Jump to content

Ateistler Daha mı Cesur?


Recommended Posts

Bu başlık altında tartışacağım cesaret bildiğiniz türden bir cesaret değil.

Yani ateistler sosyal olgular bazında, teistlerden daha cesur değil. Onlar da ölmekten korkarlar.

Ama ateistlerin bazılarında diğerlerinden farklı ilginç bir korku vardır.

Ona Allah korkusu diyebiliriz.

Bazı Türk Müslüman ateistleri için Allah korkusunu yenmek, Allah'ın olmadığını savunmaktan daha zordur.

Bu bir çelişki gibi geliyor ama değil. Aşağıda açıklamasını bulacaksınız....

Allah kavramına ve İslam'a genç yaşta maruz kalan bir insanda ilginç bir Allah korkusu gelişmektedir. Her ne kadar ateistlerin çoğu ileri yaşlarda bu korkuyu yenebilirlerse de, bazıları için bu korku ölünceye kadar devam etmektedir. Ateistlerin küçük bir kısmı Allah'ın olmadığını kesin olarak bilmelerine rağmen, Allah'ın adı anılınca titrerler, irkilirler, kekelerler, şaşırırlar ve korkarlar. Ateistlerin çoğu için böyle bir korku artık yoktur. Onlara ben cesur ateistler diyorum.

Bu ilginç durumu ben bizzat konuştuğum ve tartıştığım ateist arkadaşlarımda gördüm. Diğer ateistler de bu durumu gözlemlemiş olabilirler. Bu ateistler Allah'ın olmadığı tezinin savunulmasından rahatsız olmakta ve yukardaki tepkileri göstermektedirler. Onlar için özel bir kategori oluşturmak mümkündür. Onlara ben şahsen teistik ateist diyorum. Allah'ın yokluğundan kesin olarak emin olmalarına rağmen o gerçeği kabul etmek onlar için stresli ve korkulu bir deneyim. En yakın arkadaşlarımdan birinde bile bu ilginç tepkiyi gözlemledim.

Aranızda teistik ateizm olarak adlandırdığım bu ilginç deneyimi gözlemlemiş veya yaşamış olan ateistler var mı?

Ateistlerin çoğu için böyle bir korku söz konusu değil elbette. Onlar için cesur ateistler diyebilir miyiz?

Ve bu noktadan hareket ederek, ateistlerin Allah korkusu bazında daha cesur olduğu sonucunu çıkarabilir miyiz?

Herşeyden önce ateizmde böyle bir kategorinin olabileceğini kabul ediyor musunuz?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 70
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

ben yaşadığım yer sebebi ile hristiyan kökenli ateistlerde gördüm bunu. kendini ateist olarak tanımlıyor ama özellikle Meryem için kötü bir söz söylenince ürperiyor, üzülüyorlar. katolikler için Meryem çok güçlü bir figür. Meryem'e hakaret, tanrıya hakaretten fazla etkiliyor onları. bu sanırım hristiyan kökenli ateistleri de benzer şekilde etkiliyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben mason değilim ama bazıları Türk, diğerleri Amerikalı çok sayıda mason arkadaşlarım var.

Masonluğun en büyük şartı bir yaratıcının varlığına inanmak... Bunun dinlerle hiç alakası yok.

O nedenden ben ve gerçek anlamda ateist olanlar mason olamazlar.

Ama oluyorlar...

Masonların çoğu mason olduklarını saklarlar. Ama birini tanıdıktan sonra diğerlerini de tanımak bir sorun oluşturmaz.

O nedenden ben arkadaşlarımdan hangilerinin mason olduğunu çok iyi bilirim. Mason olduklarını itiraf etmeyen mason arkadaşlarımı asla bozuntuya vermem. Onların yalanlarını kabul ederim ve masonluklarını bilmiyor görünürüm. Bu burada sosyal ilişkilerde oynadığımız bir oyun. Alıştık oynamaya...

