Jump to content

Dünyadaki Sınav Adil Mi ?


Recommended Posts

Şimdi hep söylenen bir söz vardır: "Herkes bir sınavda, bir imtihandan geçiyoruz."

Okuldasınız ve sınavın başlamasına sadece 5 dakika kaldı, sigaranızı içtiniz, biraz dolaştınız ve sınav zamanı geldi, sınıfınıza giderek sıranıza oturdunuz ve kağıdınızın gelmesini bekliyorsunuz, evet, her şey hazır olduktan sonra herkes aynı saat içinde, aynı anda sınava başladı, herkese noktasına kadar aynı soru soruldu, hiç bir şekilde kimse kopya çekemedi, herkes bilgisi kadar not aldı.

Soru 1: Sınav adil midir ? Yoksa değil mi ? Değilse sebebi nedir ?

Mantıksal olarak verilmesi gereken cevap: "Sınav aynı anda başlıyor, herkese aynı sorular soruluyor. Hiç bir şekilde kopya çektirilmiyor, o halde bu sınav adildir."

Sizce de öyle değil mi ? Peki size bir soru sormak istiyorum,

Herkesin adil şartlar dışında girdiği (Kopya çekmenin sadece belirli kişiler için izin verildiği, sevdiği kişiye özel olarak hocanın sorduğu sorunun kolay, sevmediği kişiye ise zor bir soru sorduğunu düşünelim.) bu sınav adil bir sınav olur mu ?

Peki, sınava girmeden 100 puan alsaydık ve sınavı geçseydik ?

Gelin bu teorime hep birlikte göz atalım ve bu anlattıklarımı dine uyarlayalım,

5 yaşında bir çocuk düşünün, hangi bölgede doğduğu, hangi dine mensup olduğu gibi durumların hepsinin geçersiz (önemsiz.) kılındığı. Çocuk bir sel, deprem veya başka bir doğal afet sonucu hayatını kaybediyor, aklının kavrama (İyi, kötüyü ayırt etme, doğru, yanlışı anlama, kendi dinini belirleyebilme.) yeteneğinin olmamasından dolayı her türlü güzelliğin, huzurun olduğu mükemmel cennete gitmesi olası. (Bakın %100 demiyorum, tüm dinlere göre kabul gören bir durum olduğu için cennete gitme olasılığının yüksek olduğunu söylüyorum.)

Bu, tıpkı anlattığım öğrencinin çalışıp, sınavdan geçebilmek için elinden geleni yapmasıyla (Yani adil bir sınav ile.) ne kadar uyumlu, doğrudur ?

Şu an anlattığım durumu şöyle düşünün,

Sınav günü, sadece A kişisi sınava giremiyor. (Rapor almış ve hasta diye farzedelim.)

Ve bu kişi sınavı yapan öğretmenin oğlu, aslında çocuk gerçekten hasta olduğu için değil, çalışmadığı ve sınavdan düşük alacağı korkusu ile böyle bir şey yaptı. Sınavdan bir gün sonra çocuğun babası oğluna evde tüm soruların cevabını veriyor, çocuk ertesi gün tekrar sınava giriyor ve 100 alıyor, peki bu adil bir sınav mıdır ?

Kısacası, 5 yaşında bi çocuk düşünün, hangi yerde doğduğunun ve neye inandığının bir önemi olmasın, bir gün gelen bir sel sonrasında hayatını kaybediyor, çocuğun bu durumda cennete gitmesi yüksek bir olasılık, ama ben yıllarca yaşıyorum, iyiliği kötülüğü ayırt edip cennete gitmek için uğraşmak zorunluluğunda, Tanrı'nın yasakladığı şeylerden kendimi uzak tutmam gerekiyor, peki bir çocuğun direkt sınava girmeden sınavı geçip cennete gitmesi, benim ise yıllarca yaşayıp, bu sınavı geçmek için uğraşmam ne kadar doğru ? Peki bu adil bir sınav mıdır ?

