Jump to content

Akıllı tasarım


Recommended Posts

  • İleti 361
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

50 minutes ago, TENTEN said:

Akıllı tasarıma örnek olsun diye verdim.Kendiliğinden olamaz bunlar.

Yani geri zekalı arap putu akıllı tasarım falan mı yapıyor?

39 minutes ago, Great Evil Beast said:

Tenten nickli arkadaş teist degil de daha cok deist gibi geldi bana .

Deist de teisttir aslında. Ki deist falan değil, bildiğin müslüman ama o da biliyor ki direk pislik arap dinin reklamını yapsa rezil olacak, deist taklidi yapıyor.

İlk başlarda Allah mallah deyip duruyordu, sonradan vaz geçti bu taktikten.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 5 Feb 2017 at 20:42, TENTEN said:

Akıllı tasarıma örnek olsun diye verdim.Kendiliğinden olamaz bunlar.

Ha, ama tanrı kendiliğinden olur.

İşin doğrusu sizin tanrı tanımınız evrenden ve yaşamdan daha karmaşık ve anlaşılmaz bir varlık. Öyle bir şey ki bu tanrı, bu devasa evreni tek sözü ile yaratmış ve içindeki katrilyon kere katrilyon dengeyi hali hazırda yönetiyor ve gözetiyor. Öyle devasa bir varlık. Ama o kendiliğinden oluşmuş. Öyle mi? Bu mudur yani açıklamanız.

Bir zamanlar moda olan "bunu da açıklayın la atayizler" sözünün yerini " bu da mı tesadüf la atayizler" sözü aldı. Bu yeni sözü öyle beğendiler, öyle benimsediler ki söylemeye doyamıyorlar. Tanrının varlığı ile ilgili bir konu ortaya geldi mi pis bir sırıtış eşliğinde, "ehe ehe tesadüf mü la bütün bunlar" deyip sağa sola bakmaya başlıyorlar. "Misal şu fişkiye. Tesadüf mu bu? Kurban olduğum yaradan nasıl da fışkırtıyor suyu döndüre döndüre. Bu da mı tesadüf?" İslamcıların moda geyiği de bu. Yeni bir aptalca tekerleme bulana kadar buna tahammül edeceğiz. Yapacak birşey yok.

Arkadaşım, değerli kardeşim, biraderim... Bilimin açıklayamadığı konular dinin hanesine artı olarak yazılmıyor. Kendinizce böyle bir yarışa girmiş gibi görünüyorsunuz. Sürekli olarak bilimin açıklamakta yetersiz kaldığı konuları, yanlışlanmış teorileri falan gündeme getirip eğleniyorsunuz. Ama bilimin rakibi falan değilsiniz. Kardan adam ne kadar güneşin rakibi ise, din de o kadar bilimin rakibidir.

Sen bugün bilimin yarattığı çok katlı evinde yaşıyorsun, bilimin yarattığı elektiriği, bilgisayarı kullanarak bu yazıları yazıyorsun. Ama din ve tanrı inancı bugüne kadar insanlığa bir kibrit çöpü dahi vermemiştir. Tek yaptığı insanları aptallaştırmak, ahlaksızlaştırmak, çıkarcı riyakar insanlara çevirmek ve diğer insanlara düşman haline getirmek. Başka bir "başarısını" görmedim ben bugüne kadar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, Robespierre yazdı:

Ha, ama tanrı kendiliğinden olur.

İşin doğrusu sizin tanrı tanımınız evrenden ve yaşamdan daha karmaşık ve anlaşılmaz bir varlık. Öyle bir şey ki bu tanrı, bu devasa evreni tek sözü ile yaratmış ve içindeki katrilyon kere katrilyon dengeyi hali hazırda yönetiyor ve gözetiyor. Öyle devasa bir varlık. Ama o kendiliğinden oluşmuş. Öyle mi? Bu mudur yani açıklamanız.

