Jump to content

TANRI YOKSA, HİÇBİRŞEYİN ANLAMI YOKTUR


Recommended Posts

4 minutes ago, democrossian said:

Saçmalama import bula bula bunu mu buldun da yazıyorsun!  Tabii ki ağır derken aynı hacimdeki miktarın ağırlığı kastediliyor. Bunu çocuk bile anlar.  Yani mevzuyu buraya getirecek kadar çaresiz kaldın öyle mi...

Ne diyorsun democ ?  neden her fikri sabote ediyorsun ? Kendi fikirlerini tanrılaştırmış ve yeni bir determinizm dini kurmuş gibisin. Sen yazılanları hiç okumuyor musun ? 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 451
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

1 hour ago, NotImportant said:

democrossian yazdıklarını okumaya kalkışmayacam bile. Gerek yok, gerekli şeyleri söylediğim uzun bir yazını okudum. 

Ama şöyle bir göz gezdirirken dikkatimi çekmedi değil metal sudan ağır değildir. Daha yoğundur. (Hoş ağır da olur miktarları önemli, ama sen çaktırma) 

Gördüğün gibi bu tip hatalar yaparken, mesela kütle ile ilgili konuşurken mutlak sıfır gibi bir şey demen. Seni fizik konusunda kale almam ben. Hele ki kuantum fiziiği güldürme beni..

Siz onu bunu bırakın da bana ışığı bir şeye benzetin en iyisi. Işık şunun gibidir diyin.  (yada elektromanyetik dalga)

Notimportant ;  helalin var.   Gördüğün gibi,  democ iyi sallıyor bazen. Adam edicem ben onu.  Bu democ,  kesin çok alkol alan birisi, belli yani :) 

tarihinde impressivo tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Democ, seni schronger'in kedisi gibi kullansak olur mu ? :)  ama ölürsen bak karışmam haa, sorumluluk kabul etmiyorum, bunak arkadaşım :)....  Ayrıca sana bir soru,, adam gibi dürüstce cevapla. Çünkü bu anlam konusunda yıkılacaksın !!!!

 Sen doğanın hatalı üretimi misin,yoksa tanrı üretimi misin ? hangisinin hatalı üreti misin ? ee yok , ben mükemmel bir canlıyım diyorsan, soruyu yanıtsız bırak. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

 

55 dakika önce, democrossian yazdı:

Saçmalama import bula bula bunu mu buldun da yazıyorsun!  Tabii ki ağır derken aynı hacimdeki miktarın ağırlığı kastediliyor. Bunu çocuk bile anlar.  Yani mevzuyu buraya getirecek kadar çaresiz kaldın öyle mi...

Bak   ''Şimdi burada tenis topuna hep aynı vurulduğunda hep aynı atışın olması gerektiğini düşünmek bir kere baştan yanlış. Tenis topuna hep aynı şekilde vurmak diye bir şey olanaksızdır. Çok küçük farklar, çok büyük sonuç değişikliğine yol açabilir. Başlangıç durumuna hassas bağlılık olayı var.''

Bunu sen yazdın. Bu determinizme ters düşen bir yazı biliyor musun? Saçmalayan kim acaba ? 

O yazdığın yazı tam ibretlik bir yazı çıktısını alıp üniversitelerde dağıtmak lazım ki millet azıcık eylensin. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 hours ago, impressivo said:

Notimportant ;  helalin var.   Gördüğün gibi,  democ iyi sallıyor bazen. Adam edicem ben onu.  Bu democ,  kesin çok alkol alan birisi, belli yani :) 

Önce seksi kötüledin, şimdi de alkole sardın. Senin gibi yobaz, kafası din zırvalarından kurtulamamış tiplere göre insana zevk veren her şey kötü, pis.

Bu arada Süper zencinin seni öldükten sonra diriltip seks kölesi olarak kullanma ihtimalini sormuştum, ona cevap vermedin. Bir agnostik olarak, ne düşünüyorsun bu konuda?

Şimdi sen tanrı varsa amaç vardır diye zırlayıp duruyorsun ya, işte o tanrı seni öldükten sonra diriltip süper zencinin seks kölesi yapacakmış, tanrı değil mi, istediğini yapar, sana da bu amacı vermiş. Ya, işte hayatta amacı kendi dışındakilere bırakırsan böyle hiç de istemediğin amaçla karşı karşıya kalabilirsin. Belki de istiyorsundur, senin zevklerini bilemem.

Önüne gelene saldırıp ben onu adam edeceğim gibi koca koca laflar edip duruyorsun ama tek yapabildiğin birilerinden ezberlediğin zırvaları papağan gibi tekrarlamak.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, sağduyu said:

Önce seksi kötüledin, şimdi de alkole sardın.

Ne sexi kötülemesi ?  Cinsel muhabbet yapmamanı söyledim orada.Homo musun nesin!  Alkol ise, sadece tahmin. Kötü birşey yok, çünkü democ şarapçı gibi iyi sallıyor ve seni destekliyor. E ne de olsa,  bozacının şahidi, şıracı derler :) puahhaha. 

