Jump to content

Sanal Parçacık nedir?


Recommended Posts

Teorik bir varlık mıdır?

Hesaplamalarla olması gereken ama henüz deneysel olarak gösterilememiş bir yapı mıdır?

Var mıdır? Yok mudur?

Nedir?

Ali ... tut.

"Ali" ve "tut" kelimelerinin anlamlı olabilmesi için araya bir şey sokuşturmak gerekiyor değil mi? İşte bizim de evreni anlamak için uydurduğumuz (iyi anlamda) modellerimiz var. O modeller de o aradaki şeyi gerektiriyor.

Ee, işler hep kağıt kalem üzerinde döndüğünden hemen oraya bir şeyler bulunuyor, Ali topu tut oluveriyor.

Sanal parçacık kavramına böyle bakıyorum ben.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sanal parçacık deneyleri yapıldı .

kuantum dalgalanması sonucunda oluşan evrenden aldık enerjiyi çok kısa sürede evrene veren parçacıklardir. Bu parçacıklar çok kısa sürede yok oldukları için enerji miktarları belirsizdir.

http://www.ateistforum.org/index.php/topic/61767-hic-yoktan-enerji-madde-oluthumu-buyuk-patlama/

https://kozmopolitaydinlar.wordpress.com/2012/02/09/sanal-parcaciklar-nedir/

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sanal parçacıklar kağıt üstünde değildir, gerçektir, gözlemlenmiştir.

http://www.sciencedaily.com/releases/2011/11/111118133050.htm

Kelimeleri o kadar dikkatsizce kullanıyorsunuz ki sürekli genelleme modundasınız. Her şeye aynı gözle bakıyorsunuz o zaman da.

Sanal ve gerçek bunları aynı şeylermiş gibi kullanmayın. Aynı olsa neden sanal densin? Sanallığı gözlenememesinden dolayı, matematiksel bir gereklilik olmasından dolayı. Gözlenebilse sanal olmazdı.

Kuantum fiziğinde parçacık kavramını sürdürebilmek için (parçacık kavramı klasik fiziğe aittir) boşluğu dolduracak bir açıklama gerekli olmuştur ve buna "sanal parçacık" ismi verilmiştir. Parçacık falan yoktur ortada.

Parçacık ruhu da denebilirdi tabi o zaman kopacak tantanayı düşünün. Klasik fizik bakış açısıyla olayı anlayabilmek için bir kuantum olayına getirilen açıklamadır.

n2MoZtr.jpg

Yukarıdaki görüntüde; soldan (p1) ve sağdan (p2) gelen iki elektron (parçacık) birbirlerine yaklaştıklarında aynı elektriksel yük işaretine sahip olmalarından dolayı birbirlerini iterek yollarına devam etmeleri beklenir.

Bu iki elektron birbirine yaklaştığında itme etkisinin gerçekleşebilmesi için bir momentum aktarımı gereklidir. O momentum aktarımı da arada nokta nokta ile gösterilen "sanal foton" olarak isimlendirilen bir şeyin varlığı ile sağlanır. Momentum kaybeden gerçek parçacık (p1) "sanal foton" vasıtasıyla kaybettiği momentumu (k) (p2) gerçek parçacığına aktarır.

Klasik fizik düşünme mantığı bunu gerektirdiği için "sanal parçacık" tabiri dahil edilmiştir. Çünkü bu modelde her şeyin bir taşıyıcı parçacığı olmak zorundadır (nedenselliği -causality- korumak için), uzaktan (telapatik diyelim) iletişim olmamalıdır yoksa tüm model çöker. Kuantum fiziği ile çökmüş olsa da klasik ölçek dediğimiz atom üstü alemde gerçekleşen olayları açıklama kabiliyeti çok başarılı olduğundan kolay kolay çöpe atılamayacak bir modeldir.

Atom altı alem ile klasik alem arasındaki anlam bütünlüğünü mecburen böyle "sanal parçacıklar" ortaya atarak sağlamak gerekmektedir.

Klasik düşünmeye devam edersek "sanal parçacıkların" ışık hızı limitine uyma zorunluluğu olmadığını söyleyebiliriz.

(İlgilenenler: "nonlocality / hidden variables ve EPR paradox" gibi konuları araştırabilir.)

tarihinde vitamin tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Vitamin ssnalligi gerçek olmamasidan değil yalnız . Çok kısa inanılmaz kısa sürede var olup yok olmasıyla ilgili. Sanal parçacıklar gerçektir

Hayır. İki farklı düşünce sistemini birleştirebilmek için türetilen kavramsal bir şey.