Dikkat edilmesi gereken ikinci bir nokta ise:

Zengin bir ailede doğan bir çocuk hayal edin, ömrü boyunca yediği de yemediğide önünde. Bu halde o çocuk Tanrıya inanır, ibadet eder, mümkün olduğunca kötülük yapmayıp, yaptığı kötülüklerde de Tanrı'ya tövbe edip, ondan kendisini affetmesini isterse çok büyük ihtimal o kişi, her türlü güzelliğin olduğu, mükemmel cennete gidecektir.

Aynı şekilde Afrika'da doğan bir çocuğu düşünün, annesinin kucağında açlıktan ölmek üzere, kaburgaları gözüküyor, o kişide diğer kişi gibi mümkün olduğunca aynı şeyleri yapsa, o kişinin de yüksek olasılıkla gideceği yer, her türlü güzelliğin olduğu, mükemmel cennet olacaktır.

Her iki durumda da iki kişide cennete gidiyor, ama birisi dünayada refah içinde, huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşıyor, diğeri ise acı ve sefalet içinde, ama dediğim gibi ikisi de aynı yere gidiyor.

Peki sizce bu adil bir sınav mıdır ?

tarihinde Iggy Azalea tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 143
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Harika bir yazı olmuş bence. Peygamberleride unutmamak gerek onlarda torpilli. 

Ayrıca mutlak adaletin mümkün olmasının imkansız olduğunu düşünüyorum haliyle Tanrı bile adaleti sağlayamaz. Sebebi de anlanttığın şeylere bağlı aslında. 

Alıntı

Her iki durumda da iki kişide cennete gidiyor, ama birisi dünayada refah içinde, huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşıyor, diğeri ise acı ve sefalet içinde, ama dediğim gibi ikisi de aynı yere gidiyor.

bu durumda adalet nasıl sağlanacak ? birine daha iyi cennet vererek mi ? daha iyi bir cennet nasıl verilir daha çok huri mi ? 

►Başka sorunlar da var oda sınavın sonucunun biliniyor olunması sonsuz güçte bir varlık sınırlandırılamaz. Haliyle herkesin kaç alacağını biliyor mu gibi bir soruya evet demek zorundasınızdır. Yani benim ateist olacağımı daha yaratmadan önce biliyordu o zaman niye yarattı cehenneme gitmem için mi ? Bu pek mantıklı durmuyor. 

►Ayrıca iradesel sorunlara da sebep olmaktadır. Aslında benim ateist olmama sebep yine tanrıdır. Çünkü bana ateist olacak zekayı veren yine kendisidir. Burada her ne kadar sana seçme şansı vermiş ama gibi bir zırva duysanız da teistlerden, bu yeterli değildir. Her türlü seçme şansımı da kendisi ayarlamış olacaktır. Bir seçim yapmak içinde onun bana vereceği bir takım zeka, akıl, mukayese etme gibi yetenekleri kullanmam gerekecek. Yani duruma ne olursa olsun müdahil olmuş olacaktır.

►Aslında adalet işine pek çok yönden saldırılabilir. Müslümanlığın doğru din olduğunu bir an için var sayalım. Başka bir dine sahip bir ülkede doğan bir insan ve müslüman bir ülkede doğan bir insan için kıyaslamalarımızı ele alalım. 

•Müslüman bir ülkede doğan kişi elbette müslüman olacaktır ve toplumun neredeyse hepsi gibi diğer dinleri araştırmayacaktır. Çünkü cevap basittir kendi dini doğru dindir. Aynı şey başka bir dine sahip ülkede doğan biri içinde geçerli elbette o ülkenin dinini benimseyecek. Burada verilen klişe cevap aklı var doğru dini bulabilir olacaktır ( her ne kadar bunu yukarda yıksak ta bu sefer başka yönden yıkacaz) O da sevgili müslümanımız gibi kendi dininin doğru olduğunu düşenecek ve araştırmayacaktır. 

Burada bir sorun var. Müslüman olmayan eleman  ne kadar suçluysa olan elemanda o kadar suçlu olmalı çünkü yukarıda ki çıkarıma göre ikisi arasındaki tek fark birinin daha şanslı oluşudur. Şu durumda ikisi de cehennemi boylamalı.  ( Şuan müslümanların %96 sı cehenneme girdi zaten hele ki arap ülkelerini düşünecek olursak durum gülünç geliyor ) 

Bir diğer konu ise ne kadar din olduğunun belirsiz oluşudur en uzak en olası olmayan din için bile kişi kendi dinini doğru görür haliyle şu konumda tüm dinler adalet açısından kişi tarafından incelenmek zorundadır. Aksi halde o incelenmeyen dinlerin bireyleri için haksızlık ortaya çıkacaktır. Ne kadar fazla din olduğunu göz önünde bulundurursak durum mümkün değil diyebiliriz. 