2 hours ago, sağduyu said:

Bu arada Süper zencinin seni öldükten sonra diriltip seks kölesi olarak kullanma ihtimalini sormuştum, ona cevap vermedin. Bir agnostik olarak, ne düşünüyorsun bu konuda?

Ben doğuştan belirsizlikciyim. İlkokuldan beri. Öyle, sonradan öğrendiğim birşey değil. Başkalarıyla karıştırma beni.Ortaokulda, pisagorda vs. birçok denklemin hepsinde belirsizlik alanı oldugunu savunurdum.Gerçekten bir üçgen için a2+b2=c2 mi.Hiçbir şeyde kesinlik belirlenemeyeceğini düşünürdüm. Bir taş attın, 3,02 metre uzaklığa mı düştü yoksa 3,021547823059874523.....&  mı? Hiçbir şeyde tam olarak kesinlik yoktur ve kesinlik tam olarak belirlenemez.Herşeyin bir nedeni vardır-mı acaba? Teizm eleştirisi üzerinden, tanrıyı yok saymak tam da senin gibi zihinler için geçerli bir durum.Kafanın basmadığı şu ki; bir teist veya deist tanrısal yasalar muhabbeti yapıp,önüne heryerde herşeye gücü yeten ,tek, tüm nedenlerin nedensiz nedeni, kadiri-mutlak,herşeyi bilen  tanımlarıyla bir argüman sunduğu zaman, sen Süper Zenci veya zart-zurt veya homosexuel-sağduyu tanrısı var diyemezsin.Çünkü bu noktada, insan zihninin kısıtlılığından doğan bir paradoks var.Çünkü evrende-evrenlerde iki güç birlikte bulunamaz.Bunu benzer örneği daha önce de belirttim,akılsız. Tanrı, kaldıramayacağı bir taş yaratırmı ? Bunlar ahmakça sorular ve ahmakça zihinlerin mantık-*döngü hatalı üretimleri.Böylece,kendi kendine saçmaladığını ve zihininin kısıtlı olduğunu itiraf etmiş oluyorsun ve şüphecilikte hedef saptırma yapıyorsun.

Çünkü bilimsel olarak,metodsuz şüphe (non-methodic doubt) kendiliğinden doğan, rasgele ortaya çıkan tarafsız,şüphedir. Septik şüphe ise sırf şüphelenmiş olmak için şüphe etmektir. Tesadüfen ortaya çıkmaz, bir maksada dayanır.Maksatlı olarak s.zenci argümanını ileri süren, septik bir dunkofsun ! 

2 hours ago, sağduyu said:

Şimdi sen tanrı varsa amaç vardır diye zırlayıp duruyorsun ya, işte o tanrı seni öldükten sonra diriltip süper zencinin seks kölesi yapacakmış, tanrı değil mi, istediğini yapar, sana da bu amacı vermiş. Ya, işte hayatta amacı kendi dışındakilere bırakırsan böyle hiç de istemediğin amaçla karşı karşıya kalabilirsin. Belki de istiyorsundur, senin zevklerini bilemem.Önüne gelene saldırıp ben onu adam edeceğim gibi koca koca laflar edip duruyorsun ama tek yapabildiğin birilerinden ezberlediğin zırvaları papağan gibi tekrarlamak.

Tanrının olup olmaması ile ilgilenmiyorum, sadece olasılık veriyorum,ciddi olarak;  yok olduğunu söyleyip bu konuda kesin olmak, aynı teist davranışı gibi. Teistler de yüzdeyüz iman ediyorlar, varlıyorlar, sen de benzer olarak yokluyorsun. Sen bu sexle ,kölelikle fazla kafayı bozmuşsun. Alt seviye kişilikler, karşındakini itibarsızlaştırmak için, kendi olumsuzlukları üzerinden karşı tarafa yüklenirler. Oysaki bu farkedilen bir davranış türüdür.Siz kimsiniz bee... Salladıklarınız nasıl da belli oluyor.Umarım o yazdıklarını değiştiremiyorsundur. İleride bol bol kullanacaaz :) Sen yaz yani, devam et, özellikle kuantum mekaniği hususunda. Schrönger'in kedisi democ olmak istemezse, seni yaparız. sıkıntı değil ! Geberir meberirsen, boşuna tahtalıya gitmemiş olursun.Zaten bi işe yaramıyon. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 saat önce, NotImportant yazdı:

Bu determinizme ters düşen bir yazı

 Determinizmi bilmiyor ve yanlış anlıyorsunuz. Determinizmin üç ilkesi var; nedensellik, gerekircilik ve belirlenimcilik. Siz belirlenimciliği ön plana çıkarıp tersinden anlıyorsunuz. Belirlenimcilik demek her şey belirlenmiştir demek değildir. Determinizmin böyle bir iddiası yok. Bu ilke ne kadar köfte  o kadar ekmek şeklinde özetlenir. Yani nedenselliği ne miktarda çözümlediysek belirlenimciliğimiz o kadar ilerler. Her şey nedenselliğin çözümlenmesine bağlı.

