Jump to content

Rıza sarraf abd'de tutuklandı!


Recommended Posts

Asrın liderimiz: Yolsuzluk dendiğinde şunu anlarım, devletin kasası soyuluyor mu, soyulmuyor mu? Devletin kasasından soyulan bir şey yok. Ayakkabı kutusundakiler Halkbank’tan soyulan para değildir.

Akp milletvekili Metin Külünk: 17 Aralık insanların günah işleme özgürlüğüne müdahaledir, Allah’ın hududuna müdahaledir.

Akp milletvekili Burhan Kuzu: İnternetteki ses kayıtları doğru bile olsa, inanan yok, millet memnun.

Jöleli danışman Yiğit Bulut: İnsan yolsuzluk yapabilir, hepimiz insanız ama, yolsuzluk yapıldı diye bunu hükümete yapıştırmaya çalışmak… İşte işin operasyon kısmı burası.

Toki bakanı Erdoğan Bayraktar: Ne yaptıysam başbakanın talimatıyla yaptım, başbakanın istifa etmesi lazım.

Oğlunun evinde altı büyük boy kasa yakalanan içişleri bakanı Muammer Güler: Oğlum biraz pintidir, işyerini kapatınca kasalarını da eve taşıtmış.

Ekonomi bakanı Zafer Çağlayan: Türkiye’nin şahlanışından rahatsız oldular, uzay gemisi yapmamızı engellemeye çalışıyorlar.

AB bakanı Egemen Bağış: Hediye Türk geleneğidir, bunlar beşeri ilişkilerdir.

TBMM yolsuzluk komisyonu üyesi Akp milletvekili Ayşe Türkmenoğlu: Bakanlarımız her şeyi kabul etseler bile, suç işlediklerine dair şüphe uyanmadı bende.

İlahiyatçı Hayrettin Karaman: Yolsuzluk başka şey, hırsızlık başka şeydir, yolsuzluğa hırsızlık demek dinen iftiradır.

İlahiyatçı Ali Rıza Demircan: Tapeleri dinlemek, o tapelere inanmak haramdır, o tapeleri dinleyenler dinimize göre yoldan çıkmıştır.

Çarşaflı yazar Emine Şenlikoğlu: Bugün biri sordu, o kaset doğru olsa ne derdin? Dedim ki, dindarlar zekatını yoksullara ulaştırmak için başbakana vermiş olabilir.

Kütüphanesindeki ayakkabı kutularında balya balya dolarlar yakalanan Halkbank genel müdürü: O paralar imam hatip yaptırmak içindi, hayırlara vesile olmak için yapılan bağışlardı.

Akp milletvekili Mehmet Metiner: Para dolu ayakkabı kutularını oraya polisler koydu.

Asrın liderimiz: Halkbank genel müdürünün dürüstlüğünden en ufak şüphem yok, olsa olsa saflığının kurbanı olmuştur.

Akil adam Etyen Mahçupyan: Yolsuzluklar palavra değil ama, Akp seçmeni rasyonel bir tercih yaptı.

Akit yazarı Abdurrahman Dilipak: Yolsuzluk yok demiyorum ama, halk kirli oyunun farkına vardı, Ak Parti’ye sahip çıktı, selam ve dua ile.

Havuzcu müteahhit Nihat Özdemir: Evet, 100 milyon dolar verdim ama, borç verdim.

Milletin orasına koyacağını izah eden havuzcu müteahhit Mehmet Cengiz: Bu cümlelerimi millete bir hakaret olarak sunmaları, şahsımı kamuoyu önünde itibarsızlaştırma faaliyetinin bir parçasıdır.

Abdullah Gül’ün gazetecisi Fehmi Koru: Tayyip Erdoğan’ın kendisine ait olmayan bir paraya tamah edeceğine asla inanmam, isterseniz saf deyin bana, inanmam.

Bilim bakanı Fikri Işık: Teknik incelemeyi gerektirmeyecek kadar açık bir montaj olduğu ortada… Ben o ses kayıtlarını dinlediğimde montaj olduğunu hissettim.

