Jump to content

Ateistlere bir soru


Recommended Posts

16 saat önce, poiuz yazdı:

Yazinin ikinci kismina gelirsek...
Bana kalirsa hakaret hic olmasin, hic kimse asagilanmasin. Benim de bazen genel olarak asagiladigim oluyor mesela “müslümanlar beyinsizdir veya söyledir”  diye ama kisisel hakaretleri dogru bulmuyorum, deist veya ateist kime oldugu önemli degil.

 
O konuyu şimdilik hallettik. Daha önceki tartışmalar olabilir diye endişe ettiğim için öyle yazdım. ama görüldüğü kadarıyla sorun yok.
 
Evet, genele hitaben sert ifadeler, biraz daha kabul edilebilir. hatta bu konuda ben de bazen sert giriyor olabilirim.
Ama kişiye yönelik kötü ifadeler -bilhassa karşındaki saygılı biriyse- çok yanlış oluyor. tartışmanın gidişatı da zarar görüyor. 
-diğer görüşlerimi konuyu dağıtmamak için şimdilik atlıyorum-
 
 
16 saat önce, poiuz yazdı:

Ben “anlam” kelimesinin gercekci degil subjektiv olmasini elestiriyorum.
“Bir Süpermen olsa elma agaclari daha güzel olurdu”
Bir Süpermen(Tanri) olsa – Gercek olmayan bir sey olsa
elma agaclari(hayat) daha güzel(anlamli) olurdu – kime, neye göre güzel olurdu? Subjektiv

Cünkü elma agaclari(hayat) sadece(!!!) bir algi. 

Hersey algidir cünkü biz algilayarak information toplariz. Bu informationlari SADECE bir algi olduklarindan dolayi yok sayip yerine algilanmamis, kanitlanmamis, ne oldugu belirsiz bir tanriyi koymak ve sonrada hayata (bir sürü dinlere, tanrilara olanak saglayarak; sonra din savaslari yüzünden ölüm ve yikimlara neden olarak) ANLAM vermekte neyin nesi??

Tanrıyı... bilhassa teist tanrıları geçelim. Tanrı üzerinden hayata anlam bulmak tamamen dogmatik ve temelsiz bir çabadır.

Hatta bence hayatın anlamı yoksa, bu tanrının olabileceğine bir işarettir... 
tersine, hayatın anlamı varsa, bu "tanrı olamaz" anlamına gelir!
 
"Anlam" dediğimiz şey ise, tanrıdan bağımsız bir kavram. 
İnsanların duyguları, düşünceleri ve hayalleri... değerli midir.... yoksa değersiz midir...?  (A kişisi / B kişisi değil. Genel olarak...)
 
Burda asıl üzerinde durulması gereken konu budur bence..?
 
 
 
 
tarihinde Mindsurfer tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 402
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

7 saat önce, impressivo yazdı:

O zaman da şöyle. Madde niye var o zaman ha ? Niye var madde. Çünkü hep vardı. Bu mu cevap /Tamam kabul ettim diyelim. O zaman binlerce elementten karbon atomu neden var???Canlılıģı saglayan en temel atomlar, karbon atomlarıdirlar. Olmasını istemiyorum bu lanet karbon atomlarının. Ayrica demişsinki/// ""Dolayisiyla heo vardı derken oluş yani varlik ve yokluk diyalektiktigi hep vardı sonsuzdan beri çünkü sonsuzu da oluşturan varlik ve yokluktu. Onlar olmazsa kıyas ve zaman olmaz."" /// Zaman kavramı entropi sayesindedir.Tüm varlıkların, herşeyin entropisi artmaktadır.Herhangi bir bileşenin, bir dış etki olmaksızın yani kendiliğinden bir mekanın belli bir bölümünde birikmesi olasılığı son derece zayıftır ve yoktur.Ortaya çıkma olasılığı yüksek olayların meydana gelmesi fazla bilgi getirmemekte; aksine, olasılığı düşük olayların oluşması daha fazla bilgi gerektirmektedir.Varlığımız gerçek anlamda informasyon değil bilgi ve zeka gerektirir.Tanrı olması gerekir sonucunu çıkartmaya çalışmıyorum.Ilave olarak belirteyim. Evren hiçlikten oluştu açıklaması, madde evren vs hep vardı açıklamasından daha mantıklı! Buradaki hiçlikden kasıt; boşluk vs anlamında.(tabiki bu boşluk kavramı karanlık madde ve karanlik enerji ile de ilgili). Peki sana çok zor bir soru. Herkese soru sormam. Zamanda geri gitsek ve bing-bang yeniden patlasa ve birbirini takip eden olaylar, devamı,vs. takiben sonuç olarak evrim yine de insana ulaşır mı??? 

Kısaca hep vardı demek zaman varlikta anlam bulur varlik ya da oluş dediğimiz şey ilk son başlangıç insani çizgilere sahip değildir oluş döngüsel olarak form değiştirmekte ve fakat zamansız şekilde devam etmektedir çünkü zaman da oluşa vr hareketine tabiidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 saat önce, impressivo yazdı:

