Jump to content

EVRİM NEDİR?


Recommended Posts

  • İleti 143
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

haci, sence bir gün insanlar ölümsüz olabilecek mi?

tümüyle iyi niyetliydim bu soruyu sorarken, ciddiye alınmadı nedense.

konu dna'ların değişmesi ile mutasyon geçirme idi. hakkında pek bilgim olmadığı için kısa kestim soruyu, ama gerçekten merak ettiğim bir şey, cevaplarsanız sevinirim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Değişimin evrimin temeli olduğunu biliyoruz.

Ama dünya için anlaşılması güç olan, bu kopyalama ve yayılma sürecini neden bir tek molekülün gerçekleştirmiş olduğudur.

DNA, bütün diğer kopyalayıcı alternatiflerini yok etmiş ve yeryüzünde tek kalmıştır. Virüslerden insanlara kadar bütün genler tek bir molekülün varlığına mahkumdur ve onunla rekabet eden bir başka molekül yoktur.

Ama genler için her ortamda ağır bir savaş vardır, her birinin dostu, düşmanı, diğerleri, sınırlayıcıları, hastalıkları, yararlı ve zararlıları vardır ve sürekli rekabet halindedir. Ve eğer kopyalanamazsa tüm geçmişiyle birlikte yokolup gidecektir.

Tüm canlılar için değişim, doğal seleksiyon, mutasyon, varyasyon gibi ve türevleri olduğu halde, metabolizmayı ve kopyalanmayı sağlayan DNA'nın bir rakibi, değişimi, dostu, düşmanı, alternatifi yoktur. Bugün varolan her canlı bir ilk ata olan DNA'nın türevleridir, o ilk ve son savaşı kazanmıştır ve onun varlığında bir değişim yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Yani mutasyonlar, çevresel faktörlere mi bağlı? Bir balığa radyasyon uygulasak illede radyosyon ile ilgili bir mutasyon mu oluşur?

Bilhassa beyni islam tarafından dumura uğratılmış zavallıların böyle laflar etmeleri doğaldır. Bu garibanların en büyük sorunları, kıt akla sahip oldukları, geniş ve çok boyutlu süreçleri kafalarına sığdırmakta zorlandıkları için, indirgemecilik ve genellemeciliğe saklanmalarıdır. İşte o yüzden de, bu lafın gibi abes laflar ederler.

Mutasyon denen şeyi acayip bir indirgemecelikle ele aldığın için, böyle sayıklıyorsun. Biraz genetik, biyokimya vs. bilen birisi bu lafına "la havlee.." der ve cevap bile vermez aslında.. O kadar zırva, o kadar boş bir laftır çünkü bu..

Ama biz size elimizi uzatalım diye burdayız.

Mutasyon dediğin şey, herhangi bir canlı/yarı canlı yapının, temel özelliği olan kendini kopyalama faaliyetinin bir şekilde tam başarılı netice verememesidir. Tipik hücrelerde bu iş DNA tarafından yürütülür. Eğer ortaya çıkan yeni DNA eskisinin aynısı değilse, aradaki farka mutasyon denir.

Bu halde, bakılacak şey şudur. DNA kendini nasıl kopyalar? Bu sürece neler etkir? DNA kopyalanması, tipik bir katalizleme sürecidir. Normalde biraraya gelecek kadar enerjiye sahip olmayan moleküller, katalizörler yoluyla birleşebilir. DNA Zinciri, bir katalizör vazifesi görür ve öylece duran moleküller düşük enerji seviyelerinde birleşebilir olur.

Ayrıca, DNA kendini kopyalama işlevi sırasında, benzer şekilde enerji seviyesini değiştirerek bazı molekülleri parçalayabilir. Buna yetecek enerji normal koşullarda ortamda yoktur.

Eğer, bu işlemlerin sürdüğü ortamdaki enerji seviyesi değişirse, DNA kendini kopyalama sürecinde kendinden daha farklı molekülleri oluşturabilir. Kimyada enerji seviyesi, sadece n molkülün sahip olduğu enerji değil, aynı zamanda ortamdaki tüm atomları da kapsar.