Zafer Çağlayan’ın tutuklanan oğlu Kaan: Rıza Sarraf düğünüme geldi, sağolsun, eşinin sahne almasına rağmen sadece sahne masrafını talep ettiler, onun dışında ücret talep etmediler, kendisi sadece dostluğunun gereği olarak bana bir takım elbise almıştı, beğendiğim bir valizi hediye etmişti, hepsi bu.

Tutuklanıp idama mahkum edilmeden önce İran basınına konuşan Babek Zencani: “Tayyip Erdoğan’ın liderliğine olan güvenim nedeniyle Türkiye’de yatırım yaptım, şirketler kurdum, bir Müslüman olarak Tayyip Erdoğan’la gurur duyuyorum.

Yandaş televizyon A Haber’e konuşan Rıza Sarraf: 200 ton altın ihraç edip, Türkiye’ye 25 milyar lira gelir sağladım, cari açığın yüzde 15’ini tek başıma ben kapattım.

Asrın liderimiz: Rıza Sarraf ülke ekonomisine katkısı olan biridir, hayırseverdir.

....


Yilmaz Özdil





Fotoğraf arşivde.


Reza Zarrab, bir plaket töreninde protokolün ön safında duruyordu. Yanında şarkıcı eşi Ebru Gündeş vardı. Ebru Gündeş’in yanında, o sırada Başbakan eşi olan Emine Erdoğan ve onun yanında Bakan Egemen Bağış’ın eşi Beyhan Bağış duruyordu. Beyhan Bağış’ın yanında orduya zırhlı araç satan ve aynı zamanda medya patronu olan Ethem Sancak dikilmişti. Ethem Sancak’ın yanında dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler’in eşi Neval Güler vardı. Bu fotoğraf çekildikten sonra Emine Erdoğan, Reza Zarrab’a plaket verdi. Reza Zarrab, Emine Erdoğan’ın başkanı olduğu derneğe yüklü bir para bağışı yaptığı için bu plaketi veriyordu. Reza Zarrab plaketini alıp arka planda duran protokol koltuğuna oturdu. Yanında AKP iktidarının konut kralı Ali Ağaoğlu oturuyordu. Ali Ağaoğlu’nun yanında dönemin Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar vardı. Onun yanında dönemin Spor Bakanı Suat Kılıç ve Kılıç’ın yanında da dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan oturuyordu. Başbakan, Pakistan gezisi dönüşünde Reza Zarrab için “hayırsever bir işadamı” demişti.

....


Necati Dogru
tarihinde poiuz tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Halk Bankası üzerinden yürüyen Türkiye-Iran ticareti, batının tamamen keyfi ve hukuksuz şekilde koyduğu ambargoyu delmişti. Batının her yaptığı doğru değildir. İran'a ekonomik ambargo, kifayetsiz muhteris ve şımarık İsrail'in kaprislerinin sonucudur. Başta Almanya olmak üzere batılı ülkeler zaten bu ambargonun arkasından dolanarak Iran ile ticaret yapmaktaydı. Doğrusu da budur zaten. Şımarık İsrail'in kaprisleri bu kadar önemli sonuçlar doğurmamalıdır.

Açık konuşacağım. Bir Türk ve yurtsever solcu olarak, AKP'nin Iran ile yürütmüş olduğu ticareti alkışlıyorum. Ben iktidarda olsam aynısını yapmak isterdim.

Ancaaak. O ticaret esnasında ortada dönen kayıtsız ve denetimsiz paranın bu kadar hoyratça yağmalanması zurnanın zırt dediği yer olmuştur. B

Aynen

Link to post
Sitelerde Paylaş

İddianamede 5-6 kişinin Rıza ile bağlantısı olduğu yazıyormuş ama isimler açıklanmamış..O isimler arasında Tayyip varsa,bakın siz curcunaya :D

Yaşar Okuyan dün ulusal kanalda fena dalga geçti..''Ankara'da millet ishal olmuş'' filan dedi :D

İmalı bir şekilde şunu demek istedi;

Rıza tutuklanınca Tayyip ishal oldu :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben abd nin haz etmediği durumun Atatürkçülük olduğunu düşünüyorum. Türkiyede her kim ilkelerle ilgili bir adım atarsa mesela laiklik ona karşı uzun vadeli dış politika gerçekleştirdiler, ılıman islam gibi.

