Jump to content

Recommended Posts

  • İleti 352
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Muhammed konusunda bir kesinlik yok. Yaşadıysa da isminin kuran'da 3-4 defa geçmesi, kendi yazdığının delillerinden biridir.

Ama Nuh ve Adem'in yaşamadığı kesin. Her ikisi de akla mantığa ve bilime aykırı.

Adem sözde 7 bin yıl önce, elma yediği için dünyaya gönderilmiş ilk insan!

Nuh ise, dünyadaki tüm hayvanlardan gemisine örnek toplayan, 950 yıl yaşamış tam bir komedi örneği !

Bu adamların varolmaması ise, zaten tüm semavi dinleri geçersiz hale getirir.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
10 saat önce, Mindsurfer yazdı:

Muhammed konusunda bir kesinlik yok. Yaşadıysa da isminin kuran'da 3-4 defa geçmesi, kendi yazdığının delillerinden biridir.

Ama Nuh ve Adem'in yaşamadığı kesin. Her ikisi de akla mantığa ve bilime aykırı.

Adem sözde 7 bin yıl önce, elma yediği için dünyaya gönderilmiş ilk insan!

Nuh ise, dünyadaki tüm hayvanlardan gemisine örnek toplayan, 950 yıl yaşamış tam bir komedi örneği !

Bu adamların varolmaması ise, zaten tüm semavi dinleri geçersiz hale getirir.

 

 

 

Nuh Tufanı'na benzer bir öykünün tüm halklarda olması gibi ilginç bir durum var karakterler ayrıntılar farklı ama hep dünyayı basan bir sel ve kurtulan bir azınlık  görüyoruz. Bu ortak bir hafıza mı yoksa selin her bölgede yaygın olmasından mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kanaatımca Muhammedin ismi Kuranda bir sıfatmı yoksa isimmi olarak geçiyor belli değil.Diğer taraftan Haşimiler ile Emeviler arasındaki rekabet meselesi var. Muaviyenin babası Ebu Süfyan bir numaralı Haşimi düşmanı.Dolayısıyla Muhammedede düşman.Onun oğlu Muaviyenin torunu Yezidde öyle.Eğer araplar Müslüman olmuşlarsa Muhammedin ailesinden yana olurlardı.Muaviyeden hele hele Yezidden yana olup Kerbelada Muhammedin ailesini değil Yezid ve ailesini katlederlerdi.Muaviye ve Yezidde İktidar olduğuna göre Müslüman olmayıp Muhammedin sözde ortaya attığı dinide yasaklarlardı!Yani sadece Muhammedin soyunu yok etmekle kalmazlardı.Ama böyle bir şey yok.Diğer taraftan mesela Muhammedin Hicret olayıda tuhaf Aliyi yorganının altına koyar.Mekkeliler ise Aliyi neden öldürmezlerki? Çünkü oda Muhammedin baş taraftarı?Muhammedde diğer İsrailiyat Kral,peygamber ve Kahinleri gibi yaşamamıştır.Muhammedin hayatını Emevi karşıtı sofiler yazmışlardır. Baştan aşağıda Emevi düşmanlığı ile doludur. Müslümanlık Abbasiler zamanında Kuranın yanında Siyerler ,Hadisler ve Sünnetlerle tamamlanıp ortaya çıkmıştır.Aynı Museviliğin tipik bir kopyasıdır. Düzmece bir İslam ve Arap tarihi.Zaten Tevrattada yanlış hatırlamıyorsam Ahaz bahsinde Çölde 72 kişinin öldürülmesi, olayı vardır. Kerbelayı andırmaktadır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Muhammed'in ilk başta yapmaya çalıştığı şeyi hatırlayın taraftarları için kıbleyi Kudüs (Yerşalim) olarak seçmişti. Burdaki psikolojiyi görebiliyor musunuz? İlk başta denediği şey kendisinin ve taraftarlarının da Yahudi ulusuna bağlı olduğunu göstermek istiyor. Daha doğrusu bu bir hamle yahudi ulusu ilee Arapları birleştirme hamlesi başarılı olması için Targum'dan,Talmud'tan birçok hikaye alınıyor birçok kural Tora Şebealpe'den(Sözlü Tora'dan) İslam'a alınıyor ama olmuyor. Yani diyeceğim o ki Muhammed yaşamamışsa bu kesinlikle Arap kabilelerinin Yahudilerle birleşme hamlesi olarak başlayan bir akımdı belki de Kuran'ı Yahudi Kutsal Kitabı'na ekletmeye çalıştılar ama olmadı sonra iş değişti.

