Jump to content

Yalnızım Dostlar


Recommended Posts

Merhaba :)

 

Genel olarak egolu bir yapım var. Bilmediğimden değil. Bak yazarken bile egolu oldum  Kısacası şöyle dostlarım. Birçok konu hakkında bilgim var. Konusu açıldığında nedense üstünlük taslayarak anlatıyorum. Fakat durumun böyle olduğunu hep sonradan fark ediyorum.

Diğer insanlar ile aramdaki olaylar çok garip.
Bir kısım insanlar beni çok sever çok değer verir. Bir kısım insanlar ise hiç sevmez nefret ederler.
Masamda oturan dostlarım hep bu yüzen gittiler ve ben gönderdim.
Hayatımda hiç bu kadar sosyal yanlızlığa düşmedim dostlarım.
Mahallemde zaten arkadaşım yok. Tek arkadaşlarım okuldan dı. Onları da sevgili meseleleri, siyasi meseleler ve kişilik meseleleri ile kaybettim.

Sürekli aklımda çeşitli cinayetler düşünüyorum. Hepsi birbirinden kusursuz. Ablam sosyaloji okuyor. Bende onun aldığı kitapları büyük bir zevkle okuyorum ve insanların ne kadar zayıf ve kandırılmaya müsait olduğunu anlıyorum. 

Bir konuşmamızda ablam bana şu soruyu sordu. ''Aci çeken veya yardıma muhtaç birisini gödüğünde ne yaparsın'' Cevabım şuydu ''Genelde acımam umursamam. Ama acıdığmda da elimden geleni yaparım''. Ablam sonra dedi ki ''İnsanın içinde acıma duygusu herzmanan olmalı yoksa ona insan denmez'' 

Hayatım bir çıkmaza giriyor. Kendimi zaman zaman çok kusursuz görüyorum fakat insan çok kusurludur.

Dostlarım neden böyle bir durumdayım. Nenen sıradan insanlar gibi olamıyorum. Sıradan sohbet veya sıradan mutluluklar yaşayamıyorum??

Benim gibi olanlar varsa yardım edebilir mi? 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim kucuklugum de bu sekilde gecti. Sevenler sevmeyenler, cok bilmisli vs vs..

Evet arkadasim, bilebilirsin, ortamda o an konusulan konuyu gercekten sen en iyi bilebilirsin ve tecrube etmissindir eyvallah, fakat sus. Bir susmayi dene. Insanin dogasinda vardir en iyiyi bilmeye calismak ve bunu herkese gosterip belli etmek.

Fakat bir dusun, yanlisin yanlis oldugunu bildigi halde dogru diye dayatan insanlar yok mu etrafinda? Insan en iyiyi bilmek, bildigini savunmak ve cevresindeki insanlara dogruyu bildigini gostermek icin elinden geleni ardina koymaz, bu gercek. 

Benim genc yasimda tecrube ettigim bir gercek var; her dogru her yerde soylenmez.

Soyleme arkadasim, onunde birisi sineğe memeli dese bile karisma. Birak, her dogru bildigini insanlara aktarma zorunlulugun yok. Sineğin memeli hayvan oldugunu zannetsin birkac andval, bunun sana ne zarari olabilir? Ertesi gun kalktiginda insanlara dogru bildigin bir seyi aktarmadigin icin pismablik yasamayacaksin. Baska sohbetlere yelken acacaksin.

Bazi insanlar bos konusur, bunun farkindadir ve kimsenin dogruyu soylemesini istemez, kendi bildiginin yanlis oldugunu, karsindakinin dogruyu soyledigini bilse bile rahatsiz olur dogrunun konusulmasindan. Seni cahilligi ile ezmeye calisir, senin dogrunun yanlis oldugunu kabullendirmeye calisir sana. Tabi kimse umursamaz senin dogruyu savundugunu, sadece insanlara dayatma yaptigini gorur kisiler. Bu yuzden birak, yanlisi bilsinler, sen bu insanlari aydinlatmaya calisma. Dogruyu bilmeyi bile haketmeyen insanlarla catisma.

Benim en yakin arkadasim bile bunu yapiyor. Ortamda heyecanla bir olay anlatiyor, anlattigi olay icin ben argumanimi sundugumda ve bu arguman anlattigi olayi curutmeye basladiginda sadece "her boka muhalefet oluyorsun" diyip cevresindeki insanalara benim herseye muhalefet oldugumu, kimsenin gorusune saygim olmadigini kabullendirmeye calisip buna gayret sarfediyordu. En sonunda biraktim, gece yatarken insanlar dogruyu kendisi bulsun, ben neden her yanlisa o yanlis dogrusu bu demeye gayret gosteriyorum ki? dedim. Ve karismadigimda gordum ki herkes mutlu. Yanlis anlatan da bu bilgiyi yanlis alan da mutlu. Sonra karismadim dogrusunu bildigim yanlislara. Yanlis anlatilani gordugum gece yatip ertesi sabah uyandigimda hicbirsey kaybetmedigimi gordum. Artik ilismiyorum yanlislara. Ben nasil arastirma yapip yanlis bildiklerimin dogrusunu ogrendimse, herkes yapabilir bunu diyerek sustum.