Hani şu cemaatin ve liboşların çok övdüğü akp nin ilk yılları varya. Ne oldu o zamanlar? Ne kadar devlet kurumumuz varsa satıldı. Terör başladı. Ulusalcılar mitingler yaptı ve ergenekon davalarını gördük. O zamanlar abd nin ne kadar hoşuna gitmişiz kim bilir.

Ne zaman cemaatle ters düştüler, o zaman akp uyandı. Politikaları değişti. Terörle mücadele etmeye başladılar. Cemaati temizlemeye başladılar. Tekrar yavaş yavaş eski ilkelere dönmeye başladılar. Ve kendi hallerine bırakırsak halkçılık, cumhuriyetçilik gibi kurucu ilkelerimize doğru gidecekler. Buna mecburlar. Çünkü tecrübe ettiler. Ancak bunlarla bu cihanda var olabileceğimizi göreceklerdi.

Ama Atürkçülüğe dönmek ve abd mümkün değil! Bu terör olaylarını ve ülkedeki kaosu tarihten silmek istedikleri Atatürk olarak görüyorum.

Zarraf bir kere bir Türk vatandaşı. Abd dolandırılmış mı? Hemen abd li bir kaç iş adamını bence tutuklayalım. Dış politika da kıssas esastır. Rusya iş adamlarımızı göz altına almıştı. ABD nin kanunlarının bizim iş adamlarımızı hapse atma yetkisini nerden buluyor. Suçlara Bakın? Hiç biri elle tutulur seyler değil. Abinin ulusal çıkarları için sadece kendi vatandaşını tutuklayabilir. O zaman şuan da abd de iş yapan tüm tüccarlarımız tehlike altında.

ABD nin bizi dolandırmadığı iş adamı varmı? Mesela bütün bu avn gibi kozmetik markaları yasa dışı sigortasız ev hanımlarına dergilerle satış yaptırıyor. 1990 dan beri borsada kaç tane yatırımcıları devalasyon yaşamamıza neden olan para giriş çıkışı yaptı? Hepsi incelensin.

Zarraf kendi rızası ile mi gitti? Zarraf ajan mı? Yada satın alınmış birimi? Bu durumda resmen bir dış tehdit ile karşı karşıyayız. Türkiyede gerçek suçlu var yok bunun bu durumda bir önemi yok ki. Bunu kullanarak şantaj mı yapılmak isteniyor. Mesela tekrar çözüm sürecine dönün yada eyalet sistemine geçin gibi.

Bence bu süreçte akp tarafındayım. Ve ülkenin bu abd nin hukuksuz tavrını hukuki görmesini, pısırıkça sinmiş psikolojisi ile hareket etmesini anlamıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu adam Amerika'da tutuklanacağını bile bile neden gitti oraya bunun cevabı önemli???

Reza Zarrab'ın Amerika'ya girişi ile ilgili 'pürüz'ü 1 milyon dolar vererek ortadan kaldırmaya çalıştığı ancak rüşveti CIA ajanına verdiği iddia edildi.

Kaynak :

http://www.sozcu.com.tr/2016/gundem/reza-zarrabi-kandiran-amerikali-kim-1152765/

Link to post
Sitelerde Paylaş

Reza Zarrab'ın Amerika'ya girişi ile ilgili 'pürüz'ü 1 milyon dolar vererek ortadan kaldırmaya çalıştığı ancak rüşveti CIA ajanına verdiği iddia edildi.

Kaynak :

http://www.sozcu.com.tr/2016/gundem/reza-zarrabi-kandiran-amerikali-kim-1152765/

bak buna inanırım. bu adamlar parayla insan satın almaya alışmış. böyle tiplerin düşüncesine göre herkesin ve herşeyin bir fiyatı vardır.
Link to post
Sitelerde Paylaş

bak buna inanırım. bu adamlar parayla insan satın almaya alışmış. böyle tiplerin düşüncesine göre herkesin ve herşeyin bir fiyatı vardır.

