Jump to content

Kadınlara cennette bir şey var mı ?


Recommended Posts

9 hours ago, Hasan Akçay said:

Cennet ödüllerinden biri olan yüksek dösekler anlatiliyor yani Arabin lüks mobilyalari. Cennet halki onlara bin develi agalar gibi yaslanacak. Orda meyvalar onlarin, iSTEDiKLERi onlarin (Ya sin 55-57). Istah kabartan kus etleri, sarhos etmeyen içkiler, bozulmayan süt, bal…

Cennet BAHÇE demek. Güzel yaşam denince bahçeler geliyor Arabin aklina... Bahçelerde şiril şiril akan pinarlar, meyva dolu agaçlar, uzayan gölgeler ve gölgelere dizilmis yüksek dösekler...

Daha önce hiç kullanilmamistir o dösekler. Ilk yapilmis haldedirler -ebkârâ. Bi bakima imalattan halka…

Yükseltilmis döseklerin surasi sarkmis burasi diklesmis degildir, surasi asiri yumusak, burasi asiri sert degildir, bütün parçalari birbiriyle mükemmel uyum içindedir –uruben etrâbâ.

 

Sen de şöyle yaz, anlayalim.

 

34 - Ve yükseltilmiş döşekler üstündedirler.

35 - Biz kadınları yeniden inşa ettik (yarattık).

36 - Onları bâkireler yaptık.

37 - Hep yaşıt sevgililer

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 93
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Sonraki ayetlerde yatak olduğu iddia edilen şeyden "bakire" olarak bahsedildiğini ben de farkettim.
Bu kelimenin farklı anlamları olsa da sonucu etkilemez. İslam toplumlarında nasıl anlaşıldığı önemli.
 
Bu durumda Hasan Akçay'a şunu sormak isterim :
Herşeyi bilen ama sözlerinin insanlar tarafından nasıl anlaşılacağını bilmeyen bir tanrı olabilir mi?
 
Ayrıca Vâkıa 37'de "eşlerine düşkün" diyor. 
 
1. uruben : eşlerine düşkün, asık
2. etrâben : aynı yaşta, yaşıt

 Eşlerine düşkün yatak nasıl oluyor? 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 hours ago, poiuz said:

Sen de şöyle yaz, anlayalim.

34 - Ve yükseltilmiş döşekler üstündedirler.

35 - Biz kadınları yeniden inşa ettik (yarattık).

36 - Onları bâkireler yaptık.

37 - Hep yaşıt sevgililer

 

Niçin öyle yazayim, güzel kardesim, bu verdigin çevirinin Arapça metinle ilgisi olmadigini görüp dururken?

Ve furuşin merfûa. Bakin Arapça metinde üstündedirler müstündedirler yok. Uydurmus birileri, Democrassian'in deyimiyle, esegi boyamis. "Ve furişin merfûa"nin Türkçesi "ve yükseltilmis dösekler"dir kelimesi kelimesine.

"Biz KADINLARI yeniden inşa ettik (yarattik)"a gelince, bunun Arapçasi: inna enşa'na hunne inşâe. KADINLAR madinlar yok Arapça metinde. Onu da uydurmuslar yani o da bir esek boyama hinligi. Arapça metinde hunne var, ki tek basina bu bile ayette sözü edilenin dösekler oldugunu kanitlar. Çünkü hunne ONLARI anlamina gelen bi zamirdir, KENDiSiNDEN ÖNCE ifade edilmis olan bir ismin yerine geçmistir. O isim nedir, nerdedir? Buna cevap verebildiginiz an uyandiniz, gerçegin ayirdina vardiniz demektir. Lütfen dikkat: yerine geçtigi isim namevcut olan zamir hiç biseydir, yok hükmündedir. Ilkokul bebeleri bile bilir bunu. 

EBKÂRÂ kelimesinin BAKiRELER degil iLK YAPILIS anlamina geldigini kaynak makaleden alinti yaparak ve dogru anlami örnekleyerek daha önce yazmistim. Tekrar etmenin lüzumu yok.

