Jump to content

Ateistler askere gider mi ?


Recommended Posts

4 dakika önce, Tremor yazdı:

La hadi yürü git,götüne kurşun yersen gelir kurtarırım seni..

Hahaha askerlikten korkan biri olarakmı. Kafana bomba yağırken masanın altına kaçıp anne anne diye ağlarsın !!! 

Evine işgale gelen güçleri öpücükle uzaklaştırırsın. ;)

Yanında silah sıksalar altına yapar tuvalete koşarsın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Askere gitmedim, gönüllü olarak gidenlere de iyi gözle baktığımı söyleyemem.

Farzedin ki savaş çıktı ve hiç kimse savaşa gitmedi.

O zaman o savaşı çıkaranların/çıkartanların yüzlerini görmek isterdim.

Savaşa, öldürmeye giden olmayınca onu kullanmaya da kalkışan olmaz.

 

 

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
35 dakika önce, NoOneCares yazdı:

Bu arada fıs asker de değildim haa, 10 küsür (saymadım bile) takdir belgesi aldım. Madalya mahiyetinde metal birşeyler de aldım. Bazıları duruyor herhalde, fakat çoğu gitti (askerlik bitince eve gelen millet resimleri alırken arada onlardan da çekti)

Zaten gitmeden önce taekwondo da musabık tım. Yani oranın Sabahtan akşama kadar olan ağır eğitim ve sporu bana peynir ekmek gibi geliyordu.

Yahu beni eğitecek olan subay koşularda pancar gibi olurken, hedefi tutturamazken, şınav-mekik-barfix çekemezken...yakın muharebe özürlü iken gelip ego tatminlerini askerden çıkarmasını izledim durdum... ben daha ne diyeyim.

Askeriyede çok eğitim aldım fakat tüm bu eğitimleri 5 günde dışrda alırsın ve 5 gün de de pratik egitim ile tamamsın! Yani gece gündüz nasıl rambo olunur diye öğretmiyorlar.

Askeriyenin tek yararlı bulduğum eğitimi "zorluklara dayanma eğitimi" 

Başkasının kullandığı tabak bulup, kapuska ve pilav alıp, ağacın altına çomelip yağan dolu nedeni ile ağaçtan dôkulen pis suyun tabaktaki pilaví "pilav çorbası" yaptığı günü hala hatırlarım. Kaşık olmama nedeni ile de suda yüzen pilav tanelerini parmakları daldırıp yediğim gündü!

Donlara kadar ıslak iken, dolu-tipi de mevciler kazıp, rütbelilerin çadırlarını ve sobalarını kurup, o gunun gecesi 02-07ye kadar da arazi de nöbetteydim (millet kendi derdinden bizi unuttu diye o kadar uzun nöbet)

Devrem sabah beni görmeyince anlamiş nöbette olduğumu. Çeyrek ekmeğe ufak bi peynir ve 1 yumurta katmış dürüm getirdi, Ne yemiştim onu (sonrasında Tarbikata devam ve hala ıslaksın) bu tatbikatı sadece rütbelilere yamanmak için yaptık. Günler süren hazırlık sonrası ise haber geldi "hava nedeni ile tatbikat iptal"

 

Ben de korkmuyordum. "Buradan çıkış yok. En iyi asker isem rütbiler ile aram iyi olur" psikolojisi ile yapıyordum askerliği. Ve rutbeliler ile aram iyi idi nedeni de Benim sporcu olmamdan kendilere övgü gelişi. Atış ta birinciliğim var, Sporda tonla, Yakın muharebe, çabuk öğrenme gibi şeylerden kimse bana birşey demiyordu. Askerler de zaten bana bulaşmıyordu (devrecilik yapmak istenince ilk hafta 2<3 kavga ettim sonra millet bana bulaşmadı)

yani demen o ki arkadaşım, Korkak ve yeteneksiz bir asker de değildim (Arkadaş tlf yakalattı ve 3 hafta yattı, askerliği uzadı. Aynı rütbeli bende yakaladı be kapıyı kapatıp görmemezlikten geldi)

yani Korkaklıktan yada yeteneksiz likten demiyorum.

Soru= Askere gidip te şehit olanlar vatan savunurken mi? Yoksa iktidarların pisliklerinden mi ölüyorlar? 

Git sen, ve acemilik bitince yaz buraya!

Fakat eylenceli yönleri vardı! Mg3 ile binaya Ateş açmak baya eğlenceli idi.