O zaman da şöyle. Madde niye var o zaman ha ? Niye var madde. Çünkü hep vardı. Bu mu cevap /Tamam kabul ettim diyelim. O zaman binlerce elementten karbon atomu neden var???Canlılıģı saglayan en temel atomlar, karbon atomlarıdirlar. Olmasını istemiyorum bu lanet karbon atomlarının. Ayrica demişsinki/// ""Dolayisiyla heo vardı derken oluş yani varlik ve yokluk diyalektiktigi hep vardı sonsuzdan beri çünkü sonsuzu da oluşturan varlik ve yokluktu. Onlar olmazsa kıyas ve zaman olmaz."" /// Zaman kavramı entropi sayesindedir.Tüm varlıkların, herşeyin entropisi artmaktadır.Herhangi bir bileşenin, bir dış etki olmaksızın yani kendiliğinden bir mekanın belli bir bölümünde birikmesi olasılığı son derece zayıftır ve yoktur.Ortaya çıkma olasılığı yüksek olayların meydana gelmesi fazla bilgi getirmemekte; aksine, olasılığı düşük olayların oluşması daha fazla bilgi gerektirmektedir.Varlığımız gerçek anlamda informasyon değil bilgi ve zeka gerektirir.Tanrı olması gerekir sonucunu çıkartmaya çalışmıyorum.Ilave olarak belirteyim. Evren hiçlikten oluştu açıklaması, madde evren vs hep vardı açıklamasından daha mantıklı! Buradaki hiçlikden kasıt; boşluk vs anlamında.(tabiki bu boşluk kavramı karanlık madde ve karanlik enerji ile de ilgili). Peki sana çok zor bir soru. Herkese soru sormam. Zamanda geri gitsek ve bing-bang yeniden patlasa ve birbirini takip eden olaylar, devamı,vs. takiben sonuç olarak evrim yine de insana ulaşır mı??? 

Bu arada sonraki soruyu dünyadaki kimse spekülasyon yapmaksizin cevaplayamaz. Zamanda geri gitmek diye bir şey yoktur ayrıca zaman maddede meydana gelen değişimin koordinatlari arasındaki kıyastir yapay bir şeydir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 hours ago, impressivo said:

O zaman da şöyle. Madde niye var o zaman ha ? Niye var madde. Çünkü hep vardı. Bu mu cevap /Tamam kabul ettim diyelim. O zaman binlerce elementten karbon atomu neden var???Canlılıģı saglayan en temel atomlar, karbon atomlarıdirlar. Olmasını istemiyorum bu lanet karbon atomlarının. Ayrica demişsinki/// ""Dolayisiyla heo vardı derken oluş yani varlik ve yokluk diyalektiktigi hep vardı sonsuzdan beri çünkü sonsuzu da oluşturan varlik ve yokluktu. Onlar olmazsa kıyas ve zaman olmaz."" /// Zaman kavramı entropi sayesindedir.Tüm varlıkların, herşeyin entropisi artmaktadır.Herhangi bir bileşenin, bir dış etki olmaksızın yani kendiliğinden bir mekanın belli bir bölümünde birikmesi olasılığı son derece zayıftır ve yoktur.Ortaya çıkma olasılığı yüksek olayların meydana gelmesi fazla bilgi getirmemekte; aksine, olasılığı düşük olayların oluşması daha fazla bilgi gerektirmektedir.Varlığımız gerçek anlamda informasyon değil bilgi ve zeka gerektirir.Tanrı olması gerekir sonucunu çıkartmaya çalışmıyorum.Ilave olarak belirteyim. Evren hiçlikten oluştu açıklaması, madde evren vs hep vardı açıklamasından daha mantıklı! Buradaki hiçlikden kasıt; boşluk vs anlamında.(tabiki bu boşluk kavramı karanlık madde ve karanlik enerji ile de ilgili). Peki sana çok zor bir soru. Herkese soru sormam. Zamanda geri gitsek ve bing-bang yeniden patlasa ve birbirini takip eden olaylar, devamı,vs. takiben sonuç olarak evrim yine de insana ulaşır mı??? 


İmpressivo bağışla ama; bunların çoğu yanlış ön kabul, hatalı varsayım ve yanlış çıkarımlar..en azından çoğu şüphe götürür..Her şeyde bir amaç aramak şeklinde tezahür eden erekselcilik tuzağına düşmüşsün gibi görünüyor..Antropik kavramlar peşi sıra gelen antropik çıkarım ve yanılsamalar.

Neden her daim yokluk temel durum, varlık ise "özel durum" olarak kabul edilir? bunun için mantıksal bir zorunluluk mu vardır? Hayır. Kesinlikle hayır. Deneyimlerimiz ve tümevarım mı? Onlar sadece deneyimlerimiz ve tümevarımlardır. Ötesi değil. David Hume' un da çok önceleri ve çok daha şık gösterdiği üzere mantıksal zorunluluklara işaret etmezler.

Çünkü hep vardı..bu mu cevap? Evet bu da olabilir..Neden olmasın!...Kar kristalleri nedir? Nasıl meydana gelir? Ya da örneğin kil kristalleri? Daha düşük enerjili "daha karmaşık"  yapılara faz geçişleri olur kendileri. Bir nevi basitlikleri nispetinde isitikarsızdırlar. Hiçlik de neticede antropik bir kavram. Olabilecek en düşük basitlik düzeyi. Her halde olabilecek en yüksek istikrarsızlık..Bunun arkasından ne gelebileceğini önceki dizgeden yapılacak çıkarsamaya bırakıyorum..Ayrıca gerçek anlamda hiçlikten varlığa geçişini fiziğini tanrının kendisi gelse dahi izah edemez sanırım. En olasılıksızı "o"..

Herşey termodinamikte bitiyor. En basit kar kristalinden, yaşamın, canlılığın kendisine, kendi öz-örgütlenmesine kadar. Evrende simerti kırılması ve öz-örgütlenme mevcut. Bu kaçınılmaz bir gerçek. Ve herhalde bu evrenin efendisi de, tanrısı da, termodinamiğin ta kendisi olmalı.

Evrendeki toplam entropinin aynı kalması kaydı ile entropinin yerel olarak artması gibi bir zorunluluk yok. Bir bileşenin ...birikmesi olasılığı zayıf ya da yok falan değildir..Açık bir sistem ve artmakta olan maksimum entropi ve termodinamik dengeler..Hepsi bu. Senin örneğin ya da kast ettiğin nedir? Herşeyin entropisi artıyor ise biz nasıl buradayız? Teistlerin klasik entropi argümanı değildir umarım bu.

