Rockefeller de sözü devralarak başlıyor;

Türkiye hakkında biraz daha durmak istiyorum; çünkü dünyadaki en stratejik konumdaki ülkedir ve bizim için çok önemlidir. Nedenlerine gelince:

Bir kere Büyük İsrail Devleti topraklarının su kaynaklarının önemli bir kısmı şu anda Türkiye’ye aittir.

İkincisi, Müslüman ve demokratik bir ülke olarak bu konuda öncü bir ülkedir. İslamiyeti yıkmak istiyorsak önce Türkiye’den başlamalıyız.

Üçüncüsü, Avrupa ve Asya arasında bir köprü durumdadır.

Maden, petrol, doğalgaz gibi zengin yer altı kaynaklarına sahip Ortadoğu ve Kafkasya’ya hakim olmak istiyorsak bu ülke elimizin içinde olmalıdır. Ortadoğu hemen hemen elimizde sayılır. Kafkasya ve Orta Asya’daki diğer Türk devletleri de yakında darbelerle kargaşaya boğulacaklar ve avucumuzun içine düşecekler. Bu Türkler aslında birleşip bir araya gelseler karşılarında hiçbir güç duramaz. Bu yüzden böyle bir olasılığa karşı, ajanlarımız her an tetikte bekliyorlar. Türk devletlerinde kilit mevkilerdeki adamlarımız, aralarında en ufak bir yakınlaşma sezdiklerinde hemen istikrarı bozacak olaylar ve darbelerle bunu önlüyorlar.

EN ÖNEMLİSİ, TÜRKLER MEDENİYETİN BEŞİĞİDİR VE KÖKENLERİ SÜMERLERE KADAR DAYANIR

Dördüncüsü, ülke bor madenleri bakımından dünyanın en zengin ülkesidir ve bu maden dünyada yakın bir gelecekte, petrolden bile daha önemli bir hale gelecek.

Beşincisi ve belki de en önemli olanı Türkler medeniyetin beşiğidir. Türkler, Milattan Önce 4.000’lerde Orta Asya’da yaşayan büyük bir felaketten sonra yaşadıkları yerleri terk edip, Mezopotamya’ya ve Rusya üzerinden Avrupa’ya gelen Aryanlar, yani dünyadaki en medeni olarak kabul ettiğimiz Ari Irk’tandırlar ve Avrupa’daki Finliler, Macarlar gibi bazı uluslar Türk kökenlidir. Ayrıca Anadolu’da büyük uygarlıklar kuran Hititler ve Asurlular’ın da Türk kökenli olma ihtimali yüksektir.

Milattan Önce 3.500 yıllarında Mezopotamya’da yaşamış olan Sümerler ilk yazıyı bulan, toplumda adaleti sağlamak için ilk yasaları çıkaran ve mahkemeleri kuran, ilk para kullanan ve vergi toplaya, ilk okul açan ve tekerleği bulan ulustur: yani dünya medeniyetinin başlangıç noktasıdır ve soyları tarihçilerimizin araştırmalarına göre Türk kökenli insanlardır. Çünkü Sümerler o bölgenin yerli halkı değildirler; yani göçebedirler ve tarihçilerimizin araştırmalarına göre “kız” manasına gelen “kır” kelimesi, “öküz” manasına gelen “ökür” kelimesi gibi bugüne kadar çözülebilen 1000 civarında Sümerce kelime ve “Ayağını yere sıkı bas, Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır, Sel gibi silip süpürmek, Yağ gibi erimek” gibi yüzlerce atasözü bugün Türkçe’de kullanılmaktadır. Sümerlerin Ay Tanrısı’nın simgesi olan “Yarımay”, bugün Türk bayrağında kullanılmaktadır. Roma ve Yunan medeniyetleri Sümerlerden oldukça fazla faydalanmışlardır; mesela yapılarındaki süslemeleri ve Tanrıları Sümer tapınaklarından gelir.

Fakat biz bunu örtbas etmek için, Milattan Önce 2.000 yıllarında, yani Sümerlerden 1.500 yıl sonra başlamış olmasına ve Yunan medeniyetini, dünyadaki ilk medeniyet olarak dünyaya tanıttık. Daha da ilginç olanı, Yunanlılardan önce Mısır Medeniyeti başlamıştır; ama onlar da ancak Sümerlerden 1000 sene sonra piramitlerini yapabilecek uygarlık düzeyine gelebilmişlerdir. Mayalar ve İknalar; Sümerlerden 2000 sene sonra ziguratlarını aynı biçimde yapmışlardır.

MEDENİYETİN BEŞİĞİ OLARAK TÜRKLERİ KABUL EDEMEZDİK, BU MİRASA EL KOYMALIYDIK

Medeniyetin beşiği olarak Türkleri kabul edemezdik; tam aksine binbir entrika ile bu kültür miraslarına el koyarak biz onları bütün dünyaya barbar, hak hukuk tanımayan bir toplum olarak tanıttık ve bunda da oldukça başarılı olduk. Sümer Kralları Urukagina ve Urnammu, çok tanrılı bir toplum kurarak, insanlar arasında adaleti sağlamak ve haksızlıkları önlemek için yasalar çıkararak, çağımız toplumlarına öncü olurlarken, bugün tek tanrılı bir toplum olan Türkiye’de bizim çalışmalarımız sonucu, fuhuş, rüşvet, hırsızlık, haksız kazanç ve gelir dağılımı aşırı düzeylerdir.

Aslında insanlar tarih kitaplarını açıp okusalar, bütün gerçeği görecekler ama insanoğlu için duyduğuna inanmak yeterlidir, okumak çok zor gelir.

Ben de o ana kadar en medeni ulus olarak İngilizleri görüyordum. Duydukları hiç hoşuma gitmeyince konuyu değiştirmek istedim.

OSMANLI’YI YIKMAK ZOR OLMADI

“Dünya ülkelerini nasıl ele geçirmeyi düşünüyorsunuz?” diye sordum. Rothschild kendimden emin bir tavırla konuşmayı sürdürdü.

Rothschild: Sana tarihten örnekler vererek gücümüzü göstermek istiyorum; Birinci Dünya Savaşı, Avrupa’da bize karşı olan imparatorlukları dağıtmak ve en önemlisi Osmanlı İmparatorluğu’nu parçalayarak Ortadoğu’daki petrol yataklarını ele geçirmek ve İsrail devletinin yolunu açmak için çıkarılmıştı. İsrail devletinin kurucusu sayılan Theodor Herlz, o zamanki Osmanlı Padişahı II. Abdülhamit’e giderek, bizim ailemizin desteğiyle Filistin topraklarını satın almak istedi. Fakat padişah bize karşı çıktı. __________________________________________________________________________________Bizim için Osmanlı İmparatorluğu’nu yıkmak çok zor olmadı. Çünkü padişahlar genellikle Türk kadınları yerine, fethettikleri ülkelerden köle olarak getirdikleri başka din ve ırklara mensup kadınlarla evleniyorlardı. Tabii Hürem Sultan gibi bu kadınlar zamanla ülke yönetiminde söz sahibi oldular ve kendileri gibi yabancı kökenli adamlarıyla bizim istediğimiz gibi, ülkeyi yıkıma götüren bir şekilde yönetmeye başladılar. Padişahlar ise devlet yönetiminin emin ellerde olduğu düşüncesiyle zevk ve sefaya dalmışlardı. ____________________________________________________________________________________Bu da Osmanlı’nın çöküş devrini başlattı. Mason örgütleri tarafından kışkırtılan insanların çıkardıkları isyanlarla topraklar kaybedilmeye başlandı. Hazine plansız harcamalarla tüketildi. Savaş sonunda hedefimize ulaşmamıza az kalmıştı; ama Atatürk adında bir lider ortaya çıkarak planlarımızı bir süreliğine ertelememize neden oldu. Tabii ki sonuçta bizim finans ve silah sanayi şirketlerimiz servetlerini onlarca kez katladılar. I. Dünya Savaşı sonunda Monarşizm tez olarak, Demokrasi antitez olarak, Komünizm’i yani sentezi oluşturdu.

HİTLER, BİZİM TARAFIMIZDAN GETİRİLDİ, ÇÜNKÜ BURADAKİ YAHUDİLER İSRAİL DEVLETİNİ KURMAYA YARDIMCI OLMADILAR

İkinci Dünya Savaşı’nın asıl sebebi şu an olduğu gibi dünyada başlayan ekonomik krizlerdi; diğer bir önemli neden ise Diaspora’nın yani kutsal topraklar dışında yaşayan Yahudilerin, yeni İsrail devletini kurmaya yardımcı olmamaları ve bu ülkeye dönmeyi kabul etmemeleriydi. Hitler’in bulunduğu mevkiye gelmesi ve Alman ulusunu büyülemesi, yine bizim tarafımızdan aldığı mali yardımlar sayesinde olmuştur. Harriman, Guaranty tröstü gibi Amerikan finans devleri, Alman çelik kralı Thyssen’ın mali yardımları ve Thule Örgütü’nün desteğiyle Hitler, dünya savaşı başlatacak güce erişiyordu. ____________________________________________________________________________________Bu iş için Hitler seçilmişti; çünkü Yahudilerden nefret ediyordu. Sebebi ise, babaannesi o zamanlar zengin bir Yahudinin yanında hizmetçi olarak çalışıyordu ve babaannesi bu Yahudi patronu tarafından hamile bırakılmış, durumdan haberdar olan evin hanımı tarafından evden kovulmuştu. Babaanne kucağında bir bebek ile, yani Hitler’in babasıyla, başka bir iş bulamayınca koyu Katolik olan baba evine geri dönmüştü. Hitler zamanla bu gerçeği öğrenmiş, Yahudilere kin duymaya başlamıştı. ______________________________________________________________________________________İsrail topraklarına dönmemekte ısrar eden Yahudileri korkutmak amacıyla birkaç katliama izin verildi ve söylenenden çok daha az kişinin öldüğü bu katliamlar kullanılarak sözde milyonların yok edildiği Yahudi katliamı senaryoları üretildi. Şimdi aynı katliam senaryosu Ermeni Soykırımı adı altında Türklere uygulanmaktadır. Bu saçma soykırım masalı Türklere yüklenecek ve böylece Türkiye yüz milyarlarca dolar tazminat ödemek zorunda kalacak. Bu da Türk ekonomisi için büyük bir darbe olacaktır.

ATOM BOMBASI, YAHUDİLERİN YAŞADIĞI ALMANYA’YA ATILAMAZDI, BU NEDENLE JAPONYA KIŞKIRTILDI

Almanlar’dan nefret eden o zaman ki Siyonist başkanımız Einstein’ın Amerikan Başkanı Roosevelt’e bir öneri mektubu göndermesiyle atom bombası çalışmaları Manhattan Projesi altında başlatılmış ve kısa sürede sonuç alınmıştı. Ama bir sorun vardı, bu bomba çok güçlüydü ve deneme yapılabilmesi için Amerika’nın halkın desteğiyle savaşa girmesi gerekiyordu. Ayrıca Alman şehirlerinde çok sayıda Yahudi yaşıyordu; bu ülkeye atom bombası atılamazdı. Japonlar kışkırtıldı ve daha önceden haber alınmasına rağmen, halkın duygularıyla oynanarak desteğinin kazanabilmesi için yüzlerce Amerikan askerinin ölmesiyle sonuçlanan Pearl Harbor baskınına göz yumulmuş ve bu sorun da aşılmış oluyordu.

İSRAİL DEVLETİ, ROTSCHILD AİLESİ’NİN CÖMERT MALİ DESTEĞİ İLE KURULDU

Ve böylece Büyük İsrail İmparatorluğu’nun temelini oluşturan İsrail Devleti 1948 yılında Rotschild Ailesi’nin cömert mali desteğiyle kuruldu. Ordo Ab Chaos yine işe yaramıştı. Bu arada savaşta iflas eden ülkelerin ekonomilerinin düzeltilmeleri için Harriman, Rockefeller, Vanderblit ve Rothschild finans kurumlarından aldıkları borç paralar devreye giriyordu.

SOVYETLER BİRLİĞİ’NE YETERİ KADAR ÜLKE TAHSİS EDİLMİŞ, MALİ DESTEK VERİLMİŞTİ

Sovyetler Birliği, Hegel Diyalektiği gereği bir karşıt güç yaratılması gerektiği için, Amerikan International Barnsdall Corporation şirketinin verdiği ekipman ve yine Amerikan W.A Harriman Company ve Guaranty Tröstü tarafından verilen mali desteklerle petrol kuyuları ve maden yatakları açarak, ekonomisini geliştirdi. Bu arada dünya ülkeleri komünizm ve kapitalizm arasında seçimlerini yapmaya başlamışlar; Sovyetler Birliği’ne kapitalizmi savunan bizlere karşı eşit bir güç oluşturması ve bu oyunun sürdürülebilmesi için yeteri kadar ülke tahsis edilmişti.

