Jump to content

Tanrı'nın Var Olmadığının Kesin Kanıtı


Recommended Posts

Tanrı'nın bir seyi yaratabilmesi icin zamana ihtiyacı yoktur. Tanrı bir kronoloji içinde değildir.

Eylemleri bir zaman akışının içinde gerçekleşen varlık Tanrı değildir. Kendisiyle beraber bir zaman akışının sürekli olduğu, bu zaman akışının içinde öncesiz ve sonrasız olan varlık Tanrı değildir. Tanrı'nın öncesizliği-sonrasızlığı, önce ve sonra kavramlarından bağımsızlığını ifade eder: Tanrı'nın bütün zamanı bir sonsuz şimdi'dir. Tanrı'nın dil'inde gelmiş-gelecek zaman kipleri yoktur. Bizim dilimizde vardır.

Zaman da Tanrı tarafından yaratılmıştır. Tanrı'nın "..yaptı, etti, yarattı" şeklinde zaman kip'li ifadeler kullanması O'nun sorunu değil; başka bir dil ve mantık bulunmayan bizim sorunumuzdur.

Bu argüman, Tanrı'nın evreni yoktan mı yarattığı, yoksa yaratmadan önce varolan bazı temel maddelerden mi (hyle-heyula) şekillendirdiği yolundaki antik argümanın tekrarı.

Zamanın da maddeye bağımlı olduğu, uzay gibi bir boyut olduğu, madde yaratılmışsa onunda yaratılmış olduğu, çok yeni fikirler.

Bugüne kadar teolojilerin savunmakta en çok zorlandıkları zaman, kronoloji, yaratılış öncesi, kader, gelecek gibi en zor konuları açıklayacak bir düşünce tabanı sunmuştur.

Zamanın da yaratıldığını ve onun bir "sıfır anının" bulunduğunu söylemeye cesaret eden ilk bilimsel teoridir. Ondan önce, çünkü koskoca düşünce tarihinde zamanı bu şekilde analiz edebilen kabaca iki düşünür çıkmıştır: Hıristiyan teologu Augustin ile, İslam teologu Gazzali.

Görelilik teorisi ve kuantum teorisi, ateist-maddeci-pozitivist teoriler tarafından sevilmezler. Zamanı maddeye indirgedikleri, mistik çağrışımlar içerdikleri, evrene bir başlangıç önerdikleri, kader ve gelecek gibi javramlara taban sundukları için sevilmezler. Özellikle Marksist teorisyenler bundan nefret ederler ve ümit içinde yeni teoriler beklerler.

"Tanrı'nın her şeyi yoktan var ettiğini söyleyebilmek icin önce genel görelilik ya da göreliliğin genel kuramınını çürütmek", çok ters kurulmuş bir denklem, bu bakımdan.

Zamanın bile yaratldığını söylemekle bu teori, bazı klasik teologlardan bile daha yaratılışçı. Onlar bile, İslam ve Hıristiyan ilahiyatçılarından bazıları, zaman ve yoktan yaratılış konusunda kıvırmışlar, özellikle de zaman konusunda. Mesela, eğer zamanın bir başlangıcı varsa, onun da içinde olduğu bir başka, ana zaman akışı vardır, zamansızlık mümkün değildir, her şeyin bir akış içinde olması gerekir, diyenler olmuş.

Zamansızlığı, kronolojisizliği bize ilk kavratan, Einstein. Yaratılış ille de onun formülü içinde gerçekleşmiştir diye bir şey demiyorum, sonuçta bu da insan bilgisinin bir aşaması.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 144
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

​Evrim kuramı bir Tanrı'yı yok'lamaya yetmez. Evrim kuramını argüman edinerek de bir Tanrı savlanabilir pekala.

O Tanrı dinlerin Tanrı'sı olmaz, başka bir şey olur ve o noktadan sonra bilim değil felsefe işin içine girer.

Felsefe de çoğu ateist için kaygan zemindir çünkü karşıdaki kişi son derece farklı, hiç alışık olmadığımız Tanrı türevleriyle karşımıza çıkıp bizi evren dışına iter ve akla hiç uymayan tanımları tartışmaya zorlar.

Kısaca, evrimle birlikte bir Tanrı savlamak gayet mümkündür. Teologlar bunun için var.

tarihinde Türk Ateist- tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrı'nın bir seyi yaratabilmesi icin zamana ihtiyacı yoktur. Tanrı bir kronoloji içinde değildir.

Eylemleri bir zaman akışının içinde gerçekleşen varlık Tanrı değildir. Kendisiyle beraber bir zaman akışının sürekli olduğu, bu zaman akışının içinde öncesiz ve sonrasız olan varlık Tanrı değildir. Tanrı'nın öncesizliği-sonrasızlığı, önce ve sonra kavramlarından bağımsızlığını ifade eder: Tanrı'nın bütün zamanı bir sonsuz şimdi'dir. Tanrı'nın dil'inde gelmiş-gelecek zaman kipleri yoktur. Bizim dilimizde vardır.

Zaman da Tanrı tarafından yaratılmıştır. Tanrı'nın "..yaptı, etti, yarattı" şeklinde zaman kip'li ifadeler kullanması O'nun sorunu değil; başka bir dil ve mantık bulunmayan bizim sorunumuzdur.

Bu argüman, Tanrı'nın evreni yoktan mı yarattığı, yoksa yaratmadan önce varolan bazı temel maddelerden mi (hyle-heyula) şekillendirdiği yolundaki antik argümanın tekrarı.

Zamanın da maddeye bağımlı olduğu, uzay gibi bir boyut olduğu, madde yaratılmışsa onunda yaratılmış olduğu, çok yeni fikirler.

Bugüne kadar teolojilerin savunmakta en çok zorlandıkları zaman, kronoloji, yaratılış öncesi, kader, gelecek gibi en zor konuları açıklayacak bir düşünce tabanı sunmuştur.

Zamanın da yaratıldığını ve onun bir "sıfır anının" bulunduğunu söylemeye cesaret eden ilk bilimsel teoridir. Ondan önce, çünkü koskoca düşünce tarihinde zamanı bu şekilde analiz edebilen kabaca iki düşünür çıkmıştır: Hıristiyan teologu Augustin ile, İslam teologu Gazzali.