Ve "Hep yasit sevgililer"... Güzel kardesim, bunun Arapçasi "uruben etrâbâ"dir. Aman Allah'im aman Allah'im, buradaki "uruben"i Araplar diye boyayip satmaya kalkmis bu forumda birisi. Sevgili poiuz, hani sizin sundugunuz çeviride Araplar? Yani Araplarin bu içerikte ne isi var? Yok, Araplarin bu içerikte isi varsa Araplar kelimesini niye kullanmazsiniz çevirinizde?

Kaynak makaleden URUBEN kelimesiyle ilgili alinti:

Bilindigi üzere bi söylem tanimlanirken AÇIK VE NET OLDU anlaminda arûba denir. A'raba 'an hacetihi MERAMINI AÇIKLADI demektir. A'raba el kelam: SÖZLERiNE AÇIKLIK GETiRDi. Kisacasi uruben MÜKEMMELEN demektir, açik ve net olarak, kusursuz bi sekilde. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
21 minutes ago, Hasan Akçay said:

 

Niçin öyle yazayim, güzel kardesim, bu verdigin çevirinin Arapça metinle ilgisi olmadigini görüp dururken?

Ve furuşin merfûa. Bakin Arapça metinde üstündedirler müstündedirler yok. Uydurmus birileri, Democrassian'in deyimiyle, esegi boyamis. "Ve furişin merfûa"nin Türkçesi "ve yükseltilmis dösekler"dir kelimesi kelimesine.

"Biz KADINLARI yeniden inşa ettik (yarattik)"a gelince, bunun Arapçasi: inna enşa'na hunne inşâe. KADINLAR madinlar yok Arapça metinde. Onu da uydurmuslar yani o da bir esek boyama hinligi. Arapça metinde hunne var, ki tek basina bu bile ayette sözü edilenin dösekler oldugunu kanitlar. Çünkü hunne ONLARI anlamina gelen bi zamirdir, KENDiSiNDEN ÖNCE ifade edilmis olan bir ismin yerine geçmistir. O isim nedir, nerdedir? Buna cevap verebildiginiz an uyandiniz, gerçegin ayirdina vardiniz demektir. Lütfen dikkat: yerine geçtigi isim namevcut olan zamir hiç biseydir, yok hükmündedir. Ilkokul bebeleri bile bilir bunu. 

EBKÂRÂ kelimesinin BAKiRELER degil iLK YAPILIS anlamina geldigini kaynak makaleden alinti yaparak ve dogru anlami örnekleyerek daha önce yazmistim. Tekrar etmenin lüzumu yok.

Ve "Hep yasit sevgililer"... Güzel kardesim, bunun Arapçasi "uruben etrâbâ"dir. Aman Allah'im aman Allah'im, buradaki "uruben"i Araplar diye boyayip satmaya kalkmis bu forumda birisi. Sevgili poiuz, hani sizin sundugunuz çeviride Araplar? Yani Araplarin bu içerikte ne isi var? Yok, Araplarin bu içerikte isi varsa Araplar kelimesini niye kullanmazsiniz çevirinizde?

Kaynak makaleden URUBEN kelimesiyle ilgili alinti:

Bilindigi üzere bi söylem tanimlanirken AÇIK VE NET OLDU anlaminda arûba denir. A'raba 'an hacetihi MERAMINI AÇIKLADI demektir. A'raba el kelam: SÖZLERiNE AÇIKLIK GETiRDi. Kisacasi uruben MÜKEMMELEN demektir, açik ve net olarak, kusursuz bi sekilde. 

Sen geri zekalı mısın, tipin mi öyle gösteriyor?

Arapçada, "onların" diye bir kelime yok. Ya "o erkeklerin" yada "o kadınların" olur ki, "hunne", "o kadınlar" demektir bilfiil. Nisa bilmem kaçtada, malum, veldrubu hunne der muhammet, karılarınızı dövün anlamında.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsan inanmak isterse gerçeklerin önemi yoktur.

