Jump to content

DARWiNCi MÜSLÜMANLAR !


  

34 oy

You do not have permission to vote in this poll, or see the poll results. Please sign in or register to vote in this poll.

Recommended Posts

  • İleti 71
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Maymunlarla veya şempanzelerle akrabalığımız olduğunu kabul etmiyorum. Evrim teorisi zaten akraba olmadığımızı söylüyor.

K.çınızdan uydurmayın...

senin işin uzun, daha evrimin ABC'sinden haberin yok. burada kimse bu kadarına tahammül göstermez. şu linkten başla, biraz öğrenince gelirsin: http://www.evrimagaci.org
Link to post
Sitelerde Paylaş

sen anca karınca duası okursun. o kafaya bak. sen okusan ne olur. kaç gr beynin var.

ulan ibn bin lastik ; benle uğraşma. ben kendimi geliştiren okuyan birisiyim.

Sen de buna inanan bir malsın ;

Bir protein molekülü, yaklaşık 300 amino asit içerir. Bunu kontrol eden DNA zincirinde ise, yaklaşık 1000 nükleotid bulunacaktır. Bir DNA zincirinde dört çeşit nükleotid bulunduğu hatırlanırsa, 1000 nükleotidlik bir dizi, 4 üzeri 1000 farklı şekilde olabilecektir. Küçük bir logaritma hesabıyla bulunan bu rakam ise, aklın kavrama sınırının çok ötesindedir.Yani ortamda bütün gerekli nükleotidlerin bulunduğunu, bunların aralarında bağlanması için gereken bütün kompleks moleküllerin ve bağlayıcı enzimlerin hepsinin hazır olduğunu farzetsek bile bu nükleotidlerin istenen sırada dizilmesi ihtimali 4 üzeri 1000'de 1, diğer bir ifadeyle, 10 üzeri 600'de 1 ihtimal demektir. Kısaca insan vücudundaki ortalama bir proteinin DNA'daki şifresinin tesadüf sonucu, kendi kendine oluşma ihtimali, 10'un yanında 600 tane sıfır olan sayıda 1'dir. Bu astronomik olmanın da ötesindeki sayı ise, pratik olarak "0" ihtimal anlamına gelir. 0 ihtimalle insan olmuşsun...

Link to post
Sitelerde Paylaş

arkadaş, Evrimi bugün şeriatçı İran bile çocuklarına okulda okutuyor. artık bunun doğruluğunu çok marjinal küçük gruplar dışında tartışan kalmadı. dünya düzdür diyen dangalak Suudi'ler falan oktmuyor olabilir, bilmiyorum ama yakışır onlara.

Teizm-ateizm deyince aklınıza hemen evrim gelmesin. Evrim, Tanrı kadar tartışmalı bir konu değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş

ulan ibn bin lastik ; benle uğraşma. ben kendimi geliştiren okuyan birisiyim.

Sen de buna inanan bir malsın ;

Bir protein molekülü, yaklaşık 300 amino asit içerir. Bunu kontrol eden DNA zincirinde ise, yaklaşık 1000 nükleotid bulunacaktır. Bir DNA zincirinde dört çeşit nükleotid bulunduğu hatırlanırsa, 1000 nükleotidlik bir dizi, 4 üzeri 1000 farklı şekilde olabilecektir. Küçük bir logaritma hesabıyla bulunan bu rakam ise, aklın kavrama sınırının çok ötesindedir.Yani ortamda bütün gerekli nükleotidlerin bulunduğunu, bunların aralarında bağlanması için gereken bütün kompleks moleküllerin ve bağlayıcı enzimlerin hepsinin hazır olduğunu farzetsek bile bu nükleotidlerin istenen sırada dizilmesi ihtimali 4 üzeri 1000'de 1, diğer bir ifadeyle, 10 üzeri 600'de 1 ihtimal demektir. Kısaca insan vücudundaki ortalama bir proteinin DNA'daki şifresinin tesadüf sonucu, kendi kendine oluşma ihtimali, 10'un yanında 600 tane sıfır olan sayıda 1'dir. Bu astronomik olmanın da ötesindeki sayı ise, pratik olarak "0" ihtimal anlamına gelir. 0 ihtimalle insan olmuşsun...

