Jump to content

Demokrasi gerçekten bir trendir


Recommended Posts

Bugün "Snowden" filmini izlerken aklıma geldi. Filmin ana temsı, 2010'lu yıllarda CIA'de çalışan bir vatanseverin, ABD'nin Nazi Almanya'sının Nuremberg yasalarına benzemeye başladığını düşündüğü için, internet gizliliği ile ilgili temel Cumhuriyet değerleri ile çelişen bazı uygulamaları basına ifşa edip Moskova'ya sığınıyor.

- Gerçek demokrasilerde bu sürekli bir çatışmadır. Gerçek cumhuriyet değerlerini korumak mı? Pratik sorunları çözmek için bunları eğip-bükmek, içini boşaltmak mı?

Kendim yurt dışında bulunduğum için, bu konuyu çok iyi bilirim. Bizdeki MHP/AKP tipi insanlar batıyı "değerlerini kaybetmiş" olarak görme eğilimindedirler. (Değer demek din demek olduğu için, dini zayıf olanın değeri de olmadığını farz ederler)

Daha büyük bir yanlış yoktur. Cumhuriyetler bu "değerlere" ve insanların bu değerlere inanması sayesinde ayakta kalırlar. Yoksa Nazi Almanya'sı gibi, cumhuriyet dediğin, bir anda diktatörlüğe dönüverir.

Başlıklara bakıyorum. Seçmen kitlesini de yıllardır takip ediyorum. Ama benim bu "değerler" konusunda neyi kast ettiğimi bilen lider olarak Mustafa Kemal, Vahdettin, İsmet İnönü, ve (belki) Süleyman Demirel harici adam bu ülkede yoktur. Kenan Evren bu değerleri yıkmıştır. Doğu Perinçek gibi kişiler bile daha konunun ne olduğunu bence bilmezler.

Tabi bu değerler yüzyıllar süren evrimlerin/mücadelelerin birer sorunudur ve Batıda (en azından toplumun yarısında) bu değerlerden asla ödün verilemeyeceği anlayışı vardır. Yoksa örneğin ABD'de bir zamanlar mafya'nın yönettiği, köleliğin/ırkçılığın kol gezdiği acayip bir ülkeydi. Ama ne yaptılar? Yüzyıllar boyunca ilkelere, değerlere, prensiplere sebaat ile tutunmaya devam ettiler. Sonra yıllar geçtikçe, Vahşi batı, medeni ülke haline geldi. Ve bugün Obama da sürekli "Cumhuriyet hediye değildir" açıklaması yapar "Don't take Democracy for granted" der.

Benim Türkiye'de sorun olarak gördüğüm şey bu anlayış eksikliğidir. Demek ki bütün o vatandaşlık bilgisi dersleri boştur. MEB  ÖSS/LYS derken en az iki nesli cumhuriyet değerlerine uygun eğitememiştir.

Halk ne düşünür: Demokrasi demek, onun için hırsızların başa geçip kendisini sürekli yoldukları oligarşi demek. İslam'a da inanıyor. Dolayısıyla "islami" olan her şeyin iyi olacağını varsayıyor. Ve Kenan Evren + Osmanlı mirası sayesinde, Güce ve güçlü olana belirli bir saygı da duyuyor (Bunlar tam Atatürk ve Arkadaşlarının değiştirmek istedikleri şeylerdi).

Peki ne yapılabilir?

- Ben bir takım emperyalist, paylaşımcı, kötülüğe ve ulusların acımasızlığına dayalı modellerin yürürlükte olduğuna inanmıyorum. Bunlar Diktatör rejimlerinin propagandasıdır. Gerçek siyasetle / Modern ekonominin gerekleri ile alakası yoktur. Öyle bir şey olsaydı Batı'nın mesela Çin'i 40 defa içerden ve dışarıdan yıkması gerekirdi. Bu olacağına herkes Çin'le ilişkileri yıllardır iyi tutmaya çalışıyor. Güney-Kore, Japonya filan da diğer örnekler. Millet iş yapacak partner arıyor. Köle ve doğal kaynak alabilecekleri sömürge filan meselesi geçtiğimiz yüzyılın başlarındaydı.

