Jump to content

Recommended Posts

Hurma çok tüketildiğinde cinsel afrodizyak etkisi yaptığı bir gerçektir Ayrıca aşırı tüketildiğinde halüsinasyon etkisi yapığı da bilinmektedir. Bir bedevi testesteron seviyesini kontrol edemeyince hangi ruh halini gösterebilir. araştırmalar bedevi yaşamının kuru ve katı beslenme tarzına sahip olduğunu gösterir. Örneğin arabistan yarımadasında tüketilen sebze ağırlık beslenme tarzı diğer iklimlere göre nispeten çok azdır. Deve eti kolesterolü yüksek bir besindir. Koyun eti kolesterol seviyesi en yüksek et grubuna girmektedir.  Bedenin en çok ihtiyacı olan su Arabistan çok düşük bir düzeydedir. Yeterli su alamayan bir bedevi yediği deve yada koyun etini sindiremezse bedensel halüsinasyon yaşar. Bu tıp açısından kanıtlanmış bir gerçektir.

 

Arkadaşlar Yıllar içerisinde dinlerin ve peygamberlerin ortaya çıkışında bölgesel iklim ve ekolojinin  rolü üzerinde hep düşünmekteyim. Örneğin Orta Doğu coğrafyasının neden bu kadar dine ev sahipliği yaptığını diğer kuzey ve güney kuşaklarında belirgin bir dine ve peygambere rastlanmadığı hep ilgimi çekmiştir

. Orta doğuda din bezirganlığının yükselmesinde iklim ve beslenme şartlarının ne kadar rolü vardır. Bir çölde susuz ve aç kalan bedevi hurma ağacından karnını tıka basa şekerli hurmayla doldurursa ve yanında yeterli su bulunmazsa Halüsinasyon görebilir mi?. Yada hurmanın verdiği enerji ile sapkınlık hali gösterir mi*. Aynı zamanda havadaki sıcak iklim bu olayda ne kadar etkili olmuştur.

Çölde dengesiz beslenen bedevi gördüğü halüsinasyonları ilahi güçlere yorumlayıp bunun ciddiyetine inanarak kendisine vahiy geldiğini düşünemez mi. Kaldı ki cinsel istekleri doruğa çıkmış bir bedevi zekasını da kullanarak toplumsal bir güce sahip olmak için peygamberlik sıfatını kendinde görmüş olamaz mı ?

Zekası ve egosu yardımıyla sahte vahiyler oluşturup aşırı ekmek tüketen ve zeka şalterleri insülin dengesizliğinden geç düşen Arabistan toplumuna tanrısal safsata ile korkular salamaz mı?

Bence suçlu bedevi değildir beslenme alışkanlıklarıdır. Kanaatimce aynı bedevi iskandinav ülkelerinde yaşasaydı. aynı etkiye maaruz kalmaz yada dengeli beselenen toplum ona inanmaz tanrısal iddialarına prim vermezdi. Kaldı ki 7. yy da insanların resmen cahiliye dönemi yaşadığı bir çağda 2 yahudi ile bir kurnaz arap, bölgede otonomik ve dinsel bir güç elde edip arabistanın kaymağını yemiş olamazlar mı.? 

Bence suçlu aşırı tüketilen şeker kolestrol atp dir.  Hoca nasreddin in dediği gibi "Edep yahu bu hırsızın hiç mi kabahati yoktur." Diyebilirsiniz.

Konu Tartışmaya açmak istiyorum.

 

  

Link to post
Sitelerde Paylaş
18 dakika önce, AteCafe yazdı:

Hurma çok tüketildiğinde cinsel afrodizyak etkisi yaptığı bir gerçektir Ayrıca aşırı tüketildiğinde halüsinasyon etkisi yapığı da bilinmektedir. Bir bedevi testesteron seviyesini kontrol edemeyince hangi ruh halini gösterebilir. araştırmalar bedevi yaşamının kuru ve katı beslenme tarzına sahip olduğunu gösterir. Örneğin arabistan yarımadasında tüketilen sebze ağırlık beslenme tarzı diğer iklimlere göre nispeten çok azdır. Deve eti kolesterolü yüksek bir besindir. Koyun eti kolesterol seviyesi en yüksek et grubuna girmektedir.  Bedenin en çok ihtiyacı olan su Arabistan çok düşük bir düzeydedir. Yeterli su alamayan bir bedevi yediği deve yada koyun etini sindiremezse bedensel halüsinasyon yaşar. Bu tıp açısından kanıtlanmış bir gerçektir.