Buraya teknik yazılar koyup ''bakın ben okuyorum, ben ne kadar kültürlüyüm'' havası veriyor. havan batsın. neleri okuduğun belli. boşuna demiyorum sen okuma kafan almaz hımbıl!

bitmiş resme bakıyorsun ve tabi hayretler içinde apışıp kalıyorsun sonrada bunlar tesadüf olamaz diyorsun çıkıyorsun işin içinden. sen birde canlılığın ilk hallerine bak o kadar karmaşık mı? ya da bakma ben örnek veriyim. bilal bile anlar.

Elinde atıyorum samsungun son model akıllı telefonu var içini açıp baksan ulan bu buna o ona nasıl yapmış çok karmaşık imkansız olamaz dersin. e telefonlarda evrim geçirdi, atıyorum g7 modelinden evvel 6 vardı ondan evvel 5,4.... t38 vardı tbilmem kaçı vardı. 1 kilo tuğla gibi telefon. daha da eskiye gitsen son derece basit elektrik ve mekanik bir yapıya rastlarsın. hepsi bir transistörün diyotun icadına dayanır. diyotu 100 sene evvel yapan adamın eline g7 yi versen bak senin buluşun nerelere geldi desen. telefona malmal bakar inanamaz olamaz der bu bir mucize der.

Bir diyot ne kadar karmaşık ki? çok basit. akımı bir taraftan öbür tarafa veriyor tersine izin vermiyor. bildiğin geri döndürmez valfin küçük ölçeği.

Diyotun basit tasarımını günümüz gelişmiş telefonlarıyla kıyaslıyamıyorsun. halbuki ondan geldiler.

Aynı şekilde canlılığın ilkel basit formlarını es geçip günümüzdeki karmaşık DNA profiline bakıp şaşakaldın.

Bu telefonlar birden mi oluverdiler? Aşama aşama gelişmediler mi? Canlılık birden mi oluverdi? hala daha evrilip değişmiyorlar mı? ve daha da karmaşıklaşmıyorlar mı?

Sen şimdi burda '' aha demekki iğnesiz usta olmuyormuş'' dersin. bizide telefon gibi yapan yaratıcı var dersin. Bende doğa, fizik kanunları evrim derim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

ulan ibn bin lastik ; benle uğraşma. ben kendimi geliştiren okuyan birisiyim.

Sen de buna inanan bir malsın ;

Bir protein molekülü, yaklaşık 300 amino asit içerir. Bunu kontrol eden DNA zincirinde ise, yaklaşık 1000 nükleotid bulunacaktır. Bir DNA zincirinde dört çeşit nükleotid bulunduğu hatırlanırsa, 1000 nükleotidlik bir dizi, 4 üzeri 1000 farklı şekilde olabilecektir. Küçük bir logaritma hesabıyla bulunan bu rakam ise, aklın kavrama sınırının çok ötesindedir.Yani ortamda bütün gerekli nükleotidlerin bulunduğunu, bunların aralarında bağlanması için gereken bütün kompleks moleküllerin ve bağlayıcı enzimlerin hepsinin hazır olduğunu farzetsek bile bu nükleotidlerin istenen sırada dizilmesi ihtimali 4 üzeri 1000'de 1, diğer bir ifadeyle, 10 üzeri 600'de 1 ihtimal demektir. Kısaca insan vücudundaki ortalama bir proteinin DNA'daki şifresinin tesadüf sonucu, kendi kendine oluşma ihtimali, 10'un yanında 600 tane sıfır olan sayıda 1'dir. Bu astronomik olmanın da ötesindeki sayı ise, pratik olarak "0" ihtimal anlamına gelir. 0 ihtimalle insan olmuşsun...

Bu senin gelişmiş halinse vay haline.

Ona buna mal diye atıp tutacağın yerde burada bahsettiğin şey "neyin olasılığı" bi onu iyicene aç hele de, neticede kim mal kim değil anlayalım..

Koyun gibi kekliyorlar sizi..

Binlerce kere yazılıp, bu forumda dahi sayısız kere tartışılmış bir şeyi mal bulmuş mağribi gibi buraya getirip hindistanı yeniden keşfettiğinizi sanıyorsunuz sadece..

bütün dünya mal; 4 tane kıçıkırık müslo olayı çözmüş(!) kendi kendine gelin güvey olup duruyor kendi küçük dünyasında..

Ve her zamanki gibi tanrınız yine boşlukların tanrısı;

"Bunu nasıl olduğunu bilmiyoruz, o zaman yürüyün hurraa tanrıya.." mallığı.

Aslen basitlik ve sığlık.

