Jump to content

Atatürk ve cumhuriyet için ölür müsünüz?


Recommended Posts

Çok değil önümüzdeki 10 yıl içinde eğer bir askeri müdahele olmazsa cumhuriyete resmen kastedilecek. Anıtkabir'i, Atatürk heykellerini yıkmaya çok hevesli bir kitlemiz var.

O günler geldiğinde Atatürk için sokaklara çıkacak mısınız? Ölmeyi göze alacak mısınız? 

Merak ediyorum. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

"biz kaç kişiyiz hareketi" "cumhuriyet mitingleri" "  Gezi Parkı protestoları" şunu gösterdi.
atatürkçü bir yönetim isteyen kitlesel hareketlere max. 2,5 milyon insan katılıyor.

Mısır'da mursi'yi devirmek için 20 küsur milyon imza toplandı.
böyle bir şeyi türkiye'de başarmak olanaksız.

Link to post
Sitelerde Paylaş

akp'liler hala meydanlardalar. şu anda uzaktan akp mitinginin sesi geliyor.
"ölürüm türkiyem" türküsünü sabaha kadar defalarca çalıyorlar.

bence ölmek-öldürmek çok bayağı şeyler.
barış ve huzur istiyorum.

tarihinde bosyinebos tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 9 months later...
Bir saat önce, ateistfikir yazdı:

Ben Atatürk için gerekirse canımı bile veririm. Atatürk benim en sevdiğim insan.

 

Sadece Atamız için değil,büyüdüğümüz bu topraklar için,samimiyetini sevdiğimiz insanı için,

 

Bende canımı veririm.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Cumhuriyete yapılan en az yetmiş yıllık bunca saldırıya karşı hiç bir şey yapmayan bu milletin bundan sonra da bir şey yapacağını sanmıyorum. Ancak adam gibi bir örgüt olur da silahlı veya silahsız ne gerekiyorsa yapan çıkarsa belki bir şeyler olur ama sanmıyorum öyle bir şey olsun, artık Deniz Gezmişler yok maalesef. Olmamasının nedeni artık toplumda o zamanki değerlerin olmayışındandır, yani milli ve özgürlükçü değerlerin niteliği toplumun kafasında bozulmuş durumda. Zaten bu bozulma yüzünden bugünkü hallere düşüldü, eh yine de karamsar değilim, bir bakarsın ummadık bir kıvılcım çıkıverir...

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 saat önce, ekremaktaş yazdı:

Katıldığım cephenin gerçekten Atatürkçü ve Cumhuriyetçi olduğunu nereden bilicem?

 

Biz sana söyleriz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 saat önce, ekremaktaş yazdı:

Katıldığım cephenin gerçekten Atatürkçü ve Cumhuriyetçi olduğunu nereden bilicem?

İç savaş çıktığında üç tane büyük cephe olacak.

1. İslamcılar: Akpliler, milli görüşçüler, bazı bbpliler, selefiler, vahhabiler vs...

2. Bölücüler: Hdpliler, pkklılar, dhkpcliler, komünistler, liboşlar, Fethullahçılar, chp tabanının pkk'ya yakın kısmı(bazı fanatik alevi mezhepçileri, bazı sosyal demokrat kılıçdaroğlucular vs...)

3. Milli cephe: Chp tabanının milliyetçi, ulusalcı kısmı, bazı ülkücüler, türkçüler, atsızcılar ve çeşitli kemalist ve milliyetçi gruplar...

Sen hangisini seçiyorsun?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 6 months later...
On 26.04.2017 at 09:28, ateistfikir yazdı:

Ben Atatürk için gerekirse canımı bile veririm. Atatürk benim en sevdiğim insan.

 

Hocam böyle düşünüyoruzda sonuçta biz can verip muzaffer olursak ekmeğini herhangi bir partinin (bence chp'nin) yönetim kadrosu ve çocukları yiyecekler. Akp için durum aynı değil müslümanlar ahirete inanıyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Valla, yıllardan beridir "Bu vatan için canımı veririm, ölürüm" gibi höykünmlere hep olur da PKK kaşısına asker olarak hep, gariban ailelerin evlâtları çıkarılır. Zenginlerin, güçlü ailelerin çocukları aslâ tehlikelerle karşılaşmazlar. PKK terörü neticesinde can verenlerin ailelerinin sosyolojik tahlili yapılsa kaç kodaman çocuğunun cephede telef olduğu çıkar acabâ  ortaya ? 

