Jump to content

hücre içine yolculuk


Recommended Posts

Virüslerin evrimi hakkında pek çok hipotez var. Bunlardan birisi de virüslerin hücre içinde evrildiği. Yani önce hücre sonra virüs hipotezi...Canlı bir sistem cansız bir sisteme evrilebilir. Mitokondrilerin bu şekilde evrildikleri düşünülüyor. Daha pek çok hipotez var. Örneğin virüslerin prokaryotlarla eş zamanlı evrilmeleri ve prokaryot hücreler sayesinde evrilmeye devam etmeleri. Hipotezler çok. Ancak virüslerin evrimini açıklamak için aptalca şeyler değiller. Bir ara bu konu hakkındaki hipotezleri toplu olarak yazabilirim.

Richard Dawkins dahil hiç bir çağdaş biyolog virüslere canlı demiyor. Prionların kaşifi Prusiner de 12 kitap ve 300 küsür makalenin hiç birinde prionları canlı olarak tanımlamamıştır. Prusiner'ın yaptığı devrim prionların; "genetik kod olmadan" çoğabilen bir protein olduğunu keşfetmesidir. Prusiner bu ön yargıyı yıkmıştır. Prionlar da zaten sadece prionlara etki eden proteinlerdir. Prusiner bakterilerde sentetik prionlar da oluşturarak prionların kökeninin canlı hücreler olduğunu zaten kanıtlamıştır. Prionların da hücre içinde evrildikleri hipotezi benimsenmiştir.

Prokaryot hücreler daha eskidir. Dolayısı ile öncelikle prokaryot hücrenin evriminin üzerinde kafa patlatmak daha akılcıdır. Ökaryot hücreler prokaryot hücre kümelerinden evrilmiş olabilir. Bakteriler, fotosentez yapabilirler, kemosentez yapabilirler, oksijensiz ortamda hatta 130 C derece sıcaklıkta çoğabilirler, çoğu hücre için ölümcül olan sülfür bileşiklerinden bile enerji elde edebilirler. Sonuç olarak önce prokaryot, belki de Archae alanındaki (domain) hücrelerin ilk evrilen hücrelerin (abiogenez?!) arasından sıyrılarak iki temel kol oluşturduğu, daha sonra da prokaryot hücrelerin bir kısmının birleşerek ökaryot hücreleri oluşturdukları düşünülebilir. Tabi bu da bir hipotezdir sonuçta.

Canlılık için temel almamız gereken nitelik metabolizmadır. Yani; enerji dönüşümü, yapım "ve" yıkım reaksiyonlarıdır. Eğer bir sistem metabolizmaya sahip değilse canlı değildir. Canlı derken işte bu metabolizmadan, dolayısı ile bu metabolizmayı oluşturan yapıların diyalektik ilişkisinden söz ediyoruz. Şimdiye kadar yapılan hiç bir gözlem ve deneyde, hücre dışında bir metabolik faaliyet bulunmamıştır. Bu yüzden hücre teorisi oluşmuştur.

Bende mitokondriyi bu yüzden canlı kabul ediyorum zaten. virüslerinde mitokondrininde kökeni canlılar olduğuna göre, bunlarda canlı olmak zorundadır. Hiçbir canlı cansızlığa evrilmez.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 104
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bende mitokondriyi bu yüzden canlı kabul ediyorum zaten. virüslerinde mitokondrininde kökeni canlılar olduğuna göre, bunlarda canlı olmak zorundadır. Hiçbir canlı cansızlığa evrilmez.

Ben mitokondrilerin tek başlarına canlı kabul edilemeyeceğini söylüyorum. Öyle olsaydı onları hücreden izole edip kendi başlarına yaşatabilirdik. Bu durumda ne düşünmeliyiz?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mitokondri canlı mıdır?

Mitokondriyi hücrenin bir öğesi olarak kabul edersek, cansız olması gerekir.

Tek başına hücrenin zarı cansızdır. Tek başına endoplazmik retikülüm, Golgi cihazı, hatta DNA, RNA ve proteinler de cansızdır.

Bu bağlamda infeksiyöz olmayan normal prion proteinler de cansızdır diyebiliriz.

Ama hücrenin öğelerinin geçmişine, yani nasıl evrildiklerine bakarsak, onların canlılığa katkıları olan moleküller olduklarını görürüz.

Hücrenin organelleri arasında en ilginci mitokondridir. Çünkü mitokondrinin evrilme mekanizması diğerlerinden farklıdır.

Mitokondrinin prokaryot kökenl olduğu kesindir.

Yani mitokondri bir ökaryotun içine girmiş ve o ortamdaki koşullara adapte olmuş bir prokaryottur. Zamanla DNA ve proteinler dışında bütün organel ve moleküllerini yitirmiş ve simbiyotik bir parazite dönüşmüştür.

