Jump to content

Canlılığın Kendini kopyalama İsteğinin Nedeni Nedir?


Recommended Posts

Doğada hiçbir anlam ifade canlılığın devamı için kendini kopyalaması neden var olmuştur?Canlılık yok olsa doğa bunu zerre kadar önemsemez ama canlılık bir şekilde devamını sağlamaya yönelmiştir.Bunun nedeni bilimsel olarak nedir?Canlılık yok olmak yerine neden soy devamını seçmiştir?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 143
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

İlkel olarak kendini kopyalama isteği bulunmuyor. Fakat sonradan bu isteğin ortaya çıkması doğal.

Şöyle ki:

- bir şekilde karmaşık yapılar ortada bulunuyor

- bu karmaşık yapılardan bazıları, yeterince büyüyünce küçük parçalara bölünüyorlar

- bu yapılardan bazıları, kendilerini, yeniden büyüyüp parçalanabilecek şekilde bölebiliyorlar

- bu tür yapılar kendilerini bölerek çoğalırken, bunu yapamayanlar ortadan kalkıyor

- bölünerek çoğalabilen yapılardan bazıları, büyümelerini veya bölünmelerini kolaylaştıracak farklılıklar kazanıyorlar

- daha kolay büyüyebilen veya bölünebilenlerin sayıları artıyor

Evrimde sebep sonuç ilişkisi, en azından türün devamını anlamak için işleri kolaylaştıracaktır.

Üreyebilenlerin soyu büyük olasılıkla devam eder. Kolay üreyebilenlerin soyu, büyük olasılıkla daha uzun süre devam edecektir. Kolay üreyebilmek ise, türün bireylerinin üremeye yatkınlıkları ve isteklilikleri ile doğru orantılıdır. Cinsel istek, yukardaki gibi, üremeyi kolaylaştıran etkenlerden/avantajlardan biridir.

Farklılaşmalar sonucu, cinsel isteği yüksek bireylere sahip türler, sayıca daha hızlı artacaklarından, daha az istekli olanlara baskın gelebilir ve türü veya yaşam alanlarını domine ederek, isteksizlerin sayılarının azalarak ortadan kalkmasına neden olabilirler. Bizim sonuç olarak gördüğümüz ise, ancak, sabah akşam düzüşen bireyler olacaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Doğa amaçsızdır.Salak salak konuşma.

Onun görüşü farklı.

(Avukatlık yapmak için yazmıyorum, başlığı başkaca okuyanların, onun farklı görüşü hakkında bilgi vermem gerekirse)

Bilinç diye bir mekanizmanın evrende , evrildiğini- bir şekilde var olduğunu düşünüyor.

İdealist bir bakış açısı var.

Klasik Ateist - Materyalist bakış açısı; var olduğu için düşündüğünü söylerken -- yani beyindeki aktivitenin sonucudur düşünmek, nöronlar olmadan asla der. Yani amacı insan tanımlar der.

İdealist - düşünüyoruz öylese varız der - vitamin, beyindeki aktiviteyi çanak antenten tv'ye ulaşan yayın gibi diye örneklendiriyor. Bilinç diye bir istasyon-server tipi bir yapı var beyin ise sanki cep telefonu-bilgisayar gibi onu algılıyor, Bilinçten beyine sinyal aktarımı- download söz konusu gibi.... Burada amacın(a.k.a bilincin), canlılığı şekillendirmesi söz konusu olabilir.

Kendi düşüncesi doğrultusunda, bunu bilimsel şekilde temellendirmeye de çalışıyor, bir takım deney sonuçlarıyla, daha önce forumda epey tartışıldı. Bilinci tanrı vari bir yapı olarak da düşünmüyor, benim fikrimce onun bu bakış açısı bir parça panteizme benziyor. Klasik İdealist yaklaşım tarzı aslında orjinal değil, yıllarca din ekolleri de aynısını söyledi, yıllarca böyle olduğunu düşündük, çünkü bize ilk öğretilen şey oydu. Tanrı-bilinç vardır insana aktarıldı, ya da idealar dünyasında kavramlar vardı oradan gölgesi zihnimize düştü tarzında...

Ama vitaminin savunduğu idealizmi güzel gerekçelendiriyor. İnsan önce idealizm benimser bilgi sahibi olup araştırdıktan sonra materyalist, en sonunda tekrar idealizme döner tarzı bir ifadesi vardı yanlış hatırlamıyorsam.

tabiki kendisi görüşünü daha iyi ifade edecektir. Sonuçta, ben de olaya materyalist bakıyorum.

