Jump to content

GEÇMİŞE YOLCULUK ( En başına )


Recommended Posts

ilk insan yaratıldı diyelim ki 150.000.000 yıl önce daha geriye gidelim cinler yaşıyordu 250.000.000 yıl önce dahada geriye gidelim dünya ıssız bir yer 500.000.000 yıl önce dahada geriye gidelim dünya yaratıldı 4.500.000.000 yıl önce dahada geriye gidelim güneş yaratıldı 6.500.000.000 yıl önce dahada geriye gidelim evren yaratıldı (big bang) 8.000.000.000 yıl önce dahada geri gidelim cennet cehennem yaratıldı 10.000.000.000 yıl önce dahada geriye gidelim melekler yaratıldı 15.000.000.000 yıl önce daha geriye gidelim meleklerin var olacağı alan yaratıldı 20.000.000.000 yıl önce dahada geriye gidelim benim aklıma başka canlı gelmiyor ama diyelim ki 1 milyon farklı canlı daha vardı onlar içinde bahsettiğim ve en son kaldığım 20 milyar yıl önceden daha eskilere gittik diyelim mesela 10 katrilyon yıl önceye gittik tanrı kavramı başlangıçsız olduğu için değil 10 katrilyon 10 katrilyon üssü 10 katrilyon yıl geriye gidebiliriz çünkü sonsuzun karşılığı istediğiniz kadar yıl kullanabilmenizdir. En başa yani zamanın olmadığı mekanın olmadığı ışığın olmadığı bir karanlık boşluk aslında boşlukta olmamalı çünkü mekan yok boşluk mekan sayılır aslında karanlıkta diyemeyiz çünkü bir yerin karanlık olması için aydınlığın var olması lazım aslında bir hata daha yaptım zaman da var olmalı çünkü ne şekilde olursa olsun bir oluşum anının var olması gerekir örneğin hiç bir şeyin var olmadığı sadece tanrının var olduğu anda bile bir zaman var olması gerekir. neyse konuya zamanı sokup kafa karıştırmayayım. Geçmişe yolcuğu tanrıdan başka hiç bir şeyin olmadığı ana getireyim sadece tanrı var başka hiç bir şey yok. 10 katrilyon üssü 10 katrilyon yıl önce ilk anı yaratıyor ilk mekanı yaratıyor. Yani varlık, zaman, mekan için milad diyelim. Peki bu andan önce teklik dönemi yine sınır yok belki bu süreç 100 katrilyon üssü 100 katrilyon yıl diyelim algılayabilmek için yoksa bu rakam sonsuzluğun içinde tüm dünyada ki okyanuslarından bir damla su alıyoruz ve bu damlanın içindeki molekülleri kadar yer kaplamıyor anlayabilene bir örnek bu kadar muazzam bir süre sadece tek ama nedense bu inanılmaz sürede tek olan varlık yaşadığımız şu andan itibaren diyelim anlamanız için kalan sonsuz süreyi bizim varlığımızla devam ettirecek. çünkü bizde sonsuza kadar yok olmayacağız. Merak ediyorum tek olduğu dönemde varlığının nedeni neydi katrilyonlarca yıl yalnızlığında katrilyonlarca yıldıza gezegene sahip bir evren yaratıp içinde katrilyonda bir küçüklükte bir dünya ve üzerinde milyonda bir canlı türünden olan insan varlığı için bu rakamlar sizcede çok ama çok garip değil mi ortalama 80 yıllık bir ömre sahip bir varlık için katrilyonda bir olasılık çok garip bilmem anlatabildim mi ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 40
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bu düşündüklerini bende düşünmüştüm ama elbetteki cinler vs gibi uyduruk kavramlar ekseninde değil, fiziksel olarak. Yani Big bangden önce diyelim 500 kat trilyon big bang daha yaşandı bizim evrenimizi oluşturan big bangde sıradan biriydi. Peki tüm big banglerden önce ne vardı? Sonsuz boşluk mu, neden belli bir anda false vacuum yaşandı da bundan önce yaşanmadı? Bu tip soruları tanrıylada çözemezsin, seninde yazdığın gibi bu kez aynı şekilde sonsuz boşluk yerine tanrıyı koyuyoruz peki ilk big bangden önce tanrı ne yapıyordu, ilk big bangi neden tetikledi gibi. Sonsuzluk kavramını dünyadaki kimsenin aklı almıyor, yalnız değilsin bu konuda.

