Jump to content

Atatürk ve cumhuriyet için ölür müsünüz?


Recommended Posts

On 21.07.2016 at 01:51, Türk Torunu yazdı:

O günler geldiğinde Atatürk için sokaklara çıkacak mısınız? Ölmeyi göze alacak mısınız? 

Merak ediyorum. 

    Bu soruya evet ölürüm demek çok anlamsız. Bence hiç kimse işin sonunda kesinlikle öleceğini bile bile bir yola koyulmaz. Davası uğruna elinden gelen ne varsa yapar. Ha o sırada birilerinin hedef tahtasına girerse ölmüş olur ama böyle biteceğini düşünmemiştir. Bu kadar.

   Günlük hayattada böyledir. Her zaman yaptığın şeyleri yapıyorsundur, örneğin karşıdan karşıya geçmek gibi ama bir bakarsın her zaman rahatlıkla geçtiğin yoldan arabanın biri gelip olanca hızıyla çarpıyor ve oracıkta ölüyorsun. 

   Uyudun uyanamadın misali. Aniden ve hiç tahmin etmediğin bir zamanda. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
18 saat önce, democrossian yazdı:

Bu bir tercih meselesi değildir. Zorunluluk olduğunda ölünür. Örneğin Hatay'ı istedikleri zaman vermemek için savaşacak olan, o sırada askerlik yapıyor olanlar olacak. Asker Hatay'ı korumakta zorlanırsa sıra muvazzaflara gelir. Yine zorlanırsa gönüllüler askerlik şubelerine gider. Yine zorlanırsa topyekün seferberlik ilan edilir. Tüm vatanseverler göreve koşar. Tırsaklar ve kansızlar kaçmaya çalışır. Ben sağken Atatürk'ün emanetinin elden gittiğini görmeyeceğim. Giderse de vermemek için savaşırken ölmüş olacağım. Daha iyisi, vermediğimiz ve savaşı kazandığımızı görmek olur. İyi bir kutlama yapar, işgalcileri ittir ettikten sonra bol bol eğleniriz, güzel olur. Umarım kolumuz bacağımız gözümüz kulağımız yerli yerinde olur da iyice eğleniriz. Savaş korkunçtur. Tek parça olarak çıkamamak da var. Kulak düşmanı patlamalar, savrulan insan parçaları, takır takır mermi kusan silahlar, vızıldayan kurşunlar, kırılan kemik sesleri, feryatlar, kan ve gözyaşı... Tatbikatlarda üzerimizden fır fır fır diye tuhaf bir ses çıkararak geçen kurşunların sesini duyarken bu mermilerin karşısında durduğumu çok hayal etmişimdir. Ne olursa olsun Atatürk'ün emanetini asla yediremeyiz.

 

Orduyu yıpratmak için psikolojik savaş başlattıklarından beri rüyalarımda savaşıyor, roket fırlatıp tank patlatıyor, kurşun yiyorum, acısı yüreğime saplanıyor. Fakat artık bunları görmüyorum. Çünkü bunlar artık somutlaşan ve yaklaşan bir gerçek. Artık rüyamda görmeyi değil, olmasını bekliyorum. Bir seferinde rüyamda cemsede sallanarak ve hoplayarak savaşa giderken birden ateş açıldı. Hemen cemseden yere atlamama rağmen siper alamadan bir kurşun omuzumu etlerini kopararak sıyırdı geçti. Omuzum parçalandı. Kemiğe gelip omuz eklemim parçalanmadıktan sonra sorun yok deyip G3 ü doğrultup ateşe başladım. Piyade tüfeği mermisi kemiğe gelirse ölür veya savaş dışı kalırsınız. Artık savaşamazsınız. Piyade tüfeği kurşunu çok lanet bir şeydir. Topaç gibi hızla dönerek sesten hızlı gelir ve değdiği yeri parçalar. Tüfeğin patladığını kurşunu yedikten sonra duyarsınız. Girdiği yeri değil, çıktığı yerden alır götürür parçaları. Son sözü piyade söyler. Bayrağı diker, işi bitirir. Sahada, kurşunu bitince süngüsüyle düşmanla göz göze, göğüs göğüse gelir. Ölmemek için öldürür. Savaş korkunçtur. İnsan öldürmekten başka hiç bir şeyi düşünemez. 