Söz gelimi Pasteur'e kadar kuduz virüsü kanına geçen bir kişi ölürdü. Gerekircilik ilkesi nedeniyle bu kaçınılmazdı. Pasteur nedenselliği çözümledi ve virüsü buldu. Gerekircilik ilkesi bu kez kişinin ölmemesi şeklinde çalışmaya başladı. Koşullar değişmişti ve kişinin bu sefer ölmemesini gerektiriyordu. Belirlenimcilik bir adım daha ilerlemişti.

İnsanlar bir diş apsesi ve apandisit yüzünden ölürken belirlenimcilik daha gerideydi. Alexander Fleming antibiyotiği keşfettiğinde nedensellik ağında bir düğümü daha çözümlemiş ve gerekircilik bu kişilerin artık ölmemesi gerektiği yönünde işlemeye devam etmişti. Yani kader diye bir şey yoktur. Çünkü tanrı yoktur. Nedensellik üzerinde etkin çözümleme yapma yetisi konusunda tekel olan insan bilincinden başka bir güç yoktur. Bu bilinç belirlenimciliği bir adım daha ileri götürmüştür. İnsan zihninin üzerinde başka bir belirlenimci yoktur. Ha, başka bir gezegende varmıştırsa onu bilmiyoruz. Bilmediğimiz şeyleri de öğrenebiliriz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sağduyu'yu bir kez daha doğrulamam gerekiyor. Çünkü tartıştığı bu salak iyice şizofrene bağladı, hezeyan şeklinde tanrı tanrı tanrı diye sayıklar oldu. Salak embesil, tanrı olabilirse Süper Zenci de seni bafileyebilir. Tanrı olabilir dersen her şey olabilir, olamayacak hiç bir şey kalmaz. Bunu senin mercimek beynin kavrayamaz, zorlama boşver. Hadi sen kumda oyna miniğim, hadi pış pış...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi bakın, bu embesillere cazip gelen tek şey ne biliyor musunuz, açıklayayım. Teizm tanrı kesin var, ateizm tanrı kesin yok diyorlar şeklinde teizm ile ateizm arasına bir eşittir koyan bir denklem bulmuş olmanın sevinci!!! :lol:

Gariplerim buna sevindirik oluyorlar. :D Böyle var ya uzayda hayat keşfetmişten öte bir sevinç kaplıyor içlerini canlarım yaaa, saftirik kuzularım... :D Çok içimden tutuyor bunların bu saftirik halleri aslında.

İşin aslına gelirsek... :) Tabii ki asıl tartışma karşıtların en radikalleri arasında geçer. Diğerleri figürandır, seyircidir. Tesadümü efkardan barikai hakikat doğar demiş eskiler. Ben alanımın en radikali olmak ve karşımda alanının en radikalini görmek isterim. Aşağısı beni kesmez. "Eeee efenim olabilir de aslında olmaya da bilir işte yani ehem kem küm..." :D Sen bir yaylan minik, hadi sen kumda oyna. Büyüklerin işi var burda biraz. Hadi yavrucuğum, hadi miniğim...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu schrödinger kedisi iyice azıttı. Yüz verdikçe astar istemeye başladı.Yakında şarapcıların tecavüzüne uğrarsa hiç şaşırmıcam. Şimdi bu şarapçı kedinin söylemlerinden biri   >>>  " kuantum dünyada nedenselliğin çok güçlü şekilde işlediğinin sayısız kanıtı var. "   ::lol: bir insan mal olur salak olur ama bu kadar yüzsüz olmaz.Süslemeci cilalamacı kuran mealcileri vardı hani, adam "biz genişlik sahibiyiz" diye saçma sapan bir ayetten , evrenin genişleme hızını,fizik kanunlarını ortaya çıkarıyor,bu da o hesap.. Ortada kanıt falan yok, ! tam tersi mevcut;   dediğim gibi ; kedicik iyi sallıyor. Çünkü,zerre kadar fizikten çakmıyor, toplama bilgilerle üfürüyor., kuantum fiziğinden çıkan olasılıklar evreni ile kaos biliminden doğan karmaşık düzenin birlikte değerlendirilmesi yapıldığınnda ortaya çıkan sonuç : fiziksel yasaları hem izafi,olasılıklara ve gözlemciye bağlı,hem de öngörülemez olarak, iradeye ve seçimlere de bağlıdır. Mikro evrende kesinlik yok sadece olasılıklar var. Bu da maddenin temeli böyleyse, tümevarım ilkesi aklımıza gelir,bu da bütüne yansır. Şimdi bu kediciğin yalancılığını ortaya çıkardıktan sonra, bir de yüzsüzlüğünü de gösterelim.

