Jump to content

cehennem...


Recommended Posts

kimine göre ölümden sonra...

Kimine göre hayatta iken...

Kimine göre vicdan azabı...

Kimine göre sonnsuza kadar devam eden işkence seansları...

Kimine göre yok böyle bişi..

Ben sadece çok büyük zalimlik eden çok kötüler için bir ceza anlamında böyle bir şeyin olması gerektiğini düşünüyorum...

Ama sonsuz işkence seansları şeklinde filan değil...

belki kişi yaptığı kötülüğün cezasını verdiği acının ızdırabın aynısını tadarak çekebilir...

Mesela hitler gibi birine ne tür bir ceza verilirse adil olur...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 109
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Ben Tanrı olsaydım,Hitleri cezalandıramazdım..Çünkü Hitleri ben yarattım..!

Bu cehennem konusu önemli..İnsanlar bu konuyu düşünmeli..Düşünürlerse,dinden kurtulabilirler..

Bir bilgi de vereyim..İnsanlığa Cehennem'i aşılayanlar hristiyanlardır..Hristiyanlardan önce bu konu net değildi..Şehitlik konusunu da hristiyanların eseridir..Ahlak konusunu da hristiyanların insanlığa sunduklarını düşünüyorum..Zaten öteki Dünya ve ahlak konusu örtüşür..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Din tacirlerinin insanları kendi emelleri uğruna kullanmak için icat ettikleri yöntemlerden birisi, cehennemdir.

Dindarlar cennetten ziyade cehennemi daha fazla önemserler, çünkü oradaki azaplardan öcü gibi korkarlar.

Dinlerin önlenemez yüklelișinin arkasında herșeyden evvel bu korku yatar.

Suç ișlemiș insanlara verilen cezalara gelince:

Her suça uygun ceza vermek mümkün değildir. Hırsıza ceza vermek sorun değil, ama bir katile yada seri katilleri nasil bir ceza vereceksiniz ?. Idam cezası mı yoksa müebbet hapis cezası mı daha uygun ?. Ikisi de yeterli değil, çünkü sonuçta mağdur hayatını kaybetmiștir. Onu geri getirmek mümkün olmadığına göre, en iyisi suçluyu cehennem azabı ile korkutmak. :D

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Cennet cehennemi kabul etmezsek geriye reenkarnasyon kalır. Yeni bir hayatta ettiğin sana edilir. Bir avcıysan ördeği vurduysan yeni hayatta ördek avcı olur, sen ördek, o seni vurur. O zaman bir sonraki hayatta sen yine avcı olup o yine ördek olup onu yine vurman gerekir. Bu da kısır döngüye yol açar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

reenkarnasyon yahut cennet cehennem gibi hiç bir şey yok diyelim...

yani kötülük yapan zalim tecavüzcü zorba güçlüler zevk ve sefa içinde yaşayıp sonra ölüyorlar...

mazlum biçarelerde yaşadıkları acılarla üzüntülerle kederlerle başbaşa kalıp onlarda ölüyorlar...

bu işte bir abukluk bir yanlışlık yok mu...

neden bu durumu insan kabullenemiyor...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aramızda kalcaksak ben size bir sır vereyim cehennem diye bir yer yoktur.

O yüzden boşu boşuna buna kafa yormayın. Bu sırrımıda kimseye söylemeyin sonra size deli derler.

He bu arada suçluların yaptıkları yanına kar kalması konusuna gelirsek

Üzgünüm ama malesef yaptıkları ölümleriyle yok olup gidecek.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Birilerine öldükten sonra olacak olan bir şeyleri inandırmak için ne gerekir? Bunun test etme imkanı da yok.

Cehennem? Sonsuz azap? Korku?

Bundan başka yolu var mı inandırmanın?

Cenneti kim umursar?

Birde insanın sinirlerinin hissettirdiği dayanılmaz acılar var, nedenini tam olarak bilmiyorum ama işte bu insanı inanmaya sevk ediyor.

İlkel düşünceler...

Tanrının, bir başkasına kötülük yapan bir insanı engellememesi zaten o tanrının ne olduğunu en başta gösterir.

