Jump to content

Sünnetlerin yanlışlıklarını ortaya koyalım


Recommended Posts

Bu ülkede az da olsa kitap okuyan bir kitle var..İslam'ın bilimle çelişmesi konulu bir kitap yazılacaksa,tabi ki bu kitleye hitap edilecek..Hiç okumayan insanlar,hiç yaşamamış gibi ölüp gidecekler..Onlar için yapılacak fazla birşey yok..Bir asgari ücretliye 20 TL'lik bir kitabı satın al diyemezsin..Alsa bile okuyacak takatı/zamanı bulması güç zaten..

Turan Dursun veya İlhan Arsel kitapları satılıyor bu ülkede..Bence satış rakamları hiç fena değildir..Bu kitapları sadece bizim gibi ateistler almıyor..Müslümanlar da alıyorlar/okuyorlar..

21.yüzyılda bildiğim bir Arif Tekin var..Bu kişi haricinde bu konular hakkında yazan birisi yok..Daha çok kişi yazmalı bu konularda..Satsın veya satmasın..Yazarın derdi satış rakamları olmamalı..Yok işte böyle varlıklı/zeki/idealist insanlar..Herkes rahat yaşamanın derdinde..

Resimle,capsle filan olmaz bu işler..Facebookta birkaç dinsizin capsi ile birşey olmaz..Bunlar boş işler..Facebooktaki dini paylaşımların yanında,birkaç dinsizin paylaşımları devede kulaktır..

İnternet sayesinde insanları uyandırmak bence çok iyi biseydir. Hem yasam tehlikeside yoktur. İnternet çağımızın cok onemli bir haberlesme araci bence ateistler olarak internette yayilmaliyiz. Dini tartismalar yapan bir cok grup var facebookta

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 50
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

İnternet sayesinde insanları uyandırmak bence çok iyi biseydir. Hem yasam tehlikeside yoktur. İnternet çağımızın cok onemli bir haberlesme araci bence ateistler olarak internette yayilmaliyiz. Dini tartismalar yapan bir cok grup var facebookta

katılıyorum...

ben internet sayesinde uyanmıştım derin uykumdan :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnternet sayesinde insanları uyandırmak bence çok iyi biseydir. Hem yasam tehlikeside yoktur. İnternet çağımızın cok onemli bir haberlesme araci bence ateistler olarak internette yayilmaliyiz. Dini tartismalar yapan bir cok grup var facebookta

Bu zaten olağan birşey..Okuyan insanlar okuduklarını insanlara anlatmak isterler..Forumda biz zaten bunu yapıyoruz..Herkes birşeyler okuyor/yaşıyor/izliyor/gözlüyor ve bunu forumda aktarıyor..

Ben bu işin profesyonelce yapılması taraftarıyım..Bu forumdan Arif Tekin gibi birinin çıkmasını istiyorum sadece..Burada yazılanlar ancak bu işe yarayabilir..Yani birilerine bir ilham verebilirsek ne mutlu bize..Birkaç kişiyi ateist yapmak marifet değil..Ateist veya müslüman birini bir yerlere taşımak marifet..Bu forum ve burada yazılanlar,agnostik netin başına geldiği gibi yok olup gidebilir ama Arif Tekin'in 15-20 tane kitabı hep var olacaktır..Ben bunu söylüyorum..3-5 ateistin facebookta tartışması veya birkaç capsle olmaz bu işler..

Bu akşam böyle birini fark ettim..İsmi Mehmet..18 yaşında bir üniversite öğrencisi..16 yaşındayken 400 sayfalık bir kitap yazmış..Kitabın ismi ''Tanrının alfabesi''..Bu akşam ulusal kanaldaydı..Hem de ateist :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kitap yazmış da Kuran üzerinden Din Felsefesi yapması saçma. Kuran kötü bir Talmud ve Gnostik metin kopyalarından oluşan bir kitap ve Hristiyan Teolojisiyle Yahudi Mitzvalarının,bozulmuş efsanelerinin anasını ağlatmış bir derleme.Ondan felsefe çıkmaz çıksa da böyle olur işte.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kitap yazmış da Kuran üzerinden Din Felsefesi yapması saçma. Kuran kötü bir Talmud ve Gnostik metin kopyalarından oluşan bir kitap ve Hristiyan Teolojisiyle Yahudi Mitzvalarının,bozulmuş efsanelerinin anasını ağlatmış bir derleme.Ondan felsefe çıkmaz çıksa da böyle olur işte.