Mason arkadaşlarımın çoğu bizden farklı değildir. Hemen hepsi ateist olmamaları gerektiği halde ateisttir. Daha doğrusu benimle tartışırken ateizm tezini savunurlar ve bana itiraz etmezler. Böylece masonluklarını da güya saklamış oluyorlar. Ama onlarla tartışırken birşeye dikkat ettim. Bazıları Allah konusu tartışılırken rahatsız oluyorlar. Mason oldukları için bir yaratıcıya inanmaları gerekiyor. Ama olmadığını bildikleri için inanıyor görünmek onları rahatsız ediyor. Hatta bir Türk masonunun ki kendisi prosefördür, bir keresinde Allah'ın olmadığını söyledikten sonra, tövbe tövbe dediğini bile gözlemledim. Açıkça korkuyordu...

Korkudan dolayı ateizmi sindirememiş olsalar bile onlar için teistik ateist diyebilir miyiz? Böyle bir kategori var olabilir mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

başıma kötü bir şey geldiğinde hep düşünürüm.

geçmişte kötü bir şeyler yaptım. ben günahkarım.. ondan herhalde derim.

tamam..çok saçma ve dinsel bir şey bu.

ama başka bir şey de aklıma gelmiyor.

aslında ben günahkar değilim..

ama "good samaritan" da değilim.. asla olmadım.

annem babam öldüklerinde caminin yanında bile beklemedim.

cenaze ve gömülerine gitmedim. evde oturup tv izledim.

200 km. öteden insanlar geldi. ben gitmedim.

bir gün kuran sesi duydum. mahallede kadınlar kuran okuyorlardı.

sonra bir-iki saat sonra ses kesildi. evimin kapısı çaldı.

"annen için kuran okuduk. allah kabul etsin" dediler.

başımı sallayıp kapıyı kapattım.

babam öldüğünde babama borcu olan birkaç müslüman kişi kapıma gelip bir miktar para verdiler.

hakkını helal et dediler. verdikleri para borçların ufak bir kısmıydı. başımı sallayıp aldım.

o paralarla markete gidip alışveriş yapım . şekerleme aldım.

anne babam hastanedeyken bazı yaşlı hastalar beni çok seviyorlardı.

taburcu olurken bana sarılıp ağladılar. çok şaşırdım.

yani hastalık düzeyinde ruhsuz ve duygusuzumdur.

ayrıca müslüman ailemden hiçbir dinsel baskı görmedim.

haliyle tanrı deyince aklıma kötü bir varlık gelmiyor.

ama dinci erkeklerden hep tiksindim.

zaten onları ancak tv'de ve din dersinde görüyordum.

buna rağmen ateistim.

böyleyim.. ruhsuz ve duygusuzluğum ve de laik-islam bir ortam beni buraya getirdi.

tanrı yoktur.

ama bir tanrının insanlara zulmedeceğini düşünmüyorum.

bütün kötülükler insanlardan gelir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilinçaltında yılların yarattığı dev bir korku duruyorsa bunu engelleyemeyeni de garipsememek gerekir.

Minicik böcekten kuştan korkmaması gerektiğini bilen yine de korkan insanlar yok mu var.

Şartlandırıldıkları için sadece uyarıcıya istemsiz tepki veriyolar.

Mantıksız ve saçma olduğunu bile bile, hayali şeylerden korkan insanlar da bu şekilde,

küçükken cin gelcek, öcü gelcek diyen adam 30 yaşına gelse de korku filminden korkuyor. Burada onun kurgu olduğunu bilse de korkuyor, korkmaması gerektiğini bilse de korkuyor. Beyni onu kandırıyor.

Bilinçli- uyanık halimizdeyken bir çok şeyi yadsıyabiliriz, çünkü değerlendirme kritelerimiz genel olarak akılcı süzgeçlerden geçer.