Kendisi; olasığı dahi olmayan, olasılık konusu dahi olamayacak "olasılıksız" bir ne idüğü belirsiz "şeye" inanır..

Sonra utanmadan bir de burada olasılıklardan bahseder.

Siz hala daha en dana mallığın hangisi olduğunu idrak edemediniz mi?

Boşlukların tanrısı........................

Ona muhtaçsınız.

Köşeye şıkıştınız

Çember gittikçe daralıyor

başka şansınız yok ne de olsa..

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 weeks later...

Bu taslaman dallaması'nın , hristiyan din bilimcilerinin argümanlarını kullandığını herkes biliyor.akpli itlerin sevdiği türden ...

Merak ettiğim; acaba bu entropi şarlatanının akp ile bir ilgisi var mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kesin birşey diyemem ama akp ci olmasa kolay kolay televizyon programlarında önüne gelene ayı gibi böğürmesine izin vermezler.

Biliyorsun akp zihniyetini ve islamı fazlaca çekip çekiştirenler, bu programlara bir çıkıyor bir daha yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kesin birşey diyemem ama akp ci olmasa kolay kolay televizyon programlarında önüne gelene ayı gibi böğürmesine izin vermezler.

Biliyorsun akp zihniyetini ve islamı fazlaca çekip çekiştirenler, bu programlara bir çıkıyor bir daha yok.

ayrıca bir yerde duymuştum, üniversitede de baya yetkili bir konumdaymış. artık ünilerde kimler yükseliyor biliyoruz.
Link to post
Sitelerde Paylaş

Mehmet Bayraktar'ın yıllar önce bu konuda kitabı basılmıştı.

http://www.kitapyurdu.com/kitap/islamda-evrimci-yaratilis-teorisi/40804.html

''

– ‘İslam’da Evrimci Yaratılış Teorisi’ adlı kitabınız, sanılanın aksine evrim düşüncesinin İslam’da oldukça kabul gören bir teori olduğunu ortaya koyuyor. Evrimin, İslam’da zamanla geri plana itilmesinin kökeni nedir?

Sadece evrim teorisiyle ilgili değil, günümüzde var olan bilimsel hatta sosyal alanlarda Müslümanlar maalesef bilim adamlarının zamanında söyledikleri birçok şeyi unutmuş durumda. Bu, genel olarak “İslam dünyası neden geri kaldı” sorusuyla bağlantılı olarak ele alınabilir. Doğru bilgiye ilim denilmesi zamanla yıprandı, dolayısıyla Müslümanlar genel malumatlara, kulaktan kulağa aktarılan bilgilere ilim demeye başladılar. Bu, İslam dünyasının en temel çöküş nedenlerinden biridir. Bu durum, bilimin İslam dünyasında siyasallaştırılması, bilimin İslam dünyasında siyasetin bir aracı olarak görülmesi olayıdır. Dolayısıyla, malumatların, hurafelerin İslam’da yer bulması, evrim teorisine karşı da reaksiyonu getirdi. Oysa, Müslümanlıkta ciddi bir evrim geleneği vardır. Bazı Müslüman düşünürler bugün evrim düşüncesi diyebileceğimiz ve Darwinizm ile paralellik arz ettiğini söyleyebileceğimiz görüşler ortaya atmışlardır. Kuran ayetlerine dayanarak ortaya atılan bir evrim teorisi oluşturmuşlardır. İslam dünyasında var olan evrimci diyebileceğimiz teori buradan doğmuştu: Kuran’daki yaratılışla ilgili ayetlerin daha bilimsel bir yorumundan ibarettir diyebiliriz.

– Peki İslam’daki evrim karşıtlığı nasıl gelişti?

İslam’da evrime karşı olmak Hıristiyanlığın ve Museviliğin etkisiyle gelişmiştir. Çünkü Evrim Teorisi, Hıristiyanlık teolojisini temelden sarsan bir teoridir. Müslümanların ise evrimden gocunacak bir yanları yok. Ama Müslümanlar, Hıristiyanların etkisinde kalarak bugün bu teoriye karşı durmaktadır. Hıristiyanlar, Tanrı’yı insan kabul ettikleri için, eğer insan maymundan türemişse; bu, dolaylı ya da doğrudan Tanrı’nın da maymundan gelmiş olabileceği görüşünü ortaya çıkaracağı için, evrime karşıdır. Bu nedenle akide olarak çok ters bir durum onlar için. İslam da bundan dolaylı etkilendi, oysa bizi sarsacak bir şeye değildir evrim.