 

Uruben (arap) kelimesine dair hiç bir etimolojik(köken)  ve sözlükte kuranın yazıldığı çağda  olmayan anlamlara (sonradan uydurulmuş, yada üretilmiş) bir yenisini kaynaksız ortaya atma örneği daha  görmekteyiz :)

 

Araba  anlamıda bu kelimeye sonradan yüklenmiş bir anlamdır, dilimizede ordan geçmiştir. Aslında burdaki anlam  cennette araba  verileceği anlamına gelmekte.

Araba bakire olur mu? İnşaat ile ne alaka, yaşıtlık, toprak vesaire ile ne alaka, cümle kurulumu önemsiz, önemi yok, bu gün çağdaş  sözlükle  geçmiş tarihsel yazıtları okuma  zekasına  sahip arkadaşlar bununla  yetinmiyor, yeni  anlamlarda uyduruyor.

 

Hayran kaldım bu aymazlığa.

 

Bakın dostlar aslında  gayet açık,

 

Önce şu cümleyi  iyice anlayalım, kuranın yazıldığı dilin ve anlayışın bakışı  ile  bakmayan  böyle uydurduklarını gerçek sanar.

 

inna enşa'na hunne inşâe

 

onları (dişil ) yeni  bir  inşaa  ile inşaa  ettik.

 

Yaratmak  kelimesi  kuranda  tanrıya has  yoktan varediş, sıfır  yaratım, sıfır dizaynın tasviridir. Halk  etmek ki bir çok örneği  mevcuttur.

 

Oysa  vurgu  çok  net, eski  olanı  yeniden inşaa  etmek, yani  halk etmekle  hiç ilgisi  yok.

 

Eski  mobilyaları  inşa  ettiriyor  dostlar  yeniden :)

 

Ademi  halk  etmiştir  topraktan( yaratmıştır) kuranda  ve  insan  her  doğuşu halk edilmektir, her canlı için  geçerli, 

 

Devamındaki  kelime  uruben etraban.

 

Uruben dişil(araplar) 

Etraban,evet  yaşıt  anlamınada gelmekte ancak  turab(toprak)  ile  aynı  kökten kelimedir.

 

Yeni  bir inşaa  ile topraktan   inşaa  edilen  onlar  kim?

 

kuranda şu  ifadeleri  hatırlayın 

 

Yâ eyyuhâ-nnâsu in kuntum fî raybin mine-lba’śi fe-innâ ḣalaknâkum min turâbin

Ey insanlar, ölümden sonra dirilme hakkında şüphedeyseniz bilin ki hiç şüphe yok, sizi topraktan yarattık

 

İşte bu ölümden sonra  diriliş  sıfır  yaratım(halk etmek)  değil, yine  toprakla  ilişkilendirilerek eski  ve çürümüş  cesetlerin genç ve  taze  yeniden inşaa edilmesi  üstüne  kurulmuş  anlatımdır.

 

Geçmişte  uydurulmuş uyduruk anlamlar sadece  ırkçı  araplık vurgusunu yoketmeye  yönelikken(sadık eşler v.s.)  geldiğimiz  çağda  yeni  kuran  bükücü  tayfa  ise üstüne  üstlük şimdi  kadın  vaddininde  kabul  edilemez ve  bir  tanrıya yakışmaz  olduğunun farkında,  ikinci  bir  operasyona  başladılar.Yani  o anlamıda  yokedip  büsbütün  gerçekleri  ters  yüz  etmek  üstüne  ikinci  kuranı kurtarma,yani   tevil  (yalan  üretme) yoluna  başvuruyorlar.

 

Kölelik  kaldırılmıştır, islamda  tecavüz  yoktur, ganimet  koca  bir  yalandır  gibi  savlarla ortaya  çıkmalarını  hatırlayınız.

 

En  güzel  örnek  ahzap  50

 

Ey  peygamber eşlerin  ve allahın sana  ganimet  olarak  verdiği  cariyelerin sana  helaldir.