Ancak şartlandırıldığımız uyarıcıya özel tepki gereken anlarda korku, panik, endişe anında Alllah yandım anam diyen bir Ateist olacağı gibi,

bilinçaltının derinliklerinden o kavramı zamanla arındıran biri için aklının bir köşesine dahi gelmeyen Ateist olması da normaldir.

Dindarların anlayamadığı şey şudur, düşen uçakta aklına Tanrı-Allah-Buda gelmeyen biri olabilmesi mümkündür. Rasyonel-Gerçekçi olmayan korkulardan tamamen arınmanın ne olduğunu tahayyül bile edemedikleri için, başkalarının da yapamayacağını düşünmek hatasıdır.

Belki uzun yıllar alıyor ama gerçekten aptalca, kurgusal şeylerden, gerçekten tehlike yaratmayan korkulardan arınmak, etkisini minimalize etmek hatta tamamen kurtulmak mümkündür. Bunu detox sürecine benzetebiliriz, bazılarında 1 sene bazılarında 10 sene, bünyeye göre. Biraz senin çabanla, farkındalığına, kendini kanalize etmeye bakıyor. Velhasıl kelam kitlesel fobinin en büyüğünden god phobia'dan kurtulmak meşakatlidir.

tarihinde Fellix tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

cehennemi görseydik belki cesaret namına bir şeyimiz kalmazdı...

yok artık bu kadar olamaz oha lan gerçekmiş...

demeyiz inşallah...

Freddy'nin kabusu da karşımıza çıksa cesaret kalmazdı ya da karşımızda aç bir aslan.

Korku doğal bir tepkidir. Gerçek tehlikeye karşı gösterilir. Organizmanın hayatta kalma tepkisi.

Korkmana gerek yok. Dedelerden anlıta gelen Korku hikayelerindeki yerler gerçek olmayacak kadar saçma.

Alemleri yaratıp, bira içti diye ateşte pişirecek kadar sığ düşünen, sadist bir yaratıcı fikri aklı geçtim, fantezi kurguya bile hakaret,

hayal edip inanmak istiyorsan daha güzel bir şey olacağına inan,

illa da pesimist düşüncem rahat batıyor diyorsan, ya espritüel ve troll çıkarsa, hepimizi teletubbies diyarına hapsederse bu daha korkutucu, bu kadar da olmaz pes dedirtir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

cehennemi görseydik belki cesaret namına bir şeyimiz kalmazdı...

yok artık bu kadar olamaz oha lan gerçekmiş...

demeyiz inşallah...

7 yy.ın cahil araplarına inanıp cehennem diye bir yer olduğunu sanman sende akıl namına bir şey kalmadığının ispatıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

cehennemi görseydik belki cesaret namına bir şeyimiz kalmazdı...

yok artık bu kadar olamaz oha lan gerçekmiş...

demeyiz inşallah...

Kirec, sende umut seziyorum.Ateistlere kulak asma.Açıklamaları hiçbir zaman yeterli değil......

Bir yaratıcının varlığını ortaya koyan en önemli kanıtlardan bir tanesi DNA'dır.Sahip olduğu kodlama sistemi ve onun kullanımı, araştırmacıları hayran bırakır.Flew ,DNA’nın sahip olduğu bu kompleks yapıyı şöyle ifade eder;

Yaşamın kaynağının bir üçüncü felsefi boyutu ise bütün yaşam biçimlerinin temel unsurlarından biri olan kodlama ve bilgi işlemenin kaynağı ile ilişkilidir. Hücre hakkında şu anda bildiklerimizi çevreleyen bol miktarda güzel anlatım olduğu belirten matematikçi David Berlinski bu boyutu gayet güzel tanımlamaktadır.DNA’daki genetik mesaj kodlanarak çoğaltılır ve ardından RNA’daki mesajın amino asitlere aktardığı dönüştürme süreci gerçekleşir ve son olarak amino asitler bir araya gelerek proteinleri oluştururlar. Hücre aslında birbirinden farklı iki bilgi yöntemi ve kimyasal faaliyet yapısı, evrensel genetik kod tarafından koordine edilir.

