Jump to content

kitabın yarısına iman...


Recommended Posts

Tarlaya Massey Ferguson'la mı gitmek efdaldir, yoksa Massey Harris'le mi? Gübre atmak caiz midir? Tarım ilaçları haram mıdır? Mibzer kullanmak sünnet midir? Kazayağı çekmek, anız yakmak mekruh mudur! Sertifikalı tohum kullanmasak kerahati var mıdır?  Tarla ekmenin farzları vacipleri sünnetleri müstehapları nelerdir hocam? :0_80cbc_37a71a73_L:

 

"Hocam!" "Söyle kızım." "Hocam!" "Söyle yavrum!" "Hocam!" "........!" "Tarlaya kazayağı yerine ördek ayağı, tavuk ayağı çekilebilir mi?" "Çekilir tabii kızım! Ama traktörün önüne yatacaksın, traktör çalışınca sakın kalkma!" "Sağolun hocam, aklıma yazdım." "O boş sayfayı bana ayırdığın için teşekkür ederim kızım!" :D Gel de Eşofmanlı Şevket hocaya bağlama! :lol:

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 187
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

10 dakika önce, democrossian yazdı:

 

Yok yahu, oradaki "el misbahu fi zücaceti" niye Yahudi şamdanı olsun ki? Yedi kolu vardır ahtapota benzer filan demiyor ki?

35 ile 36'yı beraber okuduğunuzda bu kandilin Allah'ı tespih eden bazı insanların evinde olduğunu bu kandilin ışığının da ateş dokunmasa bile sanki aydınlatacak bir ışık olduğu görülür.  ( Hanukah) Tutuştulurken zeytin ağacından bir şeyle tutuşuyor. Bu tasvirler Yahudilik'te Cennetteki hayat ağacı ve Tanrı'nın nurunu simgeleyen Menorah olmalı 

 

tarihinde Desert Wind tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, Desert Wind yazdı:

35 ile 36'yı beraber okuduğunuzda

 

Beraber de okusak Süreyya yıldızına benzer filan demesi lazım ki Yahudi şamdanı kastedilmiş olsun. Süreyya takımyıldızı yedi yıldızdan oluşur malum. Böyle bir ibarenin filan olması gerekirdi, olsaydı böyle bir laf, haklısın derdim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 dakika önce, democrossian yazdı:

 

Beraber de okusak Süreyya yıldızına benzer filan demesi lazım ki Yahudi şamdanı kastedilmiş olsun. Süreyya takımyıldızı yedi yıldızdan oluşur malum. Böyle bir ibarenin filan olması gerekirdi, olsaydı böyle bir laf, haklısın derdim.

Peki bu evlerde bulunan kandil nedir?

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, Desert Wind yazdı:

Peki bu evlerde bulunan kandil nedir?

 

İlgili pasajlarda Mısır saraylarında kullanılan kandillerden bahsediliyor. Çünkü Mısırlılar camı milattan önce keşfetmişlerdi. "El misbahu fi zücacetin" cam içindeki kandil fitili demek oluyor. Camı Mısırlılardan başka kullanmış kimse olacağını sanmıyorum. Onlardan öğrenip Sümerler? Belki. Sümer asla küçümsenmez. Ama Mısır gerçekten ileri bir uygarlık. Cam boru hava akışı sağlayarak alevin parlak yanmasını sağlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mısırlılar, saraylarda iyi rafine edilmiş zeytinyağı yakılan cam kandiller kullanırdı. Bu çok lüks bir şeydi. Saraylardan başka kimsede bulunamazdı. Evlerde kullanılan kandiller genellikle kokan hayvansal yağdan yapılan basit adi kandillerdi. Bir kap ve bir fitilden başka bir şey değil. Fitilin düşmesi de tehlikeliydi. O bakımdan saraylara layık (royal) camlı ve kaliteli zeytinyağlı, parlak ışıklı kandiller allahın nuruna verilecek örnek oldu tabii. İyi rafine, asiti alınmış zeytinyağı, en değerli ticaret mallarındandı.

