Jump to content

Recommended Posts

Bilindiği üzere kanser hücreleri kontrolsüz olarak çoğalırlar ve bedene yayılarak hücre öbekleri (tümör) oluştururlar. Tümörler yerleştikleri organların işlevlerini bozarlar ve sonuçta ölüm meydana gelir. Bağışıklık sistemi normalde bu hücreleri tanıyıp yok edebilecek potansiyele sahiptir. Ancak şimdiye kadar bu potansiyeli “ne zaman” kullanabileceğimiz konusunda yeni bir bakış açımız yoktu. Aziz Sancar’ın kanser tedavisi araştırmalarında dönüm noktası olabilecek buluşu, işte bize bu “zamanı” gösterdi.

Bitkilerin, hayvanların, mantarların ve siyanobakterilerin 24 saatlik düzenli bir biyolojik ritmi vardır. Bu ritim biyolojide “Sirkadiyen Ritim” yada “Sirkadiyen Saat” olarak bilinir. (Circadian Rhythm – Circadian Clock) 24 saatten daha fazla olan ritimler de vardır. Örneğin, aylık, mevsimlik, yıllık ritimlerde olduğu gibi. Burada bizi ilgilendiren 24 saatlik ritim. Biz buna kısaca CR diyelim (Circadian Rhythm)

Bütün omurgalılarda CR vardır. Memelilerde CR’nin kaynağı beynin içinde bulunan ve yaklaşık 20.000 nörondan (sinir hücresi) oluşan bir dokudur. Bu dokuya Suprachiasmatic Nucleus (SCN) adı verilir. SCN günün belirli saatlerinde aktifleşerek (firing) bedeni uyarır. Aktifleşme belirli başlı genlerle ve dolayısı ile enzimlerle yönetilir. SCN bedeni uyararak günün belirli saatlerinde uyuma, beslenme, vücut sıcaklığı, beyin dalgaları üretimi, hormon üretimi, hücre yenilenmesi vs. gibi pek çok biyolojik olayı aktif hale getirir. İşte bunlardan biri de DNA onarımıdır. Aziz Sancar DNA onarımının biyokimyasal süreçleri hakkında derin çalışmalar yapmış bir bilim insanıdır aynı zamanda.

DNA onarımı günün belirli saatlerinde yapılır. Daha önce kanser tedavisi ile uğraşanlar böyle “saatleri” göz önüne almıyorlardı. Bu yüzden verdikleri ilaçlar DNA onarımını engelliyordu. Aziz Sancar, bu saatlere dikkat ederek, üzerinde çalıştığı kanser hücresini yok etmek için “uygun zamanı” buldu.

Kaynaklar:

https://en.wikipedia.org/wiki/Circadian_rhythm

https://en.wikipedia.org/wiki/Suprachiasmatic_nucleus

https://en.wikipedia.org/wiki/Aziz_Sancar

https://en.wikipedia.org/wiki/DNA_repair

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 43
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Fantezi bile değil. Önce bir zırva olduğunu düşündüm ama, üzerinde biraz düşününce, zırva bile olsa, orijinal bir teori olduğu dikkatimi çekti.

Şimdiye kadar hiç duymadığım bir zırva.. Kanser konusunda o kadar çok zırva duydum ki.. Yıllar sonra yeni ve orijinal bir zırva ile karşılaşacağımı hiç sanmıyorum. Taze bir zırva yani...

Adam güzel bir soru sormuş... Tedavi işe yarıyor mu? Tedaviye yarım saat geç veya erken başlamak sonucu değiştiecek mi?

Karanlık bastıktan sonra uygulanan tedavi, gündüz yapılan tedavilerden daha mı başarılı.. Yoksa biz bütün tedavileri gündüz yaptığımız için mi kanser hücrelerini öldüremiyoruz. Kanser hücreleri tedaviye saat kaçta daha uygun?

DNA tamirinin circadian rhytm (CR) ile hiç alakası yok. Hücre çoğalması son derece karmaşık bir olay ve burada kısaca tartışılamaz. Ama isterseniz tartışırız da.. Çok önemli ve müthiş bir konu...

Yazdığım gibi... Benim için ilginç ve orijinal bir zırva. Hiç duymamıştım. Bulanı bizleri ciddi bir konuda güldürebildiği için tebrik ediyorum.

Uzun ve kansersiz yaşasın ve zengin olsun.. Müslümanların üzerinden geçinsin ama.. Ateistlere dokunmasın...

Link to post
Sitelerde Paylaş

DNA tamirinin circadian rhytm (CR) ile hiç alakası yok. Hücre çoğalması son derece karmaşık bir olay ve burada kısaca tartışılamaz. Ama isterseniz tartışırız da.. Çok önemli ve müthiş bir konu...