– Dolayısıyla maymundan geldiğimizi söyleminin İslam’la ters düşen bir yanı yok…

İslam âlimi Cahiz’in söylediği gibi bakacak olursak: “Allah dilediği zaman insanı maymundan, maymunu insandan yaratabilir.” Bu, insanın illa maymun olması, maymunun insan olması anlamına gelmez. Bir ölçüde varoluşçu evrim ya da biyolojik evrimin oluşum sürecinde, evrim, basitten karmaşığa doğru ilerler. Dolayısıyla, bu süreçte bir safhada maymun, ondan sonra insan yaratılıyor. Bizzat maymunun insanlaşması değil de, bir çekirdeğin açılımı gibi bu süreci algılamak mümkün. Maymunda gizli olan insanlık tohumunun maymundan çıkarak insan olması şeklinde izah ediliyor örneğin bu süreç. Burada maymunu insan yapan da Allah; insanı da maymuna da dönüştürecek odur. Tanrı’nın yaratıcılığını kabul ettiğimiz müddetçe, insanın maymundan geldiğini söylemekte bir problem yoktur. İslam felsefesiyle, bilim tarihiyle yakından ilgili biri olarak ben de bu Müslüman evrimcilerin yaratılış görüşlerini şahsen kabul ediyorum. Yani, Allah’ın iradesini kabul ettiğimiz andan itibaren maymundan geldiğimizi kabul etmekte bir sakınca yoktur.

– Peki tüm bu görüşleriniz doğrultusunda Darwin’in görüşleri size ne kadar yakın?

Darwin’le uyuştuğumuz noktalar var. Darwin’le uyuşuyoruz yani. Darwin’le çok fazla ters düşecek bir nokta yok. Ancak bazı yeni Darwinciler, materyalist görüşleri doğrultusunda, evrimin Tanrı’nın iradesi dışında gerçekleştiğini söylüyorlar. Ters düşülecek tek nokta burasıdır. Evrenin yokken yaratıldığını ancak yaratma biçimin ve sürecinin evrim şeklinde olduğunu kabul ediyoruz biz ve bu noktada klasik Darwincilerle bir ayrılığımız söz konusu değil. Bu bağlamda, insan insan olmadan önce, gerçek anlamda bir insan yoktu. İnsana ait bilgiler Tanrı’da vardı ama insanın Adem olarak ortaya çıkışı zaman içinde, bir evrim geçirdikten sonra oldu. Bunu doğrudan maymunun insanlaşması olarak da, güneş ısısı altında bir çamurun ekmek mayalanır gibi mayalanması şeklinde de anlayabiliriz.

İLHAMİ GÜLER İLE YAPILAN SÖYLEŞİ

– Bize öğretilen ya da söylenen, evrimin sözcük olarak bile İslam’a dahil edilemeyeceğiydi. Fakat sizlerin öncülüğünde bunun doğru olmadığını görüyoruz. Bu kutuplaşmanın Türkiye için kaynağı neydi?

Bu, benim kişisel kanaatim, cumhuriyet kadrolarının biyoloji kitaplarında insandan söz edilen bölümlerde evren, bilimsel bir bilgiymiş gibi veriliyordu. Halk geleneğinde bildiğiniz gibi, Allah Adem’i yaratmıştır. Allah insanı kendi iradesiyle yaratmıştır. O düşünce şimdi de gelenekte yerleşmiş bir durumdur. Cumhuriyet dönemindeki bu pozitivist yaklaşım ile bilimi dinin yerine ikame etme anlayışı, Darwin teorisinin dinin alternatifi olarak konulmasına neden oldu. Denildi ki “Bizi Tanrı yaratmadı, din Tanrı tarafından yaratıldığımızı söyler oysa bilim insanın evrim süreci ile yaratıldığını iddia eder”. Onu bir dini inanç gibi sundular. Halkın yerleşik tarihten getirdiği İslam inancı, dolayısıyla evrim teorisine tepki göstermesine yol açtı. Daha sonra biliyorsunuz, Marksist teorinin de Türkiye’de etkinleşmesi ve Darwin teorisini savunmasıyla, halk ile cumhuriyetin eğitim kadroları ve daha sonra komünist düşünceye sahip insanlar arasında evrim konusunda kutuplaşma oldu. Bu, dini bir çekişme halini aldı ve dolayısıyla bilimin konusu olmaktan tamamen çıkarıldı.