 

Bence bu rakam da "yok" denecek kadar az olacaktır.

 

Esâsında hiçbir insan için ölünmez.

Belki anne-baba, kardeşler ve evlâtlar istisnâ tutulabilir.

Ölüm; yüksek idealler ve fikirler uğruna olursa anlamlı olur.

Mustafa Kemâl Atatürk Mayıs 1919 da Samsun üzerinden Anadoluya geçerken, "Ben, bir elimde tabanca, diğer elimde idam sehpası ile geldim." demişti. O'nun her şeyi göze alarak bir hareket başlatması da bir yüksek ideal uğruna idi. Mustafa Kemâl'i anlamak, bu idealleri kavramak demektir.

 

Ötesi, lider fetişizmidir.

 

 

tarihinde Vefik Sâmi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
16 dakika önce, Vefik Sâmi yazdı:

Valla, yıllardan beridir "Bu vatan için canımı veririm, ölürüm" gibi höykünmlere hep olur da PKK kaşısına asker olarak hep, gariban ailelerin evlâtları çıkarılır. Zenginlerin, güçlü ailelerin çocukları aslâ tehlikelerle karşılaşmazlar. PKK terörü neticesinde can verenlerin ailelerinin sosyolojik tahlili yapılsa kaç kodaman çocuğunun cephede telef olduğu çıkar acabâ  ortaya ? 

 

Bence bu rakam da "yok" denecek kadar az olacaktır.

 

Esâsında hiçbir insan için ölünmez.

Belki anne-baba, kardeşler ve evlâtlar istisnâ tutulabilir.

Ölüm; yüksek idealler ve fikirler uğruna olursa anlamlı olur.

Mustafa Kemâl Atatürk Mayıs 1919 da Samsun üzerinden Anadoluya geçerken, "Ben, bir elimde tabanca, diğer elimde idam sehpası ile geldim." demişti. O'nun her şeyi göze alarak bir hareket başlatması da bir yüksek ideal uğruna idi. Mustafa Kemâl'i anlamak, bu idealleri kavramak demektir.

 

Ötesi, lider fetişizmidir.

 

 

Herhangi bir toprak/vatan icin olmek, bana gore cok mantiksiz. Dedigin gibi, cok fakir ailelerde dogan cocuklar oluyor zaten.

 

Olacak olan su: Cok fakir bir ailede dogan insanlar ölür, vatan kurtulur, orta sinif ve zengin ailelerde dogan cocuklar vatan kurtuldu diye sevinir ve olen kisiler unutulur. Bu hep boyle oldu zaten.

 

Olen cocuklarinin ailelerini "senin cocugun sehit oldu" diyerek kandiriyorlar. Kendi cocuklarini filan gondermezler. Ben de gondermem ama hic degilse bunu soyluyorum, ikiyuzlu degilim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

- Yo aslında mantıklı bir konu.

 

Cumhuriyet dediğin şey beleş değildir. Hatta ülke sahibi olmak da bedava değildir.

Biz 1000 sene önce almışız, oturuyoz. Bak ama mesela Ukrayna'ya bak, İsrail'e bak. Halen uğraşıyorlar "burası da bizim olsun" diye.

 

ABD'de de bedel ödenmiştir. Fransa'da 2-3 kere (hatta daha fazla) bedel ödenmiştir.

İskoçya olsun, Katalonya olsun burada da siyasi / hukuki mücadele olmuştur.

 

Gariban Kürtlerin hali ne olacak. Belli değildir.