Görelilik teorisi ve kuantum teorisi, ateist-maddeci-pozitivist teoriler tarafından sevilmezler. Zamanı maddeye indirgedikleri, mistik çağrışımlar içerdikleri, evrene bir başlangıç önerdikleri, kader ve gelecek gibi javramlara taban sundukları için sevilmezler. Özellikle Marksist teorisyenler bundan nefret ederler ve ümit içinde yeni teoriler beklerler.

"Tanrı'nın her şeyi yoktan var ettiğini söyleyebilmek icin önce genel görelilik ya da göreliliğin genel kuramınını çürütmek", çok ters kurulmuş bir denklem, bu bakımdan.

Zamanın bile yaratldığını söylemekle bu teori, bazı klasik teologlardan bile daha yaratılışçı. Onlar bile, İslam ve Hıristiyan ilahiyatçılarından bazıları, zaman ve yoktan yaratılış konusunda kıvırmışlar, özellikle de zaman konusunda. Mesela, eğer zamanın bir başlangıcı varsa, onun da içinde olduğu bir başka, ana zaman akışı vardır, zamansızlık mümkün değildir, her şeyin bir akış içinde olması gerekir, diyenler olmuş.

Zamansızlığı, kronolojisizliği bize ilk kavratan, Einstein. Yaratılış ille de onun formülü içinde gerçekleşmiştir diye bir şey demiyorum, sonuçta bu da insan bilgisinin bir aşaması.

Sanki inandığın kitabı senden başka kimse okumamış gibi nasıl da kolayca yalan söylüyorsun.

Yazmıyor mu Kuran'da tahtı suların üstünde iken Allah'ın yeri ve gökleri 6 günde yarattığı, yazmıyor mu işlerin onun yanına bizim zamanımızla 1000 yıl olan 1 günde gittiği, yazmıyor mu onun yanındaki 1 günün bizim 1000 yılımıza denk olduğu, yazmıyor mu tahtını 8 meleğin taşıdığı.

Bütün bunlar Kuran'da yazarken hangi mantıkla benim putumun yanında zaman maman yoktur, o zaman ve mekandan bağımsızdır diyorsun?

Hiç utanmıyorsunuz değil mi arabın, yahudinin palavralarını biraz süsleyip farklı bir ambalajla satmaktan?

Ayrıca bu yeni moda müslümanlardaki Allah'larına tanrı, yaratan demeleri ne ayak? Tanrı cins isimdir, geneldir, hangi tanrıdan bahsediyorsunuz? Ortada eski yeni sürüyle tanrı var.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrı'nın bir seyi yaratabilmesi icin zamana ihtiyacı yoktur. Tanrı bir kronoloji içinde değildir.

Eylemleri bir zaman akışının içinde gerçekleşen varlık Tanrı değildir. Kendisiyle beraber bir zaman akışının sürekli olduğu, bu zaman akışının içinde öncesiz ve sonrasız olan varlık Tanrı değildir. Tanrı'nın öncesizliği-sonrasızlığı, önce ve sonra kavramlarından bağımsızlığını ifade eder: Tanrı'nın bütün zamanı bir sonsuz şimdi'dir. Tanrı'nın dil'inde gelmiş-gelecek zaman kipleri yoktur. Bizim dilimizde vardır.

Zaman da Tanrı tarafından yaratılmıştır. Tanrı'nın "..yaptı, etti, yarattı" şeklinde zaman kip'li ifadeler kullanması O'nun sorunu değil; başka bir dil ve mantık bulunmayan bizim sorunumuzdur.

Bu argüman, Tanrı'nın evreni yoktan mı yarattığı, yoksa yaratmadan önce varolan bazı temel maddelerden mi (hyle-heyula) şekillendirdiği yolundaki antik argümanın tekrarı.

Zamanın da maddeye bağımlı olduğu, uzay gibi bir boyut olduğu, madde yaratılmışsa onunda yaratılmış olduğu, çok yeni fikirler.

Bugüne kadar teolojilerin savunmakta en çok zorlandıkları zaman, kronoloji, yaratılış öncesi, kader, gelecek gibi en zor konuları açıklayacak bir düşünce tabanı sunmuştur.

Zamanın da yaratıldığını ve onun bir "sıfır anının" bulunduğunu söylemeye cesaret eden ilk bilimsel teoridir. Ondan önce, çünkü koskoca düşünce tarihinde zamanı bu şekilde analiz edebilen kabaca iki düşünür çıkmıştır: Hıristiyan teologu Augustin ile, İslam teologu Gazzali.

Görelilik teorisi ve kuantum teorisi, ateist-maddeci-pozitivist teoriler tarafından sevilmezler. Zamanı maddeye indirgedikleri, mistik çağrışımlar içerdikleri, evrene bir başlangıç önerdikleri, kader ve gelecek gibi javramlara taban sundukları için sevilmezler. Özellikle Marksist teorisyenler bundan nefret ederler ve ümit içinde yeni teoriler beklerler.

"Tanrı'nın her şeyi yoktan var ettiğini söyleyebilmek icin önce genel görelilik ya da göreliliğin genel kuramınını çürütmek", çok ters kurulmuş bir denklem, bu bakımdan.

Zamanın bile yaratldığını söylemekle bu teori, bazı klasik teologlardan bile daha yaratılışçı. Onlar bile, İslam ve Hıristiyan ilahiyatçılarından bazıları, zaman ve yoktan yaratılış konusunda kıvırmışlar, özellikle de zaman konusunda. Mesela, eğer zamanın bir başlangıcı varsa, onun da içinde olduğu bir başka, ana zaman akışı vardır, zamansızlık mümkün değildir, her şeyin bir akış içinde olması gerekir, diyenler olmuş.

Zamansızlığı, kronolojisizliği bize ilk kavratan, Einstein. Yaratılış ille de onun formülü içinde gerçekleşmiştir diye bir şey demiyorum, sonuçta bu da insan bilgisinin bir aşaması.