Reza'yı şu an deşiyorlar ucu Tayyib'e dayanırsa neler olur, tahmin bile edemiyorum. Herhalde çanlar Tayyip için çalıyor :)

tarihinde Refleks07 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu adam neymiş böyle ortağı Babek İranı dolandırıyor? Kendisi ise ABD yi!.ABD yi nasıl dolandırıyor? ABD nin herhangi bir bakanlığıyla ihaleyemi girmiş? Nasıl bir ihale?Neden hakkında dava açıldığını bildiği halde ABD ye gidiyor? SAVAK tanmı kaçıyor?

Diğer taraftan Babek Zencafi ile Sarrafın ortak olduğu söyleniyor. İrana konan Ticari ambargoyu delmişler.! O zaman İranın Zencafiye ölüm cezası değil Madalya vermesi gerekirdi?

Ben hiç bir şey anlayamadım doğrusu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu adam neymiş böyle ortağı Babek İranı dolandırıyor? Kendisi ise ABD yi!.ABD yi nasıl dolandırıyor? ABD nin herhangi bir bakanlığıyla ihaleyemi girmiş? Nasıl bir ihale?Neden hakkında dava açıldığını bildiği halde ABD ye gidiyor? SAVAK tanmı kaçıyor?

Diğer taraftan Babek Zencafi ile Sarrafın ortak olduğu söyleniyor. İrana konan Ticari ambargoyu delmişler.! O zaman İranın Zencafiye ölüm cezası değil Madalya vermesi gerekirdi?

Ben hiç bir şey anlayamadım doğrusu.

benim anladığım, suçlama ambargoyla ilgili. finans cihadı. ABD devleti ile bir ticaret yaptığını duymadım.
Link to post
Sitelerde Paylaş
Sizleri; suçlu değil, suç üzerinden tartışmaya davet ediyorum.

Reza Zarrab’ın ABD’de tutuklanması “bizim mahalle”de bayram havası estirdi.

Anlıyorum. Bunun nedeni, Türkiye’deki adaletsizliğe isyan.

Fakat bu duygusal tepki, hakikati gören bilincimizi esir almamalı.

Şunu demek istiyorum:

Reza Zarrab Türkiye’de -rüşvetler vs. dağıtarak- suç işlemiştir.

Peki, Reza Zarrab ABD’de tutuklanacak kadar bu ülkede ne suç işlemiştir?

Toplam 75 yıl hapis cezası istemiyle yargılanacak.

Suçu ne?..

İşin özünde; -yok karapara aklanmasıydı, yok hayali şirketler kurmasıydı gibi hukuki sebepler öne sürülse de, asıl neden siyasidir: ABD’nin İran’a uyguladığı ambargoyu delmektir!

Tartışmamız gereken bu değil midir?..

Davayı yürüten Hint asıllı Amerikalı savcı Preet Bharara’ya ülkemiz sosyal medyasından güzellemeler yapılıyor! İyi de şunu sorgulamamız gerekmiyor mu:

Savcı Bharara, ABD’nin emperyalist çıkarları için siyasi bir dava açmıyor mu?

Reza Zarrab’a tepkimiz nedeniyle bu çıplak gerçeği görmezlikten mi geleceğiz?

Birbirine karıştırmayınız:

Cemaat’in savcısı Celal Kara’nın -niyeti siyasi olsa da- Reza Zarrab hakkında hazırladığı dosyada gerçekler yazıyordu.

ABD’nin savcısı Preet Bharara’nın -niyeti hukuki olsa da- Reza Zarrab hakkında hazırladığı dosya tamamen siyasidir.

Evet, Reza Zerrab Türkiye’de suçludur.

ABD’de ne için suçludur; bunu tartışmamız gerekiyor.

İzin veriniz şu hatırlatmayı yapayım…


Haydutun suçu


Bir ülke düşünün… Ki adı, ABD’dir.