Bunlar önemli değil..16 yaşında bir çocuk nasıl böyle bir konuda,böyle bir kitap yazabilir?Hem de böyle boktan bir ülkede..!

Bence müthiş birşey bu..Hem de Mehmet'in ailesi öyle sıradan bir aile..Babası doçent,anası hakim filan değil..Babası şoförmüş,annesi de ev hanımı..Ailede yakınlarında var mı böyle yazarlık filan dedi Cevizoğlu..Yok dedi Mehmet :)

Açık söyleyeyim,kıskandım bu çocuğu ^_^

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hulki Cevizoğlu'nun ateist fikri programına konu etmesi güzel Mehmet Turan Dursun modelini izlemiyor o daha çok felsefi olarak ele alıyor bu yüzden korkulacak bir şey yok çünkü Müslümanlar felsefeden anlamaz en azından Geleneksel Müslümanlar yani o adam öldüren Müslümanlar.

O yüzden Mehmet rahat konuşabilir biraz daha.Turan Dursun direk Muhammed'e yükleniyordu çünkü daha doğrusu Muhammed efsanesine.

tarihinde aykırıteolog tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Hulki Cevizoğlu'nun ateist fikri programına konu etmesi güzel Mehmet Turan Dursun modelini izlemiyor o daha çok felsefi olarak ele alıyor bu yüzden korkulacak bir şey yok çünkü Müslümanlar felsefeden anlamaz en azından Geleneksel Müslümanlar yani o adam öldüren Müslümanlar.

O yüzden Mehmet rahat konuşabilir biraz daha.Turan Dursun direk Muhammed'e yükleniyordu çünkü daha doğrusu Muhammed efsanesine.

Laf arasında ''sen Tanrı yok diyorsun değil mi? dedi..''Evet'' dedi Mehmet :D

Turan Dursun bir efsane..Öyle Turan Dursun'un yanına herkes yaklaşamaz..Bu daha bir çocuk sonuçta..97 doğumlu..!

Hani dincilerin Caner Taslaman'ı var ya..Bu çocuk şu haliyle Caner'in hakkkında gelir..Biraz heyecanını yense,Caner'i kevgire döndürür :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunlar önemli değil..16 yaşında bir çocuk nasıl böyle bir konuda,böyle bir kitap yazabilir?Hem de böyle boktan bir ülkede..!

Bence müthiş birşey bu..Hem de Mehmet'in ailesi öyle sıradan bir aile..Babası doçent,anası hakim filan değil..Babası şoförmüş,annesi de ev hanımı..Ailede yakınlarında var mı böyle yazarlık filan dedi Cevizoğlu..Yok dedi Mehmet :)

Açık söyleyeyim,kıskandım bu çocuğu ^_^

Kimin hemşerisi acaba ?! :D

NOLAN, Sizin memleketi bilmem, ama bir başkadır benim memleketim !

Umarım, bu umut vaat eden gencimizi gurbet ellerde ürkütmezler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sünnetin psikolojik etkilerine değindiniz mi bilmiyorum. Sünnetin kaçınılmaz olduğunu gören psikologlar sünnet için uygun yaş belirmeye soyunmuşlardır. Çünkü uygun yaşta sünnet olmayan erkek çocuklarının ileride erken boşalma sorunları yaşadığı ile ilgili korelasyon bulmuşlardır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kimin hemşerisi acaba ?! :D

NOLAN, Sizin memleketi bilmem, ama bir başkadır benim memleketim !

