Kadınlara cennette bir şey var mı ?

[Hasan Akçay 0]

Onlar zamirinin dösekler isminin yerine kullanidigini göz ardi ederek AKLINIZA hakaret ediyorsunuz. Oysa bi dinleseniz aklinizin size "ASIL konu bu isim-zamir iliskisidir" diye haykirdigini duyacaksiniz. Aklinizi DISLAMAYIN. Arapça bilmeniz sart degil ama aklinizi isletmeniz sart.

Ekim 1, 2016 tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi

[democrossian 0]

On ‎28‎.‎9‎.‎2016 at 01:05, e-teist yazdı:

islamın  öncelikle  arap  ırkçı  bir  inanış  olduğu  gerçeğini  belirtelim.

Çok yerinde ve doğru belirlemeler. Kesinlikle böyle. Çok önemli bir belirleme ve bilinç düzeyi. Ne yazık toplumun çok çok büyük çoğunluğu bu idrake varmaktan son derece uzak ve aciz.

Hatta daha kötüsü. Madem Araplar islamla ırkçılık yapmış, biz de yapabiliriz anlayışı var ki, bu çok daha vahim. Allah Arapları terketti, onlar yerine bizi seçti ve yüceltti dogması. Tıpkı zamanında İsrail'i seçmiş ve üstün kılmıştı sonra biz Arapları seçti ve üstün kıldı gibi. Şimdi seçilme ve alemlere üstün kılınma sırası Türklere geldi!!!

Korkunç yani, vahşet, bu dogmaya ne demeli bilemiyorum. Yok olup gidesi, yerin dibine girip ters tarafından uzaya püskürüp kaybolup gidesi bir kepazelik. Şunun insanlıkla alakası olabilir mi... Şu iğrençlik ve ilkellik insanlığın neresi ile bağdaşır. İnsanlık adına utanç, yüz karası... Kepazelik yani, rezalet...

İnsanlık bu ilkel vahşi hortlak zombiden kurtulduğu gün insanlığın en büyük devrimi gerçekleşmiş olacak. Türk denen unsur bu ilkel vahşi dogma ile aynı sonu paylaşmakta kararlı ise yok olup gitsin, insanlığa böyle ilkel vahşi bir toplum hiç lazım değil. Aklını başına alıp uygar çağdaş dünyada yerini alacaksa ne ala... Dileğimiz bu yönde ama artık çok zor görünüyor. Tren kaçtı...

[güven 0]

46 dakika önce, Hasan Akçay yazdı:

YÜCE RABBİM NE KADAR DÜŞÜNCELİSİN  YOLA ÇIKTILAR GELİYORLAR HURİLERLE  MÜSLÜMANLAR

[democrossian 0]

Müslüm denize düşenin yılana sarıldığı gibi döşeklere sarıldı. Bu döşekler ne fark yaratıyor, hangi kepazeliği ilkelliği vahşeti örtbas ediyor anlamadım ki... Bu konuyu daha önce açıkladık. 

Fare "nasıl olsa aradan zaman geçti, daha önce keriz keklemeye kalkışıp rezil olduğumuz unutuldu, yeni kekler çıktı fırından, belki bunları kekleriz" diye tekrar deliğinden çıktı.

[güven 0]

 

KİM DEMİŞ KADINA CENNETE BİR ŞEY YOKMUŞ EY KAFİRLER BAKIN  UTANIN BENİM AMACIM SİZİ İMANA GETİRMEK. SAPINA KADAR ERKEK YANİ NURİ

 

 

Ekim 1, 2016 tarihinde güven tarafından düzenlendi

[Hasan Akçay 0]

Konumuz 56:34-35'te ne söylenmekte oldugudur. Orda geleneksel olarak öne sürüldügü üzere "huri"lerden mi dem vuruluyor? Hadi arkadaslar, konudan kaçmayi birakalim. Ayip oluyor. Ve yükseltilmis dösekler. Öyle bi yapariz ki onlari. Akliniza sorun, onlar dösekler midir ya da huriler mi? 