Kanun varsa, bir Kanun Koyucu vardır.............

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kirec, sende umut seziyorum.Ateistlere kulak asma.Açıklamaları hiçbir zaman yeterli değil......

Kanun varsa, bir Kanun Koyucu vardır.............

kireç müslüman zaten? :lol: cemaat abisi bir abi..

doğa kanunlarına inanmıyoruz...tanrının kanunlarına inanıyoruz diyen siz değil misiniz?

doğa kanunlarını kim koydu o zaman?

Link to post
Sitelerde Paylaş

kireç müslüman zaten? :lol: cemaat abisi bir abi..

doğa kanunlarına inanmıyoruz...tanrının kanunlarına inanıyoruz diyen siz değil misiniz?

doğa kanunlarını kim koydu o zaman?

"doğa kanunlarına inanmıyoruz" ; böyle saçma söz olur mu ? ilkokul seviyesi.....

senin doğa kanunlarına inanıp inanmaman, doğanın umrunda değil ki !!!! doğanın kanunları işler...İşleten de, Yüce Allah'dır.

Gece kafanı çevirip yukarı baktığında,ay'ı görüyorsun...Sanki,sen oraya baktın diye mi ay orada ?????

sen oraya bakmasan da , ay orada.............Kanun varsa, bir Kanun koyucu vardır....Bu kadar net !!!!!!!!!!!!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Güzel bir tespit...........

Şimdi ateist olmayan insanlara genellikle, bilimsel zihniyete sahip dogmatik ateistlerin “Yine de bir Tanrı olabilir” ifadesini kabul etmeleri için yeterli olduğunu kabul edecekleri bir nedene dair akla gelecek bir kanıt yokmuş gibi geliyor. Bu nedenle eski ateist arkadaşlarıma şu temel soruyu soruyorum: “En azından üstün bir zihnin varlığını düşünmeniz için bir neden oluşturmak üzere ne olması yada ne olmuş olması gerekir? “
(Yanılmışım Tanrı Varmış, A. Flew, sf. 135)

Bu soru ateistlerin kendileri sorması gereken önemli bir sorudur. Acaba bir yaratıcı düşüncesine tümüyle kapalılar mı? Eğer kapalı değillerse, evrende var olan ve ortaya konan bu delilere nasıl görmezlikten gelebiliyorlar. Bu düşünceye kapalı olanlara ise söylenebilecek çok fazla bir şey olmamaktadır. Bağnazca inandıkları ateist düşünce kör bir inanç şeklinde bağlanmaktadırlar.....

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ancak kendimiz adına konuşabiliriz. Başkalarını yargılamayı doğru bulmuyorum. Herkes kendi adına eteğindeki taşı döjerse, ortaya bir gerçek çıkar.

Doğrusu ben bu muhammed denen uydurmaya acıyordum. Müslümken buna vay şöyle yapmışlar vay böyle yapmışlar vay eziyet etmişler vay zulüm etmişler şeklinde kafama iyice işlemişlerdi. Ben buna acımaktan kurtulmak için çabaladım. Buna çok kötü içimden tutuyordu, aynı hristiyanken ateist olanın meryeme laf edilince üzülmesi gibi.

Neyse ki bu herifin uyduruk hikayesi son derece itici. Bu acımadan kurtulmam kolay oldu. Neredeyse havada uçan dişi sineği yakalamış becermiş şeklinde berbat bir hikayesi olduğu için bundan kurtulmak zor olmadı. Buna acımak salaklık olacaktı. Fakat küçüklükten empoze işte... Elimde olmadan bir süre içimden tuttu, bundan kurtulmak için belli bir çaba gerekti.