Umarım, bu umut vaat eden gencimizi gurbet ellerde ürkütmezler.

Böyle zeki gençlere devlet sahip çıkmalı ama nerede?!

Bizim devlet adamları,acaba bir kemik atar mı diye Rıza gibi itlerin arkasında geziyorlar..!

Link to post
Sitelerde Paylaş
PEYGAMBERİN BİR MUCİZESİ DAHA: TIBBI NEBEVİ


BU KONU bir çok kitaba konu olmuş bu gün bile piyasa da satılan bir çok kitap var. tıbbı nebevi ile ilgili birkaç kitap:




Bu konuda amacımız Peygamber sav. ın getirdiği tıb la alkalı düsturlasrın kural ve tavsiyelerin kısaca hadislerin günümüz tıbbıyla örtüşmesi.

Genel manada 1400 yıl önce vazedilen bu kurallrın Peygamber sav. ın Peygamberliğine de delil olması Peygamber sav. in bir mucizesi olmasıdır.


Peygamberlikten Önce Araplarda hastalıkların tedavisi nasıldı?

"Araplar beraberlerinde bir tavşan kemiği taşıdıkları takdirde hastalıklardan korunacaklarına inanırlar; yılan sokmuş bir kimseyi yılanın zehiri vücutta yayılmasın diye uyutmaz, üstüne başına ziller takarlardı. Korkmuş bir kadının yüreğinin soğuduğuna inanarak sıcak su içirirlerdi. Çocukların çürük dişlerini güneşe doğru attıkları takdirde yeni dişlerin muntazam çıkacağına inanırlar, şaşılığı değirmen taşına baktırarak tedavi ederler, yaraları kızgın demirle dağlar, vebadan korunmak için merkep gibi anırırlar, hastaları kâhinlere götürür, sihir yapar, tapınaklara kurban keser, böylece hastaların içine girmiş şeytanların çıkacağına inanırlardı.


Hz. Peygamber (sav) yukarıda zikredilen batıl ve ilmî değeri olmayan bu uygulamaları kaldırmış, tababete yeni bir anlayış getirmiştir. Şöyle ki, tabib olmayanların hasta tedavi ettikleri takdirde verdikleri zararın ödetilmesi, tabiblerin alacağı ücretin meşru olduğu, bulaşıcı hastalıklara karşı korunma, salgının bulunduğu yere girmemek ve bu yerde bulunuyorsa dışarı çıkmamak (karantina), vücut temizliği, yiyeceklerin ve çevre temizliğine önem vermek, yiyecek ve içeceklerde itidali muhafaza etmek, hastalanınca tedavi olmak ve tedaviye inançla bağlanmak, hastalıklarda çeşitli tedavi usulleri tarif ederek bir ilaç telakkisi oluşturmak, haram nesnelerle tedavi yapılmaması gibi tavsiyeler yanında, hastalık anında hazık (mütehassıs) hekime müracaat etmek, cahil tabiblerden uzak durmak gibi çok önemli konulara temas buyurmuşlardır. Bu konuda pek çok örnekler verilebilir (3,4,5,6,11)."

kaynak: Prof. Dr. Asaf ATASEVEN http://www.yeniumit.com.tr/yazdir.php?konu_id=212


ŞİMDİ PEYGAMBER SAV. IN GETİRDİĞİ TIBLA VE HASTALIKLARLA İLGİLİ KURALLARA BAKIYORUZ YORUM SİZİN ARKADAŞLAR:


1) "Kim bilgisi olmadığı halde hekimlik yapmaya kalkışırsa, sebeb olacağı zararı öder." (Ebu Davud, Diyat 23; Nesai, Kasame 41; İbni Mace, Tıb 16).

günümüz malpraktis yasası 1400 yıl önce yürürlüke imiş :good:


2) Sad İbn Vakkas hastalanmış Hz. Peygamber (sas) ziyaretine gitmiş. Sad'ı evinde hasta yatar görünce Haris bin Kelde'yi çağırın, O iyi bir hekimdir, sizi tedavi etsin" buyurmuştur. (Ebu Davud, Tıb 12).