Hacı o zaman söyle bakalım; Aziz Sancar ne adına Nobel ödülü aldı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hacı o zaman söyle bakalım; Aziz Sancar ne adına Nobel ödülü aldı?

Kendisine sor.. Veya Nobel komitesine sor..

Ben sadece neden Nobel ödülü almadığını söyleyebilirim.

Aziz Sancar CR'i kanser tedavisinde kullanmayı bulduğu için Nobel almadı..

Böyle bir buluş yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kendisine sor.. Veya Nobel komitesine sor..

Ben sadece neden Nobel ödülü almadığını söyleyebilirim.

Aziz Sancar CR'i kanser tedavisinde kullanmayı bulduğu için Nobel almadı..

Böyle bir buluş yok.

DNA'nın kendini nasıl onardığını ve bunu CR ile nasıl yaptığını bulan biri daha ne yapsın? Kansere saldıracak herhalde...

Hacı; senin anlamadığın bir şekilde, bilim ilerlemekte, CR ile kanser arasında bir ilişki kurulmakta ve sen sırf eski kuşak (kuşak çatışması) olduğun için bunu anlamamakta ısrar etmektesin. Önce bunu anla.

Bu konularda deney yapacak ne imkanın nede fikrin var. Bunu da kabul et. Seninkisi tipik Newton mantığı. Öyle olmaz, böyle olmaz mantığı. İzin ver de insanlar soru sorsunlar, deney yapsınlar, hatta Nobel ödülü alsınlar....

Sen ise bu zırva, şu zırva deyip dur. Başka ne işin olur ki senin?

Link to post
Sitelerde Paylaş

DNA'nın kendini nasıl onardığını ve bunu CR ile nasıl yaptığını bulan biri daha ne yapsın? Kansere saldıracak herhalde...

Hacı; senin anlamadığın bir şekilde, bilim ilerlemekte, CR ile kanser arasında bir ilişki kurulmakta ve sen sırf eski kuşak (kuşak çatışması) olduğun için bunu anlamamakta ısrar etmektesin. Önce bunu anla.

Bu konularda deney yapacak ne imkanın nede fikrin var. Bunu da kabul et. Seninkisi tipik Newton mantığı. Öyle olmaz, böyle olmaz mantığı. İzin ver de insanlar soru sorsunlar, deney yapsınlar, hatta Nobel ödülü alsınlar....

Sen ise bu zırva, şu zırva deyip dur. Başka ne işin olur ki senin?

Sen yanlış ağaca havlıyorsun. Kanser benim ilgi alanım ve üzerinde 40 yıldır uğraştığım bir konu. Bilim senin sandığından çok daha hızlı ilerliyor asıl.

Ben her zaman zırvalığın değil, bilimin kesen ucundayım. Sen zırvalayan ucundasın.. CR ile kanser arasında ilişki seninle dağdaki ayı arasındaki ilişki kaderdır. Yani sana göre böyle bir ilişki olabilir.Bana göre olamaz. Dağdaki ayı daha saygındır çünkü. Sende bir saygınlık göremiyorum ben.

DNA kendini tamir ediyor elbette. Ama bunu her zaman başaramıyor.

Aziz Sancar kanserin oluş mekanizması 10 yıl sonra çözülecek diyor demek ki.. Nerden biliyor? Falcı mı bu adam.

Aslında kanserin oluş mekanizması çok iyi biliniyor. Kanser değil kanserler demek daha doğru.

Kanser genetik bir hastalık ve genetik bozukluklar çoğunda değişik olabiliyor. Genler hakkında uzman olmak kanserle ilgili herşeyi bilmek anlamına gelmiyor. Ayrıca herşey bilinse bile, tedavisi sorunlu bir hastalık kanser..

CR ile kanser hücrelerinin çoğalması arasında bir ilişki olup olmadığını anlamak için önce hücre çoğalmasını yakından incelemek gerekiyor.

Böyle bir ilişki spekülasyon bile değil.. Fantezi, zırva.. Çünkü bunun delili yok. Ve sen bu konuda sadece zırvalayabilirsin. Ona hakkın var bak...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sen yanlış ağaca havlıyorsun. Kanser benim ilgi alanım ve üzerinde 40 yıldır uğraştığım bir konu.

İyi işte Hacım, kılları ağarmış kıçını kır ve hastalarına ilaç vereceğin saati iyi seç. Merak etme; kırk yıldır verdiğin ilaç saatleri aramızda kalacak.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İyi işte Hacım, kılları ağarmış kıçını kır ve hastalarına ilaç vereceğin saati iyi seç. Merak etme; kırk yıldır verdiğin ilaç saatleri aramızda kalacak.