Allah konusunda zorlanmadım. Fakat yine de şöyle bir handikapım oldu: Eğer yakınlarımdan birine bir şey olur, bir kaza, ölümcül bir hastalık, yakınlarım derse ki "bu senin yüzünden oldu. Sen ateist olduğun için allah yaptı bunu". Ben bu ithamdan nasıl kurtulacağım? Bunu çok düşündüm. Bu korku ile ateist olduğumu bir süre gizledim. Yanlış anlaşılmasın, allah varsa da beni cezalandırırsa korkusu değil. Yakınlarım bu ithamda bulunursa onları nasıl ikna edeceğim? Allah filan olmadığı için o cezalandırmış olamaz mevzusunu bunlara nasıl anlatacağım? Korkum buydu.

Bir de bazıları allah yok din yalan dediğimde koyverip ağlamaya başlıyorlar. Bu da önceleri bana dokunuyordu. Onları üzmekten içime sıkıntı giriyordu. Bu insanları ben niye üzüyorum böyle diye içimden tutuyordu. Fakat zamanla müslümlere kesinlikle acımamayı öğrendim. Şu anda zerre kadar acımıyorum. Zırlasa feryat etse kendini parçalasa kesinlikle en küçük acımam yok.

Yeter artık, bunlara acıya acıya tepemize çıkarttık. Bunlara acıdıkça bunlar şımardı. Bunlar bize emin olun acımazlar. Bunlar kendileri sonsuz zevk ederken bizim sonsuz işkence çekeceğimizi hayal edecek kadar ahlaksız insanlık dışı yaratıklar. Bunlara acımak kesinlikle salaklıktır. Dünyada bu inançtan daha büyük bir ahlaksızlık olamaz. Bu inanca sahip hiç kimseye zerre kadar acınmaz. Beter olsunlar... Umarım en beteri olurlar. İşledikleri cinayetlerin, katliamların, yargısız infazların, çıkardıkları iç savaşların beteri kendilerine uğrasın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi isanın öyküsü kesinlikle çok etkileyici ve yakıcı bir öykü... Muhammedin hikayesi onun yanında hiç bir şey değil. Yani ben hristiyan olsam bu yakıcı öyküye sırt çevirip ateist olmam çok daha zor olurdu.

Çile filmini izlediğim zaman samimi hristiyanların nasıl duygular içinde olduklarını anladım. Yani isanın öyküsü öyle böyle değil, çok fazla yakıcı bir öykü. Bu öyküye sırtını çevirmek çok zor.

Daha önce Demi Moore'un mükemmel oynadığı Yedinci Mühür filminden etkilenmiştim. Demi Moore yani bu filmde nasıl oynuyor ya, mükemmel... Başka tanımlama bulamıyorum, kadın bu filmde mükemmel oynuyor. Yani rolü çok ağır... Dünyadaki son bebek doğdu ve artık Demi'nin doğurmaması lazım. Yedinci mühüre kadar mühürler bir bir kırılıyor. Son mühür kırıldığında mahşerin dört atlısı ortaya çıkacaklar. Demi doğurursa son insandan sonra bir insan dünyaya geleceği için kıyamet ertelenecek.

İsayı oynayan oyuncunun adı aklıma gelmedi şimdi, bakmaya da üşendim. İsayı oynamak için çok iyi bir seçim gibi durmuyor ama seçimde başka faktörler etkili. İsa karakteri bu filmde biraz korkutucu biçimde işlenmiş. Kıyameti koparmak üzere geldiği ve kıyametin yedi alametini ortaya çıkaran mühürleri sırayla bir bir kırdığı için...

Yani burada isa, o kadar uğurlarında, affedilmeleri için çile çektiği fakat kendisine sırtını dönen insanlardan intikamını alıyor gibi bir tema var bu filmde. İsa kıyametin kopmasını istiyor ve kadının doğumuna izin vermek istemiyor. Kıyametin kopmasını isteyen biri daha var. İsayı öldüren ve buna karşılık kıyamete kadar ömür verilerek yaptığının tüm sonuçlarını gözleriyle görmekle cezalandırılan Romalı asker...