ÇİN, HENÜZ KONTROL EDEMEDİĞİMİZ BİR ÜLKE AMA ABD EKONOMİSİNE KATKISI BÜYÜK

Çin ise Amerikan Bechtel Corporation’ın verdiği teknoloji ve beyin gücüyle süper bir güç haline geldi. Bu ülke henüz kontrol edemediğimiz, dünyadaki tek ülke. Fakat Amerikan ekonomisine büyük katkıda bulunuyorlar; çünkü iş gücü çok ucuz, ayda 30 dolara çalışacak işçi bulmak bizim ülkelerimizde patronların en tatlı rüyası olurdu.

VİETNAM, KORE, KAMBOÇYA, TAYLAND, ENDONEZYA, AFGANİSTAN, İRAN-IRAK, YUGOSLAVYA SAVAŞ ENDÜSTRİSİ’NİN DENEME VE GELİŞMESİNE YARADI

Size dünyadan kısa örnekler vererek konuşmamıza devam edeceğim;

Vietnam savaşında, Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği silah endüstrileri, yeni imal ettiği silahları deneme fırsatı bulmuştu ve silah sanayisini canlandırmak için devlet, eskileri kullanarak elden çıkarmıştı. ‘Agent Orange’ adlı kimyasal silah ile bu zehirin bitkiler üzerinde ölümcül etkileri görülmüş oldu. Bir ülke ekonomisi batağa sürüklendi.

Kore savaşı ile bu ülke iyiye bölündü ve kalkınma hayalleri suya düştü. Böylece ülke ekonomisi tahrip edildi. Ayrıca bu ülkede mikrop bombaları ve dioksin gibi çeşitli zehirler ile biyolojik savaş denemeleri yapıldı.

Kamboçya’da Amerika ile ticaret yapmayı reddeden lider Sihanuk 1970 yılında bir darbe ile devrildi ve yerlerine ülkeyi kaosa sürükleyen Pol Pot ve Kızıl Kmerler geçirildi.

Tayland’da yine ülke yönetimi devrilerek yerine diktatörlük rejimi kuruldu. Ülke ekonomisi yıllarca bize çalıştı.

Endonezya devlet başkanı Suharto 1957-58 yıllarında Amerika Birleşik Devletleri’nin verdiği silahlarla Doğu Timor’u işgal etti ve yıllarca sürecek bir kaos yarattı, binlerce insan öldü.

Afganistan savaşı Ruslara silah sanayisini geliştirmek için büyük fırsatlar sunmuştur. Biz de yeni üretilen silahların etkilerini deneyebilmek için büyük bir fırsat yakalamıştık. Ayrıca ülke çok zengin yer altı kaynaklarına sahiptir. Afganistan yönetimi şu anda tamamen bizim kontrolümüz altındadır.

İran-Irak savaşı Saddam’a büyük vaatler yapılarak başlatıldı. İlk iş olarak birbirlerinin petrol kuyularını ve tesislerini bombaladılar. Tabii sonunda petrol zengini bu iki bizlerden daha fazla silah satın alıp savaşı kazanabilmek için ülke ekonomilerini iflas ettirecek düzeye getirdiler. Sonuçta bütün şehirleri ve petrol tesisleri yine bizler tarafından yeniden kurulacaktı. Bu de yine bizlerden daha fazla borç almakla mümkün oluyordu.

Saddam dolduruşa getirilerek başlatılan 1990 yılındaki Körfez savaşı, ile ırak ekonomisi bir kez daha çökertildi; Kuveyt’i tekrar inşa etmek için milyarlarca dolarlık iş bağlantıları yapıldı; Amerikan askerleri bölgeye ilelebet yerleşti. Bu savaşta test amacıyla tüketilmiş uranyum bombaları kullanıldı. Bu bombalar, etkisi yıllarca sürecek radyoaktif maddeler yayarak bölgedeki yüz binlerce insanın, tabii bu arada bizim askerlerimizin de ölmesine yol açtı, hala da insanları öldürmeye devam ediyorlar.

1990 Yugoslav savaşında salkım bombaları kullanıldı. Bu teknoloji harikası bombalar yere yaklaştıklarında yüzlerce küçük bombalara ayrışıyorlar ve yere düştüklerinde hala patlamamış olanlar her zaman aktif birer bomba olarak kurbanlarını bekliyorlar.

Rotthschild konuşmasına “Bu ülkelerin şimdi tamamen bizim kontrolümüz altında olduğunu sanırım söylememe gerek yok” diyerek ara verdi. Onun kaldığı yerden Rockefeller devam etti.

ZAİRE, ÇAD, YEMEN, GUATEMALA, ŞİLİ, BREZİLYA, DOMİNİK, SOMALİ, PANAMA, EL SALVADOR, BOLİVYA, EKVATOR, PERU, URUGUAY, ANGOLA’DAKİ SAVAŞLAR VE DARBELER BİZİM PLANLARIMIZDI

Zaire devletinin başına CIA destekli bir darbe ile 1965 yılında geçen Mobutu, George Bush’un deyimiyle Afrika’daki en iyi adamımız oldu.

Çad Hükümeti 1982 yılında bir darbe ile devrildi ve yerine diktatör Hissen Harbe geçirildi. Bu geçiş sırasında on binlerce insan öldü.

Yemen 1990 yılına kadar iki ayrı devlet halinde uzun yıllar birbirleriyle savaştılar. Bizim şirketlerimiz zenginleşmeye devam ettiler.

Guatemala’da hükümet, komünist rejim tehlikesi bahane edilerek CIA yardımıyla 1953 yılında devrildi ve bugüne kadar bizim tayin ettiğimiz askeri hükümetlerle ülke sonsuz bir kargaşa içinde yönetilmektedir.

Şili’de General Pinochet, 1973 yılında iktidarı ele geçirerek, yıllarca bizim isteklerimiz doğrultusunda ülkeyi yönetti. Amerika Birleşik Devletleri’ne aktardığı milyarlarca dolarla ülke ekonomisi bataklığa sürüklendi. Ülke insanları sefalet içinde yüzerken, bizler daha zengin olduk.

Brezilya'da komünizmden kurtarılan bir diğer ülkeydi. Ülke yönetimi 1964 yılında bir darbe ile devrildi, ülke Amerika Birleşik Devletleri’nin Güney Amerika’daki en güvenilir müttefiklerinden biri oldu.

Dominik Cumhuriyeti, aynı şekilde 1963 yılında bir darbe ile bizim istediğimiz yöneticilere kavuştu. Ülkenin serveti bizlere aktı.

1990’lı yıllarda Kolombiya’da uyuşturucu ile mücadele etmek maskesi altında ülke yönetimi ele geçirildi. CIA bu ülkeden gelen uyuşturucu parasıyla dünyanın çeşitli ülkelerindeki operasyonlarını finanse ediyor.

Fiji, Grenada, Panama, Somali, El Salvador işgal edildi. Sarin, hardal gazı gibi sinir gazları halk üzerinde denendi. Yüz binlerce insan öldü ve hala ölmeye devam ediyor.

Bolivya, Gana, Ekvator, Haiti, Filipinler, Peru, Uruguay, Angola, Seyşel adaları gibi üçüncü dünya ülkelerinde yapılan darbeler ve karışıklıklar hep bizim planlarımızın bir parçasıydı.

BÜTÜN ÜLKE YÖNETİMLERİNİ KONTROL ALTINDA TUTUYORUZ, AKSİ HALDE TERÖR OLAYLARINI DEVREYE SOKUYORUZ

Avrupa ülkelerinde kurulan İtalya Gladio’su benzeri istihbarat örgütleri sayesinde, bütün ülke yönetimlerini kontrol altında tutmaktayız.

İstanbul’daki sinagoglara yapılan saldırılar ve Madrid’deki tren bombalama olayları, bu ülkelere bizim isteklerimizi görmezden geldiklerini hatırlatmak için yaptırıldı.

New York İkiz Kuleler, Pentagon saldırıları, Kenya ve Suudi Arabistan’daki bombalama olayları ise tamamen bizim planlarımız doğrultusunda icra edildiler.

Ben “dünyada el atmadıkları başka ülke kaldı mı acaba” diye düşünüyordum. Rockefeller böyle beni şaşkınlığa uğratmanın zevkiyle içkisini bir yudumda bitirerek sözlerini tamamladı;

DÜNYADA HİÇBİR YERDE MAFYA VE KAÇAKÇILIK OLAYLARI BİZİM İZNİMİZ OLMADAN YAPILAMAZ

“Bu arada, bütün organizasyonların çok yüksek olan maliyetleri konusu var. Onların kaynağı ise vergiden muaf olan vakıflarımızın topladığı bağışlardan ve mafya ile olan bağlantılarımız sayesinde finanse diliyor. Dünyanın hiçbir ülkesine mafya veya kaçakçılık faaliyetleri, o devletin haberi ve izni olmadan yapılamaz. Yapılması için, üst kademelerde işbirlikçilerin olması gerekir. __________________________________________________________________________________Bu işbirlikçiler gözünü para hırsı bürümüş insanlar seçilir ve bir kere bu işlere bulaşıldı mı, bir daha çıkış yoktur. Dünyanın her yerinde tamamen bizim kontrolümüz altında çalışan mafya, özellikle uyuşturucu ve silah kaçakçılığı ile ilgilenir, çünkü en tatlı para bu alanlardadır. Bu paradan biz en büyük payı alırız ve bu parayla birlikte masum görünüşlü vakıflarımızın desteğiyle bütün bu faaliyetlerimiz finanse edilir ve buna işbirlikçilere dağıtılan para ve rüşvetler dahildir.

NEDEN KUZEY AMERİKA VE BATI AVRUPA VARLIKLI BİR YAŞAM SÜRER DÜNYADAKİ 5 MİLYAR İNSAN, BİZİM 1 MİLYAR İNSANIMIZ İÇİN ÇALIŞIR

Bu örnekler inanın bana sadece buzdağının dışarıdan görünen başı. Gördüğünüz gibi dünyanın her noktası kontrolümüz altında. Hegel Diyalektiği’nin amacımız doğrultusunda ne kadar çok işe yaradığını görüyorsunuz. Hiç düşündünüz mü, Kuzey Amerika ve Batı Avrupa ülkeleri vatandaşlarına rahat ve varlıklı yaşam olanakları sunarken, dünyanın diğer ülkelerinde neden sefalet ve bitmeyen bir kargaşa var? Çünkü bizim ırkımız seçilmiş ırktır, diğerleri sadece köledirler. __________________________________________________________________________________Eğer yaşamak istiyorlarsa ömür boyu bize bu şekilde hizmet etmek zorundadırlar. Dünyadaki 5 milyar insanı bizim toplumlarımızdaki 1 milyar insan için çalışıyorlar. Bütün zenginlikleri bizim şirketlerimize ve dolayısıyla bizim ülkelerimize atkılıyor. Biz gelişmiş ülkeler, her geçen gün daha da zenginleşirken, üçüncü dünya ülkeleri, ekonomileri çökertilmiş, halkı uydurma savaşlar ve olaylarla sefalete sürüklenmiş çaresiz bir halde; refah içinde yaşayan işbirlikçi yöneticileri ve zengin tabakları bizim emirlerimizi bekliyorlar.

Bizimle işbirliği yapanlar, çok yakında yeni dünya hükümetinde kendi bölgelerini bizim idaremiz altında yönetecekler. Üçüncü sınıf ülkelerin halkları eğitim düzeylerine göre işçi olarak çalışacaklar, bizim gibi gelişmiş halklar da bunların üstünde bir hiyerarşi içinde yönetici olarak görev yapacaklar. Bu sınıfa giren ülke insanları için cumartesi günleri dışında bütün bayram ve tatil günleri kaldırılacak ve ancak karınlarını doyurabilecekleri bir maaş karşılığında, bütün yıl boyunca haftanın altı günü çalışacaklar. Bizim insanlarımız günün çok az bir kısmını çalışmaya ayıracak ve günün geri kalan kısmını zevk ve eğlenceyle geçirecekler.

