Uzayda uzaklara bakarak kendi geçmişimizi neden göremiyoruz?

[NotImportant 0]

Kendi ışığınızı görebilmeniz için önce bulunduğunuz yerden uzaklaşmanız gerekir. Eğer kendinizi 3 milyar ışık yılı uzağa ışınlayabilirseniz, oradan Dünya'ya baktığınız zaman, Dünya'nın ve Güneş'in 3 milyar yıl önceki halini görebilirsiniz. Ancak oturduğunuz yerden kendinizi, ışık gidip gelmediği sürece göremezsiniz. 3 milyar yıl öncesinin ışığı, 3 milyar ışık yılı uzakta bir mesafede bulunuyor.

Ancak bir yol olabilir. Kütleçekimin uzay-zaman üzerindeki etkisinden dolayı, 3 milyar yıl önce yola çıkmış olan ışığımız, birkaç karadeliğin çevresinden dolaşıp bize tekrar dönüyor olabilir. Belki birkaç yy sonra kurulacak dev teleskoplar vasıtası ile bize dönen ışığı bilimadamları bulabilir, büyütebilir ve görünür hale getirebilir. Kim bilir?

Görüntüye çevirme işi biraz hayal gibi.

Uzayın aslında düz olmadığını bildiğinizi var sayıyorum, kütleyle her yanı eğri büğrü olmuştur haliyle çıkan tek bir foton parabolik bir yörünge çizebilir hatta elips çizebilir veya doğrudan bir çember bile çizebilir. Ancak görüntü için kümeleşme gerekir

Şöyle var sayalım ki, önüne düz bir çubuk koy ve karşıdan ona bak, görülebilir olması için her bir görülebilir noktasından çıkan fotonların gözüne doğrusal olarak gelmesi gerekir. Bunun dışında etrafa rastgele saçılan ve gözünle ilgisi olmayan da çok fazla foton olacaktır.

şimdi sopa ile senin arana, sopanın önünü kesmeyecek şekilde ikinizin de üstünde kalan bir alana kara delik koyduğumuzu varsayalım oluşan sekil yaklaşık şöyle oldu

(Sırasıyla: Sen, kara delik, sopa '' ○ ^ ○ '')₁

bu durumda artık gözüne gelen ışınlar eğrilecektir ancak kara deliğe yakın olanlar daha fazla eğrilirken uzak olanlar daha az eğrilecekler buda sopayı olduğundan farklı görmene, bir kısmını görmene veya tamamen görememene sebep olabilir. Ancak sopaya karadeliğin önünden bakmak yerine diğer taraftan bakarsan;

[sırasıyla kara delik, sopa, sen '' ^ ○ ○ '' ]₂ bu durumda düzün göreceksindir. (karadeliğin sağında da oluşan çekim etkisi bu durum için ihmal edildi.)

►İlk durumda(₁), aranızdaki mesafeyi binlerce ışık yılı uzatıp birde araya bolca ıvır zıvır kütle koyarsak işler çok daha fazla karışacaktır. Doğru bakış açısını da bulmak çok zor olabilir, hatta bir doğru bakış açısı bile olmayabilir.

Haliyle uzaktan gördüğümüz çoğu şey muhtemelen öyle değildir, öyle olsa bile muhtemelen artık değildir.

►konudan çok sapmadan, görüntü için çok fotonun tek noktada toplanması gerekir ancak bu ''çok fotonlar'' uzay zaman içinde çok saçma yerlere (her biri farklı veya bağzısı aynı olmak üzere) sapmış olabilir. Buda görüntü eldesini mümkün kılmaz. Yinede uzay çok boştur buda kısmen bozulmamış gözlemlenebilir evreni gözler önüne serer

Nisan 4, 2016 tarihinde NotImportant tarafından düzenlendi

[Cold water 0]

Milyar yil onceki uzayin gercek bir resmi var mi? Paylasir misiniz?