- Bu nedenle Orta-Doğunun, İslam ülkelerinin geneline yönelik bir beklenti vardır. Kimse bunların habire göç edip Fransa'Nın göbeğinde işsizlerin, serserilerin kol gezdiği, kadınların kapalı olduğu saçma sapan getolarda yaşamalarını istemiyor. O yüzden, aşağı yukarı 1000 senedir İslam dünyasının belirleyici gücü haline gelmiş bir milletin saçma sapan yolara girmesi üzücüdür. Ve bunun niye engellenmediğini de bizler bilmiyoruz. Örneğin "sol" davası sırasında Devlet kendi çocuklarını katletmiştir, işkence etmiştir. 80'lerden bu güne kadar da bu PKK meselesi halk açısından "şeytan" ile eşdeğerdir (Medya sayesinde o hale getirilmiştir. Pratikte hayal aleminde yaşayan, duygusal, milliyetçi ve dindar nesil yetişmiştir. AKP/Refah Partisi değil, bunu Yapan Kenan Evren'İn kendisidir. Öncesinde de böyle bir "sol" düşmanlığı var. Bütün ülkelerin faşistleri / diktatörleri oldu. Hiçbiri solcuları sevmezdi. Aynı şeyleri / daha beterini yapmışlardır. Bizde yapılınca önce susup sonra tekrar canlanmak yerine, millet iyice din, ,man, milliyetçilik, Atatürkçülüğe filan yöneldi.

- Ama işte onu diyorum. Demokrasinin işlemesini sağlayan şey ilkelerdir. İlkeleri anlamayan/bilmeyen bir ülkeydik zaten. Sonra bu ilkeler halka unutturuldu. Halk'ı İslama yöneltmek için her şey yapıldı. Şimdi de kimse konunun ne olduğunu bile bilmiyor. Başkanlıktan söz ediyorlar. Ben şeriattan yanayım. "Eğer onları yenemiyorsan, onlara katılacaksın" derler. Ben o noktadayım. Fakat çoğu kişi Şeriat'ın gelmesinin de 30-40 seneyi bulabileceğini hatta bunun hiç olamayacağını söylüyorlar.

Sonuç: Yarı-Putinist, Yarı-İslami, Miliyetçilik/Atatürkçülük sentesi iki partili (gerçekte tek partili) hırsızların, uyanıkların, şarlatanların yönettiği bir ülke.

Da işte benim dediğim şey de o: Halk bu değerleri tabi anlamayacak. Batı bunun üzerinde 500 sene konuşmuş, 100 senedir filan anlar hale gelmiş. bizde 100 sene önce uygulanmış, henüz anlayan bir tane adam yok. Bu demek değil ki bu trenden ineceksin. Bu demektir ki, millet yavaş yavaş anlayıncaya kadar, sebaatle, ısrarla bu trenin içinde duracaksın.

Tek adamların daha iyi iş yapabildikleri tarihsel olarak doğrudur. Ama Bizde uygularsan uzun vadede Beşar Esat benzeri bir şey elde edersin. O şekilde de suyu çıkar. Bu nedenle ben bu AKP'nin ilk iki dönemini eleştirmedim bile. Halkın kara cahilli bu adamları getirirse, bir dönem- iki dönem kalabilirler. Onların da hakkı. Ama herkes üçüncü dönemin demokrasinin bitişi olduğu konusunda hemfikirdir.

Millet de bu terör olayları döneminde AKP'ye bir şey diyemiyor (tutuklanmaktan korkuyorlar). Ondan sonra mal gibi yazarları, CHP'yi, Kılıçdaroğlunu filan eleştiriyorlar, solcu geçinip Amerikan komplosu ülkenin bölünmesi filan diyorlar.

