Tremor 0 Oluşturuldu: Mart 26, 2016 Raporla Share Oluşturuldu: Mart 26, 2016 Oksimoron bir kavram olduğu açık..yani kendi içinde çelişen ve tutarsız.. Sonucunu bildiğin bir projeyi hazırlamak kadar saçma.. Heyacansız,özverisiz,dangalakça bir işlem.. 7-0 kazanacağınızın kesin olduğu bir maça antreman yapıp hazırlanmak kadar saçma.. Adem ve Havva'nın yasak elmayı yiyeceğini bilmek ama yinede teste tabi tutmak gibi! Link to post Sitelerde Paylaş
kirec 0 Mart 26, 2016 gönderildi Raporla Share Mart 26, 2016 gönderildi gelecek bilinemez zaten... Kimse bilemez... Tanrı bile... Link to post Sitelerde Paylaş
bir_akil_insan 0 Mart 26, 2016 gönderildi Raporla Share Mart 26, 2016 gönderildi gelecek bilinemez zaten... Kimse bilemez... Tanrı bile... o zaman bu nasıl bir tanrı? tanrınızın iradesinden bağımsız irade vardır diyorsunuz. Bu irade nereden geliyor? Bunu kim yaratıyor? Söz geçiremeyeceği iradeyi yaratan bir tanrıya inanıyorsunuz, öyle mi? Link to post Sitelerde Paylaş
malta erigi 0 Mart 26, 2016 gönderildi Raporla Share Mart 26, 2016 gönderildi (düzenlendi) o zaman bu nasıl bir tanrı? tanrınızın iradesinden bağımsız irade vardır diyorsunuz. Bu irade nereden geliyor? Bunu kim yaratıyor? Söz geçiremeyeceği iradeyi yaratan bir tanrıya inanıyorsunuz, öyle mi? o zaman bu nasıl bir tanrı? tanrınızın iradesinden bağımsız irade vardır diyorsunuz. Bu irade nereden geliyor? Bunu kim yaratıyor? Söz geçiremeyeceği iradeyi yaratan bir tanrıya inanıyorsunuz, öyle mi? gerçekten de böyle bir inanış var. tarihini bilmiyorum, ben yeni öğrendim. bir tanrının evreni yarattığını ama evrenin tanrının kontrol edemeyeceği kadar büyüdüğünü ve tanrının etkisiz kaldığını söylüyorlar. insanlar illa bi tanrı olsun diye neden bu kadar irdeleyip yırtınıyor anlamak mümkün değil. Mart 26, 2016 tarihinde malta erigi tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
bir_akil_insan 0 Mart 26, 2016 gönderildi Raporla Share Mart 26, 2016 gönderildi gerçekten de böyle bir inanış var. tarihini bilmiyorum, ben yeni öğrendim. bir tanrının evreni yarattığını ama evrenin tanrının kontrol edemeyeceği kadar büyüdüğünü ve tanrının etkisiz kaldığını söylüyorlar. insanlar illa bi tanrı olsun diye neden bu kadar irdeleyip yırtınıyor anlamak mümkün değil. Varlıklarına anlam arıyorlar. Tanrı yoksa, ben neden varım sorusunun yanıtını bulamıyorlar. Sorunun yanıtı oldukça açık ve nettir: bir insan, anne ve babası çiftleştiği için vardır. Evrim kafada oturmayınca, yalnızca bir çiftleşmenin ürünü olmalarını bir türlü anlayamıyor ya da kabul edemiyorlar. Bu yüzden, onlar için: çöpten de olsa, çamurdan da olsa bir tanrı olmalı. Yanlış sorulara yanıt arayıp kafayı yiyen zavallılar bunlar. Link to post Sitelerde Paylaş
NonTime 0 Mart 27, 2016 gönderildi Raporla Share Mart 27, 2016 gönderildi Hayır olabilir. Geleceği bilse de başlatabilir ya da otonom gelişmesini sağlayabilir vakaların. Antropomorfik düşünüyorsunuz. Tanrı o. Var olana benzemez. Tahtta oturan bir insan değil Tanrı zaten. Siz cidden çok basit düşünüyorsunuz yahu. Tanrı için bahsettiğiniz engeller yok. O her şeye egemendir zaten. Yani kalıplar yok öyle. Ben bile çok şüpheci olduğum halde, hakikati biraz olsun idrak edince deist oldum. Link to post Sitelerde Paylaş