....
Tanrinin herseyi yoktan var ettigini söyleyebilmek icin önce genel görelilik ya da göreliliğin genel kuramınini cürütmek gerek!
Bu kuram cürütülmedikce (semavi dinlerin tanrisi gibi) bir yaraticinin her seyi yoktan yaratmadigi kanitlanmis olur!!!

Sagduyu arkadasinda yazdigi gibi "ben herseyi su kadar günde yarattim" diyen tanrilar tepe takla olmustur!!

Böyle tanrilarin olamayacagi kanitlanmistir!!!

Bu dinlerin "kutsal kitaplari" insan ürünüdür!!!

Einsteinin teorisini cürütemiyeceginizden kendi tanrinizi degistirmek zorunda kaldiniz.

Kendi tanriniz, kendi gönderdigi kitaba uymaz oldu,

Cikis yok, Allah yalani kanitlandi :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrı'nın bir seyi yaratabilmesi icin zamana ihtiyacı yoktur. Tanrı bir kronoloji içinde değildir.

Eylemleri bir zaman akışının içinde gerçekleşen varlık Tanrı değildir. Kendisiyle beraber bir zaman akışının sürekli olduğu, bu zaman akışının içinde öncesiz ve sonrasız olan varlık Tanrı değildir. Tanrı'nın öncesizliği-sonrasızlığı, önce ve sonra kavramlarından bağımsızlığını ifade eder: Tanrı'nın bütün zamanı bir sonsuz şimdi'dir. Tanrı'nın dil'inde gelmiş-gelecek zaman kipleri yoktur. Bizim dilimizde vardır.

Zaman da Tanrı tarafından yaratılmıştır. Tanrı'nın "..yaptı, etti, yarattı" şeklinde zaman kip'li ifadeler kullanması O'nun sorunu değil; başka bir dil ve mantık bulunmayan bizim sorunumuzdur.

Bu argüman, Tanrı'nın evreni yoktan mı yarattığı, yoksa yaratmadan önce varolan bazı temel maddelerden mi (hyle-heyula) şekillendirdiği yolundaki antik argümanın tekrarı.

Zamanın da maddeye bağımlı olduğu, uzay gibi bir boyut olduğu, madde yaratılmışsa onunda yaratılmış olduğu, çok yeni fikirler.

Bugüne kadar teolojilerin savunmakta en çok zorlandıkları zaman, kronoloji, yaratılış öncesi, kader, gelecek gibi en zor konuları açıklayacak bir düşünce tabanı sunmuştur.

Zamanın da yaratıldığını ve onun bir "sıfır anının" bulunduğunu söylemeye cesaret eden ilk bilimsel teoridir. Ondan önce, çünkü koskoca düşünce tarihinde zamanı bu şekilde analiz edebilen kabaca iki düşünür çıkmıştır: Hıristiyan teologu Augustin ile, İslam teologu Gazzali.

Görelilik teorisi ve kuantum teorisi, ateist-maddeci-pozitivist teoriler tarafından sevilmezler. Zamanı maddeye indirgedikleri, mistik çağrışımlar içerdikleri, evrene bir başlangıç önerdikleri, kader ve gelecek gibi javramlara taban sundukları için sevilmezler. Özellikle Marksist teorisyenler bundan nefret ederler ve ümit içinde yeni teoriler beklerler.

"Tanrı'nın her şeyi yoktan var ettiğini söyleyebilmek icin önce genel görelilik ya da göreliliğin genel kuramınını çürütmek", çok ters kurulmuş bir denklem, bu bakımdan.

Zamanın bile yaratldığını söylemekle bu teori, bazı klasik teologlardan bile daha yaratılışçı. Onlar bile, İslam ve Hıristiyan ilahiyatçılarından bazıları, zaman ve yoktan yaratılış konusunda kıvırmışlar, özellikle de zaman konusunda. Mesela, eğer zamanın bir başlangıcı varsa, onun da içinde olduğu bir başka, ana zaman akışı vardır, zamansızlık mümkün değildir, her şeyin bir akış içinde olması gerekir, diyenler olmuş.

Zamansızlığı, kronolojisizliği bize ilk kavratan, Einstein. Yaratılış ille de onun formülü içinde gerçekleşmiştir diye bir şey demiyorum, sonuçta bu da insan bilgisinin bir aşaması.

Guzel tespitler...

Simdi zamani evrenden bagimsiz, sonsuzdan gelip sonsuza giden bir olgu olarak goren Newton doneminin yerini, Einstein in izafiyet kuramiyla, " gorelilik" almistir...

Ayrica Einstein zamanin, uzay ve maddeye bagimli oldugunu da gostermistir...

Makro fizigin son yuzyila damgasini vuran bu kuramin felsefik sonuclari ateizmin aleyhinedir...

Bigbang de zamanin baslangicini gosterince, "zaman" sonradan var olan bir fenomen olarak karsimizda duruyor...

Peki zamani madde-uzaya bagimli olarak nasil tanimlayabiliriz?...

Oncelikle duzensizligin surekli arttigini belirten "entropi" kanunu hesaba katmakta fayda var...

Cansizlarin yipranmasinin, canlilarin yaslanmasinin altinda bu kanun yatar...

Maddenin hareketini de hesaba katmakta yine fayda var...

Ayrica maddenin var oldugu ortamin uzay oldugunu da biliyoruz...

Simdi entropi sonucunda ki "degisim farki" ile maddenin "hareket farkini" biz "zaman" olarak algiliyoruz...

Bir odada on yil uyudugumuzu dusunelim, entropi neticesinde ki yaslanma ve hareket olmazsa, gozumuzu acinca zamanin gectigini anlayamayiz, cunku zaman bahsettigimiz farklarin karsiligidir...

Netice itibariyle zamanin da ,uzay ve madde gibi bir baslangici var ve birbirine bagimlidirlar...

Yaraticinin yarattigi seylere bagimli olamiyacagi dusunulunce hem zamandan , hem mekan(uzay)dan munezehhtir...

Once sonra gibi durumlar,biz yaratiklar icin baglayicidir...

tarihinde Dotttore tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Guzel tespitler...