Ekim 1, 2016 tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi

[democrossian 0]

Cennette elbette sadece huri yok, gılman da var. Ama sanmayın bu da kadınlar için... Bunlar da Müslümler hurilerden bıkıp az da oğlancılık yapalım dediklerinde devreye giriyorlar. Bunların da kadınlara bir faydası yok. Kadınlara bir nasip, kocaları hurilerden gılmanlardan gözünü çevirip bakarsa anca...

Hayır şu kadınlar Müslüm olmakta diretmiyor mu, ne cahillik yahu... Herifleri anlarım, "coşşşş huriler...  Ohuşşşş..." O tamam da, bu kadınlara ne oluyor, ülen sizi hür bir adam öldürse kısas edilmiyor, daha da bir hakkınızın olmadığının başka açıklamasına gerek yok! Siz daha ne demeye başınızı maşınızı kapatıp saçma salak işler yapıp İslamcıların oyuncağı oluyorsunuz? Hayır koyunu bile bu kadar kolay değildir gütmek yahu!

[democrossian 0]

Bilmemiz gereken bir konu var: Kur'an gündelik somut işler konusunda çok net yazılmış olmasına karşın, inanç konularında imalı bir üslupla yazılmıştır. Dolayısıyla huri de gılman da imalarla anlatılmıştır. Direk "cennette canınız isteyince hurilere isteyince de gılmanlara atlayacaksınız" denmemiştir. Bunu demesi de beklenemez zaten. Kendini belli bir düzeyde göstermek zorunda.

Toplumda manyak dediğimiz, paranoid kişiler cinsel konuları açıkça konuşur. Açıkça seksi belirten sözcüklerle konuşmak, manyako depresif belirtilerdir. Bu normal bir davranış değildir. O yüzden bu tür konuşmalar ayıplanır ve aşağılanır. Manyak, deli denilir yani, aşağılanır, itelenir ve horlanır. Çevrenizde bunu gözlemleyebilirsiniz. Manyako depresif kişiler kendini frenlemekte zorlanır, bu sözleri ağızlarından kaçırırlar. Utanmamak için de bağışıklık geliştirmişlerdir. Giderek normal oldukları konusunda kendilerini kandırmaya başlarlar ve depresyon derinleşir, manik depresif aşamasına geçerler. Utanma kalkar. Tehlikeli bir aşamadır. Arkası bir akıl ve sinir hastalığıdır. Bunlar bir yerde teşhircilik ya da sarkıntılık yaparken yakayı ele verebilirler. Kendini ele vermeden paranoya aşamasına geçerse çok tehlikelidirler.

Kuran yazarları elbette bu duruma itilmek istemeyecekler, ima yollu söyleyecekler. Bunu akılda tutmak lazım. 

[Hasan Akçay 0]

Huri muri yok Kuran'da. Kanit için 56:34-35 yeter. Arapça metin: Ve furuşin merfûa. Inna enşa'na hunne inşâe. Geleneksel çeviri (örnegin Diyanet): yüksek dösekler üzerindedirler. Biz onlari (hurileri) yepyeni bir yaratilista yarattik. Sizin aklinizla alay etmektir bu. 

Sahiden akliniz dumura mi ugradi sizin ki inaniverirsiniz  onlara da Kuran'da huriler var dersiniz?

(Huriler belki yüksek dösekler üzerindekilerdir sanmayin. Onlar KADINLI erkekli cennet halkidir yani ödül verilenler cennet halkidir, onlarin ödülü örnegin "yükselti,lmis dösekler"dir.)