– Bu coğrafyada İslami kesimin evrimi savunan bir yaklaşımı ifade etmesinin yakın tarihte örnekleri var mı?

70’li yıllarda Süleyman Ateş, eski Diyanet İşleri Başkanı, fakültede bir dergide yazmıştı. Kuran’a dayanarak, yani Mehmet Bayrakdar İslam felsefecilerine, kelamcılara dayanarak söylemişti. Süleyman Ateş tamamen bunların dışında Kuran’a dayanarak, Adem’in yaratılışını konu etti. O, Sünni düşünceye göre “Allah eliyle heykel yaratır gibi Adem’e şekil veriyor, ondan sonra da ona birden bir ruh üflüyor. Ve Adem birden canlanıyor. İnsan haline geliyor” yaklaşımına karşı geleneksel Sünni dini akideyi eleştirdi. Bu yaratmanın böyle olmadığını, Adem’den önce de evrim sürecinin olduğunu; bu evrim sürecindeki insanlaşmayı, insan olma onurunu, insan olma şerefini ve dolayısıyla denenmeye ehliyetli bir hale gelmeyi ifade eden bir aşama, ara durum olduğu tarzında yorum yaptı.

– Size göre evrim ne?

Ben de Kuran’a baktığım zaman, Allah’ın yaratmasıyla evrim arasında geleneksel anlamda konulduğu gibi bir çelişki konulması gerektiği kanaatinde değilim. Evrimle yaratmayı Kuran’a söz konusu edilen ‘halata’ fiiliyle ifade edilen, yani yaratma anlamına gelen, bu yaratma fiilinin yoktan ve anlık olarak, yani Allah ağacı bir anda yarattı, kurbağayı bir anda yarattı, denizi bir anda, yani doğadaki organik ve inorganik olarak ayrı olan şeyleri bir anda yaratma tarzında değil de Kuran’ın geneline baktığımız zaman birçok ayetten Tanrı’nın bütün evreni ve dolayısıyla bu evrenin içinde de özellikle insanın yaşadığı dünyayı bir süre içerisinde, bir zaman içerisinde yarattığı şeklinde anlıyorum. Dolayısıyla burada evrimle yaratma eş süreç. Türkçesi açıkça evrimdir bu ifadenin. Tanrı’nın insanı yaratmasının bir evrim süreci içerisinde olduğu düşüncesini bir yorum olarak söylemekte herhangi bir sakınca görmüyorum.

– Öyleyse Adem Adem olmadan önce neydi?

Orada çok net bir şey yok açıkçası. Yani nasıl bir varlıktı? Belki insan altı bir varlıktı. Yani burada maymunlarla, maymun sülalesi dediğimiz varlıklarla aramızda bir türden türe geçiş tarzında bir şey olup olmadığını ben bilimsel olarak bilmiyorum. Ama ben her halükârda insanın bilinçli hale gelinceye kadar -insan altı diyelim- insan olma bilincini kullanması, dolayısıyla kendi dışındaki dünyanın şuuruna varma seviyesine gelmeden önce bir sürecin geçtiğini, dolayısıyla orada da bir evrim sürecinin ortaya çıkmış olabileceğini bir ihtimal olarak söylüyorum. Darwin teorisine göre -o aranın nasıl olması gerektiğine yönelik- birtakım insan öncesi varlıklara dair kalıntılar var.

– Öyleyse insan insan olmadan önce neye benziyordu?

