Jump to content

Çok eşlilikte adalet aldatmacası


Recommended Posts

Klasik-Geleneksel İslam anlayışına(Ehli Sünnet) göre Müslüman erkek 4 nikahlı karı+sınırsız cariyeyle seks yapabilir. Bunun için de karısından izin alma zorunluluğu yoktur. Erkek isterse yüzlerce cariyeyle sevişebilir ancak kadın ağzını açıp tek bir kelime bile söylerse kafir olur.

Modern-Tatlı su müslümanları ise kuranda çok eşlilik olduğunu inkar edemedikleri için "Kuranda tek eşlilik tavsiye edilmiştir." diye kıvırtırlar. Yine bu kişilerin iddialarına göre Kuran kadınların rızası olması şartıyla çok eşliliğe izin vermiştir.

Şimdi burada sorulması gereken soru şudur: "Bir kadın neden kocasını başka kadınlarla paylaşmaya razı olsun?" Bu sorunun bir cevabı yok. Her insan -eğer psikolojik bir rahatsızlığı yoksa- sevdiği kişiyi kıskanır, kimseyle paylaşmak istemez. O yüzden aklı başında olan hiçkimse böyle bir saçmalığa rıza göstermez.

Bir kavram kargaşasına da dikkat çekmek istiyorum. Müslümanlar kadının eğer "rızası" varsa çok eşlilik caiz diyor. Şimdi buradaki rıza kelimesinin üstünde durayım. Bugün ortadoğudaki kuması olan kadınların hepsi hesapta rıza göstermiştir. Sorsanız hepsinin kocası adaletlidir. Buna rıza göstermek denmez, boyun eğmek denilebilir ancak.

Mahi Devran Süleyman'ın her gece farklı bir kadınla seks yapmasına razı mıydı? Hayır değildi, sadece elinde bu düzeni değiştirebilecek bir güç olmadığı için sesini çıkaramıyordu. Kederini içinde tutuyordu.

Diğer kadınlar için de aynısı geçerli. Bugün ortadoğudaki kadınlar da durumlarından memnun değiller, sadece mecburiyetten boyun eğiyorlar, kocalarına karşı gelemiyorlar.

Kısacası tatlı su müslümanlarının yaptığı bir kelime oyunundan ibarettir. Kocasını seven, akıl sağlığı yerinde olan bir kadın kuma gibi bir ilkelliği asla kabul etmez.

Tabi bu arada "Kadın neden birden fazla erkekle evlenemiyor" sorusuna da verecek cevapları yok bunların. Şu ahmaklığın, ilkelliğin, kepazeliğin savunulacak hiçbir tarafı yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi burada sorulması gereken soru şudur: "Bir kadın neden kocasını başka kadınlarla paylaşmaya razı olsun?" Bu sorunun bir cevabı yok. Her insan -eğer psikolojik bir rahatsızlığı yoksa- sevdiği kişiyi kıskanır, kimseyle paylaşmak istemez. O yüzden aklı başında olan hiçkimse böyle bir saçmalığa rıza göstermez.

Yazında rahatsızlık veren kısım burası oldu.

Bazı erkekler ya da kadınlar eşlerinin başkalarıyla birlikte olmasına ses çıkarmayabilirler, hatta bundan zevk alabilirler. Psikolojik bir rahatsızlığı olmasına gerek yok... Önemli olan kimine göre bedenden aldığı haz değil, aksine kalbi. Demokratik toplumlarda bir kadın üç erkek de alabilir, bu üç erkek birbirini de aşık olabilir, bunların hiç birinde bir problem göremiyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yazında rahatsızlık veren kısım burası oldu.

Bazı erkekler ya da kadınlar eşlerinin başkalarıyla birlikte olmasına ses çıkarmayabilirler, hatta bundan zevk alabilirler. Psikolojik bir rahatsızlığı olmasına gerek yok... Önemli olan kimine göre bedenden aldığı haz değil, aksine kalbi. Demokratik toplumlarda bir kadın üç erkek de alabilir, bu üç erkek birbirini de aşık olabilir, bunların hiç birinde bir problem göremiyorum.