İyi ki hristiyan değilmişim... Zormuş hristiyanken ateist olmak, zor... Neyse sonuçta tanrı kıyameti erteliyor tabii ki... İnsanlara bir şans daha veriyor. :D "Bakın bu fırsatın kıymetini bilin, gelin isa babanıza..." :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi madem mıhına vurduk, azıcık nalını da tıkırdatmazsak haksızlık olur. Müslümlerin de Çağrı filmini azıcık değerlendirelim. Yok kadınlar analarımızdır, yok develere fazla yük vurmayın demiş gibi filan bazı temalar işleyerek muhammedi şişirmek olanaklı. İnandırıcı değil, o ayrı.

Fakat muhammedin öyküsünü böyle efsanelerden arındırarak salt normal bir insanın öyküsüymüş gibi ele alabilme olanağı var. Dikkat edilirse Çağrı'daki çaba bu. Mucize filan kesinlikle işlenmiyor. Bu propaganda da oldukça etkili olmuştur. Muhammedin öyküsünün böyle bir avantajı var. Sıradan normal bir insanmış, çıkmış toplumunu değiştirmiş şeklinde bir öyküye büründürme olanağı bulunuyor.

İsa için bu avantaj yok. Onu insanüstü ele almak zorundalar. Musa için var mı, yani evet var... Onu da sıradan, toplumuna önderlik etmiş bir devrimci olarak gösterebilmek olası. Denizi yarmadan musa musa olur mu ama, denizin yarılmasına da doğal bir olay imajı yüklenebilir.

Fakat açıkça isa, tüm diğer peygamber öykülerinin içinden yıldız gibi yükseliyor. Parlak, etkileyici bir öykü olarak öne çıkıyor. Dünyada niye bu kadar çok hristiyan var, anlayabiliyorum... Avrupalılar ise bu etkileyici, çok parlak öyküyü kesinlikle çıkarları için kullandılar. Baktılar öykü müthiş, bunu tepe tepe iyice kullandılar...

Link to post
Sitelerde Paylaş

İsa'nın çok öne çıkmamış bir öyküsü daha vardır. Taşlanmak üzere götürülürken engel olduğu kadının sonra sevgilisi olduğu öyküsü... Tanrı bu kadından çocuğu olmasına izin vermez. İsa bu aşk yüzünden peygamberlik performansından düşer. Bu kadın Maria Magdalena. İsayı kalbinden kıskıvrak yakalayan ve peygamberlik görevinde yavaşlatan kadın... Tabii tanrının takdiri aslında... :) Yani hristiyanlığın kurgusu bu... İsaya oniki havariden başka mümin takdir etmedi tanrı... Başka mümin yok sana isa... Oniki... Gerisi seni tanrı yanına aldıktan sonra... Senin yaşarken nasibin bu. Gerisine yeryüzüne tekrar inerek sahip olacaksın. Hristiyanlık bu kurguya dayanıyor.

Onun da filmi vardı ama eski bir film, oynayanı unuttum. Sonuçta isa üç gün çarmıhta can çekişir ve Maria ona su verebilmek için askerlere üç gün boyunca hiç uyumadan yalvarır, fakat su vermesine izin verilmez. Sonuçta isa çarmıhta son nefesini verir ve askerler cesedi alabileceklerini söylerler. Maria gözyaşlarıyla yıkayarak cesedi çarmıhtan indirir. İsanın annesi ile iki kadın isayı sabaha kadar yıkarlar, kefenlerler ve sabah gömerler. Yanlış hatırlamıyorsam üç gün sonra mezardan bir ışık yükselir ve göğe yönelir. Maria ve isanın annesi bu gözalıcı ışığı kayboluncaya kadar hayranlıkla izlerler.