İlk önce bütün bu anlatılanları çok büyük hayaller olarak görmüştüm; ama diğer ülkelerin durumu aklıma gelince gerçekleşme olasılıklarının olduğunu hesapladım. Gerçekten de çok az televizyon seyretmeme rağmen savaş ve ayaklanma haberleri gözüme çarpıyor, açlıktan ve sefaletten sürünen insanları seyrettiğimi hatırlıyorum. Ama ben medya adamıydım ve bütün bunların sebeplerini araştıracak zamanım yoktu…

www.haberiumturk.com

alınan haber aktif link verilerek kullanılmıştır.

Anahtar Kelimeler: ABD'li, Yahudi, Bankacı, Iş, Adamı, David, Rockefeller, , Son
Mehr anzeigen
 
6. Juli
safe_image.php?d=AQACU3U_HlV28WK_&w=30&h
ÇAĞLAR BOYU ARAP İHANETLERİ…
tarihturklerdebaslar.wordpress.com
x
ÇAĞLAR BOYU ARAP İHANETLERİ… | TARİH TÜRKLERDE …

https://tarihturklerdebaslar.wordpress.com/2011/11/20/caglar-boyu...

Gömülü video · ÇAĞLAR BOYU ARAP İHANETLERİ ... mostagonem savaşı; osmanlı dönemindeki arap ihaneti’nin en önemli vesikalarından biridir.
....

çağlar boyu arap ihanetleri - uludağ sözlük

www.uludagsozluk.com/k/çağlar-boyu-arap-ihanetleri

din kardeşi ! saydığımız, birçok millete yeğ tuttuğumuz arapların, türklere yapmış olduğu ihanetlerinin derlemesidir... ne zaman başladı? arap kelime ...
.

arap ihanetleri | TARİH TÜRKLERDE BAŞLAR...

https://tarihturklerdebaslar.wordpress.com/tag/arap-ihanetleri

Posts tagged ‘arap ihanetleri’ Fahrettin Paşa ve MEDİNE MÜDAFASI… on Temmuz 23, 2013; ÇAĞLAR BOYU ARAP İHANETLERİ… on Kasım 20, 2011; Son Yazılar.
Mehr anzeigen
 
slh9ZgwfrSA.gif
Mustafa Aksoy hat etwas in TC Nilgün Özadırs Chronik geschrieben.
6. Juli 2016 11:48
Doğum günün ve bayramınız kutlu olsun
 
5. Juli
Yalnız Alevilerin birligi yetmez Türke zulumdan rahatsız olan sunnilerlede bağ kurmak gerek.O kıza ateş edeni bulup,elındeki tüfegi KIÇINA SOKMAK GEREK DİBİNE KADAR.
 
Desenize Denizbaykalda Aziznesin gibi ölecegine yakın Araplastı.O zaman Allah geçinden nasip etsinde Baykalda gidici demek.Baksanıza öztürk gibi oda zayıflamış :-))Size birşey deyimmi ?Bizimkilerden ne köy olur nede kasaba bunların hepsini çekmeli hesaba:--))))
 
„Bayramlar milli ve dini duyguların, inançların, örf ve adetlerin özlemle hatırlandığı günlerdir. Bayramlar dargınlıkların unutulduğu, insanların kardeşçe kucaklaştığı, insani ilişkilerin kuvvetlendiği günlerdir.  Sevgi dolu ve huzurlu, sağlıklı nice bayramlar geçirmek dileğiyle… Ramazan Bayramımız kutlu olsun.“
Seninde bayramın kutlr olsun,mubarek degil.
 
Hasan bayramın kutlu olsun.Allah RAKIYI degil şarabı serbest etmiş.Rakıyı içersen Allah kızıpda çarpmasın seni :-))))
 
2. Juli
Canan Karatay'ın cezası onaylandı - aksam.com.tr

Canan Karatay'ın cezası onaylandı
www.aksam.com.tr/guncel/canan-karatayin-cezasi-onaylandi/haber-529796

Canan Karatay'ın cezası onaylandı Türk Tabipleri Birliği, Prof. Dr. Canan Karatay için İstanbul Tabip Odası nın verdiği 15 gün meslekten men …
.....

Canan Karatay'ın meslekten men cezası onaylandı!

Canan Karatay'ın meslekten men cezası onaylandı!
www.internethaber.com › Güncel
1 gün önce
Canan Karatay'ın meslekten men cezası onaylandı! Türk Tabipler Birliği, Canan Karatay'a söylediklerinin bilimsel gerçeği yansıtmadığı, halk sağlığına ...
..

Canan Karatay'ın cezası onaylandı - Sağlık Haberleri

www.sabah.com.tr/saglik/2016/07/01/canan-karatayin-cezasi-onaylandi

Mustafa:Canan Karatay'ın cezası onaylandı. Türk Tabipleri Birliği, Prof. Dr. Canan Karatay için İstanbul Tabip Odası’nın verdiği 15 gün meslekten men cezasını ...

Şimdi Canan Karatay işkembeden çok attı.Bir örnek verelim:Tüm TIP bilim adamları 3 bayazdan (UN,ŞEKER ve TUZ)uzak durun derken bu AKLI ayaklarının altında olan Karatay hep TIP bilim adamlarının tersını söyledi
BALMI ?yiyebildiginiz kadar yiyin dedi.Bal her derde DEVE dedi.
Komşum camiye gider hoca vaaz etmektedir BAL üzerinde.Ey camaat peygamber efendimiz dediki BAL her derdi iyileştirir.Bunu duyan hANIM komşum KARACİGERDEN rahatsız olan kardeşine günde 3 kere KAŞIK KAŞIK bal verir.Zavallı hasta bir ay sonra NALLARI diker.Komşum doktoruna durumu açıklar.Doktoru derki karaciger hastalarına hatta o derece BAL sağlam insanlara bile zararlıgır.
Evet,komşum hocayı dinledi kardeşinden oldu ve üstelikte kardeş katili oldu.
Şimdi bizim din adamlarının 00/00.999,9 u aynan Canan karatay kafasındadır.Hiç bir bilimsel anlatıları yoktur.1500 yıl önce Arab ne biliyürse onların bildigini halaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa gerçek sanıp SALLADIKCA sallıyorlar Karatay ACUZESi gibi.Türk Tabibler Birligi gibi DİYENET olmadıgından bu sallamalara diyenette MÖHRÜ ALİYİ basıyor.
Diyenet başkanı digerlerinden iyimi?Bakın diyenet başkanı bir vaazında neler YUMURTLADI.
///BİR BABA , ÖZBEÖZ KIZINA ŞEHVET DUYMASI HARAM DEGİLDİR.///Yani HALALDIR,ŞEHVET duyabilir demek istiyür.Türkçesi AH SENİ BİR YATAĞA ATABİLSEM deye düşünebilir.Bu şekilde KIZIL bir komunist dahi fetva veremez ,VERMEZ.Ama bizim müslüman din adamların başı bunu milletin önünde bunu çok çok rahat söyleyebiliyür.Buna benzer daha neler neler söylüyürler bu din adamlarımız.internetler ve gazatalar bunlarla dolur..
Türk Tabibler Birligini KUTLARIM.Karataya 15 gün caza çok az.Onun doktor diplomasını elinden alması gerekirdi.Onun bir gocagarı doktorundan pek farkı yok.Kim bilsin cami hocası gıbı kaç kişiye nallarını diktirdi.ÇOK geç verildi bu karar ama,hiç yoktan iyidir BABİŞKOLAR :--)))).
Mehr anzeigen
 
 
1. Juli
Ξ̲̅ REHBER KURAN HEDEF TURAN AMACIMIZ İSLAM Ξ̲̅s Foto.
Kur,anın ve Kur,ancıların faydalarını görüyürsünüz.
 
GsNJNwuI-UM.gifJuni 2016
Keine Beiträge
30. Juni
HASSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSSS...................................................................................................................................................rrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr.Yazıklar olsun ülkücülere ki bu AJANIN ardından gidiyürler.Türkeş size susunda gözlerinizi yumun bekleyinmi diyürdü?
 
„Her şeyi yalan her şeyi sahte Her şey açık her şey ortada işte“
Bu adamın sözüne güven duyulurmu.Bir gün terörist dedigiyle ertesi gün GARDAŞ oluyor.
 
28. Juni
Eline SAĞLIK ALİ GARDAŞ.
 
slh9ZgwfrSA.gif
Mustafa Aksoy hat etwas in TC Hatice Türkays Chronik geschrieben.
28. Juni 2016 13:28
Hatice,DOĞUMGÜNÜN kutlu olsun.Daha nice uzun yıllara.Mutlu umutlu YAŞAMLAR.
 
27. Juni
Bu kazak Türklerine hayranım,giysileri,takıları HARİKA.Çok hoşuma gidiyür.
 
26. Juni
CHP ye YENİ bir önder gerek.Baykal ll Erdogandır.Araştır neden böyle yazdığımı?
 
Çok doğru söylemiş ulu INSAN.
 
24. Juni
YAŞAYASIN BE ŞOFOR.
 
23. Juni
Yazarlar
Foreign Affairs’ten Türkiye analizi: Bu senaryo gerçekleşirse darbe olur

Washington'daki Ortadoğu Enstitüsü uzmanı Gönül Tol imzalı analizde; “Sadece bir senaryodan ibaret olsa da, bir darbe olasılığı bugün de var” denildi...


05.06.2016 13:15 Karakter boyutu : ...

Amerikan dış politika dergisi Foreign Affairs’te “Türkiye’nin Gelecekteki Askeri Darbesi” başlıklı bir makale yayımlandı. Washington'daki Ortadoğu Enstitüsü uzmanı Gönül Tol imzalı analizde; “Sadece bir senaryodan ibaret olsa da, bir darbe olasılığı bugün de var” denildi ve bu senaryo şu “ihtimallere” dayandırıldı:

“Eğer PKK ile devlet sarmalı arasında süregelen savaş kontrolden çıkacak olursa, eğer kitlesel şiddet batı şehirlerinde güvenlik zaafiyetinin ortaya çıkmasına neden olursa ve büyük bir ekonomik düşüş yaşanır ve eğer hükümetin otoriter tavırlarında artış sözkonusu olursa, ordu harekete geçebilir. ------------------------------------------------------------------------------------------Şartlar hükümet karşıtı protestoların artışa geçmesine neden olabilir. Bu durumda eğer Erdoğan gaddar bir polis baskısı oluşturur ve daha fazla kaos oluşmasına neden olurken kanlı katliamlar yaşanacak olursa, toplum generallerin yönetimi ele almalarını isteyebilir.”

Şıvan Okçuoğlu Foreign Affairs’teki söz konusu makaleyi Odatv için Türkçe’ye çevirdi. Odatv ara başlıklar koyarak, o makaleyi yayımlıyor:

“Türkiye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın etkisi altında otoriter bir yola girmek zorunda kalmadan önce, pek çok kişi AKP'nin önceki liderinin Türk ordusunu ehlileştiren ve on yıllardır süregelen Kürt meselesini çözen kişi olarak tarihe geçeceğini düşünüyordu. Şimdi ise göründüğü kadarıyla bu umutlar gülünç bir şekilde boş beklentilerden ibaretmiş. -----------------------------------------------------------------------------------------Erdoğan, Kürt isyancılara karşı savaşmaları için orduya boş çek verirken generaller ile samimi bir dostluk geliştirdiği intibası yarattı. Kendi adına Erdoğan bu hareketleri ile bir taşla birden fazla kuş vurduğuna inanıyor olmalı. Bu hareketiyle Erdoğan kontrolsüz hırslarına darbe vuran Türkiye'nin en büyük azınlık grubunu zayıflatırken, aynı zamanda milliyetçiler arasındaki itibarını da güçlendiriyor. ----------------------------------------------------------------------------------------Erdoğan bu süreç içerisinde uzun zamandır arasının soğuk olduğu orduyla ilişkilerini onarırken, bu yakınlaşma kendisini çevrelemekte olan hem ülke içerisindeki hem de uluslararası muhaliflere karşı işine yarayabilir. Fakat Erdoğan için orduyu güçlendirmek de riskli olabilir. AKP iktidarı süresinde seneler boyunca devam etmiş olan saldırgan ve intikamcı bir tutumun ardından yakın çevresinde bulunan danışmanları, Cumhurbaşkanı'nın bir kaplana bindiğini düşünerek korku içerisindeler.