Bir zamanlar moda olan "bunu da açıklayın la atayizler" sözünün yerini " bu da mı tesadüf la atayizler" sözü aldı. Bu yeni sözü öyle beğendiler, öyle benimsediler ki söylemeye doyamıyorlar. Tanrının varlığı ile ilgili bir konu ortaya geldi mi pis bir sırıtış eşliğinde, "ehe ehe tesadüf mü la bütün bunlar" deyip sağa sola bakmaya başlıyorlar. "Misal şu fişkiye. Tesadüf mu bu? Kurban olduğum yaradan nasıl da fışkırtıyor suyu döndüre döndüre. Bu da mı tesadüf?" İslamcıların moda geyiği de bu. Yeni bir aptalca tekerleme bulana kadar buna tahammül edeceğiz. Yapacak birşey yok.

Arkadaşım, değerli kardeşim, biraderim... Bilimin açıklayamadığı konular dinin hanesine artı olarak yazılmıyor. Kendinizce böyle bir yarışa girmiş gibi görünüyorsunuz. Sürekli olarak bilimin açıklamakta yetersiz kaldığı konuları, yanlışlanmış teorileri falan gündeme getirip eğleniyorsunuz. Ama bilimin rakibi falan değilsiniz. Kardan adam ne kadar güneşin rakibi ise, din de o kadar bilimin rakibidir.

Sen bugün bilimin yarattığı çok katlı evinde yaşıyorsun, bilimin yarattığı elektiriği, bilgisayarı kullanarak bu yazıları yazıyorsun. Ama din ve tanrı inancı bugüne kadar insanlığa bir kibrit çöpü dahi vermemiştir. Tek yaptığı insanları aptallaştırmak, ahlaksızlaştırmak, çıkarcı riyakar insanlara çevirmek ve diğer insanlara düşman haline getirmek. Başka bir "başarısını" görmedim ben bugüne kadar.

 

Bilim ateizmin malı  değildir.

Din bilime karşı değildir.

Bilim tanrıya ulaştıran bir ibadettir.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilim ateizmin değil analitik düşüncenin, insan aklının malıdır.

Nakil akıldan üstündür diyenler ile bilimi paylaşamayız, kusura bakma. Sen o davarlardan farklı görünüyorsun. Ama arandaki fark ne kadar acaba? Nefesi kuvvetli bir hocaya denk gelsen, Hacca falan gidip gelsen, senin de nakil akıldan üstündür demeyeceğinin garantisi var mı?

Din bugüne kadar herhangi bir iddiası ile bilimi geriletemedi. Ama bilimin gelişmesi dini geriletti. Bu anlamda bir çatışma vardır. Dinin coğrafya, tıp gibi konularda bazı iddialarının bilime uygun olmadığı ortaya çıkıyor. Haliyle din bilime düşman oluyor. Bilim ise dini muhatap almadan yoluna gidiyor.

Eskilerin masallarının bugün nefesi tükenmiştir. Ne yapsanız boş.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, TENTEN yazdı:

 

Bilim ateizmin malı  değildir.

Din bilime karşı değildir.

Bilim tanrıya ulaştıran bir ibadettir.

 

kitabınızı okumuyorsunuz.

maide 101

Ey inananlar, size açıklanınca hoşunuza gitmeyecek şeyleri sormayın. Kur'ân indirilirken bunlara ait bir şey sorarsanız hükmü açıklanır size, halbuki Allah geçmişti ondan, ona ait hükmü bildirmemişti ve Allah, suçları örter, rahîmdir.

maide 102

Sizden önce de bir kavim onları sordu da sonra kâfir oluverdi.