tarihinde GerçeğiArayan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Merak ediyorum tek olduğu dönemde varlığının nedeni neydi katrilyonlarca yıl yalnızlığında katrilyonlarca yıldıza gezegene sahip bir evren yaratıp içinde katrilyonda bir küçüklükte bir dünya ve üzerinde milyonda bir canlı türünden olan insan varlığı için bu rakamlar sizcede çok ama çok garip değil mi ortalama 80 yıllık bir ömre sahip bir varlık için katrilyonda bir olasılık çok garip bilmem anlatabildim mi ?

Yazınıza ayrıntılı bir cevap vereceğim ama önce bir soru sormak istiyorum. Bu bahsettiğiniz hangi tanrı? Sanırım ya YHVH Adonay ya da Allah (Hristiyanlar da kullanıyor ama neyse).

Bu ilah bize göre var diyelim, bizim algımıza göre. Burada Hristiyanlık ile İslam teolojisi çok ayrışıyor. İkisine de hakimim ama sormak istiyorum, bu tanrıyı şaşırtabilen bir şey var mıdır?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yazınıza ayrıntılı bir cevap vereceğim ama önce bir soru sormak istiyorum. Bu bahsettiğiniz hangi tanrı? Sanırım ya YHVH Adonay ya da Allah (Hristiyanlar da kullanıyor ama neyse).

Bu ilah bize göre var diyelim, bizim algımıza göre. Burada Hristiyanlık ile İslam teolojisi çok ayrışıyor. İkisine de hakimim ama sormak istiyorum, bu tanrıyı şaşırtabilen bir şey var mıdır?

EVET var ben eğer onu şaşırtabiliyorsam bilmediği bir şeyi yapabiliyorum demektir yani özgür irade mi kullanabiliyorum demektir. Yok tanrı şaşırmaz diyorsan onu şaşırtamasın diyorsan her anımı biliyor demektir buda özgür bir iradeye sahip olmadığımı gösterir ki özgür seçimlerimin olmadığı bir sınavda verilrn mükafattta cezada hak ettiğim değil zaten olması gerekendir. sence bu sözüm tanrıyı şaşırtmışmıdır yoksa zaten bu sözü yazacağımı biliyor muydu ? bu sözümden dolayı dinden çıkıyorum ya tanrı yı şaşırttım dinden çıktım yada zaten benim dinden çıkacağımı biliyordu ve hiç şaşırmadı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

EVET var ben eğer onu şaşırtabiliyorsam bilmediği bir şeyi yapabiliyorum demektir yani özgür irade mi kullanabiliyorum demektir. Yok tanrı şaşırmaz diyorsan onu şaşırtamasın diyorsan her anımı biliyor demektir buda özgür bir iradeye sahip olmadığımı gösterir ki özgür seçimlerimin olmadığı bir sınavda verilrn mükafattta cezada hak ettiğim değil zaten olması gerekendir. sence bu sözüm tanrıyı şaşırtmışmıdır yoksa zaten bu sözü yazacağımı biliyor muydu ? bu sözümden dolayı dinden çıkıyorum ya tanrı yı şaşırttım dinden çıktım yada zaten benim dinden çıkacağımı biliyordu ve hiç şaşırmadı.

Deistim ben ve bu konuda yüzde yüz eminim. Tanrıyı şaşırtacak hiçbir şey yoktur. Kanıt: Matematiksel kombinasyonlar ve fiziksel evrende tezahürü.Tanrı bize akıl, mantık ve vicdan vermiştir ve bunlar ideale ulaşmak için yeter.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Merak ediyorum tek olduğu dönemde varlığının nedeni neydi...?

Varlığının nedeni Kendisi'ydi. Yani Kendisi'nden başka nispet, tanım, nedensellik ya da bağlam ilişkisine gireceği herhangi bir şey yoktu. Herhangi bir şeye nispetle tanımlanmıyordu, herhangi bir şeye nispetle var olmuyordu. Tanımı, Kendisi'ydi.

