Jump to content

Tanrı "1" tane olabilir mi?


Recommended Posts

Senin söylediğinin benim söylediğimden farkı ne? Ben vakumda yapılıyor mu dedim? Ben foton yok mu dedim? Sen elektronları foton aracılığı ile gözlemlemiyor musun? Ben gözümüzden çıkan esir yapılı garip ışınlarla görüyoruz, foton soğurarak değil demişim gibi bir hava yaratmaya çabalamakla eline geçeceğin ne olduğunu sanıyorsun?

Anlama özürlüysen anlama sorunum var, bir daha anlatır mısın de...

Ortamda foton varsa ve senin gözünden de süpermen gibi foton demetleri çıkıp parçacığı etkileyemiyorsa senin bakmanla bakmaman arasındaki fark neden parçacığın davranışını değiştiriyor?

Kafa çevirme hareketi ile parçacığın davranışını değiştirmek değil bu, ortamda bulunan cetvel, kalem, masa, sandalye bunlar neden parçacığın davranışını değiştirmiyor da insanın bakmasının özel bir yanı olduğunu düşünüyoruz?

Çünkü insanı ortamdaki tüm bu nesnelerden farklı kılan bir özelliği var, bilinci. Başka bir fark yok. Bir canlı olarak diğer nesnelerden farklı olarak orada bulunması da değiştirmiyor. Hangi yol bilgisini bilmesi parçacığın davranışını değiştiriyor.

Parçacık hangi yoldan geçti? A/B yolu pat parçacık gözlemleniyor. Yol bilinmiyor pat dalga girişim deseni. Sistemden bilgi almakla davranış değişiyor.

Öncesini bilmiyoruz ki sonraki halini bilelim diyorsun gene yorumunda.

Öncesinde fırlattığın şeyi biliyorsun, elektron veya bir molekül. Sonrasında da elektron veya bir molekül beklersin.

tarihinde vitamin tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 103
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Saçma sapan düşünceler üretmenin alemi yok. Elinde bulaşık eldiveni, ıslak porselen tabakta taze bir domates çekirdeğini karanlıkta el yordamıyla arıyorsan, bulduğun anda konum değiştirecektir. İlk konumunu asla anlayamayacaksın. Olay bundan başka bir şey kesinlikle değil. Öyle esrarengiz bir yanı filan yok.

Başka bir örnek daha vereyim. Karanlık bir mağarada bir ayı ile berabersin ve elinde bir sürü plastik top var. Çevreye bu topları fırlatarak ayının yerini belirleyebilirsin. Ama attığın topların yerlerini elindeki toplarla belirleyemezsin. Bir topu belirlediğin anda konumunu değiştirirsin, yuvarlanır gider.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuantum safsatacıları uydurdukları kuantum saçmalıklarını makro evrene uygulayabilmek için çok zırvaladılar. Bunlara göre kocaman ay bile aslında orada değildi, yoktu. Biz ay var mı diye baktığımız anda pat diye var oluveriyordu. Einstein "ben bakmadığım zaman da ayın yerinde durduğunu düşünmek isterim" demişti, bu yüzden.

Bunlara göre görebildiğimiz evren vardır, göremediğimiz kısmı yoktur. Teleskoplarımızı büyüttükçe evren de büyür. Zahir, teleskoplarımız genişletiyor bu evreni yahu! Niye düşünemediydik!