malta erigi 0 Mart 27, 2016 gönderildi Raporla Share Mart 27, 2016 gönderildi (düzenlendi) Hayır olabilir. Geleceği bilse de başlatabilir ya da otonom gelişmesini sağlayabilir vakaların. Antropomorfik düşünüyorsunuz. Tanrı o. Var olana benzemez. Tahtta oturan bir insan değil Tanrı zaten. Siz cidden çok basit düşünüyorsunuz yahu. Tanrı için bahsettiğiniz engeller yok. O her şeye egemendir zaten. Yani kalıplar yok öyle. Ben bile çok şüpheci olduğum halde, hakikati biraz olsun idrak edince deist oldum.biz çok basit düşünüyorsak, sen bize şu sofistike düşünce şeklini bi anlat hele. engelleri, sınırları olmayan ve herşeye egemen olan bir tanrı olabileceği fikrine nereden kapıldın?Ayrıca asıl antropomorfiyi yapanlar, senin gibi "sanatlı pilot kalem varsa, bunu yapan bir sanatçı var" diyenler. Mart 27, 2016 tarihinde malta erigi tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
kirec 0 Mart 27, 2016 gönderildi Raporla Share Mart 27, 2016 gönderildi gelecek bilginin konusu değildir... Mesela henüz var olmayan bir şey görülebilir mi... Görmenin konusu olması için öncelikle var olması gerekir.... Var olmayan şeyi sonsuz görme kapasitesine sahip bir cihaz bile göremez... Link to post Sitelerde Paylaş
bir_akil_insan 0 Mart 27, 2016 gönderildi Raporla Share Mart 27, 2016 gönderildi gelecek bilginin konusu değildir... Mesela henüz var olmayan bir şey görülebilir mi... Görmenin konusu olması için öncelikle var olması gerekir.... Var olmayan şeyi sonsuz görme kapasitesine sahip bir cihaz bile göremez... Bilinen gelecekle ilgili iki örnek vereyim: - güneş tutulması, saniyesine kadar biliniyor. - gök cisimlerinin gelecekteki yerleri - tam olarak nerede ve hangi yüzü nereye bakar durumda olduğu hesaplanan asteroide tam da istenilen noktada iken istenilen yerine bir araç indirildi- Bunlar, işin içindeki parçaların hepsinin verilerine sahip olunduğu için, geleceğin hesaplanabilmesinden kaynaklanır. Siz ise: insan, eldeki verilere göre hesap yapabilirken, evrendeki her en küçük maddeyi bilerek ve isteyerek yaratmış bir tanrı, bu maddelerin bilgisini kullanarak hesap yapabilmekten acizdir diyorsunuz. Herüz var olmayan bir şey bilinemiyorsa, uyduruk tanrınız neyi, neye göre yaratıyor? Uyduruk tanrınız, geleceği bilmekten acizse, nasıl insan vb yaratabiliyor? Yarattığının bir insan olacağını nereden biliyor? Yarattığının bir iradesi vb olacağını nereden biliyor? Yarattığı evrenin işleyeceğini nereden biliyor? Çalışıp çalışmayacağını bilmediği bir evreni nasıl yaratıyor? Bunca bilgiden aciz bir tanrının yarattığı evrenin de çalışabiliyor olması mümkün değildir. Bu durumda, uyduruk tanrınız evrenin işler durumda olabilmesi için epey bir mesai harcıyor demektir. Bu uyduruk tanrı, evrene bu kadar karışıyorken, ne işse, hiçbir bilimsel hesapta etkisi görünmüyor olması çok ilginçtir. Link to post Sitelerde Paylaş
kirec 0 Mart 27, 2016 gönderildi Raporla Share Mart 27, 2016 gönderildi hesaplamak tahmin etmek başka bilmek başka... Olan olaylar bilinir... Ama gelecek hakkında ancak hesap yapar tahmin edersin... hesaplar da hata payı olabilir tahminler bazen tutmayabilir... Ama olan olay hakkında bilgi kesindir... Gelecek hakkında söylediklerimiz bilgi değil bizim hesap plan yada tahminlerimizdir... Eğer olaylar böyle giderse şöyle olacaktır demek gibi... Bilgi varlığa ilişkindir... Nasıl ki duymak için bir ses olması gerekir... Henüz oluşmamış bir sesi sonsuz hassaslıktaki bir kulak bile duyamaz tabi tanrı da duyamaz... Link to post Sitelerde Paylaş
Tremor 0 Mart 27, 2016 gönderildi Yazar Raporla Share Mart 27, 2016 gönderildi (düzenlendi) gelecek bilinemez zaten... Kimse bilemez... Tanrı bile... Müslümanların tanrısı geleceği bildiğini iddia ediyor ama..Allah,kitabında cennet-cehennem de olacak dialogları eklemiş.Geleceği biliyor yani. Mart 27, 2016 tarihinde Tremor tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