Kendini dünyanın sahibi sanıyor ve “haydutluk” yapıyor. Örneğin, çıkarına uymayan bir ülkeye zorla ambargo uygulatıyor. Belki unuttunuz, yazmalıyım:

ABD, petrol ve doğalgaz zengini İran’ı hep avucunda tutmak istedi.

- Muhammed Musaddık’ın başbakanlığı döneminde (1951-1953) İran petrolü millileştiriliyor ve hemen ardından bu ülkeye ambargo dayatılıyor! Ardından ABD destekli Ajax Operasyonu ile Musaddık devriliyor. Ambargo kalkıyor.

- İran İslam Devrimi oluyor; başta petrol olmak üzere ABD şirketleri kovuluyor; ambargo dayatılıyor! (Rehineler krizi bitip ambargonun kalkmasına rağmen, ABD el koyduğu İran’ın 12 milyar dolarını iade etmemesi “haydutluğuna” örnektir!)

- Irak Ordusu, İran’a saldırıyor; saldırıya uğrayan İran’a ambargo dayatılıyor. (Ambargoya rağmen ABD’nin, el altından İran’a silah satması (İrangate) ya da ABD Enerji Dairesi’nin gizlice İran’dan petrol alması gibi olaylara girmeyeyim!)

- İran; silah alımını ABD dışındaki ülkelerden yapıp, nükleer sanayi çalışmalarına başlayınca, İran-Libya Yaptırımlar Yasası (ILSA) olarak bilinen kararlar alarak -kimi Avrupa ülkeleri ve Japonya’nın muhalefetine rağmen- ambargoyu dayattı.

ABD, kimi zaman ambargoyu hafifletse de Ahmedinejat döneminde sıkılaştırdı.

İran, ambargoyu kaldırtmak için elinden geleni yaptı. Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nı nükleer faaliyetlerini incelemek için ülkeye davet etti. Tüm olumlu raporlara rağmen ABD geri adım atmadı. İran’ın nükleer faaliyetlerini içeren dosyayı BM Güvenlik Konseyi’ne götürdü. Tıpkı bir dönem Saddam döneminde Irak’a yaptırdığı gibi zorla BM’den ambargo kararı çıkarttı.

Detaya girmeyeyim…

2006’da İran Sadırat Bankası (sonra Tovsia-Sadırat Bankası), 2007’de İran Sepah Bankası ve 2011’de İran Merkez Bankası ambargo kapsamına alındı. Bazı İranlı iş adamlarının yurt dışındaki banka hesapları bloke edildi. İranlı bazı şirketlerin yurt dışı faaliyetleri durduruldu. Vs.

İşte…

Babek Zencaniler, Reza Zarrablar bu koşullarda ortaya çıktı…


Erdoğan ABD’ye gidecek mi


Hiç kafanız karışmasın:

Babek Zencani suçlu mu?

İran mahkemesi tarafından petrol satışından kazandığı parayı devlete 2.8 milyar dolar eksik teslim ettiği gerekçesiyle 6 Mart 2016’da idam cezasına çarptırıldı.

İran ambargoyu, -Babek Zencani, Reza Zarrab gibi kişilerle- örtülü faaliyetlerle delmek istedi. Ve; her yerde olduğu gibi kimileri sadece kendi cebine çalıştı. Babek bunlardan biriydi.

2008 yılında Türkiye’ye gelen Reza Zarrab hakkında İran’da açılmış soruşturma yok. Türkiye’de yargılandı ama siyasi iktidar/”yürütme” tarafından kurtuldu.

Ama ABD’de tutuklandı. Yanıtını aradığımız soru da budur; Reza Zarrab’ın ABD’deki suçu ne?

Bu dava siyasi dava ise hedefte kim var: İran mı?.. Yoksa Türkiye mi?..

ABD’nin İran’a uygulattığı ambargo 16 Ocak 2016 günü resmen kalktı. Yani ABD, İran ile anlaştı. Buna rağmen ABD’nin, “ambargoyu deldi” diye Reza Zarrab’ı tutuklaması size “tuhaf” gelmiyor mu? İşin içinde iş yok mu?