İyi de bunlar niye şrödingerin kedisi deneyinin mevcut hali ile yetiniyorlar onu anlamıyorum. Kediyi kutuya koyup kapağını kapattığımız anda artık kutuda kedi filan yoktur deseler ya! Kutuyu açınca kedi hop diye var oluverir. Mantıklı!!! :D

Kafayı tırlatmanın yeni yolu... :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kutunun kapağını otomatik açan bir mekanizma yaptık. Kediyi kutuya koyduk ve mekanizmayı iki dakika sonrasına ayarlayıp mutfağa bir şeyler atıştırmaya gittik. On dakika sonra gelip baktık. Tabii kapak açık, çünkü mekanizma iki dakiklaya kuruluydu. Baktık, kutuda kedi yok. Haaa, kutuda olmayan kedi kutudan çıkmış!!! Nerde lan bu kedi, gel pisi pisi... Aha! Kediyi gözlemledim, tekrar var oldu! :lol: Kanepede uyuyor kerata... İşe bak yahu, ben kanepeyi gözlemlemeden kanepe nasıl var oldu da gitti kanepeyi bulabildi yattı bu ben gözlemlemeden önce var olmayan kedi yahu! Neyse... Ben gözlemlemesem uykusuz da kalacaktı garibim...E olmadığı sırada nasıl uyuyacak değil mi ama... İyi ki varım haaa! :D

Hayır bu kedi bi dışarı çıktıydı, ben gözlemlemediğim için olmadığı halde yok haliyle ne yaptı nasıl yaptı, dört yavru doğurdu namussuz! İnsafsız, iki doğursan neyine yetmiyordu be! :lol:

Hem sonra bu ay, biz daha maymun bile değil, kertenkele bile değil, bakteri bile değilken göktaşları ile delik deşik olmuş ama... Alla alla... Neyse... Vardır hikmeti...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Saçma sapan düşünceler üretmenin alemi yok. Elinde bulaşık eldiveni, ıslak porselen tabakta taze bir domates çekirdeğini karanlıkta el yordamıyla arıyorsan, bulduğun anda konum değiştirecektir. İlk konumunu asla anlayamayacaksın. Olay bundan başka bir şey kesinlikle değil. Öyle esrarengiz bir yanı filan yok.

Başka bir örnek daha vereyim. Karanlık bir mağarada bir ayı ile berabersin ve elinde bir sürü plastik top var. Çevreye bu topları fırlatarak ayının yerini belirleyebilirsin. Ama attığın topların yerlerini elindeki toplarla belirleyemezsin. Bir topu belirlediğin anda konumunu değiştirirsin, yuvarlanır gider.

Tamam da bu deneyde neyi fırlatarak belirliyorsun, senin fırlattığın ne?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Einstein "ben bakmadığım zaman da ayın yerinde durduğunu düşünmek isterim" demişti, bu yüzden.

Dikkat ettiysen ki tercümen doğru, Einstein "düşünmek isterim" diyor. Eminim, orada gibi kesinlik ifade edecek kelime kullanmıyor.

Evet ben de orada olduğunu düşünmek isterim ama şu anki durumda ben de Einstein gibi derim.

Çünkü biz beynimiz bize neyi nasıl gösteriyorsa onu görüyoruz. Ay dediğimiz şeyin aslını gördüğümüzü sanmıyorum.

tarihinde vitamin tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kutunun kapağını otomatik açan bir mekanizma yaptık. Kediyi kutuya koyduk ve mekanizmayı iki dakika sonrasına ayarlayıp mutfağa bir şeyler atıştırmaya gittik. On dakika sonra gelip baktık. Tabii kapak açık, çünkü mekanizma iki dakiklaya kuruluydu. Baktık, kutuda kedi yok. Haaa, kutuda olmayan kedi kutudan çıkmış!!! Nerde lan bu kedi, gel pisi pisi... Aha! Kediyi gözlemledim, tekrar var oldu! :lol: Kanepede uyuyor kerata... İşe bak yahu, ben kanepeyi gözlemlemeden kanepe nasıl var oldu da gitti kanepeyi bulabildi yattı bu ben gözlemlemeden önce var olmayan kedi yahu! Neyse... Ben gözlemlemesem uykusuz da kalacaktı garibim...E olmadığı sırada nasıl uyuyacak değil mi ama... İyi ki varım haaa! :D

Hayır bu kedi bi dışarı çıktıydı, ben gözlemlemediğim için olmadığı halde yok haliyle ne yaptı nasıl yaptı, dört yavru doğurdu namussuz! İnsafsız, iki doğursan neyine yetmiyordu be! :lol:

Hem sonra bu ay, biz daha maymun bile değil, kertenkele bile değil, bakteri bile değilken göktaşları ile delik deşik olmuş ama... Alla alla... Neyse... Vardır hikmeti...