- Ülke bölünürse bölünsün. Zaten bölünmedik tarafımız mı kaldı? Namus cinayeti gibi anlayış mı olur? Kürt meselesi derinliği olan bir konudur. "Amerika Petrol istediği için Kürtleri çok seviyor" filan diyorlar. MHP'li adam buna inansın, da bari solcu geçinen adam buna inanmasın. Kürtlerin üç kuruşluk bölgesini Rusya ve İran hariç kimse önemsemez. Allahın çorak toprağındaki petrolü kim saplantı haline getirir? Saçmalık hepsi.

Asıl konu şudur: Şizofren bir adam iş bulup, evlenip, adam olabilir mi? - Olamaz.

O yüzden akıl, mantık, cumhuriyet ilkeleri, hukuk devleti, mantıklı devlet olma, mantıklı vatandaş/yurttaş olma gibi şeyleri anlarsın. Ne yapacaksan ondan sonra yaparsın. Yapamıyorsan, İran Sudia Arabistan gibi Şeriat olmaya bakacaksın. - O da yok. Ne o zaman? - "Benim kalabalığım var, ben daha çok doğurdum, ben ne dersem o olur" - tamam nereye gideceksin? - "seni S.ecem". - Başka? - "O kadar".

- Ben ne diyebilirim ki? millet Amerikan halkının haberleşme, gözetlenmeme hakkı için kendi hayatını ortaya koyuyor. Böyle bir ulus sevgisi / cumhuriyet sevgisi var. Bizim işimiz ameleye Irgata kalmış. Böyle iş yapan siyasetçinin de ben A.K.'yım. 70'lerde kaç tane genç ölüp gitti şu hale bak heriflerin yaw. cık cık cık

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kenan Evren ve Doğu Perinçek benim en nefret ettiğim iki insan. RTE ile aynı kıvamda iticiler bu üçü. Ağızlarını bolibonla doldurmuşlar gibi dudaklarını şişirmeler falan... Suratları iğrenç, fikirleri kahpe bu insanları Türkiye halkı yetiştirmemelidir. Türkiye demokrasiyle mutlu olmayı gerçekten isteseydi şimdiye kadar bir kaç çeşit demokratik ağacımız ve meyvelerimiz olurdu elbet. Çoğunluğun seçtiği AKP'den başka demokrasi geçmişimiz şuanda var görünmüyor. Koalisyon hükümetleri de demokrasi örneğiydi elbet ama dsp ve anap kalmadığı için örnek veremiyorum. AKP'den önceki militarist mantık tarafından korunan demokrasi gerçek demokrasi değildi. Ne kadar beğenmesekte AKP'li 15 yıllık dönem gerçek demokrasinin Türkiye'deki vuku bulmuş halidir. Demokrasi zaten herkesin memnun olacağı, herkesi mutlu edebilecek bir sistem değildir. Çoğunluk mutlu olsun kâfidir demokrasilerde.

Link to post
Sitelerde Paylaş
15 saat önce, Cercis Hz Circis yazdı:

Kenan Evren ve Doğu Perinçek benim en nefret ettiğim iki insan. RTE ile aynı kıvamda iticiler bu üçü. Ağızlarını bolibonla doldurmuşlar gibi dudaklarını şişirmeler falan... Suratları iğrenç, fikirleri kahpe bu insanları Türkiye halkı yetiştirmemelidir. Türkiye demokrasiyle mutlu olmayı gerçekten isteseydi şimdiye kadar bir kaç çeşit demokratik ağacımız ve meyvelerimiz olurdu elbet. Çoğunluğun seçtiği AKP'den başka demokrasi geçmişimiz şuanda var görünmüyor. Koalisyon hükümetleri de demokrasi örneğiydi elbet ama dsp ve anap kalmadığı için örnek veremiyorum. AKP'den önceki militarist mantık tarafından korunan demokrasi gerçek demokrasi değildi. Ne kadar beğenmesekte AKP'li 15 yıllık dönem gerçek demokrasinin Türkiye'deki vuku bulmuş halidir. Demokrasi zaten herkesin memnun olacağı, herkesi mutlu edebilecek bir sistem değildir. Çoğunluk mutlu olsun kâfidir demokrasilerde.

İlk iki dönemi konusunda haklısın. Şu sıralar ne yaptığını kendi de bilmiyor.