3)"Allah derdi de çareyi de verdiği gibi her dert için bir ilaç yaratmıştır. Bu sebeble tedaviye devam ediniz. Fakat haramla tedavi etmeyiniz." (Ebu Davud, Tıb 11).

4) "Allah şifanızı sarhoşluk veren şeylerde yaratmamıştır." (Buhari, Eşribe 15).

5) "İki nimet vardır ki, insanların çoğu bunda aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit." (Buhari, Rikak 1; Tirmizi, Zühd 1; İbn Mace, Zühd 15)

6) "Lanetlenmiş iki şeyden sakının:

- Ya Rasulallah o iki şey nedir?" dediler. Peygamber Efendimiz (sas):

-"İnsanların gelip geçtiği yola ve gölgelendiği yere abdest bozmaktır." buyurdu. (Müslim, Taharet 68; Ebu Davud, Taharet 15; Ahmet bin Hanbel, Müsned 2/372)

7) "Sizden biriniz durgun suya bevl etmesin." (Buhari, Vudu 68; Müslim, Taharet 94; 96; Ebu Davud, Taharet 36).

İnsan dışkısı ve idrarının hastalık nedeni olması nedeniyle yasakalnmış


8) "Hastayı üç gün geçmeden yoklamayınız." (Ramuz'el-Ehadis 2/489).


9) "Bir yerde veba olduğunu işitirseniz oraya girmeyiniz. Bulunduğunuz yerde veba vukua gelirse oradan ayrılmayınız." (Buhari, Tıb 30; Müslim, Selam 92, 93, 94, 98, 100)

Günümüz karantina prensibinin en önemli kısmı yine 1400 yıl önce ortaya konmuştur.Bu da hasat insanlardan hastalık bulaşabileeği fikrini akla getiriyor.Aynı çağlarda avrupada insanlar cadılıkla suçlanıyor hasatlar tedaviyerine yakılarak tedavi ediliyordu.


10) Cüzzamlıdan aslandan kaçar gibi kaçınız." (Buhari, Merda 19; A. Bin Hanbel, Müsned, 2/443).

11) "Cüzzamlıyla aranızda bir mızrak boyu mesafe olduğu halde konuşunuz." (Ramuz el-Ehadis 2/471)

m.Lepra hastalığı son derece bulaşıvı bir hastalıktır



12) "Köpek bir kabı yalarsa onu yedi defa yıkayın. O yedinin birinde toprakla temizleyin." (Buhari, Vudu 33; Davud, Taharet 37; Tirmizi, Taharet 68)

13)"Size ne oluyor ki, dişleriniz sararmış olduğu halde yanıma geliyorsunuz. Misvak kullanınız." (A. b. Hanbel, Müsned 1/214).

14) "Misvak hakkında tavsiyelerimi size çok tekrarladım." (Buhari, cuma 8; Nesai, Taharet 5; A.b. Hanbel, Müsned 3/143; Darimi, Vudu 18)

Misvak konusu ayrı bir kitap bile olabilir buyrun misvakla ilgili hadis ve faydaları:

"Cebrail (A.S), misvak kullanmayı bana o kadar çok tavsiye etti ki, misvak hakkında âyet inecek ve misvak kullanmak farz kılınacak zannettim."

Misvağın faydalarını şöyle sıralayabiliriz:

· Selülozun fizikî etkisi dişleri temizler.

· Uçucu yağlar ve selüloz dişleri beyazlatır.


-----------------------

önceden yazılmış bir çalışma görüldüğü gibi Peygamberin sav sünneti seniyyesi mucizelerine güzel bir örnektir

tarihinde dr.Kemal tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

çağımızın en önemli problemi obezitenin tedavisi yine 1400 yıl önce Peygamber sav tarfından verilmiş bu mucize değilse nedir?