Aslında daha konuşacak çok şey var sayfalarca argüman dizebilirim buraya. Ama çok yazarak sıkmanın anlamı yok. Doğru düşünüyorsunuz..........

tarihinde NotImportant tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
20 saat önce, NotImportant yazdı:

Harika bir yazı olmuş bence. Peygamberleride unutmamak gerek onlarda torpilli. 

Ayrıca mutlak adaletin mümkün olmasının imkansız olduğunu düşünüyorum haliyle Tanrı bile adaleti sağlayamaz. Sebebi de anlanttığın şeylere bağlı aslında. 

bu durumda adalet nasıl sağlanacak ? birine daha iyi cennet vererek mi ? daha iyi bir cennet nasıl verilir daha çok huri mi ? 

►Başka sorunlar da var oda sınavın sonucunun biliniyor olunması sonsuz güçte bir varlık sınırlandırılamaz. Haliyle herkesin kaç alacağını biliyor mu gibi bir soruya evet demek zorundasınızdır. Yani benim ateist olacağımı daha yaratmadan önce biliyordu o zaman niye yarattı cehenneme gitmem için mi ? Bu pek mantıklı durmuyor. 

►Ayrıca iradesel sorunlara da sebep olmaktadır. Aslında benim ateist olmama sebep yine tanrıdır. Çünkü bana ateist olacak zekayı veren yine kendisidir. Burada her ne kadar sana seçme şansı vermiş ama gibi bir zırva duysanız da teistlerden, bu yeterli değildir. Her türlü seçme şansımı da kendisi ayarlamış olacaktır. Bir seçim yapmak içinde onun bana vereceği bir takım zeka, akıl, mukayese etme gibi yetenekleri kullanmam gerekecek. Yani duruma ne olursa olsun müdahil olmuş olacaktır.

►Aslında adalet işine pek çok yönden saldırılabilir. Müslümanlığın doğru din olduğunu bir an için var sayalım. Başka bir dine sahip bir ülkede doğan bir insan ve müslüman bir ülkede doğan bir insan için kıyaslamalarımızı ele alalım. 

•Müslüman bir ülkede doğan kişi elbette müslüman olacaktır ve toplumun neredeyse hepsi gibi diğer dinleri araştırmayacaktır. Çünkü cevap basittir kendi dini doğru dindir. Aynı şey başka bir dine sahip ülkede doğan biri içinde geçerli elbette o ülkenin dinini benimseyecek. Burada verilen klişe cevap aklı var doğru dini bulabilir olacaktır ( her ne kadar bunu yukarda yıksak ta bu sefer başka yönden yıkacaz) O da sevgili müslümanımız gibi kendi dininin doğru olduğunu düşenecek ve araştırmayacaktır. 

Burada bir sorun var. Müslüman olmayan eleman  ne kadar suçluysa olan elemanda o kadar suçlu olmalı çünkü yukarıda ki çıkarıma göre ikisi arasındaki tek fark birinin daha şanslı oluşudur. Şu durumda ikisi de cehennemi boylamalı.  ( Şuan müslümanların %96 sı cehenneme girdi zaten hele ki arap ülkelerini düşünecek olursak durum gülünç geliyor ) 

Bir diğer konu ise ne kadar din olduğunun belirsiz oluşudur en uzak en olası olmayan din için bile kişi kendi dinini doğru görür haliyle şu konumda tüm dinler adalet açısından kişi tarafından incelenmek zorundadır. Aksi halde o incelenmeyen dinlerin bireyleri için haksızlık ortaya çıkacaktır. Ne kadar fazla din olduğunu göz önünde bulundurursak durum mümkün değil diyebiliriz. 