Simdi zamani evrenden bagimsiz, sonsuzdan gelip sonsuza giden bir olgu olarak goren Newton doneminin yerini, Einstein in izafiyet kuramiyla, " gorelilik" almistir...

Ayrica Einstein zamanin, uzay ve maddeye bagimli oldugunu da gostermistir...

Makro fizigin son yuzyila damgasini vuran bu kuramin felsefik sonuclari ateizmin aleyhinedir...

Bigbang de zamanin baslangicini gosterince, "zaman" sonradan var olan bir fenomen olarak karsimizda duruyor...

Peki zamani madde-uzaya bagimli olarak nasil tanimlayabiliriz?...

Oncelikle duzensizligin surekli arttigini belirten "entropi" kanunu hesaba katmakta fayda var...

Cansizlarin yipranmasinin, canlilarin yaslanmasinin altinda bu kanun yatar...

Maddenin hareketini de hesaba katmakta yine fayda var...

Ayrica maddenin var oldugu ortamin uzay oldugunu da biliyoruz...

Simdi entropi sonucunda ki "degisim farki" ile maddenin "hareket farkini" biz "zaman" olarak algiliyoruz...

Bir odada on yil uyudugumuzu dusunelim, entropi neticesinde ki yaslanma ve hareket olmazsa, gozumuzu acinca zamanin gectigini anlayamayiz, cunku zaman bahsettigimiz farklarin karsiligidir...

Netice itibariyle zamanin da ,uzay ve madde gibi bir baslangici var ve birbirine bagimlidirlar...

Yaraticinin yarattigi seylere bagimli olamiyacagi dusunulunce hem zamandan , hem mekan(uzay)dan munezehhtir...

Once sonra gibi durumlar,biz yaratiklar icin baglayicidir...

Baklim sizin tanriniz evrenin disindamiyimis?
Melekler ve Rûh (Cebrail), oraya, miktarı (dünya senesi ile) ellibin yıl olan bir günde yükselip çıkar.Mearic-4
Allah, gökten yere kadar her işi düzenleyip yönetir. Sonra (bütün bu işler) sizin sayageldiklerinize göre bin yıl tutan bir günde O'nun nezdine çıkar. Secde-5
Sizin tanrinizin yanina, yaptiginiz isler 1000 yilda cikarmis.
Ve melekler biraz daha yavas olduklarindan 50.000 yilda cikarlarmis.
Ama ikiside 1 günde (Allahin günü diyelim) cikarlarmis.
Müslümanlar bu ayetleri söyle acikliyor: Bir cismin hızı arttıkça onun için zaman yavaşlar. Bu teorik ve deneysel olarak da ispatlanmış bir gerçektir. Yukarıdaki Kuran mucizeleri bölümde “İzafiyet terosi” bahsinde bu deneyden bahsetmiştik. İşte buradaki ayetlerde sizin için 50 bin yıl olan bir günde çıkar ifadesi ile zamanın izafiliği anlatmaktadır. İnsanlar için geçen süre 50 bin yıl iken, farklı durumda, örneğin son derece yüksek hızda hareket eden birisi için bu sadece bir gün olacaktır. Melekler 50 bin yıl olan bir günde çıkarlarken, işlerin ise bin yıl süreli bir günde çıktığı ayetlerde bildirilmektedir. :D
Isik saniyede 299.792 km yol almaktadir. Bu hizla isigin bir yil yol almasina 1“isik yili“ diyoruz. Bir isik yili uzaklik birimidir ve 9 460 730 472 580,8 kilometredir. Melekler 50.000 yil isik hiziyla gitseler nereye kadar gidebilirler
maxresdefault.jpg
Samanyolumuzun capi 100.000 isik yilidir.En yakin galaksi “Andromeda“ 2,5 milyon isik yili uzakliktadir. Yani melekler bize en yakin galaksiye gidebilmek icin isik hiziyla 2.500.000 yil yolculuk yapmalari gerekir.
Allahin evrenin disinda oldugunu düsünürsek önce evrenin ne kadar büyük olduguna bakmamiz gerek.
Evrenin yasinin 13 milyar yil oldugunu biliyoruz. Yani evrenden bize gelen isik/görüntü 13 milyar isik yili uzakliktadir. GÖREBILDIGIMIZ evren 13 milyar isik yili büyüklügünde demek kolay olur ama tam dogru olmaz. Big Bangden 400.000 yil sonra isigin yayilabildigini ve evrenin devamli genislemesini de hesaplarimiza katarsak (Bir yildiz isiginin bize gelmesi 13 milyar yil sürmüs olsada, isik bize gelirken, evrenin genislemesi nedeniyle, yildiz bizden daha fazla uzaklasmistir.)
GÖREBILDIGIMIZ evrenin capi 93 milyar isik yili büyüklügündedir!
Gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler yapan Allah'a hamdolsun.Fatir-1
Evet, meleklerimiz ya kanatlarini kullanarak (ama uzay boslugunda bir ise yaramaz sanirim) veya baska bir seyle saniyede 299.792 km hizla milyarlarca yil ucarlarsa veya seyahat ederlerse bugün görebildigimiz en uc noktaya varabilirler. Sanirim daha fazla seyahat etmeleri gerekecek cünkü evrenin bu kadarini görebiliyoruz, melekler yolda iken evren daha da genisleyecek.
Ayrica evrenin bu görebildigimiz 93 milyar isik yilindan ne kadar büyük oldugunu bilemiyoruz.
Allah zamandan ve mekan(uzay)dan munezehhtir midir?
Muhakkak ki, Rabbinin nezdinde bir gün sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir. Hacc-47
Bu ayetten anladigimiz kadar Allahin „varoldugu“ yerde de "gün" varmis, (sanirim) bir günes doguyormus ve batiyormus. Yani günesin dogusundan gelecek dogusuna kadar 1000 dünya yili geciyormus!!! Belli bir zaman birimi varmis!!!
Daha önceki kitaplarında yaptığı Tanrı göndermeleri nedeniyle sık sık başta evrim kuramı karşıtı yaradılışçılar olmak üzere dinci kesim tarafından alıntılanan Hawking “kişisel” bir Tanrı’nın varlığına inanmadığını söylemişti. “Asıl soru; evrenin başlayış şeklinin, bizim anlayamadığımız sebeplerden ötürü Tanrı tarafından seçilen mi yoksa bilimsel yasaların gerektirdiği bir yol mu olduğu. Ben cevabın ikincisi olduğuna inanıyorum. Eğer isterseniz bilimin yasalarına 'Tanrı' diyebilirsiniz ancak bu kişisel olarak tanışabileceğiniz, sorular sorabileceğiniz ve dua edebileceğiniz, olaylara müdahale eden kişisel bir Tanrı olmayacaktır.”
Stephen Hawking’in çalışmalarının ve söylemlerinin dinci kesim tarafından sürekli alıntılanmasının arkasında “kozmolojik argüman” ya da “ilk neden argümanı” olarak bilinen bir argüman yatmaktadır. Nedensellik ilkesinden çıkan bu argümana göre başlangıcı olan her olayın bir nedeni vardır. (Big Bang’i evrenin başlangıcını açıklayan teori olarak kabul edersek) Evrenin oluşumu Big Bang ile başladığına göre Big Bang’in de bir nedeni, tüm bunların başlatıcısı bir neden, dindarların yorumuyla “Tanrı” vardır. Bu mantığa göre bir olayın kendi kendine başladığını söylemek bir çelişkidir. Ancak bu argüman, mevzubahis ilk nedenin (Tanrı’nın) varlığına neyin neden olduğu sorusunu cevaplamaz ya da neden bu ilk hareketin bir nedene ihtiyacı olmadığına dair bir açıklama getirmez. Dolayısıyla evrenin kendiliğinden oluşmuş olamayacağı tezi savunulurken aynı mantık silsilesi içerisinde başka bir varlığın kendiliğinden varolmasından bahsedilir ve bu varlığın neden kural dışı olması gerektiğine dair mantıksal bir açıklama getirilmez.
Açıklama yaparken kaçınılmaz olarak nedenselliğe başvurulmasının nedeni, gözlemlediğimiz olguların fiziksel bir nedene (Newton fiziğine) bağlı olarak gerçekleşmesidir. Ancak evrenin oluşumunu açıklarken kullanılan kuantum fiziğinin yasaları bu basit nedenselliğe gerek duymamaktadır. Dolayısıyla Stephen Hawking’in kuantum fiziği ile yaptığı gibi, evrenin oluşumu bir Tanrı’ya ihtiyaç duymadan açıklanabilirken, "Tanrı" argümanın kendi nedensiz varlığının açıklanamaz oluşu bu argümanı geçersiz kılmaktadır.
Allah evrenin disinda ise Hacc Suresi 47. Ayetteki (insanlar icin bin yil süren ve Allaha bir gün olan) günleri hesaplamak icin varolan günesi kim yaratmis?
Evrenin disinda bir yaraticisi varsa, bu yaratici nerden geldi? Bu yaraticiyi kim yaratti?
Dinler cöplük olmustur, dinlerin basarisiz oldugu aciklanmalidir :)
tarihinde poiuz tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Baklim sizin tanriniz evrenin disindamiyimis?

