Jump to content

Recommended Posts

Tanrı, bir ayet indirerek, insanlara belirli bir durumda ne yapmaları gerektiğini belirtir, ancak insanlar tanrının bu belirttiği şeyi yapmazlarsa, kısa bir süre sonra bir başka ayet indirip, "Madem ki yapmadınız, ben de o hükmü kaldırdım gitti," der mi?

Dermiş.

Mücadele suresi, ayet 12:
Ey iman edenler! Peygamber ile gizli bir şey konuşacağınız zaman bu konuşmanızdan önce bir sadaka veriniz. Bu sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Şayet bir şey bulamazsanız, bilin ki Allah bağışlayandır, esirgeyendir.

Diğer bir deyişle, DANIŞMA ÜCRETE TABİDİR.

Ayetin nüzul sebebi:

"İbn Abbas, bu ayetin nüzul sebebini şu şekilde açıklar: bazı Müslümanlar, Hz. Peygamber'in (s.a.) yanına gelerek kendisiyle gizlice konuşmak istediler. Hz. Peygamber'in (s.a.) bu tekliften rahatsız olması üzerine de, Allah O'nun yükünü hafifletmek için bu emri indirir. (İbni Cerir). Zeyd bin Eslem ise, şöyle anlatıyor: Hz. Peygamber (s.a) kendisiyle özel görüşmek isteyen hiç kimseyi geri çevirmezdi. Bu yüzden de dileyen gelir, kendisiyle özel görüşme talebinde bulunurdu. Hatta kendisine, özel görüşmeye değmeyecek şeyler sorarlardı. Üstelik o günler tüm Arabistan'ın Medine'ye karşı savaş durumunda olduğu bir dönemdi. Bazen biri gelerek, Hz. Peygamber'e (s.a.) fısıltılı bir şekilde konuşur ve bu konuşmanın hemen ardından şeytan, "Bu adam filan kabilenin hücum edeceği haberini getirmiş" şeklinde Müslümanlar arasına dedikodular yayardı. Böylece Medine'nin her tarafında asılsız haberler dolaşmaya başlamıştı. Öte yandan münafıklar bu hadiseleri fitne çıkarmak için istismar ederken, "Muhammed duyduğu herşeye inanır" diyorlardı. İşte bu nedenlerden ötürü, Allah Teâlâ, bu ayeti indirerek, gizli konuşmadan önce sadaka verilmesini emretti. (Ahkam'ul Kur'an, İbn'ul-Arabi), Katade, "Bazı kimselerin kendilerine büyüklük atfetmek ve etrafa Hz. Peygamber (s.a) ile çok yakın olduklarını göstermek için O'na özel görüşme talebinde bulunduklarını" söyler.

Hz. Ali, bu ayet nazil olduğunda, Hz. Peygamber'in (s.a.) kendisine "sadaka miktarı ne kadar olsun? Bir dinar yeterli mi?" diye sorduğunu ve kendisinin de O'na, bu miktarın fazla olup, herkes veremez, dediğini rivayet eder. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a) ona, "Yarım dinar olmasına ne dersin?" diye sorar. O yine bu miktarın fazla olduğunu söyler. "O halde ne kadar olmalı?" diye Hz. Peygamber (s.a) sorunca, Hz. Ali: "Bir arpa tanesi kadar altın versin" der. Bu sefer Hz. Peygamber (s.a) ona "Sen çok az bir miktar tavsiye ettin" diye karşılık verir. (İbn Cerir, Tirmizi, Müsned-i Ebu Yâlâ). Başka bir rivayette Hz. Ali şöyle diyor: "Kur'an'ın bu ayeti, öyle bir ayettir ki benim dışımda hiç kimse onunla amel etmemiştir. Çünkü, bu ayet nazil olduğunda ben sadaka verdim ve sonra Hz. Peygamber'e (s.a.) bir mesele hakkında soru sordum." (İbn Cerir, İbn Münzir, Abd bin Humeyd)"

Şimdi de Mücadele suresi, ayet 13'e bakalım:

Gizli (özel) bir şey konuşmanızdan önce sadaka vermekten korktunuz da mı yerine getirmediniz? Fakat Allah da sizi affetti. Şu halde namazı kılın, zekatı verin, Allah'a ve Resulüne itaat edin. Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.

Tanrı neden fikir değiştirmiş peki? Çünkü kimsecikler uygulamamış bu emri. Peki, her şeyi bilen Tanrı, kullarının bu emri uygulamayacağını önceden bilmiyor muymuş? Bilmiyormuş ki, “Gizli (özel) bir şey konuşmanızdan önce sadaka vermekten korktunuz da mı yerine getirmediniz?” diye soruyor. Biliyor idiyse, geri zekalı gibi, bu kurala uyulmayacağını bile bile niye koymuş bu kuralı? Ertesi gün de o emri paşa paşa kaldırmak zorunda kalmııııııış!

"Bu emir, önceki emrin nazil olmasından çok kısa bir zaman sonra nazil olmuş ve bu emirle sadaka şartı yürürlükten kaldırılmıştır. Ancak bu emrin ne kadar bir zaman yürürlükte kaldığı hususunda ihtilaf vardır. Katade, bir günden az bir zaman sonra yürürlükten kaldırıldığını söylerken, Mukatil bin Hayyan, bu müddetin (ki en fazla müddet bildiren rivayettir) 10 gün olduğunu söyler."

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet, bhdr.

Örneği ganimet konusu.

Enfal, 1- Sana savaş-ganimetlerini sorarlar. De ki: 'Ganimetler Allah'ın ve Resûlündür. Buna göre, eğer mü'min iseniz Allah'tan korkup-sakının, aranızı düzeltin ve Allah'a ve Resûlü’ne itaat edin.'

demiş. Ancak mü'minler, "Ne yani, bize bir şey yok mu?" diye kazan kaldırınca,

Enfal, 41- Bilin ki, 'ganimet olarak ele geçirdiğiniz' şeylerin beşte biri, muhakkak Allah'ın, Resûlün, yakınların, yetimlerin, yoksulların ve yolcunundur. Eğer Allah'a, hak ile batılın birbirinden ayrıldığı gün, iki ordunun karşı karşıya geldiği günde (Bedir'de) kulumuza indirdiğimize iman ediyorsanız (ganimeti böyle bölüşün). Allah, her şeye güç yetirendir.

diyerek durumu kurtarmış.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 months later...

mumin1a.jpg

İslamda mantık, Kureyza ve Hayber katliamında Safiye'nin babasını ve kocasını öldürdükten 2 gün sonra Safiye'ye tecavüz eden Muhammed'in, kancık burak atı ile göğe uçması islamda mantıklı ama yılbaşında .geyik ile gökte gezerek çocuklara armağan getiren Noel baba mantıksız! Kusursuz halde olduğuna inanılan allah'ın yaratıcısı olmadığına göre, biz kusurlu insanların yaratıcısı da olmamalıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, izleyicilerden gelen ve en çok merak edilen sorulardan birini canlı yayında yanıtladı.

"ŞABAN AYININ 15'İNDE..."

Melekler insanın öleceğini zaman anlar sorunu yanıtlayan Hatipoğlu, "Her kişiye verilen hafaza melekleri vardır. Amellerini çıkarır, rızıklarını indirirler. Şaban ayının 15'inde melekler o kişiye ait rızkın çıkmadığını anlayınca o kişinin öleceğini anlarlar" dedi.

26 Aralık 2015 Cumartesi 16:00

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...