Ekim 1, 2016 tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi

[sağduyu 0]

2 minutes ago, Hasan Akçay said:

Huri muri yok Kuran'da. Kanit için 56:34-35 yeter. Arapça metin: Ve furuşin merfûa. Inna enşa'na hunne inşâe. Geleneksel çeviri (örnegin D iyanet): yüksek dösekler üzerindedirler. Biz onlari (hurileri) yepyeni bir yaratilista yarattik. Sizin aklinizla alay etmektir bu. Sahiden akliniz dumura mi ugradi sizin ki inaniverirsiniz  onlara da Kuran'da huriler var dersiniz?

Ne yani millet senin gibi yalancılığı, sahtekarlığı tescillenmiş birine mi inansın? Kuran'da elbette huri de vardır, gılman da. Kölelik de vardır, cariyelik de. Ne kadar inkar etseniz de, kıvırsanız da, çarpıtsanız da bu gerçeği saklayamazsınız, Kuran ve hadisler ulaşılabilir olduğu sürece.

[democrossian 0]

Yeniden inşa edilenlerle hurileri elbette kastediyor değil, cennete giden kadınları kastediyor.

İyi kızlar cennete gider, kötü kızlar her yere...

Kadın trafik kazası geçirmiş, hastanede allahım benim hayatımı bağışla, sana layık olacağım demiş. İyileşmiş, estetik işlemlerle eskisinden de güzel olmuş. Hastaneden çıkınca yine kaza geçirmiş. "Ama allahım hayatımı bağışlamıştın ne oldu yine?" demiş.

"A sen miydin, kusura bakma tanıyamadım!"

[Hasan Akçay 0]

35 minutes ago, democrossian said:

Yeniden inşa edilenlerle hurileri elbette kastediyor değil, cennete giden kadınları kastediyor.

Ve yükseltilmis dösekler. Öyle inşa edisle inşa ederiz ki onlari... Ilkokul Türkçe dersinde bi bebeye bile sorsaniz "Ikinci cümledeki onlar nedir?" diye "Birinci cümledeki yükseltilmis dösklerdir" der. Siz "yükseltilmis dösekler cennete giden kadinlardir" deyip te aklinizi bu kadar asagilamayin.

[leonardo18 0]

Dinde bazı benzetmeler vardır. Cenneti tarif etmek için çeşitli din adamları insanların anlayacakları benzetmelerden yararlanmışlardır. Bu "Huri" meselesi muhtemelen öyle bir şeydir.

- Size Tibet'in Ölüler Kitabını öneririm. Yoksa yarım saat sonra "Peki Kadınlar için 40 Tane Leonardo Dİ Caprio varmı?" "Nonoşlar cennete giderse 40 tane Mike Tyson gibi zenci var mı?" filan demeye başlayacaksınız. Öyle olmaz yani  

[güven 0]

Bir saat önce, Hasan Akçay yazdı:

Ve yükseltilmis dösekler. Öyle inşa edisle inşa ederiz ki onlari... Ilkokul Türkçe dersinde bi bebeye bile sorsaniz "Ikinci cümledeki onlar nedir?" diye "Birinci cümledeki yükseltilmis dösklerdir" der. Siz "yükseltilmis dösekler cennete giden kadinlardir" deyip te aklinizi bu kadar asagilamayin.

YÜKSEK YÜKSEK TEPELERE  EV KURMASINLAR UÇANDA KUŞLARA SELAM OLSUN BEN MÜSLÜMANLARI ÖZLEDİM   MÖMİNLERİN  KIRATI OLSA ATLSASADA GELSE  BU HASRETLİK BİTSİN ARTIK.:)))))

[Hasan Akçay 0]

Sayin leonardo, yükseltilmis dösekler -furuşin merfûa - elimizle dokunup gözümüzle görebildiginiz somut seylerdir, benzetme yoluyla anlatmaya ihtiyaç duymazsiniz onlari. Bu dünyada da var yükseltilmis dösekler. Üzerlerine oturulur, elle dokunulur, gözle görülürler.

