Jump to content

Sperm ve yumurtanın evrimi?


Recommended Posts

bu konuda bilgisi olanlar anlatırsa güzel bir konu olucaktır.

benim bildiğim kadarıyla, ilk canlılarda hareketli hücreler zamanla sperme, hareketsiz olanlar ise besin depolayarak yumurtaya dönüşüyor ve zamanla bunlar birleşerek mitoz mayoz bölünmelerle üremeye başlıyor. devamı sizden.

benim burdan çıkardığım sonuç: her şey tesadüf ve evren tanrısız da kafasına göre bir yolunu bulmuş.

Link to post
Sitelerde Paylaş

bu konuda bilgisi olanlar anlatırsa güzel bir konu olucaktır.

benim bildiğim kadarıyla, ilk canlılarda hareketli hücreler zamanla sperme, hareketsiz olanlar ise besin depolayarak yumurtaya dönüşüyor ve zamanla bunlar birleşerek mitoz mayoz bölünmelerle üremeye başlıyor. devamı sizden.

benim burdan çıkardığım sonuç: her şey tesadüf ve evren tanrısız da kafasına göre bir yolunu bulmuş.

tanrısız kafasına göre yolunu bulduğu için zaten ilk canlıya kadar milyarlarca yıl geçmiş. yoksa "ol" derdi, olurdu.
Link to post
Sitelerde Paylaş

tanrısız kafasına göre yolunu bulduğu için zaten ilk canlıya kadar milyarlarca yıl geçmiş. yoksa "ol" derdi, olurdu.

Dusununce "vay be" diyorsun. Milyarlarca yil...

2016 yilindayiz. Aradan ise 1000000000 yil gecmis ornegin. Ne kadar uzun bir zaman yahu!

En fazla 70-80 yil yasayacagim. O kadar kisa gorunuyor ki bu rakamin yaninda :)

tarihinde Cold water tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

arkadaşlar geyik yapın diye açmadım bilgi paylaşımı lütfen.

Başta geyik yapan sensin. Merak ediyorsan bir konuyu gider araştırırsın. Kitap okursun. Pubmed den makaleleri tarar onları okursun. Ya da yabancı dilin yoksa Türkçe kaynakları bulur okursun.

Bunlar yok sende, sonra da bana bilgi verin diyorsun. Geyiğin en büyüğü budur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

bu konuda bilgisi olanlar anlatırsa güzel bir konu olucaktır.

benim bildiğim kadarıyla, ilk canlılarda hareketli hücreler zamanla sperme, hareketsiz olanlar ise besin depolayarak yumurtaya dönüşüyor ve zamanla bunlar birleşerek mitoz mayoz bölünmelerle üremeye başlıyor. devamı sizden.

benim burdan çıkardığım sonuç: her şey tesadüf ve evren tanrısız da kafasına göre bir yolunu bulmuş.

UCUZCU fikirlerinle hedef saptırma. Yok herşey tesadüfmüş. Bu tesadüfün tanımına bağlı. Sana göre tesadüf, galiba bir zar attın,,, bir gelme olasılığı altıda bir diyorsun... Aslında o öyle değil... İstatistik ve Olasılığı bilen kişiler, bilirler...

Şimdi ikimiz iddiaya gireceğiz !!!!!! .Önümüzdeki X caddesinden geçecek ilk insan erkek mi bayan mı???

erkek olma olasılığı 1/2 'dir..

Peki üst üste geçecek 2 kişinin de erkek olma olasılığı kaçtır ?

1/2 * 1/2 = 1/4 'dür.

Peki üstüste geçecek 3 kişinin de erkek olma olasılığı kaçtır ?

1/2 * 1/2 * 1/2 = SEKİZDE bir'dir !!!!

Şimdi Bu X caddesinden ardarda geçecek 100 kişinin de erkek olacağına dair ben seninle yüz lirasına iddiaya giriyorum. ve Girdim !!!

RAP.. RAP.. RAP.... ,,, BİR TABUR asker geçti.. iddiayı kaybettin,, borcunu öde .....

MEĞERSE Bu X caddesinde,, Bir asker kışlası varmış...

