Jump to content

Özgür irade saçmalığı ve müslüman mantığı..


Recommended Posts

Lafa bak... "Hücrenin özgür iradesi yoktur, o halde hücre yığınından mevcut insanın da özgür iradesi olmaz."

Bütün o hücreler bir araya gelip bir de beyin diye bir şey oluşturmuş, nasıl çalıştığına falan da bir bak istersen

Fakat materyalizm açısından tutarlı olan görüş bu değil midir sizce de?

Madde ne şekilde bağlar kurup nasıl organize olursa olsun tabi olduğu yasalar aynı değil midir?

Örneğin ben araba almaktan vazgeçtim diye beynimin maddesel bileşenleri arasında gerçekleşmesi gereken reaksiyonlar iptal mı oluyor yoksa zorunlu kimyasal reaksiyonlar mı irademi belirliyor. Yani ben karar verdim diye mi kimyasal reaksiyonlar o yönde gerçekleşiyor yoksa doğa vurdumduymaz bir şekilde işliyor da ben "karar verdim" yanılgısına mı kapılıyorum...

Haddimi fazla aşmadan son sorum: Özgür iradeyi açıklamak için idealistlerin "yukarıdan aşağıya nedensellik" olarak tanımladığı bütünün parçayı etkilemesi iddiası vardır. Materyalizmle taban tabana zıt böylesi bir iddiayı savunmadan özgür irade nasıl temellendirilebilir?

Saygılarımla

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 194
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Fakat materyalizm açısından tutarlı olan görüş bu değil midir sizce de?

Madde ne şekilde bağlar kurup nasıl organize olursa olsun tabi olduğu yasalar aynı değil midir?

Örneğin ben araba almaktan vazgeçtim diye beynimin maddesel bileşenleri arasında gerçekleşmesi gereken reaksiyonlar iptal mı oluyor yoksa zorunlu kimyasal reaksiyonlar mı irademi belirliyor. Yani ben karar verdim diye mi kimyasal reaksiyonlar o yönde gerçekleşiyor yoksa doğa vurdumduymaz bir şekilde işliyor da ben "karar verdim" yanılgısına mı kapılıyorum...

Haddimi fazla aşmadan son sorum: Özgür iradeyi açıklamak için idealistlerin "yukarıdan aşağıya nedensellik" olarak tanımladığı bütünün parçayı etkilemesi iddiası vardır. Materyalizmle taban tabana zıt böylesi bir iddiayı savunmadan özgür irade nasıl temellendirilebilir?

Saygılarımla

özgür iradenin temeli yok zaten.idealist bir görüş sadece.
Link to post
Sitelerde Paylaş

özgür iradenin temeli yok zaten.idealist bir görüş sadece.

O halde şu anda forumda yazı yazıyor olmanla ağaç dallarının rüzgarda sallanması arasında hiçbir fark olmadığını düşünüyorsun. İki olayda da istenç yok tercih yok. İki olayda da salt maddenin etkileşimleri var.

Bir silahın kazara ateş alıp birisinin ölmesi ile benim tetiği çekerek birini öldürmem arasında da fark yok. İki olay da salt maddesel etkileşimlerle açıklanabilir.

Şimdilik meseleyi sadece bir derece ileri taşıyalım.

Beni "her şeyin bilinçsiz maddenin etkileşimleri" olduğu konusunda neden ikna etmek istiyorsun ki? Beynimdeki kimyasal reaksiyonlar 2*2=5 olarak gerçekleşirse ben bunun aksine hareket edemem ki... senin iddiana göre

Link to post
Sitelerde Paylaş

O halde şu anda forumda yazı yazıyor olmanla ağaç dallarının rüzgarda sallanması arasında hiçbir fark olmadığını düşünüyorsun. İki olayda da istenç yok tercih yok. İki olayda da salt maddenin etkileşimleri var.

Bir silahın kazara ateş alıp birisinin ölmesi ile benim tetiği çekerek birini öldürmem arasında da fark yok. İki olay da salt maddesel etkileşimlerle açıklanabilir.

Şimdilik meseleyi sadece bir derece ileri taşıyalım.