Melekler ve Rûh (Cebrail), oraya, miktarı (dünya senesi ile) ellibin yıl olan bir günde yükselip çıkar.Mearic-4

Allah, gökten yere kadar her işi düzenleyip yönetir. Sonra (bütün bu işler) sizin sayageldiklerinize göre bin yıl tutan bir günde O'nun nezdine çıkar. Secde-5

Sizin tanrinizin yanina, yaptiginiz isler 1000 yilda cikarmis.

Ve melekler biraz daha yavas olduklarindan 50.000 yilda cikarlarmis.

Ama ikiside 1 günde (Allahin günü diyelim) cikarlarmis.

Müslümanlar bu ayetleri söyle acikliyor: Bir cismin hızı arttıkça onun için zaman yavaşlar. Bu teorik ve deneysel olarak da ispatlanmış bir gerçektir. Yukarıdaki Kuran mucizeleri bölümde “İzafiyet terosi” bahsinde bu deneyden bahsetmiştik. İşte buradaki ayetlerde sizin için 50 bin yıl olan bir günde çıkar ifadesi ile zamanın izafiliği anlatmaktadır. İnsanlar için geçen süre 50 bin yıl iken, farklı durumda, örneğin son derece yüksek hızda hareket eden birisi için bu sadece bir gün olacaktır. Melekler 50 bin yıl olan bir günde çıkarlarken, işlerin ise bin yıl süreli bir günde çıktığı ayetlerde bildirilmektedir. :D

Isik saniyede 299.792 km yol almaktadir. Bu hizla isigin bir yil yol almasina 1“isik yili“ diyoruz. Bir isik yili uzaklik birimidir ve 9 460 730 472 580,8 kilometredir. Melekler 50.000 yil isik hiziyla gitseler nereye kadar gidebilirler

maxresdefault.jpg

Samanyolumuzun capi 100.000 isik yilidir.En yakin galaksi “Andromeda“ 2,5 milyon isik yili uzakliktadir. Yani melekler bize en yakin galaksiye gidebilmek icin isik hiziyla 2.500.000 yil yolculuk yapmalari gerekir.

Allahin evrenin disinda oldugunu düsünürsek önce evrenin ne kadar büyük olduguna bakmamiz gerek.

Evrenin yasinin 13 milyar yil oldugunu biliyoruz. Yani evrenden bize gelen isik/görüntü 13 milyar isik yili uzakliktadir. GÖREBILDIGIMIZ evren 13 milyar isik yili büyüklügünde demek kolay olur ama tam dogru olmaz. Big Bangden 400.000 yil sonra isigin yayilabildigini ve evrenin devamli genislemesini de hesaplarimiza katarsak (Bir yildiz isiginin bize gelmesi 13 milyar yil sürmüs olsada, isik bize gelirken, evrenin genislemesi nedeniyle, yildiz bizden daha fazla uzaklasmistir.)

GÖREBILDIGIMIZ evrenin capi 93 milyar isik yili büyüklügündedir!

Gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler yapan Allah'a hamdolsun.Fatir-1

Evet, meleklerimiz ya kanatlarini kullanarak (ama uzay boslugunda bir ise yaramaz sanirim) veya baska bir seyle saniyede 299.792 km hizla milyarlarca yil ucarlarsa veya seyahat ederlerse bugün görebildigimiz en uc noktaya varabilirler. Sanirim daha fazla seyahat etmeleri gerekecek cünkü evrenin bu kadarini görebiliyoruz, melekler yolda iken evren daha da genisleyecek.

Ayrica evrenin bu görebildigimiz 93 milyar isik yilindan ne kadar büyük oldugunu bilemiyoruz.

Allah zamandan ve mekan(uzay)dan munezehhtir midir?

Muhakkak ki, Rabbinin nezdinde bir gün sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir. Hacc-47

Bu ayetten anladigimiz kadar Allahin „varoldugu“ yerde de "gün" varmis, (sanirim) bir günes doguyormus ve batiyormus. Yani günesin dogusundan gelecek dogusuna kadar 1000 dünya yili geciyormus!!! Belli bir zaman birimi varmis!!!

Daha önceki kitaplarında yaptığı Tanrı göndermeleri nedeniyle sık sık başta evrim kuramı karşıtı yaradılışçılar olmak üzere dinci kesim tarafından alıntılanan Hawking “kişisel” bir Tanrı’nın varlığına inanmadığını söylemişti. “Asıl soru; evrenin başlayış şeklinin, bizim anlayamadığımız sebeplerden ötürü Tanrı tarafından seçilen mi yoksa bilimsel yasaların gerektirdiği bir yol mu olduğu. Ben cevabın ikincisi olduğuna inanıyorum. Eğer isterseniz bilimin yasalarına 'Tanrı' diyebilirsiniz ancak bu kişisel olarak tanışabileceğiniz, sorular sorabileceğiniz ve dua edebileceğiniz, olaylara müdahale eden kişisel bir Tanrı olmayacaktır.”

Stephen Hawking’in çalışmalarının ve söylemlerinin dinci kesim tarafından sürekli alıntılanmasının arkasında “kozmolojik argüman” ya da “ilk neden argümanı” olarak bilinen bir argüman yatmaktadır. Nedensellik ilkesinden çıkan bu argümana göre başlangıcı olan her olayın bir nedeni vardır. (Big Bang’i evrenin başlangıcını açıklayan teori olarak kabul edersek) Evrenin oluşumu Big Bang ile başladığına göre Big Bang’in de bir nedeni, tüm bunların başlatıcısı bir neden, dindarların yorumuyla “Tanrı” vardır. Bu mantığa göre bir olayın kendi kendine başladığını söylemek bir çelişkidir. Ancak bu argüman, mevzubahis ilk nedenin (Tanrı’nın) varlığına neyin neden olduğu sorusunu cevaplamaz ya da neden bu ilk hareketin bir nedene ihtiyacı olmadığına dair bir açıklama getirmez. Dolayısıyla evrenin kendiliğinden oluşmuş olamayacağı tezi savunulurken aynı mantık silsilesi içerisinde başka bir varlığın kendiliğinden varolmasından bahsedilir ve bu varlığın neden kural dışı olması gerektiğine dair mantıksal bir açıklama getirilmez.

Açıklama yaparken kaçınılmaz olarak nedenselliğe başvurulmasının nedeni, gözlemlediğimiz olguların fiziksel bir nedene (Newton fiziğine) bağlı olarak gerçekleşmesidir. Ancak evrenin oluşumunu açıklarken kullanılan kuantum fiziğinin yasaları bu basit nedenselliğe gerek duymamaktadır. Dolayısıyla Stephen Hawking’in kuantum fiziği ile yaptığı gibi, evrenin oluşumu bir Tanrı’ya ihtiyaç duymadan açıklanabilirken, "Tanrı" argümanın kendi nedensiz varlığının açıklanamaz oluşu bu argümanı geçersiz kılmaktadır.

Allah evrenin disinda ise Hacc Suresi 47. Ayetteki (insanlar icin bin yil süren ve Allaha bir gün olan) günleri hesaplamak icin varolan günesi kim yaratmis?

Evrenin disinda bir yaraticisi varsa, bu yaratici nerden geldi? Bu yaraticiyi kim yaratti?

Dinler cöplük olmustur, dinlerin basarisiz oldugu aciklanmalidir :)

Neresini düzeltecegimi bilemedigim uzunca bir ileti olmuş(:...
Link to post
Sitelerde Paylaş

Neresini düzeltecegimi bilemedigim uzunca bir ileti olmuş(:...

Burdan basla :)

Muhakkak ki, Rabbinin nezdinde bir gün sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir. Hacc-47

Demekki Allahin bulundugu yerde de günler varmis.

Biliyorsun yer yuvarlağının kendi ekseni etrafında bir kez dönmesiyle geçen 24 saatlik süreye GÜN denir.

Bu ayeti okuyunca senin Allahinin hic evrenin disinda gibi bir hali yok!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yanlış. Eğer bir başlangıç olduysa, bu zamanla olmak zorunda değil. Her yerde üç boyutlu fizikle düşünüyorsunuz. Zamansızlıkta, hele de Tanrı için bir imkansız mı var?

Dördüncü boyut olan uzay-amanı ortadan kaldırıp beşinci (metafizik) boyuta atlayarak dört boyutlu düşündüğünü mü iddia ediyorsun

Kendisi imkansız olan tanrı için zamansızlık-mekansızlık gibi tüm imkansızlıkların imkanlı olmasından daha norma veya anormal ne olabilir? Beşinci boyutta her şey olabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Burdan basla :)

Muhakkak ki, Rabbinin nezdinde bir gün sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir. Hacc-47

Demekki Allahin bulundugu yerde de günler varmis.

Biliyorsun yer yuvarlağının kendi ekseni etrafında bir kez dönmesiyle geçen 24 saatlik süreye GÜN denir.

Bu ayeti okuyunca senin Allahinin hic evrenin disinda gibi bir hali yok!

Olabilir, muhakkak ki zaman benzeri bir şey var orada da. Yoksa ezel-cennet-cehennem vs. hesapları yapılmazdı.