Mitokondri canlı ama, bağımsız yaşama niteliğini yitirmiş bir organizmadır. Canlı ve işlevsel bir prokaryot, bu niteliklerini bir diğer canlıya yaşam kazandırmak pahasına bağımsız yaşamak imtiyazından fedakarlık yapmıştır.

Mtokondri hem canlıdır hem de cansız. Ne canlıdır ne de cansız...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben mitokondrilerin tek başlarına canlı kabul edilemeyeceğini söylüyorum. Öyle olsaydı onları hücreden izole edip kendi başlarına yaşatabilirdik. Bu durumda ne düşünmeliyiz?

aynı soruyu bende size soruyorum sayın rondom.kendine özgü Dnası olan mitokondri tersine evrimde hücre içinde ve dışında da yaşayabiliyordu. Hücre içinde çoğalan bu organel cansız midır canlı olması için ne gerekli?
Link to post
Sitelerde Paylaş

Mitokondri canlı mıdır?

Mitokondriyi hücrenin bir öğesi olarak kabul edersek, cansız olması gerekir.

Tek başına hücrenin zarı cansızdır. Tek başına endoplazmik retikülüm, Golgi cihazı, hatta DNA, RNA ve proteinler de cansızdır.

Bu bağlamda infeksiyöz olmayan normal prion proteinler de cansızdır diyebiliriz.

Ama hücrenin öğelerinin geçmişine, yani nasıl evrildiklerine bakarsak, onların canlılığa katkıları olan moleküller olduklarını görürüz.

Hücrenin organelleri arasında en ilginci mitokondridir. Çünkü mitokondrinin evrilme mekanizması diğerlerinden farklıdır.

Mitokondrinin prokaryot kökenl olduğu kesindir.

Yani mitokondri bir ökaryotun içine girmiş ve o ortamdaki koşullara adapte olmuş bir prokaryottur. Zamanla DNA ve proteinler dışında bütün organel ve moleküllerini yitirmiş ve simbiyotik bir parazite dönüşmüştür.

Mitokondri canlı ama, bağımsız yaşama niteliğini yitirmiş bir organizmadır. Canlı ve işlevsel bir prokaryot, bu niteliklerini bir diğer canlıya yaşam kazandırmak pahasına bağımsız yaşamak imtiyazından fedakarlık yapmıştır.

Mtokondri hem canlıdır hem de cansız. Ne canlıdır ne de cansız...

endoSimbıyoz hipotezı hakkında görüşleriniz nelerdir?
Link to post
Sitelerde Paylaş

aynı soruyu bende size soruyorum sayın rondom.kendine özgü Dnası olan mitokondri tersine evrimde hücre içinde ve dışında da yaşayabiliyordu. Hücre içinde çoğalan bu organel cansız midır canlı olması için ne gerekli?

Mitokondri evrimsel açıdan yeni gibi görünüyor. Bildiğimiz “bütün” hücrelerde oksijenli solunum bir yere kadar aynı. Mitokondri içinde ise yeni bir biyokimyasal süreç oluşuyor. Sadece ökaryot hücrelerde gördüğümüz bu organel, Güneş’den gelen enerjiyi hücrenin kullanabileceği enerjiye farklı bir biçimde dönüştürüyor. Dönüştürülmüş olan bu enerji ise hücrenin enerji kaynağı.

Bakterilerin mitokondrileri yok. Bakteriler bazen Güneş’den gelen enerjiyi bazen de kimyasal bağ enerjilerini kullanıyorlar. Hatta her ikisini kullananlar bile var. Tek hücreden oluştukları için solunum anlamında mitokondrilerle karşılaştıramıyoruz onları. Oksijenle temasa geçip ölen bakteriler var. Milyarlarca yıldır yaşamaya devam ediyorlar.

İşte bu yüzden, mitokondrilerle bakteriler arasında solunum anlamında bir fark var. Bakterilere çok benziyorlar ancak bakteriler gibi bireysel (bağımsız) yaşayamıyorlar. Ökaryot hücre dışında işlevleri yok. Biz mitokondrilere besin versek, ısı versek, oksijen versek yaşayamıyorlar. Hücresel yapıya sahip olmalarına rağmen yaşayamıyorlar. Ökaryot hücrenin diyalektik işlevlerine mahkumlar. Ökaryot hücre dışında işlevleri ve bağımsız “canlı” olma özellikleri yok.

Solunum kavramı da çok önemli. Bütün hücreler solunum yapar. Ancak mitokondriler kendi başlarına solunum yapamazlar. Ökaryot hücrenin sitoplazmasında gerçekleşen biyokimyasal süreçler olmadan mitokondri tek başına solunum yapamaz. Şurası da unutulmamalı; bakteriler mitokondriye ihtiyaç duymadan oksijenli solunum yapabiliyorlar.