Olabilir, birkaç tane gavat rahat etsin diye çok eşlilik gibi bir saçmalığa izin verilemez mutlaka istismar edenler olur.

tarihinde Türk Torunu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir de Allah, Muhammed çok karı alırken şöyle bir şart da koşuyor. Buna göre erkek, karılar arasında adalet gözetmeliymiş. Yani bu demek ki karılara nöbetleşe çakacak. Tabii karılardan da kimse sırasını savmak istemez. Gerçi erkeğin hepsini doyurabileceği çok şüpheli. Nasıl adalet bu? :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tabi bu arada "Kadın neden birden fazla erkekle evlenemiyor" sorusuna da verecek cevapları yok bunların. Şu ahmaklığın, ilkelliğin, kepazeliğin savunulacak hiçbir tarafı yok.

Aa, ayıp ediyorsun, cevapları olmaz mı? Kadının birden fazla eşi olursa, çocuğun kimden olduğu belli olmaz...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aa, ayıp ediyorsun, cevapları olmaz mı? Kadının birden fazla eşi olursa, çocuğun kimden olduğu belli olmaz...

Bu cevabi mantıklı bulan var. Ben de şöyle dedim suan dna var. O zaman da şöyle çözüm olabilirdi mesala 4 kocası olan kadınlar çocuk sahibi olmak istediğiniz eşiniz hariç diğerlerinin içine boşalmasina izin verme denile bilirdi. Böyle saçma bir sebepten kadın çok kocaliktan mahrum bırakılmamalı. tarihinde Tetrahedron tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

"Bir kadın neden kocasını başka kadınlarla paylaşmaya razı olsun?" Bu sorunun bir cevabı yok. Her insan -eğer psikolojik bir rahatsızlığı yoksa- sevdiği kişiyi kıskanır, kimseyle paylaşmak istemez. O yüzden aklı başında olan hiçkimse böyle bir saçmalığa rıza göstermez.

Yani sen demek istiyorsun ki; bir insan birden başka insanı sevemez. Bir kadının birden fazla erkeği olamaz, bir erkeğin de birden fazla kadını olamaz.

"Paylaşmak" kelimesi en başında mülkiyeti çağrıştırır. Yani, senin ve sadece senin olması gereken bir şeyin başkaları ile durumunu ifade eder. Neden paylaşmak olsun? Neden bir kadın iki, hatta yüz erkeği sevmesin, onlarla cinsel ilişki kurmasın? O zaman "senin" kadının olmayacaksa bırak olmasın! Sen de "gocunmayıver."

Neden istediğimiz karşı cinsle sevişmeyelim? Yada hemcinsimizle?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu cevabi mantıklı bulan var. Ben de şöyle dedim suan dna var. O zaman da şöyle çözüm olabilirdi mesala 4 kocası olan kadınlar çocuk sahibi olmak istediğiniz eşiniz hariç diğerlerinin içine boşalmasina izin verme denile bilirdi. Böyle saçma bir sebepten kadın çok kocaliktan mahrum bırakılmamalı.

Poligami zaten genelde kadın doğasına uygun değildir. Bu saçmalıkları ise mantık zeminine oturtmaya çalışmak yersiz Tetra. Kadınları kuluçka makinesi olarak gören beyinlerin, böyle kokuşmuş, abuk sabuk fikirler üretmesi gayet doğaldır...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Poligami zaten genelde kadın doğasına uygun değildir. Bu saçmalıkları ise mantık zeminine oturtmaya çalışmak yersiz Tetra. Kadınları kuluçka makinesi olarak gören beyinlerin, böyle kokuşmuş, abuk sabuk fikirler üretmesi gayet doğaldır...

Aynen bide demezlermi islam evliliğige sınır getirmiştir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yani sen demek istiyorsun ki; bir insan birden başka insanı sevemez. Bir kadının birden fazla erkeği olamaz, bir erkeğin de birden fazla kadını olamaz.

"Paylaşmak" kelimesi en başında mülkiyeti çağrıştırır. Yani, senin ve sadece senin olması gereken bir şeyin başkaları ile durumunu ifade eder. Neden paylaşmak olsun? Neden bir kadın iki, hatta yüz erkeği sevmesin, onlarla cinsel ilişki kurmasın? O zaman "senin" kadının olmayacaksa bırak olmasın! Sen de "gocunmayıver."

Neden istediğimiz karşı cinsle sevişmeyelim? Yada hemcinsimizle?