Ama bunun aksi de ola bilir di. Çatışmaya girdiğini ve bu çatışmaya sadece birilerinin çıkarı-egosu-hatası yüzünden girdiğini Bir hayal et sene. 

Poşetler de harab oluyor zavallılar.

O adam ülkesine yararlı olabilecekken, adamı süs eşyası olsun diye askere almak ne derece mantıklı? 

Bende kendimi güveniyorum çünkü küçüklükten beri kickboksla ilgileniyorum yani eğitim meğitim çocuk oyuncağı atış da dersen yetenekliyim bir çok yeteneğim var ben silahla ateş etmeyi seviyorum yakın dövüşüde keza öyle.

Çatışma konusunda korkum yok.

Adamların çıkarı egosu diyosundan burdada bi işe giriyosun patronun onu bunu yap diyo aynı şey sadece bi fark oda ölüm tehlikesi ama ölümden korkmadığım için sorun yok eninde sonunda ölücez yok olup gidicez hiç bişey umrumda değil.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Silah kullanmayı öğrenmek için hayata yeni atılmak üzere olan gençlerin 1 senesini heba etmek saçmalıktır.

1-2 ayda öğrenilebilir silah kullanılması ve diğer şeyler.

Ya da paralı askerlik olacak, hem işsizlik sorununa bir çözüm hemde profesyonellik.

Link to post
Sitelerde Paylaş
35 dakika önce, Dreary yazdı:

Silah kullanmayı öğrenmek için hayata yeni atılmak üzere olan gençlerin 1 senesini heba etmek saçmalıktır.

1-2 ayda öğrenilebilir silah kullanılması ve diğer şeyler.

Ya da paralı askerlik olacak, hem işsizlik sorununa bir çözüm hemde profesyonellik.

Bende zaten uzman kalmak istiyorum amacım o paralı askerleri köle gibi kullanıyolar. En iyisi uzman çavuşluk. Bari sevdiğim işi yapıyım ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 hours ago, Tremor said:

Dangalak Marksist !

Ulan ben ne para kazanıyorum ki salak?

Hayatım ucu ucuna geçiyor!

Ama ödediğim vergiler  yandaşlara çarçur ediliyor..

Bir de canı mı veremem.

Ölen gider oğlum,yok olur,ben canımı veremem..

Senin gibi salaklar ölebilir ama sorun yok..

E ulan o zaman ne diye Amerikan duyarlı vatandaş repliği atıyorsun biraderim. Ben vergimi veren bir vatandaşım diye kasılıyorsun? Ödediğin dolaylı vergiler askerlik borcunu karşılamıyor.

Neyse. 

Ben askerlik yaptım. Çatışmalara da girdim. Keskin nişancı belgesi ve teşekkürname ile geri döndüm.

Bizim familyadan olan solcular, anti militarizm masallarına inanmaz. Lenin askerlik yapın, silah kullanmayı öğrenirsiniz demiştir. 

Ayrıca ben senin ya da başka bir insanın ölmesini de istemem. Atarlı yazdığın için sinirleniyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, kavak said:

Askere gitmedim, gönüllü olarak gidenlere de iyi gözle baktığımı söyleyemem.

Farzedin ki savaş çıktı ve hiç kimse savaşa gitmedi.

O zaman o savaşı çıkaranların/çıkartanların yüzlerini görmek isterdim.

Savaşa, öldürmeye giden olmayınca onu kullanmaya da kalkışan olmaz.

 

 

Keşke öyle tatlı bir hayat olsa.

Savaşa gitmedin ama iş hayatın boyunca hiç kimseye haksızlık etmedim diyebiliyor musun? Tamam, iş hayatında birisine kazık attığında karşındaki ölmez ama savaş ile o davranışın kökeni aynıdır. O adamın elindekini kapmak istersin. Yahut da ortada bir tane mal vardır ama siz iki kişisinizdir. Sen onu almak için diğerini elersin. Üniversite sınavlarına girer ve birbirimizle yarışırız. Ortada kısıtlı sayıda saygın ve para getiren iş vardır, o mevkileri isteyen ise yüksek sayıda insan. Çatışma olur, bazıları kazanır bazıları kaybeder. Bugünki düzen, bugünki hayat böyledir. İnsan öldürmezsin ama insanların umutlarını öldürebilirsin. O da az şey değildir.

Kapitalizm bir heyuladır. Bütün hayatımızı, zihnimizi kuşatmış bir ejderhadır. Ben askere gitmiyorum diyerek sadece yoksulların ölmesini olağanlaştırırsın. Çünkü sen gitmezsen birilerine para verip savaştırırlar. Onlar ölür.