Sana ilacını 3,5 da vereceğim.. Senin için en uygun saat.. Ama gündüz mü yoksa gece mi olacağına henüz karar veremedim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

CR ile kanser hücrelerinin çoğalması arasında bir ilişki olup olmadığını anlamak için önce hücre çoğalmasını yakından incelemek gerekiyor.

Böyle bir ilişki spekülasyon bile değil.. Fantezi, zırva.. Çünkü bunun delili yok. Ve sen bu konuda sadece zırvalayabilirsin. Ona hakkın var bak...

CR ile kanser hücrelerinin çoğalması arasındaki ilişkiyi ben kıçımdan uydurmadım hacım. Google amcama sor sana yüzlerce makale verecektir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

CR ile kanser hücrelerinin çoğalması arasındaki ilişkiyi ben kıçımdan uydurmadım hacım. Google amcama sor sana yüzlerce makale verecektir.

Sen uydurmadın tabii. Sen ne bileceksin öyle bir ilişinin olacağını. Başkalarının yalancısısın. Başkaları kıçlarından uyduruyor.

Bu konuya sonra ayrıntılı bir şekilde değineceğim. O zaman sen de anlayacaksın durumun önemini ve zırvalayanların olduğunu..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Olayı kısaca özetleyecek olursak...

Hücrelerin cell cycle denen döngüleri var.

Hücreler istirahat halinde çoğalmadan işlevlerini yerine getirirler. Bu işlevler stokastiktir. Yani rastgeledir.

Bazı sinyalleri alan hücreler çoğalma sürecini başlatırlar ve bölünerek çoğalırlar.

Circadian time (rythm) hücrelerin gece ve gündüz arasındaki farklı algılamalarıdır.

Bunun da temeli genetiktir.

Yani birbirleri ile hiç ilgisi olmayan iki süreç vardır. Biri hücre çoğalması, diğeri ise gündüz gece farkının anlaşılmasıdır.

Bu ikisini birleştiren yeni bir hipotez ortaya atılmıştır. Bu hipoteze göre circadian rhytm ile ilgili olan genlerle, hücre çoğalmasından sorumlu genler arasında bir ilişki vardır. Circadian rhytm genleri hücre çoğalması genlerini etkilemektedirler.

Bu ilişki kanserlerin ortaya çıkmasına da neden olmaktadır.

Hipotez bu.. Şimdiye kadar duyduğum kanser hipotezlerinin en aşırı olanıdır diyebilirim.

Kanser dokusu heterojen hücrelerden oluşmuş bir kümedir. Cell cyle döngüsünün farklı dönemlerinde yer alan hücrelerden oluşmuştur yani.

Bazı hücreler istirahat halinde iken, diğerleri çoğalma döngüsünün diğer aşamalarını deneyimlemektedirler yani.

Bu hücreler arasında senkronizasyon yoktur. Dolayısıyla kemoterapi sırasında çoğalma döngüsünün ileri aşamasını deneyimlemekte olan hücreler ilaçlara daha duyarlıdırlar ve ölebilirler ama, diğerleri daha çok istirahat halinde olduklarından ilaçlardan etkilenmezler. Bütün hücreleri senkronize olmaya zorlayarak tedaviye hassas bir aşamaya ulaştırmak henüz mümkün olmamıştır.

Anladığım kadarıyla Aziz Sancar ve diğerleri, yukarda değindiğim hücre çoğalması ve CR genleri arasında mevcut yakınlıklardan yararlanarak, hücrelerin çoğalma durumlarını senkronize etmeye ve kemoterapiye hassas bir duruma getirmeye çalışmaktadırlar.

Senkronize olan hücreler kemoterapi ilaçlarına daha duyarlı olmakta ve ölmektedirler.

Bu güzel bir düşünce ama hepsi o kadar.. Şimdiye kadar böyle bir senkronizasyonu başarmak mümkün olmamıştır.

Ayrıca CR genleri ile hücre çoğalmasından sorumlu genler aynı değillerdir. Onların arasında da senkronizasyon sağlamak zorunluğu vardır.

Bu da bir hipotezdir.. Teori bile değildir.. Doğa bilim insanlarından daha akıllı olduğunu bir kere daha ortaya koymuştur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aziz Sancar ilerde (on yıl içinde) CR genleri ile hücrelerin çoğalmasından sorumlu genler arasında mevcut gizemli ilişkilerin ortaya konacağını düşünüyor.

Tabii öyle bir ilişki varsa... Onların birbirleri ile ilişkisi olabilir. CR genleri cell cycle genlerinden evrilmiş olabilir. Ama bu onların aynı işlevleri yaptığının kanıtı değil. Bir gen diğer bir genden evrildiği zaman onunla bütün ilişkisini kesebilir ve çoğu kere de keser. Aziz Sancar'ın umudu böyle bir ilişkinin varlığını kanıtlamak..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sen uydurmadın tabii. Sen ne bileceksin öyle bir ilişinin olacağını. Başkalarının yalancısısın. Başkaları kıçlarından uyduruyor.