 

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
9 hours ago, Desert Wind said:

35 ile 36'yı beraber okuduğunuzda bu kandilin Allah'ı tespih eden bazı insanların evinde olduğunu bu kandilin ışığının da ateş dokunmasa bile sanki aydınlatacak bir ışık olduğu görülür.  ( Hanukah) Tutuştulurken zeytin ağacından bir şeyle tutuşuyor. Bu tasvirler Yahudilik'te Cennetteki hayat ağacı ve Tanrı'nın nurunu simgeleyen Menorah olmalı 

 

yine bu forumda sanırım poiuzun bir tespiti vardı...

 

min zeytunetin la şargıyyetin ve garbiyyetin yekadü zeytuhe yudıu velevlem temseshu nar...

 

-doğuya da batıya da ait olmayan  bir zeytin ağacından yakılıyor; öyle ki, yağı daha ateş değmeden hemen kendiliğinden ışık veriverecek-

 

ifadesiyle ilgili...

 

bu zeytinyağının parlaklığı ile alakalı bir konu...

 

doğuya bakan yerde yetişen zeytin ile batıya bakan yerde yetişen zeytinlerin yağları parlaklık bakımından aynı olmaz mış...

 

şürekli güneş gören yerde yetişenler ise çok daha parlak olurmuş...

 

tabi biraz abartılı olarak neredeyse kandilde yakmadan bile ışık verecek kadar parlak...

 

tabi bu da eskilerin zeytin yağı hakkındaki birikimlerinden bir parçaymış...

 

kitapta bu birikimi olanların çok iyi anlayabileceği şekilde bir şeyler ifade ediliyor...

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
13 dakika önce, kirec yazdı:

yine bu forumda sanırım poiuzun bir tespiti vardı...

 

min zeytunetin la şargıyyetin ve garbiyyetin yekadü zeytuhe yudıu velevlem temseshu nar...

 

-doğuya da batıya da ait olmayan  bir zeytin ağacından yakılıyor; öyle ki, yağı daha ateş değmeden hemen kendiliğinden ışık veriverecek-

 

ifadesiyle ilgili...

 

bu zeytinyağının parlaklığı ile alakalı bir konu...

 

doğuya bakan yerde yetişen zeytin ile batıya bakan yerde yetişen zeytinlerin yağları parlaklık bakımından aynı olmaz mış...

 

şürekli güneş gören yerde yetişenler ise çok daha parlak olurmuş...

 

tabi biraz abartılı olarak neredeyse kandilde yakmadan bile ışık verecek kadar parlak...

 

tabi bu da eskilerin zeytin yağı hakkındaki birikimlerinden bir parçaymış...

 

kitapta bu birikimi olanların çok iyi anlayabileceği şekilde bir şeyler ifade ediliyor...

 

 

 

Bence ateş değmeden kendiliğinden yanivererecek olan Menorah 

 

Hanukah Bayramı,  Suriye-Yunan Kralı Antiohus ve ordularının, Makabiler tarafından bozguna uğratılıp, II.Süleyman Tapınağı'nın  putperestlerden kurtarılmasını ve tekrar Tanrı’ya adanmasını simgeler. putlardan ve simgelerden temizlendikten sonra, Tapınak’taki Ebedi Işık’ı yakmak için sadece bir küçük kap kutsiyeti bozulmamış yağ bulundu. Bu yağ, Menora’yı yalnızca bir gün boyunca yakmaya yetecek miktardaydı. Mucize eseri, o küçük kap yağ, tam sekiz gün boyunca yanmaya devam etti ve Kahinler o arada yeni kutsal yağ hazırlayabildiler. 25 Kislev’den başlayarak, sekiz gece boyunca, her gece bir mum artırarak Hanuka mumları yakılır ve bu mucize tekrar yaşatılarak evler Işık’la doldurulur. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Alıntı:

 

Menora'nın Tarihi

İlk orijinal Menora, Betsalel Ben Uri Ben-Hur tarafından Tanrısal yönergelere göre çizilmiş, yapılmış ve çölde bulunan Kutsal Çadır "Mişkan"ın en kutsal iç bölüm "Kadoş aKodaşim"e yerleştirilmiştir. Menora "Parohet"in (Günümüzde sinagoglardaki Sefer Toraların bulunduğu dolabı örten perde) karşısında bulunmakta, kendisi güneyde iken, gölgesi kuzeyde belirmekteydi. Işıkları geceden sabaha kadar yanar, Kohen Gadol tarafından yakılır ve söndürülürdü.

Daha sonra, Kutsal Topraklara ayak basıldığı zaman, Yeoşua Bennun tarafından Şilo'ya getirilmiştir.

Şlomo Ameleh Yeruşalayim'de "Bet-Amikdaş"ı inşaa ettirdiği zaman, bütün kutsal objeler "Bet-Amikdaş"a taşınmıştır.

Şlomo esas Menora'nın iki yanına beşer tane daha menora yerleştirmiştir. Bundan amaç esas Menora'yı korumak ve tapınağı gümüş ve altınlarla donatmaktır.

M.Ö.586'da I.Bet-Amikdaş yıkılınca bütün bu kutsal objeler Babil'e taşınmıştır. Fakat Perslerin Babil'i fethinden sonra Cırus bu hazinelerin büyük bir bölümünü, Yeruşalayim'i ve mabedi yeniden inşaa etmek amacıyla, kutsal topraklara geri getirtmiştir. Menora o sıralarda muhtemelen ya tamir görmüş veya kaybolanın yerine yenisi yapılmıştır.

II. Bet-Amikdaş inşaa edilirken, Babil'deki sürgünden Kutsal Topraklara geri dönen peygamber Zeharya'ya bir melek Menora'nın şeklini göstermiştir.

"Altın bir şamdan gördüm. En üst tepesinde bir yağ kabı vardı. Üstünde 7 boru olan 7 lamba vardı. İki tane zeytin dalı vardı. Biri yağ kasesinin sağında, diğeri solundaydı." (Zeharya 4:2-3).

Bu ağaçlar David Ameleh'in soyundan gelen Zerubavel'i ve Kohen Gadol olan Yeşu'yu simgeliyordu. Bu iki kişi iktidardı. 7 lamba Tanrı'nın yerıüzündeki 7 gözünü simgeliyordu ve genç prense şu mesajı veriyordu: "Orduların Rab'bi diyor, kudretle değil, kuvvetle değil, ancak benim ruhumla."

Helenistik Çağda Antiyohus Epifanes Menora'yı ve diğer objeleri kaldırmış, sunağın üzerine Olimpos tanrısı Zeus'un resmini yaptırmıştır.

Makabiler savaş kazanıp mabede girince orayı temizlemişler ve teneke kapları olan demir bir Menora yapmışlardır. Daha sonra gümüş bir menora yapmışlar ve en sonunda gerekli imkanlara kavuşunca som altın bir Menora tekrar eski yerine konulmuştur.

Menorayı, Haşmonay hanedanının başı Matatıau Haşmonay'ın bastırdığı bir madeni paranın üzerinde de görmekteyiz. Matatıau Haşmonay M.Ö.40-37 yılları arasında üç yıl hükümdarlık ve dini liderlik etmiş, Antiyohlu Mark Antonıus tarafından tutuklanmış ve idam ettirilmiştir.

Büyük Herod M.Ö. 37-4 yılları arasındaki saltanatı sırasında II.Bet-Amikdaş'ın geliştirilmesi için uğraşmış yeni Menoralar yaptırmıştır. Bunlar eski kent kazıları sırasında ortaya çıkarılmıştır.

Kutsal topraklar Romalıların egemenliğine geçtiğinde, ikinci mabedin yıkılışından sonra geriye kalan Menorayı ele geçiren Romalılar onu İmparator Titus'un Zafer Takı'nın sembolü haline getirmişlerdir. Bugün bile hala cevaplandırılamayan sorulardan biri Romalıların neden Menorayı kendi sembollerinden biri haline getirmek istedikleridir. Romalılar menoranın üzerine mitolojik tanrılar ve Greko-Romen Mitolojisi'nden alınma grifonlar, aslanlar, kartallar ve çeşitli deniz yaratıklarının figürlerini işlemişlerdir. Bir düşünceye göre bütün bu tanrısal figürlerin hepsi en iyi şekilde bir araya getirip aynı anda taşıyabilmek için Menoranın şekli çok elverişli sayılmıştır.

Bütün II.Tapınak hazineleri imparator Vespasian tarafından, Roma'daki forumda bulunan barış tapınağında muhafaza ediliyordu. Daha sonra M.S.455'de Vandallar Roma'yı istila ettiklerinde Menora imparatorluk başkenti olan Kartaca'ya taşındı.

6. yüzyıl tarihçilerinden Kesaryalı Procopius, Menora'nın Bizans İmparatoru Belisarius'un şerefine birçok hazineyle birlikte Bizansın başkenti Constantinopl'a gönderildiğini yazar. Daha ileri tarihlerde İmparator Jüstinıen Menorayı uygun bir vakte kadar muhafaza ettikten sonra, tekrar Yeruşalayim'e göndermiş ve onu kiliselerden birinde sıkı bir koruma altında saklamıştır.

M.S.638 yılında Arapların Yeruşalayim'i fethetmelerinden itibaren Menora bir daha hiç ortaya çıkmamıştır. Belki de Persler M.S.614 yılında Yeruşalayim'i terketmek zorunda kaldıkları zaman onu götürmüşlerdir.

Efsaneye göre Menora ya Yeruşalayim'de, ya da Şilo'da gömülüdür. O Maşiah'ın gelmesini ve mabedin yeniden inşaa edilmesini beklemektedir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 saat önce, democrossian yazdı:

 

:lol: Amma da saçmaladın ha! Ne korkusu be? :D Kuran'dan korkan müslümden beter olsun! Gerçek neyse o. Kuran'da ele alınır doğru düzgün bir mevzu yok. Olmayınca ben ne yapayım? Olmayınca olmuyor. Yaratacak halim yok! :D Sen otur da ben acaba niye saçmalıyorum diye kendi derdine yan! Tarlaymış! Ne tarlası be! :lol: Bostan olan da var mıdır? Hıyar kabak filan da yetişiyor muymuş, nasılmış? Çoktandır böyle komik bir mevzu olmamıştı ha! Ben de ikinci kere de mi yanlış ayet numarası verdi yoksa demiştim! :lol:

 

Sen olmuşsan ya? Demek yetişiyormuş...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuran'da Müslümlerin tarlada yetiştiği yazsa da insanlar bostanda yetişmez. Fakat kelekler bostan keleği ve tarla keleği olarak ikiye ayrılır.

 

Bir kişi kadına tarla denmesini acaba niye beğenir üzerine yorum yapmalı mı gerek yok mu bilemedim! Rahatsız edici olan, bu konuda olumlu bir yorum yapmanın olanaksızlığı.

 

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 18.9.2017 at 23:30, kirec yazdı:

olasi bir tanri adil ve iyi ise bizden de boyle davranmamizi bekler...

 

Bre kireç; bazen adamı dellendiyorsunuz be azizim. :)

Onun ne isteyip istemediğini bilmeniz için onunla hașır neșir olmalısınız, ki bu mümkün değildir. 

Dolayısıyla ona atfettiğiniz beklentilerin hepsi kendi hüsnü kuruntularınızdır.

Bunu bir kenara yazın lütfen. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, kavak said:

 

Bre kireç; bazen adamı dellendiyorsunuz be azizim. :)

Onun ne isteyip istemediğini bilmeniz için onunla hașır neșir olmalısınız, ki bu mümkün değildir. 

Dolayısıyla ona atfettiğiniz beklentilerin hepsi kendi hüsnü kuruntularınızdır.

Bunu bir kenara yazın lütfen. 

hayir sadece akil yurutme ile tanri hakkinda onemli seyler keşfedebiliriz...

 

 

tanri iyi ve adil ise bizim de   iyi ve adil olmamizi istemez mi   mantik olarak....

 

 

 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
14 dakika önce, kirec yazdı:

hayir sadece akil yurutme ile tanri hakkinda onemli seyler keşfedebiliriz...

tanri iyi ve adil ise bizim de   iyi ve adil olmamizi istemez mi   mantik olarak....

 

Pekala; Sizi kırarmıyım hiç, aklımızı yürütelim biraz.

Farzedelim Tanrı var....

O zaman çevrenize șöyle bir bakıverin, günlük haberleri TV´den, radyodan ve internet´ten izleyin.

Doğayı takip edin, belgesellere bakın. Fazla değil, atıyorum 2 saat falan...

Çıkan sonuç, Sizce nedir ?

Ortada o özlemini çektiğiniz adaletin a´sı var mı acaba ?!

 

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
10 hours ago, kavak said:

 

Pekala; Sizi kırarmıyım hiç, aklımızı yürütelim biraz.

Farzedelim Tanrı var....

O zaman çevrenize șöyle bir bakıverin, günlük haberleri TV´den, radyodan ve internet´ten izleyin.

Doğayı takip edin, belgesellere bakın. Fazla değil, atıyorum 2 saat falan...

Çıkan sonuç, Sizce nedir ?

Ortada o özlemini çektiğiniz adaletin a´sı var mı acaba ?!

 

önceki iletinizde   tanrıyla haşır neşir olmadan tanrı hakkında bilgi edinemeyiz diyordunuz ...

 

sonra da çevreye bakıp tanrı hakkında bir hükme varıyorsunuz sanırım burada ki çelişkinizi fark etmeniz gerekiyor...

 

çevreye bakıp tanrı şöyledir böyledir diyeceksek çok farklı sonuçlara da ulaşılabilir...

 

ilk önce  benim şu önermemde yanlışlık bulunup bulunmadığını ifade ediniz...

 

tanrı iyi ve adil ise bizim zalim ve kötü olmamızı ister...

 

bu doğru mu yanlış mı...

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, kirec yazdı:

önceki iletinizde   tanrıyla haşır neşir olmadan tanrı hakkında bilgi edinemeyiz diyordunuz ...

sonra da çevreye bakıp tanrı hakkında bir hükme varıyorsunuz sanırım burada ki çelişkinizi fark etmeniz gerekiyor...

çevreye bakıp tanrı şöyledir böyledir diyeceksek çok farklı sonuçlara da ulaşılabilir...

ilk önce  benim şu önermemde yanlışlık bulunup bulunmadığını ifade ediniz...

tanrı iyi ve adil ise bizim zalim ve kötü olmamızı ister...

bu doğru mu yanlış mı...

 

 

 

Ne demek istedigimi hiç anlamamıșsınız ya da ben anlatamadım. Benim degil, Sizin mantığınızla bir farzı misal gösterdim. 

Bir Tanrının olmasını ısrarla isteyen sizsiniz ve onun adaletli olmasını içtenlikle arzu ediyorsunuz.

Aslında insanlar bir takıma tam bu zihniyetle kendilerine Tanrı(lar) yaratmıșlardır. Hepsi kendi ürünleridir.

Ben de Size kendi mantığınızla, arzu ettiğiniz iyi bir Tanrının olmadığını göstermeye çalıștım.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...