 

Arkadaşlar Yıllar içerisinde dinlerin ve peygamberlerin ortaya çıkışında bölgesel iklim ve ekolojinin  rolü üzerinde hep düşünmekteyim. Örneğin Orta Doğu coğrafyasının neden bu kadar dine ev sahipliği yaptığını diğer kuzey ve güney kuşaklarında belirgin bir dine ve peygambere rastlanmadığı hep ilgimi çekmiştir

. Orta doğuda din bezirganlığının yükselmesinde iklim ve beslenme şartlarının ne kadar rolü vardır. Bir çölde susuz ve aç kalan bedevi hurma ağacından karnını tıka basa şekerli hurmayla doldurursa ve yanında yeterli su bulunmazsa Halüsinasyon görebilir mi?. Yada hurmanın verdiği enerji ile sapkınlık hali gösterir mi*. Aynı zamanda havadaki sıcak iklim bu olayda ne kadar etkili olmuştur.

Çölde dengesiz beslenen bedevi gördüğü halüsinasyonları ilahi güçlere yorumlayıp bunun ciddiyetine inanarak kendisine vahiy geldiğini düşünemez mi. Kaldı ki cinsel istekleri doruğa çıkmış bir bedevi zekasını da kullanarak toplumsal bir güce sahip olmak için peygamberlik sıfatını kendinde görmüş olamaz mı ?

Zekası ve egosu yardımıyla sahte vahiyler oluşturup aşırı ekmek tüketen ve zeka şalterleri insülin dengesizliğinden geç düşen Arabistan toplumuna tanrısal safsata ile korkular salamaz mı?

Bence suçlu bedevi değildir beslenme alışkanlıklarıdır. Kanaatimce aynı bedevi iskandinav ülkelerinde yaşasaydı. aynı etkiye maaruz kalmaz yada dengeli beselenen toplum ona inanmaz tanrısal iddialarına prim vermezdi. Kaldı ki 7. yy da insanların resmen cahiliye dönemi yaşadığı bir çağda 2 yahudi ile bir kurnaz arap, bölgede otonomik ve dinsel bir güç elde edip arabistanın kaymağını yemiş olamazlar mı.? 

Bence suçlu aşırı tüketilen şeker kolestrol atp dir.  Hoca nasreddin in dediği gibi "Edep yahu bu hırsızın hiç mi kabahati yoktur." Diyebilirsiniz.

Konu Tartışmaya açmak istiyorum.

 

  

Sen bugüne kadar ne ile beslendinde bu yazıyı yazabildin :) bu yaşta bu zeka :) valla pravo

Link to post
Sitelerde Paylaş
17 saat önce, AteCafe yazdı:

You are stupid. You've given yourself up now. Or are you a fake pilgrim?

Çaresizlik insanı hakaretlere itebilir, hurma afrodizyak etkisini nerden alır onuda bilmez , saçmalar dururlar. Hurma fosfor içerdiği için afrodizyak etkisi var denilir , bir çok gıda fosfor içerir başta fındık , balık, kabuklu deniz ürünleri , kabak tohumu yani çekirdiği , ayçiçek tohumu yani çekirdeği hurmadan kat be kat daha fazla fosfor içerir va afrodizyak özelliği daha fazladır. Bunları bir yerlerden almış değilim en ileri süper zeka örneği :) mal  Bİlgi bunlar bilgi sende az olan şey.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Oldukça guzel bir konu. Peygamberlik ilkel bir meslek ve sadece ortadoguya özgü. Putperestlik , pagan ibadetleri vs. hep ortadoguda. Tanriyla iletişime gectigini iddia eden bir çöl bedevisi için ihtimaller mevcuttur.