tarihinde Tanah tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Nuh tufanı her kültürde yoktur, isterseniz uzak  doğu  dinlerini  araştırın, Nuh  tufanı  gibi  bir  hikaye  Budizmde bulunmaz  ve  bildiğim  kadarı  ile  bu  hikaye  anlatıldığında şaşırırlar.

 

Aslında  olaya  şöyle  bakın, Yahudilik  aşırı  ırkçı, tanrının sevgili  kulları  konumuyla  motifli  bir  inanış  ve  o  civardaki  her  kesimi  "köle"  olarak  görmekte. Ben  hıristiyanlığın  sırf bu  bakışa  karşı  birtepki  olarak  çıktığını,  aynı  kavimden olmalarına  rağmen  aşırı  soya  dayalı  yahudilike karşı, daha  sonrada  hıristiyanlığın  içinden araplara  has  yerel  bir  tepki  olarak  islamın  ortaya  çıktığını(hıristiyanlığın yerel  mezheplerinden biri  olaraK) kendini  kabul  ettirmek  isterken  çeşitli  hikayeler  ve kişileri  sembol  olarak  kullandığını  ancak  özellikle  güçlendikçede  şekillendiğini  ve ırkçı  bakışıyla  emevilerin  tarihte yer almasını  peşinede  abbasilerle  yayılmacılığın büyük  boyutları  nedeni ile  ırkçılıktan vazgeçildiğini  ve  son şeklinin  yazım olarak  bu  dönemlerde olduğunu  düşünüyorum .

 

Muhammed veya  referans  alınan  kişi  ise, Yahudiliğin  Ataları  İbrahim  ve İshak  gibi,  onu  örnek  alarak, İbrahimin İsmail  soyundan geldiklerini  Mekke  ve  civarı  araplar  olarak  yazar  ve  burdan  kendini  kabul  ettirmeye  çalışır. Yani ırksal  ortaklık  üstünden kendini  kabul  ettirme yöntemi  olarak  ortaya  koyulan  bir  kişiliktir muhammed  veya  peygamber  ki  okursanız görürsünüz,  bir  çok  noktadanda İbrahim  üstünden  benzerlikler  kurulur  yaşamı  hakkında.

 

Yani  Tamamen  yahudiliğe  kabul  ettirme  politikası  ürünüdür  kurandaki  giriş  ve gelişme,  ancak  sonuç  ilginçtir, güçlenip ilk  ırkçı(milliyetçi)  arap  devletinin  kurulma sebebi  olan  bu  hareket,  örnek  oldukları  ama  kendilerini  kabul  ettiremedikleri  ve  aşşağılayan,  köle  gören  yahudileri  hedefe  koyup  resmen katletmeye  evrilmiştir.

 

 

Saygılar...

Link to post
Sitelerde Paylaş
13 dakika önce, e-teist yazdı:

Nuh tufanı her kültürde yoktur, isterseniz uzak  doğu  dinlerini  araştırın, Nuh  tufanı  gibi  bir  hikaye  Budizmde bulunmaz  ve  bildiğim  kadarı  ile  bu  hikaye  anlatıldığında şaşırırlar.

 

Aslında  olaya  şöyle  bakın, Yahudilik  aşırı  ırkçı, tanrının sevgili  kulları  konumuyla  motifli  bir  inanış  ve  o  civardaki  her  kesimi  "köle"  olarak  görmekte. Ben  hıristiyanlığın  sırf bu  bakışa  karşı  birtepki  olarak  çıktığını,  aynı  kavimden olmalarına  rağmen  aşırı  soya  dayalı  yahudilike karşı, daha  sonrada  hıristiyanlığın  içinden araplara  has  yerel  bir  tepki  olarak  islamın  ortaya  çıktığını(hıristiyanlığın yerel  mezheplerinden biri  olaraK) kendini  kabul  ettirmek  isterken  çeşitli  hikayeler  ve kişileri  sembol  olarak  kullandığını  ancak  özellikle  güçlendikçede  şekillendiğini  ve ırkçı  bakışıyla  emevilerin  tarihte yer almasını  peşinede  abbasilerle  yayılmacılığın büyük  boyutları  nedeni ile  ırkçılıktan vazgeçildiğini  ve  son şeklinin  yazım olarak  bu  dönemlerde olduğunu  düşünüyorum .