Kısacası, bütün bu olayların elekten geçen kısmını hücre teorisi topiğinde paylaştım. Hücre teorisinin modern versiyonu üç basit prensipten oluşur ve bunlardan ilki enerji dönüşümlerinin (metabolizmanın) hücre içinde oluştuğudur. Daha ilk prensipte çuvallayan mitokondri için en az iki var oluş biçimi olmalı ve onlar da şöyle olmalı:

  1. Mitokondriler aniden ortaya çıkıp ökaryot hücrelerin organeli haline gelmişlerdir.
  2. Mitokondriler Prokaryot hücrelerin ters evrimi ile oluşmuşlardır.

Son söz; bu halleriyle mitokondriler canlı değildir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mitokondri evrimsel açıdan yeni gibi görünüyor. Bildiğimiz bütün hücrelerde oksijenli solunum bir yere kadar aynı. Mitokondri içinde ise yeni bir biyokimyasal süreç oluşuyor. Sadece ökaryot hücrelerde gördüğümüz bu organel, Güneşden gelen enerjiyi hücrenin kullanabileceği enerjiye farklı bir biçimde dönüştürüyor. Dönüştürülmüş olan bu enerji ise hücrenin enerji kaynağı.

Bakterilerin mitokondrileri yok. Bakteriler bazen Güneşden gelen enerjiyi bazen de kimyasal bağ enerjilerini kullanıyorlar. Hatta her ikisini kullananlar bile var. Tek hücreden oluştukları için solunum anlamında mitokondrilerle karşılaştıramıyoruz onları. Oksijenle temasa geçip ölen bakteriler var. Milyarlarca yıldır yaşamaya devam ediyorlar.

İşte bu yüzden, mitokondrilerle bakteriler arasında solunum anlamında bir fark var. Bakterilere çok benziyorlar ancak bakteriler gibi bireysel (bağımsız) yaşayamıyorlar. Ökaryot hücre dışında işlevleri yok. Biz mitokondrilere besin versek, ısı versek, oksijen versek yaşayamıyorlar. Hücresel yapıya sahip olmalarına rağmen yaşayamıyorlar. Ökaryot hücrenin diyalektik işlevlerine mahkumlar. Ökaryot hücre dışında işlevleri ve bağımsız canlı olma özellikleri yok.

Solunum kavramı da çok önemli. Bütün hücreler solunum yapar. Ancak mitokondriler kendi başlarına solunum yapamazlar. Ökaryot hücrenin sitoplazmasında gerçekleşen biyokimyasal süreçler olmadan mitokondri tek başına solunum yapamaz. Şurası da unutulmamalı; bakteriler mitokondriye ihtiyaç duymadan oksijenli solunum yapabiliyorlar.

Kısacası, bütün bu olayların elekten geçen kısmını hücre teorisi topiğinde paylaştım. Hücre teorisinin modern versiyonu üç basit prensipten oluşur ve bunlardan ilki enerji dönüşümlerinin (metabolizmanın) hücre içinde oluştuğudur. Daha ilk prensipte çuvallayan mitokondri için en az iki var oluş biçimi olmalı ve onlar da şöyle olmalı:

  • Mitokondriler aniden ortaya çıkıp ökaryot hücrelerin organeli haline gelmişlerdir.
  • Mitokondriler Prokaryot hücrelerin ters evrimi ile oluşmuşlardır.

Son söz; bu halleriyle mitokondriler canlı değildir.

siyanobakteriler ile mitokondri arasındaki benzerlik hakkında ne düşünüyorsunuz?
Link to post
Sitelerde Paylaş

siyanobakteriler ile mitokondri arasındaki benzerlik hakkında ne düşünüyorsunuz?

Mitokondriler bütün prokaryot hücrelerle benzerlik gösteriyor. Archae hariç. Çünkü onların hem hücre zarları farklı hem de tRNA'ları. Mitokondrilerin hücre zarlarının yapısı ile çoğu bakterinin hücre zarı yapısı aynı. Bu durum da onların genel olarak prokaryot alanından (domain) evrildiklerini düşündürüyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Doğada evet karakök yoktur matematik doğayı sömürmek ve anlamak için kullandığımız soyut bir araçtır gerçekte yoktur.

Olmayan bir aracı nasıl kullanıyorsun? Kafayı mı yedin?

Ben ne dedim önceki mesajımda, soyut gerçektir. Değil dersen böyle saçmalarsın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yoktur saf bana pi sayısını göster doğadan .Pi sayısının kendisi göster ama.Bu kadar saf olma bırak şu idealizm saçmalığını.

Varlığı sadece madde olarak kabul edersen matematiği de kendini de yok konumuna sokar salaklaşırsın.

Çünkü bu mantıkta uzay yok, zaman yok, kuvvet yok, insan yok, sandalye yok, üçgen yok, ...

Dünya olmayan şeyler tarafından yönetiliyor bu durumda?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...