Makro dünyayı betimleyen klasik fizik, determinizmi destekler.Klasik fiziğe göre doğa yasaları, nedensellik uyarınca geleceği en ince ayrıntısına kadar belirler.Yani, klasik fiziğe göre evren mukemmel saat gibi.Mikro dünyada ise determinizmin olmadığı anlaşılmıştır.Mikro evren, şimdiki durumu geçmişinin sonucu olan bir evren değildir ya da mikro evrenin şimdiki durumu geleceğinin nedeni de değildir ! Kuantum kuramının ünlü kopenhag yorumu >>> mikro evren determinizmi reddeder, ve mikro evren fenomenlerine istatistiksel yaklaşır.Kuantum kuramının kesinlikler değil olasılıklar düzeyinde yürüdüğü, belirsizlik ilkesiyle netlik kazanmıştır. Yani, bu şarapçı kedi,artık fizik üzerine konuşma hakkını kaybetti.Bu konuda daha fazla saçmalamaya devam ederse, iü lisanlı kitabımı kıvırıp, hediye olarak aps ile göndercem. Hiç teneke mazotla çalışır mı? 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi konuyla ilgili olarak, daha önce de benzer ifadeler kullanmıştım. Özellikle de determinizme göre karar verme sürecinde yanılsama durumu mevcut, bu tartışmasız. Öyle süsleme püslemeyle durumu kurtarmak yok. Sonuçta, tüm karar verme süreciniz bir yanılsama ise, sizin o salak hayatınız nasıl bir anlam barındırıyor hah  robokopcuklar? :) 

q4.jpg

tarihinde impressivo tarafından düzenlendi
robocop ateist
Link to post
Sitelerde Paylaş

Horner ve Westacott'un tüm söylediklerini çok basit bir şekilde çöpe atmak son derece kolay. Aslında söyledikleri doğru ama çıkardıkları sonuç yanlış. Yukarıdaki alıntıda son cümleye kadar her şey iyi gidiyor, doğru. Ama son cümle yanlış.

Çok basit yani, Fleming ve Pasteur "salla gitsin yaaa, ben mi kurtaracam insanları" deselerdi ki niye demesinler, diyebilirlerdi, kuduz ve iltihap daha çok can alırdı. Tek bir insanın kuduzdan ölüp ölmemesi Pasteur'ün gayretine ve tembelliğine bağlı. Tembellik etse bir insan fazladan ölürdü. Yatmak ve kalkıp laboratuarda çalışmak konusunda zorlayıcı hiç bir etken olamaz. Kimse kötekle kaldırıp laboratuvara yollamış da değil, kimse yat boşver kuduzu muduzu gebersinler demiş de değil. Pasteur tamamen özgür iradesi ile kuduz konusunda çalışmıştır.

Bunu deneyimlemek de çok çok basit, bir ile dokuz arasında bir sayı söyle dediğim zaman hiç kafasının içinde bir sayıyı, örneğin yediyi seçmesi konusunda bir ağırlık, bir baskı hisseden var mı? Varsa hastadır. Tedavi olmalı. Normal bir insan böyle bir baskı hissetmez. Bu da özgür iradenin kanıtı.

Determinizmi tanrı buyurmuş olsaydı kader olur ve özgür irade olmazdı. Maddesel determinizm kararlaştırılmış yazılmış bir yazgı değil. Maddenin iç dinamiklerinden kaynaklanan ve sürekli değişim halinde olan, nereye gideceğini kimsenin önceden bilmediği dinamik bir belirlenim. Örneğin big bang patladığında Samanyolu galaksisinin ve Güneş yıldızının yörüngesinde Dünya gezegeninin oluşup Ateistforumda democ diye birinin yazacağı filan belirlenmemişti. Öyle saçma sapan zırva olmaz ve determinizmin böyle saçma sapan bir söylemi yoktur. Nedensellik ağı dinamik bir ağdır, öyle önceden örülmüş donuk sabit bir ağ yoktur. 

Olmuş olacak her şeyi bilen bir zihin yoktur! Determinizmin böyle bir iddiası da yoktur.

Aslında sevinmeliyim, ilk kez determinizmi tanrısal kader değil, ateizmin özü olarak algılayan birileri görüyorum. Ben uzun zamandır determinizmin tanrısal yazgı ile bir alakasının olmadığını anlattım. Bu algı doğru. Seviniyorum da. Bu algıyı oluşturabildiysem ne mutlu bana, daha ne isterim? Benim en önemli amaçlarımdan birisi ateizmi nihilistlerden temizlemek, determinizmin ateizmi sahiplenmesi. Bunun için elimden geleni yaparım. Çabalarım şimdi anlaşılamayabilir, ama gelecekte gidişatın bu yönde olacağından eminim. gelecekte determinizm ile ateizm tamamen özdeşleşecek. Teizm ile de indeterminist saçma iddialar özdeşleşecek. Gelecekte neyin kimin ne olduğu daha açık olacak.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ama democ diye bir keklenmiş arkadaş, determinizme göre, daha  doğmadan önce, kek yiyeceği belirlenmiş :) puahhahahahahaha .   Hayatın anlamı konusundada kendini kekleyen keklenmiş kek misali :)  Ayrıca,,,,  indeterminizm, teizmle özdeşmez.  Bence,,  aslında   Tanrı  fikri,,  determinizmle özdeşir, hem de özdeşleştirebilirim, olabilir.