Nerseinden baksak bitmeyecek bir öykü... Hatta isanın bir çocuğu oldu mariadan ama kilise onu bulup öldürttü hikayeleri de var... Bunlar da isayı normalleştirme, sıradan ama etkileyici bir insan yapma çabaları. Tabii ki çocuğu olursa isa tanrının oğlu olmaz. Tanrının bir de torunu mu olacak! :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilinçaltında yılların yarattığı dev bir korku duruyorsa bunu engelleyemeyeni de garipsememek gerekir.

Minicik böcekten kuştan korkmaması gerektiğini bilen yine de korkan insanlar yok mu var.

Şartlandırıldıkları için sadece uyarıcıya istemsiz tepki veriyolar.

Mantıksız ve saçma olduğunu bile bile, hayali şeylerden korkan insanlar da bu şekilde,

küçükken cin gelcek, öcü gelcek diyen adam 30 yaşına gelse de korku filminden korkuyor. Burada onun kurgu olduğunu bilse de korkuyor, korkmaması gerektiğini bilse de korkuyor. Beyni onu kandırıyor.

Bilinçli- uyanık halimizdeyken bir çok şeyi yadsıyabiliriz, çünkü değerlendirme kritelerimiz genel olarak akılcı süzgeçlerden geçer.

Ancak şartlandırıldığımız uyarıcıya özel tepki gereken anlarda korku, panik, endişe anında Alllah yandım anam diyen bir Ateist olacağı gibi,

bilinçaltının derinliklerinden o kavramı zamanla arındıran biri için aklının bir köşesine dahi gelmeyen Ateist olması da normaldir.

Dindarların anlayamadığı şey şudur, düşen uçakta aklına Tanrı-Allah-Buda gelmeyen biri olabilmesi mümkündür. Rasyonel-Gerçekçi olmayan korkulardan tamamen arınmanın ne olduğunu tahayyül bile edemedikleri için, başkalarının da yapamayacağını düşünmek hatasıdır.

Belki uzun yıllar alıyor ama gerçekten aptalca, kurgusal şeylerden, gerçekten tehlike yaratmayan korkulardan arınmak, etkisini minimalize etmek hatta tamamen kurtulmak mümkündür. Bunu detox sürecine benzetebiliriz, bazılarında 1 sene bazılarında 10 sene, bünyeye göre. Biraz senin çabanla, farkındalığına, kendini kanalize etmeye bakıyor. Velhasıl kelam kitlesel fobinin en büyüğünden god phobia'dan kurtulmak meşakatlidir.

Güzel bir açıklama.

Link to post
Sitelerde Paylaş
İnanırken Allahı... daha doğrusu tanrıyı samimiyetle sevmiş, ve vicdanıyla özdeşleştirmiş insanlar, daha sonrasında da tanrıyla ilgili korku taşımaz. hatta olmadığı için üzülmesi normaldir.

Bence bunun temel sebebi, herkesin zihninde kendi kişiliğine göre bir tanrı şekillendirmesi...

Bu açıdan, müslümanken tanrının inanca göre ayırım yapacağına inanmış kişiler, eğer sonrasında yeterince dinlerini sorgulayamamış ise "yaratıcı" kelimesine bile tepki gösterebiliyor.


Oysa ki evreni ve insanı oluşturabilecek kadar bilgi donanımına sahip bir varlığın olduğunu farzedecek olursak, inanç farkı gibi uyduruk bir sebepten insanlara nefret duyması, bilhassa bunu tarihteki bazı adamlara inanmak üzerinden uygulaması "imkansız" kelimesiyle bile ifade edilemeyecek kadar büyük bir saçmalıktır.


Ortada böylesine açık bir palavra olduğu halde, bu konuda rahatça herşeyi konuşamıyor olmak, müslümanın da kendini aldatmasını kolaylaştırabilir. O yüzden bir ateist bu konuda cesur ve güçlü duruşa sahip olduğunu iddia ediyorsa, bilhassa teistik olmayan yaratıcı olasılıklarını sakin bir şekilde konuşabilmelidir, diye düşünüyorum.




tarihinde Mindsurfer tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...