Washington’ın en güçlü lobi örgütlerinden İsrail yanlısı AIPAC, 47 ABD milletvekilinin desteğiyle Obama’ya gönderdikleri mektupta, “İran’a altın transferinde aktif olarak bulunan Halkbank’ın kara listeye alınmasını bekliyoruz” dediler.

Yani… Mesele salt ayağıyla tıpış tıpış ABD’ye giden Reza Zarrab değildir. Dava siyasidir. Hedefi büyüktür.

Asıl merakım:

Sakın Savcı Bharara, 29 Mart 2016’da ABD’ye gidecek Erdoğan’ı tutuklamasın!?

İngiliz polisi -Yargıç Baltasar Garzon’un isteğiyle-; hastalığı nedeniyle ülkelerine gelmiş -bir dönem kullandıkları- Şilili faşist diktatör Pinochet’i Londra’da tutuklayıp cezaevine koyuvermişti!

Öyle ya…

Emperyalistlerin siyasi desteklerine güven olmaz; gün gelir satıverirler…


Soner yalcin




Dip Not

Iranin diz cökmesinin en büyük nedeni batinin bu bankalara ambargo uygulamalari ve bankalar sisteminden cikarmalari olmustur.

Bati bunu Kirim Krizinde de yapmayi düsünmüstür ama "önemli" bir rus isadaminin bunun bir "savas nedeni" olacagini söylemesiyle bati Putinden cekinmis ve bu fikirden sonra vazgecmistir.

ISIDin para girislerini önlemek icin de ayni yöntem düsünülmüstür. Bilin bakalim buna kim karsi cikmistir...

Beşşar Esad!!!