 

Ayetinde  köleliği, ganimetçiliği, ve  tanrıdan  izin  cariyeye tecavüzü  açıkça  ortaya  koyan  ayeti  nasıl  reddiyeler  dizdiklerini  günümüzde  düşünün. Bunlar  geçmiş  çağlar  için  sorun değildi, normaldi, sesleri  çıkmadı; ancak  ganimetçilikle  yayılan ve ırkçı emevilerin ürünü  (yazımı)  bu kitabın tüm  dünyaya  ırk  üstünlüğünü  kabul ettirme  şansı  yoktur,  mantıksızdır ki abbasilerle  beraber  bu  ırkçılık  terk  edilirken  işte  böylesi  ayetler  evrensel  imajı  verilmek için  dezarformasyona  uğratılmıştır.

 

Tamamen  iktidarın  ve  çağın  gerçekliği  sonucu  zoraki  anlam  kaydırmasına  ilk olarak  bu  ümmetçi(soy-aşiret) kavimci  bakışı  örtpas  ile  başlanmışken, sübyancılık, tecavüz, cariyelik, ganimetçilik  yüzyılımıza kadar hiç  sorgulanmazken, aynen yazdığı  şekliyle  kabul  görürkke bakıyoruz  yine  şasrtların ve çağın gereği  resmen  yine  kurtarma operasyonuna  zorlanan  kimi vicdanlı  kimi  din  tüccarı çevrelerce bu  tahrifatlara kafirlik  derecesinde  başvurulduğunu  görüyoruz.

 

 

Oysa  etkin olduğu,  gücü  ele  geçirdiği  her  yerde  inanırları  göğsünü  gere  gere  bunu  uygulamakta, hatta düşünürseniz  Osmanlının  yıkılışında  araplar  neden  hıristiyanlarla  beraber olduda  halifeyi  takmadıyıda  anlarsınız.Çünkü  arabın dilinde, ırkına  ait  seçilmişliği   kuranda  vurgulu  soydur  araplar. emevilerin ırkçılığının kaynağının kuran olduğunu anlamaktan kaçanlar  daha  çok  tevil  tefsir uydurur.

 

Yahudilik  ırkçı bir din değil mi?

Kuranı  gönderen tanrı  onuda  göndermemiş miydi? Bu tanrı  ırkçı ve  arap  sevici, acep  neden hiç düşünmüyor musunuz?

 

"Anne karnındaki çocuktan sokaktaki yaşlıya, sokaktaki köpekten ağıldaki koyuna  kadar tümü sizin köleniz olarak rabbinizden size bir nimet olarak sunulmuştur.... Şimdi size vadettiğim ülkelere gidin... size hizmet etmeyenler olursa onları ve soylarını yok edin. Bu Yahova'dan size emirdir. " "onların herşeylerini tamamen yok et, ve onları esirgeme; erkekten kadına, çocuktan emzikte olana, öküzden koyuna, deveden eşeğe kadar hepsini öldür..."(I. SAMUEL BAB: 15 AYET: 3)

 

"Ele geçen her adamın gövdesi delik-deşik edilecek ve tutulan her adam kılıçla düşecek. Yavruları da gözleri önünde yere çalınacak, evleri çapul edilecek ve karıları kirletilecek" (İŞAYA BAB: 13 AYET: 15 S: 683) vs.

 

Bir tanrı  düşünün  bir  ırkı diğerlerine üstün kılmış  ve onları  seçip  özel  din göndermiş.işte  bunun  kavim içi  çakmasıda ümmetçi(soycu) islamdır. Gizlemeye  çalışılan  asıl  gerçek  budur.

Sonuç, kuranda  cennet  bile  arabın  ırkına  hastır,bu  ayetde  buna en güzel  kanıtlardan biridir.

Saygılar.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 hours ago, anibal said:

Arapçada, "onların" diye bir kelime yok. Ya "o erkeklerin" yada "o kadınların" olur ki, "hunne", "o kadınlar" demektir bilfiil.

..."o erkeklerin ya da "o kadinlarin"  Tamam ama anibal kardesim şu bilgiyi de bilgi dagarcigimiza lütfen ekleyelim: ya da 3:7'deki ayetler örneginde görüldügü üzere o seylerin olur ki HUNNE o seyler demektir. Kisacasi Arapçada "seyler"in de cinsiyeti var sayilir.  Örnegin kitap erkektir, ayetler disi. Iste dösekler disi sayilan seylerden biridir. Ve furuşin merfûa. Inna enşâ'na hunne inşâe -Ve yükseltilmis dösekler. Öyle bir inşa ederiz ki onlari.