“ASKERİN HAVLU ATTIĞI GÜN”

Ordunun kin beslemek için sebepleri bulunuyor. Türk tarihinin çoğu bölümünde, siyasi işlerde hüküm sürecek nitelikteki dört darbe ile öteki politik liderleri görevden çekilmeye zorlamış ve laik demokrasinin sorgulanamayan muhafızı rolünü sürdürmüştü. AKP 2002 senesinde iktidara geldiğinde, bir zamanlar her şeye kadir olan generallerin etkilerini azaltmış ve onları bölünerek zayıflamaya zorlamıştı. ------------------------------------------------------------------------------------AB'ye katılım kriterlerine göre Ankara orduyu sivil kontrol altına almayı başarmıştı. Askerin saltanatının yargısına kısıtlamalar getirirken, sivil yönetimin gücünü arttırmış ve hatta ordunun en üst düzey komutanlarının atanmalarında aktif bir rol oynamaya başlamıştı. -----------------------------------------------------------------------------------------2007 yılının Nisan ayında (daha sonra e-muhtıra olarak anılacak olan) bir ültimatom askerin web sayfasında yayınlanmış, geçmişte bir başka İslamcı partinin de üyesi ve eşi türbanlı olan Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı yapılmak istenmesine karşı AKP sert bir dil ile uyarılmıştı. ------------------------------------------------------------------------------------Halk ve AKP incinmiş olsalar da Gül yine de seçilmişti. Askerin girişimi popüler bir partinin toplum içerisindeki duruşuna karşı bir darbe vurmak üzere karşı nüfusunu kullanmak için olsa da, bu olayın etkisiyle hemen sonrasında gerçekleşen bir erken seçimde AKP oy oranını %13 oranında arttırmayı başarmıştı.

Aşağı yukarı aynı dönem, hükümetin o dönem yargıdaki müttefiki olan Gülenciler, askeri yetkililere karşı birden fazla soruşturma başlatmışlardı. Ergenekon ve Balyoz adı altındaki davalar ile sözüm ona hükümeti devirmek için komplo kurmakla suçlanan pek çok general tutuklanmış ve yüzlerce emekli asker sorgulanmıştı.---------------------------------------------------------------------------------------------------------- Asker ile AKP arasındaki çatışma doruğa çıkarken 2011'in Temmuz ayının sonlarında Genelkurmay Başkanı istifa etmişti, Türkiye uzmanı olan Henri Barkey bu olayı “askerin havlu attığı gün” olarak tanımlamıştı.

ORDU: 290 HÜKÜMET: 8

Son zamanlarda, her nasılsa, ordunun talihi geri dönmüş görünüyor. Üstündeki Genelkurmay Başkanı adayı protesto için görevinden istifa edince askerin başına geçen ve Erdoğan'ın sadık bir kulu olan Necdet Özel'den beri, Erdoğan ve silahlı kuvvetlerin ilişkileri düzelmiş görünüyor, en azından tepe konumdaki askerler ile durum bö------------------------------------------------------------------------------------------Fakat aralarındaki buzları çözen asıl unsur Gülenci yargıçların Erdoğan, yakın çevresi ve ailesine karşı başlattıkları yolsuzluk soruşturması olmuştu. Bu olayın ardından Erdoğan bir zamanlar ortak olduğu Gülencilere karşı top yekün bir savaş başlatmak konusunda orduyu potansiyel bir müttefik olarak görmüştü. ---------------------------------------------------------------------------------------------Erdoğan'ın danışmanlarından birinin açıklamasına müteakiben, ordu Balyoz davasında yargılanan sanıkların tekrar yargılanmaları için bir dilekçe vermişti. Mahkeme bununla birlikte davayı bütünüyle reddetmiş, delillerin sahte oldukları gerekçesi ile hapisteki generaller serbest bırakılmışlardı. Genelkurmay Başkanı, Hulusi Akar'ın, Erdoğan'ın kızının düğününde şahitlik yapması, AKP ve ordunun birbirlerini şereflendirmeye geri döndüklerinin en son işaretiydi.

Devlet ve PKK arasında devam eden ateşkesin sona ermesi, hükümet ile ordu arasındaki bir diğer ayrılık noktasını ortadan kaldırmış bulunmakta. Ordu, PKK ile hükümet arasında devam eden barış görüşmelerine muhalif bir tavır sergiliyordu ve hükümeti Kürt bölgelerinde süregelen PKK aktivitelerine karşı gözünü kapatmakla suçluyorlardı. -------------------------------------------------------------------------------------------2014 yılında ordu ülkenin güneydoğusunda PKK'ya karşı 290 ayrı operasyon gerçekleştirmek için başvuruda bulunmuştuysa da, hükümetin ancak sekiz tanesine onay vermesi, ikili arasındaki en hassas konu haline gelmişti. 2015 yılında devlet ve PKK arasındaki savaşın yeniden başlaması, hükümet ile ordu arasında ittifak oluşmasını kolaylaştırdı.-------------------------------------------------------------------------------------------- Suriye ve Irak'ı içine çeken kaos ortamı ve Türkiye ile Rusya arasında artan tansiyon da ordunun yeniden iç ve dış kudret simsarı haline gelmesinde etkili oldu. Daha önce askere karşı açılan suç dosyalarını demokrasi yolunda atılmış önemli bir adım olarak tanımlayan Erdoğan ve yandaş basın şimdilerde Türkiye'nin iç ve dış düşmanlarına karşı mücadele ettiğini söyledikleri orduyu ''silahlı kuvvetlerin kahramanca çabaları'' sözleri ile övüyorlar. İsmail Kahraman'ın anayasadan laikliğin tüm izlerini silmeye yönelik sözlerine karşı Erdoğan, bu yeni ittifaka istinaden jest yapmak için laiklik savunuculuğu yapmaya başlıyordu.

BİR DARBE OLASILIĞI BUGÜN DE VAR

Erdoğan açıkça bu jestlerin orduyu istediği çizgide tutacağına bahse girer gibi görünüyor, fakat aslında ateşle oynuyor; ordunun bir fırsat görmesi durumunda politik süreçlere müdahil olmaya yönelik davranarak eski doğasına geri döneceğine dair korkuları olanlar da yok değil. Gerçekte, ordu zayıf düşmüş olabilir fakat oyunun bütünüyle dışında kaldığını da söyleyemeyiz. Kesinlikle hatırı sayılır ölçüde kurumsal bir özerkliği elinde bulunduruyor. -----------------------------------------------------------------------------------------------------------------Kemalizm, cumhuriyetin kurucu ideolojisi olduğu kadar İslamcılık ve ayrılıkçı Kürtlere karşı da bir siper görevi gördüğü gibi, askeri yüksek okulların ve akademilerinin mevcut müfredatının çekirdeğini oluşturmaya devam ediyor. Akademilerde İslam’a yegane referans Atatürk bağlamında yapılmaktadır. ---------------------------------------------------------------------------------------Ordu aynı zamanda, hükümet ve yakın çevresindekiler tarafından yapılan imam ve vaiz yetiştirmek üzere kurulmuş olan devlet destekli meslek okullarından imam hatip mezunlarının askeri akademilere girebilmeleri çağrısına da direniyor. Ordu bu okullardan gelecek öğrencilerin Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesindeki rütbeler arasında dinin yayılım göstereceğini ve bu sayede hükümetin orduyu daha fazla kontrol altına alabileceğine inanıyor. ---------------------------------------------------------------------------------------------------Savunma bütçesi büyük ölçüde sivil denetime kapalı ve ordu kendi personel müdürlüğünün kontrolünü elinde tutmaya devam ediyor. Genelkurmay Başkanı'nın Savunma Bakanlığı'nın emrinde olmadığını da belirtmekte fayda var ve İç Hizmet Kanunu ordunun politikaya karışmasına yardımcı olan unsurlardan biri olmuştur ve mevcudiyetini aynen korumaktadır. -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------Devletin yasası “Anayasada belirtildiği üzere Türk Silahlı Kuvvetleri Türk vatanını ve Türkiye Cumhuriyetini koruma ve muhafaza etmekle yükümlüdür” demektedir. Ordu geçmişte yaptığı darbelere istinaden bu maddeyi yasal bir gerekçe olarak göstermiştir.

Buna rağmen ordu, en azından şimdilik politik süreçlere bilhassa ilgili görünmüyor. Halkın e-muhtıraya olan tepkisinden sonra, politikanın dışında kalmayı tercih eder görünmektedir. Son günlerde hükümet destekli çevrelerin ordunun darbe yapacağına dair söylemlerine Genelkurmay yayınladığı ve sert bir dil ile kaleme alınmış ifadesinde ileri sürülen savları reddetmiş, sonrasında daha da ileri giderek bu haberleri yayan medya kuruluşlarına karşı yasal süreç başlatılmıştı. -------------------------------------------------------------------------------------------Ordu politik süreçlere müdahil olacağı zaman daima ulusal desteği arkasına almaya dikkat etmiştir. Ordunun yönetimi eline aldığı 1980'in kanlı sürecinde yaşanan darbede mesela, halkın büyük bir desteği söz konusuydu ve ordunun yönetime el koymasının düzeni yeniden inşa etmekte öneme sahip olduğu düşünülüyordu. --------------------------------------------------------------------------------------------Fakat bugün, ordu gayet iyi biliyor ki %50 oy oranına sahip Erdoğan ve partisi AKP'ye karşı olası bir darbe girişimine karşı ufak ölçekli de olsa bir halk desteği ile karşı çıkılabilir ve toplumun yönetimini eline almaya kalkışan ordunun gayretleri boşa çıkabilir.

Sadece bir senaryodan ibaret olsa da, bir darbe olasılığı bugün de var. AKP iktidarının 14 yılında ordunun laiklik duruşu bir ölçüde yumuşatıldı, fakat Kürt ayrılıkçılığı halen silahlı kuvvetlerin kırmızı çizgisi olma özelliğini koruyor. ------------------------------------------------------------------------------------------Eğer PKK ile devlet sarmalı arasında süregelen savaş kontrolden çıkacak olursa, eğer kitlesel şiddet batı şehirlerinde güvenlik zaafiyetinin ortaya çıkmasına neden olursa ve büyük bir ekonomik düşüş yaşanır ve eğer hükümetin otoriter tavırlarında artış sözkonusu olursa, ordu harekete geçebilir. -----------------------------------------------------------------------------------------Şartlar hükümet karşıtı protestoların artışa geçmesine neden olabilir. Bu durumda eğer Erdoğan gaddar bir polis baskısı oluşturur ve daha fazla kaos oluşmasına neden olurken kanlı katliamlar yaşanacak olursa, toplum generallerin yönetimi ele almalarını isteyebilir. -------------------------------------------------------------------------------------------Bu hoş olmayan senaryoların yaşanması durumunda generaller belki de askeri müdahale yerine politik süreçleri tercih edebilir ve hükümete istifa etmeleri için baskı uygulayabilirler. Türkiye artık askeri cunta yönetiminde politik ve ekonomik gelişim gösterebilecek durumdan oldukça uzak.

RÜTBELİ ASKERLERİN KAŞLARININ ÇATILMASI

Fakat şartlar bu noktaya ulaşana dek hükümet ve ordu iyi ilişkilerini koruyacaklardır. Bu çok önemli ancak, bu ittifakın taktiksel doğasını ve kısıtlamalarını vurgulamaktadır. Şimdilik ilgilendikleri alanlarda aynı çizgide olabilirler fakat, her iki tarafı birbirinden ayıran halen çok sayıda sorun da bulunmaktadır. ------------------------------------------------------------------------------------------Erdoğan'ın artan otoriter tutumları, Kürt sorununa istinaden sık aralıklarla görülen yan çizmeleri ve Orta Doğu odaklı agresif dış politikasının Türkiye'yi geleneksel Batılı müttefiklerinden uzaklaştırması, ordu içerisindeki rütbeli askerlerin kaşlarının çatılmasına neden olabilir.

Erdoğan orduya karşı aldığı gardının düşmesine izin vermeyecektir. Türkiye'nin kırsal alandaki paramiliter polis gücü olan Jandarma Genel Komutanlığı'nı hükümetin Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ayırarak İçişleri Bakanlığı'na bağlama girişimi Jandarma rütbelerini AKP destekçileri ile doldurarak orduya denk alternatif güç yaratma gayretinin bir parçasıydı. Fakat nihayetinde Kürt sorunu sadece bu evliliğin gelecekteki durumunu değil, aynı zamanda ordunun Türk siyaseti üzerindeki rolünü de belirleyecektir.”