Eğer kopyalama işlemi sürecinde enerji seviyesi ortamdaki molekülleri de DNA'ya katabilecekse, katar. Benzer şekilde, ortamdaki başka elementler farklı katalizasyona sebep olur ve bazısı DNA koduna karışır, bazısı DNA sekansının farklı olmasına yol açar.

Bir milyon amino asitten oluşan bir zinicirin kopyalanması sırasında beklenen enerji düzeyi bir santigradın binde biri hassasiyetindedir. Ayrıca ortamın saflığının %99.9999 dan iyi olması gerekir.

Yani, kopyalama süresince sıcaklık değişmeyecek, ortamda gerekli malzeme dışında materyal olmayacak. Ama doğada böyle olmaz, gece sıcak farklıdır, gündüz farklı. rüzgar eser, gelgit olur vs. ortamdaki element konsantrasyonu değişir. Ve ne olur? DNA kendini hiç bir zaman %100 aynen kopyalayamaz.

Senin dediğin radyasyon, işte ortamın enerji seviyesini doğrudan etkileyen bir faktördür. Eğer radyasyon sürece girerse, kopyalama başarısı daha çok düşer, daha fazla mutasyon olur. Ama mutasyonun olması radyasyon filan gerekmez. Mutasyon, sıradan herhangi bir doğal ortamda ortaya çıkan materyal ve enerji seviyesi farkları sayesinde sürekli gerçekleşir.

İşte bu sürekli gerçekleşen mutasyonlar, her yeni neslin farklı bir DNA ile ortaya çıkmasına yol açar. Bu da her yeni neslin farklı bir özellik setiyle ortaya çıkması demektir. BU her yöne doğru olabilir. Yani, kolu daha uzun olan, kolu daha kısa olan eşit oranda olacaktır. Ama kolu daha uzun olup, meyveyi daha kolay bulan avantajlı olacağı için, bu yöndeki mutasyonlar ilerler ve kollar uzamaya başlar.

Gene aynı dar kalıp beyinle, balığın karaya çıkması diye geveliyorsun.. Hiç haberleri de mi okumuyorsun?

Ne oluyor, yağmur yağmıyor.. O durumda? Göllerdeki su seviyesi düşüyor mu? Düşerken, gölde kenardaki küçük bir su birikintisinde yaşayan balık için, karadan daha büyük birikintiye gidebilmek avantaj mıdır, değil midir?

Zaman geçtikçe ne olacak bir düşün bakalım..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ne oluyor, yağmur yağmıyor.. O durumda? Göllerdeki su seviyesi düşüyor mu? Düşerken, gölde kenardaki küçük bir su birikintisinde yaşayan balık için, karadan daha büyük birikintiye gidebilmek avantaj mıdır, değil midir?

Elbetteki avantajdır.

Ama avantaj olup olmaması beni ilgilendirmiyor.

Bu avantajı nasıl kazandığı beni ilgilendiriyor.

Kör bir mutasyon ile mi yoksa yaşadığı çevrenin yaptığı baskı sonucunda mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Elbetteki avantajdır.

Ama avantaj olup olmaması beni ilgilendirmiyor.

Bu avantajı nasıl kazandığı beni ilgilendiriyor.

Kör bir mutasyon ile mi yoksa yaşadığı çevrenin yaptığı baskı sonucunda mı?

Balıklar arasında doğal olarak çeşitlilik var. Nedeni de rastgele mutasyonlar.

Hepsi aynı değil. Bazıları hava yutup oksijen soluyabiliyorlar.

Diğerleri o kadar başarılı değil.

Göl kuruyunca hava soluyanların bu özelliği onların yaşamasını sağlıyor.

Burada gölün kuruması çevresel baskıdır.

Rastgele mutasyonlar sonucu kazanılan çeşitlilik ise adaptasyondan sorumludur.

Yani balık çevreye uymak için mutasyona uğramış değil.

Çevrenin koşulları ne olursa olsun, balıklar rastgele mutasyona uğruyorlar.

Karada yaşamaya başlamanın başka nedenleri de olabilir.