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 dakika önce, Robespierre yazdı:

Keşke öyle tatlı bir hayat olsa.

Savaşa gitmedin ama iş hayatın boyunca hiç kimseye haksızlık etmedim diyebiliyor musun? Tamam, iş hayatında birisine kazık attığında karşındaki ölmez ama savaş ile o davranışın kökeni aynıdır. O adamın elindekini kapmak istersin. Yahut da ortada bir tane mal vardır ama siz iki kişisinizdir. Sen onu almak için diğerini elersin. Üniversite sınavlarına girer ve birbirimizle yarışırız. Ortada kısıtlı sayıda saygın ve para getiren iş vardır, o mevkileri isteyen ise yüksek sayıda insan. Çatışma olur, bazıları kazanır bazıları kaybeder. Bugünki düzen, bugünki hayat böyledir. İnsan öldürmezsin ama insanların umutlarını öldürebilirsin. O da az şey değildir.

Kapitalizm bir heyuladır. Bütün hayatımızı, zihnimizi kuşatmış bir ejderhadır. Ben askere gitmiyorum diyerek sadece yoksulların ölmesini olağanlaştırırsın. Çünkü sen gitmezsen birilerine para verip savaştırırlar. Onlar ölür.

Arkadaşlar bunu anlamıyolar doğanın kanunu var dünya böyle dönüyor herkes istediği hayatı yaşasaydı ooo ne kötülük olurdu ne adaletsizlik.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, NoOneCares yazdı:

Peki, acemi birliğinden sonra mesajlarını bekiyor olacam!

Ölümden korkmayanların da korkuları vardır. Seni iyi anlıyorum fakat içine girdinmi öyle olmuyor!

Aslında askerlikte dustuğun yer önemli. Bakarsın tatil yapar gibi askerliğe düşersin, Yada bi bakmışsın yanındaki Arkadaşının parçalanan beynini toplamaya çalışıyorsun. Şans fakat bu zamanda (askerin günah keçisi ve Piyon olduğu) bence hiç mantıklı değil!

Ben tatil yapmaya gitmiyorum. Patlayan beyinlerde beni ürkütmez herkes bir gün ölücek ya bugün ya yarın öldükten sonrada bişey hatırlamicaz onun için nasıl öldüğünün bir önemi yok yada nasıl yaşadığının.

Önemli olan bu yaşamda istediğin gibi yaşamak , bazen istediğin gibi yaşayamasanda yaşamak genede güzel sonunda ölüm olmasıda bunu güzelleştiriyor.

Düşüncelerin için teşekkür ederim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 23.9.2016 at 21:55, Robespierre yazdı:

Keşke öyle tatlı bir hayat olsa.

Savaşa gitmedin ama iş hayatın boyunca hiç kimseye haksızlık etmedim diyebiliyor musun? Tamam, iş hayatında birisine kazık attığında karşındaki ölmez ama savaş ile o davranışın kökeni aynıdır. O adamın elindekini kapmak istersin. Yahut da ortada bir tane mal vardır ama siz iki kişisinizdir. Sen onu almak için diğerini elersin. Üniversite sınavlarına girer ve birbirimizle yarışırız. Ortada kısıtlı sayıda saygın ve para getiren iş vardır, o mevkileri isteyen ise yüksek sayıda insan. Çatışma olur, bazıları kazanır bazıları kaybeder. Bugünki düzen, bugünki hayat böyledir. İnsan öldürmezsin ama insanların umutlarını öldürebilirsin. O da az şey değildir.

Kapitalizm bir heyuladır. Bütün hayatımızı, zihnimizi kuşatmış bir ejderhadır. Ben askere gitmiyorum diyerek sadece yoksulların ölmesini olağanlaştırırsın. Çünkü sen gitmezsen birilerine para verip savaştırırlar. Onlar ölür.

Neden olmasın, belki bir gün gerçekleşir.