Bu kadar iddialısın madem şuan ayda ne oluyor söyle bakalım. :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuantum belirsizlik ilkesi, partiküller için geçerlidir. Daha büyük bkeler için geçerli olduğu şu ana kadar kesin olarak gösterilememiştir. Dolayısı ile bırakın Ay'ı, Dünya üzerindeki tek bir kum tanesi bile birden Mars'a ışınlanmaz.

Kuantum durumları büyük ihtimalle tüm ölçekleri kapsar ancak deneysel olarak kanıtlanmasını beklemek gerekir.

Tek parçacık yerine çok daha büyük olan moleküllerle yapılan deneyler var. Virüslerle de yapılacaktı ancak yapılıp yapılmadığını bilmiyorum. Bu tamamen teknolojik gelişmeyle ilgili bana göre.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuantum durumları büyük ihtimalle tüm ölçekleri kapsar ancak deneysel olarak kanıtlanmasını beklemek gerekir.

Tek parçacık yerine çok daha büyük olan moleküllerle yapılan deneyler var. Virüslerle de yapılacaktı ancak yapılıp yapılmadığını bilmiyorum. Bu tamamen teknolojik gelişmeyle ilgili bana göre.

Büyük ölçekleri kapsamıyor. Zaten öyle olmuş olsaydı bırakın deneyleri, yaşam tecrübemiz de o yönde olurdu.

Bilinmeyen durum, partiküllerin hangi büyüklüğe kadar belirsizlik sergilediği. Temel partiküller belirsizliğe uyuyor ancak daha ya büyükleri? Bazı deneylerde bazı işaretler yakalandığı yazılmış olsa da henüz bunu gösterebilen olmadı.

Kuantum belirsizliğin partiküllerin tüm özellikleri ile alakalı olduğu da biliniyor. "hangisi" sorusuna tepki veriyorlar. Seçimle alakalı bir durumla karşı karşıya geldikleri zaman, seçeneklerden rastgele birini seçerek karşımıza çıkıyorlar. Bu seçim "hangi yol" ya da "hangi spin" olabilir. Yani partikülü seçim yapmaya zorlarsanız rastgele bir seçim yapıyor.

Seçimin rastgele olup olmadığı, altta yatan bilinmeyen bir mekanizmasının olabileceğine dair de deneyler yapılmış. Seçimler, çok çok büyük ihtimalle rastgele oluyor sonucu ortaya çıkmış.

Temel parçacıkların, makro büyüklüklerden neden farklı davrandığına dair hiç kimse birşey söyleyemiyor. Evrenin işleyişi konusunda bilmediğimiz ve belki de hiçbir zaman bilemeyeceğimiz durumların olduğu kesin.

Her ne olursa olsun, belirsizlik ilkesinde bile belirli kurallar var. Örneğin bir partikül elektron ise elektron olarak kalıyor. Protona dönüşmüyor. Ya da tamamen kaybolmuyor. Bana göre partikül seviyesindeki uzay-zaman ile makro uzay-zaman birbirinden farklı. O yüzden de genelde uzay-zaman ile alakalı bir seçim (hngi yol, hangi spin) istendiği takdirde rastgelelik oluşuyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Temel parçacıkların, makro büyüklüklerden neden farklı davrandığına dair hiç kimse birşey söyleyemiyor. Evrenin işleyişi konusunda bilmediğimiz ve belki de hiçbir zaman bilemeyeceğimiz durumların olduğu kesin.