Sudaki bir predetordan kaçarak bir süre için karaya sığınmak da doğal baskıdır.

Hava soluyan balıklar bunu diğerlerinden daha kolay yapacaklarından genlerini yeni nesillere geçireceklerdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Bu avantajı nasıl kazandığı beni ilgilendiriyor. Kör bir mutasyon ile mi yoksa yaşadığı çevrenin yaptığı baskı sonucunda mı?

İşte gene bahsettiğimiz aynı indirgemecilik..

Kör veya gören bir mutasyon yok. böyle bir tanım yok. Mutasyoni mutasyondur, körü, göreni olmaz.

Ve sen, çevrenin baskısı ile mutasyonu ayrı şeyler gibi görmeye çalışıyorsun..

Ne dedik, su her yöne gitmek ister. Ama kayalar, taşlar her yöne gitmesine müsaade etmez..

Sen şimdi, nasıl oluyorda gidiyor böyle, dere oluyor öyleyse diyorsun. Evet, her su dere olup akamaz, bazısı göl, gölcük vs. olabilir sadece. Neymiş, çevre onun bir yöne gitmesine müsaade etmiyormuş..

Çevre bazı suları bir yöne akmaya zorlar, akar akar, ama o da birden yerin içinde kayboluverir. Afrika böyle nehirlerle doludur.

Bazı sular ise akar,akar, denize ulaşır..

Şimdi sence, suyun denize ulaşması, göl olması vs. suyun her yöne gitmek istemesinden mi, yoksa çevrenin onu yönlendirmesinden mi kaynaklanmaktadır?

Suyun akma, yani yerçekimiyle yere yaklaşma mevzusu olmasa, çevre onu nasıl olurda akıtır?

Çevrenin yönlendirici etkisi olmasa, su kendi başına nasıl olurda akar?

Balık, suda yaşarken, eğer kendine karada olmak için bir avantaj sağlayan herhangi bir mutasyon geçirirse, bu avantaj öne çıkar. Avantajı sağlayan mutasyondur. Onu öne çıkaran ise seleksiyon..

Sen bu iki boyutu anlamakta zorlanıyorsun hala. Ama olayın bir de üçüncü boyutu var. Buna hiç kafan basmıyor bir türlü. Bu avantaj sağlayan özellik, o canlıyla birlikte yeni canlılarda devam edip gider. Bir balığın uçması pek mümkün değildir. Ama balık karaya çıkarsa, torunları uçabilir olabilir. Neymiş, avantajlı özellikler kalıcı oluyor, üzerien yeni özellikler ekleniyormuş. Bunu bir türlü görmek istemezsiniz zaten. Ortaya çıkacak mutasyon, belki milyonda bir avantaj sağlıyor olacak kadar küçük olsun. Milyon nesil sonra, o artık baskın olan form olacaktır. Ve bu milyon nesil boyunca, o avantaja yenileri eklenip gidecektir.

Formülü basittir. Küçük ve dar bir örnekle izah edelim.

Bir bireyde her nesilde ortalama 4 mutasyon olsun. (insan ortalaması 200 civarıdır). Bir anda mevcut canlı sayısı bin olsun. Bir nesilde 4 bin farklı mutasyon olacaktır. Bunlar her yöne doğru gidecektir. Yani, içlerinde canlıya hiç bir avantaj sağlamayan, canlıyı öldüren, canlıya uçmada avantaj sağlayan, karada avantaj sağlayabilen vs. vs. vs. Burada amaca uygun mutasyon oranı milyonda bir olsun.

Şimdi bin nesil sonrasına bak bakalım. Kaç tane amaca uygun mutasyon yaşanabilir: 1000 x 4000 = 4 Milyon.. Eee, neden mevcut canlı sayısı bin? Bu canlı bir defada yüzbin yavru yapıyor.. Bin ise, demekki ancak en avantajlı bini hayatta kalabiliyor. Ortam buna müsait.. 4 milyon mutasyon içinde, canlıya bu avantajı sağlayan 4 mutasyon istatiksel bir gerçek işte.