----

“Az yemek, hem ruhu hem de sağlığı korur.”

Peygamber Efendimiz (SAV), arpa unundan yapılmış ekmek tüketir beyaz unu tavsiye etmezdi.

Buğdayların, yabancı maddelerden temizlendikten sonra, buğday tanesinin tüm kısımlarını içerecek şekilde öğütülmesiyle elde edilen una tam buğday unu denilmektedir. Beyaz un ise; buğday tanesinden kepek ve ruşeym ayrılarak; arta kalan unsu endosperm kısmının una indirgenmesiyle oluşur. Tam buğday unu buğdayın tüm bölümlerini kapsadığı için mineral maddeler açısından ( kalsiyum, magnezyum, çinko, demir, fosfor ), B grubu vitaminler başta olmak üzere vitaminler açısından, diyet lifi ve protein açısından daha zengindir. Karbonhidrat yüzdesi ise beyaz ekmeğe göre daha düşüktür.

Akşam öğününün ehemmiyetini vurgular ve akşam namazından hemen sonra yenilmesini, ihmal edilmemesini tavsiye buyururdu. meyve%20sebze%20(2).jpg

Akşam yemeği geç saate kaldığında ve ağır yemekler yenildiğinde, yemeğin arkasından gelen rehavetle yemekler sindirilmeden uykuya geçmiş oluyoruz. Bu durum mide rahatsızlıklarına ve sindirim problemleri sonucunda kilo artışlarına sebep olmaktadır.

Midenin üçte birini yemek, üçte birini su/içecek, üçte birini de nefes için ayırmayı, tam olarak doyma hasıl olmadan sofradan kalkılmasını tavsiye etmiştir.

Doyma, beynimizle algılanan bir kavramdır. 5 duyu organımızdan biri olan tat alma, dilimizin üzerindeki papillalarla tat sinyallerinin beyinde tanımlanmasıyla gerçekleşir. Yavaş yemek yersek beyne giden tat alma sinyalleri az porsiyonla doygunluğa ulaşmamızı sağlayacaktır. Böylece midemizi tam doldurmadan sofradan kalkmış olabiliriz.

Meyveleri yemekten önce yerdi.

Meyvelerin yemeklerden en geç 1 saat önce yenmesi veya yemeklerden 2-3 saat sonra yenmesi meyve şekerinin glikoza dönüşüp kana geçmesi açısından önemlidir. Bu durum kan şekerini yükseltir ve kan şekerinin düşmesine engel olacağından ana öğünlere oturduğumuzda çok açlık hissetmeyiz. Böylece daha az yiyerek ve doyarak ana öğünlerden kalkarız.

su.jpgSuyu genellikle oturarak içerdi.

Otururken ve ayaktayken midenin duruşu farklıdır. Ayaktayken içilen su midede birikmeden direk on iki parmak bağırsağına geçer. Oysa oturarak içtiğimiz su mide asiti ile birleşerek oral yolla vücuda giren mikropların yok edilmesinde rol oynar.

Yemekten hemen sonra yatmaz bir süre beklerdi.

Yemek yemenin bir saati yoktur. Saat 9 da uyuyan birisi en geç saat 7 de sofradan kalkmış olmalı. Saat gece 1 de yatan birisi saat 9 gibi yemek yiyebilmektedir. Yemekle uyku arasına 2 saat koymak kaydıyla gece yemenin bir sakıncası yoktur. Yemek yiyip yattıktan sonra sindirim yavaşlayacağı için gastrointestinal sistem rahatsızlıkları ortaya çıkabilir. Midede yanma, ekşime, bulantı, karında şişkinlik, gece uykudan uyandıracak kusma hisse, ağza acı-ekşi su gelmesi gibi rahatsızlıklara sebep olabilmektedir.

Çok soğuk ya da çok sıcak yemek tüketmezdi.