Benzetme yoluyla anlatilmak zorunda olan seyler "gayb"dir yani yalnizca öteki dünyada var olan seyler. Örnegin cennetin meyvalari bu dünyada yoktur. Görmedik onlari, yemedik, tadmadik. 

Cennet halki onlari tadarken o yüzden şöyle derler: "Bize dünyada da verilmisti bunlar ama benzerleri verilmisti" (Bakara 25). Ve o yüzden Râ'd 35 "Cennetin misali şudur ki" diye baslar anlatmaya. Ve o yüzden Rahmân 56 mesafesiz uçlar anlamindaki  "kasiratut tarf"i yani egilen dallardaki meyvalari anlatirken  "Onlara daha önce hiç kimse dokunmamistir" der.

Konunun can alici yani ise gayba taş atmak dinen yasaktir ama o yasak fütursuzca çignenmistir. Huri fantezileri kurmak yasaktir ama o fanteziler en igrenç sekliyle fütursuzca kurulmustur. Öyle ki cennet, oturak alemleri yapilan bi yer olup çikmistir. 

Ateistler iste bu fantezileri alip islamin basina kakiyorlar, "Böyle din mi olur!" diye. Haklilar. 

Ekim 1, 2016 tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi

[Sundance 0]

Cennette yükseltilmiş döşekler var.

 

Bir kişiye kaç döşek düşüyor? Bilmiyorum!

 

Peki bu döşeklere oturmak kıçı acıtır mı? Eğer insanın hiç kıçı acımaz ise en sevdiği döşekten başka döşeklerin olmasının ne kıymeti kalacak?

 

En sevdiği iş yükseltilmiş döşekte oturmak olan bir adam düşünün eğer o döşek sonsuza kadar kıçını acıtmazsa, sonsuza kadar o döşekte oturacak. 

 

Yok eğer o döşek kıçını acıtıyorsa sonsuzluk karşısında nasıl döşek yetiştirecek?

 

Reha Muhtar'ın dediği gibi "Acı var mı acı?"

 

Başka bir konu cennete kim girecek?

 

Günahsız kul yok.

 

Elinin altında sevap üstüne sevap işlemeye yetecek kadar çok parası olan zengin ile kendine bile sevap işlemekten aciz garibanlar arasında "günah" dışında nasıl ayrım yapılacak?

 

Yoksa cennet yüksek döşekler yerine günahlar üzerine mi kurulu olacak?

 

Yani cennet - cehennem diye bakıyorsun uzaktan sanki bir manası varmış, bir derinliği varmış gibi duruyor. Halbuki o kadar yüzeysel ki. Çocuklara yılbaşında hediye getiren Noel baba'dan farkı yok. 

 

 

 

[leonardo18 0]

Hasan Akçay,

Bunlar dindeki benzetmelerdir. Kimin ne zaman söylediği bile belli değildir. Dine bu şekilde yaklaşacaksanız hiç yaklaşmayın daha iyi.

Bunları okudukça okullarda din dersinin gerekli olduğuna iyice inanmaya başladım. Kaldı ki benim okulumda din dersi de yoktu. Da din hocanız size böyle şeyleri hiç açıklamadı mı?

Yani Müslüman ölünce günümüzdeki multi-milyarderler gibi yaşar. Olay bu mudur?

[democrossian 0]

On ‎1‎.‎10‎.‎2016 at 12:54, Hasan Akçay yazdı:

aklinizi bu kadar asagilamayin.

Kimse aklını Müslümler kadar aşağılayamaz. Bu din dediğiniz gurultuyu sizden çok çok iyi bildiğim konusunda zerre şüphe etmezseniz çok iyi edersiniz. Ben bir konuyu bilmiyorsam iddia etmem.

"ve furuşin merfuatin" dedikten sonra yeni bir pasaja geçtiğinde "inna enşe'nahunne inşaen" dediğinde bu iki cümlenin anlam bütünlüğü içinde olduğuna dair hiç bir doneniz yok. Bunlar pekala da iki ayrı konudan bahsediyor olabilir. Bunun önünde hiç bir engel, anlam bütünlüğü olduğunu düşündürecek hiç bir veri yok. Şimdi bunu cebe koyduk mu... Koyduk. 