 

Muhammed veya  referans  alınan  kişi  ise, Yahudiliğin  Ataları  İbrahim  ve İshak  gibi,  onu  örnek  alarak, İbrahimin İsmail  soyundan geldiklerini  Mekke  ve  civarı  araplar  olarak  yazar  ve  burdan  kendini  kabul  ettirmeye  çalışır. Yani ırksal  ortaklık  üstünden kendini  kabul  ettirme yöntemi  olarak  ortaya  koyulan  bir  kişiliktir muhammed  veya  peygamber  ki  okursanız görürsünüz,  bir  çok  noktadanda İbrahim  üstünden  benzerlikler  kurulur  yaşamı  hakkında.

 

Yani  Tamamen  yahudiliğe  kabul  ettirme  politikası  ürünüdür  kurandaki  giriş  ve gelişme,  ancak  sonuç  ilginçtir, güçlenip ilk  ırkçı(milliyetçi)  arap  devletinin  kurulma sebebi  olan  bu  hareket,  örnek  oldukları  ama  kendilerini  kabul  ettiremedikleri  ve  aşşağılayan,  köle  gören  yahudileri  hedefe  koyup  resmen katletmeye  evrilmiştir.

 

 

Saygılar...

Budizm'in din olmaması hasebiyle Hinduizm'e bakmamız daha doğru olur. Buda ile ilgili efsanevi doğum hikayeleri bile sonradan uydurulmuştur Buda'nın tek hedefi hayattaki acıyı,ölümü ve yaşamaı anlamaktı ve Tanrılar'ın da bu döngüde olduğunu söylüyordu yani bildiğiniz ateistti.Ateist olan Budizm ekolü de vardır hatta.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Musevilikteki Kabalacılar aynen İslamdada vardır.(Zikir çekmeler,İlahiler okumalar,Müzik,Evlenmeyen dervişlerin küpe takmaları) İslamdaki Vahdeti vücutçuluk dahi(Yani çeşitli yerlerin insan vücudundaki dişle dudaklara,dile benzetilmesi) kabalist sofilerden alınmadır.Yine kanaatımca Tevratı ve Kuranı hatta İncilleri hazırlayanlar bu Kabalist Vahdeti vücutçu sofilerdir.Krallar Peygamberler kahinler hepsi birer semboldür.Bunların hiç biri yaşamamıştır olaylarda dolayısıyla maddi gerçeğe aykırıdır.Muhammedin beslemesinin karısını alması, Davudun subayının karısıyla ilişki kurup onu hamile bırakması hep bir birine benzer anlatımlardır.Muhammedin kimliği Emeviler zamanında bilinmiyordu. Sadece İsmi vardı.Tevrat nasıl yazıcılarla hazırlandıysa ;Yazıcılar Araplarda oldu Vahiy katipleri.Evet Emevilerin Muaviye adında bir hükümdarları vardı. O istanbulu kuşattı,Anadoluyu istila etti. Ama Ali diye bir insanla Sıffeyn savaşı olduğu görüşüne katılamıyorum.Kaldıki Kuzey Suriyede bulunan Emevi sikkeleri? Bunlar Bizans parası değiller.O zaman Neden üzerlerinde MHMD ve Haç var?

tarihinde yeniçeri53 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sayın Tanah;

 

Budizm elbette sonradan  dinleştirilmiş  felsefi  bir  içeriktir. Sorun  bu  değil, dinleştiren kim? Çin Hanedanları  ve devletin  resmi  dini  yapılarak  orjinal  yönü  bozulmuş  ve geniş  kitlelere  kabul  ettirilmiştir. Ancak  hatırlatayım ki budizm  çin  kültürü  ile  eklemlenerek bir dine  dönüştürülmüş,  ancak  bu  kültürde  tufan benzeri  bir  hikaye  bulunmamakta.