Herşeyin Kökenin kökeninin kökenin kökeninin kökeniiii................ maddenin  aslı olan enerjye geldi...  Asıl önemli nokta burada.  Eğer, enerji  nedenselliğe bağlı değilse, işte o zaman Tanrı kesinlikle yoktur. Al sana argüman.... Kek meselesini de aşağıya asıyorum.. :) 

 

,

q6.jpg

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yeri gelmişken bir de şunu belirteyim: Kitaplardan böyle paragraf alıntılamaları yapmak son derece yanıltıcı olabilir. Herhangi bir kitapta ne dendiğini anlamanın tek yolu o kitabı baştan sona dikkatle okumaktır. Başka yolu yoktur.

Örneğin ben Dawkins'in eşinin (Galiba adı Mary idi, unuttum) yazdığı bir kitabı okudum. Önce şaşırdım, kadın kocasına inat bir kitap yazmış hissine kapıldım. Kitap hayvan zihni hakkındaydı ve zihnin oluşumunu evrimin açıklayamadığı tezi gibi duruyordu. Hayretim artarak okumaya devam ettim. Bu kadın gerçekten mi kocasının evrimi savunmasına inat bu kitabı yazmıştı? Yani kocam evrimci diye ben de olmak zorunda değilim der gibi bir hava alıyordum kitaptan. Özgür düşünce adına yazılmış, insanların aynı fikirde olması şart değil havasında bir kitap gibi görünüyordu.

Ama kitapların giriş, gelişme, sonuç bölümleri olur. Son bölümü okuduğumda izlenimimin yanlış olduğunu, ama kitaba sürükleyicilik vermek için karşıt görüşlerin iyice ortaya serildiğini anladım. Ama iyi yöntem yani, bu kadar merakla okuduğum bir fikir kitabı olmamıştı. Roman olur ayrı, sürükleyici olur da fikir kitabını sürükleyici yapmak çok zor. Sonuçta hayvan zihninin elbette ve kesinlikle evrimin ürünü olduğu apaçık ortaya konuluyordu. Ha be yenge, bir an sandım ki dedim yani! :lol: Dawkins biraderimizi üzecek bir şey yaptın sandım aman ha diyim yengem benim... Yaşayan idol Dawkins amcama ve saygıdeğer eşine kucak dolusu sevgiler...

O yüzden ben kitap alıntısı filan yapmam. Bir kitabın tamamı okunmadan fikir edinilmez. Ben okuduğum tüm kitaplardan süzdüğüm görüşleri kendi yorumumla aktarırım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu ikinci alıntı iyice saçmaymış! :lol: Bir kek yedin diye ertesi gün kilolu görünmezsin! Zaten kilolu olduğun için o keki yedin! Geri kalan da tümüyle zırva, saçma sapan sayıklamalar. Hiç mi işi gücü yokmuş bu yazarların, böyle saçma sapan bir kitap yazacaklarına doğru düzgün bir iş yapsalarmış. Horner ve Westacott... Kim bu gerzekler yahu!

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 hours ago, impressivo said:

Ne sexi kötülemesi ?  Cinsel muhabbet yapmamanı söyledim orada.Homo musun nesin!  Alkol ise, sadece tahmin. Kötü birşey yok, çünkü democ şarapçı gibi iyi sallıyor ve seni destekliyor. E ne de olsa,  bozacının şahidi, şıracı derler :) puahhaha. 

Şimdi de homoseksüelliğe mi sardın? Ben değilim ama seni bilemem. Ben olmadığımdan eminim ama sen değilsindir, içinde bir yerlerde gizli olabilir. Bir gün kalkmış bir de bakmışsın karşı cinse ilgi duymaya başlamışsın, hem de nedensiz bir şekilde. Bir agnostik ve indeterminist olarak sana göre bunlar olasılık dahilinde olmalı.

6 hours ago, impressivo said:

Ben doğuştan belirsizlikciyim. İlkokuldan beri. Öyle, sonradan öğrendiğim birşey değil. Başkalarıyla karıştırma beni.Ortaokulda, pisagorda vs. birçok denklemin hepsinde belirsizlik alanı oldugunu savunurdum.Gerçekten bir üçgen için a2+b2=c2 mi.Hiçbir şeyde kesinlik belirlenemeyeceğini düşünürdüm. Bir taş attın, 3,02 metre uzaklığa mı düştü yoksa 3,021547823059874523.....&  mı? Hiçbir şeyde tam olarak kesinlik yoktur ve kesinlik tam olarak belirlenemez.Herşeyin bir nedeni vardır-mı acaba? Teizm eleştirisi üzerinden, tanrıyı yok saymak tam da senin gibi zihinler için geçerli bir durum.Kafanın basmadığı şu ki; bir teist veya deist tanrısal yasalar muhabbeti yapıp,önüne heryerde herşeye gücü yeten ,tek, tüm nedenlerin nedensiz nedeni, kadiri-mutlak,herşeyi bilen  tanımlarıyla bir argüman sunduğu zaman, sen Süper Zenci veya zart-zurt veya homosexuel-sağduyu tanrısı var diyemezsin.Çünkü bu noktada, insan zihninin kısıtlılığından doğan bir paradoks var.Çünkü evrende-evrenlerde iki güç birlikte bulunamaz.Bunu benzer örneği daha önce de belirttim,akılsız. Tanrı, kaldıramayacağı bir taş yaratırmı ? Bunlar ahmakça sorular ve ahmakça zihinlerin mantık-*döngü hatalı üretimleri.Böylece,kendi kendine saçmaladığını ve zihininin kısıtlı olduğunu itiraf etmiş oluyorsun ve şüphecilikte hedef saptırma yapıyorsun.