Bir kuantum olayının klasik açıdan açıklanbilmesi böyle var olmayan bir şeyin sokuşturulması ile mümkündür ancak.

Kısa sürede var olma yok olma da bir uydurmadır. Nedensellik bağını korumak kaygısıyla uydurulmuştur.

Tamamen klasik olmayan bir olayı klasik yaklaşımla anlamlandırma çabasının ürünüdür.

Ortada sanal bir şey yok, zaten Einstein ve onun gibi düşünen diğer iki bilim adamı da böyle bir gizlimsi, sanalvari bir şeylerin olması gerektiğini düşünerek EPR deneyini tasarladı. Neticede böyle gizlimsi, sanalvari şeylerin olmadığı bunun başlıbaşına bir kuantum olayı olduğu deneysel olarak kanıtlandı.

Bu durum, EPR'ın savunduğu kabaca parçacıkların ölçümden/gözlemden bağımsız olarak var olduğu ve bir parçacık üzerinde yapılacak bir ölçümün/gözlemin diğerini etkilemesinin mümkün olmadığı görüşlerinin (lokal realizm) geçersiz olduğunu kanıtladı.

Aynı zamanda kuantum mekaniğinin olup biteni analamda eksik bir fizik olmadığı gerçekliği eksiksiz açıkladığı ve lokal olmayan bir model olduğu da kanıtlandı. Bu da idealizmi fişekledi.

Gerçekliği eksiksiz açıklamak demek obje + sübjeyi kapsayan bir açıklama olması demektir. Öte yandan lokal realizm/materyalizm sadece objeyi dikkate alarak gerçekliği eksik açıklamakta, sübjeyi tamamen görmezden gelmektedir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayır. İki farklı düşünce sistemini birleştirebilmek için türetilen kavramsal bir şey.

Bir kuantum olayının klasik açıdan açıklanbilmesi böyle var olmayan bir şeyin sokuşturulması ile mümkündür ancak.

Kısa sürede var olma yok olma da bir uydurmadır. Nedensellik bağını korumak kaygısıyla uydurulmuştur.

Tamamen klasik olmayan bir olayı klasik yaklaşımla anlamlandırma çabasının ürünüdür.

Ortada sanal bir şey yok, zaten Einstein ve onun gibi düşünen diğer iki bilim adamı da böyle bir gizlimsi, sanalvari bir şeylerin olması gerektiğini düşünerek EPR deneyini tasarladı. Neticede böyle gizlimsi, sanalvari şeylerin olmadığı bunun başlıbaşına bir kuantum olayı olduğu deneysel olarak kanıtlandı.

Bu durum, EPR'ın savunduğu kabaca parçacıkların ölçümden/gözlemden bağımsız olarak var olduğu ve bir parçacık üzerinde yapılacak bir ölçümün/gözlemin diğerini etkilemesinin mümkün olmadığı görüşlerinin (lokal realizm) geçersiz olduğunu kanıtladı.

Aynı zamanda kuantum mekaniğinin olup biteni analamda eksik bir fizik olmadığı gerçekliği eksiksiz açıkladığı ve lokal olmayan bir model olduğu da kanıtlandı. Bu da idealizmi fişekledi.

Gerçekliği eksiksiz açıklamak demek obje + sübjeyi kapsayan bir açıklama olması demektir. Öte yandan lokal realizm/materyalizm sadece objeyi dikkate alarak gerçekliği eksik açıklamakta, sübjeyi tamamen görmezden gelmektedir.

Evet subje gerçersiz ve görmezden gelinir çünkü gerçekliği saptırır. Mesela sence doğu diye bir şey var mı?Özne sensin ve sana göre var ama gerçekte doğu yok .Özne asla gerçekliğe temel olamaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet subje gerçersiz ve görmezden gelinir çünkü gerçekliği saptırır. Mesela sence doğu diye bir şey var mı?Özne sensin ve sana göre var ama gerçekte doğu yok .Özne asla gerçekliğe temel olamaz.

Tüm gerçekler doğrudur.

"Özne asla gerçekliğe temel olamaz." yanlıştır, kuantum mekaniği bunu göstermiştir, özne gerçekliğin olmazsa olmazıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 years later...

Sanal parçacıklar, gerçek parçacıkların etrafında yer alan ve özel fotonlardan oluşan parçacıklardır.

Örneğin elektroların etrafında bir bulut oluştururlar..