Aslında daha konuşacak çok şey var sayfalarca argüman dizebilirim buraya. Ama çok yazarak sıkmanın anlamı yok. Doğru düşünüyorsunuz..........

Bende size bu güzel yazınız için teşekkür ederim, dediğiniz gibi "En mantıksal çıkarımlarda bulunuyoruz, sunulan argümanlarda herhangi bir tutarsızlık yok. Lakin (inançlı) kişi verilen her mantıklı cevaba gözlerini kapatarak binlerce yıldır gökteki adamın (kadın olması düşünülemez herhalde) gönderdiği cevaplara bakıyor." İnançlı kişi bize (ateistlere) din konusunda her türlü cevabı verebilir, lakin unutulmamalıdır ki bizim sunduğumuz argümanlar bir o kadar tutarlı ve akla yatkınken üstelik argümanların büyük bir kısmı somut delillere dayanıyorken inançlı bir kişinin sunduğu argümanlar da bir o kadar tutarsız, mantığa aykırı ve bırakın bir kısmını tamamı soyut varyasyonlara ("Delil" bile demiyorum) dayanıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 dakika önce, Iggy Azalea yazdı:

Bende size bu güzel yazınız için teşekkür ederim, dediğiniz gibi "En mantıksal çıkarımlarda bulunuyoruz, sunulan argümanlarda herhangi bir tutarsızlık yok. Lakin (inançlı) kişi verilen her mantıklı cevaba gözlerini kapatarak binlerce yıldır gökteki adamın (kadın olması düşünülemez herhalde) gönderdiği cevaplara bakıyor." İnançlı kişi bize (ateistlere) din konusunda her türlü cevabı verebilir, lakin unutulmamalıdır ki bizim sunduğumuz argümanlar bir o kadar tutarlı ve akla yatkınken üstelik argümanların büyük bir kısmı somut delillere dayanıyorken inançlı bir kişinin sunduğu argümanlar da bir o kadar tutarsız, mantığa aykırı ve bırakın bir kısmını tamamı soyut varyasyonlara ("Delil" bile demiyorum) dayanıyor.

Yinede anlamayacaklar. Çok gördüm tartıştım.Kabul etmek istemiyorlar korkuyorlar. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, NotImportant yazdı:

Yinede anlamayacaklar. Çok gördüm tartıştım.Kabul etmek istemiyorlar korkuyorlar. 

Din korkudan beslenir, bu yüzden milyonlarca insanı etkisi altına almıştır. Tartışmanın bir gereği yok hocam, araştırıp, sorgulayıp gerçeğe ulaşmadıktan sonra kimsenin düşüncesini değiştiremeyiz. Eğer hakikati görmek istiyorlarsa bunu biz değil kendileri başarmalı, biz sadece biraz daha bilinçlendiririz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 11/28/2016 at 01:36, Iggy Azalea yazdı:

 

Kısacası, 5 yaşında bi çocuk düşünün, hangi yerde doğduğunun ve neye inandığının bir önemi olmasın, bir gün gelen bir sel sonrasında hayatını kaybediyor, çocuğun bu durumda cennete gitmesi yüksek bir olasılık, ama ben yıllarca yaşıyorum, iyiliği kötülüğü ayırt edip cennete gitmek için uğraşmak zorunluluğunda, Tanrı'nın yasakladığı şeylerden kendimi uzak tutmam gerekiyor, peki bir çocuğun direkt sınava girmeden sınavı geçip cennete gitmesi, benim ise yıllarca yaşayıp, bu sınavı geçmek için uğraşmam ne kadar doğru ? Peki bu adil bir sınav mıdır ?

 

Bu durumda bir çok şey söylenebilir.

Belki sandığınız gibi sınav bu çocuğa ait değildir. Eğer bu olayın sorumluluları varsa onların, yada, o çocuğun anasının,babasının, toplumun vs.  nasıl bir tutum içinde olacaklarına yöneliktir.
Ve o çocuğun cennete gideceği ne malum? 
Yaratma tasarrufu Tanrı'nın elindeyse istediği kadar yaratır ve yok edebilir. Bu sayede direk yada dolaylı herkes sınava dahil olabilir. Ha şunu da yapabilir, sadece Cennet yada Cehennemi gerçekten hakedecek olanları yeniden yaratır belki de.

gibi 

 

şimdilik aklıma gelenler.