Aslında Tanrı bir bakıma varlık demektir. Varlık, Tanrı'dır. Tanrı'nın sıfatları, varlığın sıfatlarıdır: Rahman, Rahim, Hayy, Alim, Gafur...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Varlığının nedeni Kendisi'ydi. Yani Kendisi'nden başka nispet, tanım, nedensellik ya da bağlam ilişkisine gireceği herhangi bir şey yoktu. Herhangi bir şeye nispetle tanımlanmıyordu, herhangi bir şeye nispetle var olmuyordu. Tanımı, Kendisi'ydi.

Aslında Tanrı bir bakıma varlık demektir. Varlık, Tanrı'dır. Tanrı'nın sıfatları, varlığın sıfatlarıdır: Rahman, Rahim, Hayy, Alim, Gafur...

nasıl var olmuştu ? kendi kendine mi ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu düşündüklerini bende düşünmüştüm ama elbetteki cinler vs gibi uyduruk kavramlar ekseninde değil, fiziksel olarak. Yani Big bangden önce diyelim 500 kat trilyon big bang daha yaşandı bizim evrenimizi oluşturan big bangde sıradan biriydi. Peki tüm big banglerden önce ne vardı? Sonsuz boşluk mu, neden belli bir anda false vacuum yaşandı da bundan önce yaşanmadı? Bu tip soruları tanrıylada çözemezsin, seninde yazdığın gibi bu kez aynı şekilde sonsuz boşluk yerine tanrıyı koyuyoruz peki ilk big bangden önce tanrı ne yapıyordu, ilk big bangi neden tetikledi gibi. Sonsuzluk kavramını dünyadaki kimsenin aklı almıyor, yalnız değilsin bu konuda.

Aynı soruyu yüzyıllar önce Aziz Augustinus'a sormuşlar: Evreni yaratmadan önce Tanrı ne yapıyordu?

Bunu soranlar için cehennemi hazırlıyordu diye bir cevap verdiği rivayet olunur ama esas verdiği cevap şuydu: Evren yaratılmadan önce "zaman" da yoktu. Yani evren yaratılmadan önce, "önce" diye bir kavram yoktu. Dolayısıyla Tanrı'nın o tarihte ne yaptığı sorusu muhal (imkansız) bir sorudur.

Dönemler geçiyor, insanoğlunun soruları değişmiyor; bu sorulara cevap verilmiş olsa bile.

Bazı şeylerin kavranması zor. Aziz Augustinus'un zaman analizi, düşünce tarihinde bir başarı olarak kabul edilir. Bildiğim kadarıyla, Minkowski ve Einstein gibi düşünürlerin nesline kadar, bu kadar gelmiş-geçmiş bilimci ve düşünür arasında, Augustinus ve Gazali dışında da bu kadar orijinal bir zaman analizi yapan çıkmamıştır, belki bir-iki başkası hariç.

Zaman evrenle birlikte yaratılmıştır. Daha doğrusu şöyle diyelim: zaman, madde ile birlikte yaratılmıştır. İkisine birden evren diyoruz.

Tanrı'nın zamana bakış açısı, bir "sonsuz şimdi"dir. O'nun bakış açısından geçmiş, şimdi ve gelecek tek bir ansızlık halinde, tek bir toplam olarak bulunur. Tanrı bir kronolojinin içinde değildir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Zaman evrenle birlikte yaratılmıştır. Daha doğrusu şöyle diyelim: zaman, madde ile birlikte yaratılmıştır. İkisine birden evren diyoruz.

Tanrı'nın zamana bakış açısı, bir "sonsuz şimdi"dir. O'nun bakış açısından geçmiş, şimdi ve gelecek tek bir ansızlık halinde, tek bir toplam olarak bulunur. Tanrı bir kronolojinin içinde değildir.

zaman kavramı GÖZLEMCİ ile vardır.

eğer varsa tanrı da bir gözlemci sayılır...bu durumda tanrı da zamandan bağımsız değildir. ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

EVET var ben eğer onu şaşırtabiliyorsam bilmediği bir şeyi yapabiliyorum demektir yani özgür irade mi kullanabiliyorum demektir. Yok tanrı şaşırmaz diyorsan onu şaşırtamasın diyorsan her anımı biliyor demektir buda özgür bir iradeye sahip olmadığımı gösterir ki özgür seçimlerimin olmadığı bir sınavda verilrn mükafattta cezada hak ettiğim değil zaten olması gerekendir. sence bu sözüm tanrıyı şaşırtmışmıdır yoksa zaten bu sözü yazacağımı biliyor muydu ? bu sözümden dolayı dinden çıkıyorum ya tanrı yı şaşırttım dinden çıktım yada zaten benim dinden çıkacağımı biliyordu ve hiç şaşırmadı.