Ders verir gibi oldu ama lütfen hos görün, konusuyoruz surda. 

 

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
14 hours ago, poiuz said:

34 - Ve yükseltilmiş döşekler üstündedirler. 35 - Biz KADINLARI yeniden inşa ettik (yarattık).

Bu sözde çevirideki iddia o ki uydurulup ayet 35'e sokusturulan kadinlar hurilerdir. Allah öyle bi inşa etmis ki onlari bakireymisler (ebkârâ), ayni yaştaymislar (etrâbâ), blam blam blam. 

Oysa furuş Rahmân 54'te de geçiyor ve kimler onlarin üstündedir Rahmân 46'da açik ve net belirtilmis: Ve li men hâfe makame rabbihi cennetân... -ve rablerinin makamindan korkanlar için iki bahçe.  Rablerinin makamindan korktuklari için iyi müminler olarak yaşayip cenneti hak edenler. Iste onlardir döseklerin üstündekiler -müttekiîne alâ furuşin...   Huri muri degil kardesim onlar. Cennet halki onlar, cennet halki. Degisik çaglarda yaşamis inanan iyi insanlar, siyahlar beyazlar, kadinlar erkekler, yaşlilar çocuklar... Cenneti hak eden herkes.   

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sayın Akçay kabullenememiş ve mobilya inşaa ettiriyor,

 

Sayın Akçay inşaa kelimes mobilya, yorgan döşek gibi varlıkların yapımı için kullanılan bir kelime  değildir. İnşaa  taş-toprak demir  vesaire  gibi  maddelerle  yapılan  şeyler için kullanılır arapçada bu bir. İnsan topraktan yaratıldığı için ilk  yapım(halk etmek) , yeniden inşaa  diriliş  aşamasındada (restorasyonuda) aynı malzemeden yapılır.Mantık  budur kuranda.

 

Gelelim ikinci  anlamadığınız  konuya, İnna  kelimesi  ile  başlayan  her  cümle  yeni  bir  konuya  aideti  belirtir.

 

Muhakkakki  biz  arap kadınları topraktan yeni  bir  inşa  ile yeniden inşaa ettik ve cennet ödüllerinin  sonuncusu  olarak ve büyük  ödül olarak ikinci  sınıf  cennetlik erkeklere müjdelenir.

 

Müminin anlamınıda  bilmiyorsunuz ya  neyse, oda ayrı konu :)

 

Huri  değil zaten onlar,  huriler birinci  sınıf cennetliklere verilen  özel  ödül.Bunlar  öldükten sonra  tekrar restore edilen  kadınlar, insan yani :)

 

Cahil  ile  tartışan  kişi  ondanda cahildir.

 

Ne  o  arabın  tanrısı  var  nede cennet  diye bir  şey, sizin  bu  gafletiniz,  bu inanılmaz  saçma  savunma  biçimlerine  dönmüş  bakışınız  nice  insanın  ırzına geçildiği, katline  sebep,  vicdanı  öldüren  inanışın gram umrunda değil. Sizin  boş  cennet  hayalinizde  umrumuzda değil  ama  gelin görünki  emperyalist,  sübyancı, ganimetçi, tecavüzcü,  köleci  ,bölücü, suça  teşvik  edici  bu inanış  artık  inanırları sayesinde iyice coğrafyamızı  nefes  alınmaz,  hayattan bıktıracak  derecede  faşizme  ve  yobazlığa ve  acıya boğdu.

 

 

Özellikle  emperyalizmin  kullanımına  çok  müsait uyuşturan yapısı  ile korkunç  cehalet, vahşet empoze edip  insanlığı  bu coğrafyada  arabın  o ilkel  çağlarına  koşar  adım geri  götürürken nice  masumuda  yokedip  nice  beynide  resmen  ele  geçirip  birer psikopata döndürmekte.