1.Gercekten tanrinin olmadigini bilip, insanlarin inanç ihtiyacini kullanma art niyetinde olması 

2. Bahsi geçen bedevinin hiç yaşamamış olması ve buna ilaveten dogal olarak tum hikayelerin,yaşam oykulerinin, herşeyin belirli bir çöl bedevi grubu tarafindan yazilmiş olması. 

3. Bu bedevinin bir akıl hastası olması veya hastalıklı (sara nobeti- vahiy alma esnasinda vs..ornekler) halusinasyon içinde olması.....  vs.vs.vs......

Her olasilikta da insanlari kullanma ve arab emperyalizmi var. Yani sonuçta bu bedeviye inanacak bir sürü keklenmiş kek var :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 dakika önce, Tatarka yazdı:

Oldukça guzel bir konu. Peygamberlik ilkel bir meslek ve sadece ortadoguya özgü. Putperestlik , pagan ibadetleri vs. hep ortadoguda. Tanriyla iletişime gectigini iddia eden bir çöl bedevisi için ihtimaller mevcuttur.

1.Gercekten tanrinin olmadigini bilip, insanlarin inanç ihtiyacini kullanma art niyetinde olması 

2. Bahsi geçen bedevinin hiç yaşamamış olması ve buna ilaveten dogal olarak tum hikayelerin,yaşam oykulerinin, herşeyin belirli bir çöl bedevi grubu tarafindan yazilmiş olması. 

3. Bu bedevinin bir akıl hastası olması veya hastalıklı (sara nobeti- vahiy alma esnasinda vs..ornekler) halusinasyon içinde olması.....  vs.vs.vs......

Her olasilikta da insanlari kullanma ve arab emperyalizmi var. Yani sonuçta bu bedeviye inanacak bir sürü keklenmiş kek var :lol:

Tatarka hadi bedeviye biz inandık , yahudilik ve hristiyanlıkta bu ortadoğuda çıktı , dünyanın en gelişmiş toplumları müslümanlardı sonra hristiyan avrupa oldu, yani bu bölgeden çıkan dinlere inanan  insanlar , bir tane ateist devlet göster ileri seviyede sana göre hangi ülke ise karşılaştırma yapalım bakalım :) kim keklenmiş siz mi bizmi . 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dunyanin en gelişmiş toplumlari muslumanlar miydi? Hayir, boyle soyleyip, kestirip atmak dogru degil. Dunyada bilimin gelişmesini saglayan öncü olanlar 》》》 Greklerdir. Sizin musluman zannettiginiz cogu bilim adami musluman degildi, öldürülmemek için öyle göründüler ve Grek bilim adamlarinin felsefecilerin yanlarinda egitim aldilar. 

Bugun komşu Haci Dede cuma namazindan geldi; Allah kabul etsin dedecim dedim :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

m.ö. 2. yüzyılda yok olmuş eski yunan diosanız gülme krizlerine gireceğim. Onlardan nasıl bilgi alıp yanlarında eğitilecekler bir açıklasanız :) İyi yapmışsın yaşlı birisini sevindirmişsin , yaşlılara iltifat onlarla konuşmak onları sevindirir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
44 dakika önce, Tatarka yazdı:

Dunyanin en gelişmiş toplumlari muslumanlar miydi? Hayir, boyle soyleyip, kestirip atmak dogru degil. Dunyada bilimin gelişmesini saglayan öncü olanlar 》》》 Greklerdir. Sizin musluman zannettiginiz cogu bilim adami musluman degildi, öldürülmemek için öyle göründüler ve Grek bilim adamlarinin felsefecilerin yanlarinda egitim aldilar. 

Bugun komşu Haci Dede cuma namazindan geldi; Allah kabul etsin dedecim dedim :)

m.ö. 2. yüzyılda yok olmuş eski yunan diosanız gülme krizlerine gireceğim. Onlardan nasıl bilgi alıp yanlarında eğitilecekler bir açıklasanız :) İyi yapmışsın yaşlı birisini sevindirmişsin , yaşlılara iltifat onlarla konuşmak onları sevindirir. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 saat önce, MRmanas yazdı:

antik yunandan bahsediyoruz .  insan türünün nerdesye bütün birikimleri antik yunandan gelmektedir. 