Bu da Edward Snowden'in resmi sitesi:

https://edwardsnowden.com/

Filmi de tavsiye ediyorum. Vatanını gerçekten sevmek böyle bir şeydir. Ve bunun eğitimi ilkokulda başlar. Yalan söylememeyi, üçkağıtçılık yapmamayı öğreneceksin tamam. Bizde eksik olan şey ilkelerin anlaşılmamasını. "Türküm, doğruyum çalışkanım" yanlıştır demiyorum. Ama bu filmdeki (ve Edward Snowden'in yaşamındaki) örneğe bakacak olursak şunu anlarız:

- bir taraf "terörü engellemek için" insanların iletişim özgürlüğünü, özel hayatına müdahele edilmemesi özgürlüğünü, gizli verilerinin CIA tarafından didik didik edilmemesi özgürlüğünü "Amerika'nın gücünü korumak" için hazır.

- Dİğer taraf, vatanını seven taraf: "Bunu yaparsak Çin'den Rusya'dan farkımız kalmaz, devletin benim özel E-mAillerimin içinde ne işi var?" diyebiliyor. Ve bunu diyen adam eskiden özel kuvvetlere girmeye çalışmış olan koyu milliyetçi bir adam.

Bence: Felsefe eğitimine yeterince önem verilmiyor. Bazı konuları çok iyi anlıyoruz. Ama mesela neden NATO'da kalmamız gerektiğini, neden herşeye rağmen AB'ye yakın olmamız gerektiğini anlamıyoruz. Sokaktaki insan "İran ve Rusya ile yakınlaşırsak daha iyi olur" gibi laflar edebiliyor. Bu da demektir ki, demokrasiyi konruma anlayışı yok. Sadece tabağındaki yemeği düşünüyor. Demokrasinin hassas ve korunmaya ihtiyaç duyan bir sistem olduğunu anlamıyor. Demokrasiden taviz verilebileceğini, temel ilkeler (mesela işkence, basın özgürlüğü, yargı bağımsızlığı, güçler ayrılığı gibi) çiğnenirse bunun önemli olmadığını düşünüyor. Önemli olanın tabağındaki yemek olduğunu varsayıyor.

Gerçek eğitim sisteminden geçmiş adam bunun olmayacağını bilebiliyor. Diğer kesime bu konuda ulaşılamamıştır. Bu da ciddi bir meseledir. Biraz da zamanla olacak bir meseledir. Cumhuriyet treninden bu yüzden inilmemesi gerekir çünkü bu dediğim nesil isteyen bir şeydir. Demokrasi oturdukça, insanlar bunu korumaları gerektiğini de anlayacaktır. Darbe veya şeriatçı parti bundan kötüdür. Koalisyon dönemleri iyi idi demiyorum. Ama en önemli nokta, ülkenin demokraside kalması, halkın bunun işleyişini kendi kendine anlayacak hale gelmeye başlayabilmesidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 dakika önce, Bitburger yazdı:

Demokrasi bir sistem,yönetim sekli degildir.bir insani degerdir.insana kiymet vermedir.

egitim seviyesine göre oy istemek,Ahlaksizliktir.

"Istırırım Recep Tayyip Erdoğan'ı, yalarım bir de" diyen amcanın, "Erdoğan'ın götünün kılıyık" diyen teyzenin oyları ile neden Celal Şengör gibi dünya çapında bir bilim insanının, bir entelektüelin oyu eşit sayılıyor?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eğitim sistemi ile alakası yok. Fırsatçı ve ahlaksız olunduktan sonra, 100 kişi bulabilirim sana, eğitimli / makam sahibi olup da cumhuriyetin işleyiş biçimi konusunda zır cahil olan.

Piyasa'da Regis Debray adlı bir Fransız'ın "Kızıma CUmhuriyeti anlatıyorum" diye kısa bir kitabı vardır. 15 sene önce filan okumuştum.

Bununla başlanıp, büyük filozofların yazıları ile filan devam edilebilir.

- Bu da yeni moda oldu "demokrasi saçmalıktır". Çok güzel gerçekten.