 

Gelelim  Hindu  örneğinize,İbrahim  denilen  ve   yahudilik, hıristiyanlık ve islamın atası  olarak  üç  din  tarafından  sahiplenilen bu zat  hint kökenli ki bu  dinlerin etkili  olduğu  bölgelerin çoğunda  hintlilerin  kültürü  ile  etkili  olduğu  yani savaş-ticaret  gibi  nedenlerle  buralara kadar uzandıklarını  biliyoruz. Bu  kültürlerin  uzantısı  bu  dinlerde  görülen bu  hikaye  Kuzey  Avrupa  veya Uzak  doğuda  görülmemekte.

 

Ayrıca  Dikkat  ediniz, bir  devletin  resmi  olarak  kabul  ettiği  dinler  geniş  coğrafyalara yayılıp  evrensel  bir  kimlik  kazanırken,  benimsenmeyen  her  din, bir  devlet-otorite tarafından sahiplenmeyenler dar bir alanda, kabile  ve  bölgesel  ırk,  aşiret  inancı  olarak kalmıştır.

 

Yahudiliğin  hala  ırkçı  yapısını  korumasının  sebebi  asla  bir  devlet  ideolojisi  olarak  ele alınıp  tarihte  uygulanmamış  olmasıdır. En  yayılmış  inanışlara bakın  ve  etkili  oldukları  alanlara.

 

Hıristiyanlığın  yayılma  sebebi  doğu bizans  imparatorluğu  tarafından resmi  din kabul  edilmesiyle  başlar(otorite  dayatması)  sonuçları  ortadadır. İslam  aynı  şekilde  Emevilerin  ırkçılığı  ile anılarak  çıkmıştır  ve  kimse sormaz neden  emeviler  arap ırkçılığı  yapmıştır,  asıl  diğer  ırkların  islama  kabulü  aşırı  (kılıçla yayılma) geniş  coğrafyalara  cihat  anlayışı ile  yayılınca,  önünüze  gelen herkesi  öldürüp  köle  yapmanında  sınırları  var,  kontrol etmenizde  güçleşir,  abbasilerce evrensel  motiflere  büründürülerek  sunularak  buna  çözüm üretilmesidir. Oysa  o  ırkçı  motiflerini  büyük  ölçüde  korur  kuranda  islam. Sadece zaman içinde  kelime  anlamları  ile  ufak  oynamalarla sağlanmıştır .

 

Budizm  veya  Hinduizmde  aynıdır durum.Devletler  eliyle  kabul  ettirilmiştir  ancak  aşırı  yerel  kültürler barındırdıklarından  hiç  bir  kılıç  zoru  olmadan  başka  toplulukları  etkilemeyi başaramamıştır. Yayıldıkları  coğrafyalarda  islam  ve  hıristiyanlık resmen  baskıcı  yapısı  ile  diğer  kültürleri,  inançları  yokedip  tektipleştirirken  yinede  devletlerin  gücünü  eline  almadıklarında  yayılamadıklarını  görürsünüz.

 

 

Aslında  hint  kültürüyle  Mısır  ve  mezapotamya  kültürlerinin  birbirleriyle etkileşimi  ve  kopyala  yapıştırlarından öte  hiç bir  farklılık  veya yenilik  taşıyamamışlardır  günümüz  açısından bakıldığında. Muhammed  (övülmüş olan  anlamındadır) yaşayıp  yaşamadığına  dair  şimdilik  hikayeler  dışında  bir  belge yok ortalıkta.

 

Ancak  emevi  sikkelerinde  neden haç vardı  sorusunu  Rum suresinde  neden  rumların galip  geleceği  müjdesi  veren  tanrı  profili vardır?  sorusu eşliğinde  düşünmeliyiz:)

 

Hıristiyanlığa  yapıcı  olan  islam  yahudilere  süper  düşman. Neden acaba?

 

Saygılar...