 

 

 

 

tarihinde Rookie Explorer tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
44 dakika önce, Tatarka yazdı:

Biz ateistler diye birşey yok. Bu kavram yanlıştır. Ateizm bilinç ile ilgilidir, grup hareketi de degildir. 

Hadi ya ? Ateizm bir  düşünce biçimidir. Ateist bunun takipçisidir. Yani var öyle bir şey. 

Bak o kırmızı şeyler aynı şey değil. Milletin konusu sabote etmeye çalışma boş düşünceler ile. 

tarihinde NotImportant tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu kafadaki insanlar ateist oluyor. İşte asıl mucize bu. Peygamberim desen inanırım kardeşim. Sen ayaklı bir mucizesin. 

Nefes alışın gerçekliğe bir tepki. Ayrı bir fizik dalı gibisin. 

tarihinde NotImportant tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Uzaydaki  tüm yıldızların ve gezegenlerin durumu adil değilken, dünyadaki canlıların durumu mu adil olacak ?
Bu kainatın baslangıcı kaba kuvvete dayanır. Hatta kızmıs bir halde, hızlanarak genisliyor.

Kimbilir nereye kadar gidecek ?

Geceleri gök yüzündeki sayısız yıldızlara baktığımda, kendimi sahildeki milyarlarca kum tanesinden biri gibi küçük hissediyorum.  

Buna rağmen bizler o kadar fenayız ki, tüm Tanrılar bile bir dediğimizi iki etmiyorlar.

Bence Tanrılar masum, bütün fenalıklar bizlerden kaynaklanıyor. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Doğaya da sadece bir göz atmak yeterli. Doğa canlıların birbirlerini yemeden hayatta kalamayacakları bir biçimde. Doğada adalet diye bir şeyin esamesi hiç bir şekilde okunmazken, bu doğanın içinden gelen insanın bir sınava tabi tutulduğunu üstelik bu sınavın adil olduğunu ancak bir embesil iddia eder.

Sınavı mınavı zaten bir kenara bırakalım, bu doğayı böyle bu şekilde bir tanrı tasarlamış olsaydı eğer o tanrının günde beş vakit değil elli vakit gelmişine geçmişine saydırmak gerekirdi. Neyse ki buna gerek yok, çünkü doğayı elbette tanrı filan yaratmadı, doğa evrimleşerek bu hale geldi. Evrime ise saydırmak saçma olur, çünkü tasarlayarak bilerek yapmış bilinçli bir varlık değil.

Adaleti biz insanlık kültürümüzle iyi kötü, eksik köstek yaratabiliyoruz. Bu tümüyle insan yaratımı bir olgu, doğada bulunmuyor. Şempanzelerde bir parça adalet duygusu olduğu deneylerde belirlendi. O da kendine yönelik adalet talebi yalnız. Bunun kabul edilip edilemeyeceği şüpheli. Demek evrimle gelişmeye başladı ve insanda kültürel evrim biçiminde ortaya çıktı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

iki soru var 

1-çocuk ve yetişkin insan sınavı adil midir.

Çocuklar yetişkin olmadan öldüklerinde cennete gidiyorlar  çünkü sınav aklı yeten kişi içindir.Çocuk henüz kendisini yaratan yaratıcıyı anlayabilecek kapasitede olmadığından sınava tabi değildir.Aklı olmayan bir yetişkinde ölünce cennetliktir çünkü o da yaratıcıyı idrakten yoksundur.Dikkat ederseniz kriter yaratıcıyı idrak edebilecek zeka seviyesine ulaşmaktır.bir kere ulaştın mı artık mesulsun.

2- zengin ve fakir insan bu dünyada sınava beraber giriyorlar evet adil değil gibi görünüyor ama sınavın bazı özel durumları vardır mesela malı olanın sıbavı daha çoktur.İnsanları sadece parayla olan ilişkileriyle bile tanıyabilirsiniz.Zengin insan malından zekat vermek zorundadır bu ona ağır gelebilir, öyle olmalı ki birçok zengin zekat vermiyor etraf fakir insanla dolu.Fakir insan parası olmadığı için zekat yükünden kurtulmuş oluyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Just now, intemi said:

iki soru var 

1-çocuk ve yetişkin insan sınavı adil midir.