Peki farklı konulardan bahsettiğine dair done var mı? Var. İki pasaj arasına "tı" harfi konmuştur. Bu, anlamın bittiğini, sonraki pasajda başka konu başladığını gösterir. Okuyucular da bu işaretlere göre dururlar okurken. Tabii size göre musafı işaretleyenler bilememiş. Sizden başka islamı bilen yok!!!

Sizin gibi eşeği boyayıp anam diye satmaya çalışmayanların hepsi bu iki pasajın farklı şeylerden bahsettiğini görerek araya tı koymuşlar. Akıl da bunu görüyor. Döşekler yükseltilmiş. Onların mahiyeti bildirilmiş. Bunlar yükseltilmişlermiş. Bu tamam. Bu anlaşıldı. Şimdi gelelim onlara, yani hunne ile işaretlenen kadınlara... Bunlar da estetik yapılmış. Bunların mahiyeti ise bu... Arada kesiksizlik filan yok, tam tersine kesiklik var. Bunu da işaret eden tı ayracı.

Oldu mu Hasan efendi... İslamı bir ateistin sizden çok iyi bilmesi acı değil mi... Öyle... İslamı senin gibi eşek süsleyip anam diye satanlardan öğrenecek halimiz yok. Mal belli, alan belli satan belli... Her şey gün gibi ortada... Eskidendi o, internette bilgi bir tıkın ucunda değilkendi... Şimdi isteyen hemen tıklar, tı ayracını şıp diye görür. Eskiden açacan musafı da, karıştıracan da, eciş bücüş ucube gibi acayip acayip yazıları tarayacan da bulacandı... Ölme eşşeğim ölmeydi, kimse de açıp kontrol etmezdi. Kim uğraşacak, hee heee allah hiç öyle şey der mi, allah bu, mutlaka iyi şeyler söyler denir geçilirdi. Şimdi öyle olmuyor. Allahın ipliği pazara çıktı değil, işportaya düştü. İşportada beleşe veriyorlar, bilen dönüp bakmıyor bile. Kekler kekleniyor, onlar ne bilir gogılı mogılı... Köşedeki caminin imamı ne zırıldarsa o... 

[democrossian 0]

Şöyle söyleyeyim: Ben müslümken Kuran'ı dünyanın en iyi hafızlarından dinledim. Bunlar nerde durur, nerde kesintisiz geçer, çok iyi bilirim. Öyle kaval dinler gibi dinlemedim. Her kelimeyi merak ettim, ne diyor araştırdım. Yalnız bir sorun vardı ki, bu hafızlar hep masalsı yerleri okurlardı. Hiç müşrikleri gördüğünüz yerde öldürün dediği yerleri filan okumazlardı. Bu hafızlar çok iyi okuyucu olmalarıyla Kuran konusunda beni oyaladılar. Hiç hüre hür köleye köle dişiye dişi yazan yeri filan okumazlardı.

Mustafa İsmail bir Yusuf suresi okurdu, Kahire'de trafik dururdu. Şovmen gibiydi, olağanüstüydü. Züleyha'nın gel deyişini öyle okurdu ki önce çok yumuşak, davetkar, sonra sinirli ve sonra emredici... Hud suresi okurken Nuh oğlunu "gel oğlum bugün başka kurtuluş yok" diye çağırırken bir fırtınada bir baba oğlunu nasıl çağırırsa öyle okurdu. Müthiş bir adamdı. Onun gibisi gelmedi. Kehf suresi okurken gizem soluturdu dinleyenlere... Bir büyüden bahseder gibi, tılsımlı bir mekanda tütsüler tütüyor gibi okurdu.