Tanrı'nın zamana bakış açısı, bir "sonsuz şimdi"dir. O'nun bakış açısından geçmiş, şimdi ve gelecek tek bir ansızlık halinde, tek bir toplam olarak bulunur. Tanrı bir kronolojinin içinde değildir.

Tanrı'nın bilgisinde bir artma veya değişme olmaz. Öğrenme, muttali olma, şaşırma gibi fiiller zaman içerisinde sonuç doğuran fiillerdir. Tanrı için söz konusu olmaz. Tanrı hep muttalidir.

Tanrı için zaman kip'leri de anlamsızdır. O'nun için geçmiş zaman, gelecek zaman vs. kipinde cümleler kurulmaz. Sen sözünü söylemeden önce, sonra, çok sonra, çok önce vs. Tanrı senin ve sözünün bütün konumlarını görüyordu.

Bunlar zaten hep olma halindeydiler, hep vardılar. Yani sen ve sözün; ve evrendeki bütün olgular, olaylar, madde ve zaman. İskender ölmedi mesela, dünyamızı güçlü teleskoplarla ikibin ışık yılı uzaktan gözetleyenler, onu ve hocası Aristo'yu görüyorlar, bizi değil.

Tanrı ise Aristo'yu, bizi, uzaylıları tek bir ansızlıkta görüyor.

Konu, bir kronoloji basitliğinde değil. Senin gelecekteki eylemin, gerçekleşmek üzere bir köşede yazılmış beklemiyor: zaten o şu anda oluyor, vukua geliyor.

Bu açıdan bakarsan özgür irade yok diyebilirsin; ama bu başka bir tartışma olur. Olayların ve olguların başlamış ve bitmiş halleriyle ezelden tescil edildiği bir varouş mod'unda özgür irade yok diyebilirsin.

Ama bu da kişisel tecrübelerimizle ters düşer. Biz insanlar; hayvan ya da bilgisayar değiliz. Bizim beynimize hangi verileri girersen gir, her seferinde ve her kişide farklı sonuçlar alırsın, bu da bir gerçek.

Ortada bir paradoks var: buna özgür irade paradoksu deniyor. Şu anda bundan öte söylenebilecek bir şey bu konuda. Ben söyleyenini görmedim.

İnsanoğlunun kendine aşırı güveni ve kendi başarısına olan tapması, 21. yüzyılda çözemediği bir paradoks bulunduğunu kabul etmesini zorlaştırıyor. Ama, gerçeğin toplamı karşısında bizim sahip olduklarımız, hala sıfır mesabesinde.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrı'nın zamana bakış açısı, bir "sonsuz şimdi"dir. O'nun bakış açısından geçmiş, şimdi ve gelecek tek bir ansızlık halinde, tek bir toplam olarak bulunur. Tanrı bir kronolojinin içinde değildir.

Tanrı'nın bilgisinde bir artma veya değişme olmaz. Öğrenme, muttali olma, şaşırma gibi fiiller zaman içerisinde sonuç doğuran fiillerdir. Tanrı için söz konusu olmaz. Tanrı hep muttalidir.

Tanrı için zaman kip'leri de anlamsızdır. O'nun için geçmiş zaman, gelecek zaman vs. kipinde cümleler kurulmaz. Sen sözünü söylemeden önce, sonra, çok sonra, çok önce vs. Tanrı senin ve sözünün bütün konumlarını görüyordu.

bu konularda yapılmış bilimsel çalışmalar mı var ?

kaynak nedir ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aynı soruyu yüzyıllar önce Aziz Augustinus'a sormuşlar: Evreni yaratmadan önce Tanrı ne yapıyordu?

Bunu soranlar için cehennemi hazırlıyordu diye bir cevap verdiği rivayet olunur ama esas verdiği cevap şuydu: Evren yaratılmadan önce "zaman" da yoktu. Yani evren yaratılmadan önce, "önce" diye bir kavram yoktu. Dolayısıyla Tanrı'nın o tarihte ne yaptığı sorusu muhal (imkansız) bir sorudur.