 

Bir keresinde de rüyamda düşmanın bir üssüne saldıracaktık. Tüm hazırlıklar yapıldı, çok gerçekçi bir rüya idi. Hatta askerler arasında biri bu tankları İsrail geliştirdi, bunlardan ne hayır gelecek diye konuşuyordu ve şunu çekip vursam ama şimdi sırası değil diyordum. Üssü kuşattığımızda benim evim olduğunu gördüm. İlk roketi ben fırlatacağım deyip silahı omzuma koydum ve pencereye nişan aldım. Pencerenin yanında direkte ne olduğunu bilmediğim bir bayrak asılıydı. Roket pencereden içeri girdi ve bütün pencerelerin camları patlayıp dumanlar fışkırdı. Sonra ardarda roketler hışırdayarak evi darmadağın etti. Tanklar yürüyüp evi yıkıp dümdüz edip geçtiler. Tankların arkasında yürüyerek evimin kalıntılarının üstüne çıktım. Evim diye bir şey kalmamıştı. Her şey enkazın altındaydı. Ağlamaya başladım. Ağlarken uyandım.

 

Askerin başına çuval geçirildiğinden beri bu rüyaları görmeye başladım. Artık görmüyorum. Artık rüya görmek için çok geç.

 

Bence savaşın en kötü yanı, ağır yaralı olarak kıpırdayamadan bakarken bir düşman subayının elinde tabanca ile dolaşarak yaralıları vurarak yaklaşmasıdır. Bu aslında bir iyilik de olabilir. Hiç bir şey yapamaz ve ölmeyi beklersin. Sıra sana gelir ve gözüne bakar, ölmemiş olduğunu anlar, silahı kaldırır ve karanlık...

 

- Oynama çocum sende counter-Strike filan. Çiçekli böcekli, komedi filmi filan izle. Bi de doktoruna filan danış. Bosnadan filan mı geldiniz? - Rüyada tank mı görülür bu yaşta cık cık cık

 

18 saat önce, democrossian yazdı:

Bunu yaparlar mı diye kuşkulanıyorsunuz değil mi. Hayal gibi geliyor. Olmadığını şöyle açıklayayım: Saddam tuzağa düşürüldü. Kuveyt senindir, al denildi. O da İran'la savaşmasının mükafatı olarak Kuveyt'in verildiğini düşünerek aldı. Sonra hayır alamazsın denildi. Saddam da birliklerinin Kuveyt'ten çıkmalarını emretti. Bu kadar mı? Hayır.

 

Kuveyt'e giren bir personel taşıyıcı bile Irak'a dönemedi. Hepsi uzaktan, nereden geldiği bile belli olmayan füzelerle imha edildi. Çöl hurda ile doldu, kilometreler boyu hurdalar dizildi kaldı. Kuveyt'e girmiş olan hiç bir askeri araç Irak'a geri dönemedi. İçlerindeki askerler tavada kızarır gibi yandılar. Yaptıkları ve yapabilecekleri bunlar. Hayal olarak görmemenizi tavsiye ederim.

 

İran Fao yarımadasını savaş tazminatı olarak işgal ettiğinde ise bizzat ABD helikopterleri kimyasal silah kullandı. Böyle bir şeyi hiç ummayan İran askerlerinin hepsi mevzilerinde tek kurşun atamadan öldüler. Zehir dağılınca Irak askerleri İran ölülerinin arasından ellerini kollarını sallayarak geçtiler. Savaş sıfıra sıfır bitmişti, hiç kimse hiç bir şey kazanamamıştı. Saddam bir ödülü hak ettiğini düşünmekte haklıydı ama kurulan tuzak hiç öyle değildi.

 

- Evet Evet

 

18 saat önce, ŞüpheciTürk yazdı:

 

Kim demiş Saddam'a Kuveyt senindir gir de al diye? Nerenizden uydurup durursunuz böyle deli saçmalarını...

 

Sen ağır paranoyaksın. Utanmadan yalan söyleyip okuru aldatıyorsun. 

 

- Kurtlar vadisindeki herifler o zaman Iraktaydı. Onlar demiş olabilirler. Ben öyle biliyorum.

 

18 saat önce, haci yazdı:

Aptalca bir soru bu... Ciddiye alıp yanıtlamışsınız...

Hiç bir şey için ölünmez... Öldürülünür... (umarım doğru yazdım):ders:

 

- Öyle bir fiil yok bi de doktor olacaksın.

 

17 saat önce, democrossian yazdı:

 

:D Bu kadar salakça bir tepki vermenin nedeni ne olabilir bir fikrim yok! :lol:

 

- Soru hepten salakça da ondan.