Karbon atomları neden var? Peki bir üzeri ve altındaki elementler neden var? Hepsi topu proton-kütle sayısı, 1 eksiği-1 fazlası? Karbon nükleer reaksiyonlarla sentezlenmesi en kolay elementlerden. Bu yüzden olabilir mi? Ve o karbon atomları evrenin kütlesinin sadece 0,0007'si..Eğer karbonu sorgulayacaksan varolan tüm elementleri de sorgulaman gerekir? Buna engel ya da diğerlerine kıyak geçmene sebep nedir? Diğerleri neden varsa, nasıl varsa; karbon da işte tam olarak o yüzden ve o şekilde var.

Sadece bu mu? Ya silikon..vb..?

Olasılıklarla uğraşma. Oradan ne senin beklediğin anlamda bir bilgi, ya da bir ekmek çıkar. Omuş olanın olasılığı "1" dir. Hepsi bu. Elinde bütünün kendisi, birincil kuram olmadan hiçbir anlamı yok bunların..

Düzenin ya da varlığımızın zeka gerektirdiği ispatlanmamış bir önermedir. Mantıksal zorunluk falan da değildir. Bunu bu güne kadar gösterebilen olmadı. Oysa ki kaosun alt kümeleri düzen barındırabilir. Evrenin kendisi buna en güzel örnek. Andromeda galaksisi ~5 milyar yıl içinde bizimkine bindirecek. Bu mu düzen? Bu mu ince ayar?

Sorduğun son soru zor değil. Önemlidahi değil. Eğer antropik, erekselci yaklaşımın kıskacında değilsen tabi. Olayın determinizm-indeterminizm yönünü bir tarafa koyacak olursak eğer; hayır insanlık bir kez daha ortaya çıkmayabilirdi? Evet..sorun nedir? what's the problem? :) Biz evrimsel örgünün, canlılığın mutlak sol duvarından itibaren dallanan çalılığın ufak, önemsiz bir dalıyız sadece. Kendimizi bunca önemli zannetmemiz, farkıdalığımızın farkındalığının bize oynadığı bir oyundan, bir illüzyondan başka bir şey değil..

Her şeyi geçtim; "bilmiyoruz". en azından sadece bilmiyoruz demek bu kadar zor olmamalı..

Mantığı bu derece (saygı duyulacak şekilde) zorla. İnce düşün. Kafa yor. Sonra kalk, olabilecek en mantık dışı limana demir at. Sonu olabilecek en kötü şekilde biten bir film gibi..

Bu paragraf ve başlıkların hepsi ayrıca detaylandırılabilir. Detaylandırılmıştır da. Ama zaten yeterince uzun yazdım..

(Not: Stephen jay gould'un bahsettiğim kitabını (yaşamın tüm çeşitliliği) okumanı yine yeni ve yeniden rica ve tavsiye ediyorum.)

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
14 hours ago, Tanah-Gospel Theologist said:

Bu arada sonraki soruyu dünyadaki kimse spekülasyon yapmaksizin cevaplayamaz. Zamanda geri gitmek diye bir şey yoktur ayrıca zaman maddede meydana gelen değişimin koordinatlari arasındaki kıyastir yapay bir şeydir.

Tanah dostum, sen bazen bana hakaret ediyorsun ama, ben kafamdaki sorulara cevap arayan ve gerçeği arayan biriyim. Kıllık falan yapmıyorum.Değer verdiğim kişilerden birisin.Zaten seni sevmesen, basarım kalayı. Ben teizm eleştirisi üzerinden ateizm felsefesi benimseyen ve onaylayan kafada biri değilim. Fizik matematik gibi konularda bilgili olduğumu düşünüyorum; ki yıllardır içiçe olduğum konular. Kozmolojik argüman,bilinçli tasarım teorisi,multiverse evrenler teorisi, termodinamik kanunları,yaşamın oluşmasında etken döngüler(su-karbon,fosfor,....döngüleri),enflasyon teorisi gibi bir çok doğa kanunları hakkında sürekli araştırma yapan ve okuyan biriyim. Bu sebepten bazen kafam çok karışıyor.Çok araştıran biri her zaman bazen arada derede bir kalıyor. Teizm zaten çöptür.Konuşmaya bile değmez. Ama arada derede kaldığım felsefik düşünce olarak deizm ve agnostisizm.Bu ikisi arasında gelip gidiyorum.Çünkü evrendeki düzenin sadece evrim ve mutasyonla açıklaması tatmin edici gelmediğinden,canlıların yapıtaşı olan hücrelerin işleyişindeki makineselliği ve tasarım olasılığını da değerlendiriyorum. 

Aslında odak noktası sadece başlangıç var mı yok mu sorusu olmalı !  Çünkü entropi sayesinde olan zaman algısı, bilincimizin anlamlandırdığı bir yanılgı.Aslında zaman kavramını evrende yok kabul ettiğimizde başlangıç da ortadan kalkmış oluyor bir nevi (yüksek olasılıkla). Sonuçta zaman algısı canlılar için geçerli bir algı oluyor ve bu bağlamda zaman kavramı bir yanılgı olmasına rağmen,yani keşfedilebilecek bir olgu değil,illüzyon durumu oluyor; ancak fizik kanunları keşfedilmiş bir gerçek,yani yanılsama değil. Bu düşünce sistemine göre tanrı yoktur. Ama kesin ifade ile Tanrı yoktur demeyi doğru bulmuyorum, olanaksızdır kavramı daha doğru olur. Yinede bu durumda agnostik bir kafa ile hareket etmek daha doğru,çünkü olanaksızlık denilen teoriye de şüpheyle bakmak gerekiyor.Ateist bir zihin bu noktada daha kesin ve katidir,daha az şüphe içerisindedir.Ki ben istatistik olasılık kafaya sahip biriyim;ki okudugum bölümler endüstri mühendisliği+iktisat(ekonomi). Bu sebepten matematiksel olasılık değerlendirmesini işin içine kattığımda deizm yönüne kayıyorum. Neyse sıkıntı yok. 