Abdüssamed onun öğrencisiydi. O bir Meryem suresi okurdu, çağıl çağıl çağlardı. Meryem doğum sancısı çekerken "nolaydı şimdiye ölüp toprak olmuş olaydım" derken o acıyı yansıtır, o acıyı yaşatırdı.

Fakat işte bunlar beni Kuran konusunda oyaladılar. Kuran'da hep böyle dokunaklı insan öyküleri var sandım. O kasetleri hâlâ kıyıp atamıyorum. Duruyorlar. Ne kadar kuran hadis kitabı varsa hepsini yok ettim. Bir bu iki üstad okuyucunun kasetlerine kıyamadım... Elim varmadı...

[democrossian 0]

Madem bu konuya girdim, bir de anı anlatayım. Yaşlı bir adamcağız Abdüssamed'i dinleyince sinirlendi. Ne olduğunu anlayamadım tabii ama adamcağız söyledi: "Ahirzaman alameti bunlar, biz kız bir oğlan sırayla kuran mı okurmuş, kıyamet geldi" diye söylenmeye başladı. Buna hâlâ gülerim. Tiz okuduğu yerde kız okuyor sanmış zavallı...

Abdüssamed yani, müthiş sesi vardı. Ondan öldüğünde gırtlağının incelenmesi için otopsi izni istediler. Vermedi. Bu olağanüstü sesin gizeminin ne olduğu mezara gitti. Meryem ve Yusuf surelerini çok müthiş okudu. Mustafa İsmail'in öğrencisi olduğunu kanıtladı.

Fakat hocasının bir Neml suresi okuduğu gibi okuyamadı yani... O bambaşkaydı. Mustafa İsmail Neml okurken Süleyman'ın sarayına girer, o cam saraylarda yerlere basmaya çekinerek yürürdünüz. Koridorlarda Süleyman ve Belkıs gezinirlerdi. Süleyman'ın ordusu yola çıkınca dağlar titrerdi adeta. Onun fermanı okunurken ağır bir hükümranlık havası çökerdi. Yani müthiş okurdu ya...

Bunlar tabii islamın filan malı değil. Bunlar kurana elbette kopyalanmıştır. Bunlar Yahudi kültürüdür. Ama dikkat çekici ki, ünlü bir Tevrat okuyucusu böyle çağıl çağıl şakıyan bir okuyucu hiç duymadım. Araplar bu işi kıvırdılar yani, şimdi doğruya doğru... 

Belki de Yahudi ve Hristiyanlar tanrının kitabı nağme ile okunamaz diye düşünmüşlerdir. Şimdi ilahileri ünlü bunların, kiliseler filan yıkılıyor yani ilahiden, orglarla filan... Yapamıyor olsalar bunu yapamazlardı. Demek ki tanrının kitabını nağmeli okumayı doğru bulmadıkları için böyle bir kültür gelişmemiş.

Ama yani Mustafa İsmail de Kehf suresini okurken o mağaraya sokar, o gizemi soluturdu insana ya... Ne bileyim... İnsanlar işte... Çeşit çeşit... Hepsinin kendine göre geliştirdiği bir şeyler var. Aslında bu iki Kuran hafızı eleştirilirdi tutucular tarafından. Kuran okumayı tiyatrolaştırdıkları söylenirdi. Yani evet, canlandırıyorlardı olayı...

Abdüssamed Meryem okurken sadece doğum anı değil, çocuğu halkına getirişi, suçlanışı, ağır ithamlar karşısında konuşamayışı, sonra birden bebeğin konuşmaya başlaması filan yani bunları çığlık çığlığa okuyor adam, burada olağanüstü, gizemli bir işler oluyor diye bas bas çığırıyor. Yahu isa bebek konuşurken ben allahın kuluyum derken yani adam böyle o heyecanı yaşatıyordu be... Bir bebek konuşsa insan nasıl şaşırır heyecanlanır, onu yansıtıyordu.