Çünkü bilimsel olarak,metodsuz şüphe (non-methodic doubt) kendiliğinden doğan, rasgele ortaya çıkan tarafsız,şüphedir. Septik şüphe ise sırf şüphelenmiş olmak için şüphe etmektir. Tesadüfen ortaya çıkmaz, bir maksada dayanır.Maksatlı olarak s.zenci argümanını ileri süren, septik bir dunkofsun ! 

Bana ne be senin ne olduğundan? Bana ne hikaye anlatıyorsun? 

Yani sen kıçından bir tanrı tanımı yapıp bu tanrı olabilir diyebiliyorsun ama başkalarının ileri attığı hem seni hem de senin tanrını düzen tanrı olamaz diyorsun ha? Neden olamazmış, senin götünden yaptığın tanıma mı uymuyor?

7 hours ago, impressivo said:

Tanrının olup olmaması ile ilgilenmiyorum, sadece olasılık veriyorum,ciddi olarak;  yok olduğunu söyleyip bu konuda kesin olmak, aynı teist davranışı gibi. Teistler de yüzdeyüz iman ediyorlar, varlıyorlar, sen de benzer olarak yokluyorsun. Sen bu sexle ,kölelikle fazla kafayı bozmuşsun. Alt seviye kişilikler, karşındakini itibarsızlaştırmak için, kendi olumsuzlukları üzerinden karşı tarafa yüklenirler. Oysaki bu farkedilen bir davranış türüdür.Siz kimsiniz bee... Salladıklarınız nasıl da belli oluyor.Umarım o yazdıklarını değiştiremiyorsundur. İleride bol bol kullanacaaz :) Sen yaz yani, devam et, özellikle kuantum mekaniği hususunda. Schrönger'in kedisi democ olmak istemezse, seni yaparız. sıkıntı değil ! Geberir meberirsen, boşuna tahtalıya gitmemiş olursun.Zaten bi işe yaramıyon. 

Sen olasılık veriyorsun da biz ne veriyoruz, sana hak veriyoruz daha ne istiyorsun? Mesela sen öldükten sonra seni diriltip tüm insanlığın cinsel ihtiyaçlarını senin üzerinde gidermesini sağlayabilir o bahsettiğin tanrı değil mi? 

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 hours ago, impressivo said:

Bu schrödinger kedisi iyice azıttı. Yüz verdikçe astar istemeye başladı.Yakında şarapcıların tecavüzüne uğrarsa hiç şaşırmıcam. 

Bu salak bir önceki mesajında bana cinsel muhabbet yapmamamı yazmıştı, şimdi kendisi yapıyor, insan mal olunca böyle olur işte.

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 saat önce, democrossian yazdı:

 Determinizmi bilmiyor ve yanlış anlıyorsunuz. Determinizmin üç ilkesi var; nedensellik, gerekircilik ve belirlenimcilik. Siz belirlenimciliği ön plana çıkarıp tersinden anlıyorsunuz. Belirlenimcilik demek her şey belirlenmiştir demek değildir. Determinizmin böyle bir iddiası yok. Bu ilke ne kadar köfte  o kadar ekmek şeklinde özetlenir. Yani nedenselliği ne miktarda çözümlediysek belirlenimciliğimiz o kadar ilerler. Her şey nedenselliğin çözümlenmesine bağlı.

Söz gelimi Pasteur'e kadar kuduz virüsü kanına geçen bir kişi ölürdü. Gerekircilik ilkesi nedeniyle bu kaçınılmazdı. Pasteur nedenselliği çözümledi ve virüsü buldu. Gerekircilik ilkesi bu kez kişinin ölmemesi şeklinde çalışmaya başladı. Koşullar değişmişti ve kişinin bu sefer ölmemesini gerektiriyordu. Belirlenimcilik bir adım daha ilerlemişti.

İnsanlar bir diş apsesi ve apandisit yüzünden ölürken belirlenimcilik daha gerideydi. Alexander Fleming antibiyotiği keşfettiğinde nedensellik ağında bir düğümü daha çözümlemiş ve gerekircilik bu kişilerin artık ölmemesi gerektiği yönünde işlemeye devam etmişti. Yani kader diye bir şey yoktur. Çünkü tanrı yoktur. Nedensellik üzerinde etkin çözümleme yapma yetisi konusunda tekel olan insan bilincinden başka bir güç yoktur. Bu bilinç belirlenimciliği bir adım daha ileri götürmüştür. İnsan zihninin üzerinde başka bir belirlenimci yoktur. Ha, başka bir gezegende varmıştırsa onu bilmiyoruz. Bilmediğimiz şeyleri de öğrenebiliriz.