12 hours ago, teflon said:

İmpressivo bağışla ama; bunların çoğu yanlış ön kabul, hatalı varsayım ve yanlış çıkarımlar..en azından çoğu şüphe götürür..Her şeyde bir amaç aramak şeklinde tezahür eden erekselcilik tuzağına düşmüşsün gibi görünüyor..Antropik kavramlar peşi sıra gelen antropik çıkarım ve yanılsamalar.

Neden amaç aramak , tuzağa düşmek oluyor ? Evrenin amacının olmaması ve sonuçta insana kadar gelen bir evrim süreci beni pek tatmin etmiyor. Bak teflon dostum, ben  "tanrının yokluğunu ispatla" tarzında saçma ve mantık hatalı bir soru sormuyorum. Fizik kanunları neden var sorusuna cevap bulmaya çalışıyorum.Bazı arkadaşlar bu soruya saçma diyorlar,ama bence saçma değil.Ayrıca bu soruyu Hawking de soruyor; o zaman Hawking de saçmalıyor. .

 

12 hours ago, teflon said:

Neden her daim yokluk temel durum, varlık ise "özel durum" olarak kabul edilir? bunun için mantıksal bir zorunluluk mu vardır? Hayır. Kesinlikle hayır. Deneyimlerimiz ve tümevarım mı? Onlar sadece deneyimlerimiz ve tümevarımlardır. Ötesi değil. David Hume' un da çok önceleri ve çok daha şık gösterdiği üzere mantıksal zorunluluklara işaret etmezler.

Yokluğu varlık sayesinde tanımlıyoruz.Bu konuya girmeye gerek yok.Aynı fikirdeyizdir. 

12 hours ago, teflon said:

Çünkü hep vardı..bu mu cevap? Evet bu da olabilir..Neden olmasın!...Kar kristalleri nedir? Nasıl meydana gelir? Ya da örneğin kil kristalleri? Daha düşük enerjili "daha karmaşık"  yapılara faz geçişleri olur kendileri. Bir nevi basitlikleri nispetinde isitikarsızdırlar. Hiçlik de neticede antropik bir kavram. Olabilecek en düşük basitlik düzeyi. Her halde olabilecek en yüksek istikrarsızlık..Bunun arkasından ne gelebileceğini önceki dizgeden yapılacak çıkarsamaya bırakıyorum..Ayrıca gerçek anlamda hiçlikten varlığa geçişini fiziğini tanrının kendisi gelse dahi izah edemez sanırım. En olasılıksızı "o"..

Aslında yukarıda söylemiştim, sanırım farketmemişsin. Hiçlik derken orada ayrı bir açıklama yapmıştım. Boşluk anlamında. Hiçliği boşluk anlamında kullanıyorum. Boşluk-karanlık madde-karanlık enerji vs... Hiçlik dediğin yerde de birşeyler var, karanlık enerji-madde vs gibi. (insanın ölümüyle elde ettiği hiçlik farklı birşey,alakası yok;bunu belirtmeye de gerek yoktu ama yine de karışıklık olmasın)

Bu konuda sana katılmıyorum. Hiçlikten Varlığa geçiş bence daha mantıklı. Bu da bir teori çünkü....... 

13 hours ago, teflon said:

Karbon atomları neden var? Peki bir üzeri ve altındaki elementler neden var? Hepsi topu proton-kütle sayısı, 1 eksiği-1 fazlası? Karbon nükleer reaksiyonlarla sentezlenmesi en kolay elementlerden. Bu yüzden olabilir mi? Ve o karbon atomları evrenin kütlesinin sadece 0,0007'si..Eğer karbonu sorgulayacaksan varolan tüm elementleri de sorgulaman gerekir? Buna engel ya da diğerlerine kıyak geçmene sebep nedir? Diğerleri neden varsa, nasıl varsa; karbon da işte tam olarak o yüzden ve o şekilde var.

Sadece bu mu? Ya silikon..vb..?

Olasılıklarla uğraşma. Oradan ne senin beklediğin anlamda bir bilgi, ya da bir ekmek çıkar. Omuş olanın olasılığı "1" dir. Hepsi bu. Elinde bütünün kendisi, birincil kuram olmadan hiçbir anlamı yok bunların..

Düzenin ya da varlığımızın zeka gerektirdiği ispatlanmamış bir önermedir. Mantıksal zorunluk falan da değildir. Bunu bu güne kadar gösterebilen olmadı. Oysa ki kaosun alt kümeleri düzen barındırabilir. Evrenin kendisi buna en güzel örnek. Andromeda galaksisi ~5 milyar yıl içinde bizimkine bindirecek. Bu mu düzen? Bu mu ince ayar?

Sorduğun son soru zor değil. Önemlidahi değil. Eğer antropik, erekselci yaklaşımın kıskacında değilsen tabi. Olayın determinizm-indeterminizm yönünü bir tarafa koyacak olursak eğer; hayır insanlık bir kez daha ortaya çıkmayabilirdi? Evet..sorun nedir? what's the problem? :) Biz evrimsel örgünün, canlılığın mutlak sol duvarından itibaren dallanan çalılığın ufak, önemsiz bir dalıyız sadece. Kendimizi bunca önemli zannetmemiz, farkıdalığımızın farkındalığının bize oynadığı bir oyundan, bir illüzyondan başka bir şey değil..

Her şeyi geçtim; "bilmiyoruz". en azından sadece bilmiyoruz demek bu kadar zor olmamalı..

Mantığı bu derece (saygı duyulacak şekilde) zorla. İnce düşün. Kafa yor. Sonra kalk, olabilecek en mantık dışı limana demir at. Sonu olabilecek en kötü şekilde biten bir film gibi..

Bu paragraf ve başlıkların hepsi ayrıca detaylandırılabilir. Detaylandırılmıştır da. Ama zaten yeterince uzun yazdım..