kirec 0 Mart 27, 2016 gönderildi Raporla Share Mart 27, 2016 gönderildi çalışan kazanır yahut bu gün yediğin hurmalar yarın acayip tırmalar şeklindeki sözler geleceğin bilgisi değil olmuş olan olayların bilgisidir... Yani muhtemelen bizden önce yaşayanların hesapları görülmüş cennete cehennneme gitmişler .... Onların yaşadıklarını bize aktaran pasajlar olabilir... Link to post Sitelerde Paylaş
Adelia 0 Mart 27, 2016 gönderildi Raporla Share Mart 27, 2016 gönderildi Olmayan bir şeyin geleceğini bile bilmek imkansızdır.Bu yüzden de Kadiri mutlak ve alimi mutlak çöptür ! Ha ama kendinden bir şeyler yaratıysa bununla ilgili gelecek iddası yapabilen bir Tanrı olabilir.Tanrı ile ilgili en elle tutulabilir,mantıksal felsefe panteizim dir.Zorlama Tanrı arayışları içerisinde bence en tutarlısı budur. Link to post Sitelerde Paylaş
kirec 0 Mart 27, 2016 gönderildi Raporla Share Mart 27, 2016 gönderildi her var olan şeyi bilmek görmek duymak mümkündür... Fakat var olmayan şeyi bilmek görmek duymak mümkün değildir... Link to post Sitelerde Paylaş
yeterartık1 0 Mart 27, 2016 gönderildi Raporla Share Mart 27, 2016 gönderildi Tahtta oturan bir insan değil Tanrı zaten. hadi len ordan gerzek oku bakalım tanrı nasıl bir tahtta oturuyomus. 1- “Dün gece rüyâmda RABBİMİ GENÇ BİR DELİKANLI SÛRETİNDE gördüm. Altından yapılmış bir koltuk üzerindeoturuyordu. Başında altından bir tâc, iki ayağında altından nalinler vardı. (Krş. Tirmîzî, Tefsîr, Sad -38; İbn Hanbel, Müsned, V, 367; Dârimî, Sünen, Rüyâ, 12.) 2- Peygamberimiz (sav) buyurdu ki: "ALLAH BENİMLE GÖRÜŞTÜ VE EL SIKIŞTI. Elini iki omuzum arasına koydu; öyle ki PARMAKLARININ SOĞUKLUĞUNU İKİ GÖĞSÜM ARASINDA HİSSETTİM.” (Hanbel, 5/243) Link to post Sitelerde Paylaş
Tumagü 0 Mart 27, 2016 gönderildi Raporla Share Mart 27, 2016 gönderildi Bilgi varlığa ilişkindir elbette. Evrende yaşamın karmaşıklığı, herhangi bir tasarımcıya işaret eden varlık barındırmıyor, tabiki peygamberler hariç. Evreni yaratılabilecek hassas dengeden bahis açılacaksa, bundan önce tanrının kendisi hakkında, zaman ve mekan henüz ortada yokken, tanrı kendini nasıl yaratabildi bahsi açılır. Evrendeki yaşam dengesinin tanrısal bir zekadan çıkması gerektiğine inanmak için sebep yok. Kaldıki yaşam dengesinin çevre koşullarının bozulması nedeniyle insanlar, hayvanlar ve göçmen kuşlar, göç güzergahlarını ve ikametgahlarını değiştirmek zorunda kalıyorlar. Tanrısal zeka yaşam dengesini hassas seviyede kendi yaratmış olsaydı, insanların çevre koşullarını değiştirerek hassas dengesinin yıpranmasına seyirci kalır mıydı? Link to post Sitelerde Paylaş
bir_akil_insan 0 Mart 27, 2016 gönderildi Raporla Share Mart 27, 2016 gönderildi hesaplamak tahmin etmek başka bilmek başka... Olan olaylar bilinir... Ama gelecek hakkında ancak hesap yapar tahmin edersin... hesaplar da hata payı olabilir tahminler bazen tutmayabilir... Ama olan olay hakkında bilgi kesindir... Gelecek hakkında söylediklerimiz bilgi değil bizim hesap plan yada tahminlerimizdir... Eğer olaylar böyle giderse şöyle olacaktır demek gibi... Bilgi varlığa ilişkindir... Nasıl ki duymak için bir ses olması gerekir... Henüz oluşmamış bir sesi sonsuz hassaslıktaki bir kulak bile duyamaz tabi tanrı da duyamaz... İşte bunlar hep cehalet. Milyarlarca dolarlık araştırmaları hep tahminle yürütüyor zaten insanlar, evet. Maddenin kesin olarak bilinmesi, geleceğin de kesin olarak bilinmesidir. Sizin uyduruk tanrınız, evrendeki her maddeyi biliyorsa, geleceği de bilir. Geleceği bilmemesi için maddeyi bilmemesi gerekir. Tanrınızı maddeyi bilemez olarak mı uydurdunuz? Link to post Sitelerde Paylaş