Beni "her şeyin bilinçsiz maddenin etkileşimleri" olduğu konusunda neden ikna etmek istiyorsun ki? Beynimdeki kimyasal reaksiyonlar 2*2=5 olarak gerçekleşirse ben bunun aksine hareket edemem ki... senin iddiana göre

etki tepki yasası benim bir iddiam değildir fizik kanununudur .sizin kabul edip etmemeniz olayı değiştirmez.
Link to post
Sitelerde Paylaş

etki tepki yasası benim bir iddiam değildir fizik kanununudur .sizin kabul edip etmemeniz olayı değiştirmez.

Güzel çiçeklerle donatılmış bir bahçe ya da lağım kenarında oturmak arasında tercihte bulunmak zorunda kalırsam bahçeyi tercih ederim. Burada da etki tepki yasası var ama bu tercihte bulunmama(yani irademe) engel değil.

Olayda hem elementer olandan kompleks olana doğru etki var hem de bütünden parçaya doğru etki var. Ama sen olaya ısrarla tek boyutlu bakıp hakikatı çok yüzeysel görüyorsun. Bu durumda senin kendi varlığını reddetmen işten bile değil! Hatalı ontolojik bakış; yanlış veya eksik yargılar...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Güzel çiçeklerle donatılmış bir bahçe ya da lağım kenarında oturmak arasında tercihte bulunmak zorunda kalırsam bahçeyi tercih ederim. Burada da etki tepki yasası var ama bu tercihte bulunmama(yani irademe) engel değil.

Olayda hem elementer olandan kompleks olana doğru etki var hem de bütünden parçaya doğru etki var. Ama sen olaya ısrarla tek boyutlu bakıp hakikatı çok yüzeysel görüyorsun. Bu durumda senin kendi varlığını reddetmen işten bile değil! Hatalı ontolojik bakış; yanlış veya eksik yargılar...

"1-Canli olmasi itibariyle maddeden aşkindir."

Değildir,canlı madde yığınıdır.

"2-Iradesi-bilinci olmasi itibariyle maddeden aşkindir."

Irade-bilinç canlının sinirsel aktivitelerinin ürünüdür. Örneğin bilinç dışarıdan spesifik algılar ile algılanan etkinin noron sistemleri(duyu, ara, motor noron) ile elektrik akımı ile beyine iletilir. beyinde noronlar arası akson ve dentrit kolları arasında kurulan köprüler ile bilgi oluşur. Bu bilgi iletinin norondaki sodyum potasyum dengesini bozması ile algılanır ve tepki verilir.ne kadar çok köprü kurulursa o kadar bilgi kayıt edilir. Bu dışarıdan etki sonucu oluşan köprüler bilincinizi oluşturur.

"3-Duygulari olmasi itibariyle maddeden aşkindir."

Duyular beynin yan lobları ve amigdala ile kraniyal sinir sisteminin limbik sinir sistemi ile verdiği norotransmitter tepkidir.

4-Duyulari olmasi itibariyle maddeden aşkindir.

Duyu olarak algıladığın durum norotransmitter madde ile hücrelerin uyarılmasıdır

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Maddesel süreçlerle açıklanamayan her şey yanılsamadır"

1)Benlik yanılsamadır. Bizi oluşturan fiziksel kimyasal süreçler dağıldığında biz de hiçliğe karışmış olacağız

2)Algılarımız epifenomendir, yanılsamadır; doğada renk, ses, koku, tat, acı... vb yoktur.

3)Duygularımız yalnızca kimyasal etkileşimdir. dolayısıyla sevgi, şefkat, saygı, üzüntü, mutluluk... vb duygular da yalnızca metabolik süreçlerdir ve baş ağrısı ya da açlık hissiyle eşdeğerdir.

4)Ahlaki dediğimiz davranışlarımız da yalnızca maddenin davranışlarıdır. Maddenin davranışlarından bazılarını iyi bazılarını kötü olarak kategorize etmemiz yanılgıdır, anlamsızdır. Dolayısıyla; adaletsizliğe karşı çıkmak, ezilenleri korumak, paylaşmak, dürüst olmak... gibi davranışlar da kulağını kaşımak ya da tıraş olmakla eşdeğerdir.