(Not: Stephen jay gould'un bahsettiğim kitabını (yaşamın tüm çeşitliliği) okumanı yine yeni ve yeniden rica ve tavsiye ediyorum.)

Özellikle karbon atomlarına kafayı takmamın sebebini sormuşsun.Biraz ekosistemimiz hakkında eğitim gördüğüm bilgilerden bahsedeceğim uzunca.Çünkü karbon atomları olmadan yaşam olmaz. Bilinmesi gerekir ki,her canlının yapısında,bünyesinde karbon atomları mevcuttur, ki bu bilimsel bir gerçek, teori falan değil. Bir canlı hücrenin normal fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için gerekli olan yirmi temel elementten mesela  bazıları şunlardır: C (karbon),  O (oksijen),  S (kükürt ), Mg (magnezyum), H (hidrojen),  P (fosfor),  Ca (kalsiyum), Cl (klor), K(potasyum),  Fe (demir), Cu (bakır),   Zn (çinko),  I iyot),   B (bor),   Co (kobalt ),   Se (selenyum),  Mo (molibden )  
Bunlar yaşamın hammaddeleridir. Bu maddelerin çoğunun ana deposu kaya ve toprak. Karbon ve azot gibi bazılarının ana deposu ise atmosfer.Bu temel elementler, bitkiler tarafından ortamdan alınmadan diğer canlılar tarafından kullanılamaz. Ekosistemde ve çok çeşitli canlıların vücudunda bulunan üç kimyasalın hayati önemi var. Bu kimyasallar,  karbon, oksijen ve hidrojendir. Yeryüzündeki canlıların büyük bölümünün vücudunda bu kimyasallar bulunur. Karbonhidrat, protein ve yağlar ise bu üç inorganik maddenin canlılarda değişik şekilde bir araya konulmasıyla ortaya çıkar. Ayrıca bu üç kimyasal, su, havadaki oksijen ve karbondioksit olarak da ekosistemde mevcuttur.Mesela doku oluşumu için bolca alınması gereken diğer inorganik kimyasallar ise azot, fosfor ve potasyum. Azot, vücuttaki proteinler sentezlenmesinde, Fosfor, hücre içi enerji akımının sağlanmasında, gereklidir. Diğer önemli inorganik maddeler ise kalsiyum, magnezyum ve kükürttür. Kalsiyum, tüm omurgalı hayvanların iskelet yapısının temelini oluştururken, Magnezyum, klorofil için gereklidir. Kükürt ise, çeşitli biyokimyasal işlemler için vücuda gereklidir. Bazı az miktarda bulunan kimyasallar ise demir, çinko, bakır, sodyum, kobalt v.s.dir Altın, cıva gibi kimyasallar ise canlı vücudu için gerekli değildir.Sonuçta,canlı kökenliler, içinde karbon bulunan kimyasallardır. Karbonhidrat, protein ve bunların parçaları ile türevlerinden oluşur. Organik maddeler ise, inorganik kimyasalların canlı vücudu içinde sentezlenmesiyle üretilmiş, büyük boyda moleküller. Topraktaki organik maddeler, toprağın üretkenliğini, su tutma özelliklerini etkiler. Bazı mikroorganizmalar için ise enerji kaynağı görevini görürler. Dünya ekosisteminde tüm organik moleküllerin temel çatısı karbon atomlarıdır. İnsandan virüslere kadar pek çok canlıda karbon atomlarından oluşan benzer zincir ve halkalar vardır. Ayrıca inorganik maddelerin cansız ortamdan alınıp canlılar arasında dolaşıp tekrar cansız ortama iadesi bir kimyasal döngü oluşturur. Kimyasal maddeler, enerji gibi tek yönlü bir akım oluşturmaz. Toplam miktar değişmeksizin ekosistem içinde devir yapar. Her canlı beslenme yoluyla bir başka canlıdan aldığı kimyasalları hayattayken kullanır, öldüğünde bunları doğaya geri verir. Eğer canlılar çürüyüp toprak olmasalardı, bu kimyasallar devreden çıkardı.

Ekosistemimizin cansız ortamında organik ve inorganik kimyasalların yanı sıra çeşitli fiziksel ve kimyasal olaylar da ortama katkıda bulunur. Bunlar çevredeki ısı, ışık, yağış, nem, rüzgar ve su hareketleridir. Bu fiziksel olaylar, ekosistemde yaşayan canlıların cinsini, populasyonunu ve gösterdikleri uyumu belirler. Örn: yağmur ormanlarının dünya üzerindeki dağılımında ısının yanı sıra yağış, nem gibi olaylar da etkilidir. Doğal Çevrenin özellikleri insan ve diğer canlıların yaşamını olumlu ya da olumsuz etkiler. Ekosistemimizin varlığı için şu kavramlar da önemlidir. Bunlar enerji akımı, kimyasal madde döngüleri, popülasyon denetimi ve ekolojik ardıllık...


Bu döngülerden, su döngüsünde; bilindiği gibi birinci ve ikinci termodinamik kanunları geçerlidir Yağışla yeryüzüne inen su, ya yer altı suyu, ya akarsu, göl, ve denizlere ilave olur ya da buharlaşır. Azot Döngüsü ise,vücudun temel proteinler, nükleik asitler, çeşitli hormonlar ve vitaminlerde yer alır. Azotun iki kaynağı vardır. Atmosfer ve canlılar.  Bazı mikroorganizmaların dışında azot gazı, canlılar tarafından kullanılamaz ama bazı bitkiler tarafından inorganik nitrat (NO3) ve amonyum tuzları (NH4) şeklinde alınır.Yani bu yüzden havada %70-80 gibi bir birikimi vardır. Havadaki azot gazı mikroorganizmalar yoluyla önce organik tuzlara sonra organik moleküllere dönüşür ve bu moleküllerin parçalanmasıyla yeniden inorganik tuzlara dönüşür. 
 