 

size açıklanınca hoşunuza gitmeyecek şeyleri sormayın. bir şeyin açıklandığı zaman hoşunuza gidip gitmeyeceğini bilmiyorsunuz. bu durumda herhangi bir şey sormayın.

oysa ki, bilim sormak üzerinedir. uyduruk kitabınız ise: sormayın, hoşunuza gitmeyecek bir şey olabilir ve kafir olursunuz diye  korkutuyor.

dahası, uyduruk kitabınız: indirilirken sorun ne soracaksanız, diyor. e muhammed nalları diktiğine göre, artık zaten sormak gibi bir şansınız yok. demek ki artık öğrenmek gibi bir şansınız yok.

diğer yandan da, uyduruk kitabınız bilimsel konulara girdiğinde çok kötü çuvallıyor. örneğin fetüsü önce kemiklerden oluşturup sonra et giydirmesi falan gibi. ya da gündüzün ve gecenin varlıklar olması, bunları yerin üzerine örtmesi falan gibi.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, bir_akil_insan yazdı:

kitabınızı okumuyorsunuz.

maide 101

Ey inananlar, size açıklanınca hoşunuza gitmeyecek şeyleri sormayın. Kur'ân indirilirken bunlara ait bir şey sorarsanız hükmü açıklanır size, halbuki Allah geçmişti ondan, ona ait hükmü bildirmemişti ve Allah, suçları örter, rahîmdir.

maide 102

Sizden önce de bir kavim onları sordu da sonra kâfir oluverdi.

 

size açıklanınca hoşunuza gitmeyecek şeyleri sormayın. bir şeyin açıklandığı zaman hoşunuza gidip gitmeyeceğini bilmiyorsunuz. bu durumda herhangi bir şey sormayın.

oysa ki, bilim sormak üzerinedir. uyduruk kitabınız ise: sormayın, hoşunuza gitmeyecek bir şey olabilir ve kafir olursunuz diye  korkutuyor.

dahası, uyduruk kitabınız: indirilirken sorun ne soracaksanız, diyor. e muhammed nalları diktiğine göre, artık zaten sormak gibi bir şansınız yok. demek ki artık öğrenmek gibi bir şansınız yok.

diğer yandan da, uyduruk kitabınız bilimsel konulara girdiğinde çok kötü çuvallıyor. örneğin fetüsü önce kemiklerden oluşturup sonra et giydirmesi falan gibi. ya da gündüzün ve gecenin varlıklar olması, bunları yerin üzerine örtmesi falan gibi.

Kuran incil tevrat kitabım değil.Benim kitabım tanrının eseri doğa.

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 dakika önce, TENTEN yazdı:

Kuran incil tevrat kitabım değil.Benim kitabım tanrının eseri doğa.

Bu daha gülünçmüş. dinlerin içine doğup, inandığını sanmak; sonra dinlerin saçmalığını görüp, tanrılarına inanmaya devam etmek...

her neyse. tanrı yarattı sandığınız her şey evrimin veya süreçlerin sonucudur. uyanmanızda yarar var.

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, TENTEN yazdı:

Bilim ateizmin malı  değildir.

Din bilime karşı değildir.

Bilim tanrıya ulaştıran bir ibadettir.

Bilim ateizmin malı değil de, dogmatikler mal...

Zeytin ağacının gövdesi selülozdan değil silikondandır!!!

Parmak çıtlatmak en faydalı spordur!!!

Böyle demekle öyle oluyor mu!?

Sen dedin diye olacak!!!

Argüman koyman gerekmiyor mu! Argümanın ne?

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 saat önce, TENTEN yazdı:

Din bilime karşı değildir.

Bilim tanrıya ulaştıran bir ibadettir.

Din, bilime karşı olmasaydı ve bilim tanrıya ulaştırsaydı..., bilim insanlarının  genelde dindar olması gerekirdi. oysaki durum hiç de öyle değil.

 

Peki din, bilime uygun mu......?  kuran'dan bazı örneklerle görelim...;

Evrenin merkezinde, evrenle eşit boyutlarda, düz ve 6 günde yaratılmış bir dünya...

yeryüzüne saçılan yıldızlar..... birbirini takip eden ay ve güneş..... akıl eden kalpler ....

950 yıl yaşayan, 309 yıl uyuyan adamlar....  güneşin battığı yere giden adam... bastonundan ejderha çıkaran ve denizi bölen adam....