Dönemler geçiyor, insanoğlunun soruları değişmiyor; bu sorulara cevap verilmiş olsa bile.

Bazı şeylerin kavranması zor. Aziz Augustinus'un zaman analizi, düşünce tarihinde bir başarı olarak kabul edilir. Bildiğim kadarıyla, Minkowski ve Einstein gibi düşünürlerin nesline kadar, bu kadar gelmiş-geçmiş bilimci ve düşünür arasında, Augustinus ve Gazali dışında da bu kadar orijinal bir zaman analizi yapan çıkmamıştır, belki bir-iki başkası hariç.

Zaman evrenle birlikte yaratılmıştır. Daha doğrusu şöyle diyelim: zaman, madde ile birlikte yaratılmıştır. İkisine birden evren diyoruz.

Tanrı'nın zamana bakış açısı, bir "sonsuz şimdi"dir. O'nun bakış açısından geçmiş, şimdi ve gelecek tek bir ansızlık halinde, tek bir toplam olarak bulunur. Tanrı bir kronolojinin içinde değildir.

Bunlar boş laflar. Benim kastettiğim şey herşey yaratılmadan öncesiydi. Tanrı için zaman olup olmamasının bi önemi yok, sen ona neden sonuç ilişkisi de. Tanrı ilk big bangin nedeni olmadan önce ne yaratıyordu diyelim? İlk big bangden sonsuz öncesindede var olduğuna göre, neden bi anda kafasına estide yarattı? Bundan önce niye hiç yaratmamıştı? Sorular uzar gider, tanrı için zamanın olup olmaması birşeyi değiştirmez, yarattıkları arasında önce sonra ilişkisi olması kafi. tarihinde GerçeğiArayan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Konuyu bilimsel olarak ele alalım.

Öncelikle madde etkiye tepki verir. Bu sizin özgür iradenizi ortadan kaldırır. Etkiye tepki veren bir madde yığınınin özgür iradesi yoktur.

Buraya kadar sorunuz yada itiraziniz yoksa;

Özgür iradesi olmayan bu varlık için tanrının varlığı hiçbir

Şey ifade etmez.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunlar boş laflar. Benim kastettiğim şey herşey yaratılmadan öncesiydi. Tanrı için zaman olup olmamasının bi önemi yok, sen ona neden sonuç ilişkisi de. Tanrı ilk big bangin nedeni olmadan önce ne yaratıyordu diyelim? İlk big bangden sonsuz öncesindede var olduğuna göre, neden bi anda kafasına estide yarattı? Bundan önce niye hiç yaratmamıştı? Sorular uzar gider, tanrı için zamanın olup olmaması birşeyi değiştirmez, yarattıkları arasında önce sonra ilişkisi olması kafi.

Bir kere daha tekrarlayayım: Senin deyiminle "Tanrı'nın ilk bigbang'den sonsuz öncesinde varolması", bir kronoloji ifadesi değildir. Yani "sonsuz" bir zaman akışının içinde bir yerde, bir anda Tanrı'nın kafasına esen bir şey yok. O "an" yok Tanrı için. Tanrı sonsuz da olsa (öncesiz-sonrasız) bir kronolojinin içinde değil. Tanrı'nın sonsuzluğu, zamana dışarıdan bakması. Zamanı da Tanrı yarattı. Tanrı yarattığı şeyin içine girmez. Onun içindeki bir dilimde eylemez, varolmaz, kafasına esmez.

"Herşey yaratılmadan önce" diye bir şey yok. Çünkü o sıralar "önce" yok, daha zaman yaratılmadı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konuyu bilimsel olarak ele alalım.

Öncelikle madde etkiye tepki verir. Bu sizin özgür iradenizi ortadan kaldırır. Etkiye tepki veren bir madde yığınınin özgür iradesi yoktur.

Buraya kadar sorunuz yada itiraziniz yoksa;

Özgür iradesi olmayan bu varlık için tanrının varlığı hiçbir

Şey ifade etmez.

Bilimsel olarak bu konuda bir sonuca varıldığını sanmıyorum. Mecburen spekülasyona baş vuruyor herkes.