Yaşam mücadelesi ile savaşı aynı sepete koymak bence yanlış. Savaşa gitmeyi kabul eden asker sadece bir figurandır, seçme hakkı yoktur. Ana görevi öldürmektir. Kendisine hangi emir verilirse verilsin, yapması gereken, kayıtsız şartşız onu yerine getirmektir. Yerine getirmezse vatan haini sayılır, kodesi boylar hatta idam bile edilir. Silahın tetigini çektiğinizde, aynı Sizin gibi bir ailesi, arkadaşları, çocukları, sevenleri olan birinin hayatını sonlandırıyorsunuz. Sizin karşınızda duran düşman bildiğiniz askerin durumu da aynıdır. O da aşağı yukarı aynı Sizin inandığınız değerle sahip biri olarak, gelmiş dikilmiş karşınıza. Onun hedefi Sizinkinin aynısı, yani Sizi öldürmek. Bu biraz dindarların tutumunu andırıyor. Benim dinim hak din, seninki tü kaka.

Yaşam mücadelesine gelince; Herşey Sizin elinizde, eylemlerinizden(iyi yada kötü) kendiniz sorumlusunuz. Birisini incittiğiniz zaman, onu telafi etme imkanınız en azından vardır. Yada suç işlemişseniz, cezasını çekersiniz. Ama savaş öylemi ?. Orada öldürmemek suç sayılır.  

Evet, ben askere gitmedim ve kimsenin de gitmesini istemem.
Gidenler unutmasınlar ki, onlar sadece sorunları adam gibi çözemeyen politikacıların, başkanların, kralların, diktatörlerin figuranlarıdır.
Bana göre çözülmeyecek sorun yoktur. Savaş çözüm değildir, bunu anladığımız zaman, askere gitmenin ne kadar anlamsız oldugunu görürüz.

Bu yazdıklarım, benim vatansever birisi olmadığım anlamına gelmez.

 

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
5 hours ago, kavak said:

 

Görüşlerinin genel çerçevesine itiraz etmiyorum. Ancak hayaller ile gerçekleri birbirine karıştırmamak lazım. Tarihte bugüne kadar, yüksek insanlık ideallerine dayalı bir barış ve huzur toplumu kurulamadı. Bütün barış içinde yaşayan, huzurlu uygarlıklar silahların gölgesinde, silahlara dayanarak kurulmuştur. Benim de gönlüm insanların silah zoru olmadan dayanışma, huzur ve barış toplumuna ikna olmaları yönünde. Ama gerçek hayat farklı.

Bizim bugün yaşadığımız dünya silahlı güç dengesine dayalı. Birazcık huzur duyup, gelecek planları yapmaya cesaret edebiliyorsak bu bizi koruyan bir silahlı güç sayesindedir. Suriye ve Irak ulusal silahlı güç ortadan kalktığında nasıl bir toplumda yaşayacağımızın açık birer örneğidir. Önümüzde böyle somut örnekler varken, kendi fantazilerimiz sanki gerçekmiş gibi davranamayız. Devletin bize sunduğu güvenlik, eğitim, sağlık hizmetlerini, ne seviyede olursa olsun, ne kadar kalitesiz olursa olsun kabul edip, bunun karşılığında ödememiz gereken bedelden kaçamayız. Bu kaçmayı "ben ayrı bir dünyaya inanıyorum" diyerek maskeleyemeyiz. Bu dürüst bir davranış değildir.

Askerlik, bize sunulan güvenliğe karşı verdiğimiz bir bedeldir. Ağır ve zor bir bedeldir. Askere alma sisteminde aksayan durumlar varsa, bütün yurttaşlar bu sorumluluğu eşit oranda yüklenmiyorsa, buna itiraz edilmelidir. Oysa bu bir kaçma bahanesi olarak kullanılıyor. Sui misal misal olmaz diye bir hukuk kuralı vardır. Yani negatif örneği kendinize dayanak yapamazsınız. İnsanlar zenginlerin askerlik ve bedel ödemeden kaçmasını eleştirmek yerine, bunu kendi kaçaklıklarına bahane yapıyorlar.

Savaş çözüm değildir fazlasıyla hamasi bir söz. Savaş kapitalizm için bir çözümdür. Savaş işsizliğe, ekonomik durgunluğa, hatta ölçüsüzce artan nüfusa bir çözümdür. Kapitalizmin ortaya koyduğu çözüm budur. Bütün tıkanıklıklarda savaş çıkar. Kapitalizm var olduğu sürece savaşsız bir ortam düşünülemez. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 25.09.2016 at 11:17, kavak yazdı:

Neden olmasın, belki bir gün gerçekleşir.