Madem böyle düşünüyorsun o zaman müslümanların cennetini de eleştirmeye hakkın yok.
Link to post
Sitelerde Paylaş

Poligami zaten genelde kadın doğasına uygun değildir. Bu saçmalıkları ise mantık zeminine oturtmaya çalışmak yersiz Tetra. Kadınları kuluçka makinesi olarak gören beyinlerin, böyle kokuşmuş, abuk sabuk fikirler üretmesi gayet doğaldır...

Bir şeyler atlanıyor, hatta uyduruluyor basbaya bir taraflardan.

Poligami, kadın doğasına gayet uygundur, öyle böyle değil hem, şık diye cuk oturur.

Çok eşlilik, insan doğası için gayet doğal bir durumdur. İnsan dişileri de, teknik olarak, doğal halleriyle, erkeklerinin başka kadınlarla da birlikte olmasını gayet doğal şekilde kabul ederler.

Evet, buraya kadar "nassı yani?" durumu söz konusu. Fakat, olay bu kadarcık değil. Kadın, erkeğin birden fazla kadını olmasını aslen kabul eder, sorun etmez, önemsemez/önemsemeyebilir. Ama bu, kadını "ahanda bu benim dişim" diyen ve dişileri elde tutan erkeğin, kadınlarının fırsat buldukları anlarda başka erkeklerle işi bitirecekleri gerçeğini de değiştirmez. Yani, kadın, kendini bir erkeğin haremine kapatırken, aynı zamanda keyfine gelen erkeğe verme hakkını da baki tutar.

Olaya "doğal" yoldan bakarsak, olay budur. Ve bakın, bu gerçek tarih boyu ortada var olup gelmiştir. Kadınlar erkeklerini aldatmış, erkekler haremleriyle yaşamıştır.

Şimdi eğer olay işin fıtrat tarafıysa, işin doğası, genlerimizde olan hali budur. Eğer bir şekilde çok eşlilik savunulacaksa, bu savunulmalıdır.

Peki tek eşlilik? Doğada az olsa da, nadir olsa da, tek eşlilik gözlenen bir olgudur. Mesela, kuğuların, penguenlerin tek eşli olduğu söylenir, ama uydurmadır. Genelde burada sürekli birlikte yaşayan bir çiftin, arada kaçamak şeklinde diğerleriyle olan ilişkisi mevcuttur. Yani sürekli birlikte yaşarlar, bir erkek, bir dişi, ama denk geldikçe, öbür cinsle ilişkiye girerler. Fakat ilişkiye girdikleri ile devamında bir daha ilgilenmezler.

Tek eşlilik doğada nadir görülür dedik ya. Mesela kırlangıç balıkları. Her zaman bir çift olarak yaşar, eşleri var oldukça, başklarına dönüp bakmaz. Ama en iyi örnek, angutlardır. Angut, ki bir kuş türüdür, hayatı boyunca tek bir eşe sahip olur. Öyleki, avcının vurduğu eşinin başından ayrılmaz diğeri, bu yüzden o da genelde av olur.

Şimdi, doğada, sapına kadar açık ve net olarak, tek eşlilik görülüyorken, insanlardaki mevzu harem, aynı anda çok kadına sahip olan erkek, ama çok sıkça boynuzlanan erkek modeli yadsınamaz. Zaten bu model, kuyruksuz maymunlarda, yani hominidlerde, yani yani en yakın akrabalarımızda da aynı şekilde gözlenir. Bu modelin, insanın doğasına uyan model olduğunu söyleyebiliriz gayet kesin şekilde.

Fakat, burada şu vardır. İnsan, doğadan, doğaldan biraz daha fazlasıdır. İnsanlar için bir de işin hukuki tarafı vardır. Doğada miras, mülkiyet vs. gibi kavramlar yoktur, ama insan hayatında vardır. Bu noktada iş çetrefilleşir. Sorunu çözümü açısından, tek eşlilik kaçınılmaz olur.

Sorun en açık şekilde, çinde görülen bir sorundur. Çinin bir bölgesinde, evlilik denen olgu yoktur. Kızlar, belli bir yaşa gelince törenle kendi odalarına taşınır. Bu oda, eve dışarıdan rahatça girilebilen bir yerdir. Kapısı ve penceresi, geleni görmeyi sağlayacak şekilde yapılmıştır. Bir erkek, dilediği kadının evine/odasına gidebilir. Kapısını çalabilir. Kadın dilerse açar. Dilemiyorsa, 3 kez tekrardan sonra, kapıyı terk etmeniz gerekir. Eğer kadın erkeği kabul ederse, şapkasını kapıya dıştan asar. Eve gelen diğer erkekler şapkayı görüp, rahatsız etmeden oradan sıvışır.