Bizim bahsettiğimiz şey, big-bang'le başlayan, madeyle birlikte yaratılmış olan, bizim için bir varoluş boyutu olan zaman, bizim evrenin zamanı. Karıştırma.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sagduyu arkadasinda yazdigi gibi "ben herseyi su kadar günde yarattim" diyen tanrilar tepe takla olmustur!!

Böyle tanrilarin olamayacagi kanitlanmistir!!!

Bu dinlerin "kutsal kitaplari" insan ürünüdür!!!

Einsteinin teorisini cürütemiyeceginizden kendi tanrinizi degistirmek zorunda kaldiniz.

Kendi tanriniz, kendi gönderdigi kitaba uymaz oldu,

Cikis yok, Allah yalani kanitlandi :)

Yok be Corç. Tanrı'yı falan değiştirdiğimiz yok. Bizim Tanrı hep öyleydi; ben de zaten yazdıklarımın bir kısmını Gazzali'nin yorumlarından arakladım, bin sene önceki yorumlarından. O zaman da öyleydi, şimdi de öyle.

Bana hoş gelen şey, bu zaman denen şeyin nesnel olmayıp, göreli, yaratılmış, sonu olan bir şey olduğunu bu hocaların söylemesiydi. Einstein'e kadar da bu yobazların dışında bunun bu şekilde dile getiren olmadı. Hemen hiç olmadı. (Ha, bir de Mevlana var.) Üç bin yıldır düşünce üreten insan için ilginç.

İşin ibretlik tarafı, aynı bakış açısının şimdi de "çıkış yok", "bitti", "kanıtlandı", "kesin", "ahan da yok" makamında popüler yorumlara meze yapılması. Ulan Newton'lar, Comte'lar, Laplace'lar, Marks'lar zamanında neredeydiniz?

Hepsi sizden soruluyor maşallah, arasını ayırdığınız da yok. Bilim-sanat deyince "aha da benden bahsediyorlar" diye üstüne alınan bizim dinozor solcuların yaptığı gibi. Adamın bilimden anladığı Server Tanilli, sanattan anladığı da Genco Erkal kadar ama ondan soruluyor işte bu işler, meydan boş ya.

Senin o akıllı arkadaşın kadar (bütün kelime haznesi on tanelik) çıkmadı değil mi şimdiye kadar ayet yorumlayacak da gelip bana ayet yorumu satıyorsunuz. Kendin inanıyor musun gerçekten buna ilk sizlerin erdiğine? Gerçekten inanıyor musunuz?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Müslümanlar Allahlarini ister evrenin icine alsinlar, ister disinda biraksinlar. Isterlerse baldirinin bir icerde biri disarda olsun fark etmez.


Kuranda: „Allah Haalik'tir, herşeyin yaratıcısıdır….“ (ZUMER-62) yazar.


Yine cok basite indiriyorum:


Eger X Y`i yarattiysa, X`in Y´den daha önce var olmasi gerek.

Allah zamani yarattiysa, Allahin zamandan once var olmasi gerek.

Ama “yaratmak eylemi” zaman aldigi icin, Allahin zamani yaratmak icin zamana ihtiyaci var demektir!!!

Yani Allah zamani yaratmis olamaz!



“Zaman olarak atfettiğimiz gözlem sadece etki tepki yasasıdır.”

“5 boyutlu, 10 boyutlu evren”

vs.


Hic bir seyi degistirmez. Zaman bu 5-10 boyutlardan biridir ve…

Kronolojik olarak zaman var olmadan once hic bir sey var olamaz. Tanri (Allah) zamandan once vardi (ve zamani yaratti) dersek, zaman var olmadan once bir zaman vardi demek zorunda kaliriz ki bu acikca bir CELISKI olur!!!


Muhakkak ki, Rabbinin nezdinde bir gün sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir. Hacc-47




Aglamak, sizlamak fayda vermez, "ben herseyi yarattim" diyen bu üc dinin tanrisi cöplük olmustur :)
tarihinde poiuz tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Dördüncü boyut olan uzay-amanı ortadan kaldırıp beşinci (metafizik) boyuta atlayarak dört boyutlu düşündüğünü mü iddia ediyorsun

Kendisi imkansız olan tanrı için zamansızlık-mekansızlık gibi tüm imkansızlıkların imkanlı olmasından daha norma veya anormal ne olabilir? Beşinci boyutta her şey olabilir.

Ne beşinci boyutu, en az on boyut vardır. Geometride aksiyom olarak da kabul edilir. Her neyse. Evet daha detaylı düşünüyorum. Sizin hepinizin postulatları yanlış. Hepiniz gözlem üstü olan Tanrı'yı kısa bir eksende öğe olarak düşünüyorsunuz. Biraz mantıklı olun yahu. Felsefede "nec plus ultra" diye bir kavram varken, töz varken, numen varken, ein sof, mutlak varlık gibi kavramlar hep tek bir kaynağa çıkıyor. O da Tanrı'dır. Kanıt olarak da diyalektiği sunabilirim. Diyalektik varoluş, varlık apaçık şekilde devinime ayarlıdır ve vakaların hepsi de kayıt altındadır. Spontane bir evrende skakalar olamaz, gözlemci olamaz, bilgi baki kalamaz.

NOT: Yazdıklarımın dinle bağlantısı yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ne beşinci boyutu, en az on boyut vardır. Geometride aksiyom olarak da kabul edilir. Her neyse. Evet daha detaylı düşünüyorum. Sizin hepinizin postulatları yanlış. Hepiniz gözlem üstü olan Tanrı'yı kısa bir eksende öğe olarak düşünüyorsunuz. Biraz mantıklı olun yahu. Felsefede "nec plus ultra" diye bir kavram varken, töz varken, numen varken, ein sof, mutlak varlık gibi kavramlar hep tek bir kaynağa çıkıyor. O da Tanrı'dır. Kanıt olarak da diyalektiği sunabilirim. Diyalektik varoluş, varlık apaçık şekilde devinime ayarlıdır ve vakaların hepsi de kayıt altındadır. Spontane bir evrende skakalar olamaz, gözlemci olamaz, bilgi baki kalamaz.