 

"Ölüm" demeyelim, ama "her şeyin bir ücreti ya da karşılığı vardır" diyebiliriz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu bir tercih meselesi değildir. Zorunluluk olduğunda ölünür. Örneğin Hatay'ı istedikleri zaman vermemek için savaşacak olan, o sırada askerlik yapıyor olanlar olacak. Asker Hatay'ı korumakta zorlanırsa sıra muvazzaflara gelir. Yine zorlanırsa gönüllüler askerlik şubelerine gider. Yine zorlanırsa topyekün seferberlik ilan edilir. Tüm vatanseverler göreve koşar. Tırsaklar ve kansızlar kaçmaya çalışır. Ben sağken Atatürk'ün emanetinin elden gittiğini görmeyeceğim. Giderse de vermemek için savaşırken ölmüş olacağım. Daha iyisi, vermediğimiz ve savaşı kazandığımızı görmek olur. İyi bir kutlama yapar, işgalcileri ittir ettikten sonra bol bol eğleniriz, güzel olur. Umarım kolumuz bacağımız gözümüz kulağımız yerli yerinde olur da iyice eğleniriz. Savaş korkunçtur. Tek parça olarak çıkamamak da var. Kulak düşmanı patlamalar, savrulan insan parçaları, takır takır mermi kusan silahlar, vızıldayan kurşunlar, kırılan kemik sesleri, feryatlar, kan ve gözyaşı... Tatbikatlarda üzerimizden fır fır fır diye tuhaf bir ses çıkararak geçen kurşunların sesini duyarken bu mermilerin karşısında durduğumu çok hayal etmişimdir. Ne olursa olsun Atatürk'ün emanetini asla yediremeyiz.

 

Orduyu yıpratmak için psikolojik savaş başlattıklarından beri rüyalarımda savaşıyor, roket fırlatıp tank patlatıyor, kurşun yiyorum, acısı yüreğime saplanıyor. Fakat artık bunları görmüyorum. Çünkü bunlar artık somutlaşan ve yaklaşan bir gerçek. Artık rüyamda görmeyi değil, olmasını bekliyorum. Bir seferinde rüyamda cemsede sallanarak ve hoplayarak savaşa giderken birden ateş açıldı. Hemen cemseden yere atlamama rağmen siper alamadan bir kurşun omuzumu etlerini kopararak sıyırdı geçti. Omuzum parçalandı. Kemiğe gelip omuz eklemim parçalanmadıktan sonra sorun yok deyip G3 ü doğrultup ateşe başladım. Piyade tüfeği mermisi kemiğe gelirse ölür veya savaş dışı kalırsınız. Artık savaşamazsınız. Piyade tüfeği kurşunu çok lanet bir şeydir. Topaç gibi hızla dönerek sesten hızlı gelir ve değdiği yeri parçalar. Tüfeğin patladığını kurşunu yedikten sonra duyarsınız. Girdiği yeri değil, çıktığı yerden alır götürür parçaları. Son sözü piyade söyler. Bayrağı diker, işi bitirir. Sahada, kurşunu bitince süngüsüyle düşmanla göz göze, göğüs göğüse gelir. Ölmemek için öldürür. Savaş korkunçtur. İnsan öldürmekten başka hiç bir şeyi düşünemez. 

 

Bir keresinde de rüyamda düşmanın bir üssüne saldıracaktık. Tüm hazırlıklar yapıldı, çok gerçekçi bir rüya idi. Hatta askerler arasında biri bu tankları İsrail geliştirdi, bunlardan ne hayır gelecek diye konuşuyordu ve şunu çekip vursam ama şimdi sırası değil diyordum. Üssü kuşattığımızda benim evim olduğunu gördüm. İlk roketi ben fırlatacağım deyip silahı omzuma koydum ve pencereye nişan aldım. Pencerenin yanında direkte ne olduğunu bilmediğim bir bayrak asılıydı. Roket pencereden içeri girdi ve bütün pencerelerin camları patlayıp dumanlar fışkırdı. Sonra ardarda roketler hışırdayarak evi darmadağın etti. Tanklar yürüyüp evi yıkıp dümdüz edip geçtiler. Tankların arkasında yürüyerek evimin kalıntılarının üstüne çıktım. Evim diye bir şey kalmamıştı. Her şey enkazın altındaydı. Ağlamaya başladım. Ağlarken uyandım.

 

Askerin başına çuval geçirildiğinden beri bu rüyaları görmeye başladım. Artık görmüyorum. Artık rüya görmek için çok geç.