Mindsurfer'in yukarıda dediği gibi, insanlara pislikler yaşattıktan sonra dağıtılan adaletin bir anlamı yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Olanca kötülüğü yapıp zevk sefa içinde yaşayıp hiç bir karşılık görmeden ölmek diye bir durum pek olmaz. Bu durumlar geçicidir. İyilik de kötülük de mutlaka yayılır ve geri yansır. Hitler örneğin, çöküşü, yenilgiyi, dağılışı yaşadı adım adım ve bu azabı çeke çeke intihar etti. Onun intihar ederken çektiği acı ve yaşadığı çöküş, yahudilerin toplama kamplarında öldürülürlerken çektiklerinden daha şiddetlidir. Birinde zulme uğruyor ve suçun yokken öldürülüyorsun, için rahat, ben bunu hak edecek bir şey yapmamıştım ama beni zulmen öldürüyorlar diyorsun. Diğerinde ettiklerim beni buldu, bittim, mahvoldum, çöktüm diyerek hayatına kendin son veriyorsun.

Bunu yapan nedenselliktir. Her şeyin nedensellik bağları ile bağlı bir dinamik örüntü olması, bu dinamik ağda her etkileşimin yayılması ve yansımasıdır. Eden bulur anlamına gelen sözler her kültürde vardır. Gizli kalan suçlar son derece azdır. Genelde nedensellik bağlantıları suçu ele verir.

Suçsuzlara zulmediyorsan bunun sana döneceğini düşünmek zorundasın. Döner, kurtulamazsın. Nedensellik yaptıklarını sana yansıtacaktır. Kelebek etkisinden kimse, hiç bir şey kaçamaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Herif gece yarısı kalp krizi geçiriyor, ölüm korkusunu saatlerce çekiyor, CPR işlemi uygulanıyor, ölüp ölüp diriliyor. Siz yatın, size saatlerce CPR uygulasınlar ölüp ölüp dirilin, anlarsınız ne olduğunu. Yaşı da öyle fazla yok. Daha yaşayabilirdi. Ölüyor. Adım adım ölüme sürükleniyor ve kafasının içinde iftiralar attığı suçsuz insanlar dolanıyor. Pis bir çıkar için yalakalandığı, bu yalakalık uğruna suçsuz insanlara iftiralar ettiği geliyor.

Hayatta kalanlara da pis bir çıkar için iftiralar ederek daha yaşayacak hayatı varken çırpına çırpına saatlerce ölümle yaşam arasında gelip giderek sonunda ölüp gittiği manzarası kalıyor. Biz böyle pis bir iftiracı olarak ölmeyelim dersi kalıyor. Alabilene...

Hayır daha ne olsaydı, tırnakları sökülüp yedirilse, bağırsakları çıkarılıp makaraya mı sarılsaydı! Psikopat olmanın alemi yok. Daha yaşayabileceği yıllar varken çırpınarak ölümle yaşam arasında saatlerce gidip gelerek tüm zulmettiği iftira ettiği insanlar beyninin içinde dönerken ölmesi yeterli bence...

Ötekine gelince... Onun daha başına ne gelecek bilmiyoruz. Kelebek etkisi onu kıvrım kıvrım kıvrandırır umarım... Can veremez, saatlerce, hatta günlerce can çekişir çaldıklarını kursağından kan olarak kusarak ölüp gider umarım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Olanca kötülüğü yapıp zevk sefa içinde yaşayıp hiç bir karşılık görmeden ölmek diye bir durum pek olmaz. Bu durumlar geçicidir. İyilik de kötülük de mutlaka yayılır ve geri yansır. Hitler örneğin, çöküşü, yenilgiyi, dağılışı yaşadı adım adım ve bu azabı çeke çeke intihar etti. Onun intihar ederken çektiği acı ve yaşadığı çöküş, yahudilerin toplama kamplarında öldürülürlerken çektiklerinden daha şiddetlidir. Birinde zulme uğruyor ve suçun yokken öldürülüyorsun, için rahat, ben bunu hak edecek bir şey yapmamıştım ama beni zulmen öldürüyorlar diyorsun. Diğerinde ettiklerim beni buldu, bittim, mahvoldum, çöktüm diyerek hayatına kendin son veriyorsun.