Çok sıcak yiyecekler yemek başta ağız olmak üzere, yutak, yemek borusu ve midede yanıklara sebep olabilmektedir. Bunun sonucunda da bu organlarda kansere kadar giden rahatsızlıklara sebep olabilmektedir. Bazı sindirim enzimlerinin sıcaklığın yüksek olmasıyla birlikte çalışmasını etkileyip sindirimi zorlaştırabilir. Öte yandan, çok soğuk besinler sindirimi zorlaştırır. Yemek sisteminin büzülmesine sebep olur. Ayrıca boğaz ağrısına ve bazı hastalıkların başlamasına davetiye çıkarabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

çağımızın en önemli problemi obezitenin tedavisi yine 1400 yıl önce Peygamber sav tarfından verilmiş bu mucize değilse nedir?

----

Az yemek, hem ruhu hem de sağlığı korur.

Peygamber Efendimiz (SAV), arpa unundan yapılmış ekmek tüketir beyaz unu tavsiye etmezdi.

Buğdayların, yabancı maddelerden temizlendikten sonra, buğday tanesinin tüm kısımlarını içerecek şekilde öğütülmesiyle elde edilen una tam buğday unu denilmektedir. Beyaz un ise; buğday tanesinden kepek ve ruşeym ayrılarak; arta kalan unsu endosperm kısmının una indirgenmesiyle oluşur. Tam buğday unu buğdayın tüm bölümlerini kapsadığı için mineral maddeler açısından ( kalsiyum, magnezyum, çinko, demir, fosfor ), B grubu vitaminler başta olmak üzere vitaminler açısından, diyet lifi ve protein açısından daha zengindir. Karbonhidrat yüzdesi ise beyaz ekmeğe göre daha düşüktür.

Akşam öğününün ehemmiyetini vurgular ve akşam namazından hemen sonra yenilmesini, ihmal edilmemesini tavsiye buyururdu. meyve%20sebze%20(2).jpg

Akşam yemeği geç saate kaldığında ve ağır yemekler yenildiğinde, yemeğin arkasından gelen rehavetle yemekler sindirilmeden uykuya geçmiş oluyoruz. Bu durum mide rahatsızlıklarına ve sindirim problemleri sonucunda kilo artışlarına sebep olmaktadır.

Midenin üçte birini yemek, üçte birini su/içecek, üçte birini de nefes için ayırmayı, tam olarak doyma hasıl olmadan sofradan kalkılmasını tavsiye etmiştir.

Doyma, beynimizle algılanan bir kavramdır. 5 duyu organımızdan biri olan tat alma, dilimizin üzerindeki papillalarla tat sinyallerinin beyinde tanımlanmasıyla gerçekleşir. Yavaş yemek yersek beyne giden tat alma sinyalleri az porsiyonla doygunluğa ulaşmamızı sağlayacaktır. Böylece midemizi tam doldurmadan sofradan kalkmış olabiliriz.

Meyveleri yemekten önce yerdi.

Meyvelerin yemeklerden en geç 1 saat önce yenmesi veya yemeklerden 2-3 saat sonra yenmesi meyve şekerinin glikoza dönüşüp kana geçmesi açısından önemlidir. Bu durum kan şekerini yükseltir ve kan şekerinin düşmesine engel olacağından ana öğünlere oturduğumuzda çok açlık hissetmeyiz. Böylece daha az yiyerek ve doyarak ana öğünlerden kalkarız.

su.jpgSuyu genellikle oturarak içerdi.

Otururken ve ayaktayken midenin duruşu farklıdır. Ayaktayken içilen su midede birikmeden direk on iki parmak bağırsağına geçer. Oysa oturarak içtiğimiz su mide asiti ile birleşerek oral yolla vücuda giren mikropların yok edilmesinde rol oynar.

Yemekten hemen sonra yatmaz bir süre beklerdi.