 

İşte bu  yüzden  zaten  yalanlardan oluşan  bu  inanışı  savunurken  ortaya  koyduğunuz  yalanlar resmen  insan  aklıyla  alay  etmek, hatta  hakaret adledilecek seviyede. Bıktırdınız  şu  arabın putunu  savunmaya  bunca  yalan dolanla harcadığınız zamanı  biraz  insanlığı ne  hale  getirdiğine  bakmak  için harcasaydınız  keşke.

 

En  güzel  örnek  sizsiniz,  aklınızı  bir  yalanı  başka  yalanlarla  kurtarmak  uğruna  düştüğünüz  hali  görebilseniz keşke,  bu  yalanlarla  ne  pedofiliyi, ne tecavüzleri, nede katliamları  yokedemezsiniz, sadece  kendi  vicdanınızı  avutursunuz, bilinki  sizler  bu  yalanları daha büyük  yalanlarla  savunurken yaptığınız sadece  bu  suçları  devam  ettirip  suç  ortaklığı yapmak.

 

Kısacası  bu dini  uyduran  araplar kadar  bu  yalanlarla  uyuşup  bu  yalanları  devam  ettiren  sizlerde suçlusunuz, saçma  hayallere  inanıyorsunuz diye  insanlığa  dünyayı  cehenneme  çevirdiniz, keşke  tanrı  olsada  topunuzun belasını  verse ama  ne yazıkki  yok. Bu  yüzden hepiniz  birer  küçük tanrısınız ve  hepiniz yalanlarla  kurulmuş, örülmüş  küçük  dünyalarınız  yıkılmasın diye  çoktan vicdanınızı  öldürmüş, insanlığa  yalan söylemeye  devam ediyorsunuz.

 

Burda  türklere  yalan  söylemek kolay, keşke  gidipte  şu  islamı yanlış anladığını  iddia  ettiğiniz Işid  ve  türevleriyle  cihad etseniz. Ölümden korkmayın, chadda  farz size,  o  islamı  kötü  gösterdiğini  iddia  ettiklerinize  ölümden korkmadan allah  yolunda  canınızla  malınızla  cihad açın. Burda  ateistlerin karşısına geçip  yalanlarla  din savunmakla  olmuyor inanç.

 

Cennete  inanıyorsanız  en fazla  Allah  yolunda kellenizi alırlar, nasılsa  ölümsüzlük var, koşun cennete,  bakın bakalım onlar mobilya mı  kadın mı?

En kızdığım sizin gibiler, dürüstlükte  o  cihatçıların tırnağı  bile  değilsiniz  ama ne  hikmetse  onları  beğenmez  ateist  sitelerde  din uydurur  "ama onlar  yanlış  anlıyor " yalanı peşinde  koşarsınız.

 

Hadiyin ülen .

 

Saygılar...

Link to post
Sitelerde Paylaş
21 hours ago, Mindsurfer said:
... Hasan Akçay'a şunu sormak isterim :
Herşeyi bilen ama sözlerinin insanlar tarafından nasıl anlaşılacağını bilmeyen bir tanrı olabilir mi?

 

Belli ki sizin tanri kavraminiz benim tanri kavramimdan farkli. Bunun simdi, burda ayrintisina girersek ASIL konumuz boguntuya gider. Onun için ayrintiya girmeyecegim ama şunu söyleyeyim:

Ben size kendi kafamdaki tanri kavramini dayatamam, "Bilmeyen bir tanri olabilir mi?" demenizi o yüzden anlarim. Ama onaylamam. Bunu da siz anlamak zorundasiniz.  

*

Eşlerine düşkün yatak nasıl oluyor? Olmaz. Olmasi da gerekmiyor. Çünkü URUBEN açik ve net demek, mükemmel demek, kusursuz demek. URUBEN eslerine düskün anlamina gelmiyor. Bu anlam Kuran'in inmesinden yillar sonra kurulan huri fantezilerine kilif uydurmak için yüklenmis kelimeye. O kadar fütursuzca uydurulmus ki zahmet edilip eril hali bile üretilmemis. Zengin bi dil olmasindan övgüyle söz edilen Arapça gibi bi dilde "uruben"nin eril hali yok. 