Kaynak: Foreignaffairs.com
Çeviri: Şıvan Okçuoğlu

Odatv.com
Mehr anzeigen
 
22. Juni
Sevgılı dostlar,gene sızınle olmaya geldım.NASILSINIZ.Umarım ASLANLAR gıbısınızdır.
 
GsNJNwuI-UM.gifMai 2016
Keine Beiträge
29. Mai
Deniz Baykal chp yi toparlamayi birakinda bir an önce batirir.Erdoganin en büyük yardimcisi Baykaldir.Baykal olmasaydi Erdogan milletvekili bile olamayacakti.-----------------------------------------------------------------------------------------Bülent Ersoy, Baykal'a tazminat ödeyecek
A.A.
12 Aralık 2006 - 13:17Son Güncelleme : 12 Aralık 2006 - 15:05
Bülent Ersoy, Baykal'a tazminat ödeyece

CHP ...Genel Başkanı Deniz Baykal, “12 Eylül döneminde sahne yasağımın kaldırılması için şimdi bir parti genel başkanı olan kişi benden servet istedi” diyerek kişilik haklarını ihlal ettiği iddiasıyla sanatçı Bülent Ersoy aleyhine açtığı manevi tazminat davasında, Ersoy'dan 15 bin YTL manevi tazminat kazandı.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, sanatçı Bülent Ersoy aleyhine açtığı 300 bin YTL'lik manevi tazminat davasının görülmesine Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edildi. Duruşmaya Baykal'ın avukatı Şahin Mengü ile Ersoy'un avukatı Halil İbrahim Serbest katıldı.

Avukat Serbest, daha önceki savunmalarını ve tanık dinlenmesi yönündeki taleplerini tekrarlayarak, davanın reddine karar verilmesini istedi. Baykal'ın avukatı Mengü ise davanın kabulünü talep etti.Yargıç Yaşar Eren, davayı kısmen kabul ederek, sanatçı Bülent Ersoy'un, CHP Genel Başkanı Baykal'a yasal faiziyle birlikte 15 bin YTL manevi tazminat ödemesine karar verdi.

"SAHNE YASAĞIM İÇİN PARA İSTEDİ" DEMİŞTİ

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “12 Eylül döneminde sahne yasağımın kaldırılması için şimdi bir parti genel başkanı olan kişi benden servet istedi” diyerek kişilik haklarını ihlal ettiği iddiasıyla sanatçı Bülent Ersoy aleyhine 300 bin YTL'lik manevi tazminat davası açmıştı.

Ersoy'un bir televizyon kanalında ve bir gazetede yer alan açıklamalarının ardından Baykal'ın avukatı Şahin Mengü tarafından açılan davanın dilekçesinde, ”Ersoy için sağa sola rüşvet vermek doğal olabilir, ancak Atatürk'ün kurduğu, devletin ve cumhuriyetin kurucusu olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel başkanı için doğal kabul edilemez. Rüşvet iddiası toplumda Baykal'a karşı kin ve nefret duygusu doğuracaktır” denilmişti.

Dava dilekçesinde, Ersoy'un asılsız iddialarının Baykal'ın kişilik haklarını ağır biçimde zedelediği savunularak, 300 bin YTL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte tahsil edilmesine karar verilmesi talep edilmişti.

Bu haberi okuyanlar bunları da okudu

Trendist Ataşehir’de son 60 daireye özel 60 Aya %0,60 fırsatı büyük ilgi görüyor.
İLANDIR
İLANDIR
BBC'nin dizisinde Haluk Bilginer! İşte ilk fragman
Soygun girişimi sonu oldu

Formula yarışında inanılmaz kaza
Bahçelerinde ayı besliyorlar
Dünyaya dönüşü böyle görüntülendi

Okuyucu Yorumları { Toplam 100 Yorum }

mithat özdemir 12.12.2006 22:00:03
BU DENİZ BAYKAL HERŞEYİ YAPAR.
Beğendim Beğenmedim
yahya uysal 12.12.2006 20:31:05
Ben Bülent Ersoy'un kesinlikle doğru söylediğine inanıyorum. Aksi durumda Deniz Baykal'a iftira atmış olması gerekir ki, bunu yapması için geçerli bir sebep ortada yok.
Beğendim Beğenmedim
twin markus 12.12.2006 20:24:22
popstar alaturk'aya yarıyacak...
Beğendim Beğenmedim
Ramazan TINÇ 12.12.2006 20:21:04
DİVA SÜPER REKLAMI FAİZİYLE BERABER 15 BİN YTL'YA BEDAVA DENİLECEK BİR TAZMİNATLA HALLETMİŞ. AKILLI HANIMDIR BÜLENT HANIM,AKILLI...
Beğendim Beğenmedim
Şenol ÖZTÜRK 12.12.2006 20:13:49
Şarkıcı ve politikacı ikisininde amacı bir şekilde gündemde kalmak .
Mehr anzeigen
 
22. Mai
woD-JZlavCY.gif
Mustafa Aksoy hat seinen Status aktualisiert.
22. Mai 2016 19:31
x
Hieroglyphs of Abydos

Mısır 'daki Abydos tapınağındaki hiyerogliflerde ,helikopteri ,tankı, kargo uçağını ve planörü çağrıştıran şekiller vardır. Bu hiyeroglifler başka hiyerogliflerin altına gizlenmişlerdi. İlk tabaka hiyerogliflerin yerinden kopup düşmesiyle bu esrarengiz şekiller gün yüz
 
 
19. Mai
safe_image.php?d=AQCpOAEk3LhFtFDG&w=30&h
Gök Tanrı
gok-tanri.blogspot.com
Bizans'ın kökenindeki Türk izleri | Gök Tanrı
gok-tanri.blogspot.com › Bizans › Türkler
Diese Seite übersetzen
30.06.2013 - Demek ki kültür… Bu da (bütün ötekilerin dışında) bir milletin anılarının deposu. Kültürsüz millet yoktur, geçmiş yoktur. Efsaneleri, masalları ...
 
18. Mai
Bence Kilicdaroglu ve Bahcali hic zaman kaybetmeden iSTiFA edip cekilmelidirler.Baykalsa onlardan kötüdür iyi degildir.Gecdoganin taaaaaaaaaaaa tepeye cikmasinda cok büyük yardimi olmustur.Oda cekilip kaybolmalidir ortadan.,ALTI OKUN hakkini tam manasiyla verebilecekler öne alinmalidir.HALKIN DEDIGI GELDi iSMET KESILDi Kismet DÜZELTiLMELiDiR.Yoksa bunlar partilerin basInda 1-2 yil daha kalirsa TÜrkiyeyi BÖLÜNMEDEN kimse kurtaramaz..
 
17. Mai
Türkiye, Adım, Bölünme, Sürecine, Nasıl, Getirildi BANU ... - YouTube
Video zu "türkiye adim adim bölünme sürecine nasil getirildi"
10:42
https://www.youtube.com/watch?v=5Y9aYTMxsCw
05.06.2012 - Hochgeladen von TÜRKİYE GERÇEKLERİ
SAYFAMIZA BEGENIN: TÜRKİYE GERÇEKLERİ: ... Sizler galiba turkiyede yasamiyorsunuz NASILMI ...
Türkiye Adım Adım Bölünme Sürecine Nasıl Getirildi ?BANU AVAR ...
mp3.axsamlar.biz/.../turkiye-adim-adim-bolunme-surecine-nasil-... - Diese Seite übersetzen
SAYFAMIZA BEGENIN: TÜRKİYE GERÇEKLERİ: ... Türkiye Bölünür Mü Yılmaz Özdil Abbas Güçlü ile Genç Bakış (05:35) · Banu Avar'la Sınırlar Arasında ...
 
safe_image.php?d=AQBRmxHIpF8SiYKi&w=30&h
Eski Türklerde Kadın
gokturukler.wordpress.com
xEski Türklerde Kadın – GÖKTÜRKLER
https://gokturukler.wordpress.com/.../konu.../eski-turklerde-kadi...
Diese Seite übersetzen
Eski Türk toplumlarında aile en önemli sosyal birlik olduğundan, ailenin temelini teşkil eden kadın, Türk destanlarında ve Türk felsefesinde öyle yüce bir .
 
Eline saglik güneyli
 
16. Mai
Yemedi degilmi? :-)))
 
KABENIN HZ,iBRAHiM TARAFINDAN YAPILDIGI YALANI.
Uludag sözlük:

kuran-ı kerim'de yer alan büyük bir tarihi hatadır.

kabe'nin tarihi olarak ibrahim peygamber tarafından yapılmış olması imkansızdır.
...

Tevratta yaptığım aramada tek bir yerde bile "Kabe"den bahsedilmediğini fark ettim. Bilinen diğer isimleriyle de sonuç değişmedi.

Neden...???

Kuran'ın anlatımına göre, Mekke'de bulunan Kabe peygamber ibrahim tarafından yapılmıştır.

Kendisi ve oğlu ismail Arabistan'a gelmişken o binayı inşa etmişler. Bu öğretişle Arapların tapınma merkezi olan Mekke bugüne kadar önemini devam ettiriyor.

Onun için buna şimdi biraz dikkat edelim, acaba ibrahim gerçekten o binayı yaptı mı?

Dikkatle ve tarafsız araştırdıktan sonra anlayacağız ki, bu sonradan uydurulmuş bir öğretiştir.

1) Bu bilgi ibrahim'in biyografisine uymuyor...

ibrahim'in hayatını adım adım Tevrat'ın Tekvin kitabında okuyoruz, bugünkü Irak'ta bulunan Ur kasabasında doğdu, sonra Türkiye'deki Harran kasabasında yaşadı. Bir zaman için Mısır'a kaçtığını da okuyoruz. Hayatının geri kalan günlerini de Filistin'de geçirdi. Ama hiç bir yerde Arabistan'a ayak bastığını okumuyoruz.
Öyle olsaydı, Tevrat onu yazmayacak mıydı?

Müslümanlar bunun gibi çıkmaz durumlara düşerken "Ama tevrat değiştirildi" lafını ortaya atıyorlar.
Tabii ki, öyle bir şey mümkün ama tevratı değiştirip Kabe'nin ibrahim tarafından yapıldığını anlatan bölümlerin çıkartılması kimin ne işine yarayacaktır? Bunun mantıklı tarafı da yoktur.

Elimizdeki Eski Ahit el yazmaları Muhammed'in zamanından 600 seneden daha eskidir.
Ve onlarda ibrahim'in Mekke'ye ya da Arabistan'a gittiğini okumuyoruz.

Muhammed'den önce kimse "ibrahim Arabistan'a gelip, Kabe'yi kurdu" teorisini ortaya atmamıştı.

Muhammed'den 600 sene önce kişilerin daha Arapların peygamberinin ortaya çıkacağından haberleri yoktu.
Nasıl o zaman kendi kutsal saydıkları kitabını değiştirmeye ihtiyaç duysunlar?

Kuran'ın anlattığına göre, ibrahim Mekke'deki Kabe'yi oğlu ismail ile birlikte yapmış;

Bakara suresi 127. ayet:
Ve o zaman ki, Ibrahim Beyt'in temellerini yükseltiyordu. Ismail ile birlikte söyle dua ettiler: "Ey Rabbimiz, bizden kabul buyur. Çünkü daima işiten, daima bilen Sensin ancak Sen!"...

Tevrat'ta ise, öyle bir şey okumuyoruz. Bu Arapların boş hayallerinden fırlama bir öğretişdir.

Zira ismail soyunun Arapları oluşturduğu farzedilir,
tevrata göre vaad edilmiş çocuk aslında ishak'tır ve ibrahim'in gerçek eşi Sara'dan olmadır,

halbuki ismail hizmetçisi Hacer'den olmadır ve kuvvetle muhtemel Araplar bir şekilde bu durumdan bir hayıflanma gösterdiklerinden kabe yapıcıları olarak ibrahim ve ismail'i öne çıkartmaya çalışmışlardır.

ismail için bugün hala Araplar "Arapların babası" terimini kullanırlar ki bu herhalde yeterli bir etkendir.

2) Bu bilgi tarihe de uymuyor...

Tarihe bakarsak, Mekke'deki Kabe ilk olarak isa'dan önce 60 senesinde Roma'lı bir tarihçi olan Diodorus'un kitaplarında geçiyor. Onu bütün Araplar tarafından büyük saygı gören bir "putevi" olarak anlatıyor.

ibrahim isa'dan 2000 sene önce yaşadı. Bütün bu zaman içide bir kere olsun, tarihçiler Mekke'deki Kabe'yi anlatmıyorlar.