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 dakika önce, e-teist yazdı:

Sayın Tanah;

 

Budizm elbette sonradan  dinleştirilmiş  felsefi  bir  içeriktir. Sorun  bu  değil, dinleştiren kim? Çin Hanedanları  ve devletin  resmi  dini  yapılarak  orjinal  yönü  bozulmuş  ve geniş  kitlelere  kabul  ettirilmiştir. Ancak  hatırlatayım ki budizm  çin  kültürü  ile  eklemlenerek bir dine  dönüştürülmüş,  ancak  bu  kültürde  tufan benzeri  bir  hikaye  bulunmamakta.

 

Gelelim  Hindu  örneğinize,İbrahim  denilen  ve   yahudilik, hıristiyanlık ve islamın atası  olarak  üç  din  tarafından  sahiplenilen bu zat  hint kökenli ki bu  dinlerin etkili  olduğu  bölgelerin çoğunda  hintlilerin  kültürü  ile  etkili  olduğu  yani savaş-ticaret  gibi  nedenlerle  buralara kadar uzandıklarını  biliyoruz. Bu  kültürlerin  uzantısı  bu  dinlerde  görülen bu  hikaye  Kuzey  Avrupa  veya Uzak  doğuda  görülmemekte.

 

Ayrıca  Dikkat  ediniz, bir  devletin  resmi  olarak  kabul  ettiği  dinler  geniş  coğrafyalara yayılıp  evrensel  bir  kimlik  kazanırken,  benimsenmeyen  her  din, bir  devlet-otorite tarafından sahiplenmeyenler dar bir alanda, kabile  ve  bölgesel  ırk,  aşiret  inancı  olarak kalmıştır.

 

Yahudiliğin  hala  ırkçı  yapısını  korumasının  sebebi  asla  bir  devlet  ideolojisi  olarak  ele alınıp  tarihte  uygulanmamış  olmasıdır. En  yayılmış  inanışlara bakın  ve  etkili  oldukları  alanlara.

 

Hıristiyanlığın  yayılma  sebebi  doğu bizans  imparatorluğu  tarafından resmi  din kabul  edilmesiyle  başlar(otorite  dayatması)  sonuçları  ortadadır. İslam  aynı  şekilde  Emevilerin  ırkçılığı  ile anılarak  çıkmıştır  ve  kimse sormaz neden  emeviler  arap ırkçılığı  yapmıştır,  asıl  diğer  ırkların  islama  kabulü  aşırı  (kılıçla yayılma) geniş  coğrafyalara  cihat  anlayışı ile  yayılınca,  önünüze  gelen herkesi  öldürüp  köle  yapmanında  sınırları  var,  kontrol etmenizde  güçleşir,  abbasilerce evrensel  motiflere  büründürülerek  sunularak  buna  çözüm üretilmesidir. Oysa  o  ırkçı  motiflerini  büyük  ölçüde  korur  kuranda  islam. Sadece zaman içinde  kelime  anlamları  ile  ufak  oynamalarla sağlanmıştır .

 

Budizm  veya  Hinduizmde  aynıdır durum.Devletler  eliyle  kabul  ettirilmiştir  ancak  aşırı  yerel  kültürler barındırdıklarından  hiç  bir  kılıç  zoru  olmadan  başka  toplulukları  etkilemeyi başaramamıştır. Yayıldıkları  coğrafyalarda  islam  ve  hıristiyanlık resmen  baskıcı  yapısı  ile  diğer  kültürleri,  inançları  yokedip  tektipleştirirken  yinede  devletlerin  gücünü  eline  almadıklarında  yayılamadıklarını  görürsünüz.

 

 

Aslında  hint  kültürüyle  Mısır  ve  mezapotamya  kültürlerinin  birbirleriyle etkileşimi  ve  kopyala  yapıştırlarından öte  hiç bir  farklılık  veya yenilik  taşıyamamışlardır  günümüz  açısından bakıldığında. Muhammed  (övülmüş olan  anlamındadır) yaşayıp  yaşamadığına  dair  şimdilik  hikayeler  dışında  bir  belge yok ortalıkta.