Başka bir türden mi bu hale geldik, yoksa türün kendi içerisinde bir evrimi sonucunda mı bu hale geldik, o konuda ben çok net konuşamıyorum. Her halükârda insan olma, organlarımızın olması, bir kurbağanın, bir atın, bir sineğin sinek haline gelmesi, bir evrim sonucunda olduğu gibi, biz de canlı olduğumuz için onlarla aynı kategorideyiz. Bir kurbağanın kurbağa oluşuna geliş süreciyle insanın insan olma noktasına geliş süreci aynıdır. Canlıların son hallerini almaları sırasında bir evrim geçirdikleri kanaatindeyim ben. Kuran’da bir ayet var, diyor ki, “İnsan kendinden söz edilir bir hale gelinceye kadar aradan uzun bir zaman geçti.” İnsan suresinin ilk ayetidir bu. O sürenin geçmesi neyi ifade ediyor? Tanrı orayı boş tutup da uzun bir boşluk döneminden sonra mı insanı birden ortaya çıkardı? Çok anlamsız bir şey. Tanrı’nın bir anda kendi iradesiyle, mesela ” ol ” demesiyle bir şeyin anında olması. Bu ayeti aslında biz yanlış yorumluyoruz. Bir ayet var, “Biz bir şeyi istediğimiz zaman ona “ol” deriz, o da olur” Yasin suresinde bir ayettir. Bu ayet, Kelam geleneğinde şöyle yorumlanır: Allah bir anda insanın olmasını istedi. Yoktan bir anda insan ortaya çıktı. Oysa bunu şöyle yorumlamak da mümkün: Tanrı bir şeyin olmasını istediği anda o olmaya başlar. “Yekûn” fiili oluşum ifade eder. Oluşmayı başlamayı ifade eder. Kainat oluşu ifade eden bir şey. Bir şeyin bir anda olmasını ifade eden bir şey değil. Süreci ifade ediyor, dolayısıyla evrimleşerek bir noktaya gelme süreci.

– Geleneksel İslam inancı bunları tartışmıyor ama…

Doğru, belli bir kesim tartışmıyor. Onlara göre, inanç olarak, akide olarak, şudur: Allah bir anda yaratmıştır. Evreni yaratmıştır, daha sonra da bunların içerisinde, dünya varlığı içerisinde bu gördüğümüz hayvanları ve insanları yaratmayı istemiştir. Onları yaratmıştır, bu çok fazla tartışılmaz. Tanrı bunu söylüyorsa, buna inanırsın ya da inanmazsın. Müslüman’a düşen inanmaktır. Ama ben diyorum ki, “Bir insanın Tanrı’nın yaratma işinin nasıl olduğunu son derece masum ve naif bir şekilde sorma ve bunun üzerine düşünce üretme hakkı vardır.” Bu sorgulamayı Tanrı’ya karşı çıkmak gibi olumsuz yorumlamak doğru değil.

Tempo''

Çok ilginç ve güzel bir röportaj.

Keşke bu görüşler daha çok yayılsa, Müslümanlar evrimi bu şekilde de olsa kabul etse. Hiç itirazım olamaz, bilakis çok mutlu olurum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben mutlu olmam sonra Edip gibi her ateiste ''sen sünnii ateistsin gerçek İslam bu değil'' derler. Ben sevmiyorum reformcuları dürüst olamıyorlar bir Davut Dağ benim için çok daha namusludur.Ya da en kötü Cübbeli en azında, bu pislik şeyler evet bizde var diyor.

tarihinde Tanah-Gospel Theologist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Varsın desinler. Ateistin "Siz sünni ateistsiniz" falan demesini savuşturması zor değil. Ona gelene kadar neler demiyorlar ki... Edip'le bir tartışmamızda kendisinden hiç beklenmeyecek bir şey yaptı, siz ateistler gayet de ensest yapabilirsiniz, buna ne engeliniz var ki diyebildi. O yüzden boşver onları.

Müslümanların evrimi kabul etmesi her bakımdan çok iyi ve yararlı olur. Adam karısı bilmem ne nöbeti geçirdiğinde hacıya hocaya değil, direkt doktora götürür mesela. Okullarda evrim öğretilir, yeni nesiller doğru bilgiyle eğitilir ve üç nesil sonra bambaşka bir yere taşınır toplum.

Bak Baba Ateist'in getirdiği o röportajın sonunda yazar kişi "sorgulamak lazım, sorgulamaktan korkmamak lazım" diyor. "Allah ol dedi oldu" demek yerine sorgulayıp evrimsel olarak bugüne geldiğimizi kabul etmek neden kötü olsun diyor. Bütün bunların üstüne bir de bunu koy Tanah. Yeni nesillerin nasıl olabileceğini düşün. Evrim var ama Allah bu yolu seçmiş diyerek inançlarını bireysel anlamda sürdürmelerinde benim için hiç sakınca yok, hatta bu hepimiz için çok daha iyi.