Mesela, tarihçilerin babası olan Yunanlı Herodot isa'dan 440 sene önce iran'ı ve de Arabıstan'ı anlatırken, Arapların adetleri ve inançlarından da söz ediyor. Kuran'da geçen Al ilah putunun adını kullanıyor. Fakat kabe'den hiç söz etmiyor.

ilginç...

Demek ki Kabe, Herodot'un zamanı (isa'dan önce 430 senesi) ile Flavius'un (isa'dan önce 60 senesi) zamanının arasında yapıldı.

Bütün bunlar gösteriyor ki, Kabe ibrahim'den çok sonra yapıldı.

3) Bu öğretiş hadislere de uymuyor...

Son olarak, Müslüman kaynaklarında yer alan ve birbirlerine ters düşen iki bilgiye de yer verelim.

Yukarıda gördüğümüz gibi, Muhammed de Arapların "Kabemiz ibrahim tarafından kuruldu" masalını Kuran'ın içine aldı.
Bunun mümkün olmadığını da gördük.

Ama aynı zamanda en büyük Hadis koleksiyonu olan ve Kuran'dan sonra ikinci önemli kitap olarak anılan Buhari'nin hadislerinde Muhammed'in şu sözünü okuyoruz:
-----------
Abu Dar şöyle rivayet etti:
Ben dedim: "Ey Resulullah! Yeryüzünde yapılan ilk camii hangisi idi?" O da dedi: "(Mekke'deki) Mescidi Haram." Ve ben sordum: "Ya ondan sonra hangisi yapıldı?". O da cevap verdi: "(Yeruşalim'deki) Mescidi Aksa". Ben gene sordum: "Onların yapılmasının arasında ne kadar zaman geçti?" O da, "Kırk sene" diye cevap verdi...
(Sahih Buhari, cilt 4, kitap 55, hadis 636)
-----------
Mekke'deki Kabe ne zaman yapıldığı bilinmiyor; oysa kudüs'teki Mescidi Aksa hakkında kesin tarih bilgilerimiz var onu kral Süleyman isa'dan önce 953 senesinde tamamladı.

Bu hesaba göre, Kabe ondan 40 sene önce, yani 993 senesinde yapılmış olmalı. O da ibrahim'in hayatından 1100 sene sonradır.
Bu durumda birisi yanlış söylüyor ya Kuran ya da Buhari'nin hadisi.

ikisi aynı anda doğru olamaz.
--spoiler--

e şimdi kabe'yi ibrahim peygamber ve oğlu ismail yapmadı da kim yaptı?

düşünün ki al ilah putunun ismi bir tarihi kaynakta geçiyor ama kabe aynı tarihi kaynakta yok...neden hacılar?

bu sorunun cevabını bulmak için kabe'nin mimarisine bir göz atacak olursak, gözümüze çarpacak ilk şey kabe'nin güneydoğu kenarında bulunan hacer ül esved taşı olur.

Kabe'nin köşesindeki bu kara taş, müslümanlar tarafından kutsal Kabul edilir ve Hacerül Esved diye adlandırılır. Bu, Sanskritçe bir kelime olan "Sanghey Ashweta" dan gelir ve "beyaz olmayan taş" anlamındadır. "Shiva Lingam"ın adı da "Sanghey Ashweta"dır. Kabe'de bulunan bu taş, Hindu kutsallarıyla büyük benzerlik gösterir.

--spoiler--
not:
Shiva Lingam: Hinduizm'de kutsal olan ve yaratıcının enerjisini simgeleyen taş.
--spoiler--

vay anasını sayın seyirciler hindular nereden çıktı ya şimdi?

cevap basit;
brahma-->abraham-->ibrahim...

neyse...
mimari diyorduk ya la?

hacer ül esved taşının yönüne dikkat edelim...

--spoiler--
Saivagama ve Veda Kutsal Kitaplarında bütün Shiva tapınakları, Shivalinga (Shiva'nın sembolü) doğu yönüne bakacak şekilde inşa edilirler.
Dünyadaki tüm tapınaklarda bu gözlemlenir. Tapınağın giriş kapısı her zaman doğu veya kuzeydoğu yönüne bakar. Vaastu'ya gore (bir mekanı fiziksel ve metafiziksel güçlerle uyum içinde olacak şekilde düzenlemek, tasarlamak), ibadet bölümü her zaman evin kuzey doğusunda olmalıdır ve tanrı-tanrıça simgeleri de doğuya bakmalıdır. Evin giriş kapısı doğuya ya da kuzey doğuya bakmalıdır. Bu durum, Kabe'nin girişi ve Hacerül Esved'in yerleştirildiği yerde de aynı şekilde görülebilir.
--spoiler--

bak şimdi iş fengşui ye gidecek.

neyse efendim toparlayalım,

--spoiler--
Klasik Arap dili bugünkü Arabistan'da değil, Levant denen, Arabistan yarımadasının kuzeyinde, Akdeniz'den başlayarak bugünkü Suriye ve Irak'ı içine alan geniş bölgede gelişmiştir.
islam ortaya çıkmadan çok once de, Kabe bir hac yeriydi. Kabe kelimesi olasılıkla yaklaşık MÖ 1700 lerde, Tamil dilinden gelme bir kelimedir.
Tamil'de Nadu Kabaalishwaran tapınağı tanrı Shiva'nın tapınağıdır ve Kabaall, tanrı Shiva'yı temsil eder.
--spoiler--

--spoiler--
Kabe'de sekizgen şekilli kaide (bir taş) ibrahim'in makamı adıyla bilinir. Hinduizm'de yaratıcı Brahma'nın kaidesi de sekizgen şeklindedir.
Müslüman hacılar, Kabe'nin etrafını yedi kere dönerler. Hindular da tanrı ve tanrışalarını tavaf (paradakshina) ederler. Bu, Kabe kutsallığının islam öncesi dönemden gelen bir geleneğidir.
Müslüman hacıların, aynen Hinduların kendi kutsalları etrafında tavaf yapmaları gibi, Kabe'yi tavaf etmeleri, söylenenin aksine, islam'da taşların kutsal olmadığı iddiasının doğru olmadığını gösterir.
--spoiler--

görüldüğü üzre kabe'nin mimarisinde hinduizmin etkisi büyük. e haliyle hinduizmin ve bölgedeki diğer dinlerin de islamiyet üzerinde etkisi büyük olacaktır.
sssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssss
lakin kabe'nin bir hindu mabedi olduğuna dair asıl kanıtı sona sakladım,


Kral Vikramaditya yazıtı, kutsal Kabe'de asılı duran altın bir kabın üzerinde bulunmuştur. ----------------------------------------------------------------------------------------------------------Bu, hiç bir şüpheye yer bırakmaksızın, Arap yarımadasının tarihteki Hindistan imparatorluğunun bir parçası olduğunu kanıtlar.
sssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssss

(Kaynak: Mekteb-i Sultani (Galatasaray Lisesi) kütüphanesi, Sayar-ul Okul, sayfa 315).

---------------------------------------------------------------------------------------
yani işin aslı şu ki panpalar, biz hacca gidip kabe'yi tavaf ederken ve hacer-ül esved taşına dokunup onu öperken aslında tanrı shiva'ya yapılan bir ibadeti gerçekleştiriyor ve shankara taşına dokunabilmek için birbirimizi eziyoruz.
----------------------------------------------------------------------------------

zaten kuran-ı kerim'de haccın esaslarından bahsederken farklı manalardan bahsediliyor lakin günümüzde bu shiva hindu ibadeti uygulanıyor.

haccın orijinal haline ise başka bir konu başlığında değiniriz yeter lan. çok uzun oldu "özet geç piç" diye yazar dururlar birazdan...:-)))))
Mehr anzeigen
 
15. Mai
14. Mai
Adamin yüzünde meymenet yok.
 
woD-JZlavCY.gif
Mustafa Aksoy hat seinen Status aktualisiert.
14. Mai 2016 13:37
Türkün AHLAK anlayisiyla Arabin Ahlak anlayisini nasil bir tutarsin LAN sen SAPITTINMI?
 
 
12. Mai
Gelir dağılımında dünyanın en ahlaksız beş ülkesi:
Şili,
Meksika,
Türkiye,
Amerika,
İsrail
FacebookTwitterGoogle GmailShare
 
11. Mai
woD-JZlavCY.gif
Mustafa Aksoy hat seinen Status aktualisiert.
11. Mai 2016 14:28
Dünyada hicbir ülkede yasanmayan AHLAK ,JAPONYADA japon halkı tarafindan YASANIYOR

çalışarak elde etmenin insana kattığı ahlak ve terbiye anlayışıdır...

çalışan bilir ki kendi her şekilde yapabilir ulaşmak istediği amacını,
çalışmayan oturup ona buna pislik atıp ortalık karıştırır, fakir edebiyatı yapar. bu oran türkiye'de %47 civarındadır.
...
saygıdan fazlasını hakeden ahlaki anlayıştır. örnek alıp feyzlenmek icap eder. bu zayıflık değil aksine kudretin emaresidir.

saygıyla takdir edilecek ahlaktır.

Elazığ da akşam 5 gibi deprem olacak evlerinizi boşaltın diye etrafa dedikodu yayıp akşam evini boşaltan halkın evini soyan hırsız vatandaşlarıma da örnek olmasını diliyorum.

not: şaka değil 21 şubat 2007 depreminden bir gün sonra yaklaşık 75 ev soyuldu bu yolla.

Anlatılan odur ki , zamanın birinde bir tren kazasından sonra çok sayıda kişinin ölümüne dayanamayarak, vicdanını dinleyip, harakiri yapan japon ulaştırma bakanı.

Gerçekten son derece saygı duyulası bir ahlaktır. böyle zor zamanlarda bile bu ahlaklarından ödün vermiyorlar.

Bu ahlak ne dinden ne de kişisel bir çıkardan geliyor. Toplumun genel yapısı ve kültürü böyle. Gerçekten de insanı hayran edecek cinsten. Ekonomi, ticaret ve teknolojide bu kadar başarılı olmalarına şaşmamak gerek. Sonuçta her şeyin başı ahlak.

Ülkede yaşanan o kadar felaketten sonra her kişinin 5 litre benzin alma hakkı var ve kimse bunun dışına çıkmadan başkasının hakkına girmeden yaralarını sarmaya çalışıyor ülkesinin. Binlerce kişinin ölmesine rağmen gayet soğukkanlı bu japon milleti. Böyle bir felaket * başımıza gelmiş olsa, felaketten ziyade ülke insanları birbirini öldürmeye başlar.
5 litre benzin mi olur lan. uzun yola gidiyorum ben...

Nerde bu devleeeeeeeeeeeet, nerde bu milleeeeeeeeeeet
diye nida etmemeleri, sessizce sıralarında bekleyip, yakarışlar yerine sükunet içinde bulundukları vahim durumdan kurtulma çabaları gerçekten takdirlere şayandır.

iktisadi üstünlüklerinin de etkisi ile durumu çabuk toparlayacaklarını bilmelerinin bunda büyük etkisi olsa da bu metanetleri gözlerden kaçmıyor.

Irkçılık yapılacaksa bu konu da yapılsın başımızın üstünde yeri vardır.
Bakın japon'lara ahlak ve onurlu yaşayıp onurlu ölmek konusunda gerçekten de üstün IRKLAR.

17 ağustosta başımıza gelen o acı olay da, ölülerin dişlerini söken,
bilezik takılı kollarını kesen,
çalan çırpan insanları hatırladıkça... neyse lan sövecem şimdi.

Calsalar nereye gidecekler ülke zaten mahşer alanı sorusunu akla getiren başlık. Herkes canının derdinde.

iyi ahlakın dinle olmayacağını anlatır anlayana.

Yüzyıllara dayalı japon medeniyetinin ve bu bağlamda, medeniyet yaratan bir kültür toplumu olmanın doğal sonucudur. Sam amca ve torunlarının, dünyaya hükmeder oldukları halde henüz becerememiş oldukları bir zenginliktir bu.

Örnek oluşturması gereken fakat Türk milleti olarak katiyyen örnek almayacağımız ahlaktır.

Afet anında yapacağımız işler belli bizim;
- beyaz eşya yağmalamak
- çul çaput yağmalamak
- enkazdan çıkan cesetlerin üzerindeki ziynet eşyalarını, paraları çalmak
- yarı yıkık evlere girip, içerde ne var ne yoksa yükleyip gitmek
- uzak diyarlardan deprem bölgesine hırsızlık için gelmek
- ortalık ceset kokarken gelen yardım malzemelerini ve paraları cebe indirmek
- ortalık cesetten geçilmezken hala kimi dolandırabilirim? diye düşünüp, belki evladını, belki anasını-babasını, kardeşini, belki eşini, belki bütün ailesini kaybetmiş bir insanın çaresizliğinden yararlanmak
- olmadı, öldürmek istediğimiz kişiyi öldürüp, deprem sebebiyle öldü süsü verip, ondan kurtulmak.