Demek istediğim, olasılıklar ; şartlara göre değişim gösterir !!!! Tesadüf dediğin ,milyonda bir de şans verdiğin herhangi bir şey,,, değişen şartlara

göre karşına %100 gibi bir durumla çıkar....

https://kozmopolitaydinlar.wordpress.com/2011/04/28/erkek-ve-disiden-ureme-yillar-boyunca-nasil-gelisti/

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 month later...

UCUZCU fikirlerinle hedef saptırma. Yok herşey tesadüfmüş. Bu tesadüfün tanımına bağlı. Sana göre tesadüf, galiba bir zar attın,,, bir gelme olasılığı altıda bir diyorsun... Aslında o öyle değil... İstatistik ve Olasılığı bilen kişiler, bilirler...

Şimdi ikimiz iddiaya gireceğiz !!!!!! .Önümüzdeki X caddesinden geçecek ilk insan erkek mi bayan mı???

erkek olma olasılığı 1/2 'dir..

Peki üst üste geçecek 2 kişinin de erkek olma olasılığı kaçtır ?

1/2 * 1/2 = 1/4 'dür.

Peki üstüste geçecek 3 kişinin de erkek olma olasılığı kaçtır ?

1/2 * 1/2 * 1/2 = SEKİZDE bir'dir !!!!

Şimdi Bu X caddesinden ardarda geçecek 100 kişinin de erkek olacağına dair ben seninle yüz lirasına iddiaya giriyorum. ve Girdim !!!

RAP.. RAP.. RAP.... ,,, BİR TABUR asker geçti.. iddiayı kaybettin,, borcunu öde .....

MEĞERSE Bu X caddesinde,, Bir asker kışlası varmış...

Demek istediğim, olasılıklar ; şartlara göre değişim gösterir !!!! Tesadüf dediğin ,milyonda bir de şans verdiğin herhangi bir şey,,, değişen şartlara

göre karşına %100 gibi bir durumla çıkar....

https://kozmopolitaydinlar.wordpress.com/2011/04/28/erkek-ve-disiden-ureme-yillar-boyunca-nasil-gelisti/

istatistik mini etek gibidir, çok şey gösterir ama asıl olanı göstermez...senin yaptığın hesap hiçbir işe yaramaz tesadüf tek gerçektir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

istatistik mini etek gibidir, çok şey gösterir ama asıl olanı göstermez...senin yaptığın hesap hiçbir işe yaramaz tesadüf tek gerçektir.

benim ne yazdığımı anlamadığın; şu cevabından belli. Ben zaten tesadufun gercek anlamını açıklıyorum.Tesaduf olasılikla ilgili bir kavramdır.49*48*47*46*45*44 sayıda,birbirinden farkli sayisal loto kuponu yaparsan, sayisal lotoyu yuzde yuz tutturursun.Nokta. tarihinde impressivo tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

bu konuda bilgisi olanlar anlatırsa güzel bir konu olucaktır.

benim bildiğim kadarıyla, ilk canlılarda hareketli hücreler zamanla sperme, hareketsiz olanlar ise besin depolayarak yumurtaya dönüşüyor ve zamanla bunlar birleşerek mitoz mayoz bölünmelerle üremeye başlıyor. devamı sizden.

benim burdan çıkardığım sonuç: her şey tesadüf ve evren tanrısız da kafasına göre bir yolunu bulmuş.

Öncelikle bu "tesadüf" meselesini bir anlamak gerek. Sanırım sizin takıldığınız yer de bu.

Bu konuda göz nurumuz bilimadamı Anibal'in çok güzel bir açıklaması var, Sapiens nickli arkadaşımız da yazıyı toparlayıp "Evrim ve Tesadüf" konulu bir başlık açarak forumda tekrar asmış. Ben yazıyı buraya kopyalayıp linki de vereyim, siz ve ilgilenen diğer arkadaşlar okusun.

"EVRİM VE TESADÜF

İnsanlara, doğduklarından itibaren bazı masallar anlatılır, dimağlara kazınır gider. Bunların en başta geleni yaratıcı masalıdır. Bu masala göre yaratıcı denen bir şey vardır, insanları o yaratmıştır. Ördekleri de, bit ve pireleri de. Elbette, sadece insan kasığında yaşayabilen bir takım bitlerin neden yaratılmış olduğu sorusu hiç akla gelmez.