Elbette. Aynen  öyle. Ayrıca, müslüman bilim adamları diye bilinen kişiler de yunanlılardan ilim elde ettiler. İnsan da bir sürüdür, sürüye uyum göstermediğinizde tehdit edilirsiniz. Bu İslamın ilk dönemlerinde bahsedilen bilim adamlarının çoğu, müslüman gibi göründüler, mecburi olarak. Yani, İslamcıların bununla övünmeleri çok komik. Bugün gerçek hayatımda, ben de "he he" deyip geçiyorum. Ateist olduğum bilinse, hücuma uğrayacağım, kesin. 

Şunun altını çizelim; bilimsel gelişmeler insan türüne aittir,  bir dine mezhepe ırka değil, islam saçmalığına hiç değil, insanlığa aittir. Ona kalırsa, yahudilik daha başarılı. İsrail yahudilerinin çoğunluğu kendi kitaplarının uyduruk oldugunu bilen ateistler ve kurana inananlara nasıl gülüyorlar,haberiniz yok. Neyse bu farklı konu.  

Yani demek istediğim,  bilim alanı farklıdır, bu alana  din-inanç vs. gibi saçmalıklar bulaştırılamaz. Hem müslümanım,hem de bilim yapmak istiyorum diyen birisi, ateistforumda açılmış bir konuda yazdığı gibi, erkek kaburgasından deneyle kadın yaratıcak, deneyle ispatlayacak bunu. İddia bu ise yapacak bunu ! :lol: Öyle bilim alanına girmek o kadar basit değil bu yüzyıldan sonra. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Tatarka yazdı:

Elbette. Aynen  öyle. Ayrıca, müslüman bilim adamları diye bilinen kişiler de yunanlılardan ilim elde ettiler. İnsan da bir sürüdür, sürüye uyum göstermediğinizde tehdit edilirsiniz. Bu İslamın ilk dönemlerinde bahsedilen bilim adamlarının çoğu, müslüman gibi göründüler, mecburi olarak. Yani, İslamcıların bununla övünmeleri çok komik. Bugün gerçek hayatımda, ben de "he he" deyip geçiyorum. Ateist olduğum bilinse, hücuma uğrayacağım, kesin. 

Şunun altını çizelim; bilimsel gelişmeler insan türüne aittir,  bir dine mezhepe ırka değil, islam saçmalığına hiç değil, insanlığa aittir. Ona kalırsa, yahudilik daha başarılı. İsrail yahudilerinin çoğunluğu kendi kitaplarının uyduruk oldugunu bilen ateistler ve kurana inananlara nasıl gülüyorlar,haberiniz yok. Neyse bu farklı konu.  

Yani demek istediğim,  bilim alanı farklıdır, bu alana  din-inanç vs. gibi saçmalıklar bulaştırılamaz. Hem müslümanım,hem de bilim yapmak istiyorum diyen birisi, ateistforumda açılmış bir konuda yazdığı gibi, erkek kaburgasından deneyle kadın yaratıcak, deneyle ispatlayacak bunu. İddia bu ise yapacak bunu ! :lol: Öyle bilim alanına girmek o kadar basit değil bu yüzyıldan sonra. 

 

Çok doğru . yahudilik daha başarılı . yahudiler dinlerin ne olduğunu neden nasıl ortaya çıktığını çok iyi biliyorlar . yahudilik bir din deyil kültür ve millettir artık . yahudilerin çoğu inançsızdır zaten  . oyüzden yahudi olunmaz yahudi doğulur diyorlar ya .

tarihinde MRmanas tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 16.12.2016 at 22:10, sokullu yazdı:

Sen bugüne kadar ne ile beslendinde bu yazıyı yazabildin :) bu yaşta bu zeka :) valla pravo

Sokullu Sen net bir şekilde ön yargılısın. yazdığın tüm yazıları verdiğin tüm cevapları gözden geçirdim. Hem kuşkulu agresif, alıngan ve komplekslisin.. Bu da seni tutarsız bir kalem yapar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aslında bu konuda betimlemek istediğim kuru ve dengesiz beslenme tarzının inanç üzerindeki etkileri idi.e 

Ancak bazı üyelerin tevazu gösterip anlatılanın gerçeklik payını tartışmaya açmak yerine hakaret taktiğini seçmeleri insan egosunun nasıl tepe yaptığının acı bir göstergesi olsa gerek.