Bunu yapan nedenselliktir. Her şeyin nedensellik bağları ile bağlı bir dinamik örüntü olması, bu dinamik ağda her etkileşimin yayılması ve yansımasıdır. Eden bulur anlamına gelen sözler her kültürde vardır. Gizli kalan suçlar son derece azdır. Genelde nedensellik bağlantıları suçu ele verir.

Suçsuzlara zulmediyorsan bunun sana döneceğini düşünmek zorundasın. Döner, kurtulamazsın. Nedensellik yaptıklarını sana yansıtacaktır. Kelebek etkisinden kimse, hiç bir şey kaçamaz.

yani sen diyorsun ki hitler cehennemini bu dünyada yaşadı gitti...

Daha genel bir şey söyleyecek olursak nedensellik zaten ne yapılırsa yapılsın zerre kadar iyiliğinde kötülüğün de karşılığını verir...

ama dünyada bazen bunu tam göremiyoruz...

Milyonlarca suçu işlemiş insanlar güle oynaya yaşamlarına devam ediyorlar...

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsanların manevi yapıları bir birine benzemez.Kimisi sinirlenir bir kediye vurur ondan sonra bilincinin dengesi bozulur ve yaptığından büyük nedamet duyar bu onun cehennemidir.Duyguları ilede hareket ettiklerinden rahatlıkla yapabilecekleri bir işi yüzlerine gözlerine bulaştırırlar!Ama öyle insanlar vardırki duygusuzdurlar! Rahatlıkla ve soğukkanlılıkla cinayetler işleyebilir ve en ufak bir dengesizlik olmaz bilinçlerinde.Ruhsuz denir böylelerine. Çoğu zamanda başarılı olurlar!Çünkü hiçbir duyguları yoktur yada Çok ufaktır bu duygular onlarda.O yüzden kolay kolayda hata yapmazlar!Peki bu tip insanların Cehennemi ne olabilir? Duygusuz saman gibi bir yaşam ! Yaşamazlar aslında çünkü bir robottan farkları yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu karanlık dönem tarihin bir sayfasına kapak olacak. Tarihte böyle ilkel vahşi karanlık bir geriye dönüş denemesi yaşandı, sorumluları da şu şu şu karanlık kişiler diye tarihe geçecek.

O sayfayı okuyanlar bir daha böyle karanlık kişiler çıkıp insanlığı karartmasın diyecekler.

Daha da ne olsun... Cehennemde derileri yüzülüp pişirilip bir daha deri mi giydirilip bir daha mı yakılsın... Psikopat olmaya lüzum yok...

Link to post
Sitelerde Paylaş

öyle insanlar vardırki duygusuzdurlar! Rahatlıkla ve soğukkanlılıkla cinayetler işleyebilir

Öyle bir psikopat olmak istemezdiniz. Üstelik psikopat olmak bilinçle seçilen bir tercih de değildir. Temelleri çocuklukta, hatta doğum öncesi gelişir. Beyin yapılanmasında bir şekilde bir yanlışlık olur. İster mutasyonla, ister bilinmeyen bir nedenle. Ayna nöron üretilemez beyinde. Ayna nöronlardan yoksun bir beyinle yaşamak zorunda kalır. Onunla karşılaşmaktan başka suçu olmayanlara işkence çektirir ama asıl işkence kendi yaşamıdır. Çok fazla duygudan yoksundur. Ona öfkelenemezsiniz, "ben ayna nöron falan istemiyorum, naapacam ayna nöronu mayna nöronu" deyip kendini ısmarlamış değildir.

Yapabileceğiniz tek şey başka onunla karşılaşma talihsizliğine uğrayacak suçsuzlar olmasın diye, cezalandırmak için, öfkeyle değil, onu insanlardan tecrit etmektir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Siz hangi adaletten bahsediyorsunuz ?

Herhangi bir suçluya verilen ceza, onun kırıp döktüklerini geri getiriyor mu ?

Kaldı ki, her insan hayatında en az bir kere yalan söylemiștir. Bu da bir suç değil mi ?

Öyle ya, doğruları söylemeyerek belki de bașkalarına istemeyerekte olsa zarar vermiș olabilir.