Ama gün gelir, insanlar gerçeklerle yüzleşir. Evrim teorisini duyar. Bu noktada masalın asıl etkisi ortaya çıkar.

Beyinlerde, insanlar yaratılmıştır. Bu kesindir. Yaratıcısı da allahtır, yehovadır, şivadır, zeustur bir şeydir, her neyse. Bu durumda evrim teorisi ile karşılaşan yaratımın aynen kaldığını ama yaratıcının evrim olduğunu düşünür, böyle algılar.

Evrim kansız, cansız, cisimsiz, tarif edilemez, soyut bir kavram olduğu için aman da tesadüfmüş, yok evrim yaratmış insanları, tesadüfle vs. gibi bir takım cahilce fikirler kafalarda oluşur. Bu mantaliteyle evrime yaklaşıldığı için, bir türlü anlaşılmaz ve cehalet baki kalır.

Peki, nedir aslında evrim? Bunu anlamak için, önce yaratıcı fikrini unutmanız gerekir.

Etrafınıza bakarsanız, her bir canlı bireyin diğer canlı bireylerden farklı olduğunu görürsünüz. Doğan her birey, farklı özellikler ile doğar, ama bu farklar genel olarak son derece küçüktür. Tamamen rasgeledir, yani tesadüfîdir. Aha bakın gördünüz mü, tesadüf dedik, tamam işte.

Tesadüf, olması mümkün olan şeylerden birisinin gerçekleşmesi durumudur. Bir zarı atarsınız, tesadüf olarak 1, 2, 3, 4, 5 veya 6 gelebilir. Gidip 52 gelmesi mümkün değildir. Tesadüfî olması demek, olabilecek olanın olması demektir.

Peki, nedir gerçekten tesadüf? Bunu öncelikle iyi anlamak gerek: Olabilecek olanın olması.

Yahu olabilecek olan diye bir şey mi olur? Ne demektir bu? Laf mı bu şimdi? Evet, çok doğru, olabilecek olan diye bir kavram kafa karıştırıyor. Nedir bu işin aslı?

Yarın yağmur yağacak mı, nerden bilirsiniz? Gökte bulutlar olması yağmur yağacak demek midir? Yağmurun yağacağını söyleyebilmek için, bir sürü şeye bakmak ve bilmek gerekir. O kadar çok şey olunca, ölçülemeyen parametreler, ölçümlerdeki toleranslar vs. toplanır, öyle bir aralık ortaya çıkarır ki, sonucu kesin olarak söyleyebilmek mümkün olmaz. İşte tesadüf denen şey böyle bir şeydir.

Eğer attığımız zarın atış açısı, ağırlık dağılımı, havanın sürtünmesi vs. her şeyini biliyor olsaydık, zarın kaç geleceği bizim için asla tesadüf olmazdı. Ki, zar tutma denen eylem de bu parametreleri zorlamak demektir zaten.

İşte tesadüf demek, olması mümkün olan sonuçlardan, yeterli ölçüm/gözlem yapılamadığı için hangi koşulların gerektirmesi nedeniyle ortaya çıktığı bilinmeyen sonuçlara denir.

Peki evrimin tesadüf tarafı nedir? Nasıl bir iştir? Bugün yanından geçtiğiniz adamın soluduğu sigara dumanından birazı sizin nefesinizle kanınıza karışabilir. Bu bir soluktaki hidrojensiyanit, sperm üreten hücrelerinize ulaşabilir. Orada bir mutasyona sebep olabilir. Ve bir sperminiz mutasyonlu olur. Hoş, aslında her sperm mutasyonludur, ama birisi ek bir mutasyona daha sahip olabilir.

Buyrun, acaba bu noktada, 500 milyon spermden hangi sperminizin mutasyonlu olduğunu nerden, nasıl bilebilirsiniz? İşin doğrusu "bilemezsiniz." Birisi mutasyonlu ama hangisi? İşte tesadüf denen olay budur.

Peki o mutasyon, bebeğin kanatlı olmasını ve uçmasını sağlayabilir mi? Bu ihtimal hesaplanabilir. Ama emin olun ki, o kadar küçük bir değer çıkacaktır, olabilmesine hiç kimse imkan, ihtimal vermeyecektir elbette.