Bu haberi okudugum zaman Putin Esadin arkasindaydi ve bati Putinden cekindiginden böyle bir önlem almaktan korkuyordu.
Link to post
Sitelerde Paylaş
Sizleri; suçlu değil, suç üzerinden tartışmaya davet ediyorum.
Reza Zarrab’ın ABD’de tutuklanması “bizim mahalle”de bayram havası estirdi.
Anlıyorum. Bunun nedeni, Türkiye’deki adaletsizliğe isyan.
Fakat bu duygusal tepki, hakikati gören bilincimizi esir almamalı.
Şunu demek istiyorum:
Reza Zarrab Türkiye’de -rüşvetler vs. dağıtarak- suç işlemiştir.
Peki, Reza Zarrab ABD’de tutuklanacak kadar bu ülkede ne suç işlemiştir?
Toplam 75 yıl hapis cezası istemiyle yargılanacak.
Suçu ne?..
İşin özünde; -yok karapara aklanmasıydı, yok hayali şirketler kurmasıydı gibi hukuki sebepler öne sürülse de, asıl neden siyasidir: ABD’nin İran’a uyguladığı ambargoyu delmektir!
Tartışmamız gereken bu değil midir?..
Davayı yürüten Hint asıllı Amerikalı savcı Preet Bharara’ya ülkemiz sosyal medyasından güzellemeler yapılıyor! İyi de şunu sorgulamamız gerekmiyor mu:
Savcı Bharara, ABD’nin emperyalist çıkarları için siyasi bir dava açmıyor mu?
Reza Zarrab’a tepkimiz nedeniyle bu çıplak gerçeği görmezlikten mi geleceğiz?
Birbirine karıştırmayınız:
Cemaat’in savcısı Celal Kara’nın -niyeti siyasi olsa da- Reza Zarrab hakkında hazırladığı dosyada gerçekler yazıyordu.
ABD’nin savcısı Preet Bharara’nın -niyeti hukuki olsa da- Reza Zarrab hakkında hazırladığı dosya tamamen siyasidir.
Evet, Reza Zerrab Türkiye’de suçludur.
ABD’de ne için suçludur; bunu tartışmamız gerekiyor.
İzin veriniz şu hatırlatmayı yapayım…
Haydutun suçu
Bir ülke düşünün… Ki adı, ABD’dir.
Kendini dünyanın sahibi sanıyor ve “haydutluk” yapıyor. Örneğin, çıkarına uymayan bir ülkeye zorla ambargo uygulatıyor. Belki unuttunuz, yazmalıyım:
ABD, petrol ve doğalgaz zengini İran’ı hep avucunda tutmak istedi.
- Muhammed Musaddık’ın başbakanlığı döneminde (1951-1953) İran petrolü millileştiriliyor ve hemen ardından bu ülkeye ambargo dayatılıyor! Ardından ABD destekli Ajax Operasyonu ile Musaddık devriliyor. Ambargo kalkıyor.
- İran İslam Devrimi oluyor; başta petrol olmak üzere ABD şirketleri kovuluyor; ambargo dayatılıyor! (Rehineler krizi bitip ambargonun kalkmasına rağmen, ABD el koyduğu İran’ın 12 milyar dolarını iade etmemesi “haydutluğuna” örnektir!)
- Irak Ordusu, İran’a saldırıyor; saldırıya uğrayan İran’a ambargo dayatılıyor. (Ambargoya rağmen ABD’nin, el altından İran’a silah satması (İrangate) ya da ABD Enerji Dairesi’nin gizlice İran’dan petrol alması gibi olaylara girmeyeyim!)
- İran; silah alımını ABD dışındaki ülkelerden yapıp, nükleer sanayi çalışmalarına başlayınca, İran-Libya Yaptırımlar Yasası (ILSA) olarak bilinen kararlar alarak -kimi Avrupa ülkeleri ve Japonya’nın muhalefetine rağmen- ambargoyu dayattı.
ABD, kimi zaman ambargoyu hafifletse de Ahmedinejat döneminde sıkılaştırdı.
İran, ambargoyu kaldırtmak için elinden geleni yaptı. Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nı nükleer faaliyetlerini incelemek için ülkeye davet etti. Tüm olumlu raporlara rağmen ABD geri adım atmadı. İran’ın nükleer faaliyetlerini içeren dosyayı BM Güvenlik Konseyi’ne götürdü. Tıpkı bir dönem Saddam döneminde Irak’a yaptırdığı gibi zorla BM’den ambargo kararı çıkarttı.
Detaya girmeyeyim…
2006’da İran Sadırat Bankası (sonra Tovsia-Sadırat Bankası), 2007’de İran Sepah Bankası ve 2011’de İran Merkez Bankası ambargo kapsamına alındı. Bazı İranlı iş adamlarının yurt dışındaki banka hesapları bloke edildi. İranlı bazı şirketlerin yurt dışı faaliyetleri durduruldu. Vs.
İşte…
Babek Zencaniler, Reza Zarrablar bu koşullarda ortaya çıktı…
Erdoğan ABD’ye gidecek mi
Hiç kafanız karışmasın:
Babek Zencani suçlu mu?
İran mahkemesi tarafından petrol satışından kazandığı parayı devlete 2.8 milyar dolar eksik teslim ettiği gerekçesiyle 6 Mart 2016’da idam cezasına çarptırıldı.
İran ambargoyu, -Babek Zencani, Reza Zarrab gibi kişilerle- örtülü faaliyetlerle delmek istedi. Ve; her yerde olduğu gibi kimileri sadece kendi cebine çalıştı. Babek bunlardan biriydi.
2008 yılında Türkiye’ye gelen Reza Zarrab hakkında İran’da açılmış soruşturma yok. Türkiye’de yargılandı ama siyasi iktidar/”yürütme” tarafından kurtuldu.
Ama ABD’de tutuklandı. Yanıtını aradığımız soru da budur; Reza Zarrab’ın ABD’deki suçu ne?
Bu dava siyasi dava ise hedefte kim var: İran mı?.. Yoksa Türkiye mi?..
ABD’nin İran’a uygulattığı ambargo 16 Ocak 2016 günü resmen kalktı. Yani ABD, İran ile anlaştı. Buna rağmen ABD’nin, “ambargoyu deldi” diye Reza Zarrab’ı tutuklaması size “tuhaf” gelmiyor mu? İşin içinde iş yok mu?
Washington’ın en güçlü lobi örgütlerinden İsrail yanlısı AIPAC, 47 ABD milletvekilinin desteğiyle Obama’ya gönderdikleri mektupta, “İran’a altın transferinde aktif olarak bulunan Halkbank’ın kara listeye alınmasını bekliyoruz” dediler.
Yani… Mesele salt ayağıyla tıpış tıpış ABD’ye giden Reza Zarrab değildir. Dava siyasidir. Hedefi büyüktür.
Asıl merakım:
Sakın Savcı Bharara, 29 Mart 2016’da ABD’ye gidecek Erdoğan’ı tutuklamasın!?
İngiliz polisi -Yargıç Baltasar Garzon’un isteğiyle-; hastalığı nedeniyle ülkelerine gelmiş -bir dönem kullandıkları- Şilili faşist diktatör Pinochet’i Londra’da tutuklayıp cezaevine koyuvermişti!
Öyle ya…
Emperyalistlerin siyasi desteklerine güven olmaz; gün gelir satıverirler…
Soner yalcin
Dip Not
Iranin diz cökmesinin en büyük nedeni batinin bu bankalara ambargo uygulamalari ve bankalar sisteminden cikarmalari olmustur.
Bati bunu Kirim Krizinde de yapmayi düsünmüstür ama "önemli" bir rus isadaminin bunun bir "savas nedeni" olacagini söylemesiyle bati Putinden cekinmis ve bu fikirden sonra vazgecmistir.
ISIDin para girislerini önlemek icin de ayni yöntem düsünülmüstür. Bilin bakalim buna kim karsi cikmistir...
Beşşar Esad!!!
Bu haberi okudugum zaman Putin Esadin arkasindaydi ve bati Putinden cekindiginden böyle bir önlem almaktan korkuyordu.