Gelelim karbon Döngüsüne;dediğim gibi, karbon atomları olmadan yaşam olmaz. Karbon kaynağı gaz halindeki ve suda erimiş olarak bulunan karbondioksit yani (CO2). Havadaki CO2, bitkiler tarafından alınarak karbonhidrat ve diğer moleküllerin yapımında kullanılıyor. Daha sonra da beslenme yoluyla hayvanlara geçiyor.  
Fosfor Döngüsü için ise,  canlılar yönünden fosforun önemi çok büyük. Çünkü DNA ve RNA makro moleküllerinde fosfor bulunuyor ve hücre enerjisinde oldukça etkili. Başlıca fosfor kaynakları ise fosfat içeren kayalar ve fosil hayvanlar.  Fosfor bu kaynaklardan aşınma ve erime sonucu,örneğin madencilik ve gübre imalinde kullanılarak serbest hale getiriliyor ve kullanıma elverişli oluyor.Bu döngülere paralel olarak ekolojik ardıllık ise, ekosistemi oluşturan canlı-cansız tüm öğelerin uyum içinde varlığını sürdürmesinin bir göstergesi. Ekolojik ardıllık, doğadaki olayların belli bir sırayı izlemesi ve sonuçta mükemmelliğe ulaşması şeklinde ifade edilebilir. Peki tüm bu milyonlarca olasılığın bir arada bulunmasını bir zorunluluk veya tesadüf olarak mı değerlendireceğiz, ya da ne diyeceğiz? Boşlukları tanrı ile de dolduralım da demiyorum !!!!!!!!!!!!!!! 

13 hours ago, teflon said:

Her şeyi geçtim; "bilmiyoruz". en azından sadece bilmiyoruz demek bu kadar zor olmamalı..

Mantığı bu derece (saygı duyulacak şekilde) zorla. İnce düşün. Kafa yor. Sonra kalk, olabilecek en mantık dışı limana demir at. Sonu olabilecek en kötü şekilde biten bir film gibi..

Bitirdiğim birşey yok. Araştırmaya ve sorgulamaya devam. Varlığı sorgulamak sıradan insanlara göre değildir. Bu uzun süreç ve emek isteyen bir yol. (Ha bu arada, seninle fikir alışverişi yapmak oldukça güzel; Teflon dostum).......................................................................................


 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 18.09.2016 at 12:03, bayşapka said:

[YANLIŞ] Çünkü bunu diyen müslüman da var. Dediğin şey ateizmi tanımlamıyor.

Sen ateizme yalan yanlış anlamlar yükleyince deli-kuyu-taş üçlemi devreye giriyor, threadler uzayıp gidiyor. 

İstersen laflarını ölçüp biçerek söyleyeceğin yeni bir thread aç oradan devam edelim.

Orada bir anoloji var(: konuyu renklerle betimleyen arkadasa "ateizm anlam yok der" demeye getiriyorum ona niye atliyorsun.

Konunun baslik yazisi orada duruyor neyini begenmedin?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...
On 10/4/2016 at 22:33, Strong Agnostik said:

Orada bir anoloji var(: konuyu renklerle betimleyen arkadasa "ateizm anlam yok der" demeye getiriyorum ona niye atliyorsun.

Konunun baslik yazisi orada duruyor neyini begenmedin?

İstediğim kadar saçmalarım sen başlığa bak diyorsun :-)

Link to post
Sitelerde Paylaş
Just now, Strong Agnostik said:

Dedim ya renklerle konuyu aciklamaya calisan birine "ateizm anlam yok der" der gibi renklerle cevap verdim.

Sen simdi konuya cevap ver bakalim(:

Müslümanın da verebileceği bir cevap vermiş oldun. Ateistle müslümanın ayrımını yapamadın, batırdın. 

Senin cevap verebileceğin tek renk burada mor. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

 

Just now, bayşapka said:

Müslümanın da verebileceği bir cevap vermiş oldun. Ateistle müslümanın ayrımını yapamadın, batırdın. 

Senin cevap verebileceğin tek renk burada mor. 

Bak hala kafan basmadi. Renklerin olup olmamasi burada mevzu bahis degil. Bununla konumu temellendirmis falan degilim ki muslumanlarin da bu soylemi kabulleniyor olmasi seyimde olsun. 

Burada mevzu hayatin mutlak bir anlam barindirmamasi.

Oyleyse ateisler kendi anlamlarini neye gore baskalarindan ustun tutabilirler kapis...

Link to post
Sitelerde Paylaş
14 saat önce, Strong Agnostik yazdı:

 

Bak hala kafan basmadi. Renklerin olup olmamasi burada mevzu bahis degil. Bununla konumu temellendirmis falan degilim ki muslumanlarin da bu soylemi kabulleniyor olmasi seyimde olsun. 

Burada mevzu hayatin mutlak bir anlam barindirmamasi.

Oyleyse ateisler kendi anlamlarini neye gore baskalarindan ustun tutabilirler kapis...

Bir ateist, kendi hayatinin anlamini gerceklere dayanarak koydugunu iddia ederse, baskasinin buldugu/uydurdugu anlami kendi hayatina giydiren insanlarin hayatindan daha ustun bir anlami oldugunu iddia edebilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
20 hours ago, Strong Agnostik said:

 

Bak hala kafan basmadi. Renklerin olup olmamasi burada mevzu bahis degil. Bununla konumu temellendirmis falan degilim ki muslumanlarin da bu soylemi kabulleniyor olmasi seyimde olsun. 

Burada mevzu hayatin mutlak bir anlam barindirmamasi.

Oyleyse ateisler kendi anlamlarini neye gore baskalarindan ustun tutabilirler kapis...

Sen hiç gerzekliğe doymayacaksın di mi?