Demek ki, tesadüfen soluduğunuz sigaradaki mutajenlerin, gidip kanatlı bebek doğurtacak mutasyonu sağladığını söylemek, ancak abesle iştigalmiş. Bu olacak iş değilmiş. Elbette, bilim de bunu söyler ama, yaratılışçılar bilim bunun aksini söylüyor diye sayıklar.

Peki nedir bu işin tesadüfi tarafının aslı, astarı? Mesele basittir. DNA'da değişim olması, mutasyon demektir. Burada olabilecek değişimler bellidir. Fakat bu geniş saha, gereksiz bir gözlemdir. Olması mümkün olan mutasyon, canlının ölmeden yaşayabileceği, hayatını sürdürebileceği mutasyondur. Bunun dışındakiler kimyasal olarak olması mümkün olan mutasyonlar olsa da, biyolojik açıdan imkânsız mutasyonlardır.

Bu mutasyonlar, yani imkansız dediğimiz, canlıyı kederli bir sona götüren mutasyonlar ile, mümkün dediğimiz mutasyonlar belli oranda hep görülürler. DNA ve olası tüm mutasyonlar bellidir. Şu olabilir, şu olabilir, bu olabilir. Trilyon kere trilyon kere trilyondan fazla ihtimal ortaya çıkar. Aylak birisi varsa, oturup bunları hesaplayabilir. Bunların da mümkün dediğimiz, canlıyı yaşar halde tutacak olanları da hesaplanabilir ki, toplamın küçük bir kesri olacaktır. Diyelim ki, kimyasal olarak olabilecek durumların trilyonda biri.

Bu durumda, evet, trilyonlarca, olması mümkün ve canlıyı hayatta tutacak mutasyon ihtimali mevcut olacaktır.

Bunları biraz daha eleyebiliriz. Bunların bir kısmı, ancak çok ekstrem durumlarda meydana gelebilir. Mesela, sıcaklık tam şu derece iken, tam şu dozda kurşun alınırsa gibi. Bu ekstrem durumların ortaya çıkma istatistiklerine bakarak, onları da eleyebiliriz.

Sonuçta, elimizde bir kaç bin, milyon neyse, mümkün olan mutasyon kalır. Şimdi, bu mutasyonların dağılımına bakarsak, tesadüfi mi yoksa düzenli mi olduklarını tespit edebiliriz. Eğer, belli bir mutasyon diğerlerinden daha fazla ortaya çıkıyorsa, bu bir tesadüf değildir, zira, tesadüf olması için, diğerleri ile aynı oranda görülmesi gerekir. Bakılır, buna sebep olan nedir bulunur. Hımm, bu mutasyon kükürt yüzünden oluyor, kükürt oranı artmış atmosferde, o yüzden böyle denir. Gidilip "tesadüf canım, tesadüf işte, bu mutasyondan tesadüfen çokça oluveriyor" denmez, denemez.

İşte evrimin tesadüf olan tarafı budur: Mutasyonlar. Ama şuna dikkat edin, biyolojik açıdan mutasyonlar, ancak canlıyı öldürmeyen, yok etmeyen DNA değişimleri olarak ele alınır. Sadece bu mutasyonların biyolojik olarak mümkün olduğu kabul edilir.

Eğer bir kaç nesil boyunca bir grup canlıyı gözlerseniz, gerçekleşmesini sağlayan parametrelere bağlı olarak bu olması mümkün mutasyonların sürekli ortada olduğunu görürsünüz. Örneğin insanlara bakın, 2-3 nesilde en fazla, 6 milyar insan, olması mümkün olan tüm mutasyonları ortada gösterecektir, gösteriyor da hatta şu anda.

Gidip kimin, nerde ne zaman bu olması mümkün mutasyonlardan birine sahip olup olmayacağını bilebilir miyiz? Gider araştırırsak buluruz belki ama bu da pratikte olacak iş değil. O yüzden bunların istatistik durumuna bakarız ve birinde bu mutasyonun ortaya çıkmasını tesadüf olarak niteleriz. Neden? Çünkü ne oldu da bu mutasyon ortaya çıktı, bunu bilmiyoruz da ondan.