Doğan çocuklar teknik olarak babasını bilmez. çocukları kadının ailesi, dayıları vs. büyütür.

Çin hükümeti için bu mevzu ciddi bir problemdir ve evlilik düzeni dayatılmaktadır. Sorun, miras vs. mevzularında olmaktadır. Çözüm için, DNA testleriyle kimin kimin çocuğu olduğu araştırılmıştır. Dar bir toplum ve akraba ilişkilerinde yoğunluk nedeniyle, hukuki olarak tutarlı neticeler alınamamıştır. Fakat, ilginç bir şekilde, kadınların tek eşliliğe meyilli oldukları tespit edilmiştir. Evet, doğamız öyle böyle ama, tam serbestlik içinde, kadınların ve erkeklerin tek eşli olmayı tercih ettikleri açıkca görülmektedir. Fakat, az da olsa, bir erkeğin birden çok kadından, bir kadının bir çok erkekten çocuk yaptığı da tespit edilmiştir.

Sonuç olarak, hukuki açıdan, uygun olan tek çözüm tek eşliliktir. Bu durumda, kadın ve erkeğin hakları korunabilir. Ama islamın öngörüsü, insan doğasına tek eşlilik değil, erkek hegemonyasıdır. Bu da, primatlar gibi üst seviye canlılar değilde, mors ayıları gibi alt seviye ilkel memelilerde görülen bir düzendir. İslam düzeni denen ilkel bedevi düzeninde asıl ve ilk sorgulanması gereken, çok eşlilik değil, kadının kayıtsız şartsız bir şekilde, mal gibi erkeğe teslim ediliyor oluşudur. Erkek, karısını döver, söver eder, ama karının boşanma hakkı bile yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Doğal olmayı yani diğer hayvanları taklit etmeyi iyi bir halt zanneden ateistler var. İyi o zaman çok eşlilik gerekli bir şeyse o zaman kıyafet de giymeyelim anadan üryan dolaşalım sokaklarda. erkekler traş olmasın kadınlar ağda yapmasın. Ticaret, eğitim vs bunların hiçbiri olmasın. Ev yerine ormanda dağda mağarada yaşayalım. Hayvanları canlı canlı dişlerimizle parçalayarak yiyelim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Fakat, burada şu vardır. İnsan, doğadan, doğaldan biraz daha fazlasıdır. İnsanlar için bir de işin hukuki tarafı vardır. Doğada miras, mülkiyet vs. gibi kavramlar yoktur, ama insan hayatında vardır. Bu noktada iş çetrefilleşir. Sorunu çözümü açısından, tek eşlilik kaçınılmaz olur.

Sorun en açık şekilde, çinde görülen bir sorundur. Çinin bir bölgesinde, evlilik denen olgu yoktur. Kızlar, belli bir yaşa gelince törenle kendi odalarına taşınır. Bu oda, eve dışarıdan rahatça girilebilen bir yerdir. Kapısı ve penceresi, geleni görmeyi sağlayacak şekilde yapılmıştır. Bir erkek, dilediği kadının evine/odasına gidebilir. Kapısını çalabilir. Kadın dilerse açar. Dilemiyorsa, 3 kez tekrardan sonra, kapıyı terk etmeniz gerekir. Eğer kadın erkeği kabul ederse, şapkasını kapıya dıştan asar. Eve gelen diğer erkekler şapkayı görüp, rahatsız etmeden oradan sıvışır.

Doğan çocuklar teknik olarak babasını bilmez. çocukları kadının ailesi, dayıları vs. büyütür.

Çin hükümeti için bu mevzu ciddi bir problemdir ve evlilik düzeni dayatılmaktadır. Sorun, miras vs. mevzularında olmaktadır. Çözüm için, DNA testleriyle kimin kimin çocuğu olduğu araştırılmıştır. Dar bir toplum ve akraba ilişkilerinde yoğunluk nedeniyle, hukuki olarak tutarlı neticeler alınamamıştır. Fakat, ilginç bir şekilde, kadınların tek eşliliğe meyilli oldukları tespit edilmiştir. Evet, doğamız öyle böyle ama, tam serbestlik içinde, kadınların ve erkeklerin tek eşli olmayı tercih ettikleri açıkca görülmektedir. Fakat, az da olsa, bir erkeğin birden çok kadından, bir kadının bir çok erkekten çocuk yaptığı da tespit edilmiştir.