Kısaca,

Onun düşüncesine göre doğanın bir amacı olabilir.

tarihinde Fellix tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kopyalamanın temeli, hücre bölünmesi demek istedin sanırım bir hücre neden bölünür temel olarak 1 Sebep vardır diğerleri sonuçtur.

Hacim küp büyürken yüzen kare büyür bir hücre belli bir zaman sonra bölünmez ise patlar. Böyle bir şey olsaydı zaten ilk hücre oluşamazdı ve biz burada olmazdık. Haliyle bir hücre oluşacaksa bu özellik içinde temelden olmalı. Geri kalan tüm çoğalma istekleri bunun türevidir.

Lan iyide niye bölündü bilinçli bile değil diyorsanız anlamadınız demektir.

► Bir A B C D ............................................... A1 B1 C1 ..............................XXXXXXXXX e giden sonsuz olası evren düşünelim mesela A1 de 6 kollu ol.

Muhtemel durumda bu evrenlerin çoğunda yaşam doğru yolu bulamamış ve daha başlayamamıştır bile. Bir kısmında başlamış sonra yok olmuş olabilir. Bir başka kısmında doğru yolu bulmuş ve evrimleşmiştir.

►Şimdi sonsuz olasılık ve sonsuz olası evren öne sürüldüğüne göre elbet biri gerçekleşecektir.

► Daha anlaşılır yapacak olursa sonsuz yüzlü bir zar düşünelim. ve sonsuz kere atma hakkımız olsun. Eğer sayı asal sayı gelirse yaşam oluşamayacak. Eğer 10 sayısının katları gelirse yaşam oluşacak. Eğer asal olmayan ve 10 un katı olamayan bir sayı gelirse yaşam sonradan yok olacak.

2 soru-) mutlak yaşamın oluşma olasılığı nedir ? veya yaşamın oluşma olasılığı nedir ?

Kendini eşleme zarın 10 un katı gelmesine benzer.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnorganik maddede bir çürüme başlamış.

Bu çürüme yayılıyor

Kanser gibi

Kocaman gezegeni sarmış 3 milyar yılda

100 milyar yılda bir galaksiyi sarabilir.

İnorganik madde açısından bakılırsa yok edilmesi gereken bir oluşum.

Benden malzeme alıp istediği gibi kullanıyor ama bana malzemeyi olduğu gibi geri vermiyor

Bildiğin kanser işte.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Onun görüşü farklı.

(Avukatlık yapmak için yazmıyorum, başlığı başkaca okuyanların, onun farklı görüşü hakkında bilgi vermem gerekirse)

Bilinç diye bir mekanizmanın evrende , evrildiğini- bir şekilde var olduğunu düşünüyor.

İdealist bir bakış açısı var.

Klasik Ateist - Materyalist bakış açısı; var olduğu için düşündüğünü söylerken -- yani beyindeki aktivitenin sonucudur düşünmek, nöronlar olmadan asla der. Yani amacı insan tanımlar der.

İdealist - düşünüyoruz öylese varız der - vitamin, beyindeki aktiviteyi çanak antenten tv'ye ulaşan yayın gibi diye örneklendiriyor. Bilinç diye bir istasyon-server tipi bir yapı var beyin ise sanki cep telefonu-bilgisayar gibi onu algılıyor, Bilinçten beyine sinyal aktarımı- download söz konusu gibi.... Burada amacın(a.k.a bilincin), canlılığı şekillendirmesi söz konusu olabilir.

Kendi düşüncesi doğrultusunda, bunu bilimsel şekilde temellendirmeye de çalışıyor, bir takım deney sonuçlarıyla, daha önce forumda epey tartışıldı. Bilinci tanrı vari bir yapı olarak da düşünmüyor, benim fikrimce onun bu bakış açısı bir parça panteizme benziyor. Klasik İdealist yaklaşım tarzı aslında orjinal değil, yıllarca din ekolleri de aynısını söyledi, yıllarca böyle olduğunu düşündük, çünkü bize ilk öğretilen şey oydu. Tanrı-bilinç vardır insana aktarıldı, ya da idealar dünyasında kavramlar vardı oradan gölgesi zihnimize düştü tarzında...

Ama vitaminin savunduğu idealizmi güzel gerekçelendiriyor. İnsan önce idealizm benimser bilgi sahibi olup araştırdıktan sonra materyalist, en sonunda tekrar idealizme döner tarzı bir ifadesi vardı yanlış hatırlamıyorsam.

tabiki kendisi görüşünü daha iyi ifade edecektir. Sonuçta, ben de olaya materyalist bakıyorum.