Kimseye de kızamıyorum. İlk mesajımda dediğim gibi, Demokrasi konusunu anlayan yoktur. Yazarlar filan hapse girmemek için Tayyibe sövemiyorlar. Onun yerine CHP'ye, Ahmet Altan'a, Kılıçtaroğluna ve tabi demokrasiye sövüyorlar.

- Ben şunu söylüyorum: İnanç önemlidir. Millet şeriata daha çok inanıp, şeriatı anlıyorsa, o zaman en temizi ülkenin şeriata geçmesidir.

Koskoca nesillerin demokrasi konusunu, yurttaşlık konusunu anlamadığı (eğitim sistemi yüzünden) bir ortamda, evet, demokrasi saçmalıktır. Biz zaten demokrasi saçmalık olmasın diye uğraşıyoruz ama kimseye de dinletemiyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 4 weeks later...

leonardo18 sen müslüman deistsin anladığım kadarıyla. 2023'e kadar 20 öğretmenlik branşına iş yok. 20'den bir tanesi tabiki felsefe öğretmenliği. Biliyor muydun? Felsefe dalında 1594 öğretmeni ihtiyaç fazlası atıl kadro gösterdiler. Turizm iptal olunca 199 Konaklama ve Seyahat Hizmetleri öğretmenlerini de ihtiyaç fazlası atıl kadro gösterdiler. Sen akp'li olmasan da bunlardan sorumlusun ve ağlayamazsın. Döven ağlamazki, dövülen ağlar. Sen döven taraftasın ama dövülenler gibi ağlıyorsun.

tarihinde Boyla Kutlug tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Felsefe eğitimine yeterince önem verilmiyor. Bazı konuları çok iyi anlıyoruz. Ama mesela neden NATO'da kalmamız gerektiğini, neden herşeye rağmen AB'ye yakın olmamız gerektiğini anlamıyoruz. Sokaktaki insan "İran ve Rusya ile yakınlaşırsak daha iyi olur" gibi laflar edebiliyor. Bu da demektir ki, demokrasiyi konruma anlayışı yok

Türkiye'de demokrasi anlayışı her zaman Fenerbahçe'nin Galatasaray'ı yenmesi üzerine tanımlıymış gibi anlaşılıyor. Çoğunluk olarak iktidar olanlar azınlığa düşenleri söbeleme hakkı tanıyor gibi anlaşılıor. AKP'nin çemkirme siyaseti bu fikirle yakında ilgili. Hava kuvvetlerinin türbanlı pilot yetiştiği bir dönemdeyiz ama akp hâlâ türban yasaklarını konuşarak gündem yaratıyor. Mağdurum da mağdurum edebiyatını 15 yıldır canlı tutuyorlar. Buna sebep akp'nin popülist siyaseti bırakamaması ve üretime dayalı ekonomi oluşturamamasıdır. "Saab 9-3 modelinin tüm fikri mülkiyet haklarını satın aldık" açıklamasını yapalı yıl geçti ama yerli otomobil iddiası gerçeğe dönüşemedi ve dönüşebilecek mi akp de emin olamıyor. Halk, özellikle RTE'ye tapan cahil halkın RTE'den beklentileri büyük. Aslında bunlar beklentilerine tapıyorlar. Kendilerini ezilmiş hissettikleri için RTE onların tatmin duyguları oluyor. RTE'ye bakarak, iç geçirerek kendilerini tatmin eden cahil halk, beklentilerinin sıfır ile sonuçlanması halinde ne gibi bir psikolojiye sürüklenecekler tahmin etmek imkansız.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Boyla Kutlug yazdı:

leonardo18 sen müslüman deistsin anladığım kadarıyla. 2023'e kadar 20 öğretmenlik branşına iş yok. 20'den bir tanesi tabiki felsefe öğretmenliği. Biliyor muydun? Felsefe dalında 1594 öğretmeni ihtiyaç fazlası atıl kadro gösterdiler. Turizm iptal olunca 199 Konaklama ve Seyahat Hizmetleri öğretmenlerini de ihtiyaç fazlası atıl kadro gösterdiler. Sen akp'li olmasan da bunlardan sorumlusun ve ağlayamazsın. Döven ağlamazki, dövülen ağlar. Sen döven taraftasın ama dövülenler gibi ağlıyorsun.