Hiç bir anlam diğerinden üstün falan değildir. Mesele, dincilerin anlamlarının bir hayal, bir masal ve de berbat bir martavaldan ibaret oluşudur sadece.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, anibal said:

Hiç bir anlam diğerinden üstün falan değildir. Mesele, dincilerin anlamlarının bir hayal, bir masal ve de berbat bir martavaldan ibaret oluşudur sadece.

Hic bir anlam digerinden ustun degilse hepimiz bir yalani yasiyoruz demektir, bunu kabul etmediginiz icin mevzu uzuyor. Dincilere niye bok atip duruyorsun? Ozgurce secim yapamadigini, doganin programina gore hareket eden bir robot oldugunu soyleyen sen degil miydin? Bunu golgelemek icin uydurulmus anlamlarla yasayan sen degil misin?

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 hours ago, Strong Agnostik said:

Hic bir anlam digerinden ustun degilse hepimiz bir yalani yasiyoruz demektir, bunu kabul etmediginiz icin mevzu uzuyor. Dincilere niye bok atip duruyorsun? Ozgurce secim yapamadigini, doganin programina gore hareket eden bir robot oldugunu soyleyen sen degil miydin? Bunu golgelemek icin uydurulmus anlamlarla yasayan sen degil misin?

Hiç bir anlamın üstün olmaması ille de hepsinin yalan olmasını mı gerektiriyor? Mesela birisi hayatın anlamı üremektir dediğinde bunun neresi yalan oluyor? Adam var olan gerçek üzerine kendince bir anlam vermiş oluyor.

Ama bir dinci hayatın anlamı falan puta kölelik etmektir dediğinde bunun apaçık yalan olduğu zaten ortada. 

Mesele seçim meselesi, sen hangisini seçiyorsun? Dincinin verdiği anlamı mı seçersin yoksa kendin mi anlam vermek istersin?

Dincilere bok atan yok, sadece iddialarının yalan olduğunu söylüyoruz, bunun neresini anlamıyorsun?

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, sağduyu said:

Hiç bir anlamın üstün olmaması ille de hepsinin yalan olmasını mı gerektiriyor? Mesela birisi hayatın anlamı üremektir dediğinde bunun neresi yalan oluyor? Adam var olan gerçek üzerine kendince bir anlam vermiş oluyor.

Ama bir dinci hayatın anlamı falan puta kölelik etmektir dediğinde bunun apaçık yalan olduğu zaten ortada. 

Mesele seçim meselesi, sen hangisini seçiyorsun? Dincinin verdiği anlamı mı seçersin yoksa kendin mi anlam vermek istersin?

Dincilere bok atan yok, sadece iddialarının yalan olduğunu söylüyoruz, bunun neresini anlamıyorsun?

Bu konunun dincilerle alakası yok allaın ahmağı :D . Anlam diye birşey yok işte hayatınızda, dinciler yalanla anlamlandırma yapıyorlar, sen de anlamsız ve amaçsız evrende kişisel  olarak zihninin ürettiği saçmalıklarla anlam kazandırmaya çalışıp, kendini kandırıyorsun. Hayatın anlamı konusunda, gerçekçi bakış açısı olarak bir ateist için, nihilizm devreye girer. Bu bağlamda, nihilizm tuzağından kendini kurtarmak için olayı modern determinizme bağlarsın. Ama gerçeği de bilirsin sonuçta. Yani, tanrı yoksa hayatın anlamı zaten yoktur. Olayın özü bu. Anlamı da olmak zorunda değil zaten. Stron Agnostik , burada, sizin ahmak zihinlerinizin ürettiği anlam çıkarımlarına saçmalık diyor, bu kadar basit işte. Anladın mı ? 

Link to post
Sitelerde Paylaş
19 minutes ago, impressivo said:

Bu konunun dincilerle alakası yok allaın ahmağı :D . Anlam diye birşey yok işte hayatınızda, dinciler yalanla anlamlandırma yapıyorlar, sen de anlamsız ve amaçsız evrende kişisel  olarak zihninin ürettiği saçmalıklarla anlam kazandırmaya çalışıp, kendini kandırıyorsun. Hayatın anlamı konusunda, gerçekçi bakış açısı olarak bir ateist için, nihilizm devreye girer. Bu bağlamda, nihilizm tuzağından kendini kurtarmak için olayı modern determinizme bağlarsın. Ama gerçeği de bilirsin sonuçta. Yani, tanrı yoksa hayatın anlamı zaten yoktur. Olayın özü bu. Anlamı da olmak zorunda değil zaten. Stron Agnostik , burada, sizin ahmak zihinlerinizin ürettiği anlam çıkarımlarına saçmalık diyor, bu kadar basit işte. Anladın mı ? 

Ahmak sensin, senin için anlam olmaması beni bağlamaz, sen kendine bir anlam, bir amaç bulamayacak kadar salaksan bundan bana ne? Şimdi siktir git, kendine acımaya devam et mal herif.

Ayrıca konunun dincilerle de bal gibi alakası var, çünkü kıyaslanan dincilerle dinsizlerin hayattan ne anladığı ile ilgili gerizekalı. Ancak senin gibi dinlerin beyin yıkamasından kurtulamamış mallar ancak bir put sayesinde anlam bulabileceğini sanır.