 

Eski Yeşilçam filmi sahnesi gibi "Sakın beni terk etme Fatma, Ben senin için ölürüm fatmaa"

Mal Mısınız nesiniz?

Link to post
Sitelerde Paylaş
18 saat önce, democrossian yazdı:

 

:D Bu kadar salakça bir tepki vermenin nedeni ne olabilir bir fikrim yok! :lol:

 

O senin kendi salaklığın! Senden ala salak mı var. Sende rüya gerçek ayrımı kalmamış, hezeyan sıçıyor millete satmaya kalkıyorsun. 

Ne arızalı adamlar var şu forumda ya.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Öyle bir fiil yok bi de doktor olacaksın.

 

Öldürülünür.

 

Ben keşfettim..Öldürülmekten geliyor....

Öldürül-ünür.......... Öldürülmekten geliyor...

Korkutmaktan gelen korkut-ulur gibi..

Pasif üçüncü şahış

Dilimiz bir kelime kazandı... Sen ne anlarsın... Yalnız mevcut olan kelimleri kullanmaktan başka bir şey bilmiyorsunuz. Biraz yaratıcı olun... Bi de utanmadan Türkçeyi eleştiriyorsunuz. Kendiniz ona katkıda bulunmuyorsunuz.....

 

Keeeeeeeeeeeeeeeeeeeeh kehhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh keeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeehhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh

Bak bu da Türkçedeki en uzun kelime............

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 saat önce, Raphael17 yazdı:

Mal Mısınız

 

:lol: Yok, malın yongasıyız! :D Hadi hadi hadi go go go! Leonardo da vinci kullansın, çabuk! :lol:

 

Ben tank görüyorum rüyamda evet. Bir seferinde bir tankı avladım hatta. Yere kamufle oldum toprakla ve tank üstümden geçti. Paletler iki yanımda gıcırdadı, çok gerçekçiydi! Geçip uzaklaşınca toprakları silkeleyip doğruldum ve roketatarı omzuma koyup ateşledim. Bummm... Personel kapısı patladı. Tankın en zayıf yeridir. Yuppiii diye bağırırken uyandım. Benim böyle bir huyum var. Rüya ile gerçeği ayırt edemiyorum. Özellik işte, herkesin bir özelliği var. Yapacak bir şey yok.

 

Dünyalar Savaşı filminde asker "go go go get Javelin!" diye bağırırken elimde olmadan yerimden doğruluyorum, ekranın içine atlayıp tripoda saldıracak gibi oluyorum.  

Link to post
Sitelerde Paylaş

Osmanlı çöktüğünde ne acayip durumlar yaşandı. Dünyanın dört yanının askerleri, çeteler, eşkıyalar, isyancılar, işgal hükümeti, isyan hükümeti, kaçak silahlar, dış yardımlar, milisler, efeler... Daha bir sürü kargaşa, acayiplik. Uzağa gitmeye gerek yok. Suriye ortada.

 

Bakın, okunmuş, efsunlu, dualı, ayrıcalıklı, seçilmiş, korunan filan değilsiniz. Bunu kafanıza bir sokun. Sıradan bir halksınız. Üstünüzde, arkanızda allah melekler filan yok. Bunu kafanıza iyiiiiice bir sokmanız gerekiyor. Yoksa farların karşısında kalmış tavşan gibi olacaksınız.

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Cumhuriyet" gibi derinlik algısı 0 olan , içi boş bir kavram için neden öleyim birader ?

 

Atatürk zeki bir adamdır ve kendisine hayran bir kişiyim fakat "halk" tabanlı ideolojileri bana hep absürd gelmiştir ..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kimse, daha doğrusu aklı başında kimse savaşa öleceğim diye gitmez. Müslümler öleceğim yetmiş huri kazanacağım diye gidebilir. Bu saçmalığı değerlendirmeye almaya gerek yok. Savaşa öldüreceğim diye gidilir. Öldüren öldürülür de tabii, bu doğal bir sonuç, o başka. Öldürmeden bir savaş yapma şekli henüz icat edilemedi. Siber savaş diyebilirsiniz ama siber savaşla toprak elde edemezsiniz. Siber savaşla bir ülkeyi çökerttiyseniz sonuçta yine piyadenizin girip bayrağı dikmesini önlemeye çalışan düşmanla ölüm kalım mücadelesi yapmanız gerekiyor. Umarım kimse "ne yani toprak kazanmak için saldıralım mı diyorsun" diye sormaz! :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...