5)Özgür irade yanılsamadır. Fizik yasaları evrenseldir, mutlaktır, değiştirilemez ve karşı konulamazdır. Kütle çekimine kapıldığınızda fizik yasalarına uygun olarak düşersiniz; bunu böyle murat ettiğiniz için değil! Beyninizi oluşturan madde laboratuvar ortamında izole koşullarda nasıl hareket ediyorlarsa beyninizin bütünlüğü içinde de aynı şekilde hareket ediyorlar. O halde özgür irade bunun neresinde?

Materyalizmden ödün vermeden çözmemiz gereken problemlerden birkaçını yukarıda zikrettim. Cevap verilmeye değer bulup zaman ayıran olursa... şimdiden teşekkürler!..

Çözulmesi gereken problem falan yok.

Akli basinda materyalist bunlarin hepsini kabul eder zaten.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Peki salt madde ve onu maipüle eden dört temel kuvvetle aşağıdaki durumları nasıl açıklarız?

1)Doğadaki hangi kimyasal reaksiyonlar amaç güder

2)Doğadaki hangi kimyasal reaksiyonlar yaşamın niye var olduğunu sorgular.

3)Hangi kimyasal reaksiyonlar varlığa ilişkin estetik çıkarımlarda bulunur.

4)Hangi kimyasal reaksiyonlar ...

Bu durumlar sayısızca arttırılabilir. Tek birisini bile dört temel kuvvetin dışına çıkmadan, soyut-izafi kavramlara başvurmadan açıklayabilirsen diğerlerini de açıklayabileceğini düşüneceğim.

tarihinde diyalekt tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Peki salt madde ve onu maipüle eden dört temel kuvvetle aşağıdaki durumları nasıl açıklarız?

1)Doğadaki hangi kimyasal reaksiyonlar amaç güder

2)Doğadaki hangi kimyasal reaksiyonlar yaşamın niye var olduğunu sorgular.

3)Hangi kimyasal reaksiyonlar varlığa ilişkin estetik çıkarımlarda bulunur.

4)Hangi kimyasal reaksiyonlar ...

Bu durumlar sayısızca arttırılabilir. Tek birisini bile dört temel kuvvetin dışına çıkmadan, soyut-izafi kavramlara başvurmadan açıklayabilirsen diğerlerini de açıklayabileceğini düşüneceğim.

Sorular yanlış amaç mamaç yok.Hepimiz fizik ve biyoloji ilkelerine bağlıyızYaşamk bile bu yüzden çünkü yapmak zorunda hissediyoruz bize etkiyen kanunlar yüzünden.

3 zaten çöp.

2 sorgulamak neden-sonuca tabiidir insan evriminde merak beyniyle birlikte evrimleşmiştir .Merak nedir ''bir sonraki tehlikeyi bilip onu engelleme''dir.Hayatın amacına kadar giden merak serüveni ise bu özelliğin yan ürünüdür.Çünkü merak etme özelliği oluştuğu zaman evrim bunu sınırlamadı hatta insan türüne avantaj sağladı bu yüzden merak olabildiğince uç noktalara vardı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ornegin ben genis kalcali kizlari begeniyorum her erkek gibi. Neden? Cunku evrim boyle islemis. Genis kalcali kadinlar daha kolay dogum yapiyor. Benim burada ozgur iradem oldugunu soyluyorsunuz yani? lol

Tabi ki hayır. Göz rengine ya da acıdan kaçınmana da sen karar vermedin. Ama bütün yaşamsal faaliyetlerimiz de bilinçsiz reflekslerden ibaret değil! Sınırlı da olsa kendimizi tayin etme durumlarımız var ve işte bu noktada da sorumluluklarımız başlıyor.

Geniş kalçalı kadınlardan hoşlanman biyolojik altyapından kaynaklanıyor olabilir ama her gördüğün geniş kalçalı kadına da otomatik olarak saldırmıyorsundur. Ahlaki nedenlerle veya sadece korkudan... Ama sonuçta kararı bütünsel olarak sen veriyorsun; Herhangi bir molekül değil!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sorular yanlış amaç mamaç yok.Hepimiz fizik ve biyoloji ilkelerine bağlıyızYaşamk bile bu yüzden çünkü yapmak zorunda hissediyoruz bize etkiyen kanunlar yüzünden.

3 zaten çöp.