Evet belliydi zaten sen yeni bir determinizm kurmuşsun.

Ayrıca üşenmedim okudum yazıları, verdiğin örneklerin tümü  mekanik fizikte geçerli örnekler yani diyorsun ki karpuzu yere düşürdüm o yüzden patladı. 

ee ? bizde öyle diyoruz zaten burada bir sorun yok ki madem kuantum da gayet güzel bir şekilde her şey kesin, mekanik fizikteki nedensellik aynen işliyor, e ona göre örnek ver ? 

Bilgin yok ki ! yukarıdaki bozunum nedir bilmez elektronun konum momentum belirsizliği diye zırvalar. Diğeri çıkar determinizm diye ağlar sonra özgür irade var der. İnançlarını bizimle paylaşır. Sonra sicimler var! der ( ne kadar da bilimsel, determinist bir düşünce...) Bak bunu da belirteyim eğer sicimler varsa determinizm kum gibi dağılır gider. Senin savunduğun Ddeterminizmide kum gibi dağılır merak etme. D ( democrossian ) 

 

Nedensellik için zaman sıralaması şarttır. A olayı neden ve B olayı sonuç ise, A, B den önce olmak zorundadır. Var! dediğin sicimler, bu zamansal sıralamaya bağlı olamazlar. Haliyle olaya sebep olan alt tabanda titreşen sicimler için olay neden sonuç ilişkisine bağlı olmaz. 

 

Bir diğer sorun ise dolanıklıktır. Bir bilgi her ne koşulda olursa olsun ışıktan hızlı gidemez. Haliyle nedenselliğin sert bir destekçisi olan ışık hıznın geçilemezliği için bir arka kapı oluşmuştur. Dolanıklık sayesinde bir bilgi belirsizlik ilkesinin sınırları içinde anında, t=0 yani hiç bir gecikme olmaksızın evrenin diğer ucuna gidebilmektedir. Anındalığın olduğu bir olayda nedensellikten söz edilemez neden sonuç aralarında hiçbir zaman farkı olmaksızın aynı anda olamaz. 

 

Bir diğer sorun çift yarık deneyidir. Tek bir foton yollansa dahi bu foton 2 yarıktan da geçmektedir. Buda bir fotonun aynı anda 2 yerde olması anlamına gelir. Aslında foton aynı anda sonsuz yerde olabilir. Bu fotonun karakteristik bir özelliğidir. Bunun bir nedeni yoktur.

 

Elektromanyetik dalgaların dalga parçacık özelliği Nedensellik açısından sorunludur. Bir elektromanyetik dalga comptom saçılması deneyinde parçacık özelliği gösterirken çift yarık deneyinde dalga özelliği  göstermektedir. Neden bu deney düzeneklerinde bu şekilde bir özellik gösterdiği belirsizidir. Bu ışığın karakteristik özelliğidir. Verilebilecek en iyi cevap bir paradoks oluşturur. Neden parçacık özelliği gösterdi compton olayı yüzünden. compton olayında parçaçık özelliği göstermesi ve çift yarık deneyinde dalga özelliği göstermesinin bir sebebi yoktur. Aslında belirli durumlarda belirli Özellikler göstermesi Olasılıklar bir durumdur. Haliyle neden sorusunun cevabı bile bir kesinlik ifade edemez. 

 

Bozunum ► bir atomun ne zaman bozunum geçireceği belirsizdir. Yalnızca olasılıksal olarak hesaplanabilir. 2 Aynı atom örneği bu durumun kolay anlaşılabilmesi için verilmiştir. Bozunum atom çekirdeğinden gerçekleşir, Elektronun konum ve momentum belirsizliği konu ile alakasızdır. Aynı cins atomun bir protonun başka bir aynı cins atomun protonundan hiç bir farkı yoktur, tümü aynıdır. 

 

Kediyi neredeyse unutuyordum. Kedinin ölü yada diri olduğu belirsizdir. Ancak bakıldığı zaman sonuca ulaşılır. Elbette  sonuçi nedeni  doğurmuştur!

 

 

 

 

tarihinde NotImportant tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
4 minutes ago, NotImportant said:

Bilgin yok ki ! yukarıdaki bozunum nedir bilmez elektronun konum momentum belirsizliği diye zırvalar.

Bunu da tıpatıp aynı iki atom vardır diyen birisi söylüyor.

Adama bana nedensiz bir şekilde oluşan bir eyleme örnek ver diyorum adam bana bozunum diyor, yani bu salağa göre bozunumun hiç bir nedeni yok, atom bir anda durup dururken ben bozunayım diyor.