Peki bin nesil nedir? Eğer bu bir sinekse, bin nesil sadece 3 yıl eder. Bir insan ise, bin nesil, bir kaç yüz yıl eder.. Hoppala, nasıl hespa bu böyle? Nasıl bin nesil bir kaç yüz yıla sığar?

Zira, mutasyonlar, üreyen tüm bireylerde ortaya çıkar. Her birey, 2 yavru üretsin. İlk bireyin iki yavrusu olacak. O ikinin ikişerden 4. Onların da ikişerden 8.. Al sana üstel hesap, bin nesil için 10 kez üreme haline gelmiş yetişkin yeterli..

İşte bu düzlemsel, zaman yayılan, çok boyutlu süreci kafanızda bir türlü oturtamıyorsunuz. Bırakın bunu, seleksiyon ile varyasyonu bile aynı potaya sokamıyorsunuz..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ateşbey yüzmüş yüzmüş ama bir kuyruk mesafesi yol ilerleyememiş. Hala aynı yerlerde. Nedir bu adamın derdi anlayamadım. Hala balıklar nasıl akciğer kazandı, zürafa neden uzadı, mutasyonlar kör mü vs.

Üzüldüm doğrusu.

Böyle evrimi söktüğünü sanan tiplere de bayılıyorum...

Çok basit dediğin olay ne?

Balıkların akciğer kazanması...

Ne olmuş? Bir mutasyon ile balıklardan bir kaç tanesi avantaj kazanmış...

Yok yaa!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Anibal boş boş geveleyip duruyorsun.

Uzattın da uzattın.

Bana kısa ve net cevap ver.

Balığı karaya çıkaran çevre baskısı mı?

veya;

Bir terapod'a kanat yapıp, onu uçuran şey çevre baskısı mı?

tarihinde AteshBey tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

hacı yaptığın bu açıklamalar eksikliklerle dolu..

biyolog musun bilmiyorum..belki de herkesin anlayacağı bir dil kullanmaya çalışmışsın..

ama madem burası bilimforumudur daha ciddi bir yazı kaleme almalısın..

evrimin en önemli sorunlarını görmezden geldiğini düşünüyorum..

mutasyonlar elbette rasgeledir.. bu rasgelelilik zaten sorun olarak kabul edilmeyebilir.burada çok daha önemli bir sorun var..

mutasyonlar var olan genler üzerinde değişiklik yaparlar..yani mutasyon oluşabilmesi için ortada DNA parçaları bulunmalıdır.

günümüz için bu sorun değildir.

ama biraz geriye gidelim..

şunu biliyoruz:

var olan DNA parçalarında mutasyon oluşabilir. ama mutasyonlar sadece var olanı değiştirebilir. DNA ya yeni birşey

ekleyemezler.

şimdi ilk canlıya yaklaşıp incelediğimizi varsayalım..mutasyonların yeni birşeyler eklemediğini sadece var olan şeyleri değiştirdiğini biliyoruz.

bu durumda bu ilk canlı en ileri düzeye sahip canlı olmak zorundadır..

yada sahip olduğu genlerin çoğunu baskılayıp dışa yansıtılmasını engellemiş basit bir canlı olmalıdır.

ve yine bu canlıdan sonra gelecek her yeni canlı ya ilk canlı ile aynı sayıda DNA parçasına sahip olmalı yada daha az sayıda parçaya sahip olmalıdır.

mutasyonlar yeni parçalar ekleyemezler. sadece var olan şeyler üzerinde değişiklik yaparlar..

sonuçta ilk canlıyı en alta koyduğumuzda en üsteki canlının kromozom sayısı ya ilk canlınınkine eşit yada onunkinden az olmalıdır..

elbette bunun iyi yada kötü bir yanıtı olmalıdır..ama yazında bu konuya değinmemen senin bu konuyu farklı amaçlar için kullanmaya çalıştığını gösterir.

senin verdiğin örnek üzerinden olayı biraz daha açayım..

yeşil olan bir hayvanın daha sonra kırmızıya döndüğünü varsayalım ve yapılan araştırmalar yeşil rengi oluşturan genlerin mutasyona uğradığını göstersin..