Rüyasında gördüğü için çocuk kesmeye kalkmanın sağlıklı bir davranış olması.... havadan uçarak gelen koç....

konuşarak insanı güldüren karınca, 100 yıl sonra dirilen ölü eşek...

kadınların gerizekalı olması, işkence ile eğitim, tehdit ve korku ile ahlaklı toplum yaratma iddiası....

 kuran'daki tüm bu iddiaların mantıklı olduğunu hangi bilim adamı ispatlamıştır ki, din bilime yaklaştırsın....?


Ayrıca, iman/küfür bahanesiyle özgür düşünceyi yasaklayan, sanatı ayıplayan, kadınların sosyal haklarını gaspeden, insanın tüm büyük sorunlarını ahirete bırakan bir anlayış, nasıl bilimi destekliyor olabilir...?

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

 

1800'lerden önce, çoğu insan ''vitalizm'' olgusuna inanmaktaydı 
Vitalizm genel anlamda dini inançlar temelinde şekillenen bir düşüncedir. İncil Tanrı'nın ilk insanı yaratırken ''hayat nefesi üflediği'' düşüncesini dile getirir, ve ölümsüz ruhlar vitalizmin bir formudur. 
1828'de, Alman kimyacı Friedrich Wöhler yaygın şekilde bilinen kimysallardan amonyum siyanat adı verilen ve canlılarla bağı olmayan üre geliştirmek için bir yol buldu. Diğerleri ise bu ayak izlerini takip ettiler ve kısa zaman sonra yaşamı oluşturan kimyasalların tamamının hayatla ilgisi olmayan başka kimyasallardan yapılabilecekleri açıkça anlaşıldı. 
1828'den sonra bilim insanlarının hayatın ilk olarak nasıl oluştuğunu açıklamak için tanrısal olmayan bir yolu işaret etmek için artık ellerinde geçerli sebepleri bulunuyordu. Fakat bunu yapmadılar. Araştırmak için apaçık bir konu gibi görünüyor, fakat buna rağmen yaşamın kökenlerinin gizemi onlarca yıl boyunca gözardı edilmeye devam etti. Muhtemelen henüz o dönemde herkes vitalizm açıklamasına halen duygusal bir şekilde bağlıydı. 
1859'da Türlerin Kökeni üzerine kurulan Darwin'in teorisi, geniş bir çeşitliliğin bir tek ortak atadan nasıl oluştuğunu açıkladı. Her bir canlının ayrı ayrı Tanrı tarafından yaratıldığı düşüncesinin yerine, milyonlarca yıl geriye doğru giderek o dönem yaşamış olan ilkel bir organizmadan evrildiğimizi söylüyordu...Bir mektubunda:   ''Fakat eğer (vay be amma da büyük bir eğer) sıcak bir gölette bulunan çeşitli tür amonyak ve fosforik tuzların, ışık, ısı, elektrik ve bir protein bileşiğinin bir araya gelmeleriyle kimyasal karışım oluşturarak daha kompleks değişimler geçirdiklerini düşünebiliriz...'' yaziyor.
1924 yılında, Oparin 'hayatın Kökeni' adlı kitabını yayınladı. Kitabının içeriğinde, Darwin'in sıcak göletine benzeyen, hayatın kökenine dair bir de vizyon ortaya koydu.Düşüncesine göre uzaydan düşerek yüzeye çarpan kayalar nedeniyle dünya eriyik halde ve sıcaktı. Yarı eriyik kayalarla dolu olan ortam, devasa miktarda ve dağınık karbon bazlı kimyasal barındırıyordu.
1929'da, İngiliz biyolog J.B.S. Haldane, Darwin'in düşünceleriyle ortaya çıkan evrim teorisiyle genetik bilimini bütünleştirmeye oldukça büyük katkılar sağladı.
Tıpkı Oparin gibi, Haldane, ''ilkel okyanusların sıcak dilüe bir çorba haline gelecekleri şekilde'' organik kimyasalların suda nasıl birikebileceklerini ortaya koydu. Yaşayan ilk canlı organizmaların kimyasal bir yolla, yaratıcı bir Tanrıya ihtiyaç duymadan ortaya çıkmış olabilecekleri düşüncesi o dönem son derece radikal bir fikirdi. 
1934 yılında Nobel Ödülü kazanan Harold Urey, hayatın kökeni konusuyla ilgilenmeye başlamıştı.  Yaptığı bir konuşmasında ilk oluşum aşamasında muhtemelen dünya atmoısferinde oksijen olmadığını belirtti. Bu Oparin ve Haldane'in ilkel çorbanın form kazanması düşüncesi için uygun şartı açıklıyordu, çünkü ilk ortaya çıkan narin kimyasallar oksijenle temas edecek olurlarsa yok olabilirlerdi. Aynı gün Stanley Miller adlı bir doktora öğrencisi de izleyiciler arasındaydı
1952'de Miller, yaşamın kökeniyle ilgili şimdiye kadar yapılan en ünlü deneye başladı.
Deney basit bir kuruluma sahipti. Miller, bir dizi cam şişeyi bağladı ve kaynağından kaynar su, hidrojen gazı, amonyak ve metan gibi Dünya'nın başında bulunduğundan şüphelenilen dört kimyasal madde geçiriyordu. Gazlar, tekrarlanan elektrik şoklarına maruz kalmıştı, bu da, çok uzun zaman önce Dünya'da yaygın bir olay olan şimşek görevlerini simüle etmek içindi.
Miller, "şişedeki suyun ilk günden sonra belirgin bir şekilde pembe hale geldiğini ve haftanın sonuna doğru solüsyonun derin kırmızı ve bulanık olduğunu" gözledi. Açıkçası, bir kimyasal karışımı oluşmuştu.