Bu konuya sonra ayrıntılı bir şekilde değineceğim. O zaman sen de anlayacaksın durumun önemini ve zırvalayanların olduğunu..

Hacım, tamam ama lütfen sen de “benim kıçım değil de başkalarının kıçı tarafından uydurulduğunu” söylerken o başkalarından birinin de Aziz Sancar olduğunu kabul et. Şimdi, aşağıdaki makale Aziz Sancar tarafından yazılmıştır. Bu makalenin tamamını değil ama özet (abstract) kısmını aşağıda çevirdim. Hatırlarsan üniversitede hep abstract okurduk cilt cilt…Makalenin tamamını kaynak olarak verdiğim linkte bulabilirsin.

Makalenin orijinal adı: Circadian Clock, Cancer and Chemotherapy.

Yayın Tarihi: Ekim 2014

Kaynak: http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4303322/

Sirkadiyen Saat, Kanser ve Kemoterapi

Makalenin Özeti:

Sirkadiyen saat, memelilerdeki çoğu düzenleyici sistemler ve mekanizmalar arasındaki genel düzenleyici sistemdir. Araştırmalar göstermiştir ki; sirkadiyen saatle DNA onarımı (nükleotid eksizyon tamiri), DNA’da meydana gelen hasarların yeri ve apoptosis (hücre ölümü) arasında gözle görülür bir ilişki vardır. Bununla birlikte, insanlarda ve farelerde yapılan pek çok epidemiyolojik çalışmalar sirkadiyen saatin bozulması ile memelilerde kanser oluşumu arasında bir ilişki olduğunu düşündürse de, iyi kontrol edilmiş fare deneyleri, sirkadiyen saatin bozulmasının kanser için risk faktörü olduğunu desteklemektedir. Aslında, uygun genetik arka planda, sirkadiyen saatin bozulması kanserli hücrelerin ölmesine (iç ve dış opoptosizi teşvik ederek) yardımcı olabilir. Son olarak da, sirkadiyen saat, antikanser ilaçlarının kullanılma zamanlamasına (kronokemoterapi) ve DNA onarımı için gerekli enzimlerin aktivitesinin modüle edilmesine yardımcı olabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sen uydurmadın tabii. Sen ne bileceksin öyle bir ilişinin olacağını. Başkalarının yalancısısın. Başkaları kıçlarından uyduruyor.

Bu konuya sonra ayrıntılı bir şekilde değineceğim. O zaman sen de anlayacaksın durumun önemini ve zırvalayanların olduğunu..

Hacım, tamam ama lütfen sen de “benim kıçım değil de başkalarının kıçı tarafından uydurulduğunu” söylerken o başkalarından birinin de Aziz Sancar olduğunu kabul et. Şimdi, aşağıdaki makale Aziz Sancar tarafından yazılmıştır. Bu makalenin tamamını değil ama özet (abstract) kısmını aşağıda çevirdim. Hatırlarsan üniversitede hep abstract okurduk cilt cilt…Makalenin tamamını kaynak olarak verdiğim linkte bulabilirsin.

Makalenin orijinal adı: Circadian Clock, Cancer and Chemotherapy.

Yayın Tarihi: Ekim 2014

Kaynak: http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4303322/

Sirkadiyen Saat, Kanser ve Kemoterapi

Makalenin Özeti:

Sirkadiyen saat, memelilerdeki çoğu düzenleyici sistemler ve mekanizmalar arasındaki genel düzenleyici sistemdir. Araştırmalar göstermiştir ki; sirkadiyen saatle DNA onarımı (nükleotid eksizyon tamiri), DNA’da meydana gelen hasarların yeri ve apoptosis (hücre ölümü) arasında gözle görülür bir ilişki vardır. Bununla birlikte, insanlarda ve farelerde yapılan pek çok epidemiyolojik çalışmalar sirkadiyen saatin bozulması ile memelilerde kanser oluşumu arasında bir ilişki olduğunu düşündürse de, iyi kontrol edilmiş fare deneyleri, sirkadiyen saatin bozulmasının kanser için risk faktörü olduğunu desteklemektedir. Aslında, uygun genetik arka planda, sirkadiyen saatin bozulması kanserli hücrelerin ölmesine (iç ve dış opoptosizi teşvik ederek) yardımcı olabilir. Son olarak da, sirkadiyen saat, antikanser ilaçlarının kullanılma zamanlamasına (kronokemoterapi) ve DNA onarımı için gerekli enzimlerin aktivitesinin modüle edilmesine yardımcı olabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...