bu durumda şöye demeliyiz..kırmızı rengi oluşturan gen parçaları zaten bu canlıda vardı.yeşil mutasyona uğrayınca kırmızı renk aktif hale geldi..

ama şöyle dersek çıkışı olmayan bir çukura girmiş oluruz:

yeşil rengi temsil eden genler mutasyonla kırmızı oluşturur hale geldi..

peki ya böyle dersek ne olur..daha kötü olur..kendimizi kurtaralım derken daha zor bir yola girmiş oluruz.

bu durumda ilk canlının DNA parçası sayısı ile son canlının DNA parça sayısının eşit yada daha az olması gerektiğini söylemek zorunda kalırız.

tarihinde OHM tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili OHM'un yaklaşımını açarsak şu yorum ortaya çıkar.

Canlıların En gelişkini başlangıçta vardı. Mütasyonlar en gelişkin özelliklerden çıkarsama ile oluşuyor. Yani evrim basitten karmaşığa doğru değil de En karmaşıktan basite doğru bir süreçtir. Mütasyonlar mevcuta bir şey eklemez çıkarır.

(Halbuki bildiğimiz matematik, 0 dan 9 a kadar rakamlara dayanır. Bu rakamlar matematiğin temeli olsa da sonsuz birleşim özellikleri gösterir. Canlının rakamları, Adenin, guanin, timin, urasil ve sitozin amino asitleridir.)

Sevgili ohm diyor ki. insanın genetik yapısı baştan ol dedi oldu ile ortaya çıktı. Ama mütasyonlar bunlardan eksilterek diğer canlılar türedi. Yani canlı evriminde ilerleme değil gerileme var. ve binbir çeşit canlı mükemmelin alt kümeleridir.

Evet önce kendisine soralım.

Sevgili ohm bu yorumum sence doğru mu?

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

@Drekinci

Ne yapmaya çalışıyorsunuz?

Arkadaş; çok net bir iddia da bulunmuş;

var olan DNA parçalarında mutasyon oluşabilir. ama mutasyonlar sadece var olanı değiştirebilir. DNA ya yeni birşey ekleyemezler.

Sen şimdi buna cevap vereceğine karşı atağa geçiyorsun sanırım.

Hadi diyelimki yaratılış denen şey bir saçmalık. (Size göre zaten öyle de benim açımdan konuşuyorum)

Yaratılışın saçma olması yaratılış dışı saçmalıkları makul görmemizi mi gerektirir?

Nasıl bir savunma mekanizmasıdır bu?

Biliyorsaniz arkadaşın yaptığı itiraza cevap verirsiniz. Bilmiyorsanız, saçmalamak size hiç bir şey kazandırmaz.

tarihinde AteshBey tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Sevgili OHM'un yaklaşımını açarsak şu yorum ortaya çıkar.

Canlıların En gelişkini başlangıçta vardı. Mütasyonlar en gelişkin özelliklerden çıkarsama ile oluşuyor. Yani evrim basitten karmaşığa doğru değil de En karmaşıktan basite doğru bir süreçtir. Mütasyonlar mevcuta bir şey eklemez çıkarır.

(Halbuki bildiğimiz matematik, 0 dan 9 a kadar rakamlara dayanır. Bu rakamlar matematiğin temeli olsa da sonsuz birleşim özellikleri gösterir. Canlının rakamları, Adenin, guanin, timin, urasil ve sitozin amino asitleridir.)

Sevgili ohm diyor ki. insanın genetik yapısı baştan ol dedi oldu ile ortaya çıktı. Ama mütasyonlar bunlardan eksilterek diğer canlılar türedi. Yani canlı evriminde ilerleme değil gerileme var. ve binbir çeşit canlı mükemmelin alt kümeleridir.

Evet önce kendisine soralım.

Sevgili ohm bu yorumum sence doğru mu?

Sevgiler.

Sayın Drekinci çok haklı, gelişim süreci basitten karmaşığa doğrudur.

En iyi göstergesi de evrim konusundaki pek çok örnek ( fosil kalıntılar mesela ) ve günümüz uygarlığı ve bunu oluşturan insandır.

saygılar....