Cilehane 0 Mart 27, 2016 gönderildi Raporla Share Mart 27, 2016 gönderildi (düzenlendi) Tanrı kendi geleceğini gerçekten biliyor olsaydı, kitaplarında bu saçmalıklarına yer vermezdi. Daha evrensel ve daha yüzeysel bir kitap yazardı ve kendi geleceğini bitirmezdi. Mart 27, 2016 tarihinde Cilehane tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
momentum 0 Mart 28, 2016 gönderildi Raporla Share Mart 28, 2016 gönderildi "Gelecek", bizim bir kuruntumuz. Bizim gelecek dediğimiz şey, uzay-zamanın başka bir boyutundan bakanlar için "şimdi" veya "geçmiş" olabilir. Herkes için geçerli tek bir zaman anı yoktur. Herkes, ayağının belli bir noktaya basması gibi, zamanın da belli bir anında durur. Hiç kimsenin an'ı bir diğerininki ile özdeş değildir: aralarndaki mesafeyi ışığı kat edeceği zaman farkı kadar fark vardır. Bizim gelecek dediğimiz şey, bir başkasının şimdi'sidir: yani aktüeldir, gerçektir, vardır ve yaşanmaktadır. Öyle kenarda bir yerde, gerçekleşmeyi bekleyen bir şey değildir. Hali hazırda gerçekleşmektedir, hatta başka bir uzay-zaman diliminde olanlar için gerçekleşmiştir, olmuş-bitmiştir. Biz güneşin görüntüsünü aldımız an'da, bu görüntü güneştekiler için 8 dakika önceki haldir. O an'a göre onlar, sekiz dakika ilerisidir ve biz bunun henüz ne olduğunu bilmiyoruz. Ama uzay-zamana dışarıdan bakmayı başarabilen biri bilir. Russell'in verdiği örneğe göre: Roma yollarının ana hatlarının uçaktan bakan biri tarafından daha iyi görülmesi gibi. Bunu görebilme pozisyonundan Laplace bahsetmiştir. Determinizm'in ilk bilimsel açıklamasını yapan Laplace. Ona göre zaman dışarıdan bakan bir yaratık, geçmiş ve geleceği aynı anda görebilir. Bu yaratık Daimon ya da Laplace'ın dev'i adıyla hala meşhurdur. Laplace ateist olduğu için en fazla Daimon'a kadar gitmiş, orada durmuştu. Ama bu görülebilirliğin pozisyonundan bahsetmesi açısından önemlidir onun Daimon'u. Yani, geleceği, geçmişi, şimdi'yi, tek bir anlıkta ya da ansızlıkta, görmenin bir açıklaması vardır. Gelecek, görülebilir bir şeydir, kesin. Özellikle Einstein'in teorilerinden sonra, zaman akışı denen şeyin bir ışık hızı fonksiyonu olduğunu, ışık hızının ötesine-berisine geçen bir faninin, zamanın da değişik boyutlarına geçeceğini biliyoruz. Tanrı mı geçemeyecek? Bir kere bizim gelecek diyerek kendimizi çektiğimiz şey, Tanrı için bir "gelecek" değil; bir "şimdi". İster Tanrı'ya bağla, ister bağlama; Tanrı isterse olsun, isterse olmasın, şu bir gerçek: Hem belirlenmiş, hali hazırda işleyen bir "gelecek" vardır. Hem de insan, eylemlerini özgür iradesiyle işler. Bu bir paradokstur, Tanrı olsa da olmasa da, bugün için bir paradoks. Biribiriyle çatışan iki gerçek bir aradadır. Bu konuda başka söylenecek bir şey yok, mevcut mantık sınırlamalarımız bakımından. Ben, çözenini görmedim şimdiye kadar. Bu konuyu burada defalarla tartıştık, sadece benim bildiğim, onuncu defadır yazıyorum. Herhalde haftaya tekrar gelir. Link to post Sitelerde Paylaş
kirec 0 Mart 28, 2016 gönderildi Raporla Share Mart 28, 2016 gönderildi henüz olmamış olaylar kimse tarafından bilinemez... Tanrı için de henüz olmamış olaylar vardır... Hepimiz için vardır... Bir yerlerde olmuş ama fotonu bize daha gelmemiş diye bizim için daha olmamış falan diye düşünmek kuruntudur... Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts