Jump to content

Recommended Posts

1 hour ago, leonardo18 said:

- Hep aynı şeyleri tekrar ediyorsunuz. Söylediklerimi de anlıyormuş gibi görünmüyorsunuz. O zaman tartışmayı kapatalım.

Ne oldu, kitabındaki pislikleri gösterince hep aynı şeyi mi söylüyor oldum.

Ben senin ne söylemek istediğini her zaman anlarım çünkü o yoldan geçtim ben ama sen beni bu kafayla asla anlayamazsın, senin kafan arap-yahudi masallarıyla, zırvalarıyla programlanmış, akıl, bilim, mantık bir yere kadar işe yarıyor, iş arap dinine gelince akıl, mantık devreden çıkıyor sende.

Bir tanrının milyonlarca, milyarlarca insanın arasından birisini seçip "Git, şunlara söyle, bana inanmazlarsa hepsini sonsuza kadar yakarım." gibi bir iddiaya inanmak için aklın ve mantığın devrede olmaması lazımdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 134
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

On 11.02.2017 at 19:26, Temple Grandin yazdı:

Konu üzerinden değil, ucuz bir şekilde kalıplara sığdırarak, itibarı hedef alarak yapılan eleştiriler

Burda senin kişiliğini kimse hedef almaz. Burada kişilikler konuşmaz, fikirler konuşur. Açıkça ortaya konulan konuları anlamazdan gelip aynı temelsiz iddiaları tekrarlar, Kuran' da yazanları göre göre yok yazmıyor, bunları şeriatçılar uyduruyor diye diretirsen elbette sorun çıkar.

Kuranda ne yazdığı sır değildir. Açıp okuyan herkes görür. Biz sana hadis göstermiyoruz. Sen ise sürekli Kuranı koruyup hedefe hadisleri koymaya çalışıyorsun. Bunu maaş karşılığı mı, müslümler aferin desinler diye mi yapıyorsun onu bilemeyiz. Burada islam misyonerliği yap da biz de alkış mı tutalım, beklentin ne bizden?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi bu kendilerini şeriat karşıtı diye tanıtan kişiler, Müslümlere alet oluyorlar.

Müslümlerin bir taktiksel manevrası biraz revaç yaptı, diyanetin hadis ayıklama diye bir şey ortaya atması ile... Gerçi unutuldu gitti ama, bir imaj yarattı. Müslümler hadisleri feda edip geri çekilir gibi yaparak biraz sempati, zaman ve taraftar kazanma derdine düştüler.

Bunlar da bu taktiksel manevraya katılıp destek veriyorlar, ne o şeriat tehlikesi önlenir, Müslümler ehlileşir, uysallaşır, demokrasiyi yıkıp şeriat getirmekten vazgeçerler!

Müslümler gibi basit fikirli kişilerin oyununa gelecek kadar saftır bunlar. Müslümlerden bir aferin almak için söylemeyecekleri yalan yoktur. "Aman elverir ki allah korusun şeriat filan getirmesinler, uslu dursunlar da varsın allaha kurana muhammede inansınlar canım, noolacak yaaav!" :D

Yalnız bu Müslümler hadisten filan vazgeçmezler. Fetönün hoşgörü dinler arası diyalog şeker kaplı içi zehir  sahte şekerlemelerini yeyip de karın sancısından nasıl kıvrandığınızı unutmazsanız iyi edersiniz. Bunların her dedikleri yalan, bunu asla unutmazsanız çok akıllılık yapmış olursunuz. Bunlar bu taktiksel manevraları yaparlar, yeterince çok kerizi keklediklerini düşündüklerinde teokrasiyi hemen ilan etmeye kalkışırlar.

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
19 hours ago, democrossian said:

Şimdi bu kendilerini şeriat karşıtı diye tanıtan kişiler, Müslümlere alet oluyorlar.

Müslümlerin bir taktiksel manevrası biraz revaç yaptı, diyanetin hadis ayıklama diye bir şey ortaya atması ile... Gerçi unutuldu gitti ama, bir imaj yarattı. Müslümler hadisleri feda edip geri çekilir gibi yaparak biraz sempati, zaman ve taraftar kazanma derdine düştüler.

Bunlar da bu taktiksel manevraya katılıp destek veriyorlar, ne o şeriat tehlikesi önlenir, Müslümler ehlileşir, uysallaşır, demokrasiyi yıkıp şeriat getirmekten vazgeçerler!

Müslümler gibi basit fikirli kişilerin oyununa gelecek kadar saftır bunlar. Müslümlerden bir aferin almak için söylemeyecekleri yalan yoktur. "Aman elverir ki allah korusun şeriat filan getirmesinler, uslu dursunlar da varsın allaha kurana muhammede inansınlar canım, noolacak yaaav!" :D

Yalnız bu Müslümler hadisten filan vazgeçmezler. Fetönün hoşgörü dinler arası diyalog şeker kaplı içi zehir  sahte şekerlemelerini yeyip de karın sancısından nasıl kıvrandığınızı unutmazsanız iyi edersiniz. Bunların her dedikleri yalan, bunu asla unutmazsanız çok akıllılık yapmış olursunuz. Bunlar bu taktiksel manevraları yaparlar, yeterince çok kerizi keklediklerini düşündüklerinde teokrasiyi hemen ilan etmeye kalkışırlar.

Özellikle bu kalınlaştırdığım yerleri ve geri kalan ithamları aynen iade ediyorum. Reformist müslümanları hiç tanımamışsın. Tanıdığım bütün reformistler, ezelden beri klasik ılımlı müslümanların da radikal dincilerin zorlu düşmanlarıdırlar. Onlar tarafından dışlanmışlar, hain, mürted ilan edilmişler, hatta bu uğurda kan bile dökülmüştür: Gonca Kuriş'i hatırlatırım. Işid zihniyetli caniler bunları yaparken diğer taraftan müslümanların önüne konan model ılımlı FETÖ idi. Müslüman yumuşakçaları Fettullah cemaatine övgüler düzerken reformist veya öze-dönüşçülerin istisnasız hepsi karşı durmuş, sansürlenmiştir. Sudan sepeplerle tutuklanıp hapis yatanı biliyorum. Bu zümrenin önde gelenlerinin geçmiş  yazılarında, videolarında bu tavrı açık seçik görebilirsin. Bu yazıda kimi itham ediyorsun bilmem ama reformistlerle taban tabana zıt bir tipi tarif ediyorsun. Yanıltıcı ama bazı ateistlerin yanlış intibasının ortaya çıkması yönünden faydalı olmuş.

tarihinde Temple Grandin tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 14.02.2017 at 20:39, democrossian said:

Burda senin kişiliğini kimse hedef almaz. Burada kişilikler konuşmaz, fikirler konuşur. Açıkça ortaya konulan konuları anlamazdan gelip aynı temelsiz iddiaları tekrarlar, Kuran' da yazanları göre göre yok yazmıyor, bunları şeriatçılar uyduruyor diye diretirsen elbette sorun çıkar.

Kuranda ne yazdığı sır değildir. Açıp okuyan herkes görür. Biz sana hadis göstermiyoruz. Sen ise sürekli Kuranı koruyup hedefe hadisleri koymaya çalışıyorsun. Bunu maaş karşılığı mı, müslümler aferin desinler diye mi yapıyorsun onu bilemeyiz. Burada islam misyonerliği yap da biz de alkış mı tutalım, beklentin ne bizden?

Ben bu başlıkta ortaya koyduğum teolojik fikrin okunmasını, düşünülmesini, tartışılmasını istiyorum. Araya bazı başka konudaki fikirlerim kaçmış olabilir; bunu istemezdim ama siz başlattınız. Bu başlık altında olmadan hadis karşıtı Kurancı fikirleri yazıyorsam da, misyonerlikten ziyade, bir yerlerde epey yanlış bir meal filan görmüşümdür, onu düzeltiyorumdur. Görünce dayanamıyorum. Reformist misyonerlikle uğracak vaktim yok. Buraya onun için gelmiyorum. Ha, bu başlıktaki iddiam evet, biraz misyonerlik gibi duruyor Amma, kurallara uygun, hiçbir şey dayatmadan sadece düşünceye hitap ettiğimi teslim edin. Üstelik çok yeni bir fikir, daha önce hiç kimseden duymadım. Böyle şeyler olmazsa forumdaki teolojik tartışmalar kısır döngülere takılıp kalır. Öbür yandan zaten kimsenin takyon filan tartıştığı da pek yok.

tarihinde Temple Grandin tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
25 minutes ago, Temple Grandin said:

Ben bu başlıkta ortaya koyduğum teolojik fikrin okunmasını, düşünülmesini, tartışılmasını istiyorum. Araya bazı başka konudaki fikirlerim kaçmış olabilir; bunu istemezdim ama siz başlattınız. Bu başlık altında olmadan hadis karşıtı Kurancı fikirleri yazıyorsam da, misyonerlikten ziyade, bir yerlerde epey yanlış bir meal filan görmüşümdür, onu düzeltiyorumdur. Görünce dayanamıyorum. Reformist misyonerlikle uğracak vaktim yok. Buraya onun için gelmiyorum. Ha, bu başlıktaki iddiam evet, biraz misyonerlik gibi duruyor Amma, kurallara uygun, hiçbir şey dayatmadan sadece düşünceye hitap ettiğimi teslim edin. Üstelik çok yeni bir fikir, daha önce hiç kimseden duymadım. Böyle şeyler olmazsa forumdaki teolojik tartışmalar kısır döngülere takılıp kalır. Öbür yandan zaten kimsenin takyon filan tartıştığı da pek yok.

Hangi engin(!) bilgine dayanarak meal düzeltiyorsun? Arap dili, edebiyatı ve tarihi konusunda uzman mısın? Ne gibi bir yeterliliğin var?

Link to post
Sitelerde Paylaş
44 minutes ago, sağduyu said:

Hangi engin(!) bilgine dayanarak meal düzeltiyorsun? Arap dili, edebiyatı ve tarihi konusunda uzman mısın? Ne gibi bir yeterliliğin var?

Amatör etimoloğum. Çevirilerimde kaynak gösteriyorum. Kuran'ın filolojisinini yapmak için özellikle "sebebi nüzul" ve bunun için de "hadis" gibi bir kaynaya başvurulmasını nasıl yanlış buluyorsam; Kuran'ın Arap dili ve Edebiyatından ibaret olduğu görüşünü de yanlış buluyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Temple Grandin said:

Amatör etimoloğum. Çevirilerimde kaynak gösteriyorum. Kuran'ın filolojisinini yapmak için özellikle "sebebi nüzul" ve bunun için de "hadis" gibi bir kaynaya başvurulmasını nasıl yanlış buluyorsam; Kuran'ın Arap dili ve Edebiyatından ibaret olduğu görüşünü de yanlış buluyorum.

Yani arapça bilmiyorsun, arap dili, edebiyatı ve tarihi hakkında bilgin yok.

Neden hadis gibi kaynaklara başvurulması yanlış? Arap tarihi bilmeden Kuran'ın yazıldığı zamanki anlayışı, kelimelerin o zamanki kullanışlarını, nasıl deyimler kullanıldığını nasıl anlayacaksın?

Hadisle Kuran arasında ne fark var? İkisi de arapların ağzından çıkan sözler değil mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 hours ago, sağduyu said:

Yani arapça bilmiyorsun, arap dili, edebiyatı ve tarihi hakkında bilgin yok.

Turistlere rehberlik yapacak kadar değil ama üzerinde araştırma yapacak kadar Arapça cümleleri anlayabiliyorum.

Quote

Neden hadis gibi kaynaklara başvurulması yanlış? Arap tarihi bilmeden Kuran'ın yazıldığı zamanki anlayışı, kelimelerin o zamanki kullanışlarını, nasıl deyimler kullanıldığını nasıl anlayacaksın?

Arap dili ve edebiyatına gelince. Kuran hakkında en çok yanılgıya düşülen husus da bu zaten. İnsanlar Arap dili ve tarihi öğreniyorum diye en fazla eski klasik Emevi devrinin Arapçasını öğrenmiş oluyor. Kuran devrinin Arap edebiyatını kültürünü biliyorum demek, Göktürk devrinin Türk edebiyatını kültürünü biliyorum demekle eşdeğer. Araplar da Türkler gibi ciddi bir imparatoruluk kurmadan önce yazı dilini standartlaştırmamış. Arap yazısı, Muhammed öldükten 80 yıl sonra standartlaşıyor ve edebiyat start alıyor, daha ortada birşey yok. Edebiyatın oluşması yüzyıllar sonra... Kuran devrinde ise yazı dili, eski Mezopotamya ve Pers imparatorlarının resmi yazı dili olan Aramice. Kuran'ı anlamak için o devrin Araplarının kültürünü öğreniyorum diyen yalan söyler. En azından bir kaç yüz sonrasının Emevi emperyal kültürünü öğrenmiştir o. 

Quote

Hadisle Kuran arasında ne fark var? İkisi de arapların ağzından çıkan sözler değil mi?

Hadisler emperyal yazı dilinin oluştuğu yüzyıllarda kaydedilmiş. Bu bir yana; ikisi arasındaki fark filolojik olmaktan ziyade teolojik. Konu başlığında da anlattım: Kuran'ın vahiy olduğu, Allah'dan bir insanın zihnine indiği iddia ediliyor. Hadis ise en iyi ihtimalle o insanın düşünceleri, yorumları. Kuran'ın iddiasının bilimce kanıtlaması elbette mümkün değil. Şimdiye kadar bir kabul meselesi idi. "Bu bilgileri Allah'dan başkası göndermiş olamaz" kabulüydü. Hadislerden farkı, Kuran'ın Allah tarafından gönderilmiş olduğu ve değişmediğinin kabul edilmesiydi. İşte benim "Takyonik Din" hipotezim burada devreye giriyor. Vahiyle Allah'ın göndermiş olduğu ve değişmediği kabul edilen bir metin; günümüze kadar ulaşıp milyarı aşkın insanın erişimine açıldığı için, işte o "sebeple" ilahi metindir. Takyonik, anti entropik varlık olan Tanrı;  insan kitlelerine dil formatında erişmek için böyle bir yol seçmiş olsa gerek. Çünkü başka türlü nasıl eriştiğini bilmiyoruz. Başka herhangi bir dinin değişmemiş bir metni varsa o da olabilir, hipotezin kabulüdür. Hadisler Kuran veya başka bir ilahi metinle aynı olamaz, çünkü onların Tanrı sözü olmadığı zaten kabul ediliyor. Peygamberin sözü olup olmadığı bile belli değil.

tarihinde Temple Grandin tarafından düzenlendi
Boşluğu sildim.
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 minute ago, Temple Grandin said:

Hadisler emperyal yazı dilinin oluştuğu yüzyıllarda kaydedilmiş. Bu bir yana; ikisi arasındaki fark filolojik olmaktan ziyade teolojik. Konu başlığında da anlattım: Kuran'ın vahiy olduğu, Allah'dan bir insanın zihnine indiği iddia ediliyor. Hadis ise en iyi ihtimalle o insanın düşünceleri, yorumları. Kuran'ın iddiasının bilimce kanıtlaması elbette mümkün değil. Şimdiye kadar bir kabul meselesi idi. "Bu bilgileri Allah'dan başkası göndermiş olamaz" kabulüydü. Hadislarden farkı, Allah'ın göndermiş olduğu ve değişmediği kabul edilmesiydi. İşte benim "Takyonik Din" hipotezim burada devreye giriyor. Vahiyle Allah'ın göndermiş olduğu ve değişmediği kabul edilen bir metin; günümüze kadar ulaşıp milyarı aşkın insanın erişimine açıldığı için, işte o "sebeple" ilahi metindir. Takyonik, anti entropik varlık olan Tanrı;  insan kitlelerine dil formatında erişmek için böyle bir yol seçmiş olsa gerek. Çünkü başka türlü nasıl eriştiğini bilmiyoruz. Başka herhangi bir dinin değişmemiş bir metni varsa o da olabilir, hipotezin kabulüdür. Hadisler Kuran veya başka bir ilahi metinle aynı olamaz, çünkü onların Tanrı sözü olmadığı zaten kabul ediliyor. Peygamberin sözü olup olmadığı bile belli değil.

Ben sana hadisle ayet arasındaki farkı söyleyeyim: Araplar Muhammed'in bu Allah adında bir tanrının sözleridir dediklerine ayet, bunun haricindeki söz ve davranışlarına hadis demişler. Yani hadisle ayet arasında hiç bir fark yok.

Sizlerin en büyük aptallığı arapların Allah adında bir tanrı bizden birini elçi seçti, ona inanmayan herkesi sonsuza kadar yakacak demesine inanmanız.

Kendinize sormanız gereken soru şu: Biz neden araplara sorgusuz sualsiz körü körüne inanıyoruz?

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 minutes ago, sağduyu said:

Ben sana hadisle ayet arasındaki farkı söyleyeyim: Araplar Muhammed'in bu Allah adında bir tanrının sözleridir dediklerine ayet, bunun haricindeki söz ve davranışlarına hadis demişler. Yani hadisle ayet arasında hiç bir fark yok.

Sizlerin en büyük aptallığı arapların Allah adında bir tanrı bizden birini elçi seçti, ona inanmayan herkesi sonsuza kadar yakacak demesine inanmanız.

Kendinize sormanız gereken soru şu: Biz neden araplara sorgusuz sualsiz körü körüne inanıyoruz?

Dediğin gibi bazılarımız korktuğu için, bazılarımız sürüye kapıldığı için. Ama bazılarımız (bunlar kesişim kümeleri olabilir) Kuran'da direkt Tanrı'dan geldiğine inanılan ölüm ötesini anlatan veriler olmasından; ölümün onları yok etmeyeceğine inanıp rahatlamasından. "Kuran gerçekse ibadet edip İslam'ın tarif ettiği insan olursak öldükten sonra iyi bir şekilde var olmaya devam edebiliriz." İşin temelinde korkudan ziyade bu var. İnsanlar ezelden beri ölümden sonrasına inandı. Kuran'da bununla ilgili kesin ifadeler olunca iş buna inanmaya kaldı.

tarihinde Temple Grandin tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 minutes ago, Temple Grandin said:

Dediğin gibi bazılarımız korktuğu için, bazılarımız sürüye kapıldığı için. Ama bazılarımız (bunlar kesişim kümeleri olabilir) Kuran'da direkt Tanrı'dan geldiğine inanılan ölüm ötesini anlatan veriler olmasından; ölümün onları yok etmeyeceğine inanıp rahatlamasından. "Kuran gerçekse namaz kılıp İslam'ın tarih ettiği insan olursak öldükten sonra iyi bir şekilde var olmaya devam edebiliriz." İşin temelinde korkudan ziyade bu var. İnsanlar ezelden beri ölümden sonrasına inandı. Kuran'da bununla ilgili kesin ifadeler olunca iş buna inanmaya kaldı.

Bu İslam dini tamamen yahudi masalları üzerine kurgulanmış arap palavralarından ibaret, bu o kadar açık ki, bunu görmemek için insanın müslüman olması lazım. Zaten bunu göremeyenler de sadece müslümanlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bakın, ölüm ötesinden sadece suçlular korkar. Kimseye karşı bir suç işlemeyenler ölüm ötesinden korkmaz. Suçlular, suçlarını bağışlayacak bir tanrı arayışı içindedirler. Kimseye bir haksızlık yapmamış, kimseye zulmetmemiş, kimsenin hakkını yememiş, karıncaya dahi saygı ve sevgi göstermiş insanlar ne bir tanrı arar, ne de ondan korkarlar.

Ben misal, tanrı ya varsa diye en küçük bir endişe de duymuyorum, keşke tanrı olsaydı diye de bir şey düşünmüyorum. İnsanları bilmeden incittiğim on sene önce bile olsa aklıma gelince içim burkuluyor, keşke yanlış anlayabileceğini düşünebilsem ve dilimi tutsaydım diye. Bir kediye iyilik yapabilecekken, işim acele olduğu için geçip gittiğim ve o hayvancağızı o zor durumda bıraktığım için öyle pişmanım ki, kendimi affedemiyorum. Hiç bir şey yapmadım, bir kötülük yapmadım. Ama iyilik yapabilecekken yapmadım. O hayvancağızı hak etmediği o zor durumdan kurtarabilirdim. Üşümüştü ve açtı. Hiç yapmazdım, ne kadar önemli işim olsa yardım ederdim ama o an ne oldu bilmiyorum. O zavallıya yardım etmedim. Üzerinden yıllar geçti, hâla kahroluyorum.

Ben tanrıyı ne edeceğim söyler misiniz?  Tanrı olup da bana ne halt ediverecek? Tanrı varsa benden çekeceği var, ben ondan değil, o benden çekinsin. Sen manyak mısın psikopat mısın sadist misin ulan, ne demeye bu doğayı canlıların birbirini yemek zorunda olduğu biçimde yarattın derim. Aklına daha iyi bir fikir gelmedi mi geri zekalı embesil diye ağzıma geleni sayarım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On ‎2‎/‎17‎/‎2017 at 00:59, Temple Grandin yazdı:

Turistlere rehberlik yapacak kadar değil ama üzerinde araştırma yapacak kadar Arapça cümleleri anlayabiliyorum.

Arap dili ve edebiyatına gelince. Kuran hakkında en çok yanılgıya düşülen husus da bu zaten. İnsanlar Arap dili ve tarihi öğreniyorum diye en fazla eski klasik Emevi devrinin Arapçasını öğrenmiş oluyor. Kuran devrinin Arap edebiyatını kültürünü biliyorum demek, Göktürk devrinin Türk edebiyatını kültürünü biliyorum demekle eşdeğer. Araplar da Türkler gibi ciddi bir imparatoruluk kurmadan önce yazı dilini standartlaştırmamış. Arap yazısı, Muhammed öldükten 80 yıl sonra standartlaşıyor ve edebiyat start alıyor, daha ortada birşey yok. Edebiyatın oluşması yüzyıllar sonra... Kuran devrinde ise yazı dili, eski Mezopotamya ve Pers imparatorlarının resmi yazı dili olan Aramice. Kuran'ı anlamak için o devrin Araplarının kültürünü öğreniyorum diyen yalan söyler. En azından bir kaç yüz sonrasının Emevi emperyal kültürünü öğrenmiştir o. 

Hadisler emperyal yazı dilinin oluştuğu yüzyıllarda kaydedilmiş. Bu bir yana; ikisi arasındaki fark filolojik olmaktan ziyade teolojik. Konu başlığında da anlattım: Kuran'ın vahiy olduğu, Allah'dan bir insanın zihnine indiği iddia ediliyor. Hadis ise en iyi ihtimalle o insanın düşünceleri, yorumları. Kuran'ın iddiasının bilimce kanıtlaması elbette mümkün değil. Şimdiye kadar bir kabul meselesi idi. "Bu bilgileri Allah'dan başkası göndermiş olamaz" kabulüydü. Hadislerden farkı, Kuran'ın Allah tarafından gönderilmiş olduğu ve değişmediğinin kabul edilmesiydi. İşte benim "Takyonik Din" hipotezim burada devreye giriyor. Vahiyle Allah'ın göndermiş olduğu ve değişmediği kabul edilen bir metin; günümüze kadar ulaşıp milyarı aşkın insanın erişimine açıldığı için, işte o "sebeple" ilahi metindir. Takyonik, anti entropik varlık olan Tanrı;  insan kitlelerine dil formatında erişmek için böyle bir yol seçmiş olsa gerek. Çünkü başka türlü nasıl eriştiğini bilmiyoruz. Başka herhangi bir dinin değişmemiş bir metni varsa o da olabilir, hipotezin kabulüdür. Hadisler Kuran veya başka bir ilahi metinle aynı olamaz, çünkü onların Tanrı sözü olmadığı zaten kabul ediliyor. Peygamberin sözü olup olmadığı bile belli değil.

- Bunlar çok saçma laflar. Yaratıcı bile değil. "Arap zırvası, Arap zırvası" diye diye ömür tüketiyorsunuz. Takım mı tutuyorsunuz, Ateizmi mi savunuyorsunuz belli değil. Cidden çok sıkıcı. Ben gidiyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Olur mu yahu, Leyla ile Mecnun efsanesi, islam öncesi Arap edebiyatının klasiklerinden. Keza Sinbad masalları olasılıkla taa Fenikeliler zamanından kalma denizcilik efsaneleridir. İslam öncesi bir Arap edebiyatı elbette vardı.

Kuran çok fazla değişmemiştir evet ama bunda takyonik makyonik bir durum yok. Kuran önceki kutsal metinlerden farklı olarak doğrudan Allah adlı İslam tanrısının ağzından formatında oluşturulmuştur. Öncekiler kutsal hadis denen formatta olduğu gibi "rab buyurdu ki" biçiminde idi.

Bu taktik işe yaramıştır. Der Spiegel dergisi Kuran'ı dünyada en korkulan kitap olarak tanımlamış ve kapak yapmıştı. İnananlar Kuran'dan ciddi şekilde tırsıyorlar. Korkunun boyutları inanılmaz düzeydedir. Fobi noktasına varan korkular gözlemlenmektedir. Kuran görüldüğü anda korku içgüdüleri tetikleyen bir korku objesi durumundadır. kapak deseni, korkuyu tetiklemeye yetmektedir.