 

Ancak  emevi  sikkelerinde  neden haç vardı  sorusunu  Rum suresinde  neden  rumların galip  geleceği  müjdesi  veren  tanrı  profili vardır?  sorusu eşliğinde  düşünmeliyiz:)

 

Hıristiyanlığa  yapıcı  olan  islam  yahudilere  süper  düşman. Neden acaba?

 

Saygılar...

 

 

İslam işin başında Yahudilik'e düşman değil hatta Kıble'yi Kudüs yapıyor . Birçok Yahudi efsanesini- üsteliik Yahudi Kutsal Kitabı'nda bile yer almayan- Yahudi hahamlarının efsanelerini alıyor ve Tanrısal vahiy diye anlatıyor.İslam Yahudiler'e yaranmaya çalışarak hayatına başlamış bir vahiy sistemidir. yahudiler İsmailoğullarını kendilerine yakın görmeyince ve aralarında bir köprü kurulamayınca İslam Yahudiler'e düşman olmuştur. Kıble değişmiş Hristiyanlar Yahudiler'den tanrı sevggisi bakımından Müslümanlar'a daha yakın görülmüş ve Hristiyanlar Yahudiler'den daha ılımlı bulunmuştur.

tarihinde Tanah tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 10 months later...

bir topluma hükmetmek için hayali bir insan yaratıp, hayali bir tanrısal kitap yaratmak ve bundan hiç kimsenin haberinin olmaması bana tuhaf geliyor. içlerinden 1 kişi de çıkıp kardeşim ne muhammedi kim o nerde hani ne zaman yaşamış dememiş mi 640'larda, 650'lerde....? bir de böyle işlere ne gerek var? adamlar astığım astık kesitğim kestik der geçer gider. oturup ayet ayet bir kitap hazırlamak vs.. bilemiyorum. uzak bir ihtimal bence bunlar. muhammed yaşamıştır. ancak sonrasında iktidar kavgası had safhada devam etmiştir bence.

 

ayrıca muhammed yaşamadı denince ebubekir, ömer, osman, hatice, ayşe, fatıma, ali, zeyd vs.. vs.. de yaşamadı demiş oluyorsunuz 

ki bunların da hayatları karakterleriyle ilgili onlarca bilgi var. doğum ölüm tarihleri vs...

katıldıkları savaşlar var.. vs...

tarihinde nefes tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 10/13/2016 at 08:41, Tanah said:

 

Nuh Tufanı'na benzer bir öykünün tüm halklarda olması gibi ilginç bir durum var karakterler ayrıntılar farklı ama hep dünyayı basan bir sel ve kurtulan bir azınlık  görüyoruz. Bu ortak bir hafıza mı yoksa selin her bölgede yaygın olmasından mı?

 

 

Selin her bölgede yaygın olması diye bir şey yok.

 

Fakat son buzul çağının bitişinden sonra, yüksek enlemlerde, yani kutba doğru çıkınca, eriyen buzullar, yükselen deniz ve göller falan nedeniyle, pek çok insan yerleşkesi sular altında kalmış, bunlarda ani seller şeklinde gerçekleşmiş. Bu bilinen bir şey, ama eş zamanlı değil elbette, bir kaç bin yıllık bir aralıktan bahsediyoruz. 

 

Nuh tufanı mevzusu, kökenine bakınca, asur/sümer kökenli görünüyor. Bu hikayenin kökeninde, Karadeniz'de yaşanan ani baskının yattığı düşünülüyor. Karadeniz, kendi halinde minik denebilecek bir göl iken, yıkılan boğazdan dolan sularla, bir gecede 150m kadar yükselmiş. Tabi kıyıların çoğunu ve içinde yaşayanları da yutarak. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 month later...

Peygamber denilen zatlar ya yaşamamış mitolojik karakterlerdir ya da yarı mitolojik ve var olan özellikleri abartılmış insanlardır ..

 

Muhammed ise yaşamış olma ihtimalinin daha fazla olduğu fakat doğal olarak kendi kişiliğiyle alakasız abartı anlatılara maruz kalmakta bir yarı mitolojik karakter ..

Link to post
Sitelerde Paylaş

evet arkadaşlar bu forumda ki ateistler kitabı muhammed sav yazdı diyor

siz ise muhammed yaşamadı diyorsunuz.