Miller karışımı incelediğinde iki amino asit içerdiğini tespit etti: glisin ve alanin. Amino asitler çoğu zaman hayatın temel taşları olarak tanımlanır. Vücudumuzdaki biyokimyasal süreçleri kontrol eden proteinleri oluşturmak için kullanılırlar. Miller hayatın en önemli iki bileşenini sıfırdan üretmişti.
Miller'ın deneyinin ardından öteki bilim insanları basit kimyasal molekülleri sıfırdan oluşturabilecekleri yeni yollar aramaya başladılar. 

 

Evrim Teorisinin temelini yillar önce Darwin atmistir, sonra gelen bilim adamlari bu teoriyi gelistirmislerdir. Moleküllerden eko-sistemlere, organismalardan insanlara kadar her yerde bu teori islemektedir ve gözlemlenebilmektedir. 

Akilli Tasarim, evrim teorisine bir alternatif degildir. 
Bir teori degildir, 
Bilimsel hic degildir.
“Canli nasil yaratildi bunu aciklayamiyorsun demekki ignenin ustasi var” demekten baska bir sey degildir.

Bilim, size günesin balciga batmadigindan tutun 
ayin ve yildizlarin neden yeryüzüne düsmedigine kadar bir cok seyi acikladi. 
Yildizlarla seytanlarin taslanmadigini, gemilerin rüzgarsiz da gidebildigini gösterdi. 

Bilimi izlemeye devam edin :)

tarihinde poiuz tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 2/8/2017 at 21:12, bir_akil_insan yazdı:

tanrı yarattı sandığınız her şey evrimin veya süreçlerin sonucudur. uyanmanızda yarar var.

Sayın bir_akil_insan,

HER ŞEY dediğiniz bir sonuç ise, bunun bir de başı olmalı.

Evrimin ve süreçlerin EN BAŞINDA böyle bir SONUÇ öngörülebilir miydi?

yani bizim var olmamız kaçınılmaz mıdır?

Saygılar,

 

 

 

tarihinde Rookie Explorer tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...