Ne dersiniz: Dünyadaki bunca insandan kaçta kaçı yalan söylediğini samimiyetle itiraf etmiștir acaba ? :D

O nedenle, evvela kendimize karșı dürüst olmalıyız...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Öyle bir psikopat olmak istemezdiniz. Üstelik psikopat olmak bilinçle seçilen bir tercih de değildir. Temelleri çocuklukta, hatta doğum öncesi gelişir. Beyin yapılanmasında bir şekilde bir yanlışlık olur. İster mutasyonla, ister bilinmeyen bir nedenle. Ayna nöron üretilemez beyinde. Ayna nöronlardan yoksun bir beyinle yaşamak zorunda kalır. Onunla karşılaşmaktan başka suçu olmayanlara işkence çektirir ama asıl işkence kendi yaşamıdır. Çok fazla duygudan yoksundur. Ona öfkelenemezsiniz, "ben ayna nöron falan istemiyorum, naapacam ayna nöronu mayna nöronu" deyip kendini ısmarlamış değildir.

Yapabileceğiniz tek şey başka onunla karşılaşma talihsizliğine uğrayacak suçsuzlar olmasın diye, cezalandırmak için, öfkeyle değil, onu insanlardan tecrit etmektir.

Sayın democrossian bu ayna nöronu gelişmemiş olan insanlar iyi ortamlarda yetiştiklerinde Medeniyeti oluşturuyorlar.IQ yapıları vasat dahi olsa IQ su ondan yüksek olan duygusallardan daha fazla IQ ölçümlerinde başarılı oluyorlar. Nedenide gayet açık Duygusala soruları verip Kronometreyi çalıştırdığınızda heyecanlanırlar.O heyecan ise bilinç seviyelerini kilitler.Ama diğeri gayet sakin olduğu için Seviyesinin üstünde dahi başarılı olabilir.Korku nedir çok az bilirler bu yüzden mükemmel bir subay ve Bilim adamıda olabilirler.Çünkü Bilimde tereddüt olsa dahi korkuyu kabul etmez.Öyle deneyler yapacaksınızki bunlar başlıbaşına cesaret ister bir cerrahın yaptığı ameliyat dahi cesaret işidir. Hiç bir duygusallığı kabul edemez. Bir Guatrı ameliyatı mesela.Dahada ötesi Bilim adamı hakikatı konuşmaktan çekinmez.Halbuki o Nöronları fazla olanlarda bunlar yoktur.Biraz kendini toplayıpta rahatlıkla yaptığı işi ertesi gün yapamayabilirler.Norönları gelişmemiş olanlarda bir yetenek dahada ortaya çıkar. Rol yapabilme kabiliyeti.Sinirli olmadığı halde sinirli Sevmediği halde seviyormuş ........v.s görünme kabiliyeti. Ve buna bağlı olarakta Hitabet!Bu aslında memeli hayvanlardaki Avcılığın bir uzantısıdır.

Ya Duygusallar ne işe yarıyorlar? Onlar sadece duyguları çok iyi bildiklerinden Edebiyat yaparlar!Duyguları remizlendirirler.Onları sanki olmuş bir vaka gibi anlatırlar.Ergenekon destanları ,Destanlar,Başımızın belası olan İlahi kitap dediğimiz kitaplar bu tip insanlar tarafından yazılmışlardır.Savaşlarda can verenlerde bu tiplerdir.(Yani şehit olanlar) çünkü kaçamazlar donar kalırlar!Yeniçerilerin Acemi oğlan talimlerinde Keçeye kılıç sallama vardı.Kılıçla keçeyi kesdiğinde Kılıcı kullanmayı öğrenmiş sayılırlardı.Ama bir Acemi bugün rahatlıkla yaptığı bir vuruşu diğer günler sebebsiz olarak yapamıyorsa bu Askerler Ocaktan alınırlar doğru Kışla içindeki Bektaşi tekkesine Derviş olmaya götürülürlerdi.Onun için Bektaşilikte bir laf vardır:"İsteyerek Bektaşi olunmaz!:)"O yüzden Cennette Cehennemde bu insanların bilinçlerinin bir şekilde anlatımından başka bir şey değildir.Ama tabiki onlar için bir manevi yaşam realitesidirde.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...