 

Bence savaşın en kötü yanı, ağır yaralı olarak kıpırdayamadan bakarken bir düşman subayının elinde tabanca ile dolaşarak yaralıları vurarak yaklaşmasıdır. Bu aslında bir iyilik de olabilir. Hiç bir şey yapamaz ve ölmeyi beklersin. Sıra sana gelir ve gözüne bakar, ölmemiş olduğunu anlar, silahı kaldırır ve karanlık...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunu yaparlar mı diye kuşkulanıyorsunuz değil mi. Hayal gibi geliyor. Olmadığını şöyle açıklayayım: Saddam tuzağa düşürüldü. Kuveyt senindir, al denildi. O da İran'la savaşmasının mükafatı olarak Kuveyt'in verildiğini düşünerek aldı. Sonra hayır alamazsın denildi. Saddam da birliklerinin Kuveyt'ten çıkmalarını emretti. Bu kadar mı? Hayır.

 

Kuveyt'e giren bir personel taşıyıcı bile Irak'a dönemedi. Hepsi uzaktan, nereden geldiği bile belli olmayan füzelerle imha edildi. Çöl hurda ile doldu, kilometreler boyu hurdalar dizildi kaldı. Kuveyt'e girmiş olan hiç bir askeri araç Irak'a geri dönemedi. İçlerindeki askerler tavada kızarır gibi yandılar. Yaptıkları ve yapabilecekleri bunlar. Hayal olarak görmemenizi tavsiye ederim.

 

İran Fao yarımadasını savaş tazminatı olarak işgal ettiğinde ise bizzat ABD helikopterleri kimyasal silah kullandı. Böyle bir şeyi hiç ummayan İran askerlerinin hepsi mevzilerinde tek kurşun atamadan öldüler. Zehir dağılınca Irak askerleri İran ölülerinin arasından ellerini kollarını sallayarak geçtiler. Savaş sıfıra sıfır bitmişti, hiç kimse hiç bir şey kazanamamıştı. Saddam bir ödülü hak ettiğini düşünmekte haklıydı ama kurulan tuzak hiç öyle değildi.

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 dakika önce, democrossian yazdı:

Bunu yaparlar mı diye kuşkulanıyorsunuz değil mi. Hayal gibi geliyor. Olmadığını şöyle açıklayayım: Saddam tuzağa düşürüldü. Kuveyt senindir, al denildi. O da İran'la savaşmasının mükafatı olarak Kuveyt'in verildiğini düşünerek aldı. Sonra hayır alamazsın denildi. Saddam da birliklerinin Kuveyt'ten çıkmalarını emretti. Bu kadar mı? Hayır.

 

Kuveyt'e giren bir personel taşıyıcı bile Irak'a dönemedi. Hepsi uzaktan, nereden geldiği bile belli olmayan füzelerle imha edildi. Çöl hurda ile doldu, kilometreler boyu hurdalar dizildi kaldı. Kuveyt'e girmiş olan hiç bir askeri araç Irak'a geri dönemedi. İçlerindeki askerler tavada kızarır gibi yandılar. Yaptıkları ve yapabilecekleri bunlar. Hayal olarak görmemenizi tavsiye ederim.

 

İran Fao yarımadasını savaş tazminatı olarak işgal ettiğinde ise bizzat ABD helikopterleri kimyasal silah kullandı. Böyle bir şeyi hiç ummayan İran askerlerinin hepsi mevzilerinde tek kurşun atamadan öldüler. Zehir dağılınca Irak askerleri İran ölülerinin arasından ellerini kollarını sallayarak geçtiler. Savaş sıfıra sıfır bitmişti, hiç kimse hiç bir şey kazanamamıştı. Saddam bir ödülü hak ettiğini düşünmekte haklıydı ama kurulan tuzak hiç öyle değildi.

 

Kim demiş Saddam'a Kuveyt senindir gir de al diye? Nerenizden uydurup durursunuz böyle deli saçmalarını...

 

Sen ağır paranoyaksın. Utanmadan yalan söyleyip okuru aldatıyorsun. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...