Ama bu mutasyon adamın kanatlarının çıkmasına yol açmışsa, gidip buna tesadüf diyemeyiz. Bu, tesadüf olamayacak, çünkü en başta saydığımız, mümkün olan mutasyonlar listesinde olması ihtimali yok denecek kadar küçük olan bir şeydir.

Bu ne demektir? Canlılarda oluşan mutasyonlar tesadüfîdir ve olması muhtemel her mutasyon, zaten var olacaktır yaşayan canlılarda.

Elinize bir avuç taş alıp yere bırakırsanız, her biri farklı bir mesafede, farklı bir yöne doğru saçılacaktır. Bu saçılım tesadüfîdir elbette. Yani, bizim tesadüf dediğimiz şeye dairdir. Canlılarda görülecek mutasyonlar da böyle olacaktır. Uzun boy, daha uzun boy, daha kısa boy, iyice kısa boy vs. vs.

Kısaca, şu ana kadar yazdıklarımızı, etrafınızdaki canlılara bakarak açıkça, kolayca görebilirsiniz.

Eğer mutasyonlar her yöne tamamen rasgele ise, o zaman mesela, nasıl kanatlar çıkabiliyor?

İşte bu noktada doğal seleksiyon devreye girer. Doğal seleksiyon, canlının çevresinde bulunan her şeyin, iklim, diğer canlılar, diğer aynı tür bireyler, hava, su, toprak vs. çevrede bulunan her şeyin, canlının üreme başarısına olan etkisidir.

Bunu anlamak için, bir hususu özellikle anlamak şarttır. Her canlı, kendi olası mutasyonlarına sahiptir. Yani, bir kertenkele için mümkün, kabul edilebilir olan mutasyon, insan için kabul edilebilir, mümkün olmayacaktır.

Bu durumda, bir X türü düşünelim. Bu tür güzelce yaşarken, bir yanardağ faaliyeti ile iki gruba ayrılsınlar. Birinin olduğu bölge sulak, diğeri kurak olsun.

Bu X türündeki mutasyonlardan bir kısmı sulak arazide avantaj sağlayacaktır, bir kısmı ise kurak arazide. Bu durumda, aynı türün kurak yerde yaşayanlarında bu mutasyonlar öne çıkar. Sulak yerde olanlarda ise, diğerleri ve organizma buna göre gelişir. Neden? Çünkü mutasyonlar üreme ile birlikte yeni nesillere aktarılır. Eğer bir mutasyon üreme avantajı sağlıyorsa, türün içinde hızla yaygınlaşır. Eğer tersine dezavantaj ise, bu mutasyon süratle azalır. İşte bu noktada ortaya çıkan sonuç, hangi mutasyonun ne kadar var olabileceğine tesadüfün değil, doğal seleksiyonun belirleyici olduğudur.

Sulak yerde yaşayan için avantaj olan mutasyon, yaygınlaşınca ne olur? Bu doğal seleksiyonun da değişmesi demektir. Bu durumda, mümkün olan mutasyonlar listesi gene değişir. Çünkü doğal seleksiyonu belirleyen etmenlerden en az biri değişmiştir.

Eğer yeni olası mutasyonlar listesinde, sulak yerde üreme avantajı sağlayan ve daha önce mümkün olmayan yeni mutasyonlar varsa, bu durumda onlar, bu canlılarda da görülüp yaygınlaşmaya başlayacaktır. Ne olur, daha önce imkânsız olan bir mutasyon, var olabilir olmuştur.

Bunu basitçe şöyle örneklendirebiliriz. Hareket edip av bulmak, avcıdan kaçmak için 4 ayağı olan bir hayvan düşünün. Bu hayvan, izolasyon nedeniyle avcının olmadığı bir bölgeye sahip olsun. Bu durumda ayakları fazladır ve ön ayaklarını (diyelim) kullanmadan da yaşayabilir. Ön ayaklar, gereksiz kanser olan, yaralanıp enfeksiyon kapan vs. bir şey olmuştur. Önceden onları küçültecek bir mutasyon o canlı için külli zararken, bu yeni ortamda avantaj olmuştur.