Link to post
Sitelerde Paylaş
@Drekinci

Biliyorsaniz arkadaşın yaptığı itiraza cevap verirsiniz. Bilmiyorsanız, saçmalamak size hiç bir şey kazandırmaz.

Sevgili ateşbey

arkadaşının tezine cevap vereceğim vermesine de.

Önce arkadaşın tezini doğru anlamış mıyım?

Veya arkadaş tezini benim ifade ettiğim gibi mi anlatmış onu saptamam gerek.

Aksi halde,

Ben öyle dememiştim gibi bir kıvırtmaya muhatap olmayayım diye tedbir alıyorum.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
hacı yaptığın bu açıklamalar eksikliklerle dolu..

biyolog musun bilmiyorum..belki de herkesin anlayacağı bir dil kullanmaya çalışmışsın..

ama madem burası bilimforumudur daha ciddi bir yazı kaleme almalısın..

evrimin en önemli sorunlarını görmezden geldiğini düşünüyorum..

mutasyonlar elbette rasgeledir.. bu rasgelelilik zaten sorun olarak kabul edilmeyebilir.burada çok daha önemli bir sorun var..

mutasyonlar var olan genler üzerinde değişiklik yaparlar..yani mutasyon oluşabilmesi için ortada DNA parçaları bulunmalıdır.

günümüz için bu sorun değildir.

ama biraz geriye gidelim..

şunu biliyoruz:

var olan DNA parçalarında mutasyon oluşabilir. ama mutasyonlar sadece var olanı değiştirebilir. DNA ya yeni birşey

ekleyemezler.

şimdi ilk canlıya yaklaşıp incelediğimizi varsayalım..mutasyonların yeni birşeyler eklemediğini sadece var olan şeyleri değiştirdiğini biliyoruz.

bu durumda bu ilk canlı en ileri düzeye sahip canlı olmak zorundadır..

yada sahip olduğu genlerin çoğunu baskılayıp dışa yansıtılmasını engellemiş basit bir canlı olmalıdır.

ve yine bu canlıdan sonra gelecek her yeni canlı ya ilk canlı ile aynı sayıda DNA parçasına sahip olmalı yada daha az sayıda parçaya sahip olmalıdır.

mutasyonlar yeni parçalar ekleyemezler. sadece var olan şeyler üzerinde değişiklik yaparlar..

sonuçta ilk canlıyı en alta koyduğumuzda en üsteki canlının kromozom sayısı ya ilk canlınınkine eşit yada onunkinden az olmalıdır..

elbette bunun iyi yada kötü bir yanıtı olmalıdır..ama yazında bu konuya değinmemen senin bu konuyu farklı amaçlar için kullanmaya çalıştığını gösterir.

senin verdiğin örnek üzerinden olayı biraz daha açayım..

yeşil olan bir hayvanın daha sonra kırmızıya döndüğünü varsayalım ve yapılan araştırmalar yeşil rengi oluşturan genlerin mutasyona uğradığını göstersin..

bu durumda şöye demeliyiz..kırmızı rengi oluşturan gen parçaları zaten bu canlıda vardı.yeşil mutasyona uğrayınca kırmızı renk aktif hale geldi..

ama şöyle dersek çıkışı olmayan bir çukura girmiş oluruz:

yeşil rengi temsil eden genler mutasyonla kırmızı oluşturur hale geldi..

peki ya böyle dersek ne olur..daha kötü olur..kendimizi kurtaralım derken daha zor bir yola girmiş oluruz.

bu durumda ilk canlının DNA parçası sayısı ile son canlının DNA parça sayısının eşit yada daha az olması gerektiğini söylemek zorunda kalırız.

Bunlar tamamiyle yanlış ve yaratıcılığa inananları ileri sürdüğü safsatalardır.

Mutasyon DNA'ya yeni bilgi ekler.. Frame shift mutation da olduğu gibi..

Ne olduğuna sonra değinirim.. Mutasyon olarak kabul edilen diğer değişiklikler de DNA'ya yeni bilginin yerleşmesini sağlarlar..

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sevgili OHM'un yaklaşımını açarsak şu yorum ortaya çıkar.