[ünal 0]

yetişemiyoruzdur

[CharlesDarwin 0]

►konudan çok sapmadan, görüntü için çok fotonun tek noktada toplanması gerekir ancak bu ''çok fotonlar'' uzay zaman içinde çok saçma yerlere (her biri farklı veya bağzısı aynı olmak üzere) sapmış olabilir. Buda görüntü eldesini mümkün kılmaz. Yinede uzay çok boştur buda kısmen bozulmamış gözlemlenebilir evreni gözler önüne serer

Eh biraz fantezi tabii. Söylediklerin kısmen yanlış. Eğer fotoları birer parçacık olarak düşünürsen haklısın. Ama dalga olarak düşünürsen uzayın her bir noktasında sınırsız foton olmalı. Yani fotonlar dalga olarak yayılıyorsa tek bir fotonu bulduğun yerde, diğerlerini de bulman gerekir. Ama görünür kılmak için içiçe geçmiş dalgaları ayırmak lazım ki bu da imkansıza yakın bir iş.

[Burccu 0]

Fermiyonların aksine, fotonlar bozon olduğu için uzayda dağılmaya meyilli değildir.

Uzay-zaman ne kadar bükülmüş olursa olsun, birisi nereye giderse hepsi onu takip eder.

Bu nedenle bir kara deliğin "gravitasyonel lensing" yaparak kendi güneşimizin ışığını bize yansıtması bayağı akla yatkın aslında.

[NotImportant 0]

Fermiyonların aksine, fotonlar bozon olduğu için uzayda dağılmaya meyilli değildir.

Uzay-zaman ne kadar bükülmüş olursa olsun, birisi nereye giderse hepsi onu takip eder.

Bu nedenle bir kara deliğin "gravitasyonel lensing" yaparak kendi güneşimizin ışığını bize yansıtması bayağı akla yatkın aslında.

Burada olay ivmedir.

Her tarafı kapalı bir uzay gemisine binip başka hiç bir etki altında kalmadan. uzay gemisini 10m/s² ivmelendirirseniz ''yer çekimi'' dünyanın aynısı olur. (elbette yaklaşık 9,8m/s² ama bunu ihmal edelim)

Şimdi uzay gemisinde karşılıklı duvarlara birer nokta işaretleyelim bu noktalar tam olarak karşılıklı olmalılar. Daha sonra bir noktadan diğerine bir lazer ışığı tutalım.

Lazer tam karşıdaki noktayı tam olarak üzerinden mi vurur yoksa biraz altından mı vurur ? Altından vuracaktır. Çünkü lazer uzayda hareket halindeyken kabin ivmeyle yukarı kaymaktadır. Buda lazerin noktayı aşağıdan vurmasına sebep olur. Kütleli maddelerin yanında da durum aynıdır çünkü ivme (a) ve yer çekimi (g) aynı şeydir.

Ayrıca ışık her zaman 2 nokta arasındaki en kısa yolu izler. Örnekte görüldüğü gibi Uzay gemisinin içindeki en kısa 2 nokta arası bir eğridir. Buradan çıkarıyoruz ki uzay aslında ivmeyle veya kütleyle eğri büğrü olmuştur. Işık ise bu eğrilikler arasındaki en kısa rotayı izlemektedir. Aynı bir trampolinin üstünde düz bir çizgi varken yakınına bir gülle koyunca çizginin gülleye doğru eğrilmesi gibi.

Bu arada Dünya aslında düz bir rota izler sadece rotası sürekli olarak güneşe doğru eğrilir.

Yani bir fotonun daha az dağıldığını düşünüyor isen bu yalnızca hızla ilgilidir. Ve bu kara delikler için pekte yardımcı olmaz. Silgi boyutunda bir kara delik dünyanın kütlesinin iki katıdır.

Nisan 8, 2016 tarihinde NotImportant tarafından düzenlendi

[Burccu 0]

Yazdığın şeyin benim yazdığım şey ile alakası yok. Fermiyonlar ile bozonlar arasındaki temel farklardan bahsediyorum ben.

Bu farkı yaratan şeyin ise gravitasyon ile hiç bir ilgisi yok. Tamamen kuantum fiziği.

[NotImportant 0]

Yazdığın şeyin benim yazdığım şey ile alakası yok. Fermiyonlar ile bozonlar arasındaki temel farklardan bahsediyorum ben.

Bu farkı yaratan şeyin ise gravitasyon ile hiç bir ilgisi yok. Tamamen kuantum fiziği.

Bir önceki mesajım için üstüme alındım kusura bakmayın.