2 sorgulamak neden-sonuca tabiidir insan evriminde merak beyniyle birlikte evrimleşmiştir .Merak nedir ''bir sonraki tehlikeyi bilip onu engelleme''dir.Hayatın amacına kadar giden merak serüveni ise bu özelliğin yan ürünüdür.Çünkü merak etme özelliği oluştuğu zaman evrim bunu sınırlamadı hatta insan türüne avantaj sağladı bu yüzden merak olabildiğince uç noktalara vardı.

Amaç gütmeden yaptığın davranışın var mı ki... Kalp kası, diyafram veya yarı bilinçli refleksler hariç(Parmak uzatılınca gözünü kırpman)

Şuanda bu forumda yazıyor olman da amaç güden bir varlık olmanı göstermiyor mu?

Link to post
Sitelerde Paylaş

"1)Doğadaki hangi kimyasal reaksiyonlar amaç güder"

Hiç biri. Amaç yada hedef beynin kimyasal tepkime ile oluşan iletinin okunması ile dış dünyada olmadan önce daha önceki deneyimlerine dayanarak hesaplaması olayıdır.

"2)Doğadaki hangi kimyasal reaksiyonlar yaşamın niye var olduğunu sorgular."

Frontal lobun sorgulama kapasitesi yüksektir. Kimyasal reaksiyonlar ile oluşan bu tepkime yaşamın niye var olduğuna cevap vermez /veremez, Ancak neden var veya nasıl var olduğuna cevap verir.

Zaten vereceğiniz cevaplar neden var veya nasıl var olduğuna yöneliktir.

"3)Hangi kimyasal reaksiyonlar varlığa ilişkin estetik çıkarımlarda bulunur.

Estetik çıkarımsamalarınız algılarımız vasıtasıyla bir türün birden çok bireyini ele alarak ,etkileşime girerek beyninizde oluşan ideolojik (ideal durum) durumdur.

"4)Hangi kimyasal reaksiyonlar ..."

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu hiçbir açıdan denk bir örnek değil ama. Biri bir kere mahsus ve gayet tolere edilebilir bir cezayken diğeri tolore edilmesi neredeyse imkansız olan ve sonsuza dek süreceği bilinen bir ceza.

Bazı durumlarda özgürlüğü kullanıp kullanmamak da muhakemeye ihtiyaç duyar. Dolayısıyla ortaya bir irade koymak gerekir. Ayrıca ortada bir çok net bir yasak varsa özgürlükten sözedebilmek ne kadar doğru? Trafik kuralını çiğneme özgürlüğümüz yok, olmadığı için para cezasına çarptırılıyoruz zaten. Bazı kuralları ihlal ettiğimizde ehliyetimize el koyuluyor, bazen de hapse atılıyoruz. Trafik kurallarını çiğneme özgürlüğümüz yok, bunlar negatif özgürlükler alanına da girmez.

Allah bize yapmamız ve yapmamamız gerekenleri, diğer bir deyişle hakkımızda hayırlı olanları ve olmayanları söyler. Onlara uymak ve uymamak bizim tercihimize bağlı diyerek özgür irademiz varmış gibi düşünmek biraz kandırmaca gibi duruyor.

Sonunda tolore edilmesi mümkün olmayan cezalar var çünkü. Cehennem.

Bir de Kur'an her şey hakkında konuşur, mutfağımıza ve yatak odamıza kadar karışıp yöntemler dikte eder. Biz kullar düşünmeye gerek olmaksızın söylenenleri yapmaya zorlanırız vs.

Elmalarla armutları topluyoruz.

Şöyle diyelim özgür irade için: Teknik bir kavram. Sınırlı bir kavram: belli bir sürecin bir aşamasının özelliğini ifade ediyor sadece. Fizikteki nedenselliğe ilişkin bir kavram.

Özgürlük için de şöyle diyelim: politik bir kavram. Bir sistemi ifade ediyor, "mega" bir anlatı.

Özgür irade, bir davranışın belirlenmesi sürecinde, o davranışın failinin, deterministik nedenler zincirinin basit bir halkası olup oladığı sorusunun cevabıdır. Örneğin sıcak bir havada klimayı açtıysam; klimayı açan nedenin havanın sıcaklığı mı yoksa mu sıcaklıktan bağımsız benim takdirim mi olduğu sorusu.

O davranışa, yasalar ve normlarca izin verilmiş midir, verilmemiş midir; o tamamen ayrı bir soru. Bu bağlamla hiç alakası yok.