Benim sorum ya da itirazım da buna zaten: Özgür iradenin yokluğunu ispatlayabildik mi? Hayır. Bu konuda herkes aynı paradoksun içinde. Yoksa özgür irade olmayan, her şeyin aynı mekanik nedensellik süreci içinde olduğu/eylediği bir evren için Tanrı'nın varlığı hiç bir şey ifade etmez, katılabilirim. En azından böyle bir evrene vahiy göndermesi anlamsız olurdu.

Maddenin etkiye tepki vermesi, çok genel (metafizik) bir pozisyon. İnsan iradesi söz konusu olduğunda, bu kadar emin olabiliyor muyuz? Hayır.

Hava sıcaksa ve biri gidip camı açıyorsa, camı açtıran neden havanın sıcağı mıdır, yoksa insanın özgür iradesi midir? Aynı durumda her insanın camı açacağının garantisi var mı? Veya aynı kişinin yarın da aynı koşullarda camı açacağının garantisi var mı? Yok.

Tabii, bir yüzde ya da genellemeye gidebilirsiniz: havanın sıcak olması, genelde insanları camı açmaya sevk eder.

Ama bu genelleme hep şu öncülün gölgesinde kalır: İsteseydi açmayabilirdi.

İnsan iradesinin yer aldığı nedensellik süreçlerinde, matematik bir devamlılık yok. İrade bu devamlılığı bir yerde kesiyor ve kendi kararını kendi veriyor.

İnsanın o camı açmama ihtimali bulunduğu sürece, başka söyleyecek bir şeyimiz yok. Bazen bu cam açılmıyor, bitti.

Tabii, paradoks da burada başlıyor. Olayların sonucunu değiştirebilen bir özgür iradenin bulunduğu evrende, Aristo ve İskender nasıl diyebilir, "Hoca şu anda iki bin ışık yılı öteden bizi gözetliyorlar?" Yani diğer bir deyimle, olmakta olan, yaşanmakta olan bir ikibin yıl sonrası gerçeği nasıl olabilir? Cillop gibi, karmaşık, keyifli bir paradoks.

Varoluşçular ve Marksistler gibi integral ideolojiler/felsefeler bu vardıkları sonucu, kendi integral dünya görüşlerinin içine katıp tartışmayı bitiriyorlar. İnsan özgürlüğe mahkumdur, insan özgürlüğün içine fırlatılmıştır, ya da tam tersi, insan determinist süreçlerin tutsağı bir aygıttır diyorlar.

(Tabii bu durumda eski marksist rejimlerin niçin ceza kanunları falan yapıp, özgür iradesi bulunmayan insanları eylemlerinden sorumlu tuttuklarını açıklamak gerekiyor. Roger Penrose'un deyimiyle, bir trafik kazasının ardında bir bütün halinde evrenin deterministik tarihi bulunur; ama mahkemeler nedense sürücü kusuru, hava koşulları gibi yakın nedenler ararlar.)

Hele bi paradoksu çözelim, sonuca varmak kolay. Dediğim gibi "cillop, karmaşık, keyifli bir paradoks". Yazık etmeyelim paradoksa.

Ben fakir mesela, sonuca varmakta hiç acelem yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir kere daha tekrarlayayım: Senin deyiminle "Tanrı'nın ilk bigbang'den sonsuz öncesinde varolması", bir kronoloji ifadesi değildir. Yani "sonsuz" bir zaman akışının içinde bir yerde, bir anda Tanrı'nın kafasına esen bir şey yok. O "an" yok Tanrı için. Tanrı sonsuz da olsa (öncesiz-sonrasız) bir kronolojinin içinde değil. Tanrı'nın sonsuzluğu, zamana dışarıdan bakması. Zamanı da Tanrı yarattı. Tanrı yarattığı şeyin içine girmez. Onun içindeki bir dilimde eylemez, varolmaz, kafasına esmez.

"Herşey yaratılmadan önce" diye bir şey yok. Çünkü o sıralar "önce" yok, daha zaman yaratılmadı.