Yemek yemenin bir saati yoktur. Saat 9 da uyuyan birisi en geç saat 7 de sofradan kalkmış olmalı. Saat gece 1 de yatan birisi saat 9 gibi yemek yiyebilmektedir. Yemekle uyku arasına 2 saat koymak kaydıyla gece yemenin bir sakıncası yoktur. Yemek yiyip yattıktan sonra sindirim yavaşlayacağı için gastrointestinal sistem rahatsızlıkları ortaya çıkabilir. Midede yanma, ekşime, bulantı, karında şişkinlik, gece uykudan uyandıracak kusma hisse, ağza acı-ekşi su gelmesi gibi rahatsızlıklara sebep olabilmektedir.

Çok soğuk ya da çok sıcak yemek tüketmezdi.

Çok sıcak yiyecekler yemek başta ağız olmak üzere, yutak, yemek borusu ve midede yanıklara sebep olabilmektedir. Bunun sonucunda da bu organlarda kansere kadar giden rahatsızlıklara sebep olabilmektedir. Bazı sindirim enzimlerinin sıcaklığın yüksek olmasıyla birlikte çalışmasını etkileyip sindirimi zorlaştırabilir. Öte yandan, çok soğuk besinler sindirimi zorlaştırır. Yemek sisteminin büzülmesine sebep olur. Ayrıca boğaz ağrısına ve bazı hastalıkların başlamasına davetiye çıkarabilir.

Bunlar modern bilimden sonra uydurulmuş şeyler.

İnsanlar kurandan kaç sene önce beyin ameliyatı yapıyorlarmış.

Mısır piramitlerine bak onlar da kurandan iki bin sene önce yapılmış.

Muhammed misvakla uğraşa dursun.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bitkilerin sağaltımda kullanılışına ilişkin ilk yazılı belge M.Ö. 3000'lere kadar gitmektedir. Mezopotamya bölgesindeki Sümer, Asur, Akat gibi uygarlıklarda bitkisel ilaçların kullanıldığı bilinmektedir. Yine Çin ve Hint tıbbında da bitkilerin önemli bir yeri vardır. Yunan tıbbının babası sayılan Hipokrat'ın kitabında bitkisel ürünlerden söz edilmektedir.

https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Fitoterapi

Palavra uydurmaya, sahtekarlığa üstünüze yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bitkilerin sağaltımda kullanılışına ilişkin ilk yazılı belge M.Ö. 3000'lere kadar gitmektedir. Mezopotamya bölgesindeki Sümer, Asur, Akat gibi uygarlıklarda bitkisel ilaçların kullanıldığı bilinmektedir. Yine Çin ve Hint tıbbında da bitkilerin önemli bir yeri vardır. Yunan tıbbının babası sayılan Hipokrat'ın kitabında bitkisel ürünlerden söz edilmektedir.

https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Fitoterapi

Palavra uydurmaya, sahtekarlığa üstünüze yok.

ahmaklığa lüzum yok sen git biraz araştır

1400 yıl önce bedevi arab çölünde ne tıbbı vardı

arabistanda o zamanda hastalıkların tedavisi için ne yapıldığını yukarıda yazdım

saçma sapan üfüreceğine en azından oku öğren

Peygamberlikten Önce Araplarda hastalıkların tedavisi nasıldı?
"Araplar beraberlerinde bir tavşan kemiği taşıdıkları takdirde hastalıklardan korunacaklarına inanırlar;
yılan sokmuş bir kimseyi yılanın zehiri vücutta yayılmasın diye uyutmaz, üstüne başına ziller takarlardı.
Korkmuş bir kadının yüreğinin soğuduğuna inanarak sıcak su içirirlerdi.
Çocukların çürük dişlerini güneşe doğru attıkları takdirde yeni dişlerin muntazam çıkacağına inanırlar,
şaşılığı değirmen taşına baktırarak tedavi ederler,
yaraları kızgın demirle dağlar, vebadan korunmak için merkep gibi anırırlar,
hastaları kâhinlere götürür, sihir yapar, tapınaklara kurban keser, böylece hastaların içine girmiş şeytanların çıkacağına inanırlardı.
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...