Cahiliye dönemindeki arabistan diğer bölgelere göre neden bu kadar geri kalmış totemsel bir hayata sürüklenmiştir.

Burada şunun altını özellikle çizmek isterim. Dünyanın yaşamaya elverişli olamayan bölgeleri nerelerdir. Aşırı sıcak ve aşırı soğuk bölgelerin yaşamaya pek elverişli olmadığı muhakkaktır. Arabistan aşırı sıcak bir iklim barındırmaktadır. Dolayısı ile ılıman iklim seyyahları ve tüccarları bu bölgeye pek uğramazlar. Bir bölgenin kültürel gelişimi ise insan sirkülasyonu olduğu bir gerçektir. Hindistan , anadolu ve avrupa kuşağı bu hareketliliğe çok güzel bir örnek olsa gerek. Zaten binlerce yıllık ipek yolu ticaretin ve kültürel paylaşımın çok güzel bir örneğidir. Mekke ve Medine bölgesi ticari açıdan sınırlı bir ülke idi. Bu bölge, yetersiz tarım yanında hayvansal ürünler ve bölgeye has hurma ticareti boyutunu aşamazdı.

Arabistan da toplumsal yapı devlet temelli olmayıp aşiret temellidir. 6ncı ve 7nci yüzyıllarda toplumun büyük bir kısmını aşiretler oluşturmaktaydı. Geriye kalanlar köleler ve tüccarlardı. Arabistan başlıca aşiretleri Şemmeri, Timyati, Enezi, Oteybi, Kahtani lerden oluşmakta Aşiret sistemi bu bölgenin otoritesini belirlemekteydi.

vahalarda yaşayan yerleşiklerle (hadari), kırsal kesimde yaşayan göçebeler (bedevi), Cahiliye dönemi Arap toplumunun belli başlı iki temel unsurunu oluşturmuştur. Bölgedeki iki farklı hayat tarzını yansıtan bu tasnif, aynı zamanda yarımadanın birbirinden farklı coğrafi ve iklim özelliklerini de ön plana çıkarmaktadır. Zira bedevilik oldukça kısıtlı imkanlarla yaşayan ve coğrafi ve iklim özellikleri bakımından çok daha nasipsiz bir bölge olan Kuzey ve Orta Arabistan’ın hakim hayat biçimi iken, Hadarilik, yaşam imkanlarının çok daha çeşitlendiği güneyin hayat tarzını temsil etmiştir. Hatta Arap toplumu içindeki bu ayrıma islam yazarları dikkat çekmiş ve yarımadanın köy ve şehirlerinde yaşayanlararab”, çölde göçebe olarak yaşayanlarsaa’rab: bedevi” olarak anılmıştır.  

İslam yazarları Bölgenin beslenme kültüründe her ne kadar kısmen de olsa deniz ürünleri de olduğunu belirtmelerine rağmen tutulan ürünlerin iç bölgede bulunan Mekke ve Medine gibi karasal bölgelere taze ulaştırılması pek mümkün görünmemekteydi. Kurutulmuş deniz ürünlerinden islam yazıtları yada hadislerde pek bahsedilmemektedir. Çöl iklimi ve bu iklimin getirmiş olduğu beslenme şartları neredeyse 20ci yüzyıl ortasına kadar yani petrolün ticaretine kadar hüküm sürdüğü bir gerçektir.

Sefil denebilecek kıt kanaat şartlarda yaşayan ve ancak zorunlu ihtiyaçlarını temin derdinde olan bedevilerin temel besin kaynakları hurma ve süt idi. Av hayvanları istisna edilecek olursa bedeviler eti, ancak özel misafirleri veya şenlikleri için hayvan kestikleri zamanlarda yiyebilirlerdi. Avlanmaya düşkünlükleri ile bilinen bedevilerin avladıkları hayvanlar arasında, dağ keçisi, yaban sığırı, ceylan, yaban eşeği, tavşan, keklik, deve kuşu ve kertenkele yer almaktaydı. Pişirilerek yenen veya hurma ile karıştırılmak suretiyle ezmesi yapılan çekirge de bedevi sofralarında yer almaktaydı.   