Bunun için diyorum zaman ekseninde düşünme diye. İlk big bangin nedeni neden tetiklendi? Tanrının iradesiyle değil mi? Neden tanrının iradesi 500 kat trilyon big bang önce tecelli etti? 600 kat trilyon tane patlatamadı mı? :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunun için diyorum zaman ekseninde düşünme diye. İlk big bangin nedeni neden tetiklendi? Tanrının iradesiyle değil mi? Neden tanrının iradesi 500 kat trilyon big bang önce tecelli etti? 600 kat trilyon tane patlatamadı mı? :)

"Önce", "o anda" gibi edatlar kullandığın için zaman ekseninde cevaplamak zorundayım.

500 kat trilyon big bang tecelli etmek... 600 kat trilyon tane patlatamamak... Tam anlayamadım. Biraz açıklarsan sevinirim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilimsel olarak bu konuda bir sonuca varıldığını sanmıyorum. Mecburen spekülasyona baş vuruyor herkes.

Benim sorum ya da itirazım da buna zaten: Özgür iradenin yokluğunu ispatlayabildik mi? Hayır. Bu konuda herkes aynı paradoksun içinde. Yoksa özgür irade olmayan, her şeyin aynı mekanik nedensellik süreci içinde olduğu/eylediği bir evren için Tanrı'nın varlığı hiç bir şey ifade etmez, katılabilirim. En azından böyle bir evrene vahiy göndermesi anlamsız olurdu.

Maddenin etkiye tepki vermesi, çok genel (metafizik) bir pozisyon. İnsan iradesi söz konusu olduğunda, bu kadar emin olabiliyor muyuz? Hayır.

Hava sıcaksa ve biri gidip camı açıyorsa, camı açtıran neden havanın sıcağı mıdır, yoksa insanın özgür iradesi midir? Aynı durumda her insanın camı açacağının garantisi var mı? Veya aynı kişinin yarın da aynı koşullarda camı açacağının garantisi var mı? Yok.

Tabii, bir yüzde ya da genellemeye gidebilirsiniz: havanın sıcak olması, genelde insanları camı açmaya sevk eder.

Ama bu genelleme hep şu öncülün gölgesinde kalır: İsteseydi açmayabilirdi.

İnsan iradesinin yer aldığı nedensellik süreçlerinde, matematik bir devamlılık yok. İrade bu devamlılığı bir yerde kesiyor ve kendi kararını kendi veriyor.

İnsanın o camı açmama ihtimali bulunduğu sürece, başka söyleyecek bir şeyimiz yok. Bazen bu cam açılmıyor, bitti.

Tabii, paradoks da burada başlıyor. Olayların sonucunu değiştirebilen bir özgür iradenin bulunduğu evrende, Aristo ve İskender nasıl diyebilir, "Hoca şu anda iki bin ışık yılı öteden bizi gözetliyorlar?" Yani diğer bir deyimle, olmakta olan, yaşanmakta olan bir ikibin yıl sonrası gerçeği nasıl olabilir? Cillop gibi, karmaşık, keyifli bir paradoks.

Varoluşçular ve Marksistler gibi integral ideolojiler/felsefeler bu vardıkları sonucu, kendi integral dünya görüşlerinin içine katıp tartışmayı bitiriyorlar. İnsan özgürlüğe mahkumdur, insan özgürlüğün içine fırlatılmıştır, ya da tam tersi, insan determinist süreçlerin tutsağı bir aygıttır diyorlar.

(Tabii bu durumda eski marksist rejimlerin niçin ceza kanunları falan yapıp, özgür iradesi bulunmayan insanları eylemlerinden sorumlu tuttuklarını açıklamak gerekiyor. Roger Penrose'un deyimiyle, bir trafik kazasının ardında bir bütün halinde evrenin deterministik tarihi bulunur; ama mahkemeler nedense sürücü kusuru, hava koşulları gibi yakın nedenler ararlar.)

Hele bi paradoksu çözelim, sonuca varmak kolay. Dediğim gibi "cillop, karmaşık, keyifli bir paradoks". Yazık etmeyelim paradoksa.

Ben fakir mesela, sonuca varmakta hiç acelem yok.

Fizigin kurallari bastan yaziliyor...

Kuantum kozmolojisi objektif indeterminist bir yaklasimi sunuyor...

Klasik neden sonucsal yaklasim yani determinizm , atom alti dunyada etkisini yitiriyor...

Bir insan bu belirsizlikleri belirleyerek kendi ozgur iradesini ortaya koyabilir...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...