Teşekkürler poiuz. Bayağı doyurucu yazmış Soner Yalçın

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu adam bence abdye obama ile konusmaya gitti. Nukleer muzakkere felan hikaye, bizim nukleer tecrubemiz yok ki. Tapelere takilmayayim, gidip yuzyuze bu olayi ortbas etmeye calisayim mantiginda oldugunu dusunuyorum. Cunku kacirilan paralar icin Turkiye'ye yuklu miktarda tazminat odetebilirler, bu para cok buyuk. Insanlarin tayyibe guvenini de sarsar, en azindan benim fikirlerim bu yonde, belki sarsmaz da, malum insanimiz "caliyorsa da calisiyor kardesim yol yapiyor, kopru, metrobus yapiyor" diyor. Millet olarak bizi zor gunler bekleyebilir..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Amerika'nın üçüncü bir ülke aldığı için kendi başına aldığı kararlar bizi bağlamaz ama BM'in aldığı kararlar bağlar (detaylar için: https://en.wikipedia.org/wiki/List_of_United_Nations_resolutions_concerning_Iran). BM'nin kararları bizi bağlar ama bugüne kadar Türkiye'ye herhangi bir yaptırım yapılmamasının tek nedeni Türkiye'nin Nato üyesi olması ve önemidir.

Türk vatandaşları olarak bizi esas bağlaması gereken şey Iran ile yapılan ticaret değildir, bu ticaret vasıtası ile devlet büyükleri tarafından alınan inanılmaz miktarlardaki rüşvetlerdir. Rüşvet alan devlet büyükleri sadece birilerinin önüne yatmakla kalmazlar, Türkiye'nin düşmanları tarafından kullanıma da açılmış olurlar. Zencani'nin ifadelerine göre Türkiye'de dağıtılan rüşvet 8 milyar doların üstündedir. Bu paraların bir bölümü AK hırsızlara giderken, önemli bir bölümü çamur medyanın finansmanına, bir bölümü ülkeyi Islamlaştırmaya harcanmaktadır.

Bu konu bağımsızlık konusu falan değildir, tam tersine - birilerine bağımlı hale gelip ülkeyi faşizan bir rejime götürmek zorunda kalan hırsız itlerin temizlenmesi konusudur. Biz temizleyemedik, umarım başkaları temizler. Eğer onlarda temizleyemezlerse bu ülke önce iç savaş, sonrasında bombalanarak yok edilme riski taşımaktadır.

tarihinde gokmavi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...