Bir sefer sayfaları açık bırakılmış Kuran'dan insanların renkleri benizleri solma ve sesleri titreme derecesinde korktuklarını gözlerimle görmüştüm. Bu korku alabildiğine de sömürülüyor tabii. Bunları niye anlatıyorum, bu korku Kuran'a değiştirme amacıyla yaklaşılmasını etkili şekilde önlemiştir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 18.02.2017 at 16:56, leonardo18 said:

- Bunlar çok saçma laflar. Yaratıcı bile değil. "Arap zırvası, Arap zırvası" diye diye ömür tüketiyorsunuz. Takım mı tutuyorsunuz, Ateizmi mi savunuyorsunuz belli değil. Cidden çok sıkıcı. Ben gidiyorum.

Bunun benimle ne alakası var anlamadım. Hedef şaşırdı galiba.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 18.02.2017 at 17:30, democrossian said:

Olur mu yahu, Leyla ile Mecnun efsanesi, islam öncesi Arap edebiyatının klasiklerinden. Keza Sinbad masalları olasılıkla taa Fenikeliler zamanından kalma denizcilik efsaneleridir. İslam öncesi bir Arap edebiyatı elbette vardı.

Bilmiyorum ama bu dediklerin tahminen resmi yazı dilinin Aramice olduğu zamana dayanıyor. Asurilerin, Nebatilerin olduğu zamanlar. Hatta bunlar Yunanlılardan da etkilendiler. Mesela Kuran'da geçen İncil, belde kelimeleri Yunanca asıllı (Euangelion, polis). Fenikeliler de Arap sayılacaksa tamam işte ben de onu kastediyorum. Kuran filolojisi yapmak için Arap dili ve edebiyatı çok yetersiz kalır ve yanıltıcı olur. Kuran'ı anlamak için Arami dilini de Fenike dilini de bilmek lazım diyorum ben de zaten.

Quote

Kuran çok fazla değişmemiştir evet ama bunda takyonik makyonik bir durum yok. Kuran önceki kutsal metinlerden farklı olarak doğrudan Allah adlı İslam tanrısının ağzından formatında oluşturulmuştur. Öncekiler kutsal hadis denen formatta olduğu gibi "rab buyurdu ki" biçiminde idi.

Bu taktik işe yaramıştır. Der Spiegel dergisi Kuran'ı dünyada en korkulan kitap olarak tanımlamış ve kapak yapmıştı. İnananlar Kuran'dan ciddi şekilde tırsıyorlar. Korkunun boyutları inanılmaz düzeydedir. Fobi noktasına varan korkular gözlemlenmektedir. Kuran görüldüğü anda korku içgüdüleri tetikleyen bir korku objesi durumundadır. kapak deseni, korkuyu tetiklemeye yetmektedir.

Bir sefer sayfaları açık bırakılmış Kuran'dan insanların renkleri benizleri solma ve sesleri titreme derecesinde korktuklarını gözlerimle görmüştüm. Bu korku alabildiğine de sömürülüyor tabii. Bunları niye anlatıyorum, bu korku Kuran'a değiştirme amacıyla yaklaşılmasını etkili şekilde önlemiştir.

Taktik, maktik, her nasılsa içindeki bilgiyi yitirmeden en çok yayılan kitap bu olmuş. İnsanın evriminde nice taktik, hinlik, abukluk, anlamsız gibi gözüken faktörlere rastlayabiliriz değil mi? Ama sonuçta insan ortaya çıkmış işte..

Kuran'daki yayılmanın taktikler, hinlikler neticesinde mi olduğu; yoksa gerçekten iyi ve doğru bir takım şeylere mi dayandığı ateistler ile Kurancıların çatıştığı nokta olsun. Ben sonuca baktığımda bu şekilde Tanrıca bir amaca ulaşıldığını düşünüyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 18.02.2017 at 15:50, democrossian said:

Ben tanrıyı ne edeceğim söyler misiniz?  Tanrı olup da bana ne halt ediverecek? Tanrı varsa benden çekeceği var, ben ondan değil, o benden çekinsin. Sen manyak mısın psikopat mısın sadist misin ulan, ne demeye bu doğayı canlıların birbirini yemek zorunda olduğu biçimde yarattın derim. Aklına daha iyi bir fikir gelmedi mi geri zekalı embesil diye ağzıma geleni sayarım.

Tanrı'nın, insanların akılla bilimle ulaşabildiği doğru fikirlerden farklı bir yolla yarattığını sanmıyorum. Hatta Tanrı'nın bu düşüncelerden ayrı bir varlık olduğunu da sanmıyorum. Canlıların birbirini yediği bir dünya muhtemelen bizden bilim insanlarının de düşünüp en doğrusu olacağına karar verdiği bir dünya olurdu.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...