Jump to content

"Her kim (haksız yere) bir insanı öldürürse..." Kuran 5:32


Recommended Posts

Müslümanların uygar, zeki ve Batılı insanlara İslam'ı hümaniter, insancıl bir din gibi göstermek için kullandıkları "Bir insanı öldüren bütün insanları öldürmüş gibidir" ayeti aslında bağlamından koparılmış, cımbızlanmış, çarpıtılmış bir ifadedir. Ateistleri en çok suçladıkları şeyi kendileri İslam propagandası ve din tebliği adına işlerler. Ne de olsa küffara galebe çalmak için takiyye, riya ve kitman caizdir. 

Aslında Kuran'da böyle bir ayet yoktur. Ayetin orijinali şöyledir: "Bu itibarla Biz İsrailoğullarına şu hükmü yazdık: kim bir kişiyi cinayete misilleme veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın öldürürse bütün insanlığı öldürmüş gibi olur ve kim bir canı kurtarırsa, bütün insanlığın hayatını kurtarmış gibi olur." 

Görüldüğü gibi bu ayet geçmiş zaman kipiyle yazılmıştır ve açıkça Müslümanlar için değil, İsrailoğulları, yani Yahudiler için geçerlidir. Bu ayetin Müslümanlara uygulanması konusunda ise İbni Kesir'in son derece itibarlı Kuran tefsirine göre (Muhammed döneminde yaşayan ve Ayşe'nin ahbabı olan) Seyid İbn Cubeyir, şöyle demiştir: "Kendisine bir Müslümanın kanını dökmeyi helal kılan kişi, bütün insanların kanını dökmeyi helal kılmış gibidir. Bir Müslümanın kanını dökmeyi haram kılan kişi, bütün insanların kanını dökmeyi haram kılmış gibidir." 

Hadislerde Müslümanın Müslümanı öldürmesinin haram olduğuna vurgu yapılıyor. Peki ya inançsız birisini öldürmek? Sahih hadislere göre Muhammed, gayr-i Müslimlerin hayatının aziz ve saygın olmadığını söylemiştir. Allah'tan başka tanrılara tapan, namazda yüzünü kıbleye dönmeyen, Müslümanlar gibi namaz kılmayan kişilerin Müslümanlarla aynı haklara sahip olmadığını ifade etmiştir. Dahası Muhammed, Müslüman birine bir gayr-i Müslimi öldürmesinden dolayı kısas uygulanamayacağı fetvasını da vermiştir. İslam ulemasının çoğu da bu görüştedir. Ancak az bir kısım İslam uleması, İslam topluluğunun "koruması" altındaki bir gayr-i Müslim zımmîyi öldüren bir Müslümanın idam edilebileceğine inanmaktadır.

İkinci bir dikkate değer nokta da ayette geçen "fitne, bozgunculuk" konusudur. Kuran, hangi eylemlerin idam, çarmıha germe, elleri ve ayakları çaprazlama kesme, ülkeden sürgün etmeyi hak ettiği konusunda belirsiz ve muğlaktır. İbni Kesir, İbni Abbas, Celaleyn, Şeyh Yusuf El-Kardavî gibi Kuran müfessirlerinin tefsirlerine baktığınızda "fitne, fesat, bozgunculuk" gibi kavramların "Allah'a itaatsizlik, inançsızlık yoluyla haddi aşmak, putperestlik, irtidad (din değiştirmek)" olarak açıklandığını görürsünüz. Kuran'da yer alan Araf Suresi, 103. ayet de bu çıkarımı doğrular niteliktedir: "Sonra onların ardından Musa’yı ayetlerimizle Firavun’a ve ileri gelenlerine gönderdik, fakat onlar haksız yere onları reddettiler. Bak fesatçıların sonu nasıl oldu?" (Kuran, 7:103) 

Böylece Kuran'da bulunan ahlaki öğretilerin en yükseği diye sunulan şeyin aslında tahammülsüz bir şiddet çağrısı olduğu ortaya çıkar.

tarihinde Şövalye tarafından düzenlendi
vurgulamalar
Link to post
Sitelerde Paylaş

İslam devletinde,İslam karşıtlığı yapan,İslamı eleştiren biri,fitne yaymak,hak düzeni bozmak gibi gerekçelerle öldürülebilir.Kurandan bu hüküm çıkıyor.Sonra da utanmadan derler ki,senin dinin,benim dinim banadır.He canım he.Güç ve yönetim ele geçince,hak düzen kurulunca,senin dinin sana benim dinim bana ayeti anlamsızlaşıyor,susturmalı,dikta ayetleri devreye giriyor.İslam tam anlamıyla bir siyaset dinidir.Müslümanlarda takiyeci insanlardır,şartlara göre bukelemun gibi renk değiştirirler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...