Çocuklar yetişkin olmadan öldüklerinde cennete gidiyorlar  çünkü sınav aklı yeten kişi içindir.Çocuk henüz kendisini yaratan yaratıcıyı anlayabilecek kapasitede olmadığından sınava tabi değildir.Aklı olmayan bir yetişkinde ölünce cennetliktir çünkü o da yaratıcıyı idrakten yoksundur.Dikkat ederseniz kriter yaratıcıyı idrak edebilecek zeka seviyesine ulaşmaktır.bir kere ulaştın mı artık mesulsun.

 

Kaynak? Hangi ayette yazıyor çocukların cennete gittiği?

Bir de bir çocuğun sınava girmeden cennete girmesindeki adaletsizliği neden göremiyorsun?

3 minutes ago, intemi said:

2- zengin ve fakir insan bu dünyada sınava beraber giriyorlar evet adil değil gibi görünüyor ama sınavın bazı özel durumları vardır mesela malı olanın sıbavı daha çoktur.İnsanları sadece parayla olan ilişkileriyle bile tanıyabilirsiniz.Zengin insan malından zekat vermek zorundadır bu ona ağır gelebilir, öyle olmalı ki birçok zengin zekat vermiyor etraf fakir insanla dolu.Fakir insan parası olmadığı için zekat yükünden kurtulmuş oluyor.

Bir insan şu dünyadaki adaletsizliği göremiyorsa süzme salaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
14 dakika önce, sağduyu yazdı:

Kaynak? Hangi ayette yazıyor çocukların cennete gittiği?

hadisler var 

https://islamqa.info/tr/6496 

şurada örneği var hadislerin.Yaratıcı yı anlayamayan sınava tabi değildir.sınav Allahın varlığını anlama üzerine kurulu zaten.

Kaynak olarak ayet demişsiniz islamın kuran dışında da kaynakları vardır. Hadisler Ayetlerden sonra en önemli kaynaktır.

Çocukları cennete koymak almak Allah ın takdiri delileri de cennete koyuyor Allah sonuçta cehenneme girmek için bir sebepleri yok ve nötr durumdalar Allah takdirini kullanıp cennetine koyuyor. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 minutes ago, intemi said:

hadisler var 

https://islamqa.info/tr/6496 

şurada örneği var hadislerin.Yaratıcı yı anlayamayan sınava tabi değildir.sınav Allahın varlığını anlama üzerine kurulu zaten.

Kaynak olarak ayet demişsiniz islamın kuran dışında da kaynakları vardır. Hadisler Ayetlerden sonra en önemli kaynaktır.

Çocukları cennete koymak almak Allah ın takdiri delileri de cennete koyuyor Allah sonuçta cehenneme girmek için bir sebepleri yok ve nötr durumdalar Allah takdirini kullanıp cennetine koyuyor. 

Yani sana göre hadisler de İslam'ın kaynaklarından. Güzel, bunu öğrendiğimiz iyi oldu.

Hadislere göre Muhammed Aişe ile Aişe 6 yaşında iken nişanlanmış ve 9 yaşında iken gerdeğe girmiştir. Peki sapıklık, bu iğrençlik hakkında ne düşünüyorsun?

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, sağduyu yazdı:

Yani sana göre hadisler de İslam'ın kaynaklarından. Güzel, bunu öğrendiğimiz iyi oldu.

Hadislere göre Muhammed Aişe ile Aişe 6 yaşında iken nişanlanmış ve 9 yaşında iken gerdeğe girmiştir. Peki sapıklık, bu iğrençlik hakkında ne düşünüyorsun?

ben demiyorum islamın kaynağı olduğu baya yaygın bir görüştür.

islamın kaynakları nelerdir ayrı bir konu bu konu altında değil bağımsız tartışılmalı ayrıca başlık açın tartışalım ana konuyu bozmayalım

Peygamberin (s.a.v.) eşi de konuyla alakasız onu da ayrıca konu açın orda tartışalım burası yeri değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...