Kısaca,

Onun düşüncesine göre doğanın bir amacı olabilir.

Teşekkür ederim güzel özetlemişsin.

Fiziğe göre maddesel olmayan durumların sonucu olan madde dediğimiz şeyin varlığın temeli olmadığı bilinen bir gerçek.

Bu nedenle materyalist felsefe varlığı açıklamada eksik bir metafizik.

Ben o nedenle bir tür idealist felsefeyi savunuyorum.

İlgilenenler için çok ünlü bir fizikçi olan, Bohr ve Einstein ile de geçmişi olan David Bohm'un Implicate Order adıyla bilinen görüşlerine bakmalarını tavsiye ederim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Canlılığın en büyük esprisi sürekliliğidir.

Bunu kendi kendine bölünüp çoğalarak da yapabilir, etrafındaki molekülleri kendine benzeterek de başarabilir, diğer canlıların içine girip onların davranışlarını modifiye ederek de yapabilir. Önemli olan canlı dediğimiz maddenin varlığını sürdürme çabasıdır. Bu kendiliğinden ve otomatik olarak gerçekleşen bir süreçtir.

Hiç bir canlı kendini eşit iki veya daha çok canlıya kopyalayamaz. Kopyalar arasında her zaman farklar olacaktır.

Bu süreç sırasında yalnız canlının varlığını sürdürecek, yaşamın sürekliliğinden sorumlu, nitelikler kopyalanır.

Canlılık bir davranış şeklidir. Canlı maddeyi cansız maddeden davranışları ile ayırabiliriz. Arada başka farklar olmayabilir.

Görüldüğü üzere canlılığın devam için tek bir yöntem yoktur. Madde çeşitli yöntemlere baş vurarak canlılığını idame ettirir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Canlılıkta, gelecekteki belli bir son noktaya gitme eğilimi vardır.

Mesela bir kedi embriyosundan kedi oluşur köpek oluşmaz. Her ne kadar geçeceği ara aşamalar bilinmese de üzerine etki eden şans durumları olsa dahi nihai nokta bellidir. O da kedi olmaktir.

Eğer canlılık sadece maddeyse o zaman bir taşın da bina olmak gibi bir nihai varış noktası olurdu. Bu olmadığına göre canlılarda aynen bir radarın bir gemiyi yönlendirmesi gibi maddeyi yönlendiren bir şey var olmalıdır.

Bu da canlılıkta bir amaç olduğunu düşündürebilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Canlılıkta, gelecekteki belli bir son noktaya gitme eğilimi vardır.

Mesela bir kedi embriyosundan kedi oluşur köpek oluşmaz. Her ne kadar geçeceği ara aşamalar bilinmese de üzerine etki eden şans durumları olsa dahi nihai nokta bellidir. O da kedi olmaktir.

Eğer canlılık sadece maddeyse o zaman bir taşın da bina olmak gibi bir nihai varış noktası olurdu. Bu olmadığına göre canlılarda aynen bir radarın bir gemiyi yönlendirmesi gibi maddeyi yönlendiren bir şey var olmalıdır.

Bu da canlılıkta bir amaç olduğunu düşündürebilir.

Canlığın nihai varış noktası yoktur! O noktaya varıldığı için orası o noktadır.

Kedi embriyosundan şu an kedi oluşuyor olabilir. Ama herhangi bir seçilim durumunda aradaki farkı kuşak kuşak yok edersiniz ve o artık kedilikten bile çıkabilir.

Bir taşın da, bir kedinin de amacı yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Canlığın nihai varış noktası yoktur! O noktaya varıldığı için orası o noktadır.

Kedi embriyosundan şu an kedi oluşuyor olabilir. Ama herhangi bir seçilim durumunda aradaki farkı kuşak kuşak yok edersiniz ve o artık kedilikten bile çıkabilir.

Bir taşın da, bir kedinin de amacı yoktur.

Dikkatli okumamissin.

Değişik aşamalardan geçebilir (çevresel etkiler, beslenme, mutasyonlar ve.) ama kedi embriyosu yarın adına ne dersen de ona gider. Tutup insan olmaz. Bu bağlamda nihai noktalar bellidir. Bu belirti amacı düşündürebilir.

Eğer kedi embriyosu sadece maddeyse ve insan da sadece maddeyse kedinin insan olması sana göre mümkün. Bana göre mümkün değil ve canlılıkta bunu yönlendiren madde dışı bir özellik olabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Canlılıkta, gelecekteki belli bir son noktaya gitme eğilimi vardır.