Sonuç olarak, hukuki açıdan, uygun olan tek çözüm tek eşliliktir. Bu durumda, kadın ve erkeğin hakları korunabilir. Ama islamın öngörüsü, insan doğasına tek eşlilik değil, erkek hegemonyasıdır. Bu da, primatlar gibi üst seviye canlılar değilde, mors ayıları gibi alt seviye ilkel memelilerde görülen bir düzendir. İslam düzeni denen ilkel bedevi düzeninde asıl ve ilk sorgulanması gereken, çok eşlilik değil, kadının kayıtsız şartsız bir şekilde, mal gibi erkeğe teslim ediliyor oluşudur. Erkek, karısını döver, söver eder, ama karının boşanma hakkı bile yoktur.

Mosuo'lardan bahsediyorsun. Çok ilginçler gerçekten. Erkeklerle beraber yaşamak istediklerinde tek nedenleri aşk oluyor, çocuklar vb değil. Aşk bitince adamı kapının önüne koyuveriyorlar ve sanırım tam da bu nedenden ötürü inanılmaz sağlıklı ve "dişi" bu kadınlar. Paranın kontrolünün bütünüyle ellerinde olması da onları özgür kılan en önemli nedenlerden biri tabii. Bizim, daha evlenirken bilezikler yüzükler isteyerek kendine fiyat biçen Müslüman kadınların ve onları satın alan kocalarının anlaması da kabul etmesi de zor...

http://www.milliyet.com.tr/kadinlarin-yonettigi-ulke/yasam/magazindetay/28.05.2009/1100217/default.htm

https://tr.wikipedia.org/wiki/Mosuolar

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir şeyler atlanıyor, hatta uyduruluyor basbaya bir taraflardan.

Poligami sadece biyoloji bilimiyle sınırları çizilmiş bir olgu değildir. Bu yüzden evrimle başlayıp hukukla noktalamak zorunda kaldınız. Konu insan denen canlı türü olduğunda çok eşliliğin; sosyal, ekonomik, kültürel sebeplere dayanan bacakları da vardır ki, asıl bunlar es geçilmiş, atlanmış gördüğüm kadarıyla...

Poligami, kadın doğasına gayet uygundur, öyle böyle değil hem, şık diye cuk oturur.

Çok eşlilik, insan doğası için gayet doğal bir durumdur. İnsan dişileri de, teknik olarak, doğal halleriyle, erkeklerinin başka kadınlarla da birlikte olmasını gayet doğal şekilde kabul ederler.

Evet, buraya kadar "nassı yani?" durumu söz konusu. Fakat, olay bu kadarcık değil. Kadın, erkeğin birden fazla kadını olmasını aslen kabul eder, sorun etmez, önemsemez/önemsemeyebilir. Ama bu, kadını "ahanda bu benim dişim" diyen ve dişileri elde tutan erkeğin, kadınlarının fırsat buldukları anlarda başka erkeklerle işi bitirecekleri gerçeğini de değiştirmez. Yani, kadın, kendini bir erkeğin haremine kapatırken, aynı zamanda keyfine gelen erkeğe verme hakkını da baki tutar.

İnsan dişisi için eş, tıpkı diğer canlı türlerinin dişilerinde olduğu gibi üremekten, cinsel hazdan çok ötesidir. Dişi çok eşli bir yaşam sürmek gayesinde değil; en iyi, en ideal eşi seçmenin derdindedir.

Poligami, bugün yaşadığımız modern dünya/hukuk anlayışına, insanlığın şu ana kadar katettiği uygarlık düzeyine uygun bir yaşam modeli sunmaz. İnsanoğlunun bu bilinç düzeyine ulaşmış olması da doğal olarak, kadın doğasını -erkeklerinkini de zorunlu olarak- tek eşli yaşam sürmek konusunda evrimleştirmiştir.

Dişilerin erkekleri paylaşmak zorunda olduğu ataerkil düzende, dişiler arasında başlayan rekabet ortamı da gösterir ki, çok eşlilik kadın doğasına pek de uygun, tercih ettikleri bir yaşam tarzı değildir. Yoksa, Osmanlı'nın haremi güllük gülistanlık bir yer olurdu mutlaka...