Bu şu demektir: Ön ayaklarına ihtiyaç duymayan bir hayvan. Şimdi eğer bu hayvan ön ayaklarını kanada dönüştürecek ve köreltip yok edecek mutasyonlara sahipse, bunlar mümkünse, yeni doğal seleksiyon çevresinde, avcı olmayan yerde hangisi avantajlı olacaktır?

Hangisi avantajlı ise, hayvan ona göre ya körelmiş ön ayaklara sahip olabilecek, hatta dört ayağını da yitirip bir yılan gibi olabilecek, ya da kanatlanıp uçabilecektir. Bu, onun o anda hangi mutasyonlara sahip olabileceği ve doğal seleksiyonun hangisine yön vereceğine göre belirlenir.

Bu örnek evet, çok kaba. Ama şunu göstermeye yeterlidir. Canlının ihtiyacı olan, onlar olmadan üreme başarısı gösteremeyeceği ön ayaklarına öncelikle ihtiyacı kalmayacak ki, ya bunları kaybetsin, ya da bunlar kanada dönüşebilsin.

Ama insan olan senin, kollarına, ellerine ihtiyacın var. Bunlar öyle mucizevi bir mutasyonla kanada dönüşemez elbette. Önce senin bunlara ihtiyacın kalmayacak, çevre buna göre değişecek ki, sen de bunları kanada döndürebilesin.

İşte ilk dinozorlar. Bunların sürüngenlikten çıkmalarıyla birlikte, ön ayaklarla işleri kalmamış. Ve sonuç, kiminin ön ayakları körelmiş, T.Rex gibi güdük kollu şeyler olmuş. Kimisi ise bunları avının üstüne sıçramak için geliştirmiş: Velociraptor gibi tüylü, kanat benzeri kolları olmuş.

Bazı yaratılışçılar çıkıp diyorlar ki, “aman efenim bizim neden kanatlarımız çıkmıyor?”

Çünkü senin kollarına ihtiyacın var da ondan. Önce kollarına ihtiyacın kalkacak. Sonra bu kolları kanada dönüştürebilecek mutasyonların mümkün olacak. Ve doğal seleksiyon uygun olacak ki, kanada doğru bir adım atabileceksin. İşte bu yüzden kanatların yok. İşte o yüzden maymunlar konuşamıyor.

Yani maymunlar neden konuşamıyor? Çünkü maymunlar, şempanzeler vs. senin kadar sürüsüne muhtaç değil. Diğer yandan beyinlerinde konuşma için ayırabilecekleri nöronları yok. Yeni nöronları besleyecek metabolizmaları yok. İnsanlar yere inip zor koşullarda yaşamaya başlayınca, bir avantajları oldu. Daldan dala sıçramak dertleri yoktu, elleri, kolları boşta kaldı. Onlar da bunu alet yapmak için kullandılar. Taş aletle et yemeyi becerdiler. Taş aletler olmadan, insan yediği etten, harcadığından daha az enerji sağlar, külli zarardır. Ama ek enerji ve kolay protein sağlama avantajı, beyinlerini büyütecek metabolizmayı sağladı. Büyüyen beyinle birlikte, konuşmayı geliştirmek için gerekenler de sağlandı. Dişilerin seksüel seleksiyonunun, daha iyi konuşan, daha iyi anlaşan ve organize olan, böylece leopardan daha kolay kaçan, kurtulan yönünde olması ile, insanlar konuşmayı hızla geliştirebildiler.

Eğer biz ağaçlardan bir şekilde inmeseydik, konuşmak için harcayacak lüksümüz olamazdı, tıpkı şempanzeler gibi…

Anibal "

http://www.ateistforum.org/index.php/topic/37557-evrim-ve-tesaduf/

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 4 weeks later...

İlkin tavuk mu yumurtadan çıktı, yoksa yumurta mı tavuktan sorusuna, ülküsel bir bakış açısından yararlı olabir;

Japon yarışmacılar yumurta kabuğunu kırıp sarısıyla beraber dağıtmadan dolaba koydu, sonra civciv - tavuk çıktı.
Tavuk mu Yumurtadan, Yumurta mı Tavuktan Çıkar Paradoksunun Bilimsel Çözümü
Yanıt, yumurtadan civciv - tavuk çıkar.

tarihinde Engse Hohol tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...