Simdi beni sevmeyen yok. En azindan bildigim dusmanim, bildigim sevmeyenim yok. Herkes sever beni, 7 den 77 ye herkes sever. Cunku susmasini bilirim.

Her dogruyu her yerde soylemem..

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsan sosyal bir hayvan türü olduğu için yaşamak için diğer insanlara da muhtaçtır.

Madem o kadar zeki olduğunu düşünüyorsun , bu zekanı topluma uyum sağlamak için ve diger insanları kullanmayı öğren ve onlara tahamül et. 

Seni bir gerçek ile yuzlestirmek istiyorum. Sen öyle sandığın gibi çok zeki ve bilgili falan değilsin.  İnsanlar çok cahil sadece.

Hem de inanılmaz bir derecede cahiller. Bir cümle kursalar , neresini düzeltecegini bilemezsin

Link to post
Sitelerde Paylaş
17 saat önce, NotFound yazdı:

Benim kucuklugum de bu sekilde gecti. Sevenler sevmeyenler, cok bilmisli vs vs..

Evet arkadasim, bilebilirsin, ortamda o an konusulan konuyu gercekten sen en iyi bilebilirsin ve tecrube etmissindir eyvallah, fakat sus. Bir susmayi dene. Insanin dogasinda vardir en iyiyi bilmeye calismak ve bunu herkese gosterip belli etmek.

Fakat bir dusun, yanlisin yanlis oldugunu bildigi halde dogru diye dayatan insanlar yok mu etrafinda? Insan en iyiyi bilmek, bildigini savunmak ve cevresindeki insanlara dogruyu bildigini gostermek icin elinden geleni ardina koymaz, bu gercek. 

Benim genc yasimda tecrube ettigim bir gercek var; her dogru her yerde soylenmez.

Soyleme arkadasim, onunde birisi sineğe memeli dese bile karisma. Birak, her dogru bildigini insanlara aktarma zorunlulugun yok. Sineğin memeli hayvan oldugunu zannetsin birkac andval, bunun sana ne zarari olabilir? Ertesi gun kalktiginda insanlara dogru bildigin bir seyi aktarmadigin icin pismablik yasamayacaksin. Baska sohbetlere yelken acacaksin.

Bazi insanlar bos konusur, bunun farkindadir ve kimsenin dogruyu soylemesini istemez, kendi bildiginin yanlis oldugunu, karsindakinin dogruyu soyledigini bilse bile rahatsiz olur dogrunun konusulmasindan. Seni cahilligi ile ezmeye calisir, senin dogrunun yanlis oldugunu kabullendirmeye calisir sana. Tabi kimse umursamaz senin dogruyu savundugunu, sadece insanlara dayatma yaptigini gorur kisiler. Bu yuzden birak, yanlisi bilsinler, sen bu insanlari aydinlatmaya calisma. Dogruyu bilmeyi bile haketmeyen insanlarla catisma.

Benim en yakin arkadasim bile bunu yapiyor. Ortamda heyecanla bir olay anlatiyor, anlattigi olay icin ben argumanimi sundugumda ve bu arguman anlattigi olayi curutmeye basladiginda sadece "her boka muhalefet oluyorsun" diyip cevresindeki insanalara benim herseye muhalefet oldugumu, kimsenin gorusune saygim olmadigini kabullendirmeye calisip buna gayret sarfediyordu. En sonunda biraktim, gece yatarken insanlar dogruyu kendisi bulsun, ben neden her yanlisa o yanlis dogrusu bu demeye gayret gosteriyorum ki? dedim. Ve karismadigimda gordum ki herkes mutlu. Yanlis anlatan da bu bilgiyi yanlis alan da mutlu. Sonra karismadim dogrusunu bildigim yanlislara. Yanlis anlatilani gordugum gece yatip ertesi sabah uyandigimda hicbirsey kaybetmedigimi gordum. Artik ilismiyorum yanlislara. Ben nasil arastirma yapip yanlis bildiklerimin dogrusunu ogrendimse, herkes yapabilir bunu diyerek sustum.

Simdi beni sevmeyen yok. En azindan bildigim dusmanim, bildigim sevmeyenim yok. Herkes sever beni, 7 den 77 ye herkes sever. Cunku susmasini bilirim.