 

iki ateist gruptan bir tarafı yalan ve iftiradan besleniyor.

siz hangi taraftansınız? :)

hem yaşamadı hem de kitabı o yazdı diyen bir nick de gördüm bu arada :):):) 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 13.10.2016 at 08:41, Tanah yazdı:

 

Nuh Tufanı'na benzer bir öykünün tüm halklarda olması gibi ilginç bir durum var karakterler ayrıntılar farklı ama hep dünyayı basan bir sel ve kurtulan bir azınlık  görüyoruz. Bu ortak bir hafıza mı yoksa selin her bölgede yaygın olmasından mı?

 

İstanbul Boğazında ki açılma sonucu Karadeniz havzasında çok hızlı bir su baskını olduğu, bunun böyle olacağının bazı kişilerce bilinip önceden önlemler alındığı söyleniyor.

Fi tarihte Marmara Denizi ile Karadeniz birbirlerine bağlı değillerdi, bu bilimsel bir gerçek.

Bu dönemde gemiye doluşup birileri kurtulmuş olabilir.

Büyük bir doğa olayı.

Bu dönemde böyle bir şeyler olmuş olabilir. Malum insan nüfusu az oluşu bütün hepsini de etkilemiş bir hikaye olabilir.

Kulaktan kulağa, dilden dile dedikleri her şey de, muhakkak üstüne katanlar oluyor. Kurtarıcı peygamber olarak tanınmış olabilir.

Bu dünyanın bildiğim en büyük su baskınıdır, bizim bildiğimiz manada bir sel değildir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yaşadı. Ama hayatı hakkındaki en eski bilgiler ölümünden 100 - 150 sene sonra yazıya geçirildiği için,

bize anlatılan Muhammed ile gerçek Muhammed aynı mı bunda daima bir şüphe olacaktır. "Tarihte neler yaşandığını, tarihi yazanlar belirler."

Tarihçiler "böyle yaşandı" diyor ise karşı bir argümanla gelme şansımız yok

ama mantıksızlıkları bularak, katakullilerin izini sürerek ancak "öyle olmayabileceğini" tahmin edebiliriz.

Bana göre Muhammed yaşadı ve peygamberdi.

Onun on binlerce insanı etkilediği gören iktidar ve koltuk saltanat meraklıları

onun bu gücünü kullanmak istedi. Ölümüne kadar olmayan iç çekişmelerin öldükten hemen sonra başlayıvermesi bunun en büyük kanıtı.

Bu durumda Kuran'ın metni yani mushaf da tartışmalı hale geliyor.

Tanrının kağıtlara yazılmış ve binlerce sene boyunca her toplum için geçerli olabilecek bir kurallar manzumesi yollayacağını düşünmüyorum. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 5 weeks later...
On 12.10.2016 at 19:42, Tanah yazdı:

Eskiden forumda böyle bir tim vardı Muhammed yaşamadı diyen ,hacı,Nolann,dreimali falan savunuyordu hala aynı görüşteler mi?

bende yaşamadığından % 100 eminim gerçekten yaşamış olsaydı asagıdasaydığım tüm argümanları biliyor olucaktık.

 

1: muhammedın mezarı ( ispatı yok kabenın içinde mezar yok altın var müslümanlar bu altını koruyor)

 

2: muhammedın dna testı yanı tıbben bir ispatı yok.

 

3: muhammedın fosıl kaydı yok.

 

4: muhammedın. bir akarabası yok.

 

5: muhammedın. yasadıgına dair bir somut ispat yok. sadece kusaktan kusaga aktarılan adetker ve arap geleneklerı var. 

6: muhammedın akrabası olduğunu iddia edenlerın kan testı ve dna  testı ispatı yok. tıbben  bir akrabası yok. 

 

7: bana göre tüm peygamberler kafadan kontak ve deli birer koyun çobanıydı... 

 

8: ama bu delilerden hala yaşıyanlar var. peygamberlerın 1000 yıl yasadıgını iddia edicek kadar deliler. 

 

9: tıbben ve aklen mantıken imkansız insan ömru en  fazla  180 yıl yasıyabilir. 

tarihinde mystic tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...