Her ne olursa olsun, belirsizlik ilkesinde bile belirli kurallar var. Örneğin bir partikül elektron ise elektron olarak kalıyor. Protona dönüşmüyor. Ya da tamamen kaybolmuyor. Bana göre partikül seviyesindeki uzay-zaman ile makro uzay-zaman birbirinden farklı. O yüzden de genelde uzay-zaman ile alakalı bir seçim (hngi yol, hangi spin) istendiği takdirde rastgelelik oluşuyor.

Güzel yazı.

Ancak kuantum etklerinin büyük ölçeği kapsamadığını iddia etmek atomlardan yapılmadığımızı düşünmek demek. Atomların kuantum etkileri ile çalıştığı düşünülürse bu bir sorun haline gelir.

Fakat bu konuda kimsenin bir şey söylemediği yanlış. Hugh Everett'in Çoklu Dünyalar Kuramı var. Orada tüm olasılıkların ayrı dünyalar/evrenler şeklinde var olduğu söyleniyor. Ancak bizler sadece bizim evrenimize karşılık gelen seçimi bilebiliyoruz...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Darwin, belirsizlik, rasgelelik gibi olgular kesinlikle yoktur. Evren pikosu, nanosu, mikrosu, makrosu ile tümüyle ve tam ve de kesin biçimde deterministiktir. Bu konuda bilinç eksikliği yaşıyorsun. Bunu gidermeni öneririm.

Bir örnek daha vereyim. Kağıttan bir uçak yaptınız. Gayet güzel uçtu. Bu uçağı yaptığınız kağıdın yarısı kadar bir kağıttan bir uçak daha yaptınız. Bu da uçtu. Onun da yarısı kadar kağıttan bir uçak yaptınız, çok kötü uçtu. Yarısından yaptınız, hiç uçmadı. Yarısından yaptınız, uçağa bile benzemedi zaten. Yarısından yaptınız... Yok yapamadınız. Olmadı.

Kuantum da böyledir. Ölçek küçüldükçe değişen hiç bir kural yok. Kurallar tamamen aynı. Fakat işlerlikleri değişiyor. Başka formlara bürünüyor. Bir başka örnek, suyun yüzey gerilimi. Çelik sudan ağırdır ve suda yüzmez. Ama bir jilet yüzer. Yüzeyi alttan verilen bir frekansla titreştirilen bir suya damlatılan küçük su damlaları suyun yüzeyinde pinpon topu gibi zıplar.

Suyun kaldırma kuvveti yasasında hiç bir değişiklik olmuş değildir. Arşimet mezarında ters filan dönmez. Sadece alt ölçeklerde etkili başka yasalar öne çıkmıştır. Kuantum da bundan hiç farklı değil. Belirsizlik, rasgelelik makro evrende de, mikro, nano, piko evrende de yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuantum da böyledir. Ölçek küçüldükçe değişen hiç bir kural yok. Kurallar tamamen aynı. Fakat işlerlikleri değişiyor. Başka formlara bürünüyor.

İşlerlik mi değişiyor (ne demekse) yoksa bizim algımız mı öyle gösteriyor, öyle olduğunu mu düşünüyoruz?

Durumu 3 finansal şekil üzerinde inceleyelim.

articles-hull-moving-average-pic4.jpg

Şekil-1: Bu görüntüde altta kalan daha soluk renkteki dalgalanmaları kuantum alemi olarak düşünelim. Bu dalgalanmaların ortalamalarını alarak daha düzgün bir görüntü sağlayan üstteki siyah eğriyi de klasik alem olarak düşünelim.

Her şeyi yöneten alttaki kuantum dalgalanmalarıdır. Üstteki ortalama eğrisi bu etkilere bağlı olarak oluşur. Alttaki kuantum dalgalanmalarını etkilemez, onlardan bağımsız veya onların nedeni değildir, kuantum alemindeki olup bitenin sonucudur.