Her dogruyu her yerde soylemem..

Teşekkür ederim. Önerilerinden ders çıkaracağımı hissediyorum. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 saat önce, KAM yazdı:

İnsan sosyal bir hayvan türü olduğu için yaşamak için diğer insanlara da muhtaçtır.

Madem o kadar zeki olduğunu düşünüyorsun , bu zekanı topluma uyum sağlamak için ve diger insanları kullanmayı öğren ve onlara tahamül et. 

Seni bir gerçek ile yuzlestirmek istiyorum. Sen öyle sandığın gibi çok zeki ve bilgili falan değilsin.  İnsanlar çok cahil sadece.

Hem de inanılmaz bir derecede cahiller. Bir cümle kursalar , neresini düzeltecegini bilemezsin

Dediğiniz ''Sen öyle sandığın gibi çok zeki ve bilgili falan değilsin.  İnsanlar çok cahil sadece.'' Çok hoş bir cümle.

Fakat çevremdekilerin çok cahil olması onlara kıyasla beni zeki yapar. Çok zeki bir ortam da da normal yapar kanısına vardım.

'' bu zekanı topluma uyum sağlamak için ve diger insanları kullanmayı öğren ve onlara tahamül et. '' bu önerinizi de sizden önceki NotFound Arkadaşımızın önerileri ile pekiştirip uygulayacağım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Akılları pazara çıkarmışlar, herkes gidip kendi aklını almış. Herkes kendine göre çok akıllı ve çok zekidir. 

İnsanlar kendilerine ait özellikleri ölçmek için çeşitli ölçüm araçları kullanırlar. Mesela boyumuzu ölçmek için metre kullanıyoruz. Ağırlığımızı terazi ile tartıyoruz. Ama aklımızı ölçmek için böyle net sonuç veren bir ölçü birimi ve ölçüm aracı yok. Bu durumda ne oluyor? Herkes kendi aklını kendi kafasına göre ölçüyor. Sonuç? Herkes çok akıllı.

Bak, sana bir örnek vereyim. Posta gazetesinde yayınlanan şiirleri oku. 

posta gazetesi şiirleri

Bu insanlar yazdıkları metinlere o kadar güveniyor ki, gururla bir gazeteye gönderip şiir olarak yayınlatıyor. Eşe dosta da kendilerine şair dedirtiyorlardır. 

Şimdi acı birşey söyleyeceğim, kusura bakma, bunu tedavinin bir parçası olarak gör. Oğlum belki sen de başka insanlara, bu şiirleri yazan insanlar gibi görünüyorsundur.

Çok akıllıyım, çok zekiyim diyorsun ama bu zekanın herhangi bir somut sonucunu gördün mü bu güne kadar? Bir icadın, bir buluşun, hiç kimsenin aklına gelmeyen orijinal bir tespitin falan var mı? Bak biz internet üzerinde, hiç birbirinin yüzünü görmemiş binlerce insan birbirimizle yazışıyoruz. Bu sistemi birtakım insanlar oturup yapmış. O da insan sen de insansın.  Sen internet gibi, şu kullandığımız forum programı gibi birşey tasarlayıp hayata geçirebildin mi bugüne kadar? Tamam, çok zekisin ama ne sonuç doğurdu bu zeka bugüne kadar? Eğer hiçbir somut bir sonucu olmadıysa, belki de o kadar zeki değilsindir. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
47 dakika önce, Robespierre yazdı:

Akılları pazara çıkarmışlar, herkes gidip kendi aklını almış. Herkes kendine göre çok akıllı ve çok zekidir. 

İnsanlar kendilerine ait özellikleri ölçmek için çeşitli ölçüm araçları kullanırlar. Mesela boyumuzu ölçmek için metre kullanıyoruz. Ağırlığımızı terazi ile tartıyoruz. Ama aklımızı ölçmek için böyle net sonuç veren bir ölçü birimi ve ölçüm aracı yok. Bu durumda ne oluyor? Herkes kendi aklını kendi kafasına göre ölçüyor. Sonuç? Herkes çok akıllı.

Bak, sana bir örnek vereyim. Posta gazetesinde yayınlanan şiirleri oku. 

posta gazetesi şiirleri

Bu insanlar yazdıkları metinlere o kadar güveniyor ki, gururla bir gazeteye gönderip şiir olarak yayınlatıyor. Eşe dosta da kendilerine şair dedirtiyorlardır. 

Şimdi acı birşey söyleyeceğim, kusura bakma, bunu tedavinin bir parçası olarak gör. Oğlum belki sen de başka insanlara, bu şiirleri yazan insanlar gibi görünüyorsundur.