Canlıların En gelişkini başlangıçta vardı. Mütasyonlar en gelişkin özelliklerden çıkarsama ile oluşuyor. Yani evrim basitten karmaşığa doğru değil de En karmaşıktan basite doğru bir süreçtir. Mütasyonlar mevcuta bir şey eklemez çıkarır.

(Halbuki bildiğimiz matematik, 0 dan 9 a kadar rakamlara dayanır. Bu rakamlar matematiğin temeli olsa da sonsuz birleşim özellikleri gösterir. Canlının rakamları, Adenin, guanin, timin, urasil ve sitozin amino asitleridir.)

Sevgili ohm diyor ki. insanın genetik yapısı baştan ol dedi oldu ile ortaya çıktı. Ama mütasyonlar bunlardan eksilterek diğer canlılar türedi. Yani canlı evriminde ilerleme değil gerileme var. ve binbir çeşit canlı mükemmelin alt kümeleridir.

Evet önce kendisine soralım.

Sevgili ohm bu yorumum sence doğru mu?

Sevgiler.

yazdığım yazıyı işine geldiği gibi anlamaya çalışmışsın..

yazımdan bir alıntı yaparak bunu göstereyim..

bu durumda bu ilk canlı en ileri düzeye sahip canlı olmak zorundadır..

yada sahip olduğu genlerin çoğunu baskılayıp dışa yansıtılmasını engellemiş basit bir canlı olmalıdır.

ilk canlı görünüş ve fonksiyonları bakımından basit olabilir..

ancak bu canlının basit görünmesinin nedeni DNA parçalarının çoğunun baskı altında tutulmuş olması olabilir.

olayı rakamlarla açıklamaya çalışman seni komik duruma düşürüyor..

olayı tam bilmediğini kabul etmek zorunda kalıyorum..,

senin gözünle olaya bakalım..

0 dan 9 'a kadar rakamlarla çok farklı sayılar elde edilebilir..bunların yerleri değiştirilerek falan filan..

şuraya dikkat etmelisin..

her rakam birkez kullanmak şartıyla kaç farklı sayı yazılabilir.

yada her rakamı istediğn kadar kullanarak kaç farlı sayı yazabilirsin..

sence DNA bize hangi seçeneği sunar?

ilk seçeneği kabul edersek tüm canlılardaki DNA sayısı eşit olmak zorundadır..

evet, farklı dizilim ama aynı sayıda parça..

ikinci seçeneğe bakarsak..

ilk canlıda bu sayının belirlenmiş olması zorunluluğu ortaya çıkar..yani ilk canlı her rakamın kaç kez kullanılabileceğini göstermiş olması gerekir..

ilk önce şurada anlaşmamız gerekir:

mutasyonlar var olan DNA parçaları üzerinde oynarlarken üç şey yapabilir.

ya var olan sıralamayı değiştirir.

ya var olan sıralamada bazı DNA parçalarını iptal eder.

yada her iki şeyi aynı anda yapar.

bunların hangisini yaparsa yapsın canlının DNA sayısı ya atasının DNA parça sayısına eşit olacak yada ondan az olacaktır.

mutasyonlar DNA ya yeni bir parça ekleyemez..

olay budur

tarihinde OHM tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bunlar tamamiyle yanlış ve yaratıcılığa inananları ileri sürdüğü safsatalardır.

Mutasyon DNA'ya yeni bilgi ekler.. Frame shift mutation da olduğu gibi..

Ne olduğuna sonra değinirim.. Mutasyon olarak kabul edilen diğer değişiklikler de DNA'ya yeni bilginin yerleşmesini sağlarlar..

HACI

yukarıda arkadaşa bazı açıklamalar yaptım..

yukarıda yazdığın şu cümleni açıklamaya çalışırsan sevinirim

çünkü gerçekten çok iddialı bir cümle..

Mutasyon olarak kabul edilen diğer değişiklikler de DNA'ya yeni bilginin yerleşmesini sağlarlar..
tarihinde OHM tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Misafir
Bu konu kapalıdır ama konuya cevap yazmaya yetkiniz var görünüyor.
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...