Kısaca bölgeye özgü ekolojinin getirmiş olduğu zorlu hayat şartları  totemsel inançları tetiklemişti.  Arap yarımadasında ekonomik hayat, iklim şartları ve toplumsal yapıya bağlı olarak değişmekle birlikte, umumi olarak hayvancılık, tarım ve ticarete dayanmaktaydı. Hakim sınıfı oluşturan bedevîler, çiftçilik, sanat ve zanaat alanındaki faaliyetleri hakir görüp, geçimlerini büyük ölçüde hayvancılık, avcılık ve ticaret gibi yollardan temin ederlerken, yerleşikler daha ziyade tarım ve ticarete dayalı bir hayat sürdürmekteydi. Üç tarafından denizlerle kaplı olmasına rağmen, yarımada da balıkçılık oldukça sınırlı bir alanda yapılmaktaydı. 

Bedevi aşiretleri oligarşi temelli yönetim biçimleri nedeniyle aynı zamanda korsan ve saldırgan gurupların cirit attığı çöl sistemlerin acımasızlığı çöl korsanlarının acımasız yöntemlerini etik hale getirmişti. Bedevi korsanlar çadırlara baskın yaparak yağmalar ele geçirdiği tüm malları ganimet olarak görürlerdi. Bu baskınlarda kullanılan arap atları konaklama merkezlerini toparlanmaya fırsat bırakmadan vahalarda yakalar ve ganimeti bir nevi garanti altına alırlardı. 

Ana geçim kaynağı hayvancılık olan bedeviler, zorlu hayat şartlarının bir sonucu olarak sık sık komşu şehir ve köylerle bölgeden geçen kervanlara düzenledikleri baskınları da bir geçim aracı olarak görüyorlardı. Tarihin oldukça erken dönemlerinden itibaren ticaret yollarının çölden geçmeye başlaması, bedevi Arapları kervan saldırıları ve onların mallarına el konulması konusunda oldukça ustalaştırmıştı. Yapılan baskınlarda deve ve yiyecek çalmanın yanı sıra çocuk ve kadınlar da kaçırılıyor ve serbest bırakılmaları karşılığında fidye talep ediliyordu.

Günümüzde bile Ürdün ve Lübnan bölgelerinde arab kültürünün bir parçası olan çöl korsanlığı halen faaliyetini sürdürmektedir.

kısaca sınırlı Beslenme tarzının toplum üzerindeki ciddi etkilerinin arab yarımadasında otoriteyi ne denli etkilediği açıkca görülmektedir. Cahilliye dönemindeki totemsel inançların temelinde gıdaların putlara sunulması, en önemli faktörün gıda olduğunu göstermektedir.  

İslam yazarları  İslam öncesi Arabistan’ını en iyi tanımlayabilecek 3 şey, çöl, deve ve bedevi   olarak tanımlasa da benim kanatimce 4.etken hurma olmuştur.

Hurma şekeri ve karbonhidratı yüksek olan bir çöl meyvesidir. Şekerin, şekere duyarlı insan bünyesinde ne kadar tahrip edici bir unsur olduğunu inkar etmek aptalca olur. Günümüzde amerikan beslenme kültüründe bazı aileler hayatlarından şeker bazlı gıdaları çıkarmakla kalmayıp çocuklarının pasta ve tatlı gibi ürünlerle tanışmalarını dahi engellemektedir. Şekerin insan hayatına etkilerine sayısız örnek verebiliriz.

Yemeğe tuz ile başlamak-tuz ile bitirmek

“Ya Ali yemeğe tuz ile başla.” (Sir’a) 
“Yemeğe tuz ile başlamak ve bitirmek yetmiş derde devadır.” (Riyaz’ün Nasihin)

Aşırı Şeker, Tuz ve kolesterol  ağırlıklı deve eti metobolizma dengesini bozduğunu söylemek ve  toplumsal dengelere ne kadar etki ettiği yadsınamaz bir gerçektir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 months later...
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...