Ben bunları kıçımdan uydurmadım. Bu bizim felaketimizdeki tabloydu. 17 ağustos kara bir gündü, ama aynı zamanda da kara bir lekeydi.

Allah korusun, bugün deprem olsa, bir 17 ağustos daha olsa, değişecek mi her şey? Değişeceği yönünde zerre umudum yok, hatta daha beteri, daha yaratıcı şerefsizliklerle bile karşılaşabiliriz. deprem anında ne yaparız?'ı bilmekle bitmiyor olay, bunu pekala öğrenebiliriz ama depremden sonra "yapılmayacaklar" ve "yapılacakları" nasıl öğreneceğiz, öğrenebilir miyiz bilemiyorum.

Ben de isterdim, benim ülkemdeki insanlar da bir afet anında böyle asil davranışlar sergileyip, herkese insanlık dersi versin.
Ama şimdi hayal kurmanın sırası değil tabii.

Japonya kültüründe bireycilik yoktur.

Herkes toplumun bir parçasıdır ve onun için yaşar.
Bize garip gelse de onlar için normal olan budur.
Dolayısıyla da bu onlar için ahlak değil, görevdir.

Helal olsun denilesi ahlaktır.
Adamların başına gelmeyen kalmıyor ona rağmen bir şişe su için bile sıraya girip bir tane alıp geçiyorlar.

Tek bir yağmalama yok.
keşke her ülkede aynı ahlak olsun demek istiyor insan ancak bizim ülkemizde imkanı olmayan bir durum bu resmen.
insan imreniyor gördükçe bu güzel davranışları.
Her şeyin başı eğitim ve kendilerine kazandırdıkları o ahlak anlayışıdır kesinlikle.

Bunun dinle alakası olmadığını gayet güzel gösterir. Türkiye'de böyle bi felaket olsa insanlar birbirini yer.

Müslüman olmayan ama kul hakkının ne olduğunu gayet iyi bilen bir millet olmalarından kaynaklanmaktadır.
Birinin yaşamı diğerinin yaşamına bağlı ve paylaşmayı biliyorlar.
Calışmaya, kazanmaya, haketmeye ve paylaşmaya inanan bir milletin sabır ve terbiye ile yoğrulmuş ahlakından bahsediyoruz.
Onurun hayattan değerli olduğu bir kültürden bahsediyoruz.
insanlarının onurlarından asla soyunmadıkları bir medeniyetten bahsediyoruz.
Bahsediyoruz bahsediyoruz da çoğu zaman neyden bahsettiğimizi dahi bilmiyoruz, anlamıyoruz.

Aşina olduğumuzu heryerde ilan ettiğimiz değerlerin o kadar yabancısıyız ki kelime anlamları dışında içlerini dolduramıyor, anlayamıyoruz.
Cünkü sabretmiyor,
çalışmıyor,
haketmeye inanmıyor,
asla doymuyor,
paylaşmıyor
ve yaşamımızı bu değerlerle yoğurmaya inanmıyoruz.
ünkü bencil insanlar olduk çıktık.

Cünkü insanoğlunun en temel değerlerini gördüğümüzde şaşkınlıkla karşılayacak ve ibretlik ahlak olarak algılayacak kadar ahlaksız bir toplum olduk.

Japonlar Türk milletini hala tarihten kükreyen, o asil millet zannediyor biliyor musunuz?
o yüzdendir ki barış abimizi bağırlarına basmışlardı.
o yüzdendir ki Türk insanına sempati beslerler.
bırakın hayallerini yıkmayalım.
ya öyle olmaya çalışalım ya da öyleymiş gibi yapalım.
ne biliyim, biryerlerden edindiğiniz bir japonya numarasını çevirin mesela. geçmiş olsun deyin.
japoncasına bakamadım şimdi.
Nette vardır illa ki.
Beş, on liralık konturunuz gitsin anasını satayım.
En azından acıları paylaşmak konusunda bir mesafe katedersiniz.


Adamlar çok çalışkan,
çok efendi,
bakanları hata yaptığında istifa edecek kadar namuslu,
bizdekiler gibi yüzünüze sırıtıp yavşamıyorlar, paylaşmayı biliyorlar, canlı varlığa saygıları var..

Adamlar takdire şayan bir ırk..
Bu arada herşeyi su alıp götürmüş, daha ne alacaklar ki diyen zihniyet, istanbulu su basınca bile avm lerden çıkan eşyalara ölme pahasına saldıran bir ülkedesin, farkında mısın.. deprem sonrası ölenlerin kolunu(bilezikleri için) kesmeye kalkışan akrabalarınız var sizin..

Su da bir acı gerçektir ki Japonyadada insanların çoğu maddi olarak belli bir seviyenin üstünde ve eminler ki devletleri hükümetleri onlara yardım edecek öylece bir başlarına kalmayacaklar.

Gelelim bizim ülkemize insanların çoğu yoksulluk sınırının altında ve açlık sınırında olanların sayısı hiç de azımsanacak kadar değil. Ülkemizde yağma yapanları desteklediğim filan yok sadece suçlar ihtiyaçtan doğar yağma yapan sırada beklerken önündekini ezen insan kendisine de yeteceğini bilse emin olunuz ki o da saygısını kaybetmeyecektir.

Japonları bizden ayıran en önemli farkta şudur .Bunu rahmetli özal çağırın şu japonları bizi incelesinler demiş o araştırmanın sonucunda ortaya çıkmıştır japonlar incelemelerinden sonra demişler ki biz çocuğumuz okula başlamadan önce alır onu fabrikalara götürürüz, bilgisayarla haşır neşir ederiz ,kafasını teknoloji ile doldurur başını döndürdükten sonra hiroşima ya götürür çalışmazsan böyle çalışırsan öyle oluruz deriz demiştir.

yani efendime söyliyim bu işler eğitime yetiştirme tarzına bakar. eğitim ve yetiştirme tarzı da ekonomiye bakar.

Abi biz depreme dayanıklı yapılar inşa ederiz dediler evet ettiler. Deprem oldu, yapılara bişi olmadı ama, tsunami çok fena vurdu, ha yettimi yetmedi, ardından birde nükleer tehdit al işte dünyada japonya diye bir ülkede kalmayacak ha ben nükleer enerjiye karşımıyım değilim tabi zamanında nükleer tesislerimiz olsaydı bu kadar geri kalmazdık.

Japon halkının ibretlik ahlakı.

5 kisilik dincimiz Japonyaya gider islami anlatmaya.Japonlar sorar siz buraya neden geldiniz?Bizimkiler derki size islami anlatmaya geldik.
Japonlar derlerki önce bizim gibi bir JAPONYA yaratinda ondan sonra gelin,HADI GÜLE GÜLE.


ULUDAG-SÖZLÜK
Mehr anzeigen
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
woD-JZlavCY.gif
Mustafa Aksoy hat einen Link geteilt.
9. Mai 2016 19:09
neden sevdin sen bu ülkücüleri,anlatinda bilelim.Yoksa müslüman Araplarin Türklüge verdigi INANILMAZ DERECEDE BÜYÜK ZARARLARI GÖRMEDiKLERiNDEN DOLAYIMI sevdin.TÜRKCÜLÜKLE ARAPCILIGI BIR TEKNEDE YOGURMAK iSTEDiKLERiNDENMi SEVDiN?
Türklerin nasil katliamlarla müslümanlastirildigini OKUMADINIZMI?Okumadinizsa yahutta gerizekeli müslümanlardan okudunuzsa,birde müslüman o...lmayanlardan dinleyin TÜRKLERIN nasil müslümanlastirildigini.
Kaynaklar:Islam pencereleri , iSlamiyet gercekleri , Zekeriya islam tarihi.SAKIN DIYENETTEN OKUMAYIN.ONLARIN BABALARI ÖMER ANALARIDA EBUBEKIRDIR.BU iki hain kizlarina Muhammedi ZEHiRLETMiSLERDiR.

Biliyormuydun Muhammedin ZEHIRLETiLDiGiNi.HEMIDE iSLAMIN iKiNCi BASLARI TARAFINDAN.Nerden bileceksinki kimse bu konuda tek HARF söylemediki iSlam zarar görür deye.Ama YALANLARSA BU KONUDA GIRLA gitti.GiTSiN GUNAH DEGiL DiMi Mustafa..

Kur’an’ın Tek Harfi Bile Değiştirilmedi mi?
Standart

46 Votes

Müslümanlar Kur’an’nın Allah tarafından Cebrail aralcılığıyla Muhammed’e vahiy yoluyla indirildiğine ve Kur’an’ın tek harfi bile değişmeden günümüze kadar geldiğine inanırlar. Bu inançlarını dayandırdıkları kaynak yine Kur’an-ı kerim’dir. Yani iddia ve iddia’nın kaynağı aynıdır. Bu konu üzerinde yaptığım araştırma ve incelemelerin sonucuna göre bir değerlendirme yapacağım. Objektif olmaya özen göstereceğim.

Müslümanlar’ın Kur’an-ı Kerim’in tek harfinin bile değişmeden günümüze kadar sapasağlam geldiğini dayandırdıkları kaynağın yine Kur’an-ı kerim olduğunu yazmıştım. Şimdi o ayet’e bakalım;

Hicr suresi 9. ayet
إِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَإِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ
Şüphesiz o zikri (Kur’an’ı) biz indirdik biz! Onun koruyucusu da elbette biziz.

Bir iddia’ya cevap vermek için Kuran’dan bir ayet göstermek geçersiz bir yöntemdir. Çünkü değişmediğini ispatlamak için değiştiği şüphesi olan(ki eldeki veriler değiştiği yönünde) Kur’an’dan bir ayet ile açıklamak akla yatkın bir yol değildir. Kur’an’ın değiştiren(bilerek veya bilmeyerek) kişi veya kişiler değişmediğini vurgulamak ve ispatlamak için böyle bir ayeti Kur’an’ın içine koymuş olabilir.

İnançları dogmatik yapanda budur. Düşünmek ve sorgulamak, eleştirmek yasaktır. Zaten düşünmeye başladığınız zaman o inancın akla ve mantığa aykırı olduğunu anlarsınız. Bu aykırılıklardan bir taneside; ‘ Kur’an’ın değişmediği iddiasıdır’

Ayet ile Kur’an’ın değiştirilmiş olamıyacağınının mantıksızlığını açıkladıktan sonra geriye kalan en önemli ve sağlamlığı daha fazla olan tarih’e bakalım. Daha bilimsel bir yöntem ile kur’an’ın değişip, değiştirilmediğini tarihi detayları iredeliyerek bir sonuç çıkartmaya çalışalım.

Tarihsel olarak Kur’an’ın kitap haline getirilmesi:

Kur’an’ın ilk orijinali: Küçük taşlar, deri, ağaç parçası, kemik gibi çeşitli nesnelere yazılıydı. Yakıldı.

Kur’an’ın ikinci orijinali: Ebubekir döneminde yapılan derleme. Yakıldı.

Kur’an’ın üçüncü orijinali: Osman döneminde oluşturulan “azmalar”. Bunlar da dünyanın hiç bir tarafında yok.

Kur’an’ın üçüncü orjinali üzerine:

Osman döneminde mushaflaştırılan Kur’an’ın orjinalinin bulunmayışı çok tuhaftır. Osman döneminden kalan orjinal bir Kur’an mushafı yoktur, ama Osman’ın dönemindeki kur’an’ın kopyaları -ki en iyimser rakamla 8.yy’a ait bir kopya vardır elimizde(1)- kendi zamanından çok sonrasına aittir.

Peki Osman ne zaman halifelik yapmıştı?

644 yılından 656’daki ölümüne kadar, 12 yıl boyunca, halifelik yapmıştır.