Yaşam mücadelesi ile savaşı aynı sepete koymak bence yanlış. Savaşa gitmeyi kabul eden asker sadece bir figurandır, seçme hakkı yoktur. Ana görevi öldürmektir. Kendisine hangi emir verilirse verilsin, yapması gereken, kayıtsız şartşız onu yerine getirmektir. Yerine getirmezse vatan haini sayılır, kodesi boylar hatta idam bile edilir. Silahın tetigini çektiğinizde, aynı Sizin gibi bir ailesi, arkadaşları, çocukları, sevenleri olan birinin hayatını sonlandırıyorsunuz. Sizin karşınızda duran düşman bildiğiniz askerin durumu da aynıdır. O da aşağı yukarı aynı Sizin inandığınız değerle sahip biri olarak, gelmiş dikilmiş karşınıza. Onun hedefi Sizinkinin aynısı, yani Sizi öldürmek. Bu biraz dindarların tutumunu andırıyor. Benim dinim hak din, seninki tü kaka.

Yaşam mücadelesine gelince; Herşey Sizin elinizde, eylemlerinizden(iyi yada kötü) kendiniz sorumlusunuz. Birisini incittiğiniz zaman, onu telafi etme imkanınız en azından vardır. Yada suç işlemişseniz, cezasını çekersiniz. Ama savaş öylemi ?. Orada öldürmemek suç sayılır.  

Evet, ben askere gitmedim ve kimsenin de gitmesini istemem.
Gidenler unutmasınlar ki, onlar sadece sorunları adam gibi çözemeyen politikacıların, başkanların, kralların, diktatörlerin figuranlarıdır.
Bana göre çözülmeyecek sorun yoktur. Savaş çözüm değildir, bunu anladığımız zaman, askere gitmenin ne kadar anlamsız oldugunu görürüz.

Bu yazdıklarım, benim vatansever birisi olmadığım anlamına gelmez.

Bir cümle haricinde %100 katılıyorum. Hatta her vicdanlı insanın savunması gereken bu görüşleri, daha da güçlü temellere dayandırabiliriz.

Ancak "kimsenin de gitmesini istemem" derken, askere gitmeme seçeneği varmış gibi bahsetmişsiniz. Yanlış hatırlamıyorsam siz Almanya'da yaşıyordunuz. tabii bu durumda askere gitmemek yasaldır. orda bir sorun yok. ama Türkiye'de askere gitmek istemeyen kişi asker kaçağı durumuna düşer.  

Onun dışında bold yaptığım konu çok önemli. Bu dindarların durumunu hatırlatmak bir tarafa başka bir dincilik şekli zaten... hatta bence faşist ve ilkel bir gelenektir. Zaten savaşta veya askeri operasyonda adalet büyük oranda rafa kalıyor. karşındaki insanın masum olup olmadığını belirleyecek bir imkan genelde bulunmuyor.

Sonuçta savaş, gelecek nesillerin büyük bir utançla anacağı ve savunulması mümkün olmayan bir ilkelliktir ! 

 

 

tarihinde Mindsurfer tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Şunu da eklemek istiyorum; Dünyada lider ülkeler istedikleri takdirde savaş sorununu büyük oranda kaldırabilir. Mesela G20 zirvesinde bir anlaşma yapılır. Her ay, olmadı her yıl biraz daha silahsızlanmaya gidilir.

Terör nedeniyle ordu bulunmalı. ancak terörü engellemek de büyük oranda devletlerin elinde...

Bunun için kim olursa olsun, herkese eşit haklar tanımak, hiç kimseye ayrımcılık yapmamak şart. Ülkenin imkanlarını, vatandaşlık hakkı elde eden herkese eşit oranda dağıtmak ve devleti değil halkı korumak da mutlaka gereklidir.

Okullarda ise kitap ezberletmek yerine insanlık öğretmek lazım. çocukların dövülmesini de, terör suçu kadar ciddiye almak gerekir.
Ailedeki çocuk sayısına da sınır getirilmeli. ve elbette toplumu olabildiğince islamdan uzak tutmaya çalışmak gerekiyor...

İşte bunlar yapıldığı takdirde, terör olayları giderek son bulacaktır.

 

 

tarihinde Mindsurfer tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Arkadaşlar gerçekçi olalım. Savaş insanın doğasındadır. İnsanlar her zaman, her fırsatta savaşacaklardır. Bu önlenemez. İnsanın doğası hem iyidir hem de kötüdür. Bunu da kimse değiştiremez. Bu yalın gerçekleri kabul ettikten sonra tartışmaya devam edebilirsiniz. Ama onları kabul etmeden yapacağınız tartışmalarda üreteceğiniz düşünceler boş olmaktan kurtulmayacaklardır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...