Altta olup biten gariplikleri filtreleyerek gerçekte olup bitenden daha farklı bir gerçeklik oluşturur. Her şeyin düzgünce kopukluklar olmadan işlediğini düşünürüz.

Relbl7J.jpg

Şekil-2: Bu görüntüde mavi elips ile sınırlanan bölgede bir kopukluk var. Görüldüğü üzere sonraki bar (üstteki kırmızı) önceki barın (alttaki yeşil) kapandığı yerden değil de daha üstten açılıyor. Bunu kuantum alemindeki işleyişe benzetebiliriz. Parçacığın başka bir noktada belirmesi gibi ancak klasik alemde görmediğimiz durumlar gibi.

Tf2RaBL.jpg

Şekil-3: Bu görüntüdeki mavi ve kırmızı eğrilerin gösterdiği gibi bizler alttaki bu işleyişin tam olarak nasıl olduğunu bilmiyoruz, bize göre herhangi bir kopukluk yok. Her şey olduğu gibi düzgünce işlemekte.

Eğrilerdeki yükselişin o boşluktan mı yoksa arada bulunan diğer barların peş peşe yükselmelerinden mi kaynakladığını bilmiyoruz ve eğrilere bakarak alttaki işleyişin de aynen bu eğrilerin gösterdiği gibi peş peşe yükselişlerden kaynaklanmış olduğunu düşünüyoruz. Oysaki arada hiçbir bağlantı yok, eğriler düşündüğümüzden daha farklı nedenlerden dolayı bu şekli alıyor. Bu eğriler sadece o işleyişin birer sonucu, yansıması, nedeni değil. Gerçek görünenden daha farklı.

Bu 3 şekilden de görüldüğü üzere alttaki işleyişten (kuantum alemi) bağımsız bir klasik alem yok. Klasik alem o işleyişin yansımasından öte bir şey değil.

Klasik alem bize bir süreklilik yanılgısı sağlar, alttaki işleyişin doğasını saklar, filtreler, öne çıkartmaz.

tarihinde vitamin tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Darwin, belirsizlik, rasgelelik gibi olgular kesinlikle yoktur.

Bu sendeki bir inanış. Vitamin müslümanınki de inanış. Bilimsel deneyler mikro dünyanın rastlantısal, makro dünyanın ise Newtonian davrandığını göstermiştir. Bunun dışındaki iddiaların gerçekle alakası yoktur ve tamamen kurgudur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

allah diıer tanrılara boyun eğdirip onları melek kadrosuna katmış olabilir...

Kirec; senin ne oldugunu,neyi savundugunu bitürlü anlayamadım.Muslumansin desem; kurandan işime geleni alır,yanlış olanı atarım diyordun.Deistsin desem,o da değil.ateist veya agnost hiç degilsin.

Kuzum sen ne ayaksın? Budist falan mısın?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu sendeki bir inanış.

Tam tersine, kuantum evrende raslantısallık olduğu bir inançtır. Raslantı diye bir şey yoktur. Tamamen göreceli bir kavramdır. Göreli olarak nedenselliğini anlayamadığımız olayları raslantı diye adlandırırız. Halbuki nedenselliğin dışında hiç bir en küçük kuantum parçacık bile yoktur.

Yanlış bir kanı var. Nedensellik tanrının varlığını gerektirir, raslantı tanrının olmayışını gerektirir diye. Yanlış. Tam tersi. Nedensellik tanrının olmamasını gerektirir. Raslantı tanrıyı gerektirir.

Çünkü özünde raslantısal hareket eden maddeyi bir planlayıcının düzene koyup makro evrende düzen yaratmış olması sonucuna varılır. Rasgele hareket eden parçacıkları tanrı düzene koyuyor ve düzenli makro evren oluşuyor fikri uyanır.

Halbuki durum öyle değil. Kaos, yani düzenli karmaşıklık, maddenin özünde vardır. Madde düzenlendiği için değil, doğası öyle olduğu için, kaçınılmaz olarak kaotik davranır. Bu özellik ona yüklü, verili değildir. Kütleçekimi kaçınılmazdır, bir tanrı "kütle, çek" dediği için çekmez. Çekmemesi gibi bir olasılık zaten yoktur.