Elimizde ki en eski mushaf en iyimser rakamla 8.yy’la aittir. 8.yy,701-800 tarihleri arasındaki zaman dilimini temsil eder. Osman 644-656 yılları arasında halifelik yapmıştır. Elimizde ki o mushafa göre ve Osmanın halifelik yaptığı zamanı kıyaslarsak; elimizde ki mushafın Osman’ın döneminden daha sonra yazılmış olduğuna varırız. O halde Osman zamanında ki mushafın orjinali yeryüzünde yoktur. Elimizde ki en eski mushaf’ın Osman’ın döneminde ki orjinalin kopyası olduğunu düşünsek bile ortaya bir kaç sorun daha çıkıyor ;

Elimizde ki mushaf’ın Osman döneminde ki orjinal mushaf’tan kopya edildiğini düşünürsek en iyimser rakamla yaklaşık 50 sene fark var. Orjinal’den kopya edilmiş olsa bu eser neden 50 sene sonrasında kopya ediliyor?

Cevabı kimse bilmiyor aslında. Elimizdeki verilere göre bir mantık yürütürsek: Kur’an ın orjinali ve/ya orjinalinden kopya edilmiş saf haliyle bir Kur’an mushafı elimizde yoktur. O halde Kur’an ın tek harfi bile değiştirilmemiş bir kitap olması bir yana tamamının değiştirilmiş olması bile söz konusudur.

Şimdiye kadar yazdıklarımımı islami kaynaklara dayanarak yazdım ve elimizde ki verileri mantıksal bir süzgeçten geçirdim.Bir sonuca varcak olursak;

1- Kur’an Muhammed’den çok sonra yazılmıştır ki bu konuda islam’da aynı şeyi söyler.

2- Elimizde osman zamanından kalma orjinal ve/ya kopya herhangi bir mushaf yeryüzünde bulunmamaktadır.En eski Kur’an mushafı –ki islami çevre Osman zamanından kalma olduğunu iddia eder,matematiksel ve mantıksal süzgeçten geçirdiğimizde bunun olamıyacağını ve olması dahilinde ortaya başka sorunların çıkabilceğini yazdım- 8. yy ‘a ait ve şu an Özbekistan-Taşkentte bulunan koruma altında ki mushaftır.

3- Kuran’ın tek harfi bile değişmedi iddia’sının sav dahi olamayacağını ve eldeki verilere göre geçersiz bir iddia olduğunu anlamış bulunmaktayız..

Başka bir bakış açısıyla konuya göz atacak olursak:

Şimdiye kadar ki araştırma yazımda Kur’an’ın orjinalinin bulunmadığını ve elimizde ki en eski Kur’an mushafının 8.yy’la ait bir el yazması olduğunu yazdım. Oysaki güvenlik ve sağlam kalması açısından Muhammed yaşarken kur’an’ı düzgün bir biçimde vahiyin gelme sırasına göre dizmeliydi, ama dizmedi. Peki Muhammed bunu akıl edemediyse,Allah’ta mı akıl edemedi?

Böylesi önemli bir noktayı gözden kaçırmış olamazlar. Bu sorundan bile çıkarılabilcek bir sonuç vardır aslında. Muhammed’in Kur’an’ı kendi yazmış olması ve önemsememesi.

Oysaki gerçekten Allah’ın sözleri olsaydı, Allah bu önemli noktayı atlamazdı.Hak din olduğunu iddia ettiği İslam’ın en önemli kaynağını yani Kur’an’ın düzgün bir biçimde kayda geçirilmesini Muhammed’e emretmesi gerekirdi.Ama böyle bir emir(ayet) yada başka bir şey yoktur. Buda bize Kur’an’ın tanrısının(Allahın) Kur’an’ın gelecek nesillere ulaşmasını umursamadığını göstermektedir. Ne tuhaftır ki üstelik son din olduğunuda önemle vurguluyor.

Sonuç: Kur’an’ın tek harfi bile değişmediği iddiası mantıksal ve bilimsel verilerle çelişen, yanlışlanan geçersiz bir iddiadır. Kur’an’ın tek harfi’nin değişmediği bir yana büyük bir kısmının değişmiş olabilceği ihtimali vardır. Çünkü elimizde orjinal bir Kur’an yoktur. Orjinalden kastım Muhammed zamanından kalma bir mushaf yoktur. Muhammed öldükten sonra kitaplaştırma çalışmaları olmuştur ama elimizde yine yoktur ki Ebubekir zamanında ki mushafın yakıldığını hadislerden öğreniyoruz.(2)

Ayrıca, Kur’an’ın içindeki çelişkilerin nedenlerini buna bağlayabiliriz. İslam dininin tüm kaynakları sağlam temellere dayanmamaktadır. Böylesi bir inanca körü körüne bağlanmak ne demektir artık orası sizin sorgulama yeteneğinize kalmıştır.

Yazımı ömer tarafından söylendiği belirtilen bir rivayet ile bitirmek istiyorum;
‘’İçinizden kimse, Kur’an’ın tümünü elinde tutuğunu söylemesin. Bunu diyen bilir mi Kur’an’ın tümü ne kadardı, nasıldı? Kesin olan o ki, Kur’an’ın çoğu yok olup gitmiştir. (Bkz. Süyuti, el İtkan, 2/32)’’

-Okan-

——–
Mushaf; Kur’an’ın kitap halindeki şeklidir. Tevatür; (dini anlamda) Yalan olarak söylenmiş bir söz üzerine birleşmeleri mümkün olmayan, her zaman güvenilen kimselerin bir haberi bildirmeler– Bir haberin ağızdan ağıza yayılması, yaygın söylenti.
(1) En eski kur’an mushafı 8.yy’a aittir.Özbetistan-Taşkent’te koruma altında bulunmaktadır.
(2) Bkz. Buhari, e’s- Sahih, Kitabu Fedaili’l-Kuran/3.

KAYNAKLAR :
Turan Dursun-Din Bu,Diyanet işleri başkanlığı kur’an meali,Tdk türkçe büyük sözlük
Yararlanılan İslami Kaynaklar: 1. Buhari, e’s- Sahih, Kitabu Fedaili’l-Kuran,Sahihi Buhari -.Müslim E’s-Sahih,.Ebu Davud,İmam Süyuti.

                     

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

                    Hani ESKİ  DOSTLAR  DÜŞMAN  olmazdı?Türklerde gene olmaz Ama başkalarında bal gibi oluyor.

13592730_105693129868310_369626893345973
 
 
Assparagas Foto.
AssparagasSeite gefällt mir

FETÖ mensuplarının yıllar yılı en fazla ele geçirmeyi başardığı kurumlar Emniyet ve MİT.
İhtilal girişiminin bastırılması için en çok mücadele veren kurum yine ...Emniyet ve MİT.

Bu işte bir terslik yok mu sizce de?
Kalkışmayı FETÖ başlatıp, FETÖ bastırıyor, Öyle mi?
Tayyip hala Fethullah'la beraber yürüyor aynı yollarda.

Yaşım otuza merdiven dayar oldu ben daha görmedim bir suçun tek sahibi var yalnızca.
Tek suçlu Türk askeri mi?
Tek kabahatli rütbeliler mi?
En çok kimin iktidarı döneminde devletin en etkin konumlarını eline geçirdi bu örgüt?
Kimin döneminde ele geçirdi devleti?

"Devleti ele geçirme niyetini bilmiyordu
Son anda uyandı
Kandırıldı, Aldandı."

Devleti iki başlı yapan zaten Tayyip rejimi değil mi?
Başka kimin döneminde vurabilirdi Mehmetçik Mehmetçiği?
Başka kimin döneminde taarruz edebilirdi halk askerine?
Askerin kellesi kesilir, sergilenir
Olacak iş miydi bu Allah aşkına?

Asker bizim onurumuz, şerefimiz, gururumuz, haysiyetimiz
Direncimiz, bel kemiğimiz, omurgamız,
Göz bebeğimiz, baş tacımız, her şeyimiz.

Asker demek nizam demekti, Disiplin.
Öylesine pisletmişti ki devletin içine, disipline etmekten başka şans yoktu asker eliyle.
Biz eğlence programlarıyla oyalandırılırken, doğumuz ateş altında.
Haberimiz olacak mıydı Doğumuzdaki mühimmatlardan eğer yenilmeseydi 7 Haziran'da?

Bu adamlar ordunun başını ezdi
Bitti artık
Biz bittik demektir.

15 Temmuz ki tarihlere başarısız değil başarılı bir darbe olarak geçmelidir: Son kale askeriyenin ele geçirilmesi
6000'in üzerinde gözaltı
Nice komutanlar sorgulanmadan ipe dizilecek.
Adil yargılanmayacak Savundurulmayacak Susturulacaklar.

Yaşanan bu hadiseden darbeye zemin hazırlayan iktidar da aynı nebzede sorumludur bence.
Sonuçta onların iktidarında türedi bu tipler devlet kadrolarında.
Hangi kuruma gitseniz karşılaştığınız hep aynı sima.
Kendilerine militan yetiştirdiler yıllar boyunca.
Bu çok büyük bir riskti, askeriye bunu önlemek istedi.
En sızamadıkları kurum askeriyeydi velhasıl kelam
Şu an o kurumu da kaybettik
Başımız sağolsun.

Mehr anzeigen

Dedeniz
Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

Kamu çalışanlarının yıllık izinleri kaldırıldı Kamu çalışanlarının yıllık izinleri kaldırıldı
Şişli Belediye Başkan Yardımcısı Cemil Candaş vuruldu Şişli Belediyesi'nde silahlı saldırı
Tirajı komik bir darbe girişimi Tirajı komik bir darbe girişimi
 
 nokta.gif  Gündem
   
 
AB yetkilisi: Türkiye'deki gözaltı listeleri önceden hazırlanmış
AB'nin genişleme sorumlusu Johannes Hahn, AKP'nin elindeki gözaltı listelerinin darbeden önce hazır olduğunu ve uygun zamanda kullanılmak üzere bekletildiğini söyledi.
 12 FriendFeed0 Delicious0 Digg0
 
 
 
saat.png Tarih: 18.07.2016 - Saat: 14:46:51
 
 
183582016071814455260883854.jpg
AB'nin genişleme sorumlusu Johannes Hahn, AKP'nin elindeki gözaltı listelerinin darbeden önce hazır olduğunu ve uygun zamanda kullanılmak üzere bekletildiğini söyledi.

15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından başlayan sürece ilişkin iddialar gelmeye devam ediyor.

AB'nin genişlemeden sorumlu yetkilisi Johannes Hahn, AKP'nin elindeki gözaltı listelerinin darbe öncesinde gerektiği zaman kullanılmak üzere hazırlandığını söyledi.

AB Dışişleri Şefi Federica Mogherini de, Türkiye'ye "hukukun üstünlüğü" uyarısında bulundu. Mogherini, darbe girişiminin ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "İdam talebini hükümet muhalefetle görüşecek, kararı fazla da geciktirmeyiz" şeklindeki sözlerini değerlendirdi. Mogherini, darbeciler için idam cezasının istenmesine dair olarak "Hiçbir ülke, eğer idam cezasını geri getirirse, AB üyesi olamaz" diye konuştu.
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...

İşte böyleee,

Ahmet Hakan:Sen ne büyükmüşsün hey Atatürk

SENİN yüzünü Batı'ya dönüşüne epey karşı çıkmışlığım vardır.

Genel Hit: 183 / Yorum: 0 / 29 Temmuz 2016 11:32
Ahmet Hakan:Sen ne büyükmüşsün hey Atatürk
 
Bugün geldiğimiz şu noktada...
“İyi ki yüzünü ve yüzümüzü Batı’ya döndürmüşsün” diyorum, başka da bir şey demiyorum.
Senin tevhid-i tedrisat diye tutturmana epey itiraz etmişliğim vardır.

Bugün geldiğimiz şu noktada...

“İyi ki tevhid-i tedrisat diye tutturmuşsun” diyorum, başka da bir şey demiyorum.
Senin ülkeye getirdiğin laiklik ilkesine epey laf saydırmışlığım vardır.

Bugün geldiğimiz şu noktada...

“İyi ki laiklik ilkesini hayata geçirmişsin” diyorum, başka da bir şey demiyorum.

Senin bir millet oluşturma çabanı anlayıp dinlemeden çokça eleştirmiştim.
Bugün geldiğimiz şu noktada...
Bu ne değerli bir çabaymış” diyorum, başka da bir şey demiyorum.
Senin şeyhlik, efendilik, müritlik gibi kavramlarla başının hiç de hoş olmamasını hep anlayışsızlıkla karşılamıştım.
Bugün geldiğimiz şu noktada...
MAKALENİN DEVAMI İÇİN TIKLATIN

Kaynak : hurriyet.com.tr

 
Anahtar Kelimeler : ahmet hakan,

Kaynak: http://sonkalemedya.net/haber/ahmet-hakan-sen-ne-buyukmussun-hey-ataturk/#ixzz4Fn3ihgGp

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...