Bu arada poligaminin, sadece cinsel dürtülerin sonucu olarak ortaya çıkmış bir eğilim olmadığını da eklemek gerekiyor. İlkel toplumlara baktığımızda birden fazla eş, bazen tarlada çalışacak fazladan bir işçi demektir, fazladan bir işçinin üretime katkısı ise ekonomik çıtayı yükseltecektir. Fazladan bir eş, üremek için kullanılan bir kuluçka makinesi veya toplumsal bir statü, güç göstergesi anlamına da gelebilir...

Erkeğin birden fazla eşinin olduğu ve insanlığın geldiği nokta itibariyle pek de doğal sayılmayan çok eşli bir ortamda kadın erkek farketmez, aldatmak gayet doğaldır. Zaten poligami eğilimli insanlar, monogomiklere göre aldatmaya daha eğimli insanlar değil midir...

tarihinde Mırnaw tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Poligami sadece biyoloji bilimiyle sınırları çizilmiş bir olgu değildir. Bu yüzden evrimle başlayıp hukukla noktalamak zorunda kaldınız. Konu insan denen canlı türü olduğunda çok eşliliğin; sosyal, ekonomik, kültürel sebeplere dayanan bacakları da vardır ki, asıl bunlar es geçilmiş, atlanmış gördüğüm kadarıyla...

İnsan dişisi için eş, tıpkı diğer canlı türlerinin dişilerinde olduğu gibi üremekten, cinsel hazdan çok ötesidir. Dişi çok eşli bir yaşam sürmek gayesinde değil; en iyi, en ideal eşi seçmenin derdindedir.

Poligami, bugün yaşadığımız modern dünya/hukuk anlayışına, insanlığın şu ana kadar katettiği uygarlık düzeyine uygun bir yaşam modeli sunmaz. İnsanoğlunun bu bilinç düzeyine ulaşmış olması da doğal olarak, kadın doğasını -erkeklerinkini de zorunlu olarak- tek eşli yaşam sürmek konusunda evrimleştirmiştir.

Dişilerin erkekleri paylaşmak zorunda olduğu ataerkil düzende, dişiler arasında başlayan rekabet ortamı da gösterir ki, çok eşlilik kadın doğasına pek de uygun, tercih ettikleri bir yaşam tarzı değildir. Yoksa, Osmanlı'nın haremi güllük gülistanlık bir yer olurdu mutlaka...

Bu arada poligaminin, sadece cinsel dürtülerin sonucu olarak ortaya çıkmış bir eğilim olmadığını da eklemek gerekiyor. İlkel toplumlara baktığımızda birden fazla eş, bazen tarlada çalışacak fazladan bir işçi demektir, fazladan bir işçinin üretime katkısı ise ekonomik çıtayı yükseltecektir. Fazladan bir eş, üremek için kullanılan bir kuluçka makinesi veya toplumsal bir statü, güç göstergesi anlamına da gelebilir...

Erkeğin birden fazla eşinin olduğu ve insanlığın geldiği nokta itibariyle pek de doğal sayılmayan çok eşli bir ortamda kadın erkek farketmez, aldatmak gayet doğaldır. Zaten poligami eğilimli insanlar, monogomiklere göre aldatmaya daha eğimli insanlar değil midir...

Şunu önce bir görmek, anlamak lazım, insa türü tek eşli olsaydı, tek eşli olurduk. Erkekler harem kurmaz, kadınlar aldatmazdı. Yani, bugün bunları yaşıyorsak, doğamız böyle olduğu için yaşıyoruz.

Evet, modern hayatta bu ilkel, mağara devri, hatta insan bile olmadığımız zamanlardan kalma bu düzen uygun değil. Velakin doğamızın tek eşli tarafının ortaya çıkabilmesi, baskın olabilmesi için, kadının seçme hakkının mutlak olması gerekiyor.

Eğer kadın, erkeği seçme konusunda mutlak, yani, sosyal, ekonomik vs. vs. her açıdan bağımsız olursa, tek eşlilik otomatikman gerçekleşir. Burada "tamam" deme özgürlüğü kadar, "devam" deme özgürlüğü de geçerlidir.

Oysa islam denen ilkellik foseptiğinin dayattığı şey, kadının seçme hakkının tamamen elinden alınmasıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...