Eğitim sistemi 80'li yıllardan beri sürekli kırpılıyor / özelleştiriliyor diye biliyorum. Ben özel okul olayına temelden karşı değilim, ama devlet okullarının seviyesinin korunması ve eğitimin birleştirilmesi gerek. Çocukları ilkokuldan itibaren sınav manyağı yapıp duruyor (bizde bunlar olurken Finlandiya gibi ülkelerde okullarda artık ev ödevlerini bile kaldırıyorlar).

Turizm seçmeli derstir sanırım. Felsefeyi ben Lise 2 lise 3'te almıştım (yabancı okulda), gayet de önemli bir dersti, konularla ilgili kompozisyonlar yazılır, derste filan çok ilginç tartışmalar olurdu. Tabi bizde din dersi filan da yoktu (nedense hiçbir zaman eksikliğini de hissetmedim).

- Yani yine aynı şeye geliyor. 90'ların sağ politikacıları milleti kerizledikçe kerizlediler. Halk tıpkı Yunanistan'daki gibi bunlardan bıktı. Ama bizdeki sol partiler zayıf olduğu için şeriatçılara yönelmeye başladılar.

Ama netice yine aynı: partinin biri dini, diğeri milliyetçiliği, diğeri Kürtçülüğü diğer Atatürkçülüğü savunuyor. Ama ülkede iş yapılmıyor veya göstermelik işler yapılıp duruyor. Mesela dünyanın en büyük hava alanını inşa edebilirler. Bir şey demedim. Ama ülkede okullarda "insan topraktan yaratılmıştır" öğretiliyorsa, öyle bir hava alanı / saray varsa bile, mantıklı olan onu satıp, parasıyla okul yaptırmaktır. Bir de tuhaf şeyler oluyor. Mesela "feto okullarını yurtlarını kapattık" dediler. Ama bunların yerine dini okul filan açıyorlardır.

Yani bütün bunlar mantıklı politikalar değildir. Yine de felsefe eğitimi, tarih eğitimi filan çok önemlidir. 18 yaşında adam liseyi bitirdiğinde içinde yaşadığı sistemi anlayabilmelidir. Ve felsefe diyorum. Çünkü bu dediğim göklerde dolaşan "ben hayatın anlamını arıyorum" felsefesi değildir. Mesela Rousseau'nun filan metinleri derste okutulmalı. Sonra anarşist düşünürler, sosyalizm filan bunların hepsi felsefi ilkelere dayalı şeylerdir. "Demokrasi" batıdan ithal bir sistem gibi anlaşılıyor. yerine de "kendimize ait" şeriat öneriliyor. Bunlar hep felsefi konular aslında.

Yani o dersin niteliği, öğretmenin vasıfları filan da önemli. Bunu sanatsal / şiirsel / gereksiz bir konu gibi algılayanlar var. Ben de zaten "temel ders olsun" demiyorum. Ama biraz felsefe bilmeyen adam siyaset yapamaz.

Zaten adam siyaseti nasıl anlıyor? - Devleti akrabalarına peşkeş çekmek, eşini dostunu, partilisini işe aldırmak, seçmenine tencere/kömür vermek, yalan söylemek, hasımlarının gastesini kapatmak, karşı çıkanları FETO'cu CIA ajanı ilan etmek, vs. vs.

- Peki Siyaset bu mudur?

- Değildir: Faşizmin bile bir felsefesi vardır. Siyasetin yapılma biçimeri vardır, inançlar vardır, dogmalar vardır, ilkeler / prensipler vardır, amaçlar / ütopyalar vardır.

Da eninde sonunda bunlara dönülecektir. ben kendi bilgimden, 80 darbesi öncesi eğitim sisteminin şimdikine göre çok daha ilerici ve modern bir sistem olduğunu duymuştum. Bir şekilde buna dönülecek diye düşünüyorum.

  

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...