Yani, "Şu saatler arasında işyerimizde klima açmak yasaktır" diye bir kuralın olup olmamasının, yukarıdaki sorunun cevabı olmakla bir alakası yok.

En fazla şu biçimde olabilir: Bir yasağın ya da serbestinin, kişinin karar verme sürecine etki edebilecek nedensellik unsurlarından birisi olması. Fakat, unsurlardan "birisi" olması sadece, o kadar.

Diyebilirsiniz ki, şu kuralın/yasağın olması/olmaması, failin davranış tercihini etkiler; fakat diyemezsiniz ki, o kuralın/yasağın olması/olmaması durumunda kişinin özgür iradesinden söz edilemez/edilebilir.

Bu unsur, kişinin davranışını tamamen determine edebilir mi, hayır. Yani, bir eyleme özgürlük tanınmış olması/olmaması tek başına bir nedensellik unsuru değildir. (Aslında bir nedensellik unsuru mudur, o da tartışmalı.)

Dolayısıyla bu iki kavramı biribirine indirgeyemiyoruz. Farklı dünyaların sevgilileri bunlar. Karıştırmayalım, n'olursun.

İyi-kötü bu konudaki ana tartışmaları takip etmişimdir; hiç birinde "özgür irade" konusuna "özgürlük" karıştırılmaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allahin psikolojik problemleri var.

İblis dedi ki: Öyle ise beni azdırmana karşılık, and içerim ki, ben de onları saptırmak için senin doğru yolunun üstüne oturacağım. ARAF-16

Iblis (veya herhangi bir kimse) Allahin dilemedigi bir seyi yapmaz, yapamaz!!!

Yukardaki ayette de Iblis Allahin ona verdigi görevi yapiyor...

Ama Allah ona Kuranda devamli hakaretler yagdiriyor, lanet ediyor vs.

Bu normal mi, arkadaslar?

İçimizde Allah'ı en iyi tanıyan İblis.

İşte, biz günlerdir burada tartışıyoruz, kıvırıyoruz: yok eylemlerin sahibi biz miyiz, yok Allah mı, öyle mi olur, böyle mi olur...

Adam direkt söylüyor işte: benim eylemimin sahibi sensin. Çünkü Allah'ı bizden iyi biliyor. O Allah'a düşman değil, insana düşman. Adem'i kıskanıyor.

(Şeytan Allah'ın düşmanı olmadığı gibi, melekler de Allah'ın dostu değil. Allah'a "düşman" veya "dost" olabilen tek varlık kategorisi var: insan. Meleklerin düzeyinde zaten kötülüğün k'sının ihtimali yok. İşte şeytan, sadece kıskandı ve kibir yaptı. Bu kadar basit bir eylemden dolayı kovuldu ve lanetlendi. Ama biz, insan olarak bunu her gün yapıyoruz. Tolere ediliyoruz, çünkü biz mele-i ala'da değil, mükemmel olmayan, eksik bir varoluş mod'unda yaşıyoruz. Kötüyüz biz. Öyle olmalıyız, insan olmak için: zalim, nankör, şımarık, kibirli.)

Ha, şeytanı sapıttıranın Allah olması, özel bir örnek değil. İnsanlardan sapıtanı da Allah saptırır. Şeytanın da eylemlerinin sahibi Allah, insanın da. Kuran'da daha fundamental ifadeler var: "Allah'ın saptırdığını sen mi doğru yola getireceksin..." gibisinden. Onları bulsanız size iyi copy-paste malzemesi çıkar.

Her ne ise, dediğim beri gibi burada felsefe tarihinin başlangıcından beri çözülmemiş bir paradoks var: özgür irade paradoksu. Bir Tanrı varsa, varlıkların eylemlerinin de sahibidir. Çok başka açıdan bir ifadeyle: evrenin verili herhangi bir andaki durumu, bir sonraki toplam durumunu belirler: determinizm ya da kader denen şey.

Ama varlıklar da kendi eylemlerinin sahibidir. İstersem yaparım, istersem yapmam, bitti. Gerçek bu. Çözerim diyen gelsin.

Kimse Allah'a suçu atmasın: herkes seçiminden, halinden, geldiği yerden pek memnun. Akılları pazara çıkarmışlar herkes gene kendi aklını beğenmiş.