In a small dictionary I have, I also found the word 'arooba that is taken to mean a wife who is very fond of her husband. It puzzles me that for a supposedly rich language, the equivalent of  'arooba in the MASCULiNE form does not exist. This is clearly a case of adopted meaning based on tradition and misunderstanding of the verse. It is more fitting to look into how the Quran is described as  'arabiyin where the context is about clarity and no crookedness and imperfections in it.

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Alın size ayet  tartışma bitmiştir.

Bakara 69:  "Ey muhammed sana kadınlar soruyordu cennette bize ne var diye. De ki ; Size cennete ırmaklardan akan şaraplar ve dünya hayatında evlendiğiniz eşler vardır. Siz bunlarla yetinmezmisiniz Allah'ı kızdırırsanız bilinki size sonsuz azap vardır. O çok bağışlayıcı ve merhamet edendir."

Link to post
Sitelerde Paylaş

Öyle bir ayet olmadığından sayın Glock amacınızı anlamışta  değilim.

 

İroniyse çok kötü  bir  yöntem, çünkü  kuranı  okumak  yerine  birilerinin uydurduklarını  okuyup  dinleyip  doğru  diyen o  kadar çok  insan varki şu  dediklerinizi  doğru  diye  yanlışlıkla  bir tartışmada cana  bile kastedecek  beyni  üyüuşmuş  cahil  yobaz  dolu  ülke.

Urubene  mükemmel  demek  diye  anlam uyduran şahsiyetsiz  şahıs  kaynak  sunamaz, kendi  gibi  bu  ayeti  kurtarmaya meraklı birinin  yazdığı (yada kendinin)  ve  tamamen  kelime  kökeni  ve anlamlarından uzak  tarihsel  hiç bir  veriye  dayanmayan  ,  günümüzde  uydurulmuş  sözde  var olduğu  iddia  edilen  bir makaleden dem tutarak  kanıtladım sanrısını  empoze  etmek  zavallığını  burda  sergilemekte.

 

Midem kaldırmıyor  bu  zavallı  tutumları, heleki  eril  olmamasını  veya  dişil  olmasını  açıklamaya  çalışma   mantığı  sanıyorki  o  kelimeye  dişi-erkek  anlam  katıyor.

 

Neyse  artık  harbiden  midem  kaldırmıyor, oha  diyip  gideyim :)

Saygılar...

tarihinde e-teist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, e-teist yazdı:

Öyle bir ayet olmadığından sayın Glock amacınızı anlamışta  değilim.

 

İroniyse çok kötü  bir  yöntem, çünkü  kuranı  okumak  yerine  birilerinin uydurduklarını  okuyup  dinleyip  doğru  diyen o  kadar çok  insan varki şu  dediklerinizi  doğru  diye  yanlışlıkla  bir tartışmada cana  bile kastedecek  beyni  üyüuşmuş  cahil  yobaz  dolu  ülke.

Urubene  mükemmel  demek  diye  anlam uyduran şahsiyetsiz  şahıs  kaynak  sunamaz, kendi  gibi  bu  ayeti  kurtarmaya meraklı birinin  yazdığı (yada kendinin)  ve  tamamen  kelime  kökeni  ve anlamlarından uzak  tarihsel  hiç bir  veriye  dayanmayan  ,  günümüzde  uydurulmuş  sözde  var olduğu  iddia  edilen  bir makaleden dem tutarak  kanıtladım sanrısını  empoze  etmek  zavallığını  burda  sergilemekte.

 

Midem kaldırmıyor  bu  zavallı  tutumları, heleki  eril  olmamasını  veya  dişil  olmasını  açıklamaya  çalışma   mantığı  sanıyorki  o  kelimeye  dişi-erkek  anlam  katıyor.

 

Neyse  artık  harbiden  midem  kaldırmıyor, oha  diyip  gideyim :)

Saygılar...

Zaten okumuyolar sorun orda okusalar dahada kötü alsana okuyan bkz ışid ?