Çok akıllıyım, çok zekiyim diyorsun ama bu zekanın herhangi bir somut sonucunu gördün mü bu güne kadar? Bir icadın, bir buluşun, hiç kimsenin aklına gelmeyen orijinal bir tespitin falan var mı? Bak biz internet üzerinde, hiç birbirinin yüzünü görmemiş binlerce insan birbirimizle yazışıyoruz. Bu sistemi birtakım insanlar oturup yapmış. O da insan sen de insansın.  Sen internet gibi, şu kullandığımız forum programı gibi birşey tasarlayıp hayata geçirebildin mi bugüne kadar? Tamam, çok zekisin ama ne sonuç doğurdu bu zeka bugüne kadar? Eğer hiçbir somut bir sonucu olmadıysa, belki de o kadar zeki değilsindir. 

Değerli yorumun için teşekkür ederim. Posta gazatesi şiirleri ile kendi durumuma bir pencereden bakmak çok garip gitti. 

Zekamın somut bir örneğini henüz elde edemedim. Fazla zeki olmadığımın farkına varmakla beraber bulunduğum  ortamın aptal olduğu kanısındayım. 

Belki çağ açacak bir icadın mucidi belki de hayatını bir şey yapamamış hayal dünyasında yaşayan birisi olarak devam edeceğim. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir şeyin doğrusunu bilmek ile doğrusunu yapmak çok farklı şeyler. Bilmek bir yerden sonra entellektuel oburluğa kayıyor.

Ateistforum'da olduğumuz için örneği de buradan vereyim. Diyelim ki ateizmin insanlığın kurtuluşu,  en parlak geleceği olduğunu düşünüyorsun.  Peki diğer insanlara bunu anlatmak ve göstermek için ne yapıyorsun? Bilmek yetmiyor. 

Bunu öğrenince/anlayınca  kendi gözümdeki kıymetim azaldı. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 dakika önce, diotallevy yazdı:

Bir şeyin doğrusunu bilmek ile doğrusunu yapmak çok farklı şeyler. Bilmek bir yerden sonra entellektuel oburluğa kayıyor.

Ateistforum'da olduğumuz için örneği de buradan vereyim. Diyelim ki ateizmin insanlığın kurtuluşu,  en parlak geleceği olduğunu düşünüyorsun.  Peki diğer insanlara bunu anlatmak ve göstermek için ne yapıyorsun? Bilmek yetmiyor. 

Bunu öğrenince/anlayınca  kendi gözümdeki kıymetim azaldı. 

Neden insanlara en parlak geleceği illaki öğretmeye çalışalım ki. Bu insancıllık zorunlu değil. Haksızlık etme kendine.

Senin yaptığını veya yapmak istediklerini eski çağlarda yapanlar tanrı oldu. İyiyi yapmak bazen gelecek için iyi sonuçlar vermeyebilir.

Ben her şeyin doğrusunu öğretsem bile insanlar benim taklidime düşer ve özgünlüğünü kaybeder.

Böyle düşünmekteyim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 dakika önce, mark yazdı:

Şöyle bir söz var

''Bulunduğun yerdeki en zeki insan sensen yanlış yerde duruyorsundur''

Peki dünyanın en zeki insanı da bulunduğu yerde ki en zeki insan olmaz mı?

Yanlış yerde olduğunu varsayar isek onun için doğru yer neresi olacaktır.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 dakika önce, FFB yazdı:

Çözerim.

Fakat senin söylediklerinden çıkarılacak bir çözüm mantıksız.

Olabilir reçete değil o bir söz.

 

Ayrıca zeki olmak konusunu netleştirmek lazım, çok okuyup fikir sahibi olmak zeki olmak değildir.

Tescilli bir başarı sizi zeki olarak kabul ettirir, varsa çok güzel, yoksa ''ben zekiyim'' demek baştan kaybetmek demek, insanları kaçırır, başarı ancak hayranlık uyandırır.

 

Tamam çok oku, çok fikrin olsun da belki de sorunun kendini ispatlamaya çalışıp itici olmandır.

Ben birebir ilişkilerimde hiç üstten konuşmam, söylediği saçma da olsa tartışmaya girmem, çünkü onun otorite gördüğü kişi ben değilim, muhakkak ters teper, bu yüzden umurumda değil başkalarının neyi ne kadar bildiği.Bildiğiyle devam.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arkadaşlar her gün en az bir kez tekradan okuyorum yazdıklarınızı.

Ne kadar da haklı bir bakış ile yazmışsınız. Hayretler ve mutluluklar içerisindeyim.

Ayriyetten mutsuzluğumun sebebini uykusuzluğa bağlamaya başladım. Epifiz bezi + DMT . Mutsuzluğumun sebebi bunlar olabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...