Davut Dağ ve Cübbeli gibi isimler gerici pisliklerdir, onların namusuna tüküreyim ben. Adamlar sapkın, insanlık düşmanı pislikler. Gerçek İslam'ın ne olduğunu iyi bilen müridleriyle birlikte yok olup gitmeliler. Türk halkının gerçek İslam'a bulaşmadan direkt evrimle tanışması ve kabul etmesi çok daha mantıklı ve doğru. Evrimi bilsin, kabul etsin, ondan sonra gerçek İslam bu veya bu değil desin. Daha iyi böylesi.

tarihinde Türk Ateist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Varsın desinler. Ateistin "Siz sünni ateistsiniz" falan demesini savuşturması zor değil. Ona gelene kadar neler demiyorlar ki... Edip'le bir tartışmamızda kendisinden hiç beklenmeyecek bir şey yaptı, siz ateistler gayet de ensest yapabilirsiniz, buna ne engeliniz var ki diyebildi. O yüzden boşver onları.

Müslümanların evrimi kabul etmesi her bakımdan çok iyi ve yararlı olur. Adam karısı bilmem ne nöbeti geçirdiğinde hacıya hocaya değil, direkt doktora götürür mesela. Okullarda evrim öğretilir, yeni nesiller doğru bilgiyle eğitilir ve üç nesil sonra bambaşka bir yere taşınır toplum.

Bak Baba Ateist'in getirdiği o röportajın sonunda yazar kişi "sorgulamak lazım, sorgulamaktan korkmamak lazım" diyor. "Allah ol dedi oldu" demek yerine sorgulayıp evrimsel olarak bugüne geldiğimizi kabul etmek neden kötü olsun diyor. Bütün bunların üstüne bir de bunu koy Tanah. Yeni nesillerin nasıl olabileceğini düşün. Evrim var ama Allah bu yolu seçmiş diyerek inançlarını bireysel anlamda sürdürmelerinde benim için hiç sakınca yok, hatta bu hepimiz için çok daha iyi.

Davut Dağ ve Cübbeli gibi isimler gerici pisliklerdir, onların namusuna tüküreyim ben. Adamlar sapkın, insanlık düşmanı pislikler. Gerçek İslam'ın ne olduğunu iyi bilen müridleriyle birlikte yok olup gitmeliler. Türk halkının gerçek İslam'a bulaşmadan direkt evrimle tanışması ve kabul etmesi çok daha mantıklı ve doğru. Evrimi bilsin, kabul etsin, ondan sonra gerçek İslam bu veya bu değil desin. Daha iyi böylesi.

Davut Dağ gerici değil kendi dinini eleştiriyor bu pisliklerin hepsi bizde var ama korktuğum için inanıyorum diyor.Olanı söyüyor.Adam evrimi de kabul ediyor ama İslam'da yoktur diyor.

Cübbeli de gördüğüm en dürüst Müslümanlardan dinlerindeki neredeyse hiçir pisliğe ''aslında orda öyle demiyor'' diyip kıvırmadı. Edip gibi,Taslaman gibi,Nuri Öztürk gibi, Sinan Canan,Enis Doko gibi sözümona Reformistler aslında kökten dincilere hizmet ediyorlar İslam'ı savunarak.

Savundukları İslam o kadar İslam değil ki insanlar onların ne kadar kıvırdığını fakettikçe İslam'ı sorgulamak yerine ''geleneksel İslam'ın reformist İslam'dan ne kadar çok tutarlı'' olduğunu farkedip kendilerine daha da güveni geliyor.

tarihinde Tanah-Gospel Theologist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Davut Dağ gerici değil kendi dinini eleştiriyor bu pisliklerin hepsi bizde var ama korktuğum için inanıyorum diyor.Olanı söyüyor.Adam evrimi de kabul ediyor ama İslam'da yoktur diyor.

Cübbeli de gördüğüm en dürüst Müslümanlardan dinlerindeki neredeyse hiçir pisliğe ''aslında orda öyle demiyor'' diyip kıvırmadı. Edip gibi,Taslaman gibi,Nuri Öztürk gibi, Sinan Canan,Enis Doko gibi sözümona Reformistler aslında kökten dincilere hizmet ediyorlar İslam'ı savunarak.

Savundukları İslam o kadar İslam değil ki insanlar onların ne kadar kıvırdığını fakettikçe İslam'ı sorgulamak yerine ''geleneksel İslam'ın reformist İslam'dan ne kadar çok tutarlı'' olduğunu farkedip kendilerine daha da güveni geliyor.

Davut dediğin kişiyi tanımıyorum, sen Cübbeli'yle art arda anınca onun da Cübbeli gibi biri olduğunu sanıp öyle yazdım, özür dilerim. Gerici değilmiş. Düzelttiğin için sağol.