 

tarihinde sağduyu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim için hayatın anlamı yok, var dersem de sallamış olurum işte. Kçından üfürüp duruyorsun. Söyle bakalım, senin için ne gibi bir anlam var ? hayatın anlamı var mı sorusu bile bir yanılsama, ki en anlamlı cevabınız, genlerini bir sonraki nesle aktarmak olsa da, sizden sonra sizin bir hiç olacağınız için hiçbir anlamı olmamak durumu ortaya çıktığından dolayı, sen de anlamsız bir varoluşun hiçliğinde oluşacak bir enerji artığısın.Hem benim gözümde hemde gerçekte sen busun işte, ineğin dışkısı tezek gibi :lol:. Ateist için hayatın anlamı yoktur, bir teist için de yoktur ama farkında değildir.İkiniz de aynı tezek işte ne farkediyor. agnostikin dediği bu galiba. Ona katılıyorum, gerçekler acıtır işte böyle. ahahhahhaa. yaşadığın anıların anlamsızlığını da kavradığın zaman karşına çıkan gerçek,ki nihilizm içinde saklı, yani yok. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
17 minutes ago, impressivo said:

Benim için hayatın anlamı yok, var dersem de sallamış olurum işte. Kçından üfürüp duruyorsun. Söyle bakalım, senin için ne gibi bir anlam var ? hayatın anlamı var mı sorusu bile bir yanılsama, ki en anlamlı cevabınız, genlerini bir sonraki nesle aktarmak olsa da, sizden sonra sizin bir hiç olacağınız için hiçbir anlamı olmamak durumu ortaya çıktığından dolayı, sen de anlamsız bir varoluşun hiçliğinde oluşacak bir enerji artığısın.Hem benim gözümde hemde gerçekte sen busun işte, ineğin dışkısı tezek gibi :lol:. Ateist için hayatın anlamı yoktur, bir teist için de yoktur ama farkında değildir.İkiniz de aynı tezek işte ne farkediyor. agnostikin dediği bu galiba. Ona katılıyorum, gerçekler acıtır işte böyle. ahahhahhaa. yaşadığın anıların anlamsızlığını da kavradığın zaman karşına çıkan gerçek,ki nihilizm içinde saklı, yani yok. 

Senin için hayatın anlamı yoksa bundan bize ne? Sen hayattan zevk alamayan, bir amaç bulamayan bulamadığın gibi bulanları, zevk alanları kıskanan bir zavallısın sadece. Gerçekler seni bayağı acıtmış ki, o gerçekleri olduğu  gibi kabul edip kucaklamış olanları görmek sana daha da acı veriyor. Senin gibilerin sorunu hayatı değil de devamlı ölümü ve sonrasını düşünmek.

Senin gibilerin tanrı yoksa anlam da yok demeleri gerçekleri kaldıramamaktan kaynaklanan bir boşluğa düşmenin bir belirtisi, bu anlaşılabilir de düşerken bir de yanınıza başkalarını çekmek istemenizi anlamak zorunda değilim.

tarihinde sağduyu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
12 saat önce, impressivo yazdı:

Hayatın anlamı konusunda, gerçekçi bakış açısı olarak bir ateist için, nihilizm devreye girer. Bu bağlamda, nihilizm tuzağından kendini kurtarmak için olayı modern determinizme bağlarsın. Ama gerçeği de bilirsin sonuçta. Yani, tanrı yoksa hayatın anlamı zaten yoktur. Olayın özü bu. Anlamı da olmak zorunda değil zaten. Stron Agnostik , burada, sizin ahmak zihinlerinizin ürettiği anlam çıkarımlarına saçmalık diyor, bu kadar basit işte.

 
Anlamın, tanrı ile mümkün olacağını iddia etmekle, ahlakın tanrı ile mümkün olacağını iddia etmek arasında hiçbir fark yok.
Her ikisi de son derece temelsiz...... daha doğrusu kaynağı sadece din olan iddialar !
 
Nihilizm ve ateizm birbirinden bağımsızdır. koyu materyalistler nihilizme daha kolay geçiyor, sadece böyle bir bağlantı var. ancak deist ve agnostikler de nihilist olabiliyor. o yüzden bunun ateizmle özdeş bir durumu yok.
 
İnsan, duygularının bir kaynağı olduğunu düşünebilir. ben de böyle düşünüyorum.
Peki neden bu kaynağı tanrı yapmak zorundayız...?
bugüne kadar duygulu gördüğün her canlı tanrı mıydı ki, böyle bir düşünceye kapıldın?
 
Ben bir çiçekte bile duygu görüyorum. çiçeğin ezilebilir olması, onu değersiz yapar mı?
Herşeyin başlangıcı bir çiçek bahçesiyse "artık ondan bir menfaatimiz olamaz" diye anlamsız mı oluyor?
 
Şunu da hatırlatayım; deisti aşalayan, ateist.... veya ateisti aşalayan deist/panteist.... her ikisi de dinden tam kurtulamamış demektir, farketmez.
kişisel bir tartışmanız varsa genel ifadelerden kaçınman gerekir.
ilk geldiğin zamanlarda ben genel ifade kullanmadığım halde, ateiste yönelik bir tavrım varmış gibi bana karşı çıkmıştın. ama bu mesajında gerçekten ateistlerin tümüne yönelik bir damgalama ve aşalama var. belki kastını aşan bir ifadedir bilmiyorum?
 
Tanrıya inanabilirsin veya kesin yok diyebilirsin. ama dinlerden bu derece mağdur olmuş insanların arasına tanrıyı sokup, insanları bölüyorsak bunun adı dincilik olur, başka birşey değil.
 
Birkaç tane sözde ateist, "ahlak erdem, iyilik yoktur" dedi diye, bunu kimse ateistlere mâl edemez.
"İyi kötü nedir biz bilemeyiz. doğadaki hayvanlar bilir. biz onlara itaat edeceğiz" diyenden, ateist filan olmaz !
Panteistler dahil herkes "doğaya itaat" diye bir kavramı reddedip aklı bilimi rehber edinirken, bu akıl fakirleri börtü böceği kendine rehber ediniyor:)
 
O zaman kendine ateist diyen, o teist bozmalarına söyle....; bir adım daha öteye gidip, "bana inanmayan herkese sonsuza kadar dehşet işkenceler yapacağız" diyen adamlara da inansınlar, tam olsun!
 
 
 
 
tarihinde Mindsurfer tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Misafir
Bu konu kapalıdır ama konuya cevap yazmaya yetkiniz var görünüyor.
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...