13 minutes ago, NotImportant said:

Bir diğer sorun ise dolanıklıktır. Bir bilgi her ne koşulda olursa olsun ışıktan hızlı gidemez. Haliyle nedenselliğin sert bir destekçisi olan ışık hıznın geçilemezliği için bir arka kapı oluşmuştur. Dolanıklık sayesinde bir bilgi belirsizlik ilkesinin sınırları içinde anında, t=0 yani hiç bir gecikme olmaksızın evrenin diğer ucuna gidebilmektedir. Anındalığın olduğu bir olayda nedensellikten söz edilemez neden sonuç aralarında hiçbir zaman farkı olmaksızın aynı anda olamaz. 

Adam o kadar emin ki sanki evrenin başka bir ucundaki birisi ile hiç gecikme olmadan anında haberleşiyor da oradan biliyor. Bilginin evrenin (galaksi falan da değil evren diyor adam) diğer ucuna gittiği nasıl tespit edilmiş?

21 minutes ago, NotImportant said:

Bozunum ► bir atomun ne zaman bozunum geçireceği belirsizdir. Yalnızca olasılıksal olarak hesaplanabilir. 2 Aynı atom örneği bu durumun kolay anlaşılabilmesi için verilmiştir. Bozunum atom çekirdeğinden gerçekleşir, Elektronun konum ve momentum belirsizliği konu ile alakasızdır. Aynı cins atomun bir protonun başka bir aynı cins atomun protonundan hiç bir farkı yoktur, tümü aynıdır. 

Yani sana göre atomun içindeki proton ve nötronların hiç hareket etmeden, titreşmeden, dönmeden öyle duruyorlar. Adam atomu bırakıp protona aynıdır demeye başladı şimdi de. Bir sonraki mesajda da ben aslında quarklar demek istemiştim diye kıvırmaya başlar.

Bozunumun ne zaman olacağının kesinlikle bilinememesi bozunum nedensiz gerçekleşen bir olaydır anlamına mı geliyor?

1 hour ago, NotImportant said:

Bir diğer sorun çift yarık deneyidir. Tek bir foton yollansa dahi bu foton 2 yarıktan da geçmektedir. Buda bir fotonun aynı anda 2 yerde olması anlamına gelir. Aslında foton aynı anda sonsuz yerde olabilir. Bu fotonun karakteristik bir özelliğidir. Bunun bir nedeni yoktur.

Peki bu fotonun iki yarıktan aynı anda geçtiğini nasıl tespit etmişler? Şunu biz cahillerin anlayacağı şekilde bir anlatsan da bilgilensek. Sevaptır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
32 dakika önce, sağduyu yazdı:

Bunu da tıpatıp aynı iki atom vardır diyen birisi söylüyor.

 

Evet tıpa tıp aynıdır 2 hidrojen atomu arasında fark yoktur. ben elimi kaldırsam birde indirsem farklı kişi mi  oluyorum bu kadar mı düşünme kabiliyetin yok ?

Alıntı

Adama bana nedensiz bir şekilde oluşan bir eyleme örnek ver diyorum adam bana bozunum diyor, yani bu salağa göre bozunumun hiç bir nedeni yok, atom bir anda durup dururken ben bozunayım diyor.

Evet nedeni yok ! geri zekalı herif nerenle okuyorsun ? Senden benim yazdığım şeye cevap vermeni istemedim git ve kendi doğrularınla evcilik falan oyna dua falan et ! 

Alıntı

Adam o kadar emin ki sanki evrenin başka bir ucundaki birisi ile hiç gecikme olmadan anında haberleşiyor da oradan biliyor. Bilginin evrenin (galaksi falan da değil evren diyor adam) diğer ucuna gittiği nasıl tespit edilmiş?

O kadar eminim küçük beynin ellerine 2 emir verse de googlede  dolanıklık yazıp okuyup baksan çöp ! Hala gelmiş burada 2 kere 2 5 eder diyor ! Bir insan bu kadar sığ olamaz.

Alıntı

 

Bozunumun ne zaman olacağının kesinlikle bilinememesi bozunum nedensiz gerçekleşen bir olaydır anlamına mı geliyor?

RASTGELELİK  bir şey ifade ediyor  mu ? Ne hakkında konuştuğuma dikkat et  ! 

 

Alıntı

Yani sana göre atomun içindeki proton ve nötronların hiç hareket etmeden, titreşmeden, dönmeden öyle duruyorlar. Adam atomu bırakıp protona aynıdır demeye başladı şimdi de. Bir sonraki mesajda da ben aslında quarklar demek istemiştim diye kıvırmaya başlar.

Titreşince ne oluyor belirsizlik ilkesi mi devreye giriyor hem titreştiğini biliyor musun da böyle aptalca bir soru soruyorsun ? tek amacın konuyu sabote etmek.

Alıntı

Peki bu fotonun iki yarıktan aynı anda geçtiğini nasıl tespit etmişler? Şunu biz cahillerin anlayacağı şekilde bir anlatsan da bilgilensek. Sevaptır.

 

2 yarıkta da girişim tespit edildiği için. Girişim nedir falan diye de soracak mısın ? Sorma mümkünse hatta sen benimle fizik konusunda konuşma. 

tarihinde NotImportant tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...