Kaosu okumadığınız ve bilmediğiniz için böyle basit düşünüyorsunuz. Kaosu bilmeden determinizmi anlayamazsınız. Klasik determinist olabilirsiniz, kaosu bilmeden. Ama asla modern determinizme kaosu bilmeden geçemezsiniz. Zaten sıradan bilgiye sahip insanlar determinizm deyince klasik determinizmi anlarlar. Bu kesinlikle aşıldı. Laplace'dan beri klasik determinizm çoktan tarih oldu. Yok öyle bir şey. Modern deterministler klasik determinizme dönüp bakmazlar bile...

Modern determinizme maddesel determinizm de denir. Tümüyle materyalisttir. Maddesel nedensellikten başka madde dışı bir etmeni asla kabul etmez, reddeder. Tüm nedensellik maddesel olmak zorundadır.

Kaos zor konudur. Kavramak güçtür. Henry Poincare dahi bir adam olduğu halde kaosu anlamaya hayatını adamış, tam olarak da işin içinden çıkamamıştır. Çünkü elindeki teknoloji yetersizdi. Kaosu ancak bilgisayarlar ortaya çıkınca analiz etmek mümkün olmuştur.

Ben kısaca özetleyeyim: Rasgele olarak ele aldığımız veri yığınları, çok karmaşık aşamalardan sonra insanı şok eden bir biçimde düzene girerler. Hiç bir düzenleme yapılmamıştır, madde doğası gereği böyle davranır. Çünkü fizik yasaları var. Bu yasalar kuantum evrende sadece başkalaşır, yok olmaz. Bilgisayar olmadan anlaşılamayışının nedeni, çok veri yığmanız gerek. Yoksa kaosu göremezsiniz. Kaos şaşırtıcı, inanılmaz desenler çizer. Bu noktaya ulaşmak için çok fazla veri yığmanız lazım. Bunu ise bilgisayar olmadan yapamazsınız. Bu şekillere fraktal denir ve olağanüstü güzeldirler. Fraktallar doğada da vardır. Salyangoz kabuğu bir fraktal biçimdir. Fırtınalar, su girdapları fraktal davranır. Hiç kimse onları bu biçime sokmaz, bunu planlayan bir güç yoktur. Madde doğası gereği, fizik yasaları çerçevesinde böyle davranır.

Atomların rasgele titreştikleri bir safsatadır. Atomların düzenli frekansları vardır. Rasgele filan titreşmezler. Kimse atomların düzenli titreşmelerini filan sağlamıyor. Doğaları gereği, kuantum yasalar çerçevesinde belli frekanslarda titreşiyorlar. Gaz atomlarının titreşimleri son derece kaotiktir. Nedenselliği öngörülemeyecek kadar karmaşık olduğu için rasgele titreştikleri zannedilmiştir.

Atom yörüngeleri şaşılacak kadar düzenlidir. Sadece son yörüngeden elektron koparabilirsiniz, alt yörüngelerdeki elektronları alamazsınız. Atomu kimse düzenlemedi. Kuantum yasalar atomu ancak olabileceği biçimde tutmaktadır. Başka olabileceği rasgele bir biçim yoktur. Olmadığı için oldukları biçim zorunludur. Bir tanrı çıkıp da atomu bir de şöyle düzenleyeyim diyemez. Fizik yasalarını hiç bir güç aşamaz. Kimse öyle bir kütle yaratayım ki çekmesin diyemez. Çekmeyen kütle yaratılamaz. Tanrı olsaydı o da yaratamazdı. Yok öyle bir olasılık. Determinizmde hiç bir boşluk bulamazsınız. Kapsamadığı hiç bir serseri kendi halinde rasgele gezinen parçacık yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...