 Bu ayeti keçi yemiş ondan bulamazsız ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Cumhuriyet’in ilk nüfus sayımı yapılacaktır. Kadının Adı Yok’tur o zamana kadar. Bu geleneksel bir bakıştır. Meclis’teki tartışmalarda CHP’li bir mebus Meclis başkanına sorar: Kadınları da sayacak mıyız?
O kadar yani! Osmanlı’da kadın sayılmamıştır.

 

Allah mümin erkeklere ve mümin kadınlara, altlarından ırmaklar akan cennetler vaad buyurdu. Orada ebedi kalacaklardır. Hem de Adn cennetlerinde hoş meskenler vaad etmiştir... Tevbe-72


Hepsi bu kadar. Deveye, karincaya ne varsa kadina da aynisi.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 weeks later...

Ben Müslüm olsam Kuran'daki bu "enşe'nahunne inşaen" pasajındaki "inşaa"yı çok acayip yorumlardım. Bunu bir kere döşek inşa etmek filan gibi saçma sapan gülünç bir anlama hiç çekmezdim. Bu salaklık yani, allah döşek inşa eden bir mobilyacı filan demek çok saçma ve çok da komik.

Ben bu inşaa'yı gen mühendisliği olarak propaganda ederdim. Şimdi Müslümlere akıl öğrettik ya, artık bak sen allahın gen mühendisliği propagandaları ortaya dökülmesin!

Cennet kadınlarını yeniden klonlayarak kromozomlarını klonlamadan önce en mükemmel şekilde düzenleyecek, onları değme mankenlerden çok daha güzel yapacak derdim. Cennete en güzel biçimleriyle salına salına girip yürüyecekler, cennetlikler bunlardan gözlerini ayıramayacaklar derdim. Böylece kadınları da islama tavlardım. Tabii peşlerinden adamları da...

La ben bi Müslüm olaydım var ya, bu islamı ayağa kaldırırdım ben! :lol: Süper bi meal yazardım. Oooo neler olmazdı ki mealde, füzeler, uçaklar, bilgisayarlar, uzay mekikleri... Sanırsın allahın bir kopyası NASA'da, bir kopyası Silikon Vadisinde CEO! :D

Tabii "ülen benim avrat böyle güzelleşip bütün herifler ona mı bakacak cennette!" diye ufak bi sorun olmaz değil! :D Ama aşılır böyle ufak tefek sorunlar. Hemen karıyı kapatıp cennet köşküne götüreceksin, sonra da bir daha köşkten dışarı çıkmayacak dersin olur biter. Kadınlar "aaaa köşkler arasında gün yapmayacaz mı, ben bir küçük cezveyim kapı kapı gezmeyim olmayacak mı" filan diye itiraz edebilirler. Buna da ne deriz hımmm... Ya tamam kocan hurilerle oynaşırken farkına varmaz gezersin filan diyebiliriz. Bu sefer de kadınlar "aaaa kocalarımız hurilerle de mi oynaşacak biz o kadar güzelleştiğimiz halde" diyebilirler! Buna ne diyecez! Siz de nurilerle deseeeek...  La olmaz la, bu sefer herifler "neeeeeyyy nuriler müüüü!" diye ayaklanırlar.

Amaaaan gidin bildiğiniz gibi propaganda edin la dininizi! Zaten inanacak bok yığını kadar keriz hazır bekliyor, ne yalan sallasanız gider! Düşünüp tasarlamaya bile gerek yok. Bu kadar bok yığını kadar arap godu yalayıcısı salak varken neyini düşüneceksin. Salla gitsin.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 years later...

tansu çiller'in allahı size emanet ediyorum demesi yeteneğinde hafif salak bir kadın olsaydı bile muhammed'e muhalefet eden toplumcu bir kadın, kuran ayetleri bugünkü gibi itaatsiz kadınları öldürten, bekâr kadınları eve hapseden ayetlerin yazıldığı kuran olmazdı ve müslümanlar böylesine anomali doğmazlardı o halde. islamda toplumcu kadın eksikliği var belliki.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...