NOT: Yazdıklarımın dinle bağlantısı yok.

Ne zaman bir tanrıyla konuşmaya başladın?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ne zaman bir tanrıyla konuşmaya başladın?

Dualarımdan karşılık almaya başladığım zaman. Ama bu bir ticari mesele değil, derin bir konu. Gerçekten insan için Tanrı seviyesine çıkmak için imkan var. Bu varlık çok şeye müsait ve tüm bu içerikler içinde insan deneyim kazanıyor. Keşfederek ve bir sonraki yüzyılın mimarisini oluşturuyoruz. Potansiyel ve imkanlar bizim elimizde, Tanrı tamamen insanlığa büyük bir yediye verdi aslında. Fakat hediyenin içini biz belirliyoruz. Oyun hamuru gibi düşün.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dualarımdan karşılık almaya başladığım zaman. Ama bu bir ticari mesele değil, derin bir konu. Gerçekten insan için Tanrı seviyesine çıkmak için imkan var. Bu varlık çok şeye müsait ve tüm bu içerikler içinde insan deneyim kazanıyor. Keşfederek ve bir sonraki yüzyılın mimarisini oluşturuyoruz. Potansiyel ve imkanlar bizim elimizde, Tanrı tamamen insanlığa büyük bir yediye verdi aslında. Fakat hediyenin içini biz belirliyoruz. Oyun hamuru gibi düşün.

Bir tanrı var, bir de dualarına karşılık mı veriyor? İlginç. Peki neler konuşuyorsunuz? Bu arada sor bakalım ona, neden canlıların birbirini yiyerek hayatta kaldığı bir sistem tasarlamış? Aklına başka bir sistem gelmemiş mi?

Bir de hangi dualarına karşılık aldın? Peki dualarına karşılık alamayanlar ne olacak? Onların eksik yaptığı nedir sence?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eger X Y`i yarattiysa, X`in Y´den daha önce var olmasi gerek.
Allah zamani yarattiysa, Allahin zamandan once var olmasi gerek.
........
Kronolojik olarak zaman var olmadan once hic bir sey var olamaz. Tanri (Allah) zamandan once vardi (ve zamani yaratti) dersek, zaman var olmadan once bir zaman vardi demek zorunda kaliriz ki bu acikca bir CELISKI olur!!!

.......

Buradaki X ve Y arasındaki ilişki, bir zaman ilişkisi değil.

Allah zamanı, yine bir zaman içerisinde yaratmadı. Dolayısıyla Allah'ın zamandan "önce" var olması gerekmiyor.

Zaten zamanın henüz mevcut olmadığı bir varoluş'ta, "önce", "sonra" diye bir şey olmaz. Bu bakımdan, kurduğun cümlede mantık hatası var.

Yazdıkların bir argüman değil: İnsanın "zamansızlığı" kavrayamamasının sayısız tipik örneklerinden biri.

İnsanlar Tanrı'nın evreni yarattığını düşünürken, bunu önceden beri devam eden bir zaman akışının içinde yaptığını düşünmüşlerdir, en samimi ve inançlı olanları da dahil.

Ne tuhaf, binlerce yıldır en karmaşık düşünceleri geliştiren insanoğlu, zamanın kendisinin de bu yaratılışın bir parçası olduğunu, kendisinin de maddeyle beraber başladığını düşünememişler; ta 20. yüzyılda Einstein ve Minkonvski'ye kadar. (Augustinus, Gazali, Mevlana gibi din eksenli düşünen bir kaç gerici-yobaz hariç.)

Zaman olmadan önce de bir zaman vardı derken yalnız değilsin bu konuda. 12. yüzyılda Sühreverdi, zamanın bir başlangıcı olamaz, derdi: eğer varsa, o başlangıçtan önce yine bir zaman bulunmalıdır.

Dedim ya, zamansızlık, en zor kavranan şey.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aglamak, sizlamak fayda vermez, "ben herseyi yarattim" diyen bu üc dinin tanrisi cöplük olmustur :)

Temel bir arkadaşını ziyarete gitmiş. Arkadaşı, elinde bir kitap; Temel sormuş, ne okuyorsun? Mantık, demiş arkadaşı.

- Ula mantığın kitabı mı olur?

- Temelciğim öyle değil, şimdi ben sana örnek vereyim: Sen sahil çocuğusun, akvaryumu sever misin?

- Evet, severim.

- O halde sen balıklardan, yosunlardan, güneşten de hoşlanırsın.

- Evet.

- O halde sen plajdan, kumdan, tatilden de hoşlanırsın.

- Evet.

- O halde sen kumlara sere serpe yatmış bikinili kadınlardan da hoşlanırsın.

- O halde sen tam bir erkeksin.

Temel durur mu, hemen ertesi gün bir mantık kitabı da o almış, başlamış okumaya; İdris gelmiş: ne okuyorsun?

- Mantık.

- Ula mantığın kitabı mı olur?

- Öyle değil, şimdi ben sana örnek vereyim: Sen sahil çocuğusun, akvaryumu sever misin?

- Yooo.

- ???!!!!!... Ula oğlum... Sen ibnesin.

Hiç darılmaca yok, vardığın sonuç "jump the conclusion" türünden; şu "Sanığın idamına, daha sonra şahitlerin dinlenmesine" diyen İstiklal mahkemeleri gibi.

Herkesin kafasında varılı bir sonucu var, merak etme. Ama bir tartışmanın ortasındayken acele etme istersen.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dualarımdan karşılık almaya başladığım zaman. Ama bu bir ticari mesele değil, derin bir konu. Gerçekten insan için Tanrı seviyesine çıkmak için imkan var. Bu varlık çok şeye müsait ve tüm bu içerikler içinde insan deneyim kazanıyor. Keşfederek ve bir sonraki yüzyılın mimarisini oluşturuyoruz. Potansiyel ve imkanlar bizim elimizde, Tanrı tamamen insanlığa büyük bir yediye verdi aslında. Fakat hediyenin içini biz belirliyoruz. Oyun hamuru gibi düşün.

aristada, sayfren, olanzapin gibi ilaçlar var bu durum için.
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...