İki elektron birbirinle yaklaşırsa, sanal fotonlardan biri bir elektrondan ayrılıp diğerine doğru hareket eder.

Ayrıldığı elektronu geriye doğru iterken, çarptığı elektronu ileri doğru iter. Böylece aynı yüke sahip elektronlar birbirlerini iterler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sanal parçacıklar boşlukta birbirlerinin zıttı  şeklinde açığa çıkarlar ve 10^-21 saniye içinde birbirlerini nötralize ederler.

Yani her zaman birbirlerinin zıttı (madde antimadde şeklinde veya +, -) olarak açığa çıkarlar.

Kara deliklerin yakınlarında ve içinde bu şekilde açığa çıkan sanal parçacıklardan biri karadeliğe düşerse, diğeri nötralize edilemeyeceği için, gerçek parçacığa dönüşür ve karadelikten uzaklaşır. Karadeliklerin bu şekilde buharlaşarak yok olduğuna inanılmaktadır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 28.01.2016 at 19:28, vitamin yazdı:

Tüm gerçekler doğrudur.

"Özne asla gerçekliğe temel olamaz." yanlıştır, kuantum mekaniği bunu göstermiştir, özne gerçekliğin olmazsa olmazıdır.

Konu dışı olacak ama, burda atıf yapılan şey, foton gözlemlenince girişim paterninin kaybolması ise,

dalga fonksiyonunu çökerten şeyin dedektörler olması gibi basit bir açıklama varken, bunu yapanın bilinç olması gibi sihirli ve dini bir açıklamayı kabul etmek için bir sebep var mıdır?

tarihinde skeptikal tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 19.04.2019 at 00:00, skeptikal yazdı:

dalga fonksiyonunu çökerten şeyin dedektörler olması gibi basit bir açıklama varken, bunu yapanın bilinç olması gibi sihirli ve dini bir açıklamayı kabul etmek için bir sebep var mıdır?

Delayed Choice Quantum Eraser Experiment

Bu deneyde 5 detektör var ve hepsi aynı şekilde çökertmiyor. Senin dediğin doğru olsaydı tüm detektörleri aynı sonuçları vermesini beklerdik ama durum öyle değil. Olay detektörde değil. Olay, deneyin nasıl tasarlandığı, neyin bilinmek istendiği gibi bir noktaya gidiyor. Fotonun hangi yarıktan geçtiği bilgisi bilinmek istenecek şekilde yerleştirilen detektörlerde sonuç farklı, fotonun hangi yarıktan geçtiği bilgisinin belirsiz olduğu detektörlerde (D1, D2) sonuç farklı.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

 


Sanal (yalancı) parçacık kavramı önemlidir. Çünkü evrenin ve muhtemelen evrenlerin ortaya çıkışını onlarla açıklamak mümkündür. Bütün quantum parçacıklarının etrafında yalancı parçacıklardan oluşan bir bulutun varlığına inanılmaktadır. Onlar yayılır ve emilirler. Bu yalancı parçacıkların yaşamı ve ne kadar uzağa gidebilecekleri belirsizlik yasaları ile saptanmıştır. Enerjileri ne kadar yüksekse yaşamları ve kat ettikleri mesafe o kadar kısadır. İki madde parçacığı birbirlerine yakınlaşırlarsa, aralarında bu yalancı parçacıklar aracılığı ile bir tepkileşme vuku bulacaktır.

Yalancı parçacıklar vaküm boşluğunda ve hiçbirşeylik dediğimiz kuramsal ortamlarda aniden, karşıtları ile birlikte, ortaya çıkan ve 10^-21 saniye kadar var olduktan sonra yok olan parçacıklardır. Karşıtları ile demek, biri negatif ise, diğeri pozitif demektir. İkisi bir araya gelince birbirlerini yok etmektedirler. Bunu madde ve antimadde olarak düşünmemeliyiz. Çünkü yalancı parçacıklar maddenin ortaya çıkmasından çok daha önceki bir dönemi simgelemektedirler. O dönemde daha ne madde vardır ne de büyük bir enerji. Sanal parçacıklar bu kısa zaman dilimi tükenince doğadan borç aldıkları enerjiyi ona iade ederek yok olur giderler. Borç aldıkları bu enerji vaküm enerjisidir. Bizim hiçbirşeylik veya yokluk dediğimiz kavram işte budur. Hiçbir şey yok gibi durmaktadır ve pratik olarak yoktur da ama, bu yokluk zıt nitelikli yalancı parçacıkların birbirlerini nötralize etmesinden başka bir şey değildir.

Aslında vaküm dalgalanması kuantum dalgalanmasıdır. Bu dalgalanma sırasında yalancı parçacıklar ortaya çıkmaktadır. Bu bir modellemedir. Aslında ortaya çıkan yalancı parçacık çiftleridir. Bunlar birbirlerinin zıttı olduklarından evrenin elektrik yükünün dengesi bozulmaz. Hep nötraldir. Bunların ortaya çıkması konservasyon (conservation) yasalarını tatmin etmek zorundadır. Doğa için bu önemli bir yasadır. Ama konservasyon yasalarını izlemeyen parçacıklar da vardır. Örneğin fotonlar.. Fotonlar karşıtları olmadan ortaya çıkabilirler.

Sanal parçacıklar, gerçek parçacıklarla ilgili davranışları açıklamadaki büyük önemlerine rağmen, direkt olarak  gösterilememişlerdir. Casimir etki onların varlığının, direkt değil, indirekt kanıtıdır. Her yalancı parçacık konservasyon yasalarına uymaz. Yani zıt etkili çiftler halinde ortaya çıkmaz. Yalancı parçacıkların türleri vardır.  Daha önce değindiğimiz gibi elektronların etrafında bir bulut oluşturan sanal parçacıklar vardır. Onlar için bazen yalancı fotonlar da deniyor. Elektronla nötrino arasındaki tepkileşmeye kısa bir göz atalım. Elektronun çevresindeki yalancı parçacıklardan W- denen bir parçacık nötrinoya doğru gönderilir ve nötrino tarafından bu parçacık absorbe edilir.

Peki bunun sonucunda ne olur?

Çok ilginç ve insan sağduyusu ile bağdaşmayan bir şey olur. W- yalancı parçacığını gönderen elektron, nötrino olurken, nötrino elektron olur. Her ikisinin de yükü ve diğer nitelikleri konservasyon yasaları tarafından korunmuştur. Burada aradaki ilişkileri başaran W- yalancı parçacığı karşıtı ile bunu başarmamıştır. Karşıtı ile ortaya çıksaydı böyle bir tepkileşme vuku bulmayacaktı.

 


Link to post
Sitelerde Paylaş

KUANTUM KÖPÜĞÜ VE VAKÜM DALGALANMALARI

Aniden ortaya çıkıp 10^-21 saniye içinde yok olan parçacıklar için virtual particles (yalancı (sanal) parçacıklar denir.
Ve bu ilginç olgu vaküm dalgalanması olarak bilinir.
Kuantum boyutlara inince boş olduğuna yemin edebileceğimiz uzayın, kuantum parçacıkların aktif olarak doğup battıkları ilginç bir dokusu olduğunu gözlemleriz. Bu gözle görünmeyen alem için kuantum köpüğü terimi de kullanılır.

Kuantum köpüğü terimi kavramı ilk defa Nobel ödüllü fizikci John Wheeler tarafından 1960’lı yıllarda teklif edilmiştir.
Aslında bu Einstein’ın özel görelik kuramındaki uzay-zaman antitesinden başka bir şey değildir.
Bu açıklama, 10^-33 cmlik ölçülerde, uzayın dokusu olduğu kavramına bir açıklık getirmeyi amaçlamaktadır.

Çekim kuvvetinin diğer kuvvetlerin niteliklerini paylaşan bir alan oluşturduğunu biliyoruz.
Buna göre bu alanda da kuantum fiziğine göre bir belirsizlik söz konusudur.
Einstein’ın genel görelik kuramına göre çekim alanı ve uzay zaman matematiksel olarak aynı şekilde davranırlar ve aynı belirsizlik kuramına tabidirler.
Buna göre aynı anda uzay-zamanı (uzamı) hem de onun değişme oranı belirsiz olacaktır.
Wheeler bu belirsizliklerin 10^-33 cmlik bir ölçüyü ve 10^-43 saniyelik zamanı tuttuğunu imgelemiştir.
Uzay-zamanın köpüklü bir niteliği olacağını ve onun geometrisinde belirsizlik yasasına göre vuku bulacak ani değişikliklerin çeşitli karmaşık ve zengin bir doku oluşturacağını kurgulamıştır.
Bu ortamda açığa çıkan kuantum kara delilerini çapı 10^-33 sm olacak ve onlar 10^-43 saniye içinde kaybolup gideceklerdir.

Tabii bu kuramsal yaklaşım şimdiye kadar deneylerle gözlemlenmemiş olup Wheeler’in zengin imajinasyonunu ürünüdür.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...