Ballandıra ballandıra anlatmalar, laf geçirmeler, copy-paste'ler, gururlar, eminlikler, ha-ha-ha-hi-hi-ho'lar... Mutluyuz işte hepimiz.

Hiç birimiz İblis kadar dürüst değiliz. Çünkü Allah'ı en iyi o biliyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Fakat materyalizm açısından tutarlı olan görüş bu değil midir sizce de?

Madde ne şekilde bağlar kurup nasıl organize olursa olsun tabi olduğu yasalar aynı değil midir?

Örneğin ben araba almaktan vazgeçtim diye beynimin maddesel bileşenleri arasında gerçekleşmesi gereken reaksiyonlar iptal mı oluyor yoksa zorunlu kimyasal reaksiyonlar mı irademi belirliyor. Yani ben karar verdim diye mi kimyasal reaksiyonlar o yönde gerçekleşiyor yoksa doğa vurdumduymaz bir şekilde işliyor da ben "karar verdim" yanılgısına mı kapılıyorum...

Haddimi fazla aşmadan son sorum: Özgür iradeyi açıklamak için idealistlerin "yukarıdan aşağıya nedensellik" olarak tanımladığı bütünün parçayı etkilemesi iddiası vardır. Materyalizmle taban tabana zıt böylesi bir iddiayı savunmadan özgür irade nasıl temellendirilebilir?

Saygılarımla

Sanıyorum problem özgür irade derken mutlak bir iradeden bahsedildiğini sanmak. Mutlak bir irademiz olmadığı gibi, gücümüz de maddi varlığımızla sınırlı. Bunu ilk sayfada kısaca açıklamaya çalışmış, örneğin istesek de uçamayız demiştim.

Biz, var olduğumuz biçimiyle önümüzdeki seçenekler içinden birini "anlamlı ve yeteri kadar güçlü" nedenlerden ötürü tercih edebiliyoruz, böyle bir irademiz var diyorum. Bu nedenleri oluşturan şeyler bizim geçmişimiz, anılarımız, kültürel arka planımız, eğitimimiz, bilgimiz, kişiliğimizi oluşturan alt yapımız, beklentilerimiz, beynimizin moleküler yapısı, hormonlarımız, sinir ağlarımız vb'dir ve biz bunlara göre kararlar alır, tercihler yaparız. Meslek seçerken zar atmayız örneğin, ikisi de anlamlı derecede uygun olan iki meslek arasında kalmamışsak... Bunu bile yapmayız hatta.

Demek istiyorum ki eğer seçimlerimizi tamamen rastgele yapıyorsak özgür iradeden bahsedemeyiz. Ancak pratik ve/veya gerçeğimiz bize seçimlerimizi rastgele yapmadığımızı açıkça gösteriyor.

Baştan sona maddeyiz, beynimizin bütün aktiviteleri maddeyle sınırlı. İstisnasız her şeyi madde ile açıklıyoruz. Ben deneyimlerimde, belleğimden, beynimin işleme sisteminden, zihinsel yapımdan ibaret maddesel bir varlığım, bunlardan ibaretim. Süreçlerin maddi açıklamaları olması, onların bizden bağımsız gerçekleşmesi anlamı taşımaz. Genlerimle, hormonlarımla birlikte bir şeyim ben. Hepsinin toplamıyım. Ayrı ayrı bakıp değerlendirebilirim, farklı açılardan ele alabilirim ama nihayetinde hepsinin toplamıyım, hepsi birlikte ben'i oluşturur. Çoğumuzun düştüğü yanılgı, genlerin ve kimyasal süreçlerin benden ayrı, ben dışında, benden bağımsız bir şey olduğunu sanması. Eğer ayrı bir şeyse aldıkları kararları, seçtikleri yönleri, diğerlerinden farklı zevk ve anlayışlarını açıklamaları mümkün olmaz. İnsan diğer hayvanlardan daha karmaşık çünkü beyni daha kompleks.

İdealistler özgür iradeyi açıklayamıyor bence. Onlar nedensellikle erekselliği aynı şey sanıyor ve ateistler de bu tuzağa düşerek özgür irade dendiğinde ruh gibi bir kavramdan bahsedildiğini sanıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...