Cübbeli gibiler ne dediğin gibi dürüst ne de namuslu. Bunlar sapkın, gerici azınlığın cebindeki paraya göz dikmiş asalaklar, sahtekar şarlatanlar. İşlerine geldiği için İslam'ın gerici tarafını sahiplenirler çünkü böylece saflarını sıklaştırmış olurlar. Dürüst ve namuslu olsa satın aldığı fahişelerle seks yaparken çekilmiş kasetlerini savunur, yaptığının gayet de İslam'a uygun olduğunu söylerdi. Hoş, bunu yapınca da dürüst ve namuslu biri olmazdı ama ben tutarsızlığı ve yalancılığına örnek olsun diye hatırlattım.

Revisyonist İslamcılar, İslam revize edilebilir mi, İslam'ı revize etmek yararlı mıdır yoksa zararlı mı, ateistler nasıl tavır almalı acaba gibi konular tartışılabilir, geçmişte forumda çokça tartışıldı ve açıkçası bir sonuca varılamadı.

Ben şahsen kişisel tutarlılığım adına hiçbir tür İslam'ı ve İslamcıyı desteklemem, İslam revize olsun diye bir çabam olamaz ancak revizyonistlerin kazanmasını da ister, yeğlerim.

İslam'ın bu kadar bilinmediği; laiklik yanlısı, adil, sevgi çiçek temelli bir din olduğu görüşü yalnızca laik Türkiye'de mevcut. Buna neden olan da devrimler ve laiklik. İslam'ın evrimi desteklediği inancı da bu noktada değer kazanır aslında. Demek istediğim İslam dini bu ülkede epeyce bir evrim geçirmiştir ve geçirmeye devam edip evrimi sahiplenecek noktaya gelmesi iyi bir şeydir. Bu inanç ve düşünce yayıldıkça bilime bakış değişir özgürleşir.

Aslında gericiler tam da bu yüzden ateist vb dinsizlerden çok revizyonistleri, laik Müslümanları hedef alır ve onlarla uğraşır.

Bir de senin aksine Türklerin ama özellikle kadınların Yaşar Nuri gibi din adamlarını daha fazla tuttuğunu düşünürüm ben, işlerine gelen onun anlattığı İslam'dır çünkü.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Müslümanların da evrim ile ilgilenmeleri ve bilimsel konularda bilgi edinmeleri beni de mutlu eder.

Fakat hepimizin bildiği gibi müslümanların yaptığı şey, kısacık gazete başlığını okuyup, bu okuduğundan koskocaman bir hayal dünyası yaratmalarıdır. Stephen Hawking'i bile müslüman etti adamlar hayal dünyalarında :D

Bir gerçeğin doğru açıklaması bir tanedir. O konuya ilişkin üretilen gerçek dışı iddiaların ise sınırı yoktur.

Bu nedenle bilim ile alakası olmayan kişilerin iddiaları müthiş bir şekilde bilgi kalabalığı yaratıyor.

Bu bilgi kalabalığı da internette araştırma yapmak isteyen kişileri yanlış yönlendiriyor.

Bu konuda basit bir deney bile yapabiliriz:

Rüya, ölüm, varoluş gibi basit kavramları arattığımızda bile konuya ilişkin bilimsel açıklamalardan ziyade, metafiziki veya dini açıklamalar çıkıyor.

Fakat istisna olarak Wikipedia genelde ilk sırada çıkıyor ki; bu fena birşey değil.

Wikipedia haricinde konuya ilişkin bilimsel bir makale okuyabilmek için googleda 2. veya 3. sayfalara kadar ilerlemek gerekiyor.

Aslında tek derdimiz Müslümanlar değil. Müslümanlar haricinde, spiritüalistler falan var ki; bunlar bildiğin başka boyutlardan şeytan falan çağırdığını zannediyor, hatta şeytanlarla anlaşmalar yapıyorlar :D

Mesela bu metafizik olaylarından "Astral Seyehat" denilen işi ben çok kez yaptım fakat bu işin aslının "Lucid Dreaming" olduğunu ve aslında yaptığım işin sadece rüyamı yönlendirmek olduğunu biliyorum.

Ama astral seyehat yapan başka kişiler, uydurdukları "ruh" denilen şeyin gerçekten bedenden çıkıp sağda solda dolaştığını sanıyorlar.

Manyak manyak işler :D

Anlayacağınız, işimiz zor arkadaşlar. Bu kadar akıl hastası ile nasıl baş edeceğiz bilmiyorum :D

tarihinde Burccu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...