Mesela bir kedi embriyosundan kedi oluşur köpek oluşmaz. Her ne kadar geçeceği ara aşamalar bilinmese de üzerine etki eden şans durumları olsa dahi nihai nokta bellidir. O da kedi olmaktir.

Eğer canlılık sadece maddeyse o zaman bir taşın da bina olmak gibi bir nihai varış noktası olurdu. Bu olmadığına göre canlılarda aynen bir radarın bir gemiyi yönlendirmesi gibi maddeyi yönlendiren bir şey var olmalıdır.

Bu da canlılıkta bir amaç olduğunu düşündürebilir.

"Eğer kedi embriyosu sadece maddeyse ve insan da sadece maddeyse kedinin insan olması sana göre mümkün."

bu cümleden ne demek istediğin anlaşılmıyor.

Kedi embriyosunun ne dersen de ona gidecek olmasının nedenini biliyoruz.

Ki hatırı sayılır örnekte de gidememekte.

Kedi embriyosunun insan olması mümkün değil. Plan zaten belli. Madde ise insan da olur ne demek?

Braindamage'in bahsettiği şey evrim ve uzun bir süreç. Ki bu noktada dahi insan benzeri bir şeyin "atası" haline gelmesi doğal niş artık dolu olduğu üzere, imkansız olsa gerek. Başka yer ve başka bir zamanda ise oldukça güç olsa da, imkansız değil.

Varolagelen türlerin %99'unun yok olduğu bir düzenden(!) bahsediyoruz.

Canlılık çevreye edilgen bir sistem. Kazaya belaya, her türlü aksiliğe de alabildiğince açık.

Böyle bir sistemde nasıl bir amaç olabilir?

Bu sistemin hiçbir yere var(a)mama olasılığı da var..

Canlılığı -naçizane- anlayamadığını, ya da yanlış anladığını düşünüyorum.

Sen, asıl büyük resim açısından bu şekline ihtiyacın olduğu üzere, olayı bu noktaya sürüklemeye çalışıyorsun.

Arzu ediyorsun hatta. Böyle olmazsa işler sarpa sarıyor mamafih.

Canlılık ve evrim için yapılabilecek en güzel teşbih "kör Saatçi" olsa gerek.

Ve dirimbilimsel olarak en başarılıları, en verimlileri "bakteriler". (senin şu başlığa geri dönecem)

http://www.insanokur.org/yasamin-tum-cesitliligi-ilerleme-mitosu-stephen-jay-gould/

Bu kadar kafa yorduğun bir konu ile ilgili şu kitabı okumazsan eğer, yazık edersin. Bence özellikle senin için elzem bir kitap.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Canlılıkta, gelecekteki belli bir son noktaya gitme eğilimi vardır.

Mesela bir kedi embriyosundan kedi oluşur köpek oluşmaz. Her ne kadar geçeceği ara aşamalar bilinmese de üzerine etki eden şans durumları olsa dahi nihai nokta bellidir. O da kedi olmaktir.

Eğer canlılık sadece maddeyse o zaman bir taşın da bina olmak gibi bir nihai varış noktası olurdu. Bu olmadığına göre canlılarda aynen bir radarın bir gemiyi yönlendirmesi gibi maddeyi yönlendiren bir şey var olmalıdır.

Bu da canlılıkta bir amaç olduğunu düşündürebilir.

Canlılıkta bir amaç var elbette. O amaç nedir? Bu soruyu daha önce sormuş ve tartışmıştık galiba.

Canlılığın ne gibi bir amacı olabilir?

Yaşam neden vardır?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konuya hitaben bilgileri ile konuyu guzellestirmis arkadaslara bir sorum olacak.

Var olacak bir cyborgun amaci nedir ?

Yada bir robotun insan olmadan varliginin amaci nedir?

En basitinden tost makinasinin varliginin amaci varmidir yoksa nedeni mi vardir ?

tarihinde ateistdusunce tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Konuya hitaben bilgileri ile konuyu guzellestirmis arkadaslara bir sorum olacak.

Var olacak bir cyborgun amaci nedir ?

Yada bir robotun insan olmadan varliginin amaci nedir?

En basitinden tost makinasinin varliginin amaci varmidir yoksa nedeni mi vardir ?

Bu örnekler başlığın tartışılmasını istediği konunun dışına çıkıyor.

Canlılık tasarımlanmadan kendiliğinden ortaya çıkan edilgen bir olgu.

Hizmet edeceği amaç ise bir fizik kanunu olan entropi.

Verilen örnek canlı oluştuktan sonra akıl kazanması ve o aklı kullanarak kendine hizmet